Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ShYFA CUMHURİYET 11 EYLUL2005PAZAR
HABERLER
Sevgili,
Eylülün ilk hafta sonunu Ça-
nkkale, Assos, Kadırga'da ge-
^rrjm, dostlarta biriikte.
3 Eylül günü sıvil toplum örgüt-
-fernin düzenlediği, Çanakkale
&kak Şenlikleri'nin üçüncüsüne
dat Idım. Odağını güzel Halk
Eahçesi'nin oluşturduğu şenlikte,
çerçekten kent halkı ile bütünleşme
sağıanmıştı.
Akşamüstü, aynı mekânda yapılan,
sngın katılımcı kadrolu, dınleyıcılerın
sonuna kadar ilgıyle izlediği söyleşinın
ana teması "komşuluk, dayanışma ve
tanş"X\.
Yazılanndan da Troya konusuna bü-
\ük önem verdiğini bildiğim dostum
Naluk Şahin. yakınlarda yitırdığımız
Hanfred Osman Korfmann'ı da an-
nayı unutmadığı (zaten Çanakkale'de
Korfmann'ı anmayan yok kO konuşma-
snda Troya müzesi projesınden heye-
canla söz etti, bunun bıze kazandıra-
caklarını anlattı ve gündeme "Banş
Kenti Çanakkale" konusu geldı.
Çanakkale otuz yüzyıldan fazla bır
süre, büyük, unutulmaz savaşlara sah-
ne olmuş bır kent. Her yıl Çanakkale
Savaşı, dünyanın en uzak bölgelerın-
den gelen ınsanlann katılımıyla anılıyor.
Tarihin en eskı çağlanndan beri sa-
vaşlanyla anılan bır yenn bır banş kentı
olarak tanınıp banş merkezi haline ge-
tirilmesı ılk bakışta bıraz garip görünü-
yor, ama pek de öyle değıl.
• • •
Çanakkale'de her şey ilginç. Çok
değerli bır profesor-yazar dostum, her
yıl dedelerinin Çanakkale'ye ayak ba-
sışlarının yıldönümünde ülkemıze ge-
len Avustralyalılar, Yenı Zelandalılar,
Anzaklarla ilgili olarak son derece ıl-
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Banş Kenti Çanakkale
ginç, ironık bır saptamada bulunarak
şu soruyu sormuştu geçenlerde:
- Acaba bız her yıl Vıyana kuşatma-
sının yıldönümünde oraya gıtsek,
Avusturyalılar ıle Avrupalılar neler hıs-
seder, ne düşünürler?
Çok güldüm. Ama sonra düşündüm.
0 ınsanlar oraya, bır ıstila gırışiminı
kutlamak ıçın değil, savaş sırasında
atalannda gelışen bilınçlenme sürecıni
anmak ıçın gelıyorlardı.
Evet, dünyanın en uzak ucundan
buraya gelen askerlenn büyük bır kıs-
mı, başlangıçta kendisinı Ingilız olarak
görüyordu. Ama çatışmalar sırasında,
öyle olmadığını yaşayarak gördüler ve
birden anladüar ki bu kendı savaşları
degildi.
Belkı de bır savaşın ıçınde bu denlı
toplu bıçımde ilk defa böyle bir bılınç
edinılmekteydı.
Insanlar, kan döktükleri, can verdık-
leri, acı çektıklen, acı çektırdıkleri sa-
vaşlann. aslında hıç de kendı davalan
olmadığını anladıklan an banşın döne-
mi başlar.
1915 yılında insanlık tanhınde, Ça-
nakkale'de pariayan yıldızı herkes fark
ettıği zaman banşın güneşı de doğa-
caktır.
Bu nedenle, bir banş kenti olarak
Çanakkale, yeryüzünün en ısabetlı ye-
rıdır.
• • •
Troya'ya gelınce: Hem Manfred Os-
man Korfmann'ın, hem dostum
Haluk Şahın'ın temennılerıne
içtenlıkle katılıyorum. Haluk Şa-
hın'ın ortaya attığı "Troyalılar
bızden mıydı" sorusunun yanı-
tının ıse tanhın derınlıklennden
çok bugün Anadolu'da yaşa-
yan ınsanlann derınlıklerınde
yattığına ınanıyorum.
Anafartalar Kahramanı Mustafa Ke-
mal, Izmir'ın kurtarılışının ardından
"Şimdi Troya'nın ıntikamı alındı" der-
ken bu sorunun da yanıtını vermıştır.
Zaten o yüzdendır kı eskıden okul-
larda, yalnızca bır dinın, bır hanedanın
tarihı okutulurken Mustafa Kemal çağ-
daş bır görüşle, butün bu toprakların
zengınlığının ve tarıhının okutulmasını
ıstemiştir.
"Bu toprakların bırikimınin, tarihınin
zenginliğının ne kadan btzım öz malı-
mızdır" sorusunun yanıtı bızım kendi-
mızı nasıl tanımladığımızda yatıyor.
Eğer bız kendımızı, bu topraklarda
Orta Asya'dan yola çıkanlar, Anado-
lu'ya gelmeden önce ve de sonra bu-
rada olan, dını, dılı, etnık kökenı ne
olursa olsun bütün ınsanlann mırasçısı
olarak görüyorsak -kı son yapılan bi-
lımsel araştırmalar da bunu doğrulu-
yor- bu mirasın tumü bızımdır ve Tro-
yalılar da bızden, bız de onlardanızdır.
Ve daha ne kadar çok Ekrem Akur-
gal'lar, Sabahattin Eyüboğlu'lar. Az-
ra Ertıat'lar. Melih Cevdet'ler, Kenan
Erim'ler çıkarabılırsek, o kadar daha
çok bızım olacaktır bu mıras.
Manfred Osman Korfmann'ı da bu
bilinci bıze bır kez daha antmsatan bır
kışı olarak saygıyla anıyoruz.
3 Eylül günü "Banş Kentı Çanakka-
/e"de bunları düşünüp dıle getırdım
Sevgili.
Bursa'da temel atma törenlerine katılan Erdoğan'a bir kişi yumurta fırlattı
Yine yumurta atolarLE\r
ENTGEıNCELLİ
BURSA - Bursa'da adının
Hasan Tahsin oldugunu söy-
leyenbırkışı Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'a yumurta
fırlattı. Son dönemde artan
olaylarla ügilı olarak da med-
yaya çağnda bulunan Erdo-
ğan, "Tetevizyonlarda dakî-
kalarca yayımlanan bu göriin-
tüler, Türîdye'yi yanhş yansı-
üyor. Türkiye sanki bir terör
ülkesiymiş gibi algılanıyor"
dedı
BaşbakanErdoğan, Uludağ
Cmversıtesrnın (UÜ) Görûk-
le Kampusu'nda yaptınlan
Uludağ Teknolojı Geliştırme
Merkezı'nin (UTGM) yöne-
tım bınasının açılışı ve bağlı
tesıslerın temel atma törenı-
ne katıldı Buradakı törenin
ardından Erdoğan, Orhanelı
Temel Kavşağı temel atmatö-
renine geçtı. Burada gerçek
adı Hasan Kanar olmasına
karşın adının Hasan Tahsin
olduğunu söyleyen 55-60 yaş-
lanndakı bır kışı Erdoğan'a
yumurta fırlattı Yumurta fır-
Erdoğan Bursa'da yapnğı konuşmada, terörûn tüm insanbğın sorunu olduğunu söykdi. (AA)
latılışını ılk gören Emine Er-
doğan'ın uyansıyla koruma-
lar Başbakan'ın etrafinda et-
ten duvar örerlerken yumur-
ta Erdoğan'ın onüne düştü.
Bursa Emnıyet Müdürü Hü-
seyin Çapkın'ın da protokol
tribünûnden kalkarak müda-
hale ettıği olayın ardından ey-
lemcı gözaltına alındı
Törende yaklaşık 1500 kı-
şrye seslenen Erdoğan'a ka-
labalıktan biri, "Çiftçine ola-
cak" dıye sordu Bunun üze-
nne "Banabazenböylelaf aü-
yoriar.Bensözümüsakmmam.
Bakçiftçikardeşim" dıye sö-
ze başlayan Erdoğan, "Her
zamançiftçisininyanuıdaolan
bir iktidar var. Geçmişle mu-
kayesesini yapuT dedi.
Terörün tüm insanlığın so-
runu olduğunu ıfade eden Er-
doğan, medyaya çagnda bu-
lunarak, "Televizyonlardada-
kikalarca yayımlanan görün-
tûler, TürVdye'yi yanhş yansı-
üyor. Türkiye sanki bir terör
ülkesiymiş gibi algüanıyor"
diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, temeli
Atatürktarafindan atılan Me-
rinos'un çok yakında Bursa
Büyükşehir Beledıyesi tarafin-
dan park haline geünlecegi-
ni söyledı.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nı
izlemek ve dinlemek için tek kart!
2005/06 Konser Programı
Ekim
19 Ekim 2005 Çarşamba 20:00
Kaoıkoy Halk Eğıtm Merkezı
20 Ekim 2005 Perşembe 20:00
Lütli Ktdar Konser Salonu Ocak
18 Ocak 2006 Çarşamba 20:00
Kadıkoy Halk Eğıtınn Merkezı
19 Ocak 2006 Perşembe 20:00
Lütfi Krdar Konser Salonu
Şef : Gürer Aykal
Solıst : Fazıl Say (piyano)
P. I. Çaykovski: Setrfont No. 4Fa Minör op. 36
L Bemsteın : Senfoni No 2 The Age ofAruoety
Şef : Rengim Gökmen
Solıst : Steven Isseriis (viyolonsel)
G Verdi : Sıalya'öa Akşam Dualan Uverturu
J Haydn : Viyolonsel Konçertosu Do Mapr
P I. Çaykovski . Fiokoko Çeş/öeme/en
M. Ravel : Daphnıs ve CNoe
Kasım
30 Kaam 2005 Çarşamba 20:00
Kadıköy Halk Eğıtım Merkezı
01 Aralık 2005 Perşembe 20:00
Lutf Kıraar Konser Salonu
Şubat
15 Şubat 2006 Çarşamba 20:00
Kadıköy Halk Egitım Merkezı
16 Şubat 2006 Perşembe 20:00
Lutfi Kırdar Konser Salonu
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası
İstanbul'un iki yakasında...
Şe/Gufcr A\feal vonetımınck Borusan îstanbul Filarmoni Orkestrası
ve dUnyaca unlü solıstkrden, Lûtfi KırdarKonser Salonu ve Kadıköy
Halk Eğitin» Merkeri'nde seton boyu eşsıt konserler.. Ehm 2005'te
sezon açılv, or<
Borusan îstanbul Filarmoni Orkestrası'mn 2005-2006 sezonu konserîen
ıçın Âbonman Kartı, 5 Eylül'den ınbaren 6zel ıru&rimlerle satışa
sunuluyor. Sezon boyunca, kuyruklarda behlemeden, "hlet bulurum
bulamam" endışesı yaşamadan, kenck özel koltuğunuzda sen/onife
tadına vann.
Şef : Gürer Aykal
Solist : Olga Borodina
(mezzo-soprano)
G. F Handel • Su mvzığı Surt No 7 Fa Ma/ör
A Ponchıellı La Gıoconda, voce d/ donna
C. Saınt-Saens Samson and Delrfah, pnntemps quı
commence
R Wagner Tnstan ve Isolde
Prelude and love-death
G Bızet Carmen, Seguedılla
B. Smetana • Satılmış Nışanlı Uverturu
F. Cılea . Adnana Lecouvreur, Acerba voıuta
Koro Şefi
Koro
W. A. Mozart
W. A. Mozart
Mart
: ibrahim Yaztcı
: Kültür ve Turizm Bakanlığı
Devlet Çoksesli Korosu
Operalardan Seçmeter
RequıemK 626
15 Mart 2006 Çarşamba 20:00
Kadıkoy Halk Eg^ım Merkezı
16 Mart 2006 Perşembe 20:00
Lutfi Kırdar Konser Salonu
Abonman Karümz aynı zamanda bır mü^ık CD'si. Kartmı^ı CD
-çaîara verlejrinn, Borusan tstanbul Filarmoni Orkestrası'nın konser
haydmı dılecltgım^ an, dûedığmız yerâz dınleyın.
N Rımsky-Korsakov • lspanyol Kapnçyosu
P I Çaykovski : Francesca Da Rımım
Aralık
21 Aralık 2005 Çarşamba 20:00
Kadıköy Halk Eğrtın Merkezı
22 Aralık 2005 Perşembe 20:00
Lûtfi Kırdar Konser Salonu
...._. Konseri"
Aykal
Emre Şen (piyano)
J. Strauss Varasa Uvertürü
Guneytn Gullen
Macar Fantezısı, piyano ve orkestra ıçın
fmparafor Va/sı
Tunder ana bghtnıng Polka
Viyana Ormanlan Efsanesı
llkbahar Seslen Feryal Turkoğlu (soprano)
Radetzky Marşı
W. A. Mozart 250 .---. ^ a
Şef • Gürer Aykal
Solıst Joanna MacGregor (piyano)
J Brahms Senfoni No 1 Do Mınor op 68
Hasan Tura Çanakkale
W A Mozart : Piyano Konçertosu No. 21 Do Ma/or
Nisan
19 Nisan 2006 Çarşamba 20:00
Kad koy Halk EÇjıtırr Mernezı
20 Nisan 2006 Perşembe 20:00
Lutfi Kırdar Konser Salonu
F Uszt
J. Strauss
Utvi Cernal Erktn 100 yaşında
Hasan Ferid Alnar 100 yaşında
Şef Gürer Aykal
Solıst : Domenico Nordio (keman)
Utvı Cemal Erkın Senfoni No 1
Hasan Fend Alnar Kanun Konçertosu
J Brahms Keman Konçertosu Re Ma/or op 77
ABONMAN KARTI SATIŞ FİYATLARI
Lûtfi Kırdar Konser Salonu (7 Konser)
Tam Abonman Kartı 208 00 YTL
Indınmlı Abonman Kartı 104 00YTL
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Konser Salonu (7 konser)
Tarr Abonrran Kartı : 180.00 YTL
İndınmlı Abonman Kartı : 90.00 YTL
- İndmmlı abonman kartlanndan ögrenctter, oğretmenler, öğretım uyöen,
emeklıler ve 65 yaş üstu yararlanabılir.
- Abonman kartı alan aıtelerin 18 yaşından küçiık 2 çocuğu ücretsız olarak
abonman kartı sahbı olatoBir.
Tel . *.5o-
Faks: .•, - -o9t
www.bcnjsansar\at.com
Abonman Kartı Sattş:
'JMF emrediyor, AKPyaptyor'
Hükümetin ekonomikpolitikalannı eleştiren
DYP lideri Mehmet Ağar erken seçim istedi
ABİDtNYAĞMUR
MERStN-ÜMF ile Tür-
kiye arasmdakı ilişkıle-
nn, AKP ıktıdan döne-
minde "emreden-emir
alan" ilışkisıne dönüştû-
ğünü belırten DYP Genel
Başkanı Mehmet Ağar,
hükümetin ekonomiye ku-
manda edemeyeceğını,
tek çarenın seçım oldu-
ğunu söyledı.
Ağar, Mersin Ziraat
Odası'nda yöre çiftçüe-
riyle bir araya geldi. Zıra-
at Odası meclis üyesi
Mustafa Ongun, narenci-
ye üretıcısımn ardından
üzüm ve şeftalı üretıcisı-
nin de gırdi maliyetlerini
karşüayamaz dururna gel-
diğını belırterek gübre,
mazot ve ılaç gibi girdı-
lerde KDV oranlannın sı-
firlanmasını istedi.
Daha sonra söz alan
DYP Genel Başkanı Ağar
ıse "Siz etmas ya da pır-
lanta rm ürethorsunuz ki
KDV indirimi yapsınlar.
Bu bükümet üreten çiftçi
için KDV indirimi yap-
maz, ama lüks tüketime
yönelikKDV indirimiya-
pıyor" diye konuştu AKP
hükümetini "çiftçiyi im-
ha" polıtikası ızlemekle
suçlayan Ağar, "Bu bir
siyasi tercib meselesL tk-
tidar terdhiniçiftçkkn ya-
na kullanacak mı kullan-
mayacakna? Bunugöre-
ğ dedi.
AKP'nin ülkeyı darbo-
ğazdan kurtarmak yenne
daha fazla ıktidarda kal-
manın yoUannı aradığını
\
r
urgulayan Ağar şunlan
söyledı:
"tktidarda daha fazla
kahnakiçin dtşardan siya-
sidestek, dışardan ekono-
mik destek aradüar. IMF
politikalanna tamamen
testim oldular. Ekonomi-
ye hükümetin kumanda
etmesi mümkün değil,
çünkü ekonomiye chşar-
dan kumanda ediliyor.
AKP ikb'dan dönenımde
LMFTürkhçftşkaeriemr
veren,emir alan taraflarm
oMuğukanbirihşkiyedö-
nüştü. IMF emrediyor,
bunlar yapıyoriar."
IR NOKTASI /ORALÇALIŞLAR
e-posta Adreslerine Küför Gönderenler...
Gazetedeki e-mail adresime birta-
kım küfürler geliyor. Bunlann arasında
zaman zaman profesör, avukat, mü-
hendis imzalı olanlan görüp şaşkınlı-
ğa düşüyorum. llkel bir insan profili
gösteren bu kişilerin Cumhuriyet oku-
ru olduğunu sanmıyorum. En azından
gazetemize bunlan yakıştıramıyorum.
Bazıları öylesine kendinden geçiyor
ki, sınırian aşıyor, en kaba maço kül-
türünü kusuyor.
Bir kısmının "Işte adım adresim, ne
yapabileceksen geri durma" diyerek
düelloya davet ettiği de oluyor. Düel-
lo, bir güç gösterisi ve kabadayılık ifa-
desiyse tabii ki böyle bir meydan
okumayı kabul edemem. Ancak teh-
ditlerden yılacak İnsan da değilim.
Yaşamımın çok önemli bir bölümü
hapishanelerde ve kaçak olarak geçti.
Görmediğim eziyet, tatmadığım acı
kalmadı.ldamdan yargılandım, yanı
başımdan çok sevdiğim arkadaşlanm
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hü-
seyin Inan'ı idama götürdüler. Tehdit-
ler, hakaretler, birçok muhalif insanın
başına geldıği gibi ben'ım başıma da
çokça geldi. Düello yapacağım insa-
nın bir çapı olmalı. Onlan muhatap al-
mayı kendime yakıştıramam.
•••
Kendisinden değişik görüşte olan-
lan hazmedemeyen bu kişilerin so-
runları nereden kaynaklanıyor, anla-
maya çalışıyorum. Nasıl bir derdi var
acaba diye düşünüyorum. Gündelik
hayatın kaygılan, Türkiye'nin ağır so-
runları onları öfkelendiriyor olabilir.
Açmazlara sürüklüyor olabilir. Sorun-
lanndan söz edenleri, sorunun kendi-
siyle kanştınp öfkelerini bunu dile ge-
tirenlere yöneltiyor olabilirler.
Ülkemizde ne yazık ki sağlıklı bir
tartışma kültürü oluşmadı. Değişik
düşünce sahipleri arasında yapılan
tartışmalar çoğu zaman hakaretlere,
küfürlere, mesnetsiz suçlamalara dö-
nüşebiliyor. Bu tartışmalann klişe söz-
cükleri "vatan hainliği". önüne gelen,
diğerine kızdığı an bu sözcükleri ya-
pıştınvenyor.
Ben de yaşamım boyunca "hainlik"
suçlamasıyla bol bol yüz yüze geldim.
Askeri darbe dönemlerinin mahkeme-
lerinde savcılar bu srfatı en çok kulla-
nanlardı. Tabii kendileri de bu durum-
da vatansever oluyorlardı. Bu vatan-
severlerin önemli bir kısmını daha
sonra akçalı işlere bulaşmış olarak
gördüğümde hiç şaşırmadım. Vatanı
bu kadar çok sevmelermin bir karşıhğı
olmalıydı.
Gelelim küfür gönderen muhterem
zatlara. Bunlara ne diyeceğimi bilemi-
yorum. örneğin hakaretten mahke-
meye mi versem? Yoksa bu küfürleri
imzalanyla birtikte köşemde yayımla-
yıp, kendilerini ne kadar aşağıladıkla-
rını teşhir mi etsem? Ya da şimdiye
kadar yaptığım gibi işime mi bak-
sam? Bu küfürlere kızıyor muyum?
Emin değilim. Üzüldüğüm kesin. Ko-
ca koca okumuş yazmış erkeklerin bu
kadar düşük düzeyde tepkilerle dü-
şüncelerinı ifade etmelerini, ülkemde-
ki düşünce ve tartışma adabı açısın-
dan, kaygı verici buluyorum. Biz bu
kadar düştük mü diye kendi kendime
hayıflanıyorum.
Geçenlerde bir gazetenin başyaza-
nyla konuşurken, ilginç bir küiür öy-
küsünden söz etti. Birçok köşe yazan
gibi ona da birtakım küfür sapıklan
musallat olmuşlardı. Bu küfürbazlar-
dan birinin ABD'de bir üniversitede
doktora yaptığını anlayınca, başyazar
meslektaşımız kendisine şöyle bir
mesaj göndermiş, "Senin bu yazdık-
lann, bir potansiyel terörist olduğunu
gösteriyor," Bunu yazdıktan sonra
film kopmuştu. Küfrü gönderen pani-
ğe kapılmış ve kendisinin ne kadar
dürüst ve düzeyli bir Karadenizli aile-
nin çocuğu olduğunu yazar meslekta-
şımıza açıklamaya girişmişti.
Başyazar meslektaşımız, bu endi-
şenin sebebini şöyle anlattı: "Ben'ım
mesajımda geçen 'potansiyel terörist'
sözcüğü onu korkutmuştu." Çünkü
ABD'de intemet ciddi bir denetim al-
tındaydı, "potansiyel terörist" sözcü-
ğü onun başını derde sokabilirdi. Sınır
dışı edilebilir, gözaltına alınabilirdi. Bir
gazeteci, bir sapıktan böyle kurtul-
muştu.
• • •
İnsanın uygariaşması, kendisi gibi
düşünmeyene saygılı bir karşılık ver-
mesi acaba o kadar güç mü? Her kü-
fürlü mesajı posta adresimde gördük-
çe üzüntüye kapılıyorum. Bir arkada-
şım, kısa süreli çözüm olarak şöyle
bir öneride bulundu: Çok kullanılan
bazı küfüriü kelimeleri içeren mesajla-
n fıltre eden bir sistemle bu mesajla-
nn gelmesini engelleyebilirsin.
Teknolojinin yol açtığı sorunu, yine
bir başka teknolojik olanakla çözüm-
leyebiliyorsun. Köşe yazarları küfür-
den kendini bir şekilde kurtarabilirler
de, bu küfürbazlar kendilerini nasıl
kurtaracaklar, onu merak ediyorum...