23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11EYLÜI-20O5PAZAR CUMHURİYET SAYFA j V U L JL LJ M\. kultur(§ cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAYAKTJN Dolmakalemkırılmasın!..Güleyina nu, ağlayayım mı anlayamamıştım, haberi okuyınca! ?. Dinçer Sezgin'ın son kitabı 'Kaveko'A'laılgıli gazete başlığı şuydu: 'Çocuk Pornosu Suçlaması' ÖncelikJe htaptan söz etmehyız: 2. Dünya Sa- vaşı yıllannda Ege'de yaşanılan çocukluk gün- lerini anımsayan bir yazar var karşımızda. Kita- bın arka kapağuıdaki tanıtım yazısında eser şöy- le sunuluA'oı okuıa. "Duru anlatımı, zengin Türkçesi ve soluksuz okutan kurgusuyla ya- şamın içimdkn siizülüp gelen: insanı hüzünlfi bir çocukluk aoısına yeniden döndüren; tut- kunun ve se\ginin suurlannda gezdiren öykü- ler." Kitaba adrnı veren öyküde bir çocuğun dolma- kalem aşka anlaohyor. Kaveko alacalı bulacalı, ucu ve takcacı altın gibi parlayan bir dolmakalem markasırun adıdır. On bölümlük bu uzun öykü- nün 7. bölümûnde, Elvan adlı genç kızın ilkokul ikidetı üçe geçen bir çocuğu cinsel isteklerinde tatmin aracı olarak kullanması ustalıkla anlatıh- yor. Işte, LzmırlilerKonıma Derneği'ni kızdıran yer burası. Gazete haberde, derneğin ikinci baş- kanı Avukat Ergun Sakızlı nın kıtapla ilgili dü- şüncelenra öğreniyoruz: "Sanal da olsa bura- da bir suç v»rdır. Burada çocuk cinsel tacizi övülüyon. S«zgio kitabında neredeyse çocuk pornosunu savunuyor." Suçlu: sanatl Şüphesiz ki, Sayın Sakızirnın sözlen çok ağır suçlamalan içenyor. Kitap okumayan bir toplu- mun gazetelerinde. Dinçer Sezgin gibı ömrünü edebiyata adayan bir kalem ustasının 'çocuk pornocusu' olarak manşetlere çıkmasından kimlerin besleneceğini iyi düşünmek gerekıyor- du. Kendi kafasına göre 'porno' olarak değer- lendirdiğı bir heykele "tükürürüm böyle hey- kelin içine" diyenlerın yadsınamayacak bir sa- yıda oldu gu ülkemızde korunması gereken sanat değal de, nedır! 9 . - Suçlu: Sanat!.. - Karar: Kır Kaveka'yı... Pardon, dolmakale- mi! Kim çocuk pornosunu savunuyor?.. Türk Dil Kurumu Ödülü' nü kazanan Dinçer Sezgin mı?.. Yunus Nadi Ödülü'ne değer görülen Dinçer Sez- gin mi?.. Çankaya Belediyesı Ö>kü Ödülü'nün verildiği Dinçer Sezgin mi?.. Türkiye Tiyatro Yazarlan Derneği'nın Binncilik Ödülü'nü al- mak üzere alkışlar arasında sahneye çıkan Din- çer Sezgin mi?.. Yoksa, Berlin Fılm Festiva- li'nden en iyi yapımcı ödülüyle Türkiye'ye dö- nen Dinçer Sezgin mi?.. Yapmayınbeyler! Dinçer Sezgin adı tombala- dan çıkmamışto. Yukanda adı geçenödüllennjü- rileri, 66 yılbk bir kalemin 'pornocu' olduğunu anlayamadı ama sızler bunu keşfettiniz!.. Buna T^fusa" mı inanmamızı bekhyorsunuz!?. Suç duyuru- sunda bulunan derneğin adını anımsayahnr.'İz- mirliler Koruma Dernegi'... Bunlar da Dinçer Sezgin'e ödül veren tzmir'deki sıvil toplum ör- gütleri.'İzmir Kültür Sanat Vakfi' ve 'tzmir Gazeteciler CemiyetT!!! Haberde beni en çok yaralayan da, kendı ala- nında saygın bir bilimınsanı olan, Ege Üruversı- tesi Sosyoloji Bölümü öğretim görevlilennden Prof. Dr. Ercan TatlıdiTın şu yorumudur."Bu öyküdeki cümleler edebi esere benzemiyor. Daha çok amiyane deyimiyle çocuk pornosu- na benziyor. Bir eserde çocuğun cinsel duygu- lan kendi ağzından anlatılmamalıdır. Böyle yazılar çocuklann ruhsal gelişimini olumsuz etkiler. Düşünün ki, bu öyküyü fılme çekecek ya da tv'de oynatacaksınız. Bu sahneler nasü olur? Sansüre 'hayır' diyoruz ama çocukla- nn ruh sağhğını düşünmeli." Ne dersiniz, SayınTatlıdil'in sözlerini, Dinçer Sezgın'in edebı kimliğini gözler önüne sezen ödüllerinin ardından verince son derece talihsiz bir yoram çıkıyor ortaya, öyle değıl mi? Sez- gin'in kaleminden çıkanlann edebi esere benze- yip benzemediği konusunda kime inanacağız, Sayın Tatlidil'e mi, yoksa yazan birincüiğe de- ğer bulan onca ödül jürisindeki usta edebiyatçı- laramı!?. Matematikte "olamayana ergi" diye meto- dun olduğunu büirim... Ama, adalette böyle bir metod olduğunu sanmıyorum. Öykü fılme çekil- medi, televizyonda da doğal olarak gösterilme- di. Olmamış şeyleri hem de olursa kötü olur, di- ye sunarak bir yazarvn karalanmaya çalışılması- na hiçbir sanatseverin razı olmayacağından emi- nim. Bu arada, öyküde çocuğun cinsel duygulan kendi dılinden değil, çocukluğunu anımsayan bir yazann dılinden anlatılıyor! Bunların ikisi çok ayn şeylerdir. Soranm size, sekiz yaşında- ki bir çocuğun dilinde şöyle bir anlatun var mı- dır:"Çok terleyince soğuk su içer gibi, bir- den yağmura tutulnıanın zevki gibi, adını bilmediğim ama çok güzel bir çiçeği koklu- yormuşum gibi, sele kapılıp yuvarlanıyor- tnuşum gibi, çakan şinışeğe dönüşmüşüm gibi, dev bir ormanda kaybolmuşum gibi, anlatamıyorum onu bir türlü, bir şeyler, ka- rışıklıklar olurdu içimde. Kendimi unutur giderdim." Son söz... Dinçer Sezgin'eyapılan haksızlığın temel kay- nağı da, kitabın sanki çocuk kitabıymış gibi su- nulmasıdır. Kaveko bir çocuk kitabı değil, öy- kü kitabıdır. Bu tanım kitabın ön kapağında da yazmaktadır. Yani, kitapçılarda çocuklara ayn- lan raflarda bu kitabı göremezsiniz. Sezgin'ın 1997*de çıkan 'Çügın Geüyor' ve 2OOO'de ya- yınlanan 4 Düş Sokağı Çocuklan' adında iki çocukkitabı vardır. Suçlamalar bu kitaplara ya- pılsa tartışma konusu olabılırdı. Bu durum, her iki zeminın kaynağı aynı olsa da, buz hokeyi sa- hasında su topu maçı yapmaya benziyor!!! tzmir. ülkemızin en aydınlık, en ılericı kent- lerinin başında gelir. Izrnırlıler sanatsever ınsan- lardır. Neyın çocuk pornosu olup, neyın olma- dığını çok iyi bilecek kadar da edebi bınkıme sahiptırler. Bu konudakorunması gereken tzmir doğumlu sanatçı Dinçer Sezgin'dir. tzmirliler Koruma Derneğı'nin de bu duyarlığı göstere- cek, yanlışlığı düzeltecek aydınlardan oluştuğu- na inanıyorum... Ve de son sözü, düzyazılann- da ve şiirlerinde çocukluğuna sıkça gönderme- ler yapan Dinçer Sezgin'in dizelerine bırakıyo- rum. babama cephedeyken söylemişler dünyaya geldiğimi iki kurşun fazla sıkmış havaya Eyvah!.. Ben ne yaptım!" 1 . îster misiniz, ma- ganda kurşununu övüyor diye Dinçer Sezgin" in bu şiiri ıçin de birileri suç duyurusunda bulun- sun!?... Elbette çocuk pomosuna da, maganda kur- şununa da karşı çıkacağız... Ama bu duyarlığı gösterirken, edebi eserleri yanlış yorumluyor- sak ve de son derece saygın, usta bir yazarımı- zınkalbini kınyorsak, daha çok çocuğumuz fu- huşa itilecek ya da serseri kurşunuyla can vere- cek demektir! dene disiplin,ruha özgürlük! Kültür Servisi - Yıldız Teknik Cniversitesi eğitmenlerinden Ayhanım Sun ve ekibi, 'bedene disiplin, ruha özgürlük' felsefesiyle yola çıkarak Fındıkh'da Atölyedans Bale Okulu'nu açtı. Klasik balenin yanı sıra isteğe ve vücudun yatkınlığına bağlı olarak başvuranlann yönlendirileceği 'modern dans' eğitimi Sernaz Demirel tarafmdan veriliyor. Okul, 'Balefüzyon' adı altında açtığı dans birimlerinde kadm-erkek, her yaştan insanı vücudunu kendi kontrol altına alarak ruhunu özgürleştirmeye davet ediyor. Okulda yer alan Latin - Amerikan danslan Ahmet Koral, tai-chi Murat Yapıcı tarafından veriliyor. Ayrıca, yaratıcı drama binmleriyle de her seviyedeki dansseverlere eğitim imkânı sunuluyor. Bale fotoğrafçıhğı alanmda önemli bir isim olan Yaşar Saraçoğlu'nun, bu alandaki yirmi yıllık birikimi ile oluşrurduğu bale fotoğraflan sergisı de okulda yer alıyor. (w^-w.atolyedans. comj ESÎNTİLER ZEYNEP ORAL 'Soranm Anneme Akşamları'... Annecim zaman akıp gidiyor... Annecim za- man duruyor... Senin için duruyor, benim için akıyor. Ama kimi zaman ikimizi birbirine karıştı- rıyorum. Hangimiz için zaman akıyor, hangimiz için duruyor bilmez oluyorum. Dünkü yazımda, bugün ülkemin 'Cesaret Ana'lara değil, sağduyulu analara en çok ge- reksinimi olduğunu söylediğimden beri, o yu- muşacık sesinle kulağıma, "Zaten en büyük ce- saret, sağduyuyu elden bırakmamak değil mi ki" diyefısıldayıp duruyorsun. (Düşündüklerini, da- yatmak yerine, hele gençlere dayatmak yerine, onlarla tartışmayı seçtiğinden, soru biçiminde ortaya koyardın... Bak ben de senin gibi yapıyo- rum...) Korkuyorum, annem. Akan zamanlardan, duran zamanlardan korku- yorum. 3 Ekim tarihi yaklaştıkça, bu güzelim ülkeyi hırpalamak, müzakere masasında elini zayıflat- mak, seksen yıllık ideallerinden ve amaçlanndan saptırmak için içerden ve dışardan oynanan oyunlardan korkuyorum. Ülkemde iç çatışmalar girdabında boğulanla- rın, dünyadaki emperyalist ve kapitalist güçlerin çıkar uğruna giriştikleri "Büyük Oyun"u, büyük çerçeveyi gözden kaçırmalarından korkuyorum. O 'BüyükOyun"aaletedilenlerin aymazlıkların- dan, ortalığı kana bulamalanndan korkuyorum. Yeniden kardeşi kardeşe düşürmelerinden kor- kuyorum. Sen bana korkma, bu ülke bugüne dek neler- le baş etti, bu oyunu da bozacaktır ("korkma ya- nında ben varım") desen de demesen de... Bugün seninle konuşmamın, inan anacım, ta- rihin 11 Eylül olmasıyla ilgisi yok. Zaten her gün seninle konuşuyorum. Bugün okurları da buna ortak etmemın nedeni, tam bir yıl önce şu sıra- lar senin arkandan yazdığım yazıya okurlardan aldığım ve bir yıl boyunca "anne" kavramı söz konusu oldu mu, okurlardan aldığım sıcacık esintiler... Dünyadaki birçok insan için 11 Eylül New York'taki ikiz kulelerin vurulduğu gün... Be- nim ve senin tüm çocuklann içinse, yüreğimizin vurulduğu, en yakın arkadaşımı yitirdiğim gün... Tam bir yıl oldu anacım. Zaman akıyor, zaman duruyor... Hangimiz için akıp hangimiz için dur- duğunu arada karıştırıyorum dedim ya... Bak se- nin de çok sevdiğin Melih Cevdet Anday ne di- yor bu konuda: "Şiırin bunca büyük bir işlevi de, zamanın geç- mesinden duyduğumuz korkuyu yansıtmasıdır; daha kısası, bu akışı durdurmasıdır. Böylece şiir yazanla okuyan, bir tanıklıkta birleşirler... Düşü- nüyorum da, ölenlerin zamanı gerçekten dur- muştur, onların hiçbir değişikliğe gereksinimi yoktur. Bizse akan zaman içinde onlarla karşıla- şıyoruz ikide bir. Tuhaf bir şey bu; onlar biraz bi- zimle akıyor, biz biraz onlarla duralıyoruz. ölüm bir söylencedir..." Işte benim canım annem, sen benimle biraz akıyorsun ve ben seninle biraz duralıyorum. Ve bu söylencenin içinde sözcükleri anyorum... Sözcükler arasında Ingeborg Bachmann'ın 'Soranm Anneme Akşamları' başlıklı şiiri çıkı- yor karşıma. Ahmet Cemal'in Türkçesiyle o şi- iri sana yolluyorum: "Soranm anneme akşamları I çan ses/erin/n ar- dından gizlice I günleri nasıl yorumlamalıyım I ve nasıl geceye hazırlanayım diye. Derinlerde yatan tutkum hep I anlatmaktır ol- duğu gibı her şeyi I çevremde dolanan onca ez- giyi I seçmektir akorların içinden. Birlikte kulak veririz hafiften: I Annem yine düş- lemektedir beni, I bulur, eski şarkılardaki gibi I ru- humdaki majöherle minörleri." Canım Annem, beni düşlediğini biliyorum ama çok, çok, çok özlüyorum. www.zeyneporal.com 0212 257 16 50 KÜLTÜK • SANAT KULTU* • SANAT KÜLTÜR • SANAT (0212) 3*3 t*7t Yazma, Felsefe, Sinema ilginizi çekiyorsa; Mehmet Eroglu Ahmet İnam Vıldırım B. Doğan Ahmet Örer Oğuz Onaran Kubilay Aysevener Çiğdem Ülker ile birlikte yaşamınızdaki sıradanlıktan sıynlıp kendinizi geliştirmek, uygulamalı çahşmalarla duygu ve düşüncelerinm etkili ve akicı hir dille yazıya aktarabilmek, edebıyat ve sinema dûnyasında coşkulu serüvenlere katılmak isriyorsanız; 12 Ekim 2005'te başlayacak • Yazma • Felsefeye Giriş-Felsefe Yazın İlişkisî • Sinema Tarihi ve Film Çözümlemeleri çalışmalanmıza beİdryoruz. Aynntılı bıigıyı vaktimızdan edmebılırsınız. Son başvuru tarihi 10 Ekim 2005 Pazartesi. mumcu;:;;: 'ıi Parts Cadöesı No:14 Kavaklıdere. 06540 ANKARA T9I (0312)417 77 20pbx Faks. (0312)417 57 46 e-posta. umagaumaB org tr *ww umag.org.tr AYŞE TAKI GALERISI'NDE ATELYE ÇAUŞMALARI VE SEMİNERLER 15 EKİM'DEN İTİBAREN BAŞLAYACAKTIR. KONULAR. RESİM, SİNE^AA, SANAT TARİHİ, TAKI, İKEBANA, İLETİŞİM, GEZİ DESTEKÜ İSTANBUL BAŞTANBAŞA Çafışma/arı konulanndaki uzrrtan kişiler yönlendirecek. ŞAKAY1K SO< i.i-7 TUNA PAIAS D 1 NIŞANTAŞl İSTANBUL TEL 0212 343 21 54 GSM 0533 553 01 13 TC BAFRA 2. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NtN 2005/120 ESAS SAYILI DOSYASI'NA AİT İLAN Davacı: Arziye Yalçın, Süleyman kızı, 1963 d.lu, Karpuzlu Kö>ü. Bafra Davah: Davut Yalçvn, Mehmet oğlu. 1966 d.lu, Yağmurca Kö>-ü, Uzunköprû Taraflar arasındaki boşanma davasının mahke- memizde yapılan açık yargılaması sonunda. Davalı Davut Yalçın'ın tebligata yarar açık adre- si tüm aramalara rağmen tespit edilemediğinden daha evvel adına ılanen teblıgat yapılmış olup bu kez Edirae ili, Uzunköprû ilçesi, Yağmurca. 102 hanede nüfusa kayıtlı davacı Arziye Yalçuı ile Da- vut Yalçın'ın şiddetli geçimsizlık nedeniyle boşan- j malanna, müşterek çocuk llkay Yalçın'ın velayeti- ] nin davacı anneye tevdiine. davalı babası ile şahsı münasebet tesısine, masraflann davalıya yükletil- mesine karar verilmiş olup davah Davut Yalçın'a karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 41993 M.Ü. IETT pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. AYLtNARI 2f»5 EN İYİ YABANCI FİLM OSCAfl'ADAYI • w • GENNET1N MUZIGI birKAYPOLUKfılmi 1FİLM <®t> «a SFirfcbJc ' Bayoğlu ALKAZAR Msantaşı MOV1EPL£X Maçka CINEBONUS Q-MMX «akoyOALLEHIA PR6STK36 560 72 66 KaaKfcy HOUYVIOOD PARADISO 348 20 99 Aftunızaoe CAPfTOL SPECTRUM 14 65^ 33 30 Ankjr» Kızılay BUYULUFENEP 400 - 16 3C-1900 21 30 1 30- 14-00- 16 3C-19 00-21 30 200 1600-'SX - 14 00- '6 30 -UO0--63O 2 15- 14 50-1750 19 00-21 30 19-00-21 15 530- 1830-21 15 1 30-14 00-16 30-19 00-2VO0 Ankar* CINEBONUS ARCAOtUM tank Battova AGORA 241 12 41 -1 00-1500 278 1010 " ' 0 0 - 1 amk LZMIR •30-14 00 16 3O-19 0C-21 16 IETT personel pasomu ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. G.4ZÎ GEDİKOĞLU DtNİZ! SEVtNLLRF II (İİNÇ ÖYKILFR, TEKNİK KONIÎLAR. 1 FYLUC2O05 ^ SAYİ 257 rUN(; 1V AC.I H-KNKSİ I'IUHURPN HNİN K1BR1S sl 1 i Rt BİRUI!Nİ\ |§^ ^\\\s\l\M \H(1R1)\ MIMNIM'MNM *W ı>lM.\M\\l"\RM \HI k\Bl(>S(i/. MMAMHSlsnMURlU OlOt'llOll \K Dem<rc.le<- SıH»ı, 8 Codde No 7) Zevtınbomu ISTAh»Ul Tei {Oî 121 664 1694 51028 71 Faks (02121558 67 85 SARIYER SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN PAZARLIK USULÜ İLE MENKUL SATIŞ İLANI Dosya No: 1994'8 Tereke Terekesinın iflas usulü ile tasfıyesi mahkememizce yapılan müteveffa Kemal Uı- cak'ın lstanbul ticaret sicilinde 141959/89446 no ile kayıtlı 1.565.000 000.-TL ser- mayelı müflıs Güntur Basın ve Yayın AŞ'de sahibı bulunduğu %10.7 oranındakı hıs- sesı 1.366.00 YTL'den aşağı olmamak üzere pazarlık usulü ile satılacaktır. Alıcı adaylannın teklıflerını en geç 23.09.2005 günü saat 17.00'ye kadar Yahköşkü Cad- desı, Mühürdarzade Han Kat.l No:126-127 Sırkecı-lstanbul adresmde bulunan tere- ke tasfıye memuru Av. tbrahım Bülbül"e vermelen gerekmektedır Teklifler daha sonra değerlendırilerek uygun alıcı adaylan pazarlığa davet edılecek ve pazarlık so- nucunda satış yapılacaktır llan olunur. 09.09.2005 Basın: 42434 *_ i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear