22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 AĞUSTOS 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97teniz8om©cumhuriyetcom.tr 17 Rekon Beşiktaş'tan Üsküdar'a 5 dakikada gelen Anadolu Feneri vapumnu, 1 Ağustos # saat15.40'ta Üsküdar iskelesine 7 dakikada yanaştırmayı başaran Istanbul Deniz Otobüsleri'nin adsız kaptanı, adını denizcilik tarihine altın harflerle yazdırdı. - Ayakta işemek günahmış... "Gülmekten altımza işemeyin de!" Terörist Zarkavi sevgi doluymuş. Demek ki, insanlan öldüresiye seviyor! DEMOKRATİK Sol Parti'nin onursal başkanı Bülent Ecevit'in durup dururken son Osmanlı padişahı Vahdettin'i sahiplenmesinin ve Atatürk'ün Vahdettin için kullandığı "hain" sıfatını çürütmeye kalkışmasının anlamı henüz çözülebilmiş değil. Ama bir gerçek var ki o da; Ecevit'in bu çıkışının "önemli" olduğu... Hele Türkiye'ye "ılımlı Islam" kaftanının biçildiği şu günlerde. Peki... Bir zamanların "Karaoğlan"ı Ecevit böyle bir tezgâhın içinde olabilir mi? Mehmet Ali Kılınç bu soruya başka bir soruyla karşılık veriyor: "1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Amerikan 6. Filosunun Akdeniz'in en uzak köşesine gönderilerek, 1999'da da bölücübaşı paketlenerek birilerinin parlatılmasının karşılığı olarak bugün Büyük Oıiadoğu Projesi gereği sömürgeleşmemizin kolaylaşması için Vahdettin hainlikten aklattınlıyor olmasın?" Osmanlı çabasıÖte yandan Bülent Ecevit'in teyzesinin kocasının Vahdettin'in eski damadı olmasının getirdiği hısımlıklar işin magazin boyutunu oluştursa da bir zamanların "Karaoğlan"ının o zamanlarda da Osmanlı ile dirsek temasında olduğunu biliyor muydunuz? Zeki Karalı anımsatıyor: "Osmanlı hanedan mensuplan 3 Mart 1924 tarih ve 431 sayılı kanunla yurtdışına çıkarıldı. Bu kanun çıkarken Trabzon mebusu Ahmet Muhtar, kötü yola düşecekleri endişesi ile hanedan kadınlarının yurtdışına gönderilmemesini istemişti. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcileri bu isteği kabul etmedi. Hanedana mensup kadınlann Türkiye'ye dönüşlerine Adnan Menderes'in iktidarında 16 Haziran 1952 tarih ve 5958 sayılı kanunla izin verildi. Osmanlı hanedanına mensup erkeklerin Türkiye'ye dönüşleri ise 1974 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit sayesinde oldu. 1974 Genel Affı olarak bilinen 15 Mayıs 1974 tarih ve 1803 sayılı kanunun 8. maddesi Menderes döneminde Osmanlı kadınlanna getirilen affı Osmanlı erkeklerine de sağladı. Bu yasa çıkartılırken yurtdışındaki hanedan erkeklerinin, 1938 yılından beri Türkiye'deki bazı mallarını geri alabilmek için Amerika'da bir hukuk bürosuyta yüzde 40 avukatlık ücreti karşılığı anlaştıkları biliniyordu. Ecevit'in yasası sayesinde Osmanlı erkekleri dava konusu gayrımenkullerin bir kısmını Türkiye'den aldılar ve Boğaziçi'ndeki arsaları bazı işadamlarına sattılar." Ecevit'in Osmanh'nın son padişahı için çabalan giderek daha büyük önem kazanıyor! Anıl öçal: "Kürtçe dil kurslan ilgisizlikten kapanmış; anadilde eğitim isteniyormuş. Kürtçe eğitim yapan kolej açsınlar; Amerikan Koleji mezunu birini de genel koordinatör yapsınlar!" The Akif Kökçe: İmam hatiplileri anlatan 'The İmam' adlı film 1 ramazanda gösterime girecekmiş. Neye niyet, neye kısmet; biz de tam 'The Ilımlı Islam' filmini izlemeye hazırlanıyorduk!" SESStZ SEDASIZ (!) Zeki ol; zekâlardan zeka beğen ZEKÂ katsayısının ölçümünde sekiz farklı tür olduğu açıklanınca Kamil Acar da yeni bir sınıflama yapmış: "Takıyye zekâ: Olduğu gibi görünmeyen, göründüğü gibi olmayanlann kullandığı bir türdür ve halk en çok bununla kandınlır. Yalaka zeka: Yeteneksizlerin, devletten iş bağlayanlann, iktidara yaranmak isteyenlerin kullandıklan aşağılık bir zekâ türü olmasına rağmen sahibine yüzde 99.9 başarı sağlar. Dönek zekâ: Devamlı değişim içinde olanlar kullanır. Fırıldak zekâ: Dönek zekânın en gelişmiş halidir. Bu zekâ sahiplerini ele geçirenler onu fırıldak gibi her yöne döndürebilirler. Gerici zekâ: Geride bir yerde duran ve ileri gitme şansı sahibi tarafından elinden alınan zekâ türüdür. En sinsi ve en tehlikeli zekâ türlerinden biridir. Durdurulamayan zekâ: Kontrol altına alınamayan uçuk bir zekâ çeşididir. Bunlar, zekâlarını kontrol edemediklerinden her gün her ortamda içi boş laf üretirler. Liboş zekâ: Bomboş içi kof bir zekâdır; adam olmayıp da adam yerine konulmak istenen kişilerce kullanılır. Satılık zekâ: Çıkara dayalı alınıp satılabilen bir türdür; bu zekâ sahipleri her kılığa girebilecek yapıdadır." Yüksek Yerilim Hattı erdincutku 'g yahoo.com Bush bir ay izin alıp tatile çıkmış: Irak'a gitsin! Laiklik Gözlem Evi MERtÇ VELtDEDEOĞLU Fransa'da ortaöğretimde dinsel simgeleri (kippa, haç, tesettür) yasaklayan yasanın kabulünden sonra, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, "Cumhunyefte Laiklik llkesi" başlıklı tarihi bir konuş- mayla aldıklan kararı dünya kamuoyuna anlatmış ve kara- nn amacını da açıklamıştı. Laikliği yeniden gündeme taşıyan konuşmalar, laiklik üzerine yapılan kimi çarpıcı saptamalan şöyle sıralayabili- riz: "Laiklik, cumhuriyetçi kim- liğimizin merkezinde bulun- maktadır"; "Laiklik ilkesi Fran- sa için bir şanstır; bunun için- dir ki anayasamızın birinci maddesinde yer almaktadır; bunun içindir ki tartışıimaz!". Bizde ikide bir ortaya atılan laiklik tanımı hezeyanları için de J. Chirac'ın değerlendir- mesi var: "Bugün artık laikliği yeniden tanımlamak ya da sınırlannı değiştirmek söz konusu de- ğildir"; "Cumhuriyetin kanun ve laiklik ilkesine, dini özgür- lük örtüsü altında itiraz edil- mesi hoş görûlemez", Yıne bizde temelsiz tartış- malaria sulandırılan "kamu alanı" için de şunlar dile geti- rilmiş: "Laiklik, farklı dinlerin uyumlu bihikteliğini sağlayan kamu alanı tarafsızlığıdır"; "Kamu hizmetlerinin 'tarafsız- lığını' ve 'laikliğini' yeniden kuvvetle dile getirmeliyiz". Laiklik kavramıyla ilk kez karşılaşılacak yer olan okullar da şöyle değerlendirilir: Okul, cumhuriyetçi laik dü- şüncenin kök salmasını sağla- yan biraraçtır"; "Laiklik, okul- larda yeniden dile getirilmeli- dir"; "Okul, kızlarla erkekler .ırasındaki eşitliğin ve özellik- le sporun karma usulde veril- mesini sağlamak için savun- mamız gereken bir cumhuri- yet tapınağıdır." Cumhurbaşkanı, laikliğin tam uygulanması ve korun- ması için gerekenleri de dile getirir: "Laikliğe ilişkin tüm ilke ve kurallan biraraya toplayan bir yasa çıkanlacaktır; bu yasa tüm memuriara, kamu görev- lilerine işe başladıklan gün ve- rilecektir (...) Ayrıca başba- kanlıkta, Fransızlan ve kamu yetkililerini laiklik ilkesinin sap- tınlmasına ya da saldınya uğ- ramasına yol açacak durum- larda uyaracak bir 'Laiklik Gözlem Evi' kurulacaktır." Bir "gözlem evi" ile bu iş na- sıl olacak diye düşünüp du- rurken, 10 Temmuz'da Uğur Hüküm'ün Paris'ten Cumhu- riyet'e yolladığı pazaryazısın- da düğüm çözülüverdi. Uğur Hüküm yazısında, Fransa'da konusu, çaiışma alanı yalnızca laiklik olan, laik- liği anlatan, koruyan -yüzlerce, binlerce değil- on binlerce dernekten söz ediyordu. öyle ki bu derneklerin sayı- sı 1970 yılında yüz bine yak- laşmış; mahalle, köy, bucak, kasaba, kent demeden bütün Fransa'yı sarmış bu laik der- nekler; aralarında birleşerek konfederasyonları oluşturan bu derneklere milyonlarca, milyonlarca Fransız üyeymiş... Laiklikle ilgili en küçük bir saptırmaya karşı hemen aya- ğa kalkıyor bu dernekler; nite- kim ünlü aktörTom Cruise'in kurucusu olduğu ."Sciento- logy Kilisesi" adlı tarikatın Fransa'ya sızması karşısında da anında tepki verip tarikatın Fransa'da çöreklenmesinin yolunu kesmişler. Ortaöğretimle ilgili yasayı kaleme alan ünlü Bernard Sta- si Komisyonu'nun kimi üyele- ri de bu derneklerde yetişip öne çıkan kimselermiş. Bunlan okuyunca insan ül- kemizin durumunu, tutumunu düşünüyor; Türkiye'de kabul edildiğinden bu yana karşıtla- nnca örtülü, açık hep saldınya uğrayan bu temel ilkeyi anla- tan, savunan kaç dernek sa- yabiliriz? Ama daha da acısı ve tehli- kelisi, şu anda bizi yöneten ik- tidarm bu ilkeye karşı oluşu ve bunu da bu iktidarın başı olan Başbakan'ın: "Ben laik deği- lim, ama laik düzeni korumak zorundayım" biçiminde orta- ya koyuşudur: Dahası, AB'de bu iki ülke nasıl iç içe olacak? KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakÇa yahoo.com.tr HAYAT EPÎK TÎYATROSU MLSTAFA BILGIN hayatepikı mynet.com VE VANDALtZM KAZANDI; derbi moçlarda rakip takjmın seyirçisi stada giremeyecekl. OTOBÜSTEKÎLER KEMALURGENÇ k_urgenc(Q yahoo.com oiobuS TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 5 Ağustos Mctc.mumtaz-arikan.com TC ZEYTİNBURNU 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN İLANENTEBLtĞ EsasNo:2005 19 Davalı Lidia Üçkardeş, Alex-Victor ve Ehsabeta kızı. 04.08.1950 doğumlu, Zeytinburnu Çırpıcı Mahallesi, Rüstem Balkan Sokak No:17 adresınde iken ikametgâhı halen meçhul. Davacı Zekeriya Üçkardeş tarafından davalı Lıdia Üçkardeş aley- hine mahkememize açılan boşanma davasuıın açık yargılaması sıra- sında davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün davalının adresi meçhul bulunduğundan ılanen teblığıne karar verilmiştir Mahkememıze ait 2005 19 esas sayılı dava dosyasının duruşma günü olan 30.11/ 2005 tarihinde saat 13.30'daki duruşmasında ha- ZIT bulunmanız, hazır bulunmadığınız takdirde kendinizi bir vekille temsil ettirmenız, temsil ettirmediğinız ve duruşmaya gelmedığiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam edilecegi ve karar venle- ceğı hususunda dava dilekçesi ve duruşma günü tebligi yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 01.08.2005 Basın: 36840 FLAUBERTIN OGRBNCISl.. 18SO'PE BUGÜN, UMLJJ £&WStz YAZA&./ GUY PE HAAUPASSANrÇMOPASAU^DOĞMUŞTU. Y/RMı YA-f- SPE8İYATA YÖNEL£N IMAUPASSANr, A/V- A£AC/LfĞ'YU* TMMlfrrĞf ROMANCt FLAUSEer' İN (ZEUtŞ YAISb/AAtM/ GÖ&S&EK 8ÜYÜK İL£RL£- ME ICAYPETMİŞTİ. BU A&4PA, EMILE ZOLA 'MlN ÖMCÜLÜK ETTİĞr DOĞALCtUK(NArÜtS/U-İZM') AK/toMl 6£fJİMS£YeN VAZA&, ÖYKÜ V£ &O- SU TARZ.DA YAZMAYA KOYUUAUÇ- TV- "8EL AK*rs (&ÜZ£L OOST) AOLI &OMA- İk 8İR Ç 4P UASl, OA//4 CM/ l/£ PAISA tCAZANDIR- MlÇrf- AHCAK.,35 YAŞLA&MDA SAŞ - LAVAM SİH/e HA£rAL/S/,4-2 "•"-""•* AK/L ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003 145 Davacı Fatma Gökten tarafından davalı Mustafa Gökten aleyhıne açılan boşanma davastmn mahkememizde venlen karan gereğince. Davalı Mustafa Gökten'in Turtaş Sıtesi A-5 Blok D14 Dıkmen-Ankara adresınde ıkamet ettiğı bıldinlen davalı adma çıkanlan tebligatlar tebliğ edilememiş \e adresi de zabıtaca tespıt edılemedığınden duruşma günü gazete ılanı ile tebliğ edılmiştır. Mahkememızın 16.6.2004 tanh ve 2003 145 esas, 20O4 926 karar gereğınce davanın kabulüne. Ankara ıli. Gölbaşı ılçesı. Çımşıt Kövü, Cılt No: 8, Hane No' 4'te nüfusa kayıtlı Hurşit \e Hatı- ce'den olma 22.7.1968 d.lu Fatma Gökten ile aynı yerde nüfusa kayıtlı Davut \e Hatıce'den olma 1.1.1964 d.lu Mustafa Gökten'in TMK'nun 166 1. maddesi uyannca boşanmalanna, taraflardan olma 23.11.1993 d.lu Mıraç'ın vela\etımn anneye venlmesıne, taraflann aynı yer ve şehırde oturmalan halınde her ayın ılk ve 3. Cumartesı günleri saat 09.00'dan Pazar günü saat 17.00'ye. dinı bavTamlann ikınci günü saat 09.00'dan 3. günü saat 17.00'ye kadar. taraflann ayrı yer \e şehırde oturmalan halınde ılaveten her yüın ! Ağustos saat 09.00 ıte 15 Ağustos saat 17.00'ye kadar da\alı babası tarafın- dan çocuğunu yanına alarak dılediğı şekılde görüşmesıne karar venlmiş olmakla ışbu karar özeti HUMK'nun 509. maddesi gereğince karar teblığı ye- nne geçerlı olmak üzere ılanen tebliğ olunur. 7.9.2004 Basm: 36854 BAKIŞ AÇISI Dr. GÜRBÜZ ÇAPAN Biz Şalvarla Gireriz Denize! Kimsenin anasını babasını seçme özgürlüğü yok! Dinini, ülkesini, fikrini, eşini, hatta adını soyadını se- çebilir, değiştirebilirsin... Ananı babanı seçme özgüriüğün yok. Ve de "Hiç kimse özgeçmişini satın alacak kadar zengin ola- maz!" diyor J. J. Rousseau. 40 yıl sonra yeniden Caddebostan Plajı kullanıma açıldı. Emeği geçenlere teşekkürler. Plaj açıldı ama, etrafında oturan 'Beyaz Türkler1 pek rahatsız oldular. Cebi üç kuruş gören yiğitlerimiz 'Beyaz Türk' oluve- riyor... "Çayda dem, askerde kıdem" vecizesi hayat bu- luyor. Istanbul a önce göçen, son göçenleri aşağıla- masa, sanki bağn yanlııi Şalvarla denize giriyortarmış! Mayolan sanki çantada saklıyorlar... Mangal yakıyor- larmış! Balığı tanımıyorlar begim! Birazcık anlayış erenler! 1970'lerde Caddebostan ve Tuzla plajlannda can simidi bulamayıp da araba şambryeliyle yüzme tem- rini yaptığınızı ne çabuk unuttunuz. Onlar göç mü et- tiler? Istakoz gibi kızardıktan sonra, akşamüstü birbi- rini yoğurtlamalar ne çabuk unutuldu. Hani deniz ya- ğı yerine CocaCola sürerdiniz! O zamanlar ColaTur- cayoktu... Sevgili Beyazlar; ilk bindiğiniz Anadol, sonra Mu- rat ve Serçe'leri hatırlayınız! Bagajlannda mangal-kö- mür eksik olmazdı... Apartmanlaşma döneminde her- kesin balkonunda bir de barbekü icat ettiniz... Buna beslenme kültürü derler... Merdaneli Arçelik 70'lerın sonunda anama merdaneli çamaşır maki- nesi almıştım. Bir baktım anam, makineyi yayık ola- rak kulianıyor. Yağ ve ayran yapıyor. Anama mı gül- mek gerek, yoksa akar suyu olmayan eve merdane- li alan bana mı? Elindeki aleti "biryerde kullanma" dehası gösteren anamı, bir de New York'ta ikiz kuleleri vuran uçakla- n görünce tebessümle hatırtamıştım. M. Kemal ve plaj - Ozal ve 'koy'lar Başöğretmen plaja girer, resim çektirir, çoluk çocuk mayolanyla halk plajında birlikte olurdu. Yaparak, ya- şayarak öğretirdi. Ozal da denize girerdi. Okluk koyunu pek severdi. Bir de Nurettin Bey'in Mivyera adlı yatını... En fazla birkaç beyaz gazeteci, iki aile dostu ve Bond tipi ko- rumaları olurdu. Ikisi de öğretmendi. Ikisi de öğretti. Birincisi halkı- nı, ikincisi sevdiklerini eğitti. 94 yerel seçimlerinden sonra, Sayın T. Erdoğan Is- tanbul Belediye Başkanı olmuştu. Gariban Müslü- manlar cihat huşusuyla, Lütfü Kırdar Kongre ve Kül- tür Sarayı'nı tanıdılar. Aviularda, odalarda namaz kıl- maya kalkıştılar. Müdür feryat figan... Müdür nereden bilsin gazaret namazını. Hz. Ömer de Kudüs'ü fethedince yıkılan kilisenin hemen yanı başında namaz kılmamış mıydı? Sonra da Mescid-i Aksa dikilmişti oraya. Yoksul Müslümanlar da Kadir Topbaş'ı Hz. ömer zannettiler zinhar... Onun açtığı Caddebostan - Pen- dik köy plajlannda serinlemek istediler. Oysa Topbaş 15 köpekli korumayla plajlan korumaya çalışıyor. Hal- kımız takmıyor başkanı, donla giriyor denize... "Elifi mertek sanmak" bu olsa gerek. Eğitmezsen nereden bilsin "Elifi? Onlann Battal Gazi'sinin öğ- retmesi, eğitmesi gerekmiyor mu? Aksi halde gördüğü her boşluğu boş aklındakiyle doldurur. Buna kızmak aşağılamak yerine, eğitmek öğretmek gerek. Bir kısım 'Aydınlar' PETRUS 'şarabı bihktirenleri' de linç etmediniz mi? Nedir normatif? Siz misiniz? Siz kimsiniz? Sizin gö- reviniz aşağı yukan tükürmek mi? Plaza gülleri görgü sizseniz, görgünüz batsın! Bil- mem kaç katlı plazalardan halka tükûrmeyi, seç- kinlik, eğitilmişlik sayıyorsunuz. Kendi halkından korunmak için bir kamyon koru- ma görevlisiyle yaşıyor, bu yaşamı da ömek olarak su- nuyorsunuz. Dünyanın neresinde kendi halkından bu derece korunarak yaşıyor hem zengini, hem zengin aydı- nı?.. Bunu anlamıyordum, şimdi anlamaya başladım. Siz düşman olduğunuz için, düşman bellemişsiniz yok- sul halkımı. Düşman düşmanı iyi tanırmış meğer. Kö- peklerini soktuklan plajda gecekondudan geleni kıs- kanıyorlar. gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 73 79 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 E 2 3 4 5 6 I I U UM mI I II i 8 I 9 SOLMNSAĞA: 1/ Bir kona- ğınalışverişi- ni yapmakla görevli kim- se. 2/ Yapıl- mış, gerçek- leşmiş iş... Nefesli bir çalgı. 3/ Bir cervel türü... "Oya — " : Yazanmız. 4/ Kendisini ol- duğundan büyük gösterip böbürlen- me. 5/ Türk müzi- ğinde bir makam... Fransa'da bir kent. 6/ ABD Başkanı Ei- senhower'ın takma adı... Köpek... Ka- kım da denilen kürk hayvanı. II Bir soru sözü... Türkiye'nin plaka işareti... Bir şeyin yere bakan yanı. 8/ Hicri takvimde 22 Aralık'tan 31 Ocak'a değin süren 40 günlük kış dönemine ve- rilen ad... Bir nota. 9/Tepki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hayvan hastalıklan hekimi. 2/ Büyük erkek kardeş... Öküz yemliği. 3/llgi eki... Türk Standart- lan Enstitüsü'nün kısa yazılışı... Baryum elemen- tinin simgesi. 41 Yazın, gündüz denizden karaya doğru esen mevsün rüzgân... Şenliklerde cadde- lere kurulan süslü kemer. 5/Bağışlama... Yeşilır- mak'ın antik çağlardaki adı. 6/ Güneydoğu Ana- dolu'da ezgiyle söylenen bir tür mâni... Nikelin simgesi. II "Deli gönül — olmuş / Gezer Elif Elif diye" (Karacaoğlan). 8/lskambilde bir kâğıt... Kaliteli bir pirinç türü. 9/ Sivri uçlu, uzun ve ka- lın yeşil biber. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 S E y T T G A Z I 2 E S E M E | H A N 3 R E ıN | R A IT D 4 G R • Ts p A R 1 5 U M IT | E B E Rİ 6 Z E M | A L A •G 7 E K S E, R | K L E 8 s IA K A N 1T 9 T E K E R L E M E
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear