23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 AĞUSTOS 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDİJLCANBAZ TURHAN SELÇUK , Ö^TÜÜiûDENEGİN 'Canavarprojeyi durdurun'Ingiltere'de yayımlanan Architectural Review dergisi, Haydarpaşa Limanı ve Gan'na yapılmak istenen gökdelenlerin Istanburun görüntüsünü bozacağını belirtti ve projeyi 'rezalet' olarak niteledi İstanbulHaberServisi- Ingiltere'de yayımJanan Architectural Revien ad- h dergide yeralan yazıda, Haydarpa- şa Limanı "nda yapılmak ıstenen gök- delenler, "kentin tarihsel siluetini bo- zan rezalet proje" olarak nıtelendi. Boğazın tanhi gırişinı ve Istanbul'un Asya yakasını mahvedecek Manhat- tan stili kulelerin durdurulmaması halinde, şimdiye dek hiçbir kentin başına gelmedigi biçimde Istanbul'un Dünya Mirası Listesi'nden çıkanla- bileceği vurgulandı. Architectural Review dergisınin ağustos sayısında yayımlanan ve "ar- ldtera.com" üıtemet sitesinde de yer alan yazıda, 350 metre yükseklığin- deki devasa gökdelenlerin Haydar- paşa'nın çe\Tesindeki tarıhı alanı bas- tıracağı ve gölgeleyeceği belirtildi. Istanbul'dakı ikı büyük beledıyeden biri olan Kadıköy Belediyesi 'nin pro jeyi desteklemediğıne dıkkat çekile- rek "Öyle gözükiiyor Id şu andaJd hü- kümet göz göre göre çirtdn planlan- nı ilerletiyor. Kadıköy Belediyesi'nin bu konudaki yetkileri geçersiz kılın- dL Projeyi reddeden Anıtlar Kurulu bu gidişan durdurmak için hukuksaJ yöntemlere basvurmayı planbyor. an- cak endişelendirkiobn şey. Anıuar Ku- ruludavıayı kazanana kadargökdelen- lerin oraya dikilebilme ihtimalinin ol- ması" denıldi. Temmuz ayında Istanbul'da 7 bin- den fazla mımarın kahlımı ile gerçek- leşen Dünya Mımarhk Kongresı'nde "bu canavarca projenin" durdurul- ması ıçin ımza toplandığı anımsatı- lan yazıda, projenın herhangı bıri ta- rafından mahîcemeye verilmemesi için gece yansı operasyonu ıle so- rumluluğun îstanbul Büyükşehır Be- lediyesi'nden alınıp Bayuıdırlık ve Iskân Bakanlığı'na verildiği kayde- dıldı. istanbullu harekete geçmell Yazıya şöyle devam edildi: "İstanbul halkı yapılmakta olan, kentin tarihsel siluetini bozan bu re- zalet projeye çok acil bir biçimde dur demeH Şimdiye kadarsadece birgök- delen, illegal biçimdeinşa edilen Park OteL kendisine komşu olan Alman Konsolosluğunun diplomatik basJa- laniledurduruldu. Dahayakmzanıan- da, halkın protestolan ve devasa insa- ni zincir fstanbuTun A\rupa yaka- smda bulunaa ismişu anda RitzCaıi- ton olanancaktepesmdekiobjeyüzün- den Cökkafesolarakbifinen,çirkin bi- nanın yapınunı durdurmaya yerme- di. Eğer bu proje de>am ederse, şim- dhe kadarhiçbirkentin başınagebne- diği biçimde İstanbul Dünya Mirası Listesi'nden çıkanlabUir. Ve belki bu starünün kavbedilebilnıe tebdidi bu rezUöği durdurabilir." t,KARADENİZ KURULTAYI Turizntde doğaya dönüş TARKAN TElVRfR / SİBEL BAHÇETEPE RİZE - Karademz Bölgesı'nin turizm sorunlan ve çözümlerine ilişkın düzenlenen 1. Karadeniz KurultayTnda bölgenin sorunlan, turizm uz- manlan ve bilım adamlannın katılımıyla masa- ya yatınldı. Karadeniz turizminin "doğaya saygı duynıakla" başanya ulaşabilecegını belirten TÜRSAB 2. Başkanı RızaEpikmen. "Duble yoL Karadenizüyi, Karadeniz den avırdı" dedi. 17-20 Ağustos tanhlen arasında Karadeniz Sivil Toplum Kuruluşlan Organizasyonu Beraberli- ğı'nce (KASTOB) düzenlenen, Karadeniz Tu- rizm Kurultayı sona erdi. îstanbul Teknık Üni- versitesi (ITU) öğretim üyesi Prof. Dr. Ertaç Ergüven "Kurultay sonucunda Rize'nin mevcut sorunlannı ve çözümlerini belüiemek birincil amacımız" dedi. Tunzm Seyahat Acentalan Birliğı (TURSAB) 2. Başkanı Rıza Epıkmen ise Karadeniz Turizminin "doğaya saygı duymakla" başan kazanabileceğinin altını çizdi. Karade- niz'de sahil şendinde yapılan duble yolu da eleştiren Epıkmen. "Duble yol Karadenizlhi Karadeniz'den ayırdı'' dedi. Epikmen, dünyada eko turizm denılen turizm alternatifi ile "doğa- ya dönüşün yaşandığuıı" dile getirerek metropol insanınuı doğayla banşma isteğınin "eko tu- rizm'' ıle olanâklı olduğunu vurguladı. Prof. Dr. AB Akyıknz, Rize'nin şehir kimliğinin oluş- ması gerekriğini ancak bunun da tarihinin orta- ya konulmasıyla başanlacağuu anlattı. Doç. Dr. Emin Gürses de karadenizın geleceğine ilişkin başanlı projeler ortaya koymanın temel şartınm diğer bölgelerin sorunlarmı iyi analiz etmek ol- duğunu söyledi. Dünya Turizm Seyahat Acenta- lan Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Boytü- zün de Karadeniz yayla turizminin en büyük ek- siğinin profesyonel tanıtım olduğunu söyledi. Törende yakalannda Mumcu'nun fotoğraflarmı taşıyan dostian, kmmzıve pembe karanfıller ile rengârenk çiçekleri Mumcu'nun gömütüne bırakO-Daha sonra Mumcu \e >itirilen a\ dınlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. (KORAY AVCI) Uğur Mumcu'nun 63. doğum gününde cinayetin aydınlatılması çağnsı yapıldı Id doğdun, ışık oldun' ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Bom- balı saldın sonucu yitirdiğimiz gazete- miz yazan Uğur Mumcu, doğumunun 63. yıldönümünde gömütü başında anıl- dı. Törende konuşan CHP Ankara II Baş- kanı Hakkı Süha Okay, Mumcu'nun vai- cudunun değil düşüncelenmn katledil- mek istendiğini belirterek "Ölümünün üzerinden geçen 12 yıh aşkm sürede bize düşenlerigerektiği gibi \apamadık" dedi. Uğur Mumcu'nun gömütü başında ger- çekleştirilen anma törenine Okay'ın ya- nı su-a CHP Ankara Kadın Kollan Baş- kanı Nebiye.Mani, CHP Ankara Gençlik Kollan Başkanı Orhan Başçavuşoğlu, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfi (um:ag) Genel Sekreten Orhan Tü- levüoğiu, kadın kollan üyelen ıle Mum- cu'nun ağabeyi Ceyhan \lumcu katıldı. Törende konuşan CHP Ankara İl Baş- kanı Okay, "İyi ki doğdun Mumcu; biz- kre önder oldun, ışık oldun" dedi. Mumcu'nun ağabeyi Ceyhan Mumcu da, aradan geçen uzun süreye karşuı ka- tillerin bulunamadığını vurgulayarak "Cumhunyetin değerlerini. onun parça- lanmamasını sa\ıınan bu insanın katiûe- ri elini koiunu saflayarak dolaşryor,yeni ci- naveöeri planhy^r" dıye konuştu. um:ag adına konuşan Vakıf Sekreten Tü- leylioğlu da, "Mumcucinayetmintümüy- le a> dınlaölamaması üzüntünıüzü artün- yor. Dileriz ki bu cinayetin ardmdaki ka- ranlık üişkiler bir an önce orta>-a çıkanhr ve bundan sonra da hiç kimsenin doğum günü gömütü başında kudanmaz" dedi. ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet(S cumhuriyet.com.tr Türkiye'de son yılların en önemli tehlikelerinden bir tanesi toplumsal belleğin yok edilmek ıstenmesi. Geç- mışimize ilişkin değerler, küreselleşme- nin yoğun saldırısı altında tek tek yi- tip gidiyor. Fast food kültürü yaşamın heralanınayayılıyor. Birzamanlarmo- dernleşmenin anahtan sayılan kurum- lar özelleştirme adı altında tek tek el- den çıkarılıyor. Rant yaratmak uğruna kâreden kurumlar işletilmek yerine 2- 3 yıllık kârları karşılığında uluslararası sermayeye veriliyor. Sosyal devlet ol- gusu tüccar hükümetler tarafından ta- rumar ediliyor. SSK'nin bile özelleşti- rilmesi gerekliliğinden söz ediliyor. Küreselleşme ve onun yerli savu- nucusu olan muhafazakârliberal par- tiler ıle bunlara yakm duran bir grup in- san kendi çıkarları ve kadroları uğru- na herşeyi yapmaya hazırlar. Şimdi de bu ülkenin kültür tarihinde önemli bir yerı olan Istanbul'dakı Radyoevi bi- nasına göz dikmişler. Haber-Sen Genel Basın Yayın Sek- Radyoevi Binası ve 5 Maymun reterı Mehmet Demir gönderdiğı e- posta'da bu olasılıktan söz ederken şu kelimeleri kullanıyor. "Kentlere kimliğini veren kimiyapı- lar, toplumun belleğidir. îstanbul Rad- yosu da bu kişilikli binalardan biridir. Türkiye'nin kültür tarihinin yaşandığı o koridorian, ülkenin en önemlisanat- çılanna okul olmuş o stüdyolan, en gûçlü kalemlerimizin oyunlannın pro- vasının yapıldığı o odalan çıkanp atın bu toplumun belleğinden. Elinizde kalacakbelleksiz toplum, bundan son- ra dayatacaklannıza çok daha kolay uyum sağlayacak, çok daha kolay gü- dümünüzegirecektir. Çünkü, anılanyok edilen toplum, aidiyet duygusunu da yitirir. Hiç kimseartık 'Bu şehir benim' diyemeyecek. Yapılacak o büyük ve modem otellerin lobilerinde bir 'ak- şamü'stü drinki' almak için parası da olmayacaküstelik. Ama onun da key- fini sizler sürersiniz mutlaka. Bizler, sığ dizileriniz, cıvık televoleleriniz, ma- gazinleştirdiğiniz habeıierinizle yoz- laştırdığınızı zannettiğiniz bir güruh değiliz. Bizler, radyo ile doğduk, rad- yo ile büyüdük. Sizin kârüzerine kur- duğunuz hayallehniz varsa, bizim de başka birdünya hayalimiz variAklınız- dan bile geçirmeyin! Ne Taşkışla 'yı, ne Haydarpaşa'yı, ne Radyoevi'nialma- nıza izin vereceğiz. Anı defterlerimizi çalamazsınız!" Mehmet Dernir'in anlattıklarına ka- tılmamak elde değil. Haber-Sen 25 Ağustos 2005 Perşembe günü saat 13.30'da Radyoevi önünde bir bas/n açıklaması yapacak. Ama sanırım en büyük sorun, küre- selleşmenin bu kültürel saldırısını ka- nıksamak ve karşısında yeterince dı- renmemek. Giderek yoğunlaşan bu saldınlar zaman ıçinde o denlı yaşa- mın parçası haline geliyor ki gereken toplumsal tepki bir türlü ortaya çıkmı- yor. Tıpkı 5 Maymun Hikâyesi'nde ol- duğu gıbi. Beş Maymun Hikâyesı aslında biraz da kuramsal negatif öğrenmeye ilişkin bir örnek. Hikâye şöyle: Bir kafese beş maymun koyartar.. Or- taya da bir merdiven ve tepesine de iple muzları asarlar. Her bir maymun merdivenleri çıka- rak muzlara ulaşmak istediğinde dışa- rıdan üzerine soğuk su sıkarlar. Her bir maymun aynı denemeye gı- riştiğinde buz gibi soğuk suyla itilir... Bütün maymunlar bu denemeler so- nunda sırılsıklam ıslanırlar. Bir süre sonra muzlara üoğru hareketlenen maymunlar diğerleri tarafından engel- lenmeye başlanır. Daha sonra, suyu kapatıp maymun- lardan bırı dışarı alınıp yerine yenı bir maymun (adı: "A" olsun) koyulur. llk yaptığı iş muzlara ulaşmak için mer- divene tırmanmak olur; fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve ye- ni maymunu döverler... Daha da sonra ıslanmış maymun- lardan biri daha yeni bir maymunla ("B") değiştirilir ve merdivene ilk yap- tığı atakta dayak yer. Bu ikinci yeni maymunu (B) en şiddetlı ve istekli döven ilk yeni maymundur (A). Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. En yeni gelen maymun (C) da ilk atağında cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin (A ve B) en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur.. Son olarak en baştaki ıslanan may- munların dördüncüsü ve beşincisi de yenilenyle (D ve E) değiştirilir. Tepelerin- de bir salkım muz asılı olduğu halde artık hiçbiri merdivene yaklaşmamak- tadır. Neden mi? Çünkü burada işler böyle gelmiş ve böyle gitmelidir... DUZY4ZI ORHAN BİRGtT Kaşıdıkça Kanayan Sorun Malum çevrelerin koro halinde, "ne gereği var ki?" dedikleri Milli Güvenlik Kurulu bugün ağustos ayı toplantısında, güncel sorunumuzu "iç güvenlik" maddesinde ele alacak. Kurulun, Başbakanlık'ın bir alt dairesi başkanı olarak nitelendirilebilecek sivil ge- nel sekreterınin sunacağı raporda " PKK terörünün Mayıs 2005'te harekete geçme nedenleri ile alın- ması gereken önlemler" irdelenırken amaçsız kal- mış olan örgütün dağılmak üzere olduğunun üstün- de duruluyor. Liderlık sorununun bu dağılmada önemli etki yap- tığı, Osman Öcalan'ın serseri mayın gibi yalpaladı- ğı. Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Duran Kalkan'ın kendilerini lıderolarak tanıyan yeni birimlerkurmaça- baları anlatılıyor. Mayıs 2005'te yeniden harekete ge- çişte en büyük itici gücün dış güçler olduğuna yer veriliyor. Rapor, Başbakan'ın son konuşmasına değinmi- yor. Ancak sorunun tartışılması sırasında o konuşma- nın da gündeme gelmemesi, dahası üzerinde görüş alışverişi yapılmaması düşünülemez. Gerçi Erdoğan, Ankara ve Dıyarbakır'da yaptığı ko- nuşmalaria neyi ne kadar söylemek istedi de, o iste- dıklennın hangilerıni açıkladı. Onu öğrenebilmiş de- ğiliz. Umanm bugünkü MGK de, bu konuda bilinç al- tındaki düğümlenmış olanları son ilmığine kadar çö- zer ve tutanaklara geçirtir Hangisi, asıl söylemek istedikleri? öncekı gün Üsküdar'da oturduğu mahallenin tak- sı durağında gazetecılerle söyleşi sırasında, sorunu açmak isterken daha karmaşa haline getirmiş. O söy- leşide "tek millet, tek bayrak ve tek vatan" dedi- ğinı anımsatıyor. Hemen arkasından ülkemizde sa- dece Kürt olmadığını 30'a yakm etnik kimlik bulun- duğunu söylüyor. Aynmcılığa karşı olduğunu yineler- ken Güneydoğu'ya dönüyor ve devletin resmi ajan- sına göre aynen şunlan söylüyor. "Bugüne kadar bu bölgede uygulamalar yapıl- dı. Aldık mı netice? Alamadık. Ta 19. asırda ya- pılmış uygulamalar var, aldık mı netice. Alama- dık. O zaman bu işi bir yere taşımamız lazım." "O bölge "de 19. asırda yapılan uygulamalar nedir. Erdoğan terör karşıtı olan uygulamalardan mı, eko- nomık olanlardan mı söz ediyor? Anlayan varsa be- n gelsin. Bir yere taşınmasını söylediği iş nedirTan- n aşkına ve "bir yer" derken Başbakan neyi söyle- mek istiyor. Dılınin altındakı baklayı bir çıkartıverse, önce kendisi ferahlayacak. Bizler de üzerimizde bir grup danışmanı ıle neyi tasarlayıp pazariamak iste- diğini anlayarak en azından önümüzü görebileceğız. Muhalefeti azarlayan demokrat! Ama o tam tersini yapıyor. Muhalefet partiterini azarlamaya kalkarak "kiminle görüşeceğimi sana mı soracağım? Bunun hesabını biz veririz"diyor. Erdoğan eskiden "ben" dıyordu. Son aşamada çoğul kullanmayı yeğlemış kı, o "ben" bız olmuş. "Biz" olarak hesap verecek olanlar kimler acaba? Padişahlar, krallar kendilerini bız sözü ile anlatmaya özen gösteririerdı. Demokrasilerde "biz" anayasal kurumlar adına yapılan açıklamalarda kullanılır. Hü- kümetin de, partisinin organlannın da başı olan Baş- bakan, hesap verme konusunda hangisini amaçlıyor acaba? Bilindiğı kadar, "müşavir"leri dışında hükümet üyeleriyle de, parti organları ile de sorunu konuşma- dı. Ancak yakm çevresi bile o konuşmanın terör ör- gütüne cesaret verdiğini saklamıyor._ örgütün sözcülüğüne soyunanlar Öcalan'dan söz ederken "sayın" demeden ağızlannı açmıyorlar. Te- rörün ele başının kendisinin karşısına eşit koşullarda oturması isteklerini Erdoğan acaba Formula 1 yanş- masına katılan araçlann gürültüsünden mi duyamı- yor? örgüt yandaşlan, kendisinden başlangıç ko- nuşmalannın altını doldurmasını istiyor. O istek, gerekçesi ayn da olsa bu ülkenin tüm vatan- daşlannın da beklentisi haline geldi. TBMM'de tem- sil edilen muhalefet partilerini "sana mı soracağım" diye küçümseyen bir Başbakan'ın azariamasından niçin kendilerine görev çıkartmıyorlar? Sorunu par- lamentoya getirip "Elbette bize de soracaksın. Hesabını da bu çat artında millete vereceksin" demıyorlar? Abdülmelik Fırat'ın tam bir açıksöz- lülükle bu ışı federasyonla çözmek gerektiğini savun- ması karşısında Başbakan'dan ne düşündüğünü öğ- renmiyoriar. Başbakan milletin kürsü sünde yani pariamentoda konuşsun. Düşünce yumağını ortaya döksün. Her- kes öğrensin. Arkasındaki o "biz" dediği kadrodaki AKP'li mil- letvekilleri de, o hesabın ödemesine hangi ölçüde katıl- dıklarını gösters/nler. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit@e-kolay.net 1 çocuk yaşamını yltfrmiçti _ j Düğünde havaya ateşe soruşturma SEDAT KLrRT DENİZLİ - Denizli'nin Sarayköy ilçesine bağh Altıntepe köyünde düğünde havaya açı- lan ateş sonucu l çocuğun ölmesi, l 'ininya- ralanmasıyla ılgili yürütülen soruşturma çer- çevesinde. 4 kişinin ifadesine baş\iıruldu, 1 kişi gözalrına alındı. Alınan bilgıye göre, Sa- rayköy Cumhuriyet Savcılığı'nca el konulan düğün kasetinde inceleme yapıldı. Daha son- ra soruşturma çerçevesinde 4 kişinin ifade- sine başvunıldu. Havaya rasgele ateş ettiği iddia edilen A.C. (66) ıse gözaltına alındı. Al- tmtepe köyündeki düğün töreninde, havaya açılan ateş sonu ilköğretim okulu 2. sınıf öğ- rencisi LD. ölmüş, ilköğretim okulu 7. sınıf öğrencisi 1VLB.(13) ise hafıf şekilde yaralan- mıştı. Küçük İ.D"nin cenazesi gözyaşlan içinde Kumkısık köyünde toprağa verildi. Nüfus cüzdanırru kaybettim. Hükümsüzdür. YVSLF GÖÇÜM Pasaportumu kaybettim. Hükümsüzdür. OKTAY YILMAZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear