22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2AĞUSTOS2005SALI HABERLER Kırım-Kongo kanamalı hastalığı nedeniyle yurttaşlar tarlalarda korkuyla çalışıyor Kenekorkusu eve kapattı MEHMET MENEKŞE MbiE ÖZGÜR AMASYA / KASTAMONU - To- kat, Amasya ve civar kentlerde ke- ne ısırmasına bağlı olarak görülen Kı- nm-Kongo kanamalı hastalığı kor- kutuyor. Yurttaşlar mesire alanlan- na gıtmezken, tarlada da korkuyla ça- hşıyorlar. Her gün onlarca kişi ke- ne ısırması şikâyetiyle hastanelere başvuruyor. Amasya Valiliği'nde düzenlenen toplantıda konuşan Amasya II Sağ- lık Müdürü Mehmet Riiştü Ertosun, hastalıkla ilgih eksik ve yanhş bıl- • Kırım-Kongo kanamalı hastalığı, Kastamonu, Amasya, Tokat ve civar kentlerde paniğe yol açıyor. Her gün onlarca kişi, kene ısırması şikâyetiyle doktorlara başvuruyor. Yurttaşlar mesire alanlanna gitmezken arkeolojik kazılar da 'ilaçlama' bekliyor. gilendirmenin halkta paniğe yol aç- tığını belırttı. Ertosun "Doğada800 çeşit keneden yalıuzca 30 tanesi bu hastalığı bulaştırabilir. Geri kalan 770 çeşidi ısırsa bile bu bastafağı ta- şımaz ve bulaşürmaz" dedi. Kenenin ısırmasından 24 saat son- ra hastalık mikrobunun bulaştığuıa dikkat çeken Ertosun, bu sürede ke- nenin çıkanlması halinde risk oluş- madığını ifade etti. Ertosun, Amas- ya'da 4 vaka görüldüğünü, ancak her gün onlarca kişinin hastanelere akın ettiğini belırtti. Tanm II Müdürlüğü yetkilileri de kenelenn yapışmasını engellemek için mera, çayırlar ve piknik alanla- nnın ilaçlanmasının doğal dengeyi bozacağını vurgulayarak bunun ye- rine hayvan bannaklannın iyice sı- vanmasını, ilaçlanmasını, et ve süt- lerin iyı pişirilmesini önerdiler. Yozgat'ta da bugüne kadar 41 ki- şide Kırım-Kongo kanamalı ateş hastalığının görüldüğü, bunlardan birinin yaşamını yitirdiği belirlendi. Yozgat Vali Yardımcısı Izzettin Sev- gfli, hastahğın Tokat bölgesinde sık görüldüğünü ifade ederek "Yozgat'm buraya sınırohnası,vatandaşlanmı- zın Tokat ile ticari inskisi bulunma- sı nedeniyle hastalık ilimizde de gö- rülmektedir" diye konuştu. Sıvas'ta da geçen günlerde yüksek ateş rahatsızhğı nedeniyle hastane- ye getirilen 2 çocuğun kafasında ke- ne bulundu. Kafalanndakı kene kont- rollü şekilde çıkartılan çocuklar, te- davi altına alındı. Kastamonu'nun Devrekani ilçe- sinde Hitit dönemıne aıt eserlerin bulunduğu Kınık bölgesindekı ar- keolojik çahşmalar öncesinde de ke- neye karşı alanda ilaçlama çalışma- sı yapılacak. Kazı ekibi başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, "Çahşmalara 15 Ağustos'ta başlayacağız. Ancak ilaçlama yapümadan çalışmalara başlamamız uygun olmaz" dedi. Yetkililere göre yurttaşlar 'sosyal ilişki kurmak için' hastanelerde saatlerce sıra bekliyor Kuyruk çüeshıeâgbıçyorum • SSK hastanelerinin devri, sorunlara sorun ekledi. "Değişen hiçbir şey yok" diyen hastalar, yine kuyruklarda çile çekiyor. Yurttaşlar, basit bir film çektirmek için sabah O5.3O'da hastaneye gelip saatlerce bekliyor. Özel hastanelere sevk de sorunlan çözmedi. Yurttaş, kan tahlili, röntgen fihni almak için yine devlet hastanelerine gelip sıra bekliyor. lstanbul Haber Servisi - SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrinin ardından sistemin iyileşeceğinı bekleyen hasta ve hasta yakınlan, sorunların değişmediğini, var olan sorunlara ye- ni sorunlar eklendiğini belirttiler. Yurttaşlar, AKP Hükümeti'nin "Sorunlanhal- ledeceğiz" derken "sistemi haUettiklerini" belır- terek "Yurttaş ayağını yere vursa ses çıkar. Ama bunu yapmadığı için kuzu kuzu bu kuyruklarda çile çekiyor" dedıler. Yetkililer ise hastalann "sos- yal ilişki kurmak için hastanede sıra bekledikle- rini" iddia ettiler. Okmeydanı Eğitim ve Araştır- ma Hastanesi ile Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, yeni uygulamalarla ilgili görüş- lerini aldığımız hastalar ve çalışanlar, sağlık sis- teminden şikâyet ettiler. Röntgen filmi çektirmek için kuyrukta bekle- yen bir hasta "Yalnızca basit bir fîlm çektirmek için sabah 0530'danberi beknyorum. Bir kınkiçm bir aydır gelip gidiyorum. Hastahk ileıüyor, psi- koktjim bozuluyor" dıye konuştu. Muayene olmak için görüştükleri doktorlann kendilerine özel muayenehane kartlannı verdiği- ni belirten hastalar, "Paramız olsa zaten buraya gehnezdik" göriişüne yer verdiler. ARACI ECZANE RANDEVU ALIYOR Adını vermek istemeyen bir hasta ise randevu için verilen telefonlann sürekli meşgul olması ne- deniyle randevu almakta zorlandıklarını anlata- rak, "Bazı eczaneler para karşıhgı polikBnikler- den hastalar için randevu ahyor" dedi. UzMAN DOKTOR ŞARTI Sıvas'ta yaşadığını söyleyen Ahmet Gündüz ise reçetedeki dahiliye doktorunun imzasının ec- zacılarca kabul edılmediğini, imza için alanın uz- manı doktor gerektiğini, bu nedenle bir cilt ila- cını 15 gündür alamadığını anlatarak "Anado- hı'da uzman doktor sılonası çeldliyor. İmza için uzman doktorlann bulunduğu hastanelere gidi- yoruz" dedi. HASTA BİÜNÇSÎZ Diyabet hastası Leyla Ersin ise Türkiye'de hâ- lâ yüksek oranda eğitimsiz bir kesimin varlığına dikkat çekerek "okuma-yazma bUmeyen insan- lann telefonla randevu alamadıkları için gecenin 04.00'ünde hastaneye ilaç yazdırmaya geldikleri- ni" belirttı. OzEL HASTANELER SSK'li NurayDemirkol da özel hastanelerin te- davi fiyatlannın birbirlerinden farklı olduğunu, alınan muayene ücretinin farkını belirten belge verilmesi gerekirken o belgenin de verilmediği- ni anlatarak, özel hastanelerin sigortalıya belli bir saate kadar baktığını anlattı. Bir başka SSK'li hasta RamazanHasanusta da "35 yıl prim ödedim. Sabah 05.00'ten beri sade- ce bir tahlil için burada beküyonun. Ankara'da- kikr işi gerçekten' hallettı(!)'. Yurttaş ayağnuye- re vursa ses çıkar. Ama bunu yapmadığı için ku- zu kuzu bu kuyruklarda beknyoruz" dedi. 'SOSYAL ILIŞKI Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden bir yetkili ise randevu sistemine karşın meydana gelen kuyruklar ile ilgili şu ilginç değerlendirme- yi yaptı: "Hastalar, sosyal ilişki kurmayı sevdikleri için gelip bekliyoriar. Aslında beklemelerine gerek yok. Biz randevu sistemi ile her şeyi yoluna koy- maya başladık. 10 bilgisayar ve 23 telefon hatü Ue randevu ahmyor. Hat olduğu zaman telefon ba- şmda kuyruk oluşuyor da olabilir tabiL Genelde saat 08.00-10.00 arş^ı çok yoğun oluyor." 'Değişen bir şey yok' Kan tahlili yaptırmak için bekleyen SSK'li Ahmet Akgün, AKP hükümetinin SSK'lilerin özel hastanelere sevk ile kuyruklann biteceğine ilişkin söylemlerini "Özel hastanelere sevk yapılsa bile kan tahlili, röntgen filmlerini almak için yine devlet hastanesine gelerek buralarda saatlerce kuyrukta beklememiz gerekiyor. Değişen bir şey yok, sıkıntımız sürüyor" diye değerlendirdi. Yeşil kartlı Esma Yaşar ise doktorların ve hemşirelerin ilgisizliğinden yakınarak "Beş dakikada yapılacak işlemler yanm saatte yapılıyor. Doktorlara bir şey soramıyoruz. Hemşireler ve doktorlar azarlıyor" dedi. (Fotoğraflar. BERİVAN TAPAN) Yeşilkart mağdurunun mücadelesi Yeşil kart sahibi Mehmet Tahmaz, oğlu C3. Tah- maz'ın (6) apandisit ameliyatı ol- ması için gittiği hastanede yeşil kart mağduru oldu. Hastane has- tane dolaştığını belirten Mehmet Tahmaz, mağduriyetini özetle şöy- le anlattı: "Oğlumu Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesi'ne sevk ettiler. Sigortam ohnadığı için, oğlunıa hastanede yatarken yeşil kart çıkarttun. Hastaneden çıkarkenbana mas- raf olarak 2 bin 415 YTL tutann- da belge imzalamamı istediler. Ye- şil kart başvurusu yapüğunı söy- lediğimde ise yetkililer, 'Imzala- mazsan acil bir durumda çocuğa bakmayız' dediler. Mecbur kal- dığun için hastane masraflanmı ödeyeceğime dair olan belgeyiim- zaladım. Daha sonra hastaneden çılaşyaptiğnn için yeşü kart mas- raflarnu benim karşdamam ge- rektiğini söylediler. Bu kadar pa- rayı ödeyecek gücüm yok. 1 a>dır bunun mücadelesini veriyorum. tl Sağhk Müdürlüğü yetkilileri, itiraz edersem ödemeyi yap- mayabileceğimi söyledi." Mehmet Domaç: ÜaçfıyatlarmdakidüşüşteyaşananzmBrkarşılarımalı Indirimeczacıyayaramadı Mehmet Domaç. AMCARA(CumhuriyetBürosu)- Türk Eczacılar Birliği (TEB) Genel Başkanı MehmetDomaç, Sağlık Ba- kanlığı taranndan eşdeğer ilaç lıste- si hazırlanmadığına ilişkin açıklama yapıldığını belırterek "Sonuçtailaç- larm eşdeğerügine karar verilen yer Sağhk Bakanhğı'dır" dedi Domaç, Ankara Eczacılar Odası (AEO) Başkanı Hilnıi Şener ile bir- lıkte dün TEB Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek eş- değer ilaç listeleri, ilaç fiyatlarına yapılan indırimler ve geri ödeme ku- rumlanyla yaşanan sorunlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Domaç, son yapılan indinmle bır- likte 15 Temmuz itibanyla ilaç fi- yatlarında yüzde 8.83 oranında dü- şüş yaşandığını belırterek "1 Haziran- 15 Temmuz tarihleri arasında ecza- nelertaranndan saünahnanmüstah- zarlarda ohışacak fıyat farklaruvın firmalar tarafindan dağıanı kanalla- n aracıhgryla eczanekre ödenmesini isuyvruz" dıye konuştu. 'EsDEĞERDE SORUN Söz konusu indirim sonrası stok- lanndaki düşüş nedeniyle eczacıla- nn sorun yaşadığını anlatan Domaç, yaşanan zarann önlenmesinin veri- len hızmetın sürdürülebilmesi için gerekli olduğunu söyledi. Eşdeğer ilaç listelerinde yaşadık- lan çeşitli aksaklıklar nedeniyle de eczacılann zor durumda kaldığını ve zarara uğradığını belirten Domaç şunlan kaydettı: "Bütçe uygulamalan talimaü ile uygulanmayabaşlanan eşdeğerüaçuy- gûlaması prensip olarak doğru bir uygulama ohnasma karşınbugünkü uygulama hak sahipleri ile eczacılar arasmdasorunyaşanmasmanedenol- makta, hastalann ilaca ulaşmasmda güçhllderortav'açıkarmaktavevatan- daş ile eczacıvi karşı karşı>a getir- mektedir.Eşdeğer flaçuygulamasuun fannasötikeşdegerolarakdüzenlen- mesini; etkeo, mingram, tablet savısı ve farmasötik formunun aynı ohna- sınıveeksikHlderin,yanhşlann bir an önce düzenlennıesini istiyoruz. Ayn- ca fiyaüan ucuz olarak referans ah- nacakürünlerin eczacılartaranndan ulaşılabUirohnasıgerekir. Bunun için de ilacın en az 5 ay pKasada kalması ve en az yüzde bir pazar pavına sa- hip ohnası gerekti." SALI ORHAN BURSALI Hain'i Yok Etmeli! Ecevit, tatiliminüzerinetuzbiberekti!..OIaylar- dan kopmamak için şöyle "Neler oluyor!" gözüy- le gazeteleri tarayıp geçmeyi planlarken, günler bo- yu Vahdettin tartışmasını izledim.. Acaba, Türki- ye'de hiçbir şey yerli yerine oturmamış mı? Yok- sa tarihi kişisel hesaplanmıza ve gelecek hırslan- mıza alet mi ediyoruz? Ecevit, Vahdettin'le Fethul- lahçılığın kazanına kepçe sallayarak, "küllerinden birkezdaha doğmanın"zeminini mi anyor? OD- TÜ'den bir özel üniversiteye alçaktan uçuş yap- mış birisi de Mustafa Kemal'in devrimlerini 1908'e mal ederek "özgün adam" sınıfına "atlamaya" ça- lışmıyor muydu! Yaratıcılığımızın, siyasette ve bi- limde, evrenselliğin dışında, bize özgü birölçekte seyretmesinin sonuçlandır bunlar.. Vahdettin'i, günümüzde 7oş/1 se//câ/''adönüştür- menin peşinde koşanlar, iki noktayatutunmaya ça- lışıyor. Birincisi, a) Vahdettin'in imzasının Serv Ant- laşması'nın altındaolmaması, b) Hazineyi berabe- rindegötürmemesi... Adam Osmanlı Padişahı, ama ülkeyi yok eden bir antlaşmada sorumluluğu yok.. Bunu anlatabi- lecekleri beyinlerin ülkemizde bol miktarda varlı- ğına güvenmeseler bu iddiayı ortaya atamazlar.. Aynca Osmanlı'yı bitiren bir antlaşma bir yan- da, ve zaten tamtakır olan hazinedeki üç beş ku- ruşu almamış olmak öte yanda.. Acaba dünyada bu iki olguyu tartacak veya dengeleyecek bir te- razi nerede var? Bir de Ecevit ve benzerlerinin şu mantığı ikide bir ileri sürmeleri yok mu: Vahdettin'in desteği ol- masaydı, Mustafa Kemal Anadolu'yu Kurtuluş Sa- vaşı etrafında birleştiremezdi! Bir, Kurtuluş Sava- şı'nı esas istanbul, saray vb yürüttü, demeleri kal- madı! Lafı neden eveleyip geveliyoriar ki? Hangi devrim, emperyalizme karşı hangi savaş, hangi demokratik devrim, "izinle" gerçekleştirile- bilir? • • • "Hain" üzerine yapılan tartışmalara bakınca, acaba sozlükte "hain" sözcüğü ne için var, diye sorarolduk.. Tartışmalar sonuçta, hain sözcüğünü, en azın- dan siyasi literatürden çıkarmaya odaklandı. O ka- dar ki, hain ve hainlik, herkesin siyasi meşrebine göre değişebilirlik, tarihsel olarak görelilik kazan- dı. Vahdettin'in hainliği, somut olgulara, biryoko- luş-yeniden varoluş mücadelesine ve bunun so- nuçlanna dayanmasa, insan ıddıalara kulak kabar- tabilir.. Ama ortada bir mutlaklık, yok edilemeye- cek bir nesnel olay - durum var. Ecevit, acaba kendini vahdettin'in yerine mi koy- du? Ben olsam ne yapardım, diye mi düşündü? Veya Erica daktilosunun Vahdettin'in sülalesinden biri tarafindan kendisine hediye edilmiş olmasının aristokratik minnet duygulanna mı yenildi? Hemalde bunların hiçbiri değildir! Şüphesız kendini Vahdettin'in yerine koyarak, Kur- tuluş Savaşı'na ve laik Cumhuriyet'in devrimleri- ne karşı çıkan "Islamcı-Osmanlıcılar" gırla ülke- mizde.. Bunlann benliklerini o kadar derin ve bü- yük bir düşmanlık bürümüş ki, Mustafa Kemal'in laik Cumhuriyeti'nin yerine, SevrAntlaşması'yta par- çalanmış, hilafetli, şeriath, Islamlı bir manda hükü- metini ve devletçiğini bile tercih edebiliyoriar.. Ecevit'i şüphesiz ki bu "kabın içinde" düşünmek büyük hakksızlık. Ama, basın tarafindan kendisi- ne yakıştınlan "Atatürkçüiüğünden şüphe edile- meyecek insan" madalyasına ne demeli? Biz böy- le şeyleri severiz.. kimimiz gazetemizi "en güve- nilir" ilan eder, kimimiz tek bağımsız... ölçüleri kendimiz koyar ve kaldınnz! Ama Ecevit'e böyle bir madalya vermenin birfonk- siyonu var. Atatürkçüiüğünden asla şüphe edile- meyecek birisinin, Vahdettin üzerine söyledikleri de ancak doğru olabilir. Canım, Atatürk de o gü- nün koşulları altında bunu söylemek zorunda kal- mış olamaz mı! O da insan değil mi, bırakınız bir kez yanılsın! • • • özetle Vahdettin, sözlüğümüz gereğince "Kut- sal sayılan şeylere kötülük etmiştir; zarar vermiş- tir, üzmüştür, kötülük etmiştir, kötü bir amaç ve niyet taşımıştır".. Ama Vahdettin tartışmasının, bütün bunlann öte- sinde ana nirengi noktası nedir diye sorararsanız: Hainliği (tabii ki hertür kaymaktabakanın) siyasal literatüründen tamamen çıkarmaktır.. "Hainliği", • bir "siyasal tercih", • bir "düşünce biçimi", • bir, "insan hak ve Özgühüklerinin konınmast altında, demokratik bireysel tercih ve davranış bi- çimi"ne indirgemektir. Çünkü.. Türkiye'nin bugünkü ortamında, "siyasal ve dû- şünsel kaymak tabakalann" en çok buna ihtiyaç- lan yok mu? Herkes ortamın gereğine göre davranıyor!?... obursali@cumhuriyet.com.tr • ANKARA (AA) - Anavatan Partisi Hatay Milletvekili Züheyır Amber, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a, "Halen ülkemizde kaç SSPE hastası çocuğumuz vardır? Bunlann yüzde kaçı aşılamaya bağlıdy ve tedavileri hangi aşamadadır" diye sordu. Amber, Sağlık Bakanı Recep Akdağ taranndan yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Dünya Sağlık Örgütü'nün tavsiyesi ile 1987-1988 yıllan arasında kızamık aşısının tek doz yapılması nedeniyle yüzlerce SSPE hastalığı vakasının ortaya çıktığını belirtti. Amber, şu anda Türkiye'de uygulanan kızamık ve difteri aşılannın tak\Tmi, dozu ve nasıl takip edildiği konusunda bilgi istedi. Röntgen cihazları alarm veriyor • tZMtT (AA) - Körfez Radyolojı Derneği (KORAD-DER) Başkanı Heybet Arslanoğlu, Türkiye'de birçok kamu hastanesindeki röntgen cihazlarının kullanım sürelerini doldurduğunu öne sürdü. Arslanoğlu, kaliteli hizmet üretmek, meslek hastalıklanndan korunmak ve çözüm önerileri oluşturmak için dernek kurup faaliyete başladıklannı bildirdi. Radyoloji ve nükleer tıp teknisyenlerinin hastanelerin genellikle bodrum katlannda, havalandırmasız ve radyasyon nski altında hizmet verdığini ifade eden Arslanoğlu, birçok hastanede kendıleri ıçın dınlenme odasının bile bulynmadığını söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear