23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA HABERLER Naylon faturadan dopingli atlara kadar sayısız düzenleme, yasalara uymayanlan ödüllendirdi Hükümet affa doyamadıANKARA (Cumhurivet Bürosu) - AKP hükümeti, *naç1onfeturacılar"dan kaçakvillacüara, doping cezası alan at- lardan gecekondu.culara kadar geniş yelpazeli af yasalan çıkararak yasala- ra uymayanlar ya da yükümlülükleri- ni yerine getirmeyerileri adeta ödül- lendirdi. AKP hükümeti döneminde, sadece Maliye Bakanı Kemal Unakı- tan'ı Albaraka Türk yöneticiliği döne- mindeki "naylon fatura" suçlamasın- dan kurtarmak için 6 af girişiminde bulunulurken, Ülker'in ortağı ABD'li tatlandıncı firması Cargill için de iki ayn af düzenlemesi yapüdı. AKP hükümeti döneminde çıkanlan bazı önemli af düzenlemeleri şöyle: • Kaçak Kuran kurslanna af: Ye- • Naylon faturacılardan kaçak villacılara, doping cezası alan atlardan gecekonduculara kadar geniş yelpazeli af yasalan çıkararak yasalara uymayanlan adeta ödüllendiren AKP hükümeti, sadece Unakıtan'ı kurtarabilmek için 6 ayn af girişiminde bulundu. ni Türk Ceza Yasası'nda, CHP'nin iti- razlan, Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'in vetosuna karşın, AKP, Ku- ran kurslannın da aralannda bulundu- ğu "kaçak ve yasadışı eğitim kurum- tanna* af getirdı. Düzenlemeyle kaçak Kuran kurslan açanlara hapis cezası kal- dınluıca, kapatümalan da engellendi. • Imar affi: Yeni Türk Ceza Yasa- sı'na (TCY) konulan bir hükümle, 12 Ekim 2004'ten önce yapı ruhsan alma- dan bina yapan veya yapı ruhsan ol- madan başlahlan inşaatlara elektrik, su telefon ve gaz bağlantısı yapanlara verilen cezalara af getirildi. • Ceza indirimi: Yeni TCY'deki ce- za indirimleri dolayısıyla yaklaşık 12 bin mahkûma "dolayh aP geldi. • Öğrendaffi: 29 Haziran 2000den itibaren üniversiteleriyle ilişiği kesi- len lisans ve yüksek lisans öğrencile- rine sınav hakkı tanındı. • Dopingli atlara af: Gazi Koşu- su'nu kazanan Grand Ekinoks'un da aralannda bulunduğu doping cezası nedeniyle yanşlardan men edilen pek çok atın yanı sıra antrenör ve seyis- lereaf getirildi. • Cargill aflan: Tanm arazisi üze- rine kaçak fabrika kuran Ülker Gru- bu'nun ortağı ABD'li tatlandıncı şir- ketine katmerli af getirildi. Geçen yıl çıkanlan Endüstri Bölgeleri Yasası'ndan sonra geçen hafta çıkanlan "ToprakKo- ruma" Yasası'ndan da Cargill'e "ko- ruma''çıktı. • Telefönborçlanna af: Hükümet ge- çen yıl çıkardığı bir düzenlemeyle, devlete borcu olan GSM operatörleri- ni sevindirdi. Düzenlemeyle yurttaşla- nn Telekom'a olan yaklaşık 717 tril- yonluk borcu ile GSM operatörlerinin Hazine'ye olan 5 katrilyonluk borç- larını 4 ile 10 taksitte ödemelerine dönük düzenleme yapıldı. • Çiftçüere af: Düzenlemeyle çift- çilerin tohum kredi borçlan ile sulama borçlanna taksitle ödeme kolayhğı getirildi. • Eve dönüş yasası: ABD'nin bas- kısıyla çıkanlan yasayla "terör örgü- tü tarafindan kandınlarak suç işleme- ye yöndtilen" bazı yurttaşlann "top- İuma kazandınlmasr amacıyla çıka- nldı. Terör örgütü tarafindan kandın- larak "dağa" çıkanlann eve dönüşü- nü sağlamayı amaçlayan yasadan ya- rarlanmak isteyenlerin ezici çoğunlu- ğunu cezaevinde bulunan terör örgütü mensuplan oluşrurdu. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Başbakanlık Sözcüsü'nü 'sahibinin sesi' olarak nitelendirdi 6 Aldf Beld siyaset yapıyor'• Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki'nin CHP ve YÖK'ü eleştiren açıklamalarına sert tepki geldi. CHP'li Koç, "Biz sahibinin sesiyle değil sahibiyle ilgileniyoruz" derken DSP lideri Sezer, devlet memuruna siyasi açıklama yaptırmanın yakışıksız olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP ve DSP, Başbakanlık Sözcüsü AkifBeki'nin "bir siyasi gfibi" davranarak ana muhalefet partisi ve YÖK'e yanıt vermesine sert tep- ki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Beki'yi "sahibinin sesi" olarak nite- lendirirken DSP Genel Başkanı ZekiSezer de "SayınBaşbakan'ca bir devletmemuru- na siyasi açıklamalar ve yonımlar yapünl- maasonderece yakışıksız ve hükümet adı- rabüyuktaHhsiziiktir'' dedi. Koç, hüküme- tin, "sözcüsü" ya da "sahibinin sesi'' aracı- lığıyla partilerini hedef aldığını belirtti. Koç, Beki'nin Ankara Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. Nusret Aras'a yönelik sözleri- nin sondması üzerine de, "Bu kişikamu gö- revüsi midir, değO midir? Önceükle bu ko- nuaçıkbğaka\uşturulmalıdır" dedi. Dev- let Memurlan Yasası'na göre kamu görev- lilerinin "siyaa" demeç vermelerininyasak olduğuna dikkat çeken Koç, "Ama biz sa- hibinin sesiyle meşgul değfttc, sahibiyle ilgi- leniyoruz'' görüşünü dile getirdi. CHP Genel Başkam Deniz Baykal da, Beki'nin önceki gün yaptığı açıklamada kendisiyle ilgili sözlerini eleştirdi. Baykal "Bu kamu görevhsi, siyasipolemikyapma- ya başlarsa Türkrve'de bir şeyler yanhş gi- diyor demektir" dedi. Sezer'den sert açıklama DSP lideri Sezer de yaptığı yazılı açık- lamada, Beki'yi ağır bir dille eleştirdi. Be- ki'nin Devlet Memurlan Yasası'na göre ça- lışan bir memur olduğunu vurgulayan Se- zer, açıklamasmda şunlan kaydetti: "Hükümet sözcüsü, bakanlar, AKP'nin tüm siyasikadrolanvebizzatkeodisidurur- kenSaymBaşbakan'cabir devletmemuru- na siyasi açıklamalar ve yonımlar yapürü- ması son derece yakışıksız ve hükümet adı- na büyük taühsizliktir. Bu durum, Sayın Başbakan'ın ülkeyiyönetemediğigibi,eleş- tirilere yanıtvermesinidebeeerernediginigös- termektedir. Partiüe devfeti, poütika ile dev- let işkrini birbirine kanşurmayı, devlet yö- netimindegöz açıktaksayan SaymBaşbakan, bu kez aynı zamanda her vesik ile öykün- düğü ülkeler ile Türkiye'yi kanşnrmıştir." Vehllerin zam isteğine çıplakpmtesto DYP Mersin Merkez Üçe Başkam Mustafa Göktaş, mUletvekiDerinin maaşlanna zam talebini soyunarak protesto ettL Göktaş, giysfleri ile toplanan bazı eşyalan yardım torbasuıa atarak, miDetvekiDerine göndereceğini söyledi Bir grup partiüyle büükte dün merkez ilçe başkanhğı önünde basm açıklaması yapan Göktaş, adaktsiz vergi sisteminin yam sıra özel tüketim vergfleriyle vatandaşlann zor durumda bıraküdığuu betirtti. Göktaş, "MillervekiDeri 7 milyar aytk abyoıiar ve utanmadan gecinemiyoruz, zam yapmayı düşünüyoruz diyorlar. Bu ülkede açhk sınınrun altmda, yoksulluk sınınrun altmda yaşayan mihonlarca kişi var. Miller\ekUleri elkrini cüzdanlanna değil, vicdanlanna koyup düşünsünler" dedi CFotoğraf:ABlDlN YAĞMUR) KAYNAKTAHSÎSİ Unakıtan rektörleri suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, YÖK Başkanhğı ve bazı rektörlerin üniversitelerin kaynak yetersizliğine ilişkin eleştirileri konusunda, "Mazeret bulmaya çahşıyorlar" değerlendırmesını yaptı. Maliye Bakanı Unakıtan, dün yazılı açıklama yaparak üniversitelere kaynak tahsisi ile ilgili bilgi verdi. Unakıtan açıklamasmda şunlan kaydetti: "YÖK Başkanhğı ve bazı rektörlerce üniversitelere bütçeden yeterince kaynak tahsis edilmediği ya da AR-GE ödeneklerinden kesinti yapıldığı Ueri sürülerek öğretim ve araşürma alanlannda uluslararası ölçekte başan sağlanamamasma adeta mazeret bulunmaya çahşıldığı anlaşümaktadn*. Oysa hükümetimiz döneminde genel bütçe imkânlanyla orannlı olarak üniversitelere sağlanan ka>nak tahsisaü yönünden bu konuya baküğumzda, söz konusu açıklamalann yüzeysel beyanlardan öteye gitmediği ve dayanaktan yoksun olduğu görülmektedirf DYP Genel Başkan Yardımcısı Bedük, hükümetin üniversitelere yönelik tutumunu eleştirdi 6 Hîtler rejiıııiııi aratmıyorlar' • Erdoğan'ınmuhalefetin sesini susturmak için her türlü "ayak oyununu" denediğini belirten Bedük, AKP hükümetinin, dikta rejimlerini aratmayacak yasa değişiklikleriyle iktidannı sağlamlaştırdığını söyledi. ANKARA (CumhuriyetBürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Ankan Bedük, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan ile üniversite- ler arasında son günlerde artan ger- ginliğe işaret ederek, "Başbakan, oturduğu makamm azariayan değfl, kucaklayan bir yüce makam oldu- ğunu unuttu" dedi. Bedük yaptığı açıklamada, gelir dağılımmdaki büyük adaletsizliğin ülkede ortaya çıkardığı çarpık tab- loya, bir de eğitim kurumlanyla gi- rilen kavgarun eklendiğini kaydet- ti. AKP hükümetini "HiÖer rejimi- ne" benzeten Bedük, "Bflim adamı hüvi>«itaşıyan, ütkemizin aydm>•*- rnüan için öğrencikrimid yetiştir- me gayreti içinde olan başta YÖK Başkamobnaküzere,ünhersiterek- törleriyle ağız dalaşma girebilen Sa- ym Başbakanu oturduğu koltuğun hakkuu vermeye ve devlet umuru- na yakışır tarzda devlete hükümet etmeve davet edhoruz" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'm muhalefetin sesini sustur- mak için her türlü "ayak oyunumı" denediğini belirten Saffet Ankan Bedük, AKP hükümetinin. dikta re- jimlerini aratmayacak yasa deği- şiklikleriyle iktidannı sağlamlaş- tu*dığmı ifade etti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Sağlık Bakanlığı, 1 Temmuz'dan itibaren ilaçta yeni bir fıyat politikası başlattı. Çalışanlar ve emekliler lehi- ne bir uygulama denilen yeni ilaç fi- yatları bakanlığın iddiasının tam tersi sonuçlar veriyor. Bakanlık 1 Temmuz'dan itibaren "ucuz eşdeğer ilaç" uygulamasını hayata geçirecekti. Iddia böyleydi. Bu uygulamayla ilaçlar mümkün ol- duğu kadar en ucuz haliyie devlete mal olacaktı. Amaç buydu. ••• Her işte olduğu gibi ucuz ilaç işi de önceden düşünülmeyen çok abes sonuçlara yol açtı. Uygulama şöyle işliyor. Yetkili doktor önce has- taya reçetesini yazıyor. Hasta bu re- çeteyle eczaneye geliyor. Reçetesini uzattığı zaman geçmişte karşılaşma- dığı bir sürprizle karşılaşıyor. "Ucuz eşdeğer ilaç" uygulaması- na göre eczacı elindekireçetedeya- zan ilaçla, devletin bu ilaca ödediği miktara bakınca şaşırıyor. Çünkü, en ucuz ilaç fiyatı ile reçetede yazan ila- • •• Devlet Ağrı Kesici için Beş Kuruş Odüyor cın fiyatı arasında anormal bir fark ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan bu anor- mal fiyat farkını, Sağlık Bakanlığı'nın "Bütçe Uygulama Talimatı-llaç Fiyat Kararnamesi" gereği eczacı hasta- dan talep ediyor. Hasta şaşkına dönüyor, çünkü ila- cın fiyatının tamamına yakınını ken- disi cebinden ödemek durumunda kalıyor. Size bir tansiyon hastası için yazılmış reçete örneğini aynen akta- rıyorum: Reçetede yer alan ilaçları ve kutu fiyatı ile devletin ödediğini de listede gösteriyoruz: Zestril 20 mg. (Kutu fiyatı 23.27 YTL, devletin bu ilaca ödediği 0.85 YTL), Isoptin 80 mg. (K.F 7.90 YTL, D.ÖDE. 1.06 YTL), Naprosyn Ec (K.F 9.90 YTL, D.ÖDE. 1.08 YTL), Panadol tablet (K.F 2.18 YTL, D.ÖDE. 0.05 YTL) (Gördüğünüz gibi Panadol ilacı için devlet 2.18 YTL yerine tamı ta- mına 5 yeni kuruş ödemeyi üstleni- yor. Bir kutu ilaç için 5 yeni kuruş ödemek nasıl bir şeydir? llacın boş kutusu bile 5 kuruştan fazla eder.) Bu reçetenin toplam ederi 37.41 YTL. Geçmişteki uygulamaya göre bu hasta emekli olduğu için yüzde 10'unu yani 3.74 YTL ödeyerek bu ilaçları alabilecekti. 1 Temmuz uygu- laması nedeniyle bu emekli hasta 34.37 YTL fiyat farkı ödemek zorun- da kaldı. Devlet bu reçetenin 2.34 YTL'sini ancak karşılıyor. Yani bu du- rumda vatandaş reçete fiyatının yüz- de 10'u yerine yüzde 90'ına yakınını ödemiş oluyor. • • • Görüldüğü gibi sağlıkta bir dizi ye- nilik getirdiğini iddia eden hükümet, bazen öyle uygulamalara imza atıyor ki, vatandaş şaşkına dönüyor, tansi- yonu yükseliyor. Tansiyon hastası yurttaşın reçetesiyle birlikte eczane- ye geldiğindeki yüz halinin tanığıyım. Bu kadar fiyat karşısında tansiyonu- nun yükselmemesi mümkün mü? Belli ki Sağlık Bakanlığı'nda birileri "en ucuz eşdeğer ilaç" adı altmda bir yerlerden rakamlar bulmuşlar. ör- neğin Panadol adlı ağn kesici ilacın yerine en ucuz olarak saptanan ila- cın yüzde 30 fazlası Sağlık Bakanlığı uzmanlanna göre 5 kuruş ediyor. Ya- ni birileri Sağlık Bakanlığı'na kutusu 2-3 kuruş eden bir ilaç bildiriminde bulunmuşlar. • • • Şu anda Sağlık Bakanlığı'nın en ucuz ilaç fiyatı diye saptadığı bazı fi- yatların gündelik yaşamda hiçbir karşılığı yok. Belli ki bunlar yıllarca önce piyasaya sürülmüş ve şu anda piyasada bulunmayan ilaçların fiyatı. Sağlık Bakanlığı bu uygulama ile kendi "İlaç Fiyat Kararnamesi"r\\ ih- lal ediyor. Çünkü bu kararnamede şöyle bir hüküm var "Referans ola- rak alınacak ûrünlerin eczacılar tara- findan ulaşılabilir olması gerekir. Bu amaca tavana esas en ucuz ilaç ola- rak belirlenen ilacın en az beş ay pi- yasada bulunma ve ilgili eşdeğer ilaç grubuna dahil olan ilaçlar ara- sından en az yüzde bir pazar payına sahip olması gözetilir." Görüldüğü gibi en ucuz ilacın son beş ay içinde piyasada bulunmuş ol- ması ve eczacının buna ulaşabiliyor olması gerekiyor. Bu ilacın pazar pa- yının da yüzde birden az olmaması şartı var. • • • Sağlık Bakanlığı 1 Temmuz tarihiy- le birlikte Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'luları mağdur eden ve ça- resizliğe sürükleyen bir uygulamaya imza atmış durumda. Bundan he- men dönülmesi gerekiyor. Hem de hiçbir gün geçirmeden ve zarar gö- ren hastaların zararını da tazmin ederek. Ciddi bir bakanlık sorunuyla karşı karşıyayız. GLOBALpOLtTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU İşgal Altmda mıyız ki?r Geçenlerde, bir TV programını izlerken ilginç bir durumla karşılaştım. Solun önde gelen isimle- rinden birine "yurtsevehik" hakkındaki düşünce- lerini sordular. O da "Ülke işgal altmda mı ki" di- yerek karşıt bir soruyla "yurtseverlik" kavramı- nın, artık hiçbir işleve sahip olmadığını ima etti. Ben de "Acaba, günûmüzde ulusal mekânda 'ötekinin' iktidarının gerçekleşmesi için bir aske- ri işgal gerekli mi" diye düşünmeden edemedim. Pazar günü gazeteleri okurken aklıma yine bu TV programı geldi. Telecom-Unacol Türk Telekom'un satışı tamamlanmış. Dünya Bankası Türkiye Direktörü de sonuçtan çok memnunmuş, bu satışın başka büyük satışları kolaylaştıracağını söylemiş. Kastedilen TÜPRAŞ ve ERDEMİR. Demek ki Türkiye'yi yönetenler ile- tişim, enerji ve metalurji gibi stratejik sektörler- deki üç büyük işletmeyi kolayca satabilecekler. Neden olmasın? "Küreselleşme" çağında, ser- best piyasa ortamında parayı veren istediğini al- mıyor mu? Galiba alamıyor. Cuma günü, mali analiz sitesi Bloomberg'de "garip" bir haber vardı. Çin kay- naklı Cnooc Ltd. şirketi, orta büyüklükte bir ABD enerji sektörü şirketi Unacol'u satın almaya kal- kıyor, ancak ABD Temsilciler Meclisi 398'e 15 oyla işlemin, stratejik gerekçelerle izlemeye alın- masını, gerekirse durdurulmasını talep ediyor. Unacol belki çok büyük bir şirket değilmiş ama, Çin bu yolla stratejik teknoloji ve bilgi elde ede- bilirmiş. 'Ötekinin iktidan' Dönelim Türkiye'ye, bırakın orta boyda özel bir enerji şirketini, ülkenin stratejik öneme sahip üç dev kamu işletmesi kolaylıkla, adeta bando mızı- kayla yabancılara satılıyor. Eğer bunlar, büyük bir dış borç yükü altmda inleyen ülkede, devlet mali- yesine yük olan verimsiz, batak işletmeler olsa- lardı, belki satışlarının bir mantığı olabilirdi. An- cak uzmanlar, bunların verimli ve Hazine'ye gelir getiren kurumlar olduğunu, üstelik de gerçek de- ğerlerinin altmda fiyatlaria satıldığını ileri sürüyor- lar. Demek ki düpedüz bir talan söz konusu. Ama Meclis bu satışları sorgulamıyor. Peki kim bu satışları zorluyor? Cevabını biliyoruz: IMF ve Dünya Bankası. Bu ekonomik alanda "ötekinin" iktidan anlamına gelmez mi? Siyasi alanda da benzer bir durum söz konu- su. AB bize önce gümrük birliği anlaşmasını im- zalattı. Sonra da bir dizi idari, yasal "reform" dayattı, istediklerini de yaptırdı. Istediklerini al- dıktan sonra üyelik konusunda garanti vermek- ten vazgeçti. "Biz görüşmeyi başlatacağız, siz de istediklerimizi yapmaya devam edeceksiniz" diyor. Ancak, kimse, "Mutabakat bozuldu, biz de ilişkimizi gözden geçirelim" demiyor. Bura- daki teslimiyet, "ötekinin" iktidarına boyun eğ- mek değil mi? Kültürel alana gelince, Türkçenin aşınması, so- kakları dolduran yabancı dildeki tabelalar, ya- bancı kaynaklı "özdeşleşme nesneleri" (imajlar) bir yana, ABD patentli "ılımlı Islam" projesine, bunun günlük yaşamdaki, giderek genişleyen, devletin laik-modernist bir ideolojiyi üretegelen "ideolojik aygıtlarmı" (TRT, TÜBİTAK, RTÜK), ya- sal kurumlannı ele geçirerek derinleşen etkilerine bakmak yeter de artar bile. öyleyse, "yurtseverlik" kavramının geçersizli- ğine neden bu kadar kolay karar verilebiliyor? Buna cevap olabilecek bir yaklaşıma geçen çar- şamba yazımda değinmiştim. Bir kez daha vur- gulamak istiyorum. Sorunun cevabı, uluslararası- laşma, modernleşme, Batılılaşma enternasyona- lizm, ekonomik entegrasyon, emperyalizm kav- ramlarıyla kapsanamayan hiçbir olguyu içerme- mesine karşın 1990'larda, birdenbire tedavüle sürülen ve hızla benimsenen "küreselleşme" kavramında yatıyor. Chomsky'nin "Siyasi pro- paganda, kullanmamak gerekir" dediği bu kav- ram, emperyalizm ve sömürü kavramlarının üzerlerini örttü, onları yalnızca egemen söylemin değil, muhalefet söyleminin de dışına itti. Şimdi, bir an için ülkedeki ekonomik, siyasi ve kültürel dönüşümlere "küreselleşme" kavramını kullanmadan bakarsak karşımıza, "ötekinin" ikti- dan ve sömürüsüyle ilgili bambaşka bir görüntü çıkmayacak mı? Çıkacak ve "İşgal altmda mıyız ki" sorusuna cevap vermek zoriaşacak. Aniden "tatsız" etik seçeneklerle karşılaşacak, Kierke- gaard'ın yaklaşımını ödünç alırsak bilgiyle eylem arasındaki "mutsuzluk" alanına gireceğiz. Bura- dan çıkabilmek için, "küreselleşme" sayesinde "kurtulduğumuzu" düşündüğümüz yurtsever- lik/ulusalcılık, halkçılık gibi sot/sosyalist politika- ya bir sürü çetrefil, riskli sorunu da getirdiği için hiç hoşlanmadığımız kavramlarla, yeniden uğ- raşmaya başlayacağız. Sonra, sonucundan asla emin olamayacağımız süreçlere, yalnızca haklı olduğumuza ilişkin bir "inanca" dayanarak dal- mak zorunda kalacağız. Bu yüzden çoğu insan, "gerçeğin çölünü" de- ğil, "Matrix"e bağlı yaşamanın konforunu se- çiyor. ergin.yildizoglu'/ gmail.com Müze yapılsın kampanyasi Madımak imzaları Sezer ve Şener'de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alevi ve Bektaşi federasyonlannın temsilcileri, Sıvas olaylannrn 12. yıldönümü nedeniyle Madımak Oteli'nin kültür ve sanat müzesi yapüması için toplanan 1000 imzayı içeren dilekçeyi, Cum- hurbaşkanı AhmetNecdet Sezer'e iletilmek üzere, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Ke- mal Nehrozoğhı'na ve Devlet Bakanı ve Baş- bakan Yardımcısı Abdüflatif Şener'e verdiler. A\Tupa Alevi Birükleri Konfederasyonu Baş- kam Turgut Öker ve Alevi Bektaşi Federasyo- nu Genel Sekreteri Atilla Erden başkanlığında- ki heyet, Madunak Oteh'nin müze yapılması taleplerine destek verenlere ve Şener'e teşek- kür etti. Dilekçeyi aralannda bazı milletvekil- leri, ayduılar, gazeteci ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer aldığı 1000 kîşi imzaladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear