25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2005 CUMA 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Y 25 Sinop Y 24 Adana PB 31 Edirne Y 23 Samsun B 25 Mersin PB 28 Kocaeli Y 27 Trabzon Çanakkale Y 25 Gıresun B 24 Dıyarbakır B 34 Izmir Y 29 Ankara _EŞ 24 Şanlıurfa Y 30 Mardin Manısa _Y 30 Eskışehir Y 29 Siirt Aydtn B 31 Konya PB 31 Hakkâri B 26 Denızlı B 32 Sıvas Y 27 Van B 24 Zonguldak Y 22 Antalya A 29 Kars PB 22 Yunjun kuzey .e batı Ke- sımlerı parçaJı çok bulutlu. Mamtara ıle oğleden sonra ve akşam saattefinde Kuzey Ege Batı Karaoenız Iç Ana- dolu nurı kuzey > r e Orta Ka- radenız'ın >ç kesımlen araiık- lı sağanak ve gok gunjlîulu sağanak /ağışlı. d ğer yerter parçalı ve az bulutlu geçe- cek Hava sıcaklığı yagış aian yerterde bıraz azalırnen dıger yerlerde ooer bır değışıklık olmayacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Münih Y PB B B B B B PB PR 1b 17 17 17 16 18 22 20 ?? Berıın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Zürih Y Y B Y Y Y Y PB Y 19 15 32 14 14 20 24 27 17 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahire Sam Y Y PB Y B Y Y PB PB 21 30 30 30 30 30 20 30 35 0Açık Pa'çalı bulutlu ^ Çok bulı/lu . Yağrnurlu Karı Gok gurultülü G U N C E L Cl NEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada PKK'yı çökertme zamanmın geldiğini, hatta geç- tiğini söyleyecekti. Suriye'ye t>akış açıları birbiriyle çakışmıyor mu iki ülkenin? Oyle konuşacaktı kı Beyaz Saray'da, Baş- kan Bush'un Şam'la ilgili görüşlerini değiştirecekti. Palavralar denizınde yüzerken Türk kamuoyu, ABD'de med-ya, medyaya yansıyan Amerıkalı yet- kililerın söylemleri, RTE'nın bastığı olumlu havanın tam tersini yayıyordu. Görüşmeden sonraki açıklamalar RTE'nin Türki- ye'de sergilecfiğı Kasımpaşalılığın yerinde yeller es- tiğini gösterd i. Başkan'ı "ikna"edeceğınisöyleyen Başbakangit- miş; yerine istediğinı alamayan, istedıklerini alama- dığı için başkaldıramayan, başkaldıramadığı ıçın ku- zu kuzu konuşan, davranan bir başbakan gelmişti! • • • Oysa açıklamalarda Kuzey Kıbns'a uygulanan ızolasyonun kaldırılmasına değınen tek bir cümle- ye rastlanmıyor. Ercan-VVashıngton arasındadirekt uçuşlar sağlanmasını istemış RTE; Bush, Dışişleri Bakanı Rice'a. bu işı inceleyin talimatı vermiş. Ikıli görüşmelerin bir an önce başlaması ıçin Papado- pulos'a... Bu konuda da tek satır yok. PKK'nın çö-kertilmesı? RTE'ye göre "zaman, ze- min, atmosfer neyi göstenrse... oyapılır"m\şl Dedı- ğı bu. Tam Amerikan ağzı. ABD ne diyor? Beyaz Saray sözcüsü Scott MacClellan basına RTE ıle Bush'un "PKKkonusu- nu ele aldıklannı belirterek, bu tehdide nasıl karşılık verileceği ve nasıl ilerleneceği konusunda 'iyı bir görüşmede' bulundukiannı" açıklıyor. lyi birgörüş- me! O kadar. • • • Sen, dilediğin kadar palavradan başanlarla gelin güvey ol. lste<Jığın kadar "ABD ile stratejik ortaklı- ğımız teyit edfidi" de. ABD Başkanı ve sözcülerinin sözlüğünde "ortaklık" sözcüğü yeralmıyor. Türkiye ile "stratejik ilfşküerden" söz ediyorlar. RTE'nin, ben konuşurum, ikna ederim dediği Başkan Bush, Surıye konusunda bıldiğinı okuyor. Görüşmeden sonra RTE'nın açıklamalarını değer- lendiren bir üst düzey Amerikalı yetkili, medyaya, "Çıkardıklan s onuç buysa çok kötü. Bu kafayla ger- çek ortaklık kurulamaz" diyor. Sonuç açık: Biz istedik, Bush es geçti. Büyük Or- tadoğu Projesi üzerinde bastırdı, gerekli gördüğü güvenceyi ald t. Bizimkınin ilişkide eski günlere dön- mek için verdiği yeni vaatlerin kokusu yakında çıkar. Evet, RTE adına bır başarı var: Tam teslimiyet! • • • RTE'nin sırtında yumurta küfesi yok ya; CHP'yi anti-Amerikancı gösteren sözlerine Baykal dan ge- len sert karşılığı içeren soruya yanıt vermek ıstemi- yor. Fakat, bu kez Amerikan karşıtlığını "sağ ve sol marjinal gruptara" bağlayarak degışik bir kulvara atlıyor. Kızlarının, eşinin türbanı rahatlıkla giymelerini sağlayacak özgürlüğün ülkesinde olmadığını söy- lerek Amerika'da Amerikalılara: Başbakanı olduğu ülkeyı şikâyet eden ilk başba- kan unvanını kazanıyor. İstanbtıl'da güvenllk konferansı Erdoğan: Terör karşılığını bulmalı İstanbul Haber Servisi - Emniyet Genel Mü- dürlüğü tararindan koordine edilen uluslararası boyutlu "tstanbul Demokrasi ve Küresel Gü- venlik Konferansı" dün başladı. Conrad Ote- li'nde düzenlenen konferansa ABD"de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. mültıvızyon- la katüdı. Erdoğan, dünyanın terorizme karşı mü- cadeleyi ortak bir dava halıne getırmesi gerekti- ğini \iirgulayarak "Türkiye olarak buna katkı- mızı sağlanıaya haanz" dedi. Türkiye'nin son 25 yılda terörle mücadele konusunda kazanmış olduğu tecrûbeleri dünya kamuoyuna aktarabil- me imkânırıa sahip bulunduğunu söyleyen Erdo- ğan, bunun bilimsel bir zeminde gerçeİdeştiril- mesinın tüm dünyavı olumlu yönde etlaleyeceği- ni ıfade etfi 11 Eylül, Bali, İstanbul ve son ola- rak Madridi hedef alan terörist saldınlann dün- yada tehdit algıla\ışım değiştirdiğine dikkat çe- ken Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: "Tür- kiye savaşa karşı. Aatürk'ün, ' Yurtta sulh, ci- handa sulh' sözü vardır. Bu, bizim için hâlâ ge- çerli. Türkiye olarak teröre karşı çok hassasız. Çünkü çok ağır bedel ödedik. 199O'lı yıllarda teröre 40 bin civannda kurban verdik. 15 ve 20 kasım terör eylemlerinde sadece kendi ül- kemiz insamnı değil. ülkemiz yurttaşı olan ve- ya olraayar yabancı misyon şeflerinden teröre kurban verdik. Terör karşıJığıru bulmahdır." Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner ıse Türk Devlen ve gihenlik güçlerinin terör ve sı- nır aşan suçlarla miicadelede uluslararası işbirli- ğinın önemıne inandığıru ve bıınu en üst düzey- de gerçeklejtirmeye yalıştığını belirtti. Avustralyadan tsunamizedelere Silikonyardımı! S\T>NEY <AA) - AMistralya'run, güneydoğu As- ya'daki tsurami felaketzedelerine silikon gögüs implantı giH, uygun olmayan ve son kullanma ta- rihi geçmiştıbbı malzeme gönderdiği ortaya çıktı. Felaketten ': ay sonra Endonezya'nın Açe bölgesı- ne giden Avustralya'ıun Melbourne kentindekı Monash Ünversitesı'nden bir tıbbi uzmanlar he- yetı, buradaki incelemeleri sırasında, silikon gö- ğüs Lnplantlan. son kullanma tarihi geçmiş ılaç- lar ve başki yararsız tıbbi malzemenin stoklanmış haldebulurduğoınu belirtti. Asya'yı \oıran deprem ve tsımami 'elaketının ardından Avustralya halkı- run tq)ladıp yardım miktan 760 mılyon dolan ve özel bağışl^r da 85 mılyon dolan bufmuşfu. 'Gezi tam bir fiyasko' KemalAnadol, Türkiye'yişikâyet ederek 'Türbanİı kızlanmABD'de okuyor' diyen Başbakan 'a 'Oğlun da mı türban gerekçesiyleyurtdışında'diyesordu • Baştarafı 1. Sayfada için muhafelete anti-Ameri- kancı yaftasını yapıştırmaya çalıştıÂVashington'dan Başba- kan manzaralarım ibretle, dehşetle izliyoruz" dedı. Anadol, parlamentoda düzen- ledığı basın toplantısında Erdo- ğan'ın ABD gezisını değerlen- dırdı. .\nadol, "Washing- ton'dan Başbakan manzarala- n"m şöyle özetledi: "Başba- kan, daha yolda muhalefeti şi- kâyete başiadı. Ne kadar Amc- rikancı olduğunu kanıtlamak için muhalefete an ti-Amerikan yaftasını yapıştırmaya çabştı. CHP tarihi boyunca sadece ulusal çıkarları savunan bir politika izlemiştir. Başbakan, CNN International'da da ülke- sini şikâyet etti. Türkiye özgür bir ülke değil, türbaniı kızla- nm ABD'de okuyor, diye. Oğlu da mı türban gerekçesiyle AB- D'de? O niye özgür değil Tür- kiye'de? Türkiye'de insanların özgür olması için hepsinin AB- D'ye mi gitmesi gerekir? Bura- dan gitmeden Cumhurbaşka- nı'na saygısızca, sivasi nezaket- le bağdaşmayan sözler söyle- yen Erdoğan'ın Bush karşısın- daki tavnnı da tarihin takdiri- ne bırakıyoruz. ABD'den Kan- dil Dağı'nda terörü durdurma güvencesi alamıyor. Başbakan ülkesini şikâyet edeceğine, bu- nun güvencesini alsın." Erdoğan'ın "Insan olarak la- ik değilim" sözlerini de eleştiren Anadol, "Millervekiü seçildik- ten sonra kürsüde demokratik laik cumhuriyete bağb kalaca- ğına ilişkin yemin etti. Bu ye- mini her millervekili şahsen ya- par" dedi. Anadol, Erdoğan'ın Büyük Ortadoğu Projesi konu- sundaki yaklaşımına tepki göste- rirken de "Önce, ılımlı İslam, dediler; sonra tepkiler üzerine Büyük Ortadoğu Projesi adını aldı. Gazetelere bakıvoruz, Başbakan'dan BOP'a evet. Ge- zi tam bir fıyasko" açıklaması- nı yaptı. Anadol, Başbakan Erdo- ğan ın "1 Mart tezkeresinin utangaçbğı içinde yaramaz ço- cuklar gibi af dileme yaklaşımı içinde olduğunu, geziden Tür- kiye'nin hiçbir kazancı olma- dığını" da sözlerine ekledi. DSP: Sanki Türkiye'nin başbakanı değil DSP Genel Başkanı Zeki Se- zer de hükümetin iktidarda ol- duğu 2.5 yıllık süre içerisinde ödevlennı yerine getirmediğini söyledı. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın son dönemde çok yanlış adımlar attığını ifade ederken şunlan kaydetti: "Başbakan, son dönemde gönlümün derin- JikJerindeki hıçkırıktan söz edi>or. Değiştim diye halkın oy- lannı alarak iktidara geien Başbakan, değişmediğinin gös- tergesi olarak daha dün AB- D'de Türkiye'yi dünyaya şikâ- yet edip 'Ben kızlanmı Türki- ye'de okutamıyorum' diyerek çok büyük bir haksızlık etmiş- tir. Sanki bu ülkenin başbaka- nı değil de başka bir görevliy- miş gibi Türkiye'yi hak etme- diği şekilde temsil ediyor." AKP'DEN BAYKAL'A TEPKİ 4 CHP, küresel aktorlugun önünde engeF ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "ABD politikalarına muhalefet" konu- sunda AKP ile CHP arasındaki tartışma sürüyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "Sayın Başbakan, anlaşılı- yor ki 'Ben Türkiye'yi satmaya hazınm ama CHP bırakmıyor' demek istiyor" dıyen CHP lideri Deniz Baykal'a tepki gösterdi. 32. Mut Kayısı Festivali Ankara etkinliklerinin açılışıru yapan Şahin, Baykal'ın sözlerinin anımsatılması üzeri- ne, bunun ciddiye alınacak bir söz olma- dığını söyledi. Şahin, "Son derece talih- siz. kabulü mümkün olmayan bir söz- dür. Baykal'ın bu sözü şuuıiu şekilde söylediği kanaatinde değilim. Zannedi- yorum Sayın Baykal, bu sözü nedeniyle tashihte de bulunacaktır" diye konuş- tu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Den- gir Mir Mehmet Fırat da Baykal'ın, Er- doğan'ın sözlerini kendince yorumlayıp ve yeniden okuyarak eski siyaset anlayı- şından kurtulamadığını ortaya koyduğu- nu savundu Fırat, "toplumİa bütünleşe- mediği için CHP'nin hırçınlaştığını ve bu hırçınbkla gerçek ile mecaz arasın- daki farkı anlayamadığım" ıddıa ede- rek "CHP, Türkiye'nin küresel aktör olmasınm önünde bir engel olarak durmaktadır" dedi. Bir gazetecinın, "Başbakan'ın 'Ben kışı olarak laık de- ğiiim ama laık devleti korumakla mükel- lefim' sözlerini nasıl değerlendiriyor- sunuz" sorusu üzerine Fırat, "Doğru. Bireylerin laik olması mümkün değil- dir, de\let laikfir. Savın Öymen bunu bilmivorsa açar anayasaya bakar. Yok- sa laikçiliğin bir din olarak algılanma- sı la/ını. Sayın Öymen böyle bir din bilivor ve onu tercih ediyorsa ona söy- leyecek bir şeyimiz yok" dedı. Demirciier Sanayi Site- si'nde bulunan havai fîşek deposunda meydana gelen patlamada yaşamını yitiren- lerin yakınlan güçlükle sa- kinleştirildi. (Fotoğraflar: TARKANTEMUR/AA) Ihmaltinciri ölümgetirdi U Baştarafı 1. Sayfada Demirciier Sanayi Sitesi'nde (DES) bulu- nan havai fişek deposunda dün saat 11.00 sı- ralannda meydana gelen patlama ve yangın nedeniyle Cemal Topal. Can Abanoz, Çe- tin Öztatlı, Atüla Koçer, Ercan Cingil ve A.A. yaşamlannı yitirdi. Olayda yaralanan Ibrahim Rüzgar da Ümraniye Devlet Has- tanesı'nde tedavi altına alındı. Hayatuıı kay- bedenlerden CanAbanoz, Koçer ve Cingıl'in depoda çalışan işçiler olduğu, Topal'ın tor- na dükkânuıda calıştığı, Öztatlı'nın ıse de- ponun karşısında faaliyet gösteren N'ormeks Yangın Armatörleri Şırketi'nde calıştığı \e mahsur kalanlara yardım ıçın depoya gırdi- ği öğrenildi. Can Abanoz'un yeğeni A.A.'nın ise depoda çalışan babası Hüseyin Aba- noz'un isteğiyle okula gitmeyerek ışyerine geldiği ıfade edildi. îstanbul Büyükşehir Beledıyesi, Acar Ti- caret'e ait şirketin ruhsatının olmadığını bildirdı. Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can da işyerınin kendilerine kayıtlı olmadı- ğını belirtti. Can, bu konudaki yetkinin \eni düzenlemeyle henüz kendilerine geçtiğini, bu tür işyerlerinin Büyükşehir Belediye- si'nden ruhsatlandınlması gerektiğini vur- guladı. istanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah patlamanın kaza nedeniyle meyda- na gedığıni sandığını söyledi. Makirıa Mühendisleri Odası Istanbul Şu- be Başkanı Faruk Sevim. sanayi sitesinde y- er alan ve depo olarak kullanılan bu alanın kaçak olduğunu söyledi. Sev im, bu yerin ka- yıtlarda irtibat bürosu olarak geçtiğini belir- terek "Dudullu Organize Sanayi Müdür- lüğü tarafından mal sahibine bir ay önce kaçak olması dolayısıvla yazı gönderilmiş. Buranın hem izni hem de beyanı yok" de- di. Denetleme konusunda Organize Sanayi Bölgesı'nin görevini yerine getiremediğini ıddia eden Sevim, yanıcı maddelerin imala- tırun yapıldığı ve depolandığı yerlerin kont- rolünde İstanbul Büyükşehir Beledıyesi'nin yetersiz kaldığını belirtti. Şehir Plancılan Odası İstanbul Şube Sekreten Ali Rıza Nur- han da bu tür depo alanlannın tamamen şe- hir dışına çıkanlmasının önemini vurguladı. SÖYLEŞİ ATTİU İLHAN ..Ne de, 'Demokrasi' Ya?!.." • Baştarafı Arka Sayfada "...uygulamadan doğan ihti- yaçlar, evet ama, onun ötesinde, Avrupa Birliği müktesebâtının zoıiadığı hususlann karşılanma- sı; ve 'Küreselleşme' diye isim- lendirilen (buraya dikkat!..) ulus devletleri eritmeye yönelik, dün- ya ekonomik güçlerinin zoıiadı- ğı hususlardan; bu meyanda IM- F'den ve Dünya Bankası'nın ter- tiplerinden kaynaklandığı ön p4a- na çıkarılmaktadır. Bu tasarryı hazırlayanlar, bunu kabullen- mektedir ve ifâde kendilerine ait- tir..." "...bu tasanda, daha önemlisi- nin ciddi bir personel reformu ol- duğu; dünyanın siyasi olarak bi- linmez bir yöne grttiği, -aralann- da Türkiyemizin de bulunduğu- birçok ülkede (buraya dikkat!) et- nik yapı ve alt kültüre dayalı ta- lepler hızla artarken, 'yerel yö- netimlere' geniş yetkiler verilme- sinin, 'ayrılıkçı hareketleri' kö- rukleyeceği; tasanyla, yerel yö- netimlerin öh plana çıkarılması- nın, idari federalizmi çağnştırdı- ğı; valiierin seçimle gelmesi ha- linde siyasi federalleşmenin önünün açılacağı (...) sıralan- maktadır..." (Istanbul Universıte- si, 21 Şubat 2004, 'Kamu Yöneti- mi Temel Kanunu Tasansı ve Ulu- sal Biriık' sempozyumundaki ko- nuşmadan...) Oysa Media'mızı, politıkacıları- mızı dinlerseniz; ülkemizde önce- leri mevcut olmayan 'demokra- si'ye doğru önemlı adımlar atıiıyor: atılmış oianlar pekiştirılıyor; ger- çekte ıse VVasnington'ın 'Küre- selleşme' adıyla tasaıiadığı, dünyayı ele geçirme planının, 'Project Democrasy / Demokra- si Projesi' diye bilinen uygulama- sı!.. Ba$ına gelen bilir!.. Bu uygulamayı, Sovyetler Birli- ği, Yugoslavya, Gürcistan; daha yakınlarda ıse Ukrayna ve Kırgızistan yaşadılar; 'Demokra- si Projesi' aslında Protestan de- mokrasi anlayışımn, sermaye gücüyle üçüncü ülkelere daya- tılmasından ibaret bir plan; bu plan, aşama aşama uygulanıyor; bu aşamalar da belli; söz geiişi 'mekanizmanın' nasıl çalıştığma bakarak, Türkiye'nin hangı aşa- mada bulunduğunu görebılırız: "1) Kamuoyu oluşturuculara, yâni aydın takımına, 'aydınlatıcı' konferanslar aşaması. 2) insan haklan derneklerinin kurulması. 3) Amerikalıların 'public democ- rasy' dedikleri, 'kamuoyu oluş- turmaya' geçiş: krtlelerin zihinie- ri, yoğun propagandayla dene- tim altına alınıyor. 4) Sozde 'ba- ğımsız' sendikaların kurulması. 5) Yeni Media araçlannın -gaze- te, dergi, radyo, televizyon vs.- devreye sokulması; AB ve ABD birliği 'ruhuna' bağlı olarak; 'Hel- sinki yurttaşları'nın eğitilmesi; 'Ortak Zemin' ve benzeri der- neklerin kuruluşu. 6) O ülkedeki geleneksel kurumların yıpratıl- ması, toplumsal özgüvenin, yol- suzluk propagandasıyia zayıfla- tılarak, halkın çaresizliğe ve umutsuzluğa itilmesi. 7) Siyasi partilerin evcilleştirilmesi, ol- mazsa yenilerinin örgütlenmesi. 8) 'Demokratik' seçim darbesi..." (bkz. 'SıvilÛrümcekAğında', Mus- tafa Yıldırım, 'Project Democrasy- Demokrası Projesi', s.11 ve sonra- sı. Toplumsal Dönüşüm Yayınları, Mayıs 2004). Hangi Istlklâl vardır M!..' Hepsı bu kadar mı? Hayır! Mus- tafa Yıldfrım, aynı eserde, şu kısa fakat anlamı uzun cümleyı ve- rıyor: "...Amerika Birteşik Devletle- ri'nin dış ülketerdeki açık eylem- leri, gizli operasyonlarla destek- lenmelidir." "Truman National Se- curity Directive (NSD 10/12)..." Sanırım yeteri kadar açık ve ay- dınlık! Cihet-i Askeriye de 'Ulusal Siyaseti' savunanların, kestırme- den 'emeklıliğe' kaydırılması da; Belgin'm 'Ulusal Siyaset Kavga- sı' dedığı kavganm, gerçekte Tür- kiye Cumhuriyeti'nı kuran Gâzi Mustafa Kemal Paşa'nın şu müt- hış öngönjsünü, adeta kanıtlamı- yor mu? "... Hangi istiklâl vardır ki, ya- bancılann nasihatlarıyla, yaban- cıların planlarıyla yükselebil- sin?" (G.M. Kemal, 6 Mart 1922) Bılmem ne buyrulur? (AÇIK TEŞEKKÜR: "Birisı emekli savcı, diğen emekli cerrah, iki eski dost; Cumhuriyet'te iki eleştiri yayımladı, Eksik olmasınlar, bu sâyede ne kadar doğru bir yol- da yürüdüğûmü, ne haklı bir dava- yı savunduğumu, bir kere daha an- lamış oldum. Bunun kanıtı halkımı- zın. yanm yüzyıldır esırgemediği güven; hele son bırkaç yıldır, yûk- selip yoğun/aşan alâkasıdır. Başka ne diyebilirim? Dansı, berikilerin başına!..") GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Türkiye'nin hassas olduğu konulann hiçbirinde so- mut gelışme yok. ABD'nin ısrar ettiğı konulann tü- münde sözler verildi! Türkiye sınırlan içindeki terör olaylanna bile "dev- letin işi" diye bakan AKP'nın Kuzey Irak'taki terör kamplarında sert çıkmasım beklemek hayalcilık olur- du. Erdoğan'ın 11 Aralık 2002'deki Bush'la ilk gö- rüşmesinde, ABD yönetıminın cımbızla çekip aldığı başlıca sözü şuydu: "Saddam bir diktatördür. Biz bir diktatörteyan ya- na yaşamak istemiyomz!" ABD yönetimi bu sözün içıne çok şey doldurdu. 1 Mart 2003'te tezkereyle alamadıklannı daha sonra gizli Bakanlar Kurulu kararnamestyle aldı. Şimdı de gündemdekı konulann başında Iran ge- lıyor. Erdoğan, Bush'la görüştükten sonra yaptığı basın toplantısında şöyle dedi: "Nükleer enerjiye kıtle imha silahı açısından baktı- ğımızda olumluyaklaşmayız. İnsaniamaçlı olduğuza- man farklı." ABD, Iran'ı nükleer çalışmalan nedeniyte sıkıştınyor. Bu sözün ıçine de çok şey doldurmak isteyebilir! • • • İki liderin görüşmesinden içine pek çok şeyın sığ- dırılabileceğı bır tümce daha: "Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nde (GOP) Türki- ye. ABD'ye destek verecek." Bush, destek için teşekkürünü iletti bile. Bu proje Fas'tan Moğolistan'a 22 ülkeyi kapsayan bır çalış- ma. ABD, bu tür projeleri piyasaya çıkardı mı, yol ha- ritasınıdaçıkarmışdemektir. Bush'a göre Türkiye'nin stratejik önemının bır halkası da şu: "Demokrasisi Ortadoğu ülkelerine örnek olabilecek bir ülke." Biz, Batı'yı yakalamaya çalışırken Doğu'ya örnek gösteriliyoruz... Bush yönetimi başından beri Türki- ye'ye böyle bir rol biçmenin ortamını hazırlıyor. Bu konulann üzerinde daha çok duracağız ama, önce- likle şunu vurgulayalım: Ortadoğu ülkelerine örnek gösterilmek Türkiye'yi o ülkelere yaklaştırmaz. Tam tersıne pek çok ülke koyduğu mesafeyı genişletmek ister. Erdoğan, Bush'un yanında, senaryonun sonu- nu görmeden aldığı rolü ezberlemeye hazır olduğu- nu hissettiren, ama rolün tedırgınliğinı de yüzünde barındıran bir havada duruyordu. • • • Bush-Erdoğan görüşmesini olumlamaya çalışan yayın organlarında şu tür başlıklar dıkkati çekıyordu: Sıl baştan... Beyaz sayfa... Bu tanımları Türkçeye çevirdiğimizde, ABD'nin önümüzdekı dönemde bizı doğrudan ilgilendiren cid- di hazırlıklar içinde olduğu anlaşılıyor. Bunun özü de GOP'ta atılacak adımlar. Erdoğan'ın bu konularda ne tür sözler verdiğini bılmiyoruz. ABD'nın GOP'takı hedeflerınin ne kadarını Türki- ye'ye söyledığini bılmiyoruz. GOP'un bizi nasıl etkileyeceğini net olarak bilmi- yoruz. Bıldığimız tek şey var: Erdoğan, iktidarını sürdürmek, ABD desteğini ar- kasında görmek için çok şey yapmaya hazır. Başlık- ta vurguladığımız gibi... Anlaştılar... Atatürk Türkıyesi'ne karşı! ankcum « cumhuriyet.com.tr SözteşmeRlere yöneticilîk yohı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "ElemanTe- mıninde Güçlük Çekılen Yerlerde Sözleşmelı Sağlık Personeli Calıştınlması ile Bazı KHK'lerde Değişik- lık Yapılması Hakkında Yasa. Sağlık Hizmetleri Temel Yasası ve Sağlık Bakanlığı'nın teşkilat ve Görevlen Hakkında JCHK'de Değişiklık Yapılması Hakkında Yasa Tasansı", TBMM Sağlık. Aıle. Çahşma ve Sos- >al Işler Komisyonu'nda kabul edildi. Buna gore. sözleşmelı sağlık personeli. ıstıhdam edildığı hızmet bıriminde başhekim. başhekım yardımcısı, başhemşi- re olarak görevlendirilebilecek Aynca. Sağlık Bakan- lığı eğitım ve araştırma hastanelerinde ihtiyaç doğrul- tusunda görev yapacak klinik şefı, kJinik şef yardım- cısı kadrolanna profesör. doçent ve ilgili dal tabipleri arasında bakanlık tarafindan atama yapılacak. AKP'ye karşı birlik çağrısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal De- mokrasi Derneği Genel Başkanı Erol Tuncer, Cumhu- riyetin karşı karşıya olduğu tehditler karşısında "ör- gıitlü, güçlü. etkilf" bir toplumsal muhalefetın oluştu- rulması ıçın duyarlı tüm kesımlen bır araya gelmeye çağırdı Tuncer, AKP'nin, "tarikatlann etkinlik ve belırleyicıliğınde" Türkıye Cumhuriyeti'ni din teme- linde yeniden yapılandırmaya çalıştığını belirtti. Tiizmen'in İsviçre ziyapeti ertelend • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı KürşadTüzmen ile Is\içre Ekonomı Bakanı Joseph Deıss'ın karşılıklı zıyaretlennın. Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu hakkında İsviçre'de açılan soruşturma nedeniyle ertelendıği öğrenildi Tüz- men'in 22-24 Haziran'da yapılması planlanan Türk- tsviçre Iş Konseyi toplantısına katılımı ve toplantı be- lirsiz bir tanhe ertelendı. Deıss'ın, Tüzmen'in ziyare- tıne karşılık eylül ayında Türkıye'ye yapması planla- nan ziyareti de söz konusu tarihte yapılmayacak. Talat, hediye BMVV'yi reddetti • LEFKOŞA (AA) - KKTC Cumhurbaşkan) Meh- met Ali Talat. Cumhurbaşkanlığf na hedive edilmesi gündemde olan son model BMW 760 Lımuzüı marka aracı kabul etmeyeceğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu'ndan yapılan açıklamada, "yapılan de- ğerlendirmede, söz konusu hediyenin kabulüyle ilgili yasal me\zuatın olmadığmın saptandığı" behrtildi. Esenyurfta silahlı saldırı • İSTANBUL (AA) - Esenyurt'ta. otomobilde silah- lı saldınya uğrayan 1 kişı öldii, 1 kişi yaralandı. Edi- nilen bılgiye göre, TEM Otoyolu'nun Esem'urt sapa- ğında seyir halınde bulunan 34 R 0334 plakalı otomo- bıle, silahla ateş açıldı. Olayda otomobilde bulunan Yılmaz Lale olürken Kenan Yayış yaralandı. Yayış, te- davi altına alınırken polıs soruşturma başlattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear