25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10HAZİRAN20O5CUMA CUMHURİYET SAYFA dishab(5 cumhuriyet.com.tr 11 Amerikan basınına göre Bush, Erdoğan'ın daha fazla destek arayışına karşılık vermedi BIÇAK SIRTT PKK talebireddedildi ABD basını ve Washington yönetiminden kaynaklara göre Bush-Erdoğan görüşmesi sıcak geçmedi. PKK konusunda aradığını bulamayan Erdoğan'ın Suriye konusundaki tavn Beyaz Saray'ı rahatsız etti. Erdoğan'ın, ABD karşıtlığıyla ilgili olarak verdigi yanıtta, hükümetin gerekli önlemleri aldığını ancak daha fazla üzerine gidilmesi durumıuıda bununtepki çekeceğini belirtmesi, VVashington'da hayal kınklığı yarattı. Dış Haberler Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı George Bush ıle yaptığı görüşmeyı değerlendiren Amerikan basını. Erdoğan'ın PKK ile mü- cadele için daha fazla destek arayışının ya- nıtsız kaldığı yorumunda birleşti. Amerikan basınına ve Washington yöneti- minden kaynaklara göre, Erdoğan-Bush gö- rûşmesi, sıcak geçmedi. Sunye konusundaki tavnyla \Vashington"da rahatsızlık yaratan Er- doğan'ın Türkiyedeki ABD karşıtlığıyla ilgi- li açıklamalan da Beyaz Saray'ı kızdırdı. Washington Post gazetesi. Erdoğan'la görü- şen Bush'un Tiirkıye'yı, Ortadoğu'da yakın ve demokratik bir müttefik olarak övdüğünü yaz- dı. Buna karşın gazete görüşmenin ardından yapılan açıklamada Bush'un, PKK'yle müca- dele konusunda. Erdoğan'ın "daha fazlayar- dnn" talebine cevap vermekten kaçındığına dık- kat çekti. Washington Post muhabırı Jim Van- dehei. Bush'un gazetecilere yaptığı açıklama- da PKK'yle miicadele konusuna değinmedı- CH£ıNE\ Y E ÜA\ ET- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz Saray'da ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile yaklaşık yanm saat süren bir görüşme yapn. Erdoğan. Chene> 'yi Türkiye'ye davet etti (AA) ğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Erdoğan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Başkan'ın PKK' yle ilgili kaygüannı dile getir- diğini ancak örgütün lojistik ve mati kaynak- lannın kesilmesi için yeni adınılar atnıa konu- sunda fazla bir vaatte bulunmadığmı söyledL Bush ise bu konuya hiç değinmedi, Türk de- mokrasisinive Ankara'nm Ortadogu'dabanş çabalarındakirolünüövmekle yetindi. Halbu- ki son aj larda PKK tarafindan öldürülen Türk askeri sayısı, Irak'ta aynı dönemde öldürülen ABD askerierinin sayısından daha fazla." Beyaz Saray'daki görüşmeyı •'Türkiye ile top- lanuda övgü ve soğukluk" başlığıyla değerlen- diren International Herald Tribune gazetesi Bush ıle Erdoğan'ın basına çok kısa bir açık- lama yaptıklanna, soru almadıklanna dıkkat çekti. Erdoğan'ın görüşmeden sonra ABD'nin PKK konusunda verdigi destek ıle ilgili "biraz tatminsiznk dile getirdiğinr kaydeden gazete. Bush yöneturunın Sunye konusunda yardım is- tediğinı ancak Erdoğan'ın Suriye ile ilişkilerin sürdürülmesmin çok önemli olduğunu söyledi- ğıne dikkat çekti. Haberde, görüşmenin ama- cının uzlaşma olduğu. ancak Irak savaşının iliş- kilerde yol açtığı yaralann henüz tam olarak iyi- leşmediğinuı gözlendiği kaydedildi. VVashingtonTîmes. *Bush,KürUerkonusun- daTürklereyardımetmeyecek" başlıklı habe- rinde, "Bush Türkiye'nin, ABD güçlerinin Kürt militanlara karşı önlem ahnası için yap- tığıtalebi reddetu" ifadesini kullandı. Bush'un reddinin Türkiye'nin ABD askerlerine Irak'a geçiş izni vermemesinden iki yıl sonra geldiğini belirten gazete, ~İlişki, Tur- kiye'nin Suriyeik büyüyenbağlannedeniy- le de gerginleşiyor'' dedi. Beyaz Saray'ı lazdıran açıklama ABD yönetiminden kaynaklar, Erdoğan- Bush görüşmesinin, Türk tarafının yansıttı- ğı izlenimle önemli farklar içerdiğini vurgu- luyor. Washüıgton kaynaklarına göre, gö- rüşme "sıcak geçmedi'' ve "pembe bir tab- lo ortaya çıkmadT. Kulıslerden sızan bilgi- lere göre. Amenkan tarafı özellikle iki ko- nuda rahatsız. Bunlar, Türkiye'nin Suriye ko- nusundaki tutumu ve Türkiye'de yükselen ABD karşıtlığı. Türkiye'nin Genişletümiş Or- tadoğu Projesi'ne verdiği desteğe rağmen "Surive konusunda Amerika'ya destek ver- miyor" görüntüsü çızmesi, rahatsızlık yara- tıyor. Erdoğan'ın, Suriye liden Esad'ın ko- nuşarak reforma ikna edilebıleceğını, hatta Şam'ın Lübnan'dan çekıhnesınde, kendisi- nin ve Cumhurbaşkam Sezer'in zıyaretleri- nin etkili olduğunu söylemesi, ABD tarafın- ca "hayret verid" bulundu. Ikinci rahatsızlık konusuysa, Erdoğan'ın görüşme sonrasında düzenlediği basuı toplan- tısında söylediği bir cümleyle ilgili. Erdoğan, zirve sonrasında kaldığı otele geçerek bir basuı toplantısı düzenledı. Erdoğan'm bir gazetecinin yönelttiğı soruya verdigi yanıt Beyaz Saray'da buz gibı bir havanın esmesine yol açtı. Tür- kıye'deki Amerikan karşıthğına ilişkin soruyu cevaplarken, Amerika karşıtlannın marjinal gruplar olduğunu söylemesi; ardından da hükümetin gerekli önlemleri aldığını ancak daha fazla üzerine gidilmesi durumunda bunun tepki çekeceğini belirtmesi, Washington'da hayal kınklığı yarattv. ABD kaynaklan, bu açıklamayı "taHhsizHk" olarak nıtelendirdi. KK, WASHINGTON'LA DÎYALOG AH4YIŞINDA ABD, KandiVi koz olarak tutuyor MEHMETFARAÇ Beyaz Saray "dakı son girişimler de gösteriyor ki, ABD bölgesel çı- karlan uğruna PKK'yi hedef al- maktan kaçımyor. Kuzeyde bir dev- letin kurulma çalışmalan sonuç- lanmadan ve Irak'takı dıreniş Kürt müttefiklerin desteğiyle kınlma- dan Kandil Dağı'na yönehk bir ope- rasyon çok uzak görünüyor. PKK ise bir taraftan eylemleri- ni sürdürüyor diğer yandan, "Kar- şıhklı ortak çıkarlara dayalı Uişki- ye herkesleaçjğE" diyerek AB D' ye göz kırpıyor. Son olarak Washmgton"da Başba- kan Erdoğan ıle ABD Başkanı Bush arasındaki görüşmenin ana madde- lerinden biri olan Kandil Dağı'nda- ki PKK varlığınm yok edilmesi ko- nusu son 3 yıldır iki ülke arasında- ki diplomatik görüşmelerin yaşam- sal konusu olarak bir çıkmazda sü- riiklenip duruyor. Türk kamuoyu. özel- likle de Genelkurmay. Irak'ta üslenen, Türki- ye "de kan akıtan PKK'nin neden etki- sizleştirihnediğini sor- guluyor. Bu soruya ya- nıt bulabilmek için PKK kurucusu. yöneti- cisı ve muhaliflerinin son dönemdeki açıkla- malannın da dikkatle irdelenmesi gerekiyor. Örgütten koparak Ku- zey Irak'ta ABD dene- timinde bir parti kuran Osman Ocalan'ın ay- lar once bir Türk gaze- tesi aracıhğıyla yaptığı şu açıkla- ma birçok hesabı dışa vuruyor: "•Türkiye bir genel afla çözümün öniinü açsaydı ABD, PKK'nin Kan- dil ve diğer daguk alanlardaki var- bğma müsamaha göstermej ecekti. Amerika, Türkiye'nin eve dönüş yasasıyla attığı adımı tatmin edki bubnadı. Amerikahlar çözüm ihti- mali otanadığı müddetçe Kandil't yönelmez, en fazla smuiandırabinr. ABD, demokratik mücadeleyi esas alan bir gücün Türkh e ik muhatap haline gehnesinden yana." z\merika Kandil'e neden girmiyor' sorusuna yanıt arayanlann çıkar halkalanndan oluşan bu ilişki zincirine çok dikkat etmesi gerekiyor. ABD'ye şu çağnyı yapıyor: "Başta ABD ve Avrupa'dan Kürt sonınu karşısında daha sorumlu bir yaklaşımı öne çıkarmasuu isti- yoruz. Bu temelde bu güçlerle Uiş- kilerimizi daha da geuştirmek için çabalanmız olacakür." Karayılan dünkü Ülkede Özgür Gündem gazetesınm "ABD üe fliş- kilerinb.de bir değişikük olacak mı" sorusuna ise şu karşıhğı ve- riyor: "Herkesle ilişkheaçtğız. Ge- rek bölge güçlerivle gerekse de ABD üe çeşitli biçinılerde temas- lannuzolu> or. Bağımsız, karşıhk- u ortak çıkaıiara dayalı ilişkiye herkesle açığız." Imrah'dan PKK'nin stratejile- rine yön veren Abdullah Öcalan ise ABD'run, PKK'yi Türkiye'ye karşı kullandığını söylüyor: "ABD, PKK'nin banşını değü kavgasuu istiyor. ABD, PKK kartını elinden bffakmak istenıez. PKK'nin snHn- dan Türldye'yi, Suri- ye'vi, Iran'ı tehdit edi- yor~. ABD'nin beni bu- raya getirdiği açık. PKK kalsın diyoıiar, üzerinden hesap yapı- yorlar. Bunlar PKK üzerinde kesin oynu- yoriar. Kritik zamanı bekliyorlar. ABD bunu Ki büir. PKK'videstek- lenıedegiLsilahgibitu- tacaklar!.." Zincirdeki oyun... PKK'denABDyeçağn ABD'nin Kandil'e müdahalesi- nı sağlamak için Türkiye'nin bas- kısı artarken örgüt, Amerika'yla ilışkisini sıklaştırmak istiyor. Kan- dil'de geçen hafta yapılan basın toplantısında konuşan PKK yöne- ticisi Murat Karayüan, AB ve ABD, Genişletilmış Ortadoğu Projesi'yle (GOP) dünyanm sorun- lu coğrafyasma çekidüzen vermek isterken hem Türkiye'yi hem de Kürtleri yanında tutmak istiyor. Bush ve ekibi, Kürtlerin desteğiy- le Irak'ta sorunu aşmadan militan gruplann Türkiye'ye yönelik teh- didini önemsemiyor ancak Türki- ye'nin AB'ye ahnması için Avru- pa ülkelerine telkinde bulunuyor. PKK ise bir taraftan Avrupa'da- ki lobi çahşmalanyla AB sürecin- de Türkıye'den yeni kazanımlar elde etmeye çalışıyor, diğer yan- dan silahlı dayatmayı strateji ola- rak benimsiyor. Orgüt, hem AB'ye hem de ABD'ye sığınarak Türki- ye'nin karşısma sıyasi muhatap olarak çıkabilmenin zeminini ya- ratmaya çalışıyor. "Amerika Kandil'e nedengirmi- yor" sorusuna yanıt arayanlann, çıkar halkalanndan oluşan bu iliş- ki zincirine çok dikkat etmesi ge- rekivor. Görüşmenin AKP'nin dış politikasına güvensizliği arttırdığı belirtildi Erdoğan giiven veremedi A\TL\N ŞtVlŞEK ANKARA -Başbakan Recep Tay- vip Erdoğan, Washington ziyaretin- de ABD yönetımine ilişkilerin ge- leceği için "güven" veremedi. ABD kaynaklan, Erdoğan'ın "Türk-Ame- rikan Uişkilerinin geleceğL, Genişle- tilmiş Ortadoğu girişimi ve Suriye" konularında net ve tutarlı bir politi- ka ortaya koyamadığını kaydettıler. Dışişleri ve Genelkurmay'ın politi- kasıyla hükümetin yaklaşımı ara- sındaki farklıhğın soru işa- retleri yarattığına işaret eden ABD'li kaynaklar, "Bu durum ilişkilerin ge- leceğiiçin güven vermijor. Hükümetin gelecek hafta- lardaki u>gulamalarv ABD açısından belirleyici ola- cak" görüşünü kaydettiler. Diplomatik kaynaklar- dan edinilen bilgilere gö- re Bush-Erdoğan görüş- mesinde temel konular, Bush'un "Biz Türkiye ile ihşkileri- mize büyük önem veriyoruz. Siz ne düşünüvorsunuz" sorusuyla ele ahn- maya başlandı. Ağırlıklı olarak Bush'un Erdoğan'ı dinlediği, Erdo- ğan'ın ise soru işareti yaratan dış politika konularında açıklamalarda bulunduğu görüşme, Suriye konu- su gündeme gelince gerildi. Bush. sert ifadelerle "Suriye'den artık bıkük. Bizim için çok büyük probtem" diyerek Şamyönetiminin Irak'taki direnişı desteklediği. terör örgütlerine desteğini sürdürdüğünü savundu. Erdoğan ise hükümetinin Suriye ile yakınlaşma politikasını Erdoğan'm ziyaretini değerlendi- ren ABD'li diplomatik kaynaklar. Dışişleri ve Genelkurmay'ın ortaya koyduğu politika ıle Erdoğan'ın yak- laşımı arasındaki farkhlıkların AKP'nin dış politikasına yönelik gü\ensizliği arttırdığını kaydettiler. Genelkurmay îkinci Başkanı Or- general İlker Başbuğ, ABDdeki te- • Bush-Erdoğan görüşmesi, ABD yönetıminde AKP'nin dış politikası konusundaki soru işaretlerini ortadan kaldırmazken rahatsızlığı daha da arttırdı. ABD'li diplomatlara göre Esad yönetimiyle yakınlaşılırken Genişletümiş Ortadoğu Projesi'ne destek vermek birbiriyle çelişiyor. maslannda yaptığı konuşmada, Türk ve Amerikan ulusal çıkarlannm bu- luştuğu ortak noktalar arasında "Su- ri\e, Iranve GenişletümişOrtadoğu girişimini" de sıralamıştı. Orgene- ral Başbuğ. Suriye konusunda bu ülkenin geçmişte PKK'ye verdigi desteği anımsatırken "Surije'nin ABD'nin Irak ile ilgili endişelerini gidermeyeçahşacağuıa inanrjonız" demışti. Başbuğ, Iran konusunda da "Başta ABD olmak üzere diğer ül- keler gibi tran'ın nükleer çahşmala- nnı biz de kaygryla izlemekte\iz" görüşünü kaydetmişti. Başbuğ, Ge- nişletümiş Ortadoğu girişimi konu- sunda da Türkiye'nin "MkKk" ilke- sine verdigi öneme vurgu yapmış- tı. Başbakan Erdoğan, Bush üe gö- rüşmesinde Suriye ıle yakınlaşma politikasını savunmaya çalışu"ken Iran konusunda da güçlü ohnayan ifa- delerle bu ülkenin nükleer faaliyet- lerine ilişkin hassasiyetlerini ifade etti. Erdoğan'ın, Genişletümiş Or- tadoğu girişimi için "ABD'nin ya- nmdayjz" ifadesim kullan- dığı, ancak genel tutumu- nun ABD tarafında "gö- nülsüz bir destek" olarak yorumlandığı öğrenildi. ABD'li diplomatlar, Suri- ye'de Esad yönetimi gibi "baskıcı bir rejim" ile ya- kınlaşma politikası izleme- nin, Genişletihniş Ortado- ğu girişiminin demokra- tikleşme ve özgürlükleri ~—~~~ geüştirme ilkesiyle bağ- daşmadığmı ifade ediyorlar. Bush, Heybeliada'yı sordu Edinilen bilgilere göre Bush, Er- doğan ile görüşmede Türkiye'nin AB perspektif ini korumasmm öne- mini de vurgularken reformlarm sürmesi beklentisini ifade etti. tn- san haklan konulan ve "azuıhkla- nnkorumnasuu" gündeme getiren Bush, Heybeliada Ruhban Oku- lu'nun açıhnası isteklerini de Erdo- ğan'a iletti. EROL MANtSALI Özel Statü, Sömürgeleşmenin Yeni Adıdır Türkıye-Avrupa Birliği ilişkilerinde sık sık özel statü istendiği ya da Türkiye'nin özel statüye gö- türülmekte olduğu yazılıp çiziliyor. Türkiye-AB iliş- kilerinde özel statü nedir ya da ne değıldir? önce bunun açıklığa kavuşturulması gerekir. - Genel olarak ülkeler arasında "özel statü" ta- nımlaması kullanılmaz. Teknik olarak "tercihli Çım- tiyazlı) rejimlehn uygulandığı" ülkeler vardır. Birta- raf digerine imtiyazlı bir rejim uygulayabilir. örne- ğin AB'nin eski yıllarda tek taraflı olarak tercihli ti- caret uyguladığı ülke veya grupları oldu. Bazı Afri- ka ya da Karaib ülkelerine tek taraflı ithalat kolay- lıklan verildi. Bunun amacı, "eski sömürge ülkele- rini veya bölgelerini himaye ve denetim altında tutmaktı". - Bazen de iki ülke veya iki grup aralarında "ter- cihli ticaret anlaşmalart" yapmışlardır. Bunlar da- ha çok, "karşılıklı çıkarlann korunmasına ve den- gelenmesine yönelik anlaşmalardır". AB ile EFTA ülkelen arasında 1980'li ve 199O'lı yıllarda bunla- nn yapıldığını gördük. Hatta Isviçre ve Norveç'in AB ile ilişkileri, halen bu statü içinde yürütülmektedir. -Türkiye'nin AB ile ilişkilenndeki durum, yukan- da ifade edilen iki modele de uymamaktadır. AB'nin örneğin Kuzey Afrika ülkeleri ile olan ilişkileri, "do- laylı himaye ilişkisinin kurulması için" verilen tica- ri imtiyazlar niteliğindedir. Bu ülkelerin yarın da AB'ye alınmayacaklan daha en baştan ortaya kon- muştur. Üyelik dışında bir ilişki düzenidir. Türkiye-AB ilişkilerinde ise Tüffeye'n/n AB'ye a/ın- ma oyunu oynanırken, ülke AB'nin etkin denetimi altına sokulmaktadır. Tunus ya da Fas, AB ile iliş- kilerinde açık, belirii bir statü içinde ve karşılıklı ti- cari imtiyazlara dayalı olarak çalışmaktadırlar. Tür- kiye'nin AB ile ilişkilerinde ise tamamen ayn biryön- tem ve uygulama söz konusudur. 1) Yöntem olarak Türkiye, "AB'nin aday ülkesi durumundadır". Görünürde sanki üye yapılacak- mış gibi biçimsel öğeler işletilmektedir. 2) işin özünde ise Türkiye AB ile ilişkilerinde fi- ilen, "üyelik konumundan uzaklaşmakta ve AB ku- rumlanna tek yanlı bağımlı hale getihlmektedir". Bunun nasıl işletildiğinı ve normal bir adaylıktan ül- kenin nasıl uzaklaştınldığını şöyle anlıyoruz: - 1995'tehiçbir aday ülkenin imzalamadığı ve yal- nızca Türkiye'nin imzaladığı Gümrük Birliği ile ana- yasaya, iktisat ve siyaset ilkelerine aykın bir biçim- de Türkiye'nin dış ticaret politikası Brüksel'e terk edilmiştir. Bu bir sömürge düzenidir ve "bazı çev- relerimiz" tarafindan özellikle yaptırıldı. Bu çevre- ler gönüllü olarak AB (ve Batı) mandasını ısteyen odaklardır. - Türkiye son 10 yıl içinde. diğer adaylardan ta- mamen ayrılarak apayn bir rayın üzerine oturtuldu. En son 17 Aralık 2004 müzakere süreci belgesi ile de, "müzakereler yolu ile özel statüye götürme öğeleri, ad/arı tek tek sayılarak ortaya kondu". - Aynca görüşme masasının üzerine Ermeni, Yu- nan, Patrikhane ve Güneydoğu talepleri: Lozan'ı par- ça parça edercesine görüşme zeminine oturtuldu. 1994 yılında DPT hazıriadığı bir raporda, Türki- ye tam üye yapılmadan Gümrük Birliği'ne girileme- yeceğini belgeleri ile ortaya koydu. Ama bazı güç- ler bunu yırtıp attılar ve yöneticileri tehdit ettiler. Sessiz darbe süreci... Soğuk savaşın bitiminde "dar bir çevre tarafin- dan ış/erin nasıl planlandığını": DPT'nin karşı çık- tığı gibi, hiç gerek yokken 6 Mart 1995 belgesinin niye imzalandığını: Ozel statünün daha 1989'da, Tür- kiye'nin AB tarafindan reddedildiği gün nasıl ve kimler tarafindan uygulamaya konduğunu bütün bel- gelen ıle anlattımf). 10-12 yıl öncesinden yazma- ya başladıklanmın bir bir gerçekleşmesi işin vaha- metini daha da arttınyor. önlerindeki gerçekleri "özellikle görmek isteme- yen" ve hatta planlayan - bazı iş çevreleri; - bazı siyasi partiler; - bazı bürokratik çevreler işi bu noktaya yani "özel statü noktasına" çeke çeke özellikle getirdıler. 6 Mart belgesini imzalattıranlardan 17 Aralık 2005 belgesini kabullenen kesımlere kadar herkes "özel statünün altyapısını" hazıriamış oldu. Tek yanlı bağ- lanmayı "Avrupa yolunda Türkiye" başlığı ile su- nan sahtecilerden "özel hesaplan için" yabancı hi- mayesini savunanlara kadar herkes bu suçun için- dedir. Şimdi Avrupa'nın açıktan açığa dayatmaya baş- ladığı özel statü yani "mandayı", 72 milyona alla- yıp pullayıp pazartamanın telaşı içıne düştüler. Türkiye, mandacılan tasfiye etmenin yolunu bu- lamazsa hiçbir sorun çözülemez. önce bunların tasfiyesi gerekiyor. (*) Türkıye-Avrupa İlişkilerinde Sessiz Darbe, Der. Yay. 2004 www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya Ntv. 2005/207 \'asi Tay. Mahkememizce verilen 31.05.2005 tarih ve 2005/207 esas. 2005/432 karar sa>ılı karar ile Se- lim ve Vasfiye kızı 1915 doğumlu Macide Söze- ri'nin TMK 405 maddesi gereğince vesayet altına alınarak kendisıne Ismail Kenan kızı 1957 d.lu ye- ğeni Ze>Tiep Orman vasi olarak tayin edilmiştir. 31.05.2005 Basın: 26831 ADANA 2. ASLİYE HLTCUK MAHKEMESİNDEN EsasNo:2005'48 Davacı Güneş Sigorta AŞ vekili tarafindan da- valı Sercan Karar aleyhine açılan alacak davasının mahkemetruzde yapılan açık dunışmasında verilen ara karan gereöince: Adana ili. Ismetpaşa Mahal- lesi, 50 Sk. No: 14'de ve Tarsus ili. lkıtelli Mah. 23 Sk. No: 10/B'de mukim davalı Sercan Karar'ın belirtilen adreslerine tebligat çıkartılmış. buluna- madığı, zabıta tahkıkatında da aramalara rağmen adresi meçhul kaldığından, adına ilanen teoligat yapılmasına karar verilmiş karar gereğince; 20.09.2005 günü saat 09.00'da duruşmada hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettir- meniz. hazır bulunmadıgınız, vekille temsil ettir- mediğinız veya geçerli bir mazeret bildırmediğiniz takdirde yokluğunuzda devam edilip karar verile- ceği, dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 01.06.2005 Basın: 26652
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear