17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 MAYIS 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Ocalan davası saatli bomba' • ANKARA (ANKA)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Abdullah Öcalan'ın yeniden yargılanması doğrultusunda vereceği kararın, Türkiye'nin gündemine "saatli bir bomba" gibi düşeceğini savundu. Türkiye'nin bugün ağır bir kriz dönemine doğru sürüklenmek istendiğini savunan Bahçeli, bu ortamın sorumlusunun AKP ve 2.5 yıldır sürdürdüğü politika olduğunu söyledi. Kayıp tnilyon davası Meclis'te • ANKARA (AA)- CHP Konya Milletvekili Atilla Karl, eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın mahkûmiyetiyle sonuçlaııan ve kamuoyunda "kayıp trilyon davası" olarak bilinen yargılamayı, TBMM gündemine taşıdı. Kart, Başbakan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanhğf na sıınduğu yazılı soru önergesinde, yapılan yargılama sonucu 869 milyar 300 milyon Iıra ile 943 bin 390 ABD Doları tutannda Hazine zararı olduğunun tespit edildiğini öne sürerek zarann tazmini yolunda hukuk davası açılıp açılmadığını sordu. Davanın kimler aleyhine açıldığının açıklanmasını isteyen Kart, davanın hangi aşamada bıılunduğu ve ihtiyati tedbir ve haciz uygulanıp uygulanmadığı sorularını da yöneltti. Gazeteciler buluştu • İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi'nin, "3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü" kapsamında düzenlediği etkinlikte gazeteciler bir araya geldi. Beyoğlu'ndaki "Tav Bar"da, "Gazeteciler Buluşuyor" adı altında diizenlenen etkinlikte CNN Türk çalışanlarının oluşturduğu "Son Haber" müzik grubu dinleti sundu. Daha sonra NTV'den Tarkan Kaynar ve Murat Orhan şarkılarıyla geceye renk kattı. Gazetecilerin ardından sahneyi "Yırtık Uçurtma" ve "Grup Patika" paylaştı. Daktilo kırarak eylem yaptılar • ANKARA (AA)- Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nde görev yapan Bağımsız Büro Çalışanları Sendikası (BÇS) üyesi bir grup, ücretlerinin düşüklüğünü protesto etmek amacıyla daktilo kırdı. Mahkemenin önünde öğle saatinde toplanan grup, "Ücret adaleti istiyoruz", "Rantiyeye değil, adalete bütçe" sloganlan atarak alkışlarla tempo tuttu. Bu sırada bir masa getirilerek, üzerine daktilo ve bazı dosyalar konuldu. Daktilonun başında oturan bir çalışan, BÇS Genel Başkanı Ayhan Çivi taleplerine ilişkin basın açıklamasını okurken daktiloyu yere attı. TÜBİTAK Bilim Kurulu'nun atama yöntemini değiştiren düzenleme Meclis'te kabul edildi Bilime siyasigölgedüştüANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TÜBİTAK Bilim Kuru- lu'nun yapısını ve atama yön- temini değiştiren yasa TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Muhalefetin, "bilim kurumu- nun siyasi etkiye açüdığı, bilime siyasi gölge düştüğü" gerekçe- siyle eleştirdiği yasaya göre, 14 kişilik bilim kurulunun 7 üye- sini doğrudan başbakan ataya- cak. TOBB ve YÖK Genel Ku- rulu'nun önereceği adayların seçimi de başbakanın onayıyla kesinleşecek. AKP Grup Başkanvekili Sa- lih Kapusuz ve AKP Genel Baş- kan Yardımcısı Reha Dene- meç'in hazırladığı yasa önerisi- nin TBMM Genel Kurulu'nda- ki görüşmesi dün tamamlandı. • Yasaya göre TÜBİTAK'ın 14 kişilik bilim kurulunun 7 üyesi doğrudan başbakan tarafından atanacak. Bilim Kurulu süresinde başkan adayı belirleyemezse, başbakan seçeceği bir kişiyi Köşk'e sunacak. Kurul'da ilk kez "sosyal ve beşeri bilimler" alanından üyelere de yer verilecek. Muhalefet partilerinin sözcüle- ri, yasanın TÜBİTAK'ın özerk yapısına müdahale niteliği taşı- dığını vurguladı. CHP Adana Milletvekili Ta- cidarSeyhan, "Cumhurbaşka- nının yetki alanı dışına çıkarıl- nıası, demokrasi için tehdittir. Buteklif,BaşbakanlıkMüsteşa- rı Ömer Dinçer'in kafasmdaki Türkiye'yi hayata geçirmenin izleridir" dedi. CHP Sinop Milletvekili En- gin Altay da iktidarın TÜBİ- TAK'ta siyasi kadrolaşmaya ze- nıin hazırladığını söyledi.CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç da "Dinsel dogmatizm daima bilimin önünde engel olmuştur. Osmanlı bunun örnekleriyledo- ludur" dedi. Devlet Bakam ve Başbakan Yardımcısı MehmetAB Şahin ise eleştirilere "Biz bilim insanlan- nın önünde el pençe divan du- ruruz, onlar bizim önümüzde değiL Biz, bindiği atın ayagııı- dan sıçrayan çamııru elbisesin- de şerefdiye taşıyan bir milletin çocuğuyuz" yanıtını verdi. Yasayla, TÜBİTAK'ın adı de- ğiştirildi. "Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kuru- mu"ndaki "teknik" sözcüğü- nün yerine "teknoloji" kavra- mı getirildi. Kurumun kısa adı ise TÜBİTAK olarak kalacak. TÜBİTAK'ın görev alanı ye- niden belirlenirken yasada ge- çen "müspet bilimler" yerine "bilimsel veteknolojik" İcavra- mı getiriliyor. Kurulda ilk kez "sosyal ve beşeri bilimler" ala- nından üyelere yer veriliyor. Yasaya göre yeni bilim kuru- lu başbakan tarafından belirle- necek 3, YÖK Genel Kurulu tarafından belirlenecek 1, bilim kurulu tarafından belirlenecek 3, TÜBA asli üyeleri arasından başbakan tarafından belirlene- cek 3,kamukurumvekuruluş- lannda veya özel sektörde en az 10 yıl deneyimi olan ve üs- tün nitelikli hizmetleriyle tanın- mış kişiler arasından başbakan tarafından belirlenecek 1, TOBB tarafından belirlenecek 2 ve bi- lim kurulu tarafından belirle- necek 1 üye ile başkandan olu- şacak.Bilim kurulu üyelıği se- çimi, başbakanın onayıyla ke- sinleşecek. Kurulun herhangi bir neden- le süresinde başkan adayı belir- lememesi durumunda başba- kan, belirlediği kişiyi başkan olarak atanmak üzere Cumhur- başkanı'na sunacak. SAĞLIK BAKANLIĞI 'Atatürk' adına yönergeyle yasak BULENT SARIOGLU ANKARA- Sağlık Bakanlığı, birinci basa- mak sağlık merkezlerine Atatürk ve tarih- teki Türk büyüklerinin adlarının verilmesi- ni yasakladı. Kamuda örneğine rastlanma- yan uygulama, Sağlık Bakanlığı'nın yö- nergesiyle getirildi. Sağlık Bakanlığı Bi- rinci Basamak Sağlık Kurum ve Kuruluş- larının Açılması, Kapatılması ve Bunlara Ad Verilmesi Hakkında Yönerge'nin 7. maddesinde şu hiiküm getirildi: "Türk bü- yüklerinin ve saygın devlet adamlanmızın isimlerinin bu iip küçük yatınmlara veril- mesi doğru ve isabetü olmadığından, Ata- türk ve tarihteki Türk büyüklerinin isimle- ri sağlık merkezleri, sağlık ocakları ve sağ- lık evlerine verilmez. Ancak sağlık nıerke/i, sağlık ocağı ve sağlık evi açılacak yerin adı Türk büyüğü isnıi ise bu ad verilebilir. Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümleri kutlamaları ııedcniyle sadccc il tipi projeye göre inşa edileıı sağlık ocakları ile sağlık merkezlerine valinin onayı üzerine isiın ve- rilebilir. (75. Yıl Sağhk Ocağı gibi)." Yöner- ge, birinci basamak sağlık hizmeti veren sağlık merkezleri, sağlık ocakları, bunlara bağlı sağlık birimleri, sağlık evleri ile il ve ilçelerin halk sağlığı laboratııvarlarını kap- sıyor.Vatandaşlar tarafından yaptırılan bi- nalara, hayırseverin isteği doğrultusunda isim verilebilecek.Sağlık merkezlerine, va- tana üstün hizmet etmiş kişilerin isimleri- nin verilmesi için valinin onayı gerekecek. İşitme engelli öğrenciler, konuklaıı, "Ağzınııza söz, kulağımıza ses oldunuz" pankartlanyla karşıladı. Eynesil'deörnekeğitimprojesi GAMZEAKDEMİR Mobil lletişim Sistemleri ve Araçları Işadamlan Derneği (MOBİSAD) tarafından gerçekleştirilen, Giresun Eynesil İşitme Engelliler Yatüı llköğretim Bölge Okulu'nun yeniden imarı ve projelendirilmesi çalışmalan tamamlandı. 135 kişilik bir kapasiteye kavuşturulan okulda, şu anda 7-18 yaş arasında çoğu kırsalda yaşayan, 35'i devam eden kayıtlı 37 öğrenci bulunuyor. Yeniden imar sonucunda bireysel işitme cihazlarının bulunduğu laboratuvar sınıfından bilgisayar odasına kadar modern tekniklerle eğitim veriliyor. Tüm alanlar, bahçeler de dahil olmak üzere elden geçirilmiş ve yenilenmiş. MOBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dursun, çalışmalannın örnek olmasını umduklannı belirterek, "Eynesil'deki okulumuzda olanaklar son derece yetersizdi, öğretmen yok, çocuklar yatılı, kırsaldan gelen fakir çocuklar. Vatacaklan, karınlarını doyuracaklan ortanı yok. Devletin imkânlan belli. Hizmette süreklilik şart" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı, gelecek yılm ders programma din kültürü ve meslek ahlakını da ekledi Cıraklara da din dersi verîleceli FIRATKOZOK ANKARA- Milli Eğitim Bakanlığı, ge- lecek yıldan itibaren çıraklık ve yaygın eğitim merkezlerindc öğrenim görenle- re de din dersi verecek. Yaklaşık 185 bin çırak, din kültürü ve meslek ahlakı eği- tirriinden geçirilecek.Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, "AB sürecin- de din kültürüve ahlakbilgisidersininzo- runlu olmaktan çıkanlması gündemdey- ken bakanlık dini bütün çıraklar mı ye- tiştirecek" diye sordu. MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkan- lığı'nın(TTK)TebliğlerDergisi'ndeya- yımlanan kararında "Çıraklık dönemi genel bilyj dersleri 2 ve3 \ ıllık haftabkders • Çıraklık merkezlerinde gelecek yıl İşletme Bilgisi ve Kooperatifçilik dersleri müfredattan çıkanlırken yaklaşık 185 bin çırak, din eğitiminden geçirilecek. Eğitim-Sen Başkanı Dinçer, düzenlemeye tepki göstererek "Bakanlık dini bütün çıraklar mı yetiştirecek" diye sordu. dağınm çizelgelerinin 2005 - 2006 öğre- lim yılından itibaren denenip geliştirile- rek uygulanmak üzere kabulü kararlaş- tınlmıştır" denildı. Bakan Hüseyin Çelik, Talim Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk ile kurul üyelerinin imzasını taşıyan karara göre; eğitim süresi 2 ve 3 yıl olan meslek da- lı eğitim programları için "Türkçe,Ma- tematik ve Meslek Matematiği, işletme BilgisiveToplamKaliteYöneumi,Din Kül- türü ve Meslek Ahlakı, Mesleki Bilgisa- yar" dersleri konuldu. Mevcut dersler arasından İşletme Bilgisi ve Kooperatif- çilik çıkanldı. MEB, çıraklık eğitim merkezlerinin eğitim programından Din Kültürü ve Meslek Ahlakı dersi ile Bilgisayar der- sini 2000 yılında kaldırmıştı. TTK'nin bu karanyla Türkiye'deki müstakil 292 çıraklık ve mesleki eğitim merkezi ile meslek liseleriyle birleştirilen 55 okul- da yaklaşık 185 bin çırak haftada bir sa- at din eğitimi alacak. MEB, daha önce çıraklık eğitimine din dersi konulması için iller düzeyinde bir anket gerçekleştirmişti. İl milli eği- tim müdürlüklerinden en fazla Bilgisa- yar, en az Din Kültürü ve Meslek Ahla- kı dersi konulması yönünde teklifler MEB'eulaşmıştı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, karara tepki göstererek, çıraklık eğitim merkezlerinin giderek esas ama- cından, işlevinden uzaklaşacağını kay- detti. Dinçer, "Şimdi sıra bu merkezler- deibadetodalanaçmayamıgeliyor?" de- di. Dinçer, din dersiyle birlikte bu dersi verecek öğretmenlere de gereksinim du- yulacağını ve bu alandaki öğretmen kad- rosunun da arttınlacağını kaydetti. DYP'Lİ KANDOÖAN'A VEKİLLER TEPKİ GÖSTERDİ TBMM'de 'medyada ihtilal konuşuluyor' tartışması AJNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda, DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın "Artık televizyonlarda ve gazetelcrde ihtilal konuşuluyor" sözleri tartışmaya neden oldu. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün dokunulmazlığına ilişkin raporun gündemin ön sıralarına alınması için CHP'nin getirdiği grup önerisi dün genel kurulda kabul edilmedi. Daha sonra kürsüye gelen DYP Denizli Milletvekili Kandoğan, son günlerde anayasal kurumlar arasında yaşanan tartışmalara dikkati çekerek Türkiye'nin gerçek gündcminden uzaklaşıldığını söyledi. Bir yıl önce "AKP en az 2-3 dönem iktidarda kalır" görüşünü dile getirenlerin, artık erken seçimi tartıştıklarını anlatan Kandoğan, "İktidar bir yılda bu hale geldi. Artık televizyonlarda, gazetelerde ihtilal konuşuluyor. Bunlar sııni gündem. Türkiye'nin gerçek gündemi değil" diye konuştu. Kandoğan'a milletvekilleri tepki gösterirken TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, "Burası Meclis'in kürsüsü... Türkiye'nin gündeminde böyle bir şey yok, olamaz da... Konuyla ÛgÜi konuşun" uyarısında bulundu. AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, Kandoğan'ın konuşmasını dehşetle izlediğini belirterek milletin desteğinden mahrum kalanların karanlık kapılar ardında, bazı karanlık mahfillerin desteği ile yeniden hayat bulmaya çalıştıklannı söyledi. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç da Meclis kürsüsünden demokrasi dışı kavramlan çağrıştıracak tartışmalar yapılmasını üzüntü ile karşıladığını vurguladı. POLİ1İKA GUNLUGU HtKMET ÇETİNKAYA Zeytin-Ekmek... Tavas, Denizli'nin ilçesidir... Belki yirmi yıl önce gittim Tavas'a, belki de yir- mi beş yıl önce, şimdi pek anımsayamıyorum... Tavas Kaymakamı Ahmet Ümit, yoksul ama başarılı öğrenciler için bir kampanya başlatmış il- çede... Kaymakam, "Dilek tut, gerçek olsun" kampan- yasında öğrencilere sormuş: "En çok istediğiniz üç şey nedir?" Kimisi "bisiklet" diye, kimisi "bilgisayar", kimi- si de "keklik" diye yanıt vermiş çocukların... On yaşındaki Teslime Memi'nin yanıtı ise şu ol- muş: "Zeytin ekmek istiyorum..." Teslime'nin fotoğrafına baktım uzun uzun... Sabah gazetesinin sekizinci sayfasında Musta- fa Kaya imzalı haber beni düşündürdü... Kaç kez yazdım kâğıt mendil satan çocukları, anımsamıyorum... Gümüşsuyu'ndan Dolmabahçe'yeinerken, Ka- bataş'tan geçerken hep rastlarım onlara: "Kâğıt mendil, alır mısınız?" Ürkektirler!.. Gözlerinde yitirilmiş zamanların titrek ışığı var- dır!.. Bir hafta önce yine Kabataş'tan geçerken gör- düm o sarı saçlı, mavi gözlü kızı... Büyümüştü!.. Hâlâ kâğıt mendil satıyordu kaldırılan üstgeçi- din orada!.. ••• Ellerinin ulaşamadığı yerde, ürkek çocuksu düş- lerinde yaşama nasıl tutunmuştu öyle!.. Kadıköy'de Iskele'nin tam karşısında okul ön- lüğüyle çiklet satan erkek çocuğu "Okul harçlığı- mı çıkarıyorum" demişti birkaç yıl önce... llkyazın sürgün verdiği bir sabah "Zeytin ekmek isterim" diyen on yaşındaki Teslime'nin bir kez da- ha baktım fotoğrafına... Dünyanın ölümsüzlüğünü öğrenen çocuklar, gerçeğin alfabesini taşların çamurlu yivlerin- de ararlarken ben herzamanki gibi şaşkındım... Zeytin ve ekmek!.. Denizli'nin Tavas ilçesinde annesiyle birlikte ya- şayan Teslime, sadece zeytin ve ekmek istiyordu "Dile benden ne dilersen" diyen Kaymakam Ah- met Ümit'ten... * Acaba bugün kaç çocuk zeytin ve ekmek isti- yordu Türkiye'de? Yaşamın içinde yüreği olanları derinden vuran "hayatın sayfaları"ru kanştırmak kimilerinin işine hiç gelmez!.. Bumumuzun dibinde, çok yakınımızda yaşanan acıları göremeyiz kimi zaman... Binlerce çocuğun sokaklarda yaşadığını biliriz ama hiçbir önlem almayız... Peki, Diyarbakır'da on iki yaşında kaçırılarak tecavüze uğrayan ve imam nikâhıyla evlendiril- mek zorunda kalan on beş yaşında bir çocuk an- nesi olan R.G'nin öyküsüne ne diyeceğiz? Biliyorum haberi okuduğunuzda içiniz acıdı!.. R.G'nin öyküsü ne ilk ne de son olacak!.. Benzeri öyküleri hep dinledik... Akrabasının tecavüzüne uğramış R.G., on iki yaşındayken yirmi sekiz yaşındaki Sabahattin G. ile evlendirilmiş. Ortada resmi nikâh filan yok!.. Çünkü R.G. henüz çocuk yaşta!.. Sabahattin, bir yıl sonra yedi yaşında bir er- kek çocuğa tecavüz edip cezaevine giriyor... R.G. ise kayınpederinin ve eşinin kardeşlerinin tecavüzüne uğruyor... ••• Bugün on beş yaşında olan R.G'ye kayınpede- ri bir kez daha tecavüz etmek isteyince ne oluyor? R.G. kayınpederine direniyor... Direnince neler oluyor? KayınpederEkremG., R.G'nin burnunu kesiyor bıçakla... Kanlar içinde buluyor komşuları R.G'yi... R.G. diyor ki: "Aile içinde herkes bana tecavüz edildiğini biliyor- du. Ben ilişkiyi kabul etmeyince burnumu kesti. Eşimin annesi ve kardeşleri de yardım etti..." 2005 yılının Türkiyesi... Yer Diyarbakır... Bilmem ne diyorsunuz?.. Denizli'nin Tavas ilçesi... Okula giden, yaşama sım- sıkı bağlanan on yaşındaki Tes- lime ve Diyarbakır'daki vah- şet!.. On beş yaşındaki R.G'nin yaşadığı dram!.. hikmet.cetinkaya(«cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 DEVLET BAKANINA MEKTUP GÖNDERDİ AKP'li vekil aileyapısına uygun yayın istedi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Diyarbakır Milletvekili İrfan Rıza Yazıcıoğlu, Devlet Bakanı Beşir Atalay'a mektup göndererek şiddet ve cinsellik içeren dizi, reklam ve kliplerin yayından kaldınlmasını istedi. Yazıcıoğlu, mektubunda Türk aile yapısını etkileyen programlar nedeni ile medyanın uyarılması gcrektiğini ifade etti. Son dönemlerde İstanbul gibi büyükşehirlerde kapkaç, hırsızlık ve şiddet olaylarının halkın can ve mal güvenlığini tehdit eder boyuta ulaştığına dikkat çeken Yazıcıoğlu, olaylann bu denli büyük bir boyuta yükselmesinde, en büyük sorumluluğun medyaya düştüğünü savundu. Özellıkle şiddet ve cinsellik içeren film ve reklamlann halkın aile yapısına büyük darbe vurduğunu belirten Yazıcıoğlu, "Kanallar arası rekabet ve reyting uğruna yapılan bu filmler hem lıalkımı/ın ahlaki yapısını bozmakta hem de özeüikle çocuklar ve gençler olmak üzere bütün toplumda şiddet eğilimini arttırmaktadır. Hırsızlık, kapkaç ve çetelerin oluşması, küçük çocukların bu dizilerdeki kahramanlaria kendilerini özdeşleştirmesi, aynısını yapma içgüdüsünün ortaya çıkması, toplumu her açıdan olumsuz etkilemektedir" dedi. Özellikle "Kurtlar Vadisi" dizisinin erken saatlerde oynatılması ve çeşitli programlarda bu diziden alıntı yapılarak sürekli gösterilmesinin halk üzerinde olumsuz etki bıraktığını ifade eden Yazıcıoğlu, bu dizideki karakterleri örnek alan öğrencilerin ilköğretim okullan ve liselerde temsili çeteler oluşturduğunu iddia etti. Yazıcıoğlu, son dönemde suç işleyen kişilerin verdikleri ifadelerde bu dizilerin oyuncularını örnek aldıklannı söylediklerine dikkat çekti. HİKMET ÇETİNKAYA GULUN OLUM YÜZYILI "Gulün ölum yuzyılıydı, arduvaz tahtalarına yazılan bir isim Rusya'dan Ispanya'ya gıdiyor, Arjantin'de Borges'le buluşturuyordu.. Nehirlerin ve denizlerın kumunda, asırlık ağaçların kalın govdelermde bır kadının ruhu dolaşıyordu ." Günizi Yayıncılık Tel: 0 212 512 11 72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear