25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 MAY1S 2005 PAZAft OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Yarım yüzyıllık birCumhuriyet okuru, emekfi öğretmen Cemal Soner in mektubunu olduğu gibi, okurlanma sunmak istiyorum: "Cumhuriyetin ilanında Gyasındayım. Mahalle mektebine kaytt olunarak, okuma yazma öğrenmem ısteniyor. Babamla mektebe gıdip sankiı hoca efendiye 'eti senin kemiği benim' sözleri ile teslim ediliyorum. Falaka ile tanışıyor, yenne göre kutlanılmak üzere kısası, uzunu ile birçok kızılcık sopalannı hocantn yant başında göfüyor, (ırperiyorum. Dilinı bilmedığim, öğrenmeye Öe yatkm olmadığım bir öğrenim düzeni içinı ve aptes dualannı ezberiemeye çadeArdpça\ f Allah 'a ne diyorum, ne istiyorum bilhçfyorum. ı biryıl suruyor. Hoca efendiye hafrilıyor, zaman zaman da subörekleri, tiuyor. ı maarifmekteplenne gidiyoriar. Onia... n'ıyorum. Babamın görevte Düzce'de olduğu birzafnan, anrjeme beni de maanf mektebine yazdınn dfye yalvanyorum. Dayımla birgün maarif mektebine gidiyoruz. kaydımyaptlıyor. Yıl 1925. DilimizTürkçe, yazı yine Arap harfleriyle ve ben okuma yazmayı öğreniyorum. Getiyoruz 1928'e ben üçüncü sınıftayım. Arap harfleri atılıp yerini Latin harfleri alıyor. Kısa sürede okuma yazmayı öğreniyorum. 1930'da da ilkokutu pek iyi derece ile bitirip ortaokula kaydoluyorum. Ufukaçıldı, git gidebıldiğin kadar Cemal. Başta Buyük öndervearkadaşlan, Türk; öğün, Çalış, Güven...1 sonsuza dek. Karanlıklara bürönmuş Doğu ve Ortadoğu 'yu geride bırak, aydınlığa koşaradım git, Batı'ya bak. 1938'de Ulu ÖnderV kaybettik, Yerini alan Ismet Inönü aydınlığa giden yolda gelişmelere devam ediyor. 1944'te 'Köy Enstitüleri" açılıyor Kendini milletineadamış Hasart Âli Yücel'ler, Hakkı Tonguç'/ar ve daha niceleri... Tek partı yönetıminden çok partiii demokrasiye geçiliyor. 1950'ye geliniyor. Peki 1950'deneoluyor? Yapılan seçimleri kazanan Demokrat Partı kuruculan Atatürk'e ihanet ederek ilk işleri Türkçe ezanı kaldınp yerineArapça ezanı koyuyortar. Daha ne yapıyorlar? Atatürk'ün kurduğu Türkiye Büyük Miliet Meclisi'nds milletvekJllerine '...Siz isterseniz hilafeti bile getifebilirsiniz' diyerek kapıyı gericilere aralıyoriar. Aralanan bu kapt gittikçe açılarak bugünlere geliniyor. Çok rnutlu olmalılar. Nasıl olsa cennetin tapusu ellerinde, saçı bitmemiş yetımlerin üzerine yükledikleri borç yükieri ile olusturduklan servetleri ceplerinde. Köy Enstitüieri köylüye hizmet veren, onlann gelişmelerini sağlayan kuruluşlardı. Ne yaptıiar? Köy Enstitüleri, bırer komünist yuvası idi, kapatılmalıydı, artık 'Komünıstler Moskova'ya' sloganlan atıhyordu. Içlerinden bin, basında da bunu dile getiriyor ve büyük eğitimci Hasan Âii Yücel'i hedetalıyor, ona komünist diyordu. Bu dava konusu bile oldu. Hasan Âli Yücel görevinden istifa etti veyerine Reşat Şemsettin Sirer getdi. Ismail Hakkı Tonguç, tlköğretim Genel Müdüriüğü'ne aiınarak Talım Terbiye Dairesi'nde üyeliğe atandı. Buişler 1950öncesioluyordu. 1950'densonrası onlar için daha da kolaydı. Köy Enstitüieri kapatıldı. Yerterine imarn hatip okullan açıldı ve gittikçe sayılan arttınldı. Mezunian yönetimde en üst yerlere kadar getirildiler. 19501960 arası daha neler oldu? 1950 öncesincte yapılan işler çok kötüydü düzeltiimetiydi, düzelteceklerdi. Artık ellerine fırsat geçmisti. Okul kitaplannda komünızm propagandası yapılıyor diye bakanlığa şıkâyetler yapılıyordu. Şu.. şu kitaplarda 'çekiçorak resımleri' bastlmış onlar toplatılmalıydı. Şikâyetiergun' begün artıyordu. Talim Terbiye Dairesi'nde ilgitilerellerinde birer büyüteç kitaplarda 'çekiçorak' anyohar ve ben benzetemedim, sen benzetebilıyor musun diye birbirterine soruyoriardı. Falih Rıfkj Atay'/n 'Moskova'dan Dönüyorum' adh kitabı, Talim Terbiye Dairesi'nce yayımına yardırna otmak amacı ile satın alınmış, genel kitapfıklara dağıtılmasına karar verilmiştı. Kitabınadı 'Moskova'dan Dönuyorum1 olunca, bundan açık seçik komünist propagandası olurmuydu? Verdiğizararönlenmeliydi. Soyadı 'llerf olan Maarif Vekili, Talim Terbiye Dairesi'ne emır veriyor ve eski karann katdınlmasını istiyordu. Istek yenne gstirildi. Yeni karara bir üye muhalefet şerhi yazdı. Bundan dolayı da öğretmenliğe sürüldü. 19501960 arası Demokrat Parti yönetımı daha doğrusu yönetimsizüği, 1960 yılı 27 Mayısı'nda son buldu. 1974 yılında emekti oldum. Size 88 yıllık yaşamımdan ve 36 yıliık hizmet hayatımdan (otuz yıldan faziası Talim Terbiye Dairesi'nde geçmistir) bir kesit sundum, rahatlamak istedim." Avukatlığa Başlarken ya da Tabula Rasa = Boş Levha "Avukat" olgusunda dikkat çekmek istediğiıniz konu, olması gereken avukat imgesiyle toplumun algıladığı a\ııkat imgesi arasmdaki aynmın gittikçe büyümekte olduğudur. K.onuyu hukuk kültürii çerçevesinde eie aldığımızdan, avukat kimliğini toplumun nasıl değerlendirdiğini saptamadan önce avukatın kendisini nasıl gördüğimü anlamak ve saptamak gerekmektedir. zamanla edinılebilse de bunun asıl zeminı başiangıçta edinilen deneyimlerdir. Dolayısıyla staj sırasında ve mesleğin başlangıcında zihntnde oluşan olumsuz önyargılarla hareket eden bir avukat, görevuıı ve yargılamadaki ışlevını tam olarak yenne getıremez ve edmdıgj olumsuzluklardan kendisini kolayca kurtaramaz. tstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezı'ndeki derslerde ve söyieşilerimızde, stajyer avukatlann birçok konuda düş kınklığı ıçerisinde olduklarını üzülerek saptamaktaysz. Bu düş kınklıgının en önemli nedenı, idealize edilen a\ukat kimliğıyle adliye koridorlannda karşılaşılan avukat kimliği arasmdaki çelişkidir. Aynca, adaletin yenne getirilmesınde avukatın üstlendiği ışlevin yetersizliğiyle başlayan şaşkınlık, a\iıkatın kendisini yargılamada ikınci! bir süje olarak görmesıne neden olmakta; kendisini görecelı olarak önemsiz biri gibı duyumsayan avukat ise ister istemez *'iş bitirki(!) M bir anlayışa yönelmektedir. Hukuk ve adalet anlayışıyla asla bagdaşmadığına inandığtm ve salt elde edıien sonucu başan ölçürü olarak dıkkate alan iş bitirici nitelemesi, meslekte yozlaşmamn başlangıç noktasıdır. Hukuk kültürü; toplumsal değerlerin, hukukçuyu yetiştiren ortamın, öğrenme sürecınin, çe\Te koşullanıun bir fonksiyonudur. Bu bakımdan. a\ukat denihnce akla gelmesıni ıstedtğimiz, biçimsellik ve davTanış. kalıplarındaki yetersizlikleri salt bir yıllık staj süresine yüklemek haksızhktır. Nasıl ki, >auttaşın yetiştiğı ortam ve ondan beklenen davramşlar devletin ve toplumun bir türevi olarak bıreyde somutlaşıyorsa avukatlar da aynı çevre koşullannın ürünü olarak kımJıkJerini üretmektedir. Kaldı ki, a^oıkatm, hukukun popüler yönünü de temsil ettiğı dikkate alındığında, olumsuz toplumsal değer ve bekJentılerin kendısine yansunası daha kolay olmaktadır. İyi bir avukat olabilmek için salt hukuk bilgısine sahip olmak yeterli değildir. Stajyerlerin örnek alacaklan a\oıkatlann görünüşlen, davranışları ve başan ölçüsü olarak dikkate aldıklan de|erler de önem taşımaktadır. Ozensız görüntü veren, sevgt ile laubaliliği, saygı ile dalkavukluğu kanştıran "kötü örnek" avukatlar. "Tabula Rasa"ya yazılan ılk bilgı parçalandır. Hemen herkesçe bilinip ancak görmezJikten gelmen bu ve benzeri özellikler, hıç de hoş olmayan avukat kımlığjnin yerleşmesini sağlayan ve bu olumsuzluğu besleyen bır kısır döngüye dönüşmüş bulunmaktadır. Toplumsal bellekte, avukat!ar yönünden daha fazla imge yamlsaması olmaması için, gerek yasalar yoluyla gerekse Barolar Birliği tarafından ortaya konulan mesîek kurallanyla üretılen etik ve estetik avukat anlayışına ulaşmaııın koşullan. barolar ve TBB tarafından araştınlmalı ve çözüm öneriien ivedilikle tartışmaya açılmahdır. L^KlTAPLARI Bir Yaşamın Üyküsü Gibî... YÜZBAŞI SELAHATTlN'lN ROMANI(l2) UL İlhan Selçuk Av. Başar YALTI • ngüiz düşünür John Loc| ke. deneyci bilgı kuramıI nı gelıştirerek felsefeye, A "•Tabula Rasa" deyimini kazandırmıştır. Tabula Rasa. Latince bir sözcük olup boş levha demektir. Deneycı Bilgi kuramı, bilginın kaynağını, du>ıılann dış dünyadan edindiği deneyimler olarak görür. Locke'a göre, başlangıçta boş bir levha olan insan zihni, duyuianmızın dış dünyadan edındiği idea'larla zamanla dolar ve bilgilerinıiz böy lece oluşmaya başlar. Stajyerlerın ve avukatlığa yenı başlayanlann avukatlık mesleğı hakkındaki bilgılenni "Tabula Rasa" dunımuna benzetebiüriz. Başlangıçta avukatlık mesleği komısunda hıçbir bilgi sahibi olmayan hukuk fakültesı mezunian, bir yıllık avukatlık stajı süresınce, adlıye kondorlarmda. tnahkeme salonlannda, nıahkeme kalemlennde. ıcra müdürlüklerinde ve de staj yaptıklan avukat büroiannda edindikleri deneyimler ve yapüklan gözlemlerle avukatlık oigusu hakkında bilgı toplayip bu bılgilen zihinlerinde depolarlar, Bilgi toplama sürecinı avukatiigın ılkyıllannda edindikleri ek deneyimlerle pekıştıren genç avukatlar. zıhınlennde oluşan "avukat" olgusunu somutlaştırarak kendi davranış kalıplannı geliştinrler. Avukatlann da^Tanış kalıplannı etkıleyen meslek dışı etkenlerin bulundugu, avukatlann sadece "uzüm üzütne baka baka kararır" anlayışıyla davraaış kalıpları üretmediğı açıktır. Topiumun sosyal ve kültürel düzeyi, siyasal ideolojisi, hukuku anlama, algılama ve uygulama bıçimı, çevresel ve psikolojik birçok etken de avukat davranış kahplarının biçımlenmesmde rol oynamaktadır. "AvTikat" olgusunda dikkat çekmek istediğımız konu, olraası gereken avukat imgesiyle toplumun algıladığı avukat ımgesı arasındaki ayranın gittikçe büyümekte olduğudur. Konuyu hukuk kültürü çerçevesinde ele aldığımızdan. a\ııkat kımhğıni toplumun nasıl değerlendirdiğini saptamadan önce avukatın kendisini aası! gördüğünü anlamak ve saptamak gerekmektedir. İyi bir avukatın, mesleğinin değerleriyle adaletin gereklerinı nesnel bir süzgeçten geçirebilme ve hukuksal değerler arasında sağlıklı seçim yapabılme yeteneğtne sahip olması gerekmektedu. Bu yetenek Yözbaşı Selıfaattin'in Romînı yalnız kendisinin değil, bir kufagın romaaıdır. BuroınaBdadeğer yargılanyla Mrlikte çdken Oımanlı itnpanıtoriflSıı yerine >eni bir imparatorink kurmak Uteyenlerin dramı ve devletin çökfişünS dardurmak isleyen bir asker kafatımn fedskârlık deıtanı yer alu*. Bu remaa yakıa tarİBİnıizİD gerçektertni dlle getlrmekte, pek çok y&nü aydınlınmanif bir devreye ışık turmakiadır. mA*t ^M laiuro . îtrtort}> Ctd. Ht İ1/İ) [oj«kji<(tSH«ÜL I.l: 0ÎI2 514 01 H knklol (»J hmixi S«i VI Tâs» İSTANIUl r»l M12 252 31II . *wurk fckn Ite1ÎS «nt < fakaW«UUIA 1*031^1» 50 M Kul olmak ister misiniz? Orhaıı TEZ | 980li ytllann I ortalan. Turgut X özalıktidara gelir gelmez 12 Eylülün desteğıyle icraatlanna (!) başlamış, ortalık toz duman! Bu ortamda, yanı başımızdakı komşunun lise son sınıfa giden oglu, "OkuvTip da ne olacak. vakit kav bmdan başka bir jej değil" dedı. Kitaplan, yıllarca silalılarla yan yana suç unsuru olarak gösteren 12 Eylül zihniyetinin Turgut Özal'la süren iktidan, okuma eyleminın anlamsızlığını, ereksizlığıni dolaylı yollardan "yutturmaj'a"" uğraştılar. Paraya sahip olmak en önemlı erdem gibiydi! Oysa okumak. düşünme yolunda atılan adımlann en önemlisi. Düşünen ınsan ise beyniai kullanabilen, dahası sorgulayabılen insandır. Ne yazık ki iktıdarlann çoğu, ınsanlann beyınJerıni kullanmasını ıstemeyıp her şeyi oalar adına kendılen yapmak, yaptırmak (!) istiyorlar. Okumayan ınsan düşünemeyecek, düşünemeyen insan sorgulayamayacak ve iktidann her yapüğının dogru oldugunu sanacak! Yanı, kul olacak! Başbakan Recep Tay>ip Erdogan, bir üniversitenin açıhş töreninde "Çok okııyan arkadaşiar sefiBeri miıuyor" demış. Sorayım. kul olmak istiyor musunuz? BASARI MAXIMUM KART İLE TAM 12'DEN VURUN Samsung cep tetefoolan Maximum Karfa özeJ 12 taksrt avantajı ile tüm Başan bayilerirKte ILIPS T5458 TAKSİT, phılıps ccm tr ucrttsa datttfm hj« 0 800 361 33 02 * M 29PT5453 PHIUPS 72EKRAN TELEVİZYON ''0 Sav'a Teıeiext PH ILIPS E72O D500 www.basar1.cmn.tr > J1 **n 3)06 M n E330 AMSUN AXess 3K CARDFINANS ŞifTidi Philips ürunleri peşin fiyatına 10 taksit imkanı ıle... www.maxlmum.com.tr 1 444 02 02 mamrnutn y * +
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear