23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 MAYIS 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr 15 ÇACRIŞIMLAR AYSE EMEL MESCİ Öldüresiye sevmek12 Mart darbesındcn sonra ^ _ _ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ _ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ ^ _ _ | ^ ^ _ | ^ _ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ ^ ^ ^ _ _ _ ^ _ _ ^ _ kiler." tnsan "özgür iken" çok uzunca bir sürc yattığım Adapaza- n Cczaevı'nde, çcşitli suçlardan hüküm giymiş kadın mahkûmlar- la bir okuma grubu kurnfiuştum. lsteyenlere okuma yazma1 öğreti- yor, kilap okııyordum; sonra da okuduğumuz romanlar üzerine tartışıyorduk. Grubumuzda çok esprili bir ka- dın vardı: Şehriban. Kocasını çok scviyordu Şehriban, scviş^rek ev- lenmişlerdi. Bekçiydi jkocası. Adamı çok kıskanırdı, aJam da karısını kıskandırmaktan nırdı. Sırfkarısını işkilleridirmek için çalışmadığı gecelerde bahane bulup dışarı çıkar, hoşla- bilebir geç va- kit dönerdi. Bir de çok içkı ıçer, sarhoş olıınca da Şchriban'ı dö- verdi. Bir gece yine geç ^clmişti kocası, fitil gibi de sarhoştu. Şeh- riban hiç yatağından kalkmadı, uyuyormuş gibi yaptı. Adaım biraz sonra sızdı. Şehriban kalktı, bir siire scyretli kocasını. Sonra bey- lik tabancayı aldı, yorganı açtı, namluyu adamın bacağına daya- yıp tetiğe asıldı. Içinde biriktirdi- ği bütün hıncı boşalttı sanki. Işin en ilginç yanı, adanı vurul- muş, ama ayılmamıştı. Horlama- ya devam ediyordu. Sonra Şehri- ban kanı fark etti. Bütün| yatak kan olmuştu. Başladı çığlik çığlı- ğa bağırmaya. Kocasını sarsa sar- sa uyandırdı. Adanı uyandı, kanı gördü: "Ne oldu bana Şehri- ban?" dedi. Şehriban canıı açtı: "Komşular yetişin, kocanı ölü- yor!" diyc haykırmaya başladı. Yetıştilcr. Adam hastanenm, Şeh- riban da hapishanenin yolunu tul- tu. Şehriban bu olayı ne zatjnan an- latsa, hem kendi güler henjı de he- pimizi kırar geçirirdi. "Nİ yapa- yım, çok seviyordum" derdi. "Ben zaten öldürmek için ateş etmcdim ki... İçimi boşaltmak için, öylesine..." Bu "öylesine" lafıyla birlikte bütün koğuşlkahka- halarla çınlardı. Birgün sordum: "Tamam Şeh- riban, öylesine ateş ettin. Ama doğruyu söyle: Öldürecek ka- dar çok nıu seviyordun?" Bir an sustu, yüzü asıldı, ardından uıan- gaç bir gülümseme kapladı tüm A nkara Devlet Tiyatrosu yapımı 'Demir'de, kocasını öldürdüğü için müebbet hapse mahkûm olan bir kadınla onu hapsc girdikten on beş yıl sonra ilk kez ziyaret edcn kızı arasındaki ilişkiler ekscninde kadın, yalnızlık, paylaşma, aile vc birey temaları işleniyor. Oyunda son dcrece gcrçekçi bir metinle karşı karşıya olmamıza karşın, 'hapishane' olgusu simgesel bir değer de kazanıyor. yüzünü: "Valla öldürecek kadar çok" dedi. Sonra kocası affetti Şchriban'ı, davadan vazgeçti. Tahliye oldu Şehriban, kocasıyla beraber gitti. Birey ilişkllerl Islenlyor Evlı eşler arasındaki bastırılmış hınç öyküleri her zaman bu kadar sevimli olmuyor, böyle mutlu son- la bitmiyor ne yazık ki... Ankara Devlet Tiyatrosu yapımı 'De- mir'de, kocasını öldürdüğü için müebbet hapse mahkûm olan bir kadınla ('Fay': Tülay Bursa)onu hapse girdikten on beş yıl sonra ilk kez ziyaret eden kızı ('Josie': S. Devrim Yakııt) arasındaki ilişki- ler ekseninde kadın, yalnızlık, paylaşma, aile ve birey temaları işleniyor. Oyunun yazarı Rona Munro, ilk önce film senaryosu olarak ha- zırlayıp sonradan oyun haline ge- tirdiği hikâyesini işlerken gerçek- ten müebbet hapse mahkûm ol- muş birçok kadınla görüşmüş. Er- ay EseroJ'un Türkçeye çevirdiği, Ethem Özbora'nın dekor, Gü- lümser Erigür'ün giysi, Ersen Tunççekiç'in de ışık tasarımlan- nı yaptığı oyunu sahneye başarıy- la koyan Kâzım Akşar, konsepti- ni şu ana fikir üzerine kurmuş: "Önemli olan, insanların için- deki hapsedilmişlik. Hapsedil- miş duygular, hapsedilmiş dü- şünceler, hapsedilmiş kısır iliş- Festivalin ilk üç gününde Van Sant, Allen, Haneke ve Akın'ın filmleri öne çıktı Cannes'da Keşan rüzgârları VECDİ SAYAR CANNES - 58. Cannes Film Fesüvali'nin ilk üç gününde,cn be- ğenilcn üç film, Gus Van Sant'ın 'Son Günler'i, VVoody A|len'in 'Matchpoint'ı ve burada 'Köprü- yü Geçmek' adıyla gösterileh, Tür- kiycde ise 'İstanbul Hatınısı' ola- rak gösterime çıkacak olan Fatih Akın'ın belgesel filmi oldu. Dör- düncii günün sabahı bu list^ye bir rilm daha eklendi: Michael Hane- ke'nin 'Saklı' (C'ache) adlı son fil- mi. Haneke'nin en olgun filmlcrin- dcn birı olan 'Sakh', anlatacak hi- kâye bulamayan günümüz yönet- menlerinedersverirgibiydi. Baştan sona olağanüstü bir gerilimi ayakta tutmayı başaran Haneke, çağımızın belki de en yakıcı sorunu ola ı 'öte- ki' sorununu cn çarpıcı biçinıde di- le getiriyordu. Sorumluluk \e suç- luluk duygıısu gibi, neredey;e Ha- neke sinemasının kilit kavrımları bu filme de damgasını vurmuştu. Michael Haneke'nin senaryosunu yazdığı ve yönettiği 'Sakh', bir Fransız- Alman-İtalyan-Avu^turya urtak yapımı. Başrollerde, Hane- ke'nin çok iyı tanıdığı oyuncular var: Daniel Autcuil, Juliet Binoc- he, Maurice Benichou gibi. Bir de küçük bir rolde güçlü bir konuk: Annie Girardot. Haneke, bu kad- royla küçük bir başyapıt orta/a ko- yuyor. Geçmlşle hesaplasma Avrupalı beyaz aydının su;luluk duygusu üstüne bir film olarak da tanımlanabılir 'Sakh' ya da 3İr ül- kcnin geçmışi ile hesaplaşatîıama- sının filmi. 1961 Parisi'ndekijCeza- yirli katliamının filmin kom.su ile doğrudan ılgısi var. Ama, bu denli sınırh bir okumaya sığmayacak bir film 'Sakh', başka ülkelerinlbaşka suçluları da kcndilerine pay çıkara- bilirler bu filındcn. Ya da ülkeleri- F atih Akın. 'Köprüyü Geçmek - İstanbul'un Sesi' adlı belgeselinde, klişe görüntülcrden kaçınarak İstanbul'un gerçek yüzünü anlatıyor. Müzik, bu yolculukta temel izleği oluşturuyor. Geçmişe takılmadan, doğrudan günümüz İstanbul'unu anlatmayı seçmiş Fatih Akın. nin tarihindeki suçlar konusunda duyarsız kalan tüm aydınlar... Ha- neke, evlerine gönderilen video ka- setlerle yaşamı altüst olan orta sınıf- tan bir ailenin yaşamına yöneltiyor kamerasını. Filmdeki evi, dünyanın tüm sorunlannın yansıdığı birmık- rokozmos olarak görebilirsiniz. Bu mikrokozmosun etkilendiği iki dünya var: Kişisel tarihler ve top- lumsal tarih. Haneke, bu iki alanın ilişkisini değme teorisyene taş çı- kartacak birmükemmelliktc ve sa- deliktc anlatıyor. 'Sakh', açık bir fınale sahip. Scyırci istediği biçim- de yorumlayabiliyor. Çünkü, olağa- nüstü bir ustalıkla farklı yorumlara olanak veren, birkaç olasılık üzeri- ne kurmuş yapıtını, Haneke. Seyir- cinin suratına bir tokat gibi inen, bu alabildığinc çarpıcı, o ölçüde zarif film, sinema okullarında ders ola- rak gösterilmeyi hak ediyor. Sinema yoluyla siyaset nasıl yapılırmış gös- termek için. Sincmanın olanaklannı, ustalıkla ve göstcrişe kaçmadan kullanan bir Amerikalı bağımsız, Gus Van Sant da, 'Son Giinler' adlı yapıtında bir kişisel tarih öyküsü anlatıyor, ünlü rock şarkıcısı Kurt Kobain'in ya- şamından esinlenerek. Başrolü üst- lenen Michael Pitt'in Altın Palmi- ye'nin adaylarından biri olduğunu söyleyebilirim. Oyunculuk açısın- dan başarı 11 bir başka yapım da, ye- ni döncmin ilk Irak filmi olan 'Ki- lomctre Sıfır'. Hiner Saleenı'in imzasını taşıyan filmde ülkemiz- den iki oyuncu başrolleri paylaşı- yor. Yeşim Ustaoğlu, Kazım Öz gibi genç yönetmenlerle sinemaya başlayan Nazmi Kırık ve bu film- le sinema dünyasıyla tanışan Bel- cim Bigin. Şu sıralar sinemaları- mızda gösterilen 'Votka Li- mon'unu çok beğendiğim Saleem, bu kez Halepçe katliamı öncesi I- rak Kürdistanı'nda Arapların Kürt- lere uyguladığı zulme çevirmiş ka- merasını. Keşan'dan Cannes'a Çok sevdiğim bir film de, Fatih Akın'ın 'Köprüyü Geçmek - İs- tanbulun Sesi' adlı belgeselı ol- du. Film, klişe göriintülerden kaçı- narak İstanbul'un gerçek yüzünü anlatıyor. Müzik, bu yolculukta te- mel izleği oluşturuyor. Geçmişe ta- kılmadan, doğrudan günümüz İs- tanbul'unu anlatmayı seçmiş Fatih Akın. Duman'dan Ceza'ya, Ori- ent Expressions'dan Baba Zu- la'ya, Siya Siyabent'ten Aynur'a günümüz gençliğınin ikonlarını ız- liyoruz beyazperdede. Tabii, bu müzisyenlerin kaynaklandığı usta- lardayansıyorperdeye, Erkin Ko- ray'dan Orhan Gencebay'a, Se- zen Aksu'ya... Günümüz İstanbul kültürü bun- dan daha iyi anlatılamazdı. Filmi izleyen herkeste Istanbul'u görme isteği uyanacağı kesin. Festival sa- rayının karşısındaki ekranda dönen 'Türkiye' reklamına ödenen pa- rayla, bu filmin tanıtımına katkıda bulunmayı akıl edecek bir Kültür ve Turizm Bakanlığı özlemi içinde Alman yapımcının verdiği partiye gittik geçen akşam. Selim Sesler ve topluluğunun müziği eşliğinde dünyanın dört bir yanından sine- macılar göbek atıyordu... Unutmadan söyleyeyim, tüm Avrupa ülkelerinin Kültür Bakan- ları burada. Sahi, biz Avrupa Bir- liği'ne girecektik, değil mi? daha mahpus, "nıahpus iken" çok daha özgür olabilir. Simgesel hapishane Oyun böylc bir anlayışla sahne- ye konunca, son derece gerçekçi bir metinle karşı karşıya olmamı- za karşın, 'hapishane' olgusu simgesel bir değer de kazanmış, sadece toplumdan yalıtılmış bir grup insanı değil, o toplumun ta- mamını ifade etme gücünü kazan- mış. Deyim yerindeyse, oyunun adı tüm sahne düzenlemesine de yan- sıtılmış. Her yanı demirlerle kap- layan, esneklik duygusuna hiç yer vermeyen bir dekor var. Demir parmaklıklı iskemlelerle oluştu- rulan farklı mekânlar gibi sahne çözümlemeleri, ustaca kotarılmış ışık tasarımıyla da desteklenince seyirci tiyatronun tadına varıyor. Öldüren yalnızlık Sheila'da (Kadın Gardiyan) Gonca Yakut, George'da (Hrkek Gardiyan) Altan Gördüm son de- rece sade ve etkıli ekip oyuncu- luklarıyla sahneyi kuşatan 'De- mir'den mahkûm anaya ve kızına uzanan 'sistem'in ara renklerıni oluşturuyorlar sanki. Biryanları o 'demir'le diğer yanları 'mah- kûm'la, yani 'insan'la bütünleşi- yor. Babasını öldürdüğü için on beş yıldır görmeye gclmediği an- nesini sonunda ziyaret eden Jo- sie'de Devrim Yakut, yalnızlığı bir yaşam biçimi olarak seçmiş günü- müz insanını olduğu kadar, anne- ye duyulan hasreti ve geçen on beş yılın hesaplaşmasını da yalın ve sağlam bir oyunculukla aktarıyor. Yüz ifadcsinin derinliklerine si- nen on beş yılın hüznüyle, sesin- deki ustaca dalgalanmalarıyla, içindeki doluluğu asla saçaklama- dan seyirciye yansıtmasıyla ve en önemlisi ölçüyü hiç elden bırak- mayan oyunculuğuyla umut verdı bana Devrim Yakut. Türk tiyatro- su uzun soluklu yeni bir değer ka- zanıyor dıye düşündüm. Doğrudan yasayan oyuncu Oyunun kadın kahramanı olan 'Fay'ı oynayan Tülay Bursa'ya ise ayrı bir paragraf açmak ısterim. Aslında onun oyunculuğunu an- latmak güç, gidip izlemek gerek, ama nitelemek için en uygun ke- limc nedır diye sorulsa, herhalde 'virtüözite' demek gerekir. Hiç '-miş gibi'si olmayan, doğrudan yaşayan bir oyuncu Tülay Bursa. En ufak bir fazlalığa, cn küçük bir yapaylığa yer yok oyunculuğun- da, ıhtiyacı da yok zaten. Ses per- desi çok geniş ve ses rengi çok gü- zel. Oyunun başındaki ve finalde- ki şarkıda ('Cehennem Yolu', Chris Rea) gözlerimi kapadım ve en iyilerinden siyahi bir kadın şar- kıcıyı dinliyormuş gibi hissettim kendimi. Hele merdiven altında, sırtı seyirciye dönük açlık grevı yaptığı hücresinden çıkıp geldi- ğinde sergılediği dönüşüm öyle sahıciydı kı, bir hançer gibi sap- landı yüreğime, ölüm oruçları, tecrit hücreleri oldu çarptı bağrı- ma. çağrışım zenginliği Oyunculuk gücünün, sahne üze- rindeki bir insandan onu seyre- dcnlere yayılan sahicilığın, varo- luş gerçeğinın çağrışım zenginli- ği bu işte, dedim kendi kendime. Düşündüm: Şehriban kocasını öl- dürecek kadar seviyordu; Fay için de öyle denebilır bir yerde. Peki, kendilerine emanet edilen mah- kûmları 'demir ökçe'leri altında ezen devletler, onlar da aşırı sev- gi kurbanı mıydılar yoksa? Öyle çok seviyorlardı kı yurttaşlannı, hayata döndürmek ıçın öldürüyor- lardı. Öldüresiye sevmek dedikleri bu muydu acaba? 'Demir'in sahne düzeninde yaşama ait tek parça, öndeki ufak çıçek bahçesi. Adapa- zan'ndaki avluda bizim de böyle küçücük bir toprak parçamız var- dı. Bayılırdık orada bir şeyler yc- tiştirmeye. Hapishane yönetimi çok gcçmeden bahçemize beton döktürdü. Demirle aramıza hiçbir şey girmemeliydi, hele çiçek? As- la. Bizi öldüresiye seviyorlardı çünkü. FIBRESCIÖDÜLÜ ÎSRAİL FÎLMtNÎN 14 filmin yarıştığı böhimdf Fibresci Ödiilü Ronit Elkabetz ve Shlonü Elkabetz'in yönettiği 'Kız Alınak'filnıinc verildi- Uçan Süpürge 'yi 'Kız Alrnak' filmi kazandı Kültür Servisi - 8. Uçan Süpürge Ulus- lararası Kadın Film- leri Festivali'nde Uluslararası Sinema Eleştirmenleri (FIB- RESCI) Ödülü'nü Ronit Elkabetz ve Shlomi Elkabetz'in yönettiği tsrail yapımı 'Kız Alnıak' (To Ta- ke a Wife) adlı film kazandı. Ödülü, yö- netmenler adına lsra- il'in Ankara Büyükel- çiliği yctkilileri aldı. Yarışmanın Bilge Olgaç Başarı Ödülle- ri'ne ise yıllarca Ye- şilçam'ın Türkan Şo- ray, Filiz Akın, Bel- gin Doruk, Hale Soy- gazi, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit gibi ünlü kadın oyuncula- rını seslendiren Jeyan Ayral Tözüm layık görüldü. Ayral, ödülü- nü yine bir başka ta- nınmış seslendirme sanatçısı Yekta Ko- pan'ın elinden aldı. Bilge Olgaç Başarı Ödülleri'nin bir diğer sahibi, sinema eleştir- meni Sevin Okyay ol- du. Işıl Özgentürk'ün yönetiminde gerçek- leşen 'Senaryo Atöl- ye' çalışmalarının bi- rinciliğine ise Ceyda Aşar'ın 'Ona Melek Deme' adlı çalışması değer bulundu. Geçen yıl birinci olan ve fil- me çekilen Caner Yalçın'ın 'Yorgan' adlı kısa öyküsü de gecede gösterildi. Aşar'ın senaryo çalış- ması da Filma-Cass şirketi tarafmdan kısa film olarak çekilecek. Çin'de 700 yıllık kent bulundu • PEKİN (AA) - Çinli arkeologların, 700 yıl- lık bir kentın kalıntılarını ortaya çıkardığı bildi- rıldi. Yeni Çin Ajansı, bugüne kadar hakkında hiçbir bilgi olmayan, Çin'in kuzeyindeki Hebei bölgesinde bulunan kentin kalıntılarının, Song Hanedanı (960-1279) zamanındaki bir ticaret merkezine işaret ettiğinin belirlendiğini belirt- ti. ltalya'da Vezüv'ün Iavları altındakalarak yok olan Pompei kentine benzediği ifade edilen ken- tin, bir deprem ya da su baskını sonucu yerle bir olmuş olabileceği kaydedildi. Ajans, kentin ka- lıntılarının, bir otoyolun inşası sırasında tesadü- fen fark edildiğini ve yapılan kazı sonucu orta- ya çıkarıldığını ifade etti. Spielbepg'den Olimpiyat filmi • BUDAPEŞTE (AA) - Amerikalı ünlü yönet- men Steven Spielberg, Macaristan'da, 1972 Mü- nih Olimpiyatlan'ndaki kanlı rehin alma eyle- mıni konu alan bir film çekecek. Spielberg'in SÖ7CÜSÜ Marvin Levy, MTI ajansına yaptığı açıklamada, çekimine temmuz başında başlana- cak 'İntikam' adlı filmde, lsrailli atletlerin 5 ve 6 Eylül 1972'de Fılistinli teröristler tarafından rehin alınmasının anlatılacağını belirtti. Filmin senaryosunu, 'Forrest Gump' ve 'Revelations' gibi fılmlerin de senaristi olan Eric Roth'un yazdığı, başrolü ise yine Spielberg'in 'Schind- ler'in listesi' filminde oynayan Ben Kingsley'in üstleneceği kaydedildi. 8 Filistinli militan, 5 Eylül 1972'de Münih olimpiyat köyünü bas- mış ve iki lsrailli sporcuyu öldürdükten sonra 9'unu rehin almıştı. Pazarlıklar sonucu, Alman polisi eylemcileri rehinelerle Kahire'ye gitme- leri için ıkna etmiş, ancak askeri havaalanında düzenlenen başarısız operasyonda eylemciler- den beşi, bütün rehineler, bir polis memuru ve bir pilot ölmüştü. Coelho'ya İran'da yasak M PARİS (AFP) - 'Simyacı'nın ünlü Bre- zilyalı yazarı Paulo Co- elho'nun son romanı 'Zahir' İran'da yasak- landı. Tahran'daki kitap fuarı boyunca 2000 ta- ne satılan kitabın geri- ye kalan 1000 tanesine İran devleti el koydu. Yazarın İran yayıncısı Araş Hecazi, kitapların hiçbir açıklama yapıl- madan toplatıldığını ve İran Kültür Bakanlı- ğrnın,ülkede Coel- ho'ya artan yoğun ilgi- den endişelendiğini belirtti. Brezilya'da 2 Ni- san'da okuyucuyla buluştuktan sonra ilk iran'da yayimlanan kitap, önümüzdeki aylar içinde ara- larında Türkiye'nin de bulunduğu 83 ülkede 42 dilde yayımlanacak. 'Zahir' Türkiye'de, haziran ayında Can Yayınlarf ndan çıkıyor. Banderas, bu kez yönetmen • Kültür Servisi - Lspanyol oyuncu Antonio Ban- deras, lspanyol diktatör Francisco Franco dönemi- ni anlatan bir film için kamera arkasına geçiyor. Kendi çocukluğu da Franco döneminin baskılan al- tında geçen oyuncunun yönetmenliğini yapacağı film, bir grup lspanyol çocuğun Franco dönemin- de başından geçenleri anlatıyor. Ispanya, 1933- 1975 yılları arasında faşist Franco tarafından yö- netılmişti. Banderas, ilk yönetmenlik denemesini, eşi Melanie (iriffith'in başrolünü oynadığı 'Crazy in Alabama' adlı komedi filmiyle yapmıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear