23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 MAYIS 2005 PAZAR CUMHURİYET Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 SAYFA 17 Mars Güneş Oksal: "Hükümet için bir marş: Üç yılda fiyaskolar yarattık en harbisinden; türbanla ördük yurdu dört bir yandan!" Duble ytil savurganlıkmış. Tek tek olur mu, duble yapacaksın! Uyarı Haşim Can Sözer: "Türkiye'de Ermeni soykırımını savunanlar öyle saçmalıyorlar ki korkarım Ermeni diasporasından uyarı alacaklar!" Adım Ahmet Mete Apak: "Tıraş sabunu lüks sayıldı; Talebanlığa bir adım kaldı!" Muzır Akif Kökçe: "Naylon poşette satılan matbuatın vergi oranı artırılmış. Bu ülkede genelev işletenler en çok vergiyi verdiğine, 'muzır neşriyat' okuyanlar en yüksek oranda vergi ödediğine göre vergilendirilmiş kazanç artık kutsal değil 'muzır'dır!" ÇED Eiektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr TÜRKİYE'DE işler tıkırında giderken Konya'dan Dr. Hüsnü Bozkurt'un aklına takılan şu uzun soruya bakın hele... "Küreselleşmenin iyi polisi bir büyük finans merkezinin başkan yardımcısı iken, yıllar sonra hatırlanıverip ülkesine davet edilen... Batılı sıcak para spekülatörlerinin gece yarısı operasyonları ile krize sokulmuş ekonomiyi kurtarma görevini 'vatan aşkı' ile üstlenen... Cebinde getirdiği '15 günde 15 yasa' mucizesi ile küreselleşmenin kötü polisinden milyarlarca dolar krediyi bir çırpıda sağlayıveren... Yürürlüğe koyduğu kökü dışarıda 'güçlü ekonomiye geçiş programı' ile ülke ekonomisi tam da düze çıkarken 'erken seçim' diye tutturup, basındaki muhiplerinin de katkıları ile ülkeyi seçime götüren... Böylelikle küresel patrona ters düşen dinozor yöneticilerden bir an önce - ABD, PKK'yi demokrat saymış... "Irak'a ihraç ettiği demokrasiye yakışır!" Sorukurtulma olanağı sunan... Tenis maçları, şoförlerle içtiği sabah çayları ve eşi hanımefendinin yeşil gözleri ile boyalı basının pembe dizi aktörlerine taş çıkartan... Kafa derisindeki lekeleri memleketinde tedavi ettirip sildirirken aklı bir anda başına gelerek siyasi adresini yeniden belirleyen... Seçtiği yeni adresinde 'sosyal liberal sentez' yaparken liderlik mücadelesine nefesi yetmeyen... Ülkesinin bir başka Batı organizasyonu ile başlayacağı umulan 'tam üyelik müzakereleri'ne başmüzakereci yapılması yolundaki dolaylı ve mahcup sondajlardan olumlu bir sonuç alamayan... Sahibi olduğu ve aynen sürdürülen kökü dışarıda ekonomi programı ile ülkesini yılda 40 milyar dolar faiz ödemek, yüzde 6,5 faiz dışı fazla uğruna işsizliğin hep artmasına katlanmak, kendi devletinden bağımsız döviz politikaları ile cari açık-dış ticaret açığı kısırdöngüsünde soluksuz kalmak durumunda bırakıp geniş halk yığınlarının yoksullaşmasını hep savunan... Ülkesinde gündemden düşmüş ve küresel patronlar açısından işlevsiz kalmış bir milletvekilini acaba neden, 'pantolon uyduramadık, gömlek verelim' misali küreselleşmenin en üst uluslararası organizasyonunun 'yoksulluğun yok edilmesi' gibi ulvi bir güncel göreve uygun görüp, milyarlarca dolar bütçeli, üç bin çahşanı olan bir programına başkan yaparlar?" Soru bitti... Yanıtları türlü-çeşitli olabılir. Doğru yanıtı Dr. Hüsnü Bozkurt da bilmiyor. Bilmediği için de konuyu değiştirip "2007 yılında bir ülkede cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacakmış diye duydum" diyor. Siz ne dersiniz? SESSİZ SEDASIZ (!) IVIiniatıırca'nın yanına Genosidaturca İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'nden bir yer istiyor Dr. T. Münür Ormancıoğlu. örneğın Haliç kıyısındaki "Miniaturca" yakınlarında falan. Burada "Genosidaturca Müzesi" kurmayı planlıyor: "Ermeni soykırımı konusunda üstümüze bu kadar gelinmesinin sebebi halkın bu konuya hiç sahip çıkmamasıdır. Şimdi yapılacak iş toplumu bilgilendirmektir. Halkın bilgilendirilmesine bir 'Soykırım Müzesi' ile başlanmalıdır. Anadolu'da bile Yavuz Sultan Selim'in 40 bin Türk'ü kestiğı düşünülürse tarihte en çok soykırıma uğramış millet olarak buna hakkımız var. Müzede Avrupa ve Balkanlar'da, Girit'te, Yunanistan'da, Kurtuluş Savaşı'nda, Kıbrıs'ta soykırıma uğrayanlar için anıtlar dıkebiliriz. Bunların yanına NATO ve AB'dekı dostlarımızın Kızılderililere, Inkalara, Mayalara yaptıkları kıyımları belirten anıtları ekleyebilirız. Alman dostlarımıza tabii ki özel bir alan ayırabilir ve hatta Polonyalılara da Istanbul'daki Polenezköy adının nereden geldiğini bir 'nankörlük anıtı'yla anımsatabilirız." Top artık Kadir Topbaş'ta. Boş bir arsaya kıyabilecek mi acaba? Yüksek Yerilim Hattı erdincutkut» yahoo.com Anlayana sivrisinek saz, anlayamayana empati dersleh! OKTAY EKİNCİ Kocaeli'ne Akupunktur Kentin merkezindeyiz... Mimarlar Odası'nın Şube Bin sı'ndan çıkıp körfezin kıyısınddki fiıar alanında buluııan Kocaeli Sa- nayiOdası'nın lokantasma gidec e- ğiz... Dar sokaklardan caddelere ı;ı- kıp kentin batısına doğru uzunca bir süre yol aldıktan sonra "eskigar binası"mn yanından ilkel bir "lii- nel"e girerek "devletkarayolu"n ın ve "devlet demiryolu"nun öte j a- kasına ulaşıyoruz... Burası amk " kentin kıyı kesimi" ve bambaşka birdünya... Ulaşmak için oncabadireyi atht- mayı göze alanların yararlanatil- dikleri bir "deniz kenarı kuşağı' Peki, ya diğer Kocaelililer? G:r- çekten bir kıyı kentinde mi yajı- yorlar? İzmit'in denizi vkr... Temmuz ayında lstanbul'da ya- pılacak Dünya Mimarlık Konge- si'ne ulusal hazırlık için bu kez * !o- caeli'nde "Sanayi Kentinde Çevre ve Mimarlık" temasını tartışırken söz dönüp dolaşıp bu soruya gel di: "İzmit kenti Izmit körfezi ile ıı; yeniden barışır ve buluşur?.." Adına "TürldyeKongreleri" nen etkinlikler dizısinin 6,'sına salıipliği yapan Kocaeli Büyül sıl ye sahip çıkııı, Kapanca evlerini kurtann; siz de İzmit'i tarihiyle ye- niden banştınn." Büyükşehir Belediye Başkanı Karaosmanoğlu, "Bu bi/inı de gö- revhniz" dedi ve ekledi: "Kıyı ile buluşmak ne kadar önemliyse geç- mişle buluşmak da o kadar öncın- li..." İzmit''in şansı var... Ve Şehitler Korusu'ndan kente kuşbakışı bakarken işte karşımızda SEKAarazisi... Büyük tartışmalar- dan sonra Büyükşehir Belediye- si'nin mülkiyeüne geçti. Bundan sonra ne olacak sorusunun yanıtı da Büyükşehir Belediye Başka- nı'ndan şöyle gelıyor: "Ara/ideki 'arkeolojik doku'yu ortaya çıkartarak ve 'sanayi mira- sı' oİankaraktcristikyapılandako- ruyarak, bıırayı İzmit'in bir kiiltür ve rekreasyon alanı kılacağız. En- düstri tarihimizi de, burada kuru- lacak bir müzede yaşatacağız." Bütün bu sözleri dınlerken, Ulus- lararası Mimarlar Biılijji Başkanı ve aynı zamanda Brezilya'nın Cur- tiba kentinin de 6 dönemdir seçil- miş Belediye Başkanı olan Jaime Lerner'ın tstanbul Mimarlık Zir- vesi için dünya öğrencüerini yanş- 18 Haziran 1994 ğünü Sırra Paşa Konağı... hir Belediye Başkanı tbrahinı raosmanoğlu dedi ki: "Kcntle dcniz arasından geı;en karayolu ve demiryolunu yerin al- tına alıp tüncle sokabilir, üstiini de kenthalknuııkolaylıkla dcnizle bu- luşacağı bir düzenlemc ile Koca- eli'ne armağan edebilirsek; en bü- yük hayalimiz de gerçekleştniş olur." İzmit'in tarihi var.. Tam bu aşamada, gözünıüz Cumhurbaşkanlığı Genel Sekriite- ri Kemal Nehrozoğlu'na takılıyor. 90'lı yıllardaki Kocaeli Valiliğ: sı- rasında önce "kent ve kentlilik bi- linci" demiş ve bunun için de tari- hi Kapanca Sokak'tan kolları sı va- tnıştı. tzmit'in yukarı yamaçlamda geçmışten kalan ender eski sokak- lardan Kapanca'daki yaklaşık 20 kadar geleneksel evi kurtarnak için yola çıkan Nehrozoğlu, <ynı projenin şimdiki "unutulmuş" ha- line belli ki üzüntü içindeydi. Kentin ınerkezını yöneten Sa- raybahçe Belediye Başkanı Halil Vehbi Yenice'ye dedik ki: "10 yıldır ihmal edilen bu pr )je- tırdığı "kentsel akupunkturlar ta- sarlayın" sö/ünü hatırlıyoruz. Kentle, kentin sahilıni birbirin- den ayıran karayolu ile demiryolu- nu yeraltına almak Kocaeli için 1. akupunktur değil mı? Kim yapa- cak dersetıiz; tabii kı Karayollan ve Ulaştırma Bakanlığı... Onlar bu vefasızlığı yaptılar; on- lar Izmit'ten özür dileyecekler... Kapanca Sokak ve çevresinın "yaşatılarak koıunnıası" ise "2. akupunktur"... Kim yapacak der- seniz; 18 Haziran 1994 tarıhindebu amaç için aynı sokaktaki Sırrı Pa- şa Konağı'nda toplanıp sözleşme imzalayan kurum ve kuruluşlann yeniden katılımıyla Belediye... 3. akupunktur'a gelince... SE- KA arazisinin kent yaşamıyla bü- tünleşmesi. Sadece belediyenin de- ğil, herkesin katkıda bulunması ge- reken tarihsel bir fırsat. Keşke Büyükşehir Beledıyesi hem otoyolsuz ve demiıyolsuz sa- hil düzenlemesini hem de SEKA arazisinin dcğerlendirilmesini "sa- decc mimarlar arasında bir kentsel tasanm yanşması"yla elde etse... oekinci/ cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak'ı turk.net ÇİZGÎLİK KÂMlL MASARÂCl kamilmasaraci ı mynet.com H A R B t SEMİH POROY semihporoyfyı yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA BIUAN hayatepik" mynet.com KURBANSIZ AAAA ŞEKERU BİR "TOPLUMSAL BAYRAM"İCXN YASASIN 1 MAYIS TARlHTE BUGÜN MIIMTAZ ARIKAN 1 Mayıs wwuj.muıntas-arikttn.coııı HİrLER'/N UALEFİ DÖNİTZl. 19+S'TE 8UGUN, AMlRAL KARL DOHITZ, ALMAN- YA'NIM yÛNETIMIMI ÜSTLENMIÇTI. Blg GUN ON- CE INrıHAe ED£N HÎTHLEfZ, BrRAtCrtĞI \yAStYEr~ NAMEPE BUMU İSTEMlf, SAC>« DONİTZ DE AHZ.USUNU Y££<NE GEr/RMlÇTİ. ANCAK, Y£Nl PEVLET BAŞKAhllNIN HERHANGl BİR /ŞLEı// OL4- MAMIÇTI. MAZI ALMAfijyASI rÜM HCuRuMLA£ıy^ LJ4 Ç.ÖA3UÜ£TZ/, MÛTTEFİKLEfc St&KAÇ GÛAJ .ÇİNDE ALMAA/Yd'y/ TESuM ALMIŞTI. SAVAÇ SONUNDA OLUŞTTJ&ULAN NUfS.NBEfSG MAH/CE- MESİ'NDE yARGtLAMAH DÖN(71Z, 1O yiL HAPlS CEZASINA ÇARPT7R(LMIŞT7. AMİGAL KARL PONirz, 194-3 YfLINPA, rARAFtNDAN ALlUAM DENtz KOMUrANLIĞlMA A774NMIS 8lR PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Dertleşme 2 Dedik ya, sonu gelmez tartışmalardan bir türlü kur- tulamıyoruz diye. Şimdi de ortada şöyle bir soru var: Milliyetçilik gericilik midir? Zaman ve mekân koşulları- na bağlı olarak değerlendırildiğinde sorunun yanıtı "ha- yır" da, "evet" de olabılir. Töplumların uluslaşma süre- cınde milliyetçiliğin bir motor işlevi üstlendiği yadsına- maz bir gerçektir. Avrupa toplumlarının tümü bu moto- run gücüyle uluslaşmışlar, kendi ulus devletlerini kur- muşlardır. Fakat aynı zamanda da milliyetçilik Belçika (Valon ve Flaman miliyetçiliği), Ispanya (Ispanyol, Bask ve Katalan milHyetçiliği) gibi ülkelerde uzun yıllar "so- run"oluşturmuştur. Benzersorunlarnedeniyle Norveç, Isveç'ten ayrılarak ülke ikiye, Yugoslavya, Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Makedonya ve Sırbis- tan/Karadağ olmak üzere beşe, Çekoslovakya da Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olmak üzere ikiye bölünmüş- tür. Bir etnık grubun öne çıkan milliyetçiliği öbür etnik grupların milliyetçilik duygularınıkışkırtıncaçatışmaka- çınılmaz olmaktadır. Osmanlı Devleti'nin sonunu getiren de Sırpların, Bul- garların, Yunanların, Arapların ve Osmanlı egemenliğin- deki öbür töplumların kendi ulus devletlerini kurma yo- lundaki mılliyetçi ayaklanmaları olmuştur. Osmanlı top- raklarında milliyetçilikle en son tanışan toplum ise Türk- lerdir. Ne var ki Anadolu'da "egemen ideoloji" anlamın- da milliyetçiliğin gelişmesi "kurtuluş" öncesinde değil, kurtuluştan sonraki "kuruluş" döneminde gerçekleş- miştir. Bu, ümmetin "u/us"adönüşmesine bağlı gecik- meli bir milliyetçiliktir. Devletin kurucu siyasal gücü olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin programına bile "milliyet- çilik" ilkesi (oku) cumhuriyetin kurulmasından 12 yıl sonra, 1935 yılında yapılan IV. Parti Kurultayı'nda gir- miştir. Uluslaşmanın motoru olan milliyetçilik/ulusçuluk ka- pıtalızmin bir ürünüdür. Dolayısıyla milliyetçiliğin/ulus- çuluğun dozu da doğrudan doğruya kapitalizmin o ül- kedekı koşullarına bağlıdır. Egemen güçler kapitalist dü- zenın herhangi bir nedenle darboğaza girdiğini gör- düklerinde kitlelerin dikkatlerini başka yönlere çekmek üzere toplumun milliyetçilik duygularını kaşımaya baş- larlar. Bu bağlamda "milliyetçilik egemen güçlerin ge- rektiğinde başvurduklan bir silahtır" da denilebilir. Öte yandan emperyalizmin "kapitalizmin en yüksek aşaması" olduğunu da biliyoruz. Emperyalistleşmiş ka- pitalist ülkelersömürdükleri ülkelerin milliyetçilerini sö- mürülerini devam ettirebilmek için aracı olarak kullanır- lar. Nitekim yakın tarihimizde emperyalizme verilen tüm siyasal ve ekonomik ödünlerde milliyetçi-mühafazakâr hükümetler başrolü oynamışlardır. Demokrat Parti de, Adalet Partisi de, Refah, Fazilet, Saadet partileri de, Mil- lıyetçı Hareket Partisi, Anavatan Partisi de milliyetçilik- lerine toz kondurmamış, toz kondurmayan partilerdir. Fakat ABD ile ikili anlaşmalar da, IMF anlaşmaları da, Kore'ye asker gönderilmesi ya da Incirlik Üssü'nün Amerikalıların kullanımına açılması bu partilerin iktidar- ları sırasında gerçekleşmiştir. Emperyalizme en büyük ekonomik ödünler bu partilerin hükümet ettikleri dö- nemlerde verilmiştir. Demek ki milliyetçilik, kapitalist düzeni savunan bir siyasal parti için emperyalizme ödün vermek bağlamında bir engel oluşturmamaktadır. Bu da çok doğaldır, çünkü yukarıda da belirtildiği gibi mil- liyetçilik bir ideoloji olarak kapitalizmin ürünüdür. Sonuç olarak emperyalizm çağında, emperyalizmin "tek kutuplu yenı dünya düzeni" adı altında yoksul halkların karşısına dikildiği günümüzde milliyetçilik, em- peryalizmin sıkça başvurduğu bir "afyon" olarak en az Amerika Birleşik Devletleri'nin nüfus çoğunluğu Müs- lünrtan olan ülkelere biçtiği "llımlı Islam" projesi kadar, şeriatçılık ve ümmetçilik kadar gericidir. Toplum açısın- dan en vahim olan durum da bu iki gericilik arasında sıkışıp kalmaktır; birini öbürüne seçenek olarak kabul- lenmektır. Oysa ilerici, ilerlemeci, topluma özgürlük ve bağım- sızlık yolunu açan, eşitlikçi, dayanışmacı bir seçenek daha vardır. Yurdu doğası, tüm varlıkları ve değerleriy- le, üzerinde yaşayan farkh etnik kimliklerdeki tüm insan- larıyla esas alan yurtseverliği de içeren özgürlükçü, ço- ğulcu, insanın insan tarafından sömürülmesini ortadan kaldırmayı öngören, ulusçuluğu reddeden ama ulusal- lık ile evrensellik arasında köprüler kuran sosyalist se- çenek. Bizce üzerinde durulması, düşünülmesi gere- ken seçenek budur. Kendimizi onurlu, başı dik, özgür ve bağımsız bir ülkede yaşamaya layık görüyorsak ta- bii... e-posta: dKavukcuoglu@superonline.com (Faks:0212-234 68 73) 1 2 3 4 5 6 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Ağabeyinın ölümü üzerıne Saltuklular Bcyliğı'nın ba- şına geçen ve özellıkle Erzııı- can'ın Teıcan ılçesındeki kümbeti, köp- rıisü ve kervan- sarayıyla tanı- nan kadın hü- kümdar. 2/Mü- /ıkte üç ya da daha çok sesııı bırarada tınlama- sı Babanınkızkarde- şı. 3/Bılip bilmeden lıer konuya atlayan kışiye argoda verilen ad... Bir masal dağı. 4/ Eski I ürklerde ölnıüş atala- rın tapınılan resım ve heykellerine verilen 8 ad.Birnota 5/Süsbit- 9 kısi olarak yetıştırilen, odunsu gövdeli ve sıvri yapraklı bir ağaççık... Bir din- sel loren sırasında Kuran'dan okunan on ayetlik bölüm. 6/I'avori. Parlaklığı geçici olarak artarak patlayan yıl- dı?. 7/ Osmanlılarda güınrük vergisi... Derin vadi ya da boğaz 8/ Doğu Anadolu'da bir ırmak. . Dürülerek bo- ru bıçımi verilmiş deri ya da kâğıt. 9/1877-1878 Türk- Rus savaşında Hrzurum'daki Aziziye tabyasında gös- lerdıei kahramanlıkla tanınmış Fürk kadını. YUKARIDAJN AŞAĞ1YA: 1/ Soğurma, eınme Y.K. Karaosmanoğlu'nun tanın- mış bir romanı. 2/"—Gündüz": Yazarımız... Özsu. 3/ Domuzyavrusu.. Çanakkale'ninbirilçesi.4/Türkmü- ziğinde bir makam. . Tavlada "üç" sayısı. 5/01umsuz- luk belirten bir önek. . Yön göstermek için bellı yerle- re konıılan ışaret. 6/ "Doğar — midelerden nur topu ih- tılaller" (KN. Çamlıbel)... Balı alımnış petek. 7/Sıcak bcilgelerde yetişen çok sert bir ağaç... Fırat ve Dicle ır- maklarında yaşayan yaymbalığı. 8/Ele avuca sığmaz... Yüce, yüksek 9/Riitbesiz asker . Briçte roberi oluştu- ran ıki bölünı^en her biri.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear