17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15NİSAN2005CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Sinop Y 15 Edirne Y 21 Samsun Y 21 Kocaeli Y 20 Trabzon Y 23 Çanakkale Y 17 Giresun Y 23 lzrrnr Y~~22 Ankara Y 19 Manisa Y 21 Eskişehir Y 17 Aydın Y 22 Konya Y 19 Denizli Y 19 Sıvas Y 15 Zonguldak Y 15 Antalya Y 18 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van Y Y PB PB Y Y Y Y 24 24 19 24 21 20 19 14 Açık Parçalı bulutlu Butun bolgeler parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Ak- denız, Iç Anadolu, Karadenız, Doğu Anadolu'nun kuzey ve dof|usu yafyşlı qeçprek Ha va sıcaklığı, tum yurtta ve ba- tı bolgelerde bıraz artarken do^u bolgelerfie azalmayn devamedecek Ruzgâr, yur- dun batı kesımlerınde quney vp batı, dıf|fir yprlerrie quney ve guneydogu yonlerden ha- fıf, arasıraortakuvvette.gu- ney ve ıç kesımlerde kuvvet- lı olarak esecek DIŞ MERKEZLER Oslo Y 12 Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Munih Y Y Y Y Y Y Y Y 12 11 14 15 14 14 21 20 Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Ftoma Atina HB Y Y PB Y Y PB PB 2U 22 13 21 20 17 18 22 Zurih Y 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre Y B PB B PB B Y B 1/ 28 8 19 29 15 14 26 B 23 , Bulutlu ^ Çok bulutlu . Yağmurlu OK a r " Gok gurultulu GUNCEL CLNEYT AKCAYLREK • Baştarafı 1. Sayfada Arınç'a insaf sözcüğünü anımsatacaklar mı aca- ba? Dış politikada durağanlık yerine yeni açılımları gerekli gören, bu nedenle Meclis kararına bağlan- madığı savıyla üç-beş gün önce casus bellinin kal- dırılmasını isteyen Meclis Başkanı Arınç, bu Arınç değil mi? Gelişmeleri engellediğini söyleyen de bu Arınç değil mi? ••* Son demecinde casus bellinin kaldırılmasına ge- rekçe yaptığı öğelere sahip çıkmıyor; "Bizim söy- lediğimiz konu, geçmişte yaşanmış olan bu olayın şu anda içinde bulunduğumuz dostane ilişkiler içe- risindeki yerini yeniden dikkate almaktır" diyor. Meclis Başkanı, Yunanistan Parlamentosu'nun 31 Mayıs 1885'te kabul ettiği bir yasayla karasula- rını 12 mile çıkarmayı kararlaştırdığından sözetmi- yor. Casus belli kararının gerçekleşmesine Yuna- nistan'ın neden olduğunu ön plana çıkarmıyor. Tek tarafh bir özveriyi, özveri bile değil, tam an- lamıyla Yunanlılara yıllardır bekledikleri bir ödünü altın tabak içinde sunuyor. Oysa şu gerçek önceki gün yaşandı: Yunan Dı- şişleri Bakanı Molivyatis, ziyaret ettiği TBMM Dı- şişleri Komisyonu'ndayöneltilen "Yunan karasula- rının 12 mile çıkartılması konusunda parlamentonu- zun31 Mayıs 1995tarihlikararınıgerialacakbirha- zırlığınız varmı" sorusuna yanıt vermedi. Türk dış politikasının oluşumunda ve gelişimin- de önemli rolünden söz eden Arınç; görünen o ki, Türk dış politikasının temel öğelerinden yeterince bilgi sahibl değil. • • • Hükümetin söyleyemediğini Genelkurmay 2. Baş- kanı Orgeneral llker Başbuğ açıkladı. Casus belli ile ilgili "TBMMkaran Yunanistan Parlamentosu'nun kararına karşı reaktif bir karar olarak alındı" dedi ve hükümetin açıklamadığı gerekçeyi gayet net cüm- lelerle kamuoyuna duyurdu: "TBMM'nin almış oldu- ğu bu karar, 'halen geçerli ve yürürlükte' olan dev- let politikasının ifadesidir. Bu politikamızın temel amacı, iki ülke arasında çatışmaların yaratılmasını değil, çatışmaların önlenmesini hedeflemektedir". Hükümetin yarım ağızla casus belliyi saklı turtu- ğumuzu söylemesi ve Genelkurmay 2. Başkanı Or- general Başbuğ'un bu birdevlet politikasıdır, söy- lemi dikkate alınırsa TBMM'nin karan değişmeye- cek demektir. İki dışişleri bakanının görüştüğü sırada Kardak çevresindeki askersel hareketler de -Meclis Baş- kanı'nın dış politikaya açılım öğütlerine karşın- ca- sus bellinin şıpın işi kaldırılacak nitelik ve içerikte bir karar olmadığını kanıtlıyor. Devletin üst düzeyinde olanların, (örneğin casus belli konusunda olduğu gibi) girişimlerinin bir atım- lık baruta dönüşmemesi için, o konuyla ilgili ders- lerini iyi çalışmaları gerekmiyor mu? Baykal'dan Irak yönetimine tepki 'PKK'nin kamrgâhı olmoktan vazgeçin y ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Irak'taki siyasi otoritenin, Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek istiyorsa, Tür- kiye'ye yönelik saldınlann karargâhı olmaktan bir an önce çıkması gerektığini belirttı. Baykal, yaptığı açıklamada, "bir süredir Gü- neydoğu'da sıcak çatışma ortamı yaratnıaya yönelik hazırlıkların yapıldığı yönünde haber- ler geldiğini, resmi yetkililerin de bu doğrultu- da değerlendirnıelerde bulunduklarınr' kay- detti. Daha önce gerek askeri yetkililerin gerekse kendisinin PKK'nin artan faaliyetlerini dile getir- diklerini anımsatan Baykal, K.Irak'taki iktidar boşluğundan yararlanan terör ürgütünün orada mekân tutarak 5-6 bin teröristi yerleştirdiğini, an- cak bunlara karşı önlem alınmadığını söyîedi. 'Irak'ın meşru gücü gibi rahatlar' CHP lideri Baykal, "Iraklı ve Amerikalı yetkili- lerin harekete geçirilmcsi gerektiğini sürekli hükümete hatırlatıyorduk. Maalesef bu konu- larda hiçbir ilerleme olmadı. Tam tersine onlar sanki oranın meşru gücü gibi rahat, kent mer- kezlerinde faaliyet gösterir hale gelmeye başla- dılar. Maalesef bu süreç işliyor ve gelişiyor. Bi- liıımclidir ki oradaki çatışmanın arkasında bir siyasal oluşuın vardır. Bu siyasal oluşum K. Irak'taki, Türkiye'deki çeşitli gelişmeler karşı- sıııda takınılan lavırlarla ilgilidir" dedi. "15 yıl siireıı acı bir dönem yaşandığına" dikkati çeken Baykal, şimdi yeniden böyle bir sayfa açılmasını istemcdiklcrini dile gctirdi. Türkiye'de sağlanan başaıının kahcı kılınması için siyasi önlemlerin alınmadığını belirten Baykal, PKK'nin Kuzey Irak'taki varhğının olaylar yaşandığı sürece öne- mını koruyacağına dikkat çekti. Baykal, şunlan kaydetti: "Irak'ta yeni bir tablo varsa Türki- ye'yi bu kadar rahatsız eden olaylar karşısın- da bir tavır göstermek zorundadır. Irak'taki yeni siyasi otorite, Türkiye ile ilişkiyi geliştir- mek istiyorsa, Türkiyc'ye yönelik saldınlann karargâhı olmaktan bir an önce çıkmalıdır. Bunun gerektirdiği etkin önlemleri almalıdır. Onlar almalıdır, Amcrikalılar almalıdır." Kutan'a sünppiz ziyaret • ANKARA (Cunnıriyet Bürosu) - Milli Güven- lık Kunılu (MGK) Genel Sekreten Yığit Alpogan, Saadet Partisi Genel Başkanvekilı Recaı Kutan'a sürpnz bir ziyarette bulundu. Bdınılen bılgılere göre basına bılgi verılıneyen görüşme Saadet Partısf nm Balgat'takı genel merkezınde gerçekleştı. MGK Ge- nel Sekreten Yığıt Alpogan ile Recai Kutan'ın gö- riişmesı yaklaşık bir saat sürdü. Recai Kutan, Yiğit Alpogan'a MGK Genel Sekreterliği'ne seçilmesi nedeniylc nuzakct ziyaretinde bulurunuştu. CHP'den istifa çağrısı Baykal: Maliye Bakanı 'Önemli olan yargı karandır' diyor. Kendisini korumak için af kanunlan çıkardıkça mahkemeler nasıl gerçekçi bir değerlendirme yapabilir ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanı De- niz Baykal, naylon fatura yol- suzluğunda adı geçen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı isti- faya çagırdı. Muhalefet partisi lideri, "Maliye Bakanı Kemal l Jnakıtan'm önce istifa etmesi gerekiyor. Kendisini aklayacak kanun çıkarması değil" dedi. TBMM'de dün Gelir Idaresi Yasası'nın görüşmeleri sırasında söz alan CHP'li Atilla Kart, Unakıtan'ın açıklamalannın inandırıcılıktan uzak olduğunu belırterek hakkında 2 dosya bu- lunduğunu, ancak bunlardan be- raat etmesınin söz konusu olma- UNAKITAN'ATEPKI 'Müfettişler reyting için rapor yazmaz' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Maliye kökenli CHP mil- letvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Maliye Bakanı Kemal Unakı- tan'ın, "hakkındaki raporların reyting için hazırlandığına" ilişkin sözlerine tcpki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Müfettişler dev- letin en saygın elemanlarıdır. Reytinge dayalı rapor yazılma- sı düşünülemez" dedi. Unakı- tan'ın kendisini kurtarmaya ça- lıştığını belirten Kılıçdaroğlu, "Söyledikleri tümüyle havada kalıyor. Bunlar Bakan'ın hafi- fe alma yönündeki iddiaları- dır" diye konuştu. Unakıtan'ın, hakkındaki top- lu kaçakçılık ve sahtecılık suçla- malarına ilişkin rapomn "rey- ting" ıçın hazırlandığı savı tep- kilere neden oldu. CHP'li Kılıç- daroğlu, Türkiye'ye gelecek dö- viz miktannın 50 bin dolan aş- ması durumunda resmi bankalar kanahyla gelme zorunluluğu bu- lunduğunu anımsatarak "Alba- raka Türk ihracat yaparken nedense işlemler hep 50 bin do- ların altında oluyor" dedi. 'Haberi olmaması imkânsız' Unakıtan'ın " Yönetim kıırıı- lunun, yapılan bütün işlerden haberi olmaz" sözlerinin de gerçeği yansıtmadığını.vurgula- yan Kılıçdaroğlu, "Yönetim ku- rulu üyesiııin haberdar olma- ması mümkün değil. Yüzlcrce hayali ihracatı olan şirketi, Al- baraka Türk'ün tanımaması mümkün değil" dedi. Kılıçda- roğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bakanlık koltuğuna oturma- dan incelemeler başlamış. Ba- kan, MASAK'a görev verecek mi? Gelirler Genel Müdürlü- ğü'ne görev verecek midir? Bunları izleyeceğiz." dığını kaydetti. Kart, "Bu dosya- lardan beraat eüiğine ilişkin açıklamaları lutarsız, daya- naksız ve gerçek dışı bir söy- lemden ibarettir. Bu dosyalar- daki suçlamalar,sayın bakanm ifade ettiği gibi usulsüz kredi işlemlerinden kaynaklanmı- yor, hayali ihracat ve naylon fa- tura işlemlerinden kaynakla- nıyor" dedi. Kart, Unakıtan'ın ortağı ve yönetim kurulu üyesı olduğu Albaraka Türk'ün 1995 ve 1998 yıllan arasında 150 mıl- yon dolarlık hayali ihracat yaptı- ğının müfettiş raporlannda yer aldığını anımsattı. CHP lıden Baykal da dün ak şam saatlerinde yaptığı açıkla- mada, iddialarla ilgili teftiş ku- rulu raporu karşısında yapılan açıklamanın inandırıcı olmadı- ğını kaydetti. Baykal, "Bakan, açıklamasında 'Önemli olan mahkeme karandır' diyor. Siz kendinizi korumak amacıyla af kanunlan çıkardıkça mah- kemeler sizinle ilgili nasıl ger- çekçi bir değerlendirme yapa- bilir" dıye sordu. 'Kendine gfivenen istifa eder' AKP hükümetinin göreve ge- tirdiği yöneticilerin "çok ağır suçlamalara hedef olduğunu" anımsatan Baykal, "Unakj- tan'ın naylon fatura ithamına maruz kaldığını, ancak af ya- sası çıkması nedeniyle sorgu- lanmadığını'" söyledi. Baykal, "Maliye Bakam'm da diğer pek çok AKP yöneticisini de kapsamı allıııa alan af düzen- lemeleri getirildi. Şimdi kendi hükümelinin bağlı bulunduğu bir teftiş kurulu, Sayın Baka- n'ın da sanıklar arasında oldu- ğunu ortaya koyuyor. Maliye Bakam'nın önce istifa etmesi gerekiyor. Yargının doğru ya- pılabilmesi için orayı boşalt- ması gerekiyor. Kendine güve- nen bir maliye bakanı oradan ayrılır" dıye konuştu 48yılsonra ilk ziyaret Güney Kore Cumhur- başkanı Roh Moo-hyun eşiyle birlikte resmi zi- yaret için Ankara'ya gel- di. Roh, Esenboğa Hava- alam'nda Devlet Bakanı Bcşir Atalay ve cşi tara- fından karşılandı. Tür- kiye ile Güncy Korc ara- sında diplomarik ilişki kıırulmasıııın üstünden 48 yıl geçtikten sonra üst düzeyde gerçekleşti- rilen ilk resmi ziyarette ikili ilişkilerin ele alın- ınası ve yeni yatırımla- rın konıışulması bekle- niyor. 140 kişilik bir he- yetle gelen Roh Moo- hyun, hugün C'umhur- başkanı, Başbakan vc IBMM Başkanı ile bir araya gelecek. (AA) Maliye Bakanı iddialarla ilgili olarak 'Kendime güveniyorum' dedi Unakıtan ciddiye almıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, hakkındaki kaçakçı- lık ve sahtecilik suçlamalarını içeren gümrük müfettişlerinin raporunun "gerçeği yansıtma- dığını" öne sürerken "Hakkım- da rapor yazarlar, mahkemeyc sunarlar. Mahkemeye gider, gelirsin bir şey yok" dedi. îddi- alan, "Öyle boş keseden atma- nın âlemi yok" sözleriyle yanıt- lamaya çalışan Unakıtan, "Ça- mur at izi kalsın. Millet beni de tanıyor, başkalarını da tanı- yor... Başarıyı çeken var, çeke- meyen var. Yeter, herkesle çen çen uğraşacak halim yok ya be- nim" dıye konuştu. Unakıtan, düzenledıği basın toplantısında, gazetecılerin soru- lannıyanıtladı. "Ben, çok şükür kendime çok güvenen bir ada- mım" diyen Unakıtan, bu konu- ya ilişkin her şeyi, ilgili yerlere sevk ettiğini belirtti. Yüksek De- netleme Kurulu'nun da "Şunla- ra, şunlara baktırın" dediğini bildiren Unakıtan, karan mahke- melerin vereceğini söyledi. 'Bir kaşık suda fırtına' Hazıne avukatlannın kendısıne bağlı olduğıuıu anımsatan Unakı- tan, "Nejapılması lazım ise o yapılır. Ozel hiçbir şey yapıl- maz" dedi.üümrük müfettişleri- nin raporunda yeni bulgu olma- dığını öne süren Unakıtan, şöyle devam etti: "Bir özel finans ku- rumundaki 1996-1997-1998 yıllarıyla ilgili raporudur. Bcn o tarihlcrde o kurumun yöne- tim kurulu üyesiyim. Bir baıı- ka düşünün, yapılan muamele- ler, yönetim kurulunun onayı- na öyle gelmez. Diyorlar ki, 'Yönetim kurulu üyesiyken onaylamış, bakanken de onaylar- sa yandık'. O zanıan da onayla- madını şimdi de yanlış bir şey onaylamam." Dokunıılmazlıkla ilgili soruyu yanıtlayan Unakı- tan, "Benimle ilgili yargılanan yönetim kurulu üyelerinin do- kunulmazlığı yok. Buııların bir tanesi ce/a almış mı? Almamış. Dolayısıyla hazırlanan rapor- lar gerçeği yansıtmıyor" dedi. "Bir kaşık suda fırtına kopa- rılmaya çalışıldığını" söyleyen Unakıtan şöyle konuştu' "Daha önceki raporlarla ilgili mahke- me kararlarında yönetim ku- rulu üyesi olduğum kurumun kusurıı bulunmadığı... Vergi zi- yanına neden olunmadığı... So- nuçta iddia edilen hususların geçerli olmadığı belirtilmiş." 1 ÜSTEGMENVE2UZMANÇAVUŞŞEHİT KAYMAKAMLIKINCELEME BAŞLATTI Siirt'te operasyon: 21PKK'liöldürüldü DtYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Siirt'in Per- van ilçesinde çıkan çatışma- da 1 üsteğmen ile 2 uzman çavuş ve bir köy korucusu şe- hıtoldu, 21 PKKİi öldürül- dü. Şırnak'ın Uzungeçıt bel- desınde görev yapan 72 koru- cuya ıse Herekol Dağı'ndakı operasyona katılmadıklan için silah brraktırıldı. Siirt'in doğu kesımındekı Peı^vari ilçesınin Doğan bel- desi sınırları içinde kalan Besta bölgesi Herekol Dağı yakınlarındaki Eşek Mağara- lan çevresinde 3 gündür de- vam eden operasyonlarda yo- ğun çatışmalar yaşanıyor. Dünkü çatışmada Jandarma Kıdemlı Üsteğmen Kamil Baltacı, Jandarma Kıdemli Uzman C^vuş Haydar Vu- ral, Jandarma Kıdemli Uz- man Çavuş Tuncer Soner Dağ şehıt oldu. Aralannda örgütün "Botan bölgesi so- rumlusu", "Resul" kod ad- lı mılıtanın da bulunduğu 21 PKK'h de öldürüldü Şehitler ıçın Sıırt 3. Ko- mando Tugayı'nda cenaze törenı düzenlendı. Törene Sıırt Valısı Murat Yıldırım, 3. Komando Tugay Komu- tan Yardımcısı Kurnıay Al- bay Selçuk Ünal, Belediye Başkanı Mervan Gül ile çok sayıda kamu kurum ve kuruluş amirleri katıldı. Bal- tacı'nın cenazesi Bursa'ya, Vural'ınki Yozgat'a, Dağ'ın cenazesi de memleketi Es- kişehir'e gonderildı. 'Korucular tecavüz edip kaçırdı' iddiası ! 1 DtYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Diyarba- kır'da korucular hakkında bir tecavüz iddiası daha ortaya atıldı. Cmar ilçesine bağlı Höyükdibi köyünde iki köy korucusunun genç bir kıza önce tecavüz ettiği sonra da kaçırdıkları öne sürüldü. Iddialara göre Cınar' ın Hö- yükdibi köyünde oturan 25 yaşındaki Ş. D., 8 ay önce köyde koruculuk yapan Na- zım ve Ercan S.'nin tecavü- züne uğradı. Genç kızm ha- mile kaldığını anlayan koru- cular genç kızı 20 gün önce kaçırdılar. Kızının bulunma- sı için yetkililere başvurduk- lannı ancak sonuç alamadık- lannı belirten Anne Senıiha D., şunlan söyledi: "Kızıma tecavüz ettikten sonra, 'sc- ni ve aileni öldürürüz' diye- rek tehdit etmişlcr. Kızıma birkaç kez 'Neden kilo alı- yorsun' diye sorduğunıda bana, 'Olgunlaşıyorum an- ne' dedi. Olayın duyulma- sı üzerine köy korucuları eve gelip kızımın kafasına silah dayadılar ve ölümle tehdit ettiler. Kı/ımı köy meydanında kaçırdılar." Ş. D'nin akrabası Mehmet Şe- rif D. ıse "Tek korkumuz, kızı öldürüp üzerimize at- nıaları. Uâlâ namus adına cinayetler işleniyor. Koru- cular defalarca kızı zehir- lemekiçin girişimde bıılun- muşlar" dedi. ÇınarKayma- kamı tdris Akbıyık, incele- me başlattıklanm açıkladı. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdul- lah Gül Cezayir dönüşündeydi. Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu Almanya seferin- deydi. Arınç'ın gündeminde, Yunanistan'la aramızdaki ilişkileri düzenleyen planı ve "parlamenter diploma- si" tanımının ıncehklerı vardı. Erdoğan, AB'ye vereceği mesajları düşünüyordu. Gül, Cezayirlilerin Osmanlı'ya duyduğu özlemi duymanın huzuru içindeydi. Aksu da Almanya'dan canlı yayınlara katılıp Trab- zon'daki duruma hâkım olduklarını açıkladı. Başbakan'ın ve hükümet üyelerinin dış gezilerine saygımız var. Hiçbir gezı boşuna yapılmış değildir. Ancak işin dozu kaçtı. Başbakan arada bir Anado- lu gezisine çıkarsa, bunu yurttaşı fırçalamak için fır- sat biliyor! Toplumda şu eğilim iyıce yerleşiyor: Bunların da bir farkı yokmuş! AKP'nin Anadolu ile arasındaki makas açılıyor. • • • AKP, başkentte de devlet kurumlarına işbirliği ya- pılacak yerler değil, ele geçirilecek makamlargözüy- le bakıyor. Bunu, yasalara uygun atamalarla yapamazsa AKP yontemlerıyle yapıyor. Ankara'da yüzlerce üst düzey makam artık asaleten yerine geçen vekâleten ata- malarla doldurulmuş durumda. Cumhurbaşkanı, hükümetin bu tutumu bir gele- nek haline getirmesinin ardından Başbakanlık'a bir mektup yazarak gelinen noktanın sakıncalarını an- lattı. Mektubun ekine de vekâleten yapılmış atama- ları koydu. Erdoğan, partisinin yetkili organlarında bu türata- malardan övünçle söz ediyor ve ekliyor: Arkadaşlarımızı istediğimız kadrolara yerleştirmek için her türlü yöntemi uygularız! Son olarak Içişleri Bakanlığı Müsteşarlığı'nı vekâ- leten yürüten Şahabettin Harput vekâletini attı, kendi inisiyatıfiyle asaleten ımza atıyor. Haber Ra- dikal'de manşetten yayımlandı. 3 gündür açıklama yok! Içişleri Bakanlığı devletin işleyişine saygılı ol- mazsa kim olur? AKP'nin bu bağlamda devlet kurumlarıyla hukuk- sal ilişkisi de geriliyor. Deyim yerindeyse makas açı- lıyor. ••• Başbakan, AB'ye Norveç üzerinden posta koydu. Başta kimi AB ülkeleri olmak üzere Batı'nın Türki- ye'yı bölmeye çalıştığını söyledi. Kımi AKP'lilere gö- re Başbakan bu mesajları Norveç'ten vererek şunu demek ıstemiş: Norveç AB üyesi değil, ama kalkınmış bir ülke. Biz de AB'ye tam üye olmadan kalkınabıliriz... Gerekır- se AB perspektifimizi gözden geçiririz! Böyle bir mesaj için taaa Kuzey Kutbu'nun eteği- ne kadar gitmeye gerek var mıydı? AKP'nin AB karşısındaki tutumu şöyle özetlene- bılinKafatutmaklaçanaktutmak arasında gidipge- liyor! Meclıs'ten geçen pek çok yasa "AB böyle istiyor, geç kalmasın, süreç zarar görür" bastırmasıyla sor- gulanmadan kabul edildi. Başbakan, AB sürecini kimsenin engelleyemeyeceğini açıkladı. Ardından da Batı'nın Türkiye'yi bölmeye çalıştığını söyledi. Bu tür ikili açıklamalar da AKP'nin AB ile arasındaki ma- kası açıyor. Bu kadar makas AKP iktidarını makaslar! ankcum " cumhuriyet.com.tr SÖYLEŞİ ATTİUİLHAN "... Niye 'Yılana' Sarıldık?.." I Baştarafı Arka Sayfada karşı, sonunda galip çıktı. Alman Büyükelçiliği bu- nu başarı saydı, 'Anadolu Ajansı'nın çoğunlukla düş- man tarafına yakınlık duyan Yahudi öğelerden temiz- lenmış olmasının, haber dağıtımı üzerinde olumlu et- kiler yapacağını umut ettiğini' yazdı..." (Bkz. Türki- ye'de Faşist Alman Propagandası', Onur Yayınları.) Ne garip! insan bu satırları okuyunca, hıç şaşırmıyor; neden, yoksa Media'mızın bu 'bu eskı hastalığı, günü- müzde de 'nüksetti' de ondan mı? 'Rûhen ve bedenen Tanzlmatçı'dırlar... Nâdir Nâdi Bey, 'hatıralan'nda buna neyi sebep gös- termış, bakar mısınız: "... o yıllarda totaliter yönetim modası salgın ha- lindeydi. Almanya, Italya, Rusya ve Japonya' -gibi dev memleketlerin yanı sıra, Iberik Yarımadası'nda, Orta Avrupa'da, Balkanlar'da irili ufaklı para/faşist rejimler kurulmuştu. Ufukta belirmeye başlayan sa- vaş bulutları, çoğu milletleri koyun sürüleri halinde, birer çobanın etrafında toplanmaya zorluyordu. De- mokrasi'ye ihtıyarlamış, devrini yaşamış, verimsiz bir yönetim sistemi diye bakan aydınlar, günden güne artıyordu..." Perdenın Aralığından', S. 17) İnsan, ister istemez, tam da burada; Yakup Kadri Bey'ın (Karaosmanoğlu) başka bir münâsebetle söy- lediği, fakat buraya da cuk oturan, sözlerini hatırlıyor. 'milletler koyun sürüleri halinde, çobanın etrafında toplanıyorlardı' öyle mi? Onlar zaten, 'rûhen ve bede- nen Tanzimatçıdırlar', halbukı... "... Mustafa Kemal inkılâbını, Tanzimat Harcke- ti'nin bir devamı gibi görenler. Bu hareketin öbürü- ne ne kadar zıt olduğunu, hiç değilse, bu noktada hissetmelidirler. Başları sıkıya geldikçe ecnebi se- fâretlere sığınan Tanzimatçı devlet adamıyla; Ana- dolu köylüsünün kucağına atılan 'Millî Devlet Ada- mı' arasında karşıtlıktan başka, ne bulunabilir? Bun- lardan birisi şahsi hürriyetini, şahsi selâmetini ara- yan; öbürü millî istiklâli ve millet için de hürriyetini arayan adamdır.." (Bkz. 'Politikada 45 Yıl', Bilgi Yayı- nevi, 1968) Insanı dehşete düşüren nedirbilirmisiniz? Üzerinden yuzyıl bilegeçmeksızın, Türkiye'de işlerin 'ecnebi'ler- le, aynı minvâl üzere sürdürülüp, aynı umutlarla 'aşa- ğıdan alınması'I Kım hatırlamaz: II. DünyaSavaşı yılla- rında, herkesle iyi geçindiğini zanneden, Milli Şef, sa- vaşın sonunda yapayalnız ve dımdızlak, ortada kalmış- tı: Amerikan Ittifakı'na dört elle sarılması bundandır. Yoksa yılana mı sarılmıştı? _
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear