17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 2005 CUMA HABERLER DÜNYADABUGUN ALİ StRMEN Ermenistan Sınırı Açılmamalı.. Taa ki Anatole France'ın 1908 yılında yazdığı ve ger- çekte çağının politikacılarını hicveden kitabı "Pen- guenler Adası"n<Aa ılgınç bir bölüm vardır. Pengu- enlerin ülkesının tarihini yazmaya giden genç tarih- çi, yaşlı üstatlarını ziyaret etmekte ve onların tavsi- yelerine kulak vermektedir. Bunların en ünlülerinden biri delikanlıya şu öğüdü verir. ...- Ve de, çalışmalarınız sırasında, özellikle, bilin- meyen yeni şeyler yazmamaya, insanların düşün- celerini karıştırmamaya dikkat edin! Insanlar, tarihin bildikleri biçimde tekrarını isterler, yeni görüşler ve bilgilerle önyargılarının sarsılmasını sevmezler... Türkiye şimdı dünya kamuoyunun önünde böyle güç bir işe hazırlanmaktadır. TBMM'nin çarşamba günkü oturumunda Erme- ni soykırımı iddiaları ele alındı, Ingiliz parlamento- suna ve Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan'a birer mektup gönderildi. Ingiliz Lordlar ve Avam kamaralarına gönderilen mektupta Ingiliz propaganda bürosu VVellington Ho- usetarafından 1916'dayazdırılmışve "MaviKitap" olarak adlandınlan, Lord Byrce ve Arnold Toyn- bee'nin imzasını taşıyan yapıtın bir propaganda malzemesi olduğunun açıklanması talep ediliyor. Girişimin düşünce babası Istanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, aynı kuruluşun aynı tarihlerde, Al- manya'nın Belçika'daki davranışlarını anlatan kita- bı ıle ilgili olarak Berlin'in 1925 yılında yaptığı baş- vurunun Ingiliz Parlamentosu tarafından olumlu kar- şılandığını da anımsatmakta. ••• Arnold Toynbee'nin bu yapıtın bir propaganda aracı olduğunu kendisinin de açıkladıgı, dolayısıy- la Mavi Kitap'ın da Naim Bey'in anıları gibi, güve- nilir bir başvuru kaynağı olmadığı, yabancı tarihçi- ler tarafından da dile getirilmiştir. (Orneğın "Histo- ire de L'empıre Ottoman", Robert Mantran, Fa- yard, Paris 1989, sayfa 624.) Ayrıca, TBMM'nin tarihi oturumunda Istanbul Mil- letvekili Onur Öymen'in de çok ılginç konuşmasın- da da belirttiğı gibi, Ingiliz Hükümeti de iki kez ken- di resmi görüşüne göre Ermeni soykırımı olmadığı- nı açıklamıştır. Kısacası, Prof. Dr. Ayhan Aktar'ın dünkü Radi- kal'in 11. sayfasında yayımlanan "Rezil Olmanın Bin Bir Yolu" başlıklı yazısında karşı çıktığı bu giri- şimin faydadan uzak olmadığını söyleyebiliriz. Bütün sorun, Türkıye'nin son elli ve de özellikle 35 yıllık suskunluğunu bırakması ve soykırım iddi- aları konusunda, belgelere dayanarak söyleyecek- leri olduğunu bütün dünyaya açıklayarak bir atağı başlatmasıdır. Fransızların bir sözü var: "Hiç olmamaktansa geç bile olsa.. olması daha iyi" derler. Gerçi hiç olmamış olmasından daha iyi ama, Tür- kıye'nin buncayıl suskun kalması, "Sükût ikrardan gelir" ilkesi gereği, özellikle Batı kamuoyundadias- poradaki Ermenılerin de ısrarlı çalışmasıyla, soykı- rımın olduğu ve tartışılmazlığı konusunda bir önyar- gının oluşmasına yol açmış bulunmaktadır. Işimizin çok güç olduğu, TBMM'nin çok geç kal- dığı açıktır. • * • Türkiye'nin, bu kez Başbakan Tayyip Erdoğan im- zası ile başvurduğu ikinci adres ise Ermenistan'dır ve başvuruda soykırım iddialarını birlikte incelemek üzere komite kurulması istenmektedir. Tayyip Erdoğan'ın başvurusuna yanıtı, Ermenis- tan Dışişleri Bakanı Oskanyan, düzenlediği bir ba- sın toplantısında vermiştir. Yanıtın Oskanyan'ın tem- silcisi olduğu işgalci ve Azeri soykırımcısı devletin ciddiyetiyle düz orantılı olduğu için terbiye sınırları- na ve devlet adabına uymamasına şaşmamak ge- rekmektedir. Cevabın ret olduğunu belırtmeye gerek yok sa- nırım. Paşa keyifleri bilir. Ancak, 13 Nisan günü TBMM'nin tarihi toplantı- sıyla birlikte, Türkiye'nin Ermeni soykırımı iddiaları konusunda yepyeni ve aktif bir politik dönemi baş- lattığını düşünmek isteriz. Eğer öyle ise iki konuda çok dikkatlı ve kararlı dav- ranmak gerektiğini belirtmek isterim. Bunlardan birincisinin, soykırım ile ilgili konyan- siyon hükümlerinin geriye etkili olmayacağı için, soykırımın kabulünün Ermenilerin TC'den tazminat ve toprak talebinde bulunamayacakları savına da- yanarak bu konuda yumuşak bir tavır isteyenlerin aldatıcı savlarına kanılmamasıdır. Konu enıne boyuna incelenmelidir. Hiçbir ulus, yap- madığı soykırımı üstlenmek durumunda değildir. Ikincisi ise sureta dost görünenlerin Türkiye'ye ıs- rarla Ermenistan ile sınırları açın çağrılarına (örnek olarak bakınız David VVilliams ile söyleşi Leyla Tav- şanoğlu, Cumhuriyet 3 Nisan Pazar, Sayfa 12) as- la kulak asmamaktır. İşgalci ve soykırımcı, aynı zamanda Doğu Ana- dolu'yu Batı Ermenistan olarak gören Erivan ile sı- nırları açmamalıyız.. taa ki, onlar aklın ve terbiyenin yoluna gelene kadar. Koçaryan'a "Sen bilirsin koçum!" derken, sınır- ları kapalı tutmayı, kaçak olarak burada çalışan Er- menistan yuttaşlarını sınır dışı etmeyı beceremeyen bir Türkiye hiçbir hakkını savunmayı da başaramaz. Bizden söylemesi! [email protected] Atatürk anıtına çirkin saldırı Adapazan'ndaki ikiAtatürkAnıtı ile bulvardald Öz- gürltik Anıtı'nı "put" olarak gördüğünü söyleyen Fuat Güneş, aıutlara beyaz boya dökttt. Gözaltmaab- ının Cüncş, heykelleri put olarak gördüğü gerekçe- siyle saldırdıgını söylcdi. Saldıı ııuıı toplumda gergin- liğe yol açmaması için önce beyaz bir örtü ile kapaü- lan amt daha sonra temizlendi. (ÎLHAN UYGUN) Dokunulmazlığm, Meclis çalışmalanyla ilgisi olmayan olaylan kapsamaması gerektiğini vurguladı AİHM zırha dokunduİZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Avrupa tnsan Haklan Mahkeme- si'nin (AİHM) kamuoyunda "Loj- man Cinayeti" olarak bılınen davada, Türkıye'yi suçlu bulan karannın ge- rekçesi açıklandı. Karar gerekçele- rinde, eski SHP Milletvekili ErolGün- gör'ün oğlu MııstafaGüngör'ün Mec- lıs lojmanlannda öldürülmesinin ar- dından, yasal engeller olmamasına karşın yeterli ve etkin soruşturmanın yürütülmedığı, milletvekili dokunul- mazlıklarının bu dava için geçerlı ola- mayacağı vurgulandı. Mustafa Güngör, 1991 yılında Mec- lis lojmanlannda öldürülmüş, olayın bugüne dek aydınlatılmaması ve iç hu- kuk yollarının tıkanması nedeniyle baba Erol Güngör, avukatı Güney DEV-SOL DAVASI Olen samkkını ceza istendi Istanbul HaberServisi-Dev-Sol ana davası kapsamında esas hakkında gö- rüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı- nın, cezalandırılmalarını talep ettiği sanıklardan bazılarının hayatta olma- dığı ortayaçıktı. Sıkıyönetım Askeri Mahkemesi ta- rafından 1981 yılında açılan ve Yargı- tay' ın "eksikevrak" nedeniyle bozdu- ğu 1243 sanıklı Devrimci Sol ana da- vasının yeniden görülmesine devam edıldi. Üsküdar 1 Ağır Ceza Mahke- mesi'ndekı duruşmaya 18 sanık katıl- dı. Sanık avukatlanndan Nebi Barlas ile TaylanTanay'ın hazır bulunduğu du- ruşmada Cumhuriyet Savcısı Cengiz Çalışkan esas hakkındaki 40 sayfahk mütalaasmı sundu. tstanbul 2 No'lu Sıkıyönetım Askeri Mahkemesi ve Sı- kıyönetim Asken Savcıhğı'nca hazır- lanan iddianamelerle dava açıldığını belirten Çalışkan, davanın 825 suçu kapsadığını kaydetti. Sanıklardan ba- zılarının THKP-C örgütü ile bağlantı- h olduğunu, daha sonra Dev-Sol örgü- tü ile faalıyet gösterdiklerini ileri sü- ren Çalışkan, örgütün lider kadrosu olarak belirttiğı Dursun Karataş, Hü- seyin Solgun, Murat Karabulut'un da aralannda bulunduğu 163 kişinin "ana- yasal düzeni silah zoruyla değiştirmc- yetcşebbüsetmek" suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırılmalannı istedi Çalışkan, diğer sanıklarındaza- manaşımı süreleri dolduğundan hakla- nnda açılan davanın ortadan kaldırıl- masını istedi. Söz alan avukat Nebı Barlas ise "Biz davanın ortadan kaldınlmasuu, sanık- lann beraatuu isterkcn savcııun süayö- netim kararuıdan daha ağu* bir görüş- le TCK'nin 146. maddesi uyaruıca ce- zaistemesinigarip karşıladım. tlginçbir mütalaa. Bazı sanıklann iddianamede yer almayan eylcnılerleilgili decezalan- dırıhnalan istenmiş" dedi. Avukat Taylan Tanay da, davanın kısa sürede bıtırilerek kamuoyunun gö- zünden kaçırılmak istendiğini ifade ederek şunları söyledı: "Her türlii hukuki nitelikten uzak bir mütalaa ile karşı karşıyayız. Ölmüş olan sanıklar hakkında da ceza isten- nıesi bunun göstergesidir. Örneğin sa- nıklardan Şaban Şen yaşamını yitirdi. Bütün sanıklara tebligat gönderilmez- se kimin öldüğünü bilemezsiniz." Duruşma, sanıklara mütalaaya kar- şı savunmalannı hazırlamaları amacıy- la süre verilerek 21 Eylül'e ertelendi. • Eski SHP Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün öldürülmesiyle ilgili davanın gerekçeli karanru açıklayan AİHM, soruşturma sürecinde milletvekillerinin "dokunulmazlık zırhı" nedeniyle tanık olarak dinlenemediklerini anımsattı. Kararda, "Soruşturma, Meclis çalışmalanyla ilgili olaylara dayanmadığı için tanıkların celbi konusunda soruşturmacılann tam yetkilerini kullanmalanna engel oluşturmamalıydı" denildi. Dinç aracıhğıyla AİHM'ye başvur- muştu. AİHM de, 22 Mart 2005 tari- hinde verdiği kararda, Türkiye'yı Av- rupa Insan Hakları Sözleşmesi'nin 2. ve 13. maddelerini yerine getirme- mekle suçlamıştı. AİHM, kararın ardmdan gerekçe- leri de açıklayarak taraflara gönder- dı. Karar gerekçesinde, cinayetle il- gılı yürütüîen soruşturma sürecindeki yanlış ve eksıklıkler özetlendı Soruşturma sürecinde mılletvekıl- leri ve yakınlannm, "dokunulmazlık zırhı" nedeniyle tanık olarak dinlene- mediklerinin de anımsatıldığı kararda, şu saptamalarda bulunuldu: "Soruşturmacılar, cinayet tarihin- de Meclis lojmanlannda ikamel eden millcrvekillerinin tamkhklanna baş- vurmanın gcrekli olduğunu beUrle- nûşlerdir. Bu gereklilik, Ankara Cum- huriyet Başsavcısı'nın Mart 1992'de TBMM Başkanı'na gönderdiği mek- tupta açıkça ortaya konumıuştur. Oy- saki dosyanın incelenmesinden,Anka- ra Valisi'nin TBMM Başkanı'na be- lirtüği gibi, milletvekili veya yakuıla- rının tanık olarak dinlenebilnıelcri için çağnunaları ve ifade vermeleri konusunda, soruşturma kapsamında görevfiyctkililerintereddüde düşiipbu konuyu üsrü kapah geçtikleri sonucu çıkmaktadır. Öte yandan tçişleri Ba- kanı,27Ağııstos 1991 tarihinde,Mec- lis üyeleri önünde, yasama dokunul- ına/Jığıııın, milletvekillerinin enıniyet müdürlüğünce çağnlmalanna engel olduğunuve hiçbir milletvekiliııin ken- diisteğiyle budava hakkında tamklık yapmaya gelmediğini beyan etmiştir. Savcüık, TBMM Başkanlığı'ndan, dinlenebilmeleri için, seçilemeyen es- ki milletvekillerinin irtibat adrcslcri- nin bildirilnıesinitalep etmiş, fakat, es- ki milletvekillerinin partilerine yeni adresleri konusundahilgivcrmemiş ol- duklangerekçesiyle, bununmünıkün olmadığıyanınnı alnuşlardır. Mahke- me,yasal engeller olmamasına karşın, olayın nedenlerini aydınlatmak için gerekütüm tanık ifadelcrininalınma- mış olduğu sonucunavarmışor. Mah- kemeye göre soruşturma, Meclis ça- lışmalanyla ilgili olaylara dayanmadı- ğı için, yasama dokunulmazlığı da ta- nıkların celbi konusunda soruştur- macılann tam yetkilerini kullanmala- nna engel oluşturmamauydı." İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN KOCAELI ÜNlVERSlTESl ABD li albaya yumurta atıldı tZMİT (AA) - Kocaeli Üniversitesi'nde (KOÜ)terör konusunda konferans veren Ame- rıkalı Denız Pıyade Albay AdrewNicosPratt'e, bir grup öğrenci tarafından yumurta ve su atıl- dı. Konuşmasını yarıda kesen Albay Pratt, ko- rumalar ile güvenlik görevlileri tarafından sa- londan çıkanldı. Ahnan bılgıye göre KOÜ Uluslararası lliş- kiler Kulübü'nün davetlisı olarak, lletişim Fakültesi'nde "Günümüzde terorizm ne anlam ifade etnıektedir?" konulu konferans veren Al- bay Pratt, salondaki bazı öğ- rencıler tarafından protesto edildi. Elleriyle tahtaya vu- rarak, Albay Pratt'inkonuş- masına engel olmaya çalışan Aibav Pratt öğrenciler, ABD karşıtı slo- ganlar atarak Pratt'i susturmaya çalıştılar. Daha sonra kürsüye yumurta ve su atan öğ- rencilerden bazılan, Albay Pratt'in üzerıne yü- rüdü. Bu kişiler, Albay Pratt'in korumalan ve üniversıtenin güvenlik görevlileri tarafından engellendi. Olaylarüzenne konuşmasını kesen Albay Adrew Nicos Pratt, lletişim Fakültesi De- kanı Prof. Dr. Hasret Çomak'ın odasına götü- rüldü. Protestocu öğrenciler ise bir süre daha ABD karşıtı sloganlar attıktan sonra güvenlik görevlilerince okul dışına çıkanldılar. Içişleri Bakanı Aksu ve Trabzon Emniyet Müdürü Akyürek'in cezalandınlmasını istediler TAYAD'dan suç duyurusuADANA/tSTANBUL (Cum- huriyet)-Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derne- ği (TAYAD), Trabzon'da 5 üye- lerinın, saldınya uğrayıp da- yak yemelennden sonra da tu- tuklanmalarının, hukuk devle- ti ilkesi ile bağdaşır durumda olmadığını, ilgi- lilerin de görev- lerinikötüyekul- lanma suçu işle- diklerini belirte- rek Içişleri Ba- kanı Abdülkadir Aksu ve Trabzon "™——— Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek hakkında Adana Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. TAYAD üyeleri dün Adana Adliyesi önünde toplandık- tan sonra yönetici Yasemin Sanar, suç duyurusu dilekçe- sini okudu. Daha sonra Sa- nar'ın Avukat Turgay Bek ile birlikte cumhuriyet savcılığı- na verdiği dilekçede şöyle de- nildi: "Abdülkadir Aksu TC Içiş- leri Bakanı'dır. Konuıııu gere- ği ülkede yaşayan bireylerin • Adana Cumhuriyet Savcılığı'na dilekçe veren TAYAD'lılar, Trabzon'da yaşanan olaylann hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığmı, ilgililerin de görevlerini kötüye kullandıklannı ileri sürdü. can ve malgüvenüğini koruma- da birinci derecede sorumlu ve görevli bir bakaııhğın en yetkili kişisi obnası nedeniyle desuç tarihlerinde Trabzon'da yaşanan olaylarda demokratik hakkını kullanan kişilcrikoru- makve ifade özgürlüğünü gü- vence allına almakdurumun- daohnasma rağmen bunu yap- nıanuş, yapOmıanıışrır. Diğer sanık Ramazan Akyürek, TrabzonEmniyetMüdürirtlür. Olay sırasında ve olaydan son- rayapüğı açıklamalarile ikin- ci saldınnın gerçekleşmesinuı zeminini hazuianuş ve 5 kişiyi darp eden, güvenlik güçlerinin araçlanüzerineçıka- rakbu saldınlan sür- dürecek kadar ileri giden kisilenlen hiçbi- ^ " ~ ~ " riniyakalamanuş,ya- kalatmamıştır.'" Istanbul'da da, Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği (TUYAB) üyesi bir grup, TA- YAD'lılara yapılan linç giri- şımini protesto etmek ve TA- YAD'a destek olmak amacıy- la basın açıklaması yaptı. KRETSCHMERDEN AÇIKLAMA' ELEŞTİRİSİ Haber Merkezi - Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Temsılcısı Hans Jörg Kretschmer, Tür- kiye'de AB standartlanna ulaşmak için hâlâ ka- tedilecekmesafe olduğunu söyledı Türkiye'de si- villerin yapması gereken açıklamaları askerin yaptığını öne süren Kretschmer, Trabzon'daki linç girişimini, "Bir grubun başka bir gnıbun ifade özgürlüğünü kullannıasını engellemesi ka- bul edilemez" sözleriyle eleştirdı. Mersin ve Trabzon olaylannı NTV'ye değer- lendiren Kretschmer, bayrak yakma girişinıin- den sonra ilk açıklamayı Gcnelkurmay'uı yaptı- ğını hatırlatarak şöyle konuştu: "Bu olay hâlâ alı- nacak mesafe olduğunu gösteriyor. Örneğin Al- manya'da böyle bir durum yaşanmazdL Ama durumu çok da abartmak istemiyıırum." Kretschmer yıne de Türkiye'de asker-sivil iliş- kilerinin doğru yolda olduğunu sözlerine ekledi. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Başbakan Tayyip Erdoğan; Trab- zon'da ikinci kez tekrarlanan ve çığ- rından çıkma riskı artan linç girişimle- ri konusunda sonunda gereken uya- rıları yapmak ihtiyacını duydu. Erdo- ğan şunları söyledi: "Millet içinde fark- lılıklar, farklı fikirleri gerekçe göstere- rek iç düşmanlar icat etmek en önce millet kavramını zedeler. Farklı fikirler potansiyelsuç olarak addedılemez. Ak- sine, hukuk devleti içinde kalarak bu farklılıkların ifade edilmesi, demokra- tik hukuk devletinin garantı altına al- ması gereken bir haktır." "özgürlükleri anarşi meydana ge- tirmek için kötüye kullananlarla, bu ülkeyi sevmeyi kendi inhisarında zan- nedenlerle ve hukuku hiçe sayanlar- la hiçbiryakmlığımızyoktur." Genel- kurmay İkinci Başkanı llker Başbuğ ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de, Trabzon'dakı olaylar konu- sunda dıkkatli ifadeler kullandılar, uya- rılar yaptılar. Trabzon Olaymda îniş Çıkışlar Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Trab- zon'daki linç girişiminin hemen ardın- dan yaptığı konuşmayı arşivlerden çı- kardım. 0 zaman şunları söylemişti: "Tabll ki halkımızın hassasiyeti çok ama çokönemlidir. Halkımızın bu has- sasiyetlerini göz önünde bulundura- rak herkes tavrını belirlemelidir. Ve halkımızın milli hassasiyetlerine do- kunulduğu zaman, şüphesizkı bunun tepkisı farklı olacaktır." Benzer bir süreç Mersin'dekı bay- rak yakma gırışımı sürecinde de yaşan- mıştı. 0 zaman da sıyasetçiler ve de med- ya toplumsal duyarlıkları tetikleyen ve ortalığı karıştırmak isteyenleri cesa- retlendıren bir tutum içine girmişti. ••• Türkiye'nin oldukça duyarlı ve so- runlu bir dönemden geçtiği bir ger- çek. On yıllardır birikmiş ve çözüle- memiş sorunlar, özellikle Avrupa Bir- liği müzakerelerinin yaklaşmasıyla bir- likte gündeme gelmiş durumda. Kıb- rıs'taçözüm, Ermeni sorununun ulus- lararası platformda90. yıl nedeniyle tar- tışmayaaçılması, Kürtsorunu, Irak'ta- ki durum, Suriye ve Iran'ın ABD tara- fından tehdit edilmesi gibi bir dizi ağır sorun, Türkiye'yi yönetenlerin önünde dikili duruyor. Bütün bu sorunların çözümünde atı- labilecek adımlar, Türkıye'nin yasala- rını değiştirerek sivilleşme yönünde ilerlemek zorunda olması, dengeleri altüst ediyor. Bu gerginliğin yol aça- bileceği iç çatışmalar, bu nedenle ba- zı çevrelerin ışıne geliyor. Bu değişimden zarar göreceğinı dü- şünen kesımler, biraz da küçük he- saplarlaortalığın karışmasını bekliyor- lar, umuyorlar, istiyorlar. ••• AKP yönetimi bu kadar zor sorun- ların üstesinden gelecek ve gereken ol- gunluğu gösterecek durumda mı? Son olaylarda insanı endişeye düşürecek öl- çüde dikkatsiz davrandılar. Bayrak ola- yı daTrabzon'daki linç girişimı de AKP açısından hemen tavır alınması gere- ken konulardı. Çünkü ortaya çıkabile- cek olan istikrarsızlık en çok onların durumunu zora sokacaktı. Diğer siyasi partiler bunu bildikleri için bu olayları AKP'yi sıkıştırmak ama- cıyla değerlendirmek istediler. Büyük ölçüde de başarılı oldular. Başbakan Tayyip Erdoğan ise ilginç bir siyasi performans sergiliyor. Once, statüko yanlısı ve uzlaşmaz bir kimlikle orta- ya çıkıyor. Türk Ceza Kanunu'nda, zina tartış- masında, bayrak ve linç olaymda ol- duğu gibi, tamamen kendisini köşe- ye sıkıştıracak bir tavır sergiliyor. Bü- tün muhalefeti ayağa kaldırıyor, orta- lığı geriyor. Bunun ardından medya ile kavgaya başlıyor. Toplumsal gerginlik yaratacak açıklamalar yapıyor. Aradan bir süre geçtıkten sonra, bu- nun bir çıkmaz olduğunu mu fark edi- yor, yoksa birılerinin uyarılarından mı etkileniyor, normal çizgiye doğru bir adım atıyor. Siyasette zıkzak tehlıke- lidir. Tabıı kı sonunda aklıselim yoluna girmesine kimsenin bir diyeceğı ola- maz. Ancak, son dönemlerde o kadar çok ıniş çıkışlar yaptı ki, kendisinegü- venenlerde bile tereddütler yarattı. Trabzon olayı gösterdi ki, bu tür ay- mazlıklarvedikkatsizlikler çok büyük tehlıkelerin başlangıcı olabilir. Trab- zon olayı sonuç olarak çok büyük fe- laketleryaşanmadan atlatıldı. Gelecek sefere böyle olacağını kim garanti edebilir!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear