23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 NİSAN 2005 PAZAR CUMHURİYET Almanya 'daki Tiirklpr yoksultnuş. Orayı da Türkiye'ye çevirdik! Tel: 0.212,612 06 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronık posta: denlzsom@cumhuriyet.com.tr SAYFA 17 - Hâkimlere, trafik cezası kesilmeyecekmiş... "Polislere de işkence cezası verilmesin!" RekorBalıkesir Üniversitesi Rektörü Necdet Hacıoğlu'nun üç fakülte dekanlığına vebiryüksekokul müdürlüğüne vekalet ettiğini yazmıştık. Meğer bir önemi yokmuş. Çünkü Ihsan Doğramacı'nın YÖK Başkanlığı döneıninde Fırat Üniversitesi Rektörü Arif Sağlar'ın vekili Şendoğan Gülen yedi fakülte dekanlığına ve bir yüksekokul müdürlüğüne vekalet etmiş. Sosyete 'Menmet Ali Kılınç: "Umre ziyaretine giden bir grup sosyete hanımlarımızdan biri, 'Üç yıl önce yüzüme kalıcı makyaj yaptırmıştım, silmek mümkün olmadı, bilseydim yaptırmazdım' demiş. Neyi bilseymiş acaba?' c enevre gülü yöresinde bir dağ kasabası: Mont Pelerin. fkinci Dünya Savaşı'ndan son- ra sosyalizmin Avrupa'da yayılması üzerine 10 Nisan 1947'de 36 iktisatçı Isviçre'nin bu dağ kasabasındatoplanıp "Mont Pelerin Cemiyeti"ni kuruyor. Talat Turhan ve Mehmet Eymen, lleri Yayınları'ndan çıkan "Mont Pelerin: Küresel Sermayenın Beyni" ki- tabında ışte bu cemiyeti anlatıyor. Örgütün başkanlığını daha sonra Nobel ekonomi ödülü alan Avusturya kökenli Ingiliz iktisatçı Prof. Fri- edrich von Hayek üstleniyor. Kuruluş bildirgesinde "özel mülkiyete ve rekabet pazarına inanan, sosya- list gelişime karşı, azınlıkların ayrıcalıklarını savunan, dinsel inancı yaymayı ve düşünce ve ifade özgürlük- lerini savunan insanları bir araya getirmek ve birbi- riyle bağlantı kurmak için yeryüzünde hazırlık niteli- ğinde bir tarama yaparak onlarla çalışmalar yürüt- mek" kararı alınıyor. Mont Pelerin Başlangıçta liberal bir Ortodoks yapılanma içine gi- ren cemiyet, zamanla anglo-sakson değerlerin ve kü- resel egemenliğinin planlama merkezi durumuna ge- liyor. Hayek, Margaret Thatcher'in 1970'lerin orta- sında Ingiliz politikasahnesinde öne geçişinden baş- bakanlığa yükselişine kadar fikir babalığını yapıyor. Neo-liberalizmin 1980'lerde bir çığ gibi tüm dünyayı sarmasında Mont Pelerin Cemiyeti'nin çalışmaları yatıyor. örgütün bir ucu ABD'nin dış politikalarında etkili olan Johns Hopkins Üniversitesi lleri Uluslararası Araştırmalar Bölümü'ne kadar uzanıyor. Örgütün şimdiki başkanı Victoria Curzon-Price geçen yıl Sri Lanka'daki toplantıda şöyle diyor: "Çokuluslu şirketlerin ortaya çıkması ile artık ekono- mık süper güç diye bir şey kalmamıştır. Bir ülke ne kadar büyük, güçlü ve verimli olursa olsun, dünya pa- zarındaki konumu için başkalarıyla rekabet halinde- dir. Bu liberalizmin zaferidir. Fakat uluslar ötesi bir şirket için hangi ülkenin ya da hangi ülkeler birliğinin o süreçte öncü olduğu faz- laca önemli değildir. Bu tür bir şirket artık bütün ül- kelerde iş yapabilir ve bütün ülkelerde kendini rahat hissedebilir" Mont Pelerin Cemiyeti, tabii ki Türkiye ile de yakın- dan ilgileniyor. Türkiye'den bir grup gazeteci, işada- mı, üniversite öğretim üyesi ve politikacı cemiyetin et- kinliklerine katılıyor. Bazı üniversitelercemiyetle işbirliği yapıyor. Ve hat- ta bir tarikatın, kuruluşunda Hıristiyan inancını yay- mayı hedefleyen bu cemiyetin Türkiye'deki en sağ- lam ayaklarından birini oluşturuyor. Bunlar kim mi? Kitapta yazıyor. Ve bız onları he- men her gün televizyonlarda izliyoruz! Hayali Akif Kökçe: "KKTC'nin bağımsızlığı bir hayaldi diyenler, şimdi niye KKTC Cumhurbaşkanlığı hayali kurup da aday oluyorlar!" SESSİZ SEDASIZ (!) The Economist'tekl Bay Erdoğan Yabancı bir dergi ya da gazetede Türkiye'nin nasıl kalkındığını yazan bir yazı çıksa hemen bizim medyanın manşetine oturur... Geçenlerde The Economist dergisinde "Türkiye Avrupa'ya Bakıyor" konulu bir inceleme yayımlanmış... Hem de tam 15 sayfa... Çorlu'dan Aysel ve Sıtkı Ergüney, büyük medyamızın nasıl olduysa atladığı bu ıncelemeyi bizimle paylaşıyor: Başbakan'ın eşi Emine Erdoğan'ın ve Dışişleri Bakanı'nın eşi Hayrünnisa Gül'ün türbanlı fotoğrafları ile süslenen yazı, "Şaşırtan Avrupalı: Bay Erdoğan ve onun Islamcı partisi Türkiye'yi Avrupa'ya taşıyacak uygun isimler değiller" başlığını taşıyor. Bir zamanlar erkeklerle tokalaşmayan Emine Erdoğan'ın daha sonra bu £\tutumunu değiştirdiğini yazıyor... Kemalistler'e göre AKP'nin gerçek rengini gizlediğini, hükümetin AB üyeliği konusunu gündemde tutarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tepkılerını bastırmayı düşündüğünü anlatıyor; gerçekleşmesini çok güç gördükleri, Türkiye'nin AB üyeliği çıkmaza girdiğinde ise ülkenin, AKP'nin elınde Atatürk'ün tüm yaptıklarını yok sayan bir rejime gireceği yönünde çok cıddi endişeler taşıdıklarını bildiriyor... Yüksek Yerilim Hattı iş takibı yapan gazetecıler, eş takibi yapan paparazziler Gazeteciler bir de haber takibi yapsa! erdincutkucyahoo.com ÇED KÖŞESI OKTAY EKİNCt Valiliklere 'Kültür Yasağı'! Süregelen sayısız olıımsuz- olan ve kültürümüzü yok ol- luklariçınde"yürekleresuser- nıaktan kurtaran" koruma pen" uygulamalar da olmasa projelerine aynlıyor.. şu "ınnut" denen yaşama tılsı- Valiler, sadece yol-su-elekt- mını tümüyle yıtireceğiz. Bu rikle yetinnıeyip bütçede kent nedenle, beğendiğimiz, övün- tarihine de para ayırdıklann- düğümüz, içimizi rahatlatan ve da; bu "tercih"leri "insanlığa bizi sevindiren ne varsa, daha hizmet" anlamına da geliyor. da artması ve yaygınlaşması 77 ; 7, ', içinçabagöstemıek,geleceğe Yasal engelleme! karşı sorumlulukduyanheıkes İşte bu gönüllü süreci "ya- içiıı öncelikli görev olsa ge- sayla" da desteklemek için ne- rek... ler yapılması gerektiğini tar- Bunun için en önemli gü- tıştığımız bir dönemde, yeni tl vencelerden biri de "yasa- Özel tdareler Yasası'nda vali- lar"... Daha doğrusu "yeni" likleriııbuhizmetlerini"engel- yasalar... leyici'" hükümlcr getirildiğini Yine bir konuda ya da bir duyunca, neye uğradığımızı alanda çok olumlu çalışmalar şaşırdık. yapılıyorsa, bunların daha da Yasayı hazırlayanlar "yerel- gelişmesi ve yaygınlaşması leşme" adına bu gibi kentsel için en etkin • ^ ^ ^ ^ ^ ^ • r a ^ ^ ^ ^ ^ M hizmetleri bele- yol "yasal ^ ^ ^ ^ B ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ l diyelere devre özendirme- ^ ^ ^ r ^ ^ ^ ^ B derken Türki- ler" gctir- ^ ^ ^ ^ ^ ^ | ye'de başlamış mek; hatta ^ f g ^ H olan ve uygar- mevcutyasa- • « a ^ j f ^ H lıkdeğerlenmı- lardakı en- •» H Ü i l y L . , , ~M zın kurtarılma- gellerı de or- K1^3J9HH|HB|Lk^^^H sında ornek so- tadan kaldır- WmBKl^^EHm!I^^R nuçlar alınan mak değıl B^ıîK^^^BflH^^H Ç°k önemli bir mıdir? •"''İPlflflMIİJKİsflB^^ll olanağı daorta- Tıpkı, son FİlHG^flHHP^^^^I dan kaldırmiş- yıllardayerel K ] £ ! 5 9 I I ^ | H B N N ^ ^ ^ | 'a r Bilerek ya yönetimler- f ' ^ ^ ^ H H T^^^fl d a bılmeden deveözellik- I •'»»l^HSSfcl'^^H gef çekleşen bu le "valilik- ' ^~™Şj|^^J "aymazlığın'' ler"degözle- Sinop Kalesi'ni de sonucunda, il nen "kültürel valilik yaşatıyor özel ıdarelerı- mlrasısahip- " '" nın "kültür" lenme" çalışmalan gibi... Ar- hizmetlerinin bile sadece "be- tık çok sayıda valimiz, gerek il lediye sınıılan dışında" yapı- özel idarc kaynaklannı değer- lacağına hükmederek, "kent- lendirerek, gerekse diğer ka- lerdeki mirasuı valiliklerce musal olanaklaı ı seferber ede- kurtanlması"nı olanaksız kıl- rek, bulunduklan ildeki tarih- mışlar. (6. madde) sel yapılann restorasyonu, es- Aynı şekilde yine bu konu- ki kent dokularmın yaşatılma- da valiliklenn "diğer ilgili ku- sı, kültürel değerlerin koruma- ruluşlarla ortak çalışmalar'' sı, kent kimliğinin gözetildiği için de belediye sınırı dışını projelerin yaşama geçinlmesi göstercrek kente karşı duyarlı gibi konularda, adeta birbirle- sivil toplıım örgütleriyle valı- riyle "yanş" halindeler. ler arasında son yıllarda başla- Nitekim, Aydın Duğan Vak- yan "kültürel işbirliği'' süreci- fi'nın da 2005 yılı ödüllen ıçm ni durduruyorlar.. belırledığı "Kent Minıarisi, Devlet ve ulus adına Kent DokusıT yarışmasına a- ~r 7-. r dayolanlarınçoğu «valilik pro- Orneğm, bızım bıldığımız jeleri"ydı I ler biri tarıhsel sadece Aiyon Valiliğİ'nın ge- kentlerımızın özgün değerle- « c n b ı r y ü ^ mde ' k u l t i i r 1 e l m ı " rinı yaşatmayı amaçlayan bu r a s ı k o n ı m a proje erıne harca- çal.şmalann "öncüsü" kabul ^ığı paraltatym lıra; bır o ka- edilen Kastamonu'dakı eskı d a r d a 2 0 0 5 butçesınde aynl- konak restorasyonlan ile köl- mı $ M a r d ı n ' d e ' Şanlıurfa'da türprojeleri de "büyüködülü" v e b ı r Ç° k l l d e rakamlar daha a l d l ' dafazla... Aynı duyarlılık Mardin'den Belediyeler elbette ki kentle- Afyon'a, Edirne'den Muğ- nn sahıbı ama Anayasa'ya gö- la'ya, Diyarbakır'dan Srvas'a, r e k ü l t i i r e l n u r a s ı n U u l u s a < ü " Amasya'ya, Sinop'a ve îz- na" sahibi de "devlet" mir'c kadar onlarca ilimızın DcvM } y™etenler, kendıle- vahlennı sannalamış dunım- n a d ı n a b u k l l t s a l S ö r e v ı c o ^ da. Artık özel idare kaynakla- ^ ü s t | e n e , n valdenmıze en- n, "siyasi gösteriler" niteligin- 8e l o l a n d fl ! ' d estekleyen ya- deki geçici uygulamalara de- s a l a r hazırlamalı... ğil, "kuşaktankuşağakalacak oekincificumhuriyet.rom.tr KİM KtME DUM DUMA BEHİÇAK behicak(<tturk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com HARBİ SEMİII POROY semihporoybt yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA hayatepikı mynet.com KACMAKLA KURTULUNMUyOR.. PAPA'DA OLSAN öLüyosuN. MONACO PPEtJİ ÖLUM AUAHIN EMRİ AYftlLlK OLMASAYDI I.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARJKAN 10 Nisan wivw.mHmtns-arikan.enm OYUNCAKARABA SAT/ŞTA.. 1886 'PA BUGUfiJ, ÇOCUKLAR İÇtAI Y/4PILMIŞ OYUM- CAit A&A8ALAGO4 İLGILI 8'& İLAfJ İMGıLİZ SAsı- M<NC"4 Y£K 4LM/ŞTI- AĞAÇ MALZEMEYLE Ü/SE- TILEM *\eA8Aty>ıe.fN ?o SAMritA ÇAPINPAKI TE- KERLekLEGt (2 7KA/E) İSS MET/ILDİ. İIİI ÇOCUK BfM£B/LIYO& Ve 8/f? ÇOCUK £/M>A~H ÇEtLfL/rO/ZDU. OYUNCAGtM (LG<NÇ OZ.ELLIĞİ DE, K/f/A/ /CSIR ysUSOlĞ/MPA, reKF& ~ LEKLER! Ç.IKA£/O4W: KIZAK HALıNE PONU- ŞBBILMESİYOI. SOZ KOMUSU EĞLEMCEL/ \f£R/LEM O m j_u 8ENZIYORPU. , 2O. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU 'Galeyan' "F tipi", dilimize olumsuzluk içeren bir kavram olarak yerleşti; günlük konuşmalarda bu kavramla "dış dünyadan, toplumdan koparılmışlık", "soyut- lanmak", "yalnızlığa mahkûm edilmek" vurgulanı- yor. "F tipi"n\n bir olumsuzluk söylemi olarak bel- lenmesinde hiç kuşkusuz Tutuklu ve Hükümlü Aile- leri ile Dayanışma Derneği'nin (TAYAD) uzun bir za- mandan beri sürdürdüğü çabaların önemli bir payı var. Aileler, yakınlarının öbür hükümlü arkadaşların- dan koparılıp "yalnız" birömürtüketmesine razı ol- madıklarından F tipi cezaevlerine karşı çıkıyorlar. Trabzon'da binlerce insan tarafından gerçekleş- tirilmeye çalışılan, fakat güvenlik güçlerinin aldığı ön- lemlerle başarısız kalan "kitlesel linç girişimi"n\n nedeni de Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanış- ma Derneği'nin hazırladığı söylenen bir bildirinin beş genç tarafından dağıtılmak istenmesi. Gençler, bildiriyi dağıtırken kentte "birileri" tarafından "Bay- rakyaktılar!" söylentisi yayılıyor, bunun üzerine "mil- li hisleri galeyana gelen" binlerce insan linç etmek, yani yakalamak, parçalamak, öldürmek için genç- lerin peşine düşüyor. "Avcılar" gençleri bir sokak arasında yakalıyorlar, bu sırada güvenlik güçleri ara- ya giriyor, yaşları 23-27 arasında değişen üç deli- kanlı ve iki genç kız ölümden kurtuluyor. • •• Beni son zamanlarda en çok bu "milli hisleri ga- leyana gelmek" fiili ilgilendiriyor. Bunu geçen çar- şamba günkü yazımın son bölümünde de dile ge- tirmiştim. Görünen köy kılavuz istemediğinden "mil- li hisleri galeyana gelecek" kitlelerin yapıp edecek- lerinin başımıza daha çok çoraplar öreceğine dik- kat çekmiştim. Aradan iki gün geçmeden Trabzon olayları yaşandı. Trabzon olaylarının ışığında bir süre önce Nevruz Bayramı kutlamaları sırasında, Mersin'de tören top- luluğu dağılırken yaşları 12-15 arasında değişen bir- kaç çocuğun Türk bayrağını yere atmaları üzerine gözlemlenen gelişmeler çok daha fazla önem ka- zanıyor. Ben, 0 yaşta çocukların kendi başlarına "bayrağa hakaret" kararı aldıklarını sanmıyorum, nitekim söylenenlere göre çocuklara bayrağı veren takım elbiseli, kravatlı, orta yaşlı bir adam. Yine söy- lenenlere göre bu adam henüz ortada yok. Fakat asıl dikkat çekici, daha da vahim olan şey 0 adamın or- tada olup olmamasından öte birtakım "meçhul" adamların ülkeyi gerecek, insanlarını birbirinedüşü- recek derecede elverişli bir "çalışma ortamı" bula- bilmiş olmaları. ••• Ister çocuk, isterse yetişkin ya da "vatan haini", "meczup", "manyak"olsun birisi çıkıpTürk bayra- ğına hakaret girişimde bulununca derhal "milli his- ler galeyana geliyor", ülke Edirne'den Kars'a geri- liyor, RTÜK bayrak genelgesi yayımlıyor, televizyon ekranlarının köşelerinden apartman balkonlarına, işyerlerinden gökdelenlere kadar heryer bayraklar- la donanıyor. Dolayısıyla tüm yurtta dikkatler bay- rakta toplanıyor, derken herhangi bir yerde, sözge- limi Trabzon'da "bayrak yakıyorlar" türünden bir söylenti binlerce insanı sokağadöküyor. "Hainleri(!)" yakalasalar tüm suçları "bayrak", "vatan", "PKK" gibi duyarlılık konusu kavramlarla hiçbir ilintisi olma- yan bir bildiri dağıtmakla sınırlı olan genç insanlar kim vurduya gidecekler, ortalık kan gölüne dönecek, milli hisleri yanlış yere galeyana gelmiş birtakım in- sanlar da boşu boşuna katil olacaklar. Fransız Liberation gazetesi, bu türden "galeyan hai" dışavurumlarını "paranoyak milliyetçilik" ola- rak tanımlıyor. Mersin'den Sütçüler'e, Sütçüler'den Trabzon'a son günlerde tanık olunan "milli galeyan" çıkışlı olayların birbirleriyle hiç ilintileri olmayan, araların- da hiçbir bağ bulunmayan, "spontane/kendiliğin- den" olaylar olduğunu söyleyebilir miyiz? Ya da tüm bunları "münferitzabıta olaylandır" diyerek değer- lendirebilir miyiz? Bu olayların mutlaka birilerinin işi- neyaradığını, dolayısıyla tanık olduğumuz "milli ga- leyan" durumlarından kazanç umanların, kazancı olanların bu olayiarda belli işlevler üstlendiklerini düşünmek yanlış mıdır? Bir düşünelim, diyorum. (e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDANSAĞA: 1/Istanbul'un su gereksiııi- mini karşıla- yan, Kırkla- reliilindeku- rulubirbaraj. 2/ Hatay yö- resine özgü, buğday ve et- le yapılan bır yemek... Arap erkek- lerinin kefi- yclerınin üzerine bağladıkları, yün- den örme kalın çem- ber bağ. 3/ Eskiden kullanılan akçeden küçük metal para... Küçük bayrak. 4/U- tanç duyma... So- nunda bir öğüt veren 8 hayvan masalı. 5/ 9 _ ^ Kısa kepenek... Ekonomik Işbirliği ve Raikınma Örgütü'nün simgesi. 6/ Önemh tanhsel olgu... tran'ın plaka ışaretı. II Dıvan edebiyatında, dört dızeden oluşan ve maniye benzeyen şiir türü... Tavır, davranış. 8/Mardin yöresine özgü, kızartı- larak hazırlanan içli köfte... Bir kimse ya da top- lulugun, başkalannda yarattığı izlenını. 9/ İstan- bul' un su gereksinimini sağlayan bir başka baraj. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Uzun tüylü kalpak... Bir iskambil oyunu. 2/ Buğday, nohut, fasulye ve çeşitlı yemışlerle pişi- rilen bir tatlı.. Sınır nışanı. 3/Yalnız iki geniş yü- zii testereyle düzeltilmış tahta... lzmir'e özgü, da- ha çok sabalı kahvaltısında yenen bir çeşit börek. 4/Kale hendeği... Nil Irmağı'nda kullanılan yel- kenli birtekne. 5/Birnota... Balıkyakalama ara- cı. 6/lnce gıyinmiş... ilkel benlik. II "Bir rekoru yineleme" anlamında kullanılan spor terimi... Halk dilinde babanın kız kardeşine verılen ad. 8/ tnsandaki etkısi açısından tanımlanan ışınım do- zu bırımı... Çeper, ıç duvar. 9/Bir göz rengi... Üs- tü renkli ve"parlak bir maddeyle kaplanmış hap.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear