23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 NİSAN 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Erdnğnn: haslıtuı:" Huyır, AKP'nin düğmpleri kopuyor! Elöktronfk posta: denizsöm@curnhurtyet.com.tr www.donizsom.com Tel: 0.212.512 05 OS Faks: 0.212.512 44 97 - Işsizlikte umut yokmuş.. "Işte umut varmı!" Ana gibi Mahmut Şenol'un ABO Indiana'dan bildirdiğine göre, Gary kentinde Andrevv Havvkins adında bir adam, 82 yaşındaki annesiyle alışverişe çıkıyor. Fakat bir kumarhanenin önünden geçerken "Sen şurada biraz bekle" diyerek annesini kapı önünde bırakıp kumarhaneye girîyor. Kadın, tekerlekli sandalyesinde 15 saat oğlunu bekliyor. Durumu fark eden kumarhane görevlileri polis çağırıyor. Bu arada Andrevv Havvkins'fn arka kapıdan kaçtığı anlaşılıyor. Polis, Havvkins'i aramaya devam ederken yaşlı kadın, "Kapıdan ayrılmamalıydım. Oğlum bunu duyunca bana çok kızacak" diyor. Sağlamtaş Tekirdağ'ın Malkara ilçesine bağlı Sağlamtaş kasabasında Cumhurîyet llköğretim Okulu, okul kitaplığını güncelleştirmek ve geliştirmek için kitap yardımı bekliyor. Okul müdürü Nurettin Oylum'un telefonu: £& 0 282 455 30 05 J 1 K j ün sabah vapur iskelesindeki gazete tezgâ- hında yeni çıkan kitaplara göz atarken bir de ne göreyim! Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın başarısının sırlarını açıklayan bir ki- tap yayımlanmış. Kitabın kapağında sırların ipuçları yazıyordu: Oku- mak, düşünmek, uygulamak ve neticelendirmek. Kapağını okumakla kitabı okumuş gibi oldum. Nasıl heyecanlandım, nasıl gururlandım, nasıl duy- gulandım anlatamam valla. Şu yeni Türk Ceza Yasası üzerine bazı kişiler bir ka- şık suda fırtına koparmaya çabalarken "Neyse ki bu memlekette gerçek kalem sahipleri de var" diye umutlandım. Fakat gazeteye geldiğimde bütün heyecanım kaç- tı. Yeni Türk Ceza Yasası'nın yürürlük tarihinin erte- leneceğini öğrendim. Iple çektiğimiz 1 Nisan gitmiş yerine başka bahar gelmişti. Valla Oku, düşün, uygula, neticelendir hepsi boşuna. Anlayabildiğim kadarıyla bazı çevreler Başbakanı- mızı etkilemeye devam ediyor. Başbakanımız da, çok iyi niyetli bir kişiliğe ve demokratik bir düşünce yapı- sına sahip olduğu için herkesin gönlünü almaya ça- lışıyor. Ama Başbakanımız kusura bakmasın, küçük de olsa verilen bu ödünler memleketin önünü tıkıyor; hükümetin elini bağlıyor. Başbakanımız bildiği gibi okumalı, düşünmeli, uygulamalı ve neticelendirmeli- dir. Türkiye bugün çok iyi bir yerdedir valla. Başbakanımız çok başarılıdır. Dünyada itibarırnız tarihte görülmedik şekilde art- mıştır. Başbakanımız bir Amerika'da bir Afrika'dadır. Gitmediği ülke, görüşmediği lider kalmamış gibidir. Avrupa artık bizimdir. Asya zaten bizimdi. Iç politikadaki istikrar, halkımızın göğsünü kabart- maktadır. Son günlerde iktidar partimizde yaşanan is- tifalar dikkate alınmaması gereken çok küçük olay- lardır. Bir çuval incirin içinden birkaç çürük çıkması ne kadar olağansa bu istifalar da o kadar olağandır. Asıl, ana muhalefet partisindeki istifalar muhalefetin çöktüğünü, çözüldüğünü göstermektedir. Hükümetimizin istikrarlı iktidarı sayesinde bu mem- lekette namus, ahlak, edep, milli ve manevi değerler, vicdan tekrar yerli yerine oturmuştur valla. Bu güzel tablo tabii ki bazı çevreleri rahatsız edecek- tir. Ama bu aykırı sesler cılız kalmaya mahkûmdur. Başbakanımız moralini asla bozmamalı, "oku, dü- şün, uygula, neticelendir" ilkeleriyle yeni başarılara imza atmaya devam etmelidir. Türk Ceza Yasası'nın ertelenmesi bu hızı asla kesmemelidir. Bu süre için- de ola ki, yasada değişiklik yoluna gidilirse, benden söylemesi Başbakanımıza gücenirim valla. SESSİZ SEDASIZ (!) Tunus sokaklarındaki başörtüsü yasağı Değerli Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın eşiyle birlikte Tunus'a yaptığı ziyareti izleyen Milliyet gazetesinden Can Dündar, Tunus'ta sokakta çarşafla gezmenin yasak olduğunu yazarken, Vakit gazetesi de "Sokakta bile 'başörtülü' dolaşmanın yasak olduğu Tunus'ta Emine Erdoğan'ın 'Başörtülü Başbakan eşi' olarak ziyarette bulunması dikkati çekti' ifadesini kullanıyor. Milliyet gazetesinin çarşafla, Vakit gazetesinin de başörtüsüyle sokakta dolaşmanın yasak olduğunu ortaya çıkardığı Tunus'un Istanbul'daki başkonsolosluk yetkilileri ise ülkelerindeki gelişmelerden ne yazık ki habersiz bulunuyor. Tunus'un Istanbul Başkonsolosluğu'ndan görüştüğümüz bir ilgili, Tunus'ta devlet daireleri ve üniversiteler gibi kamu kurum ve kuruluşları dışında ve özellikle sokakta kadınların çarşaf, türban, başörtüsü gibi tesettüre dayalı giysilerle gezebildiğini sanıyor. Ulkesinden habersiz olan Tunuslu, Türkiye'deki Milliyet ile Vakit gazetelerinin ortaya çıkardığı gerçek karşısında ne söyleyeceğini bilemiyor. Başkonsolosluktaki ilgili, "Tunus'taki kuralların da Türkiye'deki gibi yasalarla belirlendiğini sanıyordum. Yani devlet dairelerinde ve üniversitelerde dini sembollere izin verilmediğini biliyordum. Meğer yanılmışım. Başörtüsü yasağı sokakta da uygulanıyormuş. Değerli Başbakanınızın gezisi sayesinde ortaya çıkan bu gerçek için ülkem adına Türk medyasına teşekkür ediyorum" diyor. Kadın Einstein ve Kadın lıııaııı MERİÇ VELİDEDEOĞLU Mart ayında hemen hemen aynı günlerde iki konu da gün- deme geldi; kadınlar arasın- dan bir Einstein çıkar mı çık- maz mı sorusu Cumhuriyet'in Bilim Teknik ekinde tartışılır- ken gerek dünya gerek bizim basında da kadınların imam- lık yapıp yapamayacakları tar- tışması yoğun bir biçimde yer aldı. 2005'in "Einstein Yılı" ola- rak kabul edilmesi, dünyada birçok etkinliklerle bilginin anılmasına yol açtı; bizde he- nüz bir hareketlilik yaşanma- dı ama Bilim Teknik eki, 939. sayısında Reyhan Oksay'ın Time'dan bir çevirisiyle Eins- tein'ı başka bir boyutta gün- deme getirdi: Kadınlardan Einstein çıkar mı acaba? Harvard Üniversitesi'nin rektörü neredeyse "hayır!"d\- yor; rektör L. Summers'ın "Erkeklerin yüksek düzeyli bi- lim yapma yeteneği, kadınla- ra göre daha fazla..." diye be- lirtmesi, yoğun birtepkiye ne- den olmuş. Konu, kadın-erkek beyinle- rinin farklı yapılarda olduğunu savlayan araştırmalardan yola çıkarakelealındığındaörneğin, "Aynı manzaraya bakan kadın ve erkek tümüyle farklı şeyler görebilir" deniyor; neden ola- rak da kadınların renkleri, ses- leri, kokuları erkeklerden daha ileri ölçüde duydukları, algıla- dıkları gösteriliyor. Bu ve bunun gibi durumlar- dan hareketle de kızlarda bey- nin gelişmesinin on birinci yaşlarda doruğa çıktığı, erkek çocuklarda ise üç yıl sonra doruğa ulaştığı belirtiliyor. Ne ki, kimi beyin bölümleri- nin de erkeklerde hızla geliş- tiği, örneğin "hedefe nişan al- ma, uzamsal düşünme" gibi yeteneklerin ayrım yaptığı or- taya konuyor. Ama bilim bu gibi ayrımların kalıcı olmadığını, koşullann ayarlanmasıyla, özellikle de kadınların özendirilmesi, yü- reklendirilmesi ile azalacağını söylüyor. Bu bir umutlandırma mı der- siniz? Çünkü unutulmaması gere- ken bir gerçek var; Einstein 1905'te fizik biliminin yazgısı- nı değiştirecek ünlü kuramını ortaya koyduğunda, kadınla- rın bilim yapmaları şöyle dur- sun, seçme seçilme hakları yoktu, yarım yurttaştılar... Bilim Teknik ekiyle aynı ta- rihli gazetelerde ise dinsel ge- leneklerle kadınlarayasaklan- mış olan bir mesleğin, iımam- lığın kadınlarca da yapılabile- ceği gündeme getiriliyordu... ABD'Iİ ilahiyatçı Profesör Amina Vadud, kadınlı erkekli birtopluluğa imamlık edip cu- ma namazı kıldırmış, birtaşla iki kuş vurmuştu; böylece er- keklere özgü cuma namazını kılmakta ve imamlık etmekte kadınların dayeri olabileceği- ni Islam dünyasına göstermek istemişti. Bizde hemen başlayan "kıl- dırırdı, kıldıramazdı" tart\şma- ları içinde en ilginç çözüm, Prof. Dr. Beyza Bilgl'nin öne- risiydi sanırız; öğretim üyesi özetle "Kadın imam olunca, şimdi camilerde kadınlara ay- rılan yerlerde o zaman erkek- lernamaz kılar" diyerek soru- na noktayı koyuyordu. Ne var ki, başlatılan kalkış- manın getirisinin boyutu ne- dir? Çünkü başkaldırı Islam dininin "c/nse/aynmc/"yaptı- rımlarına değil, bir geleneği- ne, bir gelenegin kırılmasına karşı ortaya konuyor. Kadının imam olması örne- ğin, Afganistan'da kadının so- kağa ancak erkekle çıkabile- ceğine, Iran'da iki kadının bir erkek tanık yerine sayılması- na, erkeğin iki kat miras alıma- sına, kadının kocası tarafın- dan dövülmeslne dinsel yap- tırım olarak bakılmasına son verebilecek mi? Prof. Vadud bir yenilik daha yapmış, 77utoe"devermişve konuşmasında, Müslümanlık- ta kadın ile erkeğin eşit hakla- ra sahip olduğunu belirtmiş, oysa -bir ikisine işaret ettiği- miz gibi- Islamda cinsel eşit- likten söz etmek olası değil. 19. yüzyıldan bu yana kimi din uzmanları Islamın ilke ve yaptırımlarını iki alana; dinsel ve dünyasal yaşam alanlarına ayırarak yayarlar. Dinsel alana inanç (itikat) il- kelerini, dünyasal alana da ibadetleri ve yaşamı düzenle- yen yaptırımları yerleştirirler. Kadın-erkek ayrımını içeren ilkeler işte bu ikinci alanda yer alırlar; dünyasal yaşamda tüm ağırlığıyla uygulanıp ka- dının soluğunu kesen yaptı- rımlardururken ibadetteki ay- rımcılığın önünün kesilmesi kı- sır bir kazanım olur. Tek Tanrılı dinler binlerce yıl önce ortaya koydukları iş bö- lümüyle kadını toplumsal ya- şamdan uzaklaştırmasalardı, bugün bu sorunları dile getir- memiş olurduk diye düşünü- yor insan. KİM KtME DUM DUMA BEMÇAK behicakiturk.net ÇlZGİIİK KÂMİLMASARACI kamilmasaraci(<jmynBt.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BtwlN doymuyo bu hayatepik(comynat.com yy h«w^n hntn+,H yüzüne s.ctığımmın agzına ettlâiminin boylehayatın soyguncuları yal.. 3 sahtekorı needeylmbel i l "YAPILAN BİR ARAŞTTRM^y^ . GORE, TURK TOPLUMUNUN %95'I TUVAUET KULLANMAYI BÎLMtyOR.." BULUT BEBEK NURAYÇÎFTÇI bulutbebek(ı ihotmail.com TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Nisan www.tnumtaz-arikan.com BİSMÎL KADASTRO MAHKEMESt Sayı: 2004/12 Bismil Kazancı köyii 353 parsclle ilgili mahkememi/iıı 28.12.2004 giin 2004/123 Kararı ile Hazinenin 28.01.2005 günlü tcmyiz dilekçesi adresleri vc mirasçıları lespit cdılemcyen pay sahibi davalılar Ismuil ço- cukları Şelınnıs, Zcro, Sclinı çocukları Melımol, Sadık, Limo, Şare, Hani, Hıılıt çocuklan Necip, Bican, Futıhc, Gafur, Mustafa çocukları Ayşc, Haco, Menci kızı Vesile, Medo oğlu Hüseyin. Hano çocukları Ibrahiın, Davut, Lmine, Ilalit çocukları Hasan, llalit, Aziz, Sabri, Nuruy, i'alıp oglu Fahit ile Ahmet vc Ibrahim'in 15 gün içinde temyiz cdcbilccekleri vc tcmyize cevap verebileoekleri, aksi takdirde haklarında luikmün ke- sinleşeceği ilanen tcblığ olunur. 31.01.2005. Basın: 13583 ÖLÜMÜ BABASININ ELİNDEH OLDU! 7T£ BU3ÜM, ÜMLÛ AMBRİKCAU MARl/fN GAYE, rVTUCU S/ie GAttfP OÜ4U S/ rA/ZAd SAC* £ ÖÜ&Ü TÛ. MÜZ/6£, &4&AS/MfN GÖREI/ G4YE, (963 'T£ f>OP MÜZt'Gt İLE UĞ- KoyULMUŞTU. ÜM ÎG AA SOL/İ. MÜZrıZTEA/', BU/ES 4A/D ıeo/-i. W t>£Ğ/N Ol. &ÜZEL SESı tLE OLOUĞÜ G4VE, Ç.OK GEÇAAEPSM uyu$Ti//eucu TurKi DURUMUNA Gete&EK YAŞAMIN! ALTÜST BT- İ, BU KONUPA 8A8ASIYL4 yAPnĞI BlS 7H BAKIŞ AÇISI Dr. GÜRBÜZ ÇAPAN Siyaset Zemini Zemin, sağlamlıkla eşdeğerdir. Taş zemin, toprak ze- min, kaygan zemin, bataklık vs. Doğal toprak zeminler vardır. Belirli yüklertaşır. Faz- la yüklersen kayma olur. Bir de deprem gibi yer hare- ketleri olursa önce vıcık vıcık kayganlaşır (sıvılaşma denir), kayar. Yollar yarılır ya da deprem bölgelerinde gördüğümüz bildik yarılmalar olur. Bazen de suni zeminler vardır. Su drenajı yapılmış, sıkıştırılmış toprakla yeni alanlar elde edilir. Hatta kay- ma, sıvılaşma olmasın diye ihata duvarlarıyla çevrilir. Arazi çok sorunluysa "beton kazıklar" çakılarak ihate edilir. Ama bunların hiçbiri yer hareketlerine (deprem, heyelan vs.) dayanıklı değildir. Türkiye 2002 Kasım se- çimlerinde dış güçlerin, içerideki güç odaklarının ve basınımızın "ince ve derince" çaba ve çalışması sonu- cu iki zeminli siyasal alan yaratıldı. Umut bunlara bağ- landı. Umut, renkli uçurtmanın tellerine takılmış adak bezi gibi göklere salıverildi. Halkımızın umutları bir ba- lon gibi göklere savruldu. 3. binyılda yeni umutlar... Gi- derek umutlarla da mesafemiz açılır oldu... AKP AKP, sağda biryığın umudu kırılmış unsurları topla- yarak Cumhuriyetin en geniş koalisyonlarından birini becerdi. Stratejisi olmayan AKP önderleri, taktik bir başarıy- la, yılgın, umutsuz, halk yığınlarını harekete geçirerek, yüzde 34 oyla Meclis'in yüzde 68'ini alarak, umutlan- maya ve inanmaya muhtaç halkımızı inandırdı ve umut- landırdı. Bir yıl, iki yıl, üçüncü yıl derken balonlar bir bir patlamaya başladı. fşin tuhafı, ilk umudu sönenler de önderlerin kendileri oldu. Hayalleri kâbusa dönüş- meye başladı. Birikmiş devasa sorunların altında ne ka- dar minicik olduklarını önce onlar fark etti. Metre ayarı bozuk önderler, metrajsız serbest atış yapmışlardı. Bir de baktılar ki halk (basının da canlı desteğiyle) metraj yapıyor. Şaşırdılar. 9000 km. yol (hem de duble), işsizlik kalmayacak dendi, kalkınma (Kalkı- nıyoruz maşallah, ama işsizlik artıyor), borçsuz, faizsiz bir hayat demişlerdi (Son yılların en büyük borçlanma- ları yapıldı), yolsuzluk önlenecek demişlerdi (Ne yalan söyleyeyim, ben de inanmıştım), şimdi en ufak örgüt- leri görünce öncekilere rahmet okutur oldular. Maşal- lah hepsi de janti çocuklar. Briyantinli saçlar-bıyıklar, si- yah cızgılı elbiseler, hareketleri aynılaşmış, konuş- ma tarzları sanki bir piyeste rol yapıyormuş gibi. En son kabineye giren bakanların bile, "Kimse kusura bakma- sın ama" diye besmele çekmesi tornadan çıkmış gibi! Tahammülsüzlük, daralma, iktidarı paylaşamama, giderekTİRAN'laşma, oligarşi bile sevimli kaldı yanla- rında. AB veABD dayatması, bir yandan dayoksulların çığ- lıgı delirtiyor AKP önderlerini. Istanbul Universitesi ik- na odaları kurmuştu, türbanlı kızlar için. Şimdi bunlar 20'lik mebus ikna yemekleri düzenliyor. "Kol kırılır, yen içinde kalır"\a başlayan laflar. Kol kı- rılınca doktora gidilir, doktora... O dediğiniz, doktor ol- madığı zamanlar içinmiş... CHP CHP'ye gelince, bütün zamanların en genç önderi- nin öncülüğünde, dost kılıklı, düşman yürekli, kendi müritlerine zalim, düşmana gelince gülücük saçan, içe- riye şahin, dışarıya serçe, Tanrı onu saçlarını tarayıp sa- bah yürüyüşünden sonra özel kalemini arama, sonra iki saat partililerini azarlamakla görevlendirmiş! Hem küfredip hem de CHP'ye oy veren sapkınla- rın haklarından gelme ödevlerini yerine getirmekle görevli sayar kendini. Bütün bunların müsebbibi, başkaları tarafından, ilmi şartlara uygun olmayan şekilde, alelacele düzenlenmiş arazi parçasıdır. Değirmendere kıyı şeridi gibi. Bir sa- bah "Deniz'in" yuttuğunu görüp şaşıracaksınız. Atala- rımız gibi şaşıracaksınız. Bir bakmışsınız, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan gitmiş, bizim sultan dedelerimiz şaşırmışlar. Şimdi de bu araziyi zorlayarak üretenler şaşacak! Bu araziyi çünkü "Deniz" yutacak... AKP ve CHP çatal kazık gibi gelmiş saplanmış bağ- rımıza. Bu kazığı çıkarıp yeni seçenekleryaratmak için bütün yurttaşlara görev düşüyor. Başta S. Demirel ve E. Inönü'ye. Halkı bu korsan çadırlardan kurtarmakbi- razdasizleringörevi... SHP Sağı bilmem ama biz solda SHP'yi yeni umut, yeni seçenek yapmak için yerimizden kalkıyoruz. Bu kav- gaya, bu sevdaya halkı ve ülkesini seven herkesi da- vet ediyoruz. Mehdi gelmiyor... Beklemeyelim. Haydi sorunlarımızı kendimiz çözelim... gurbuzcapan(»eksev.org. tr Fax:0212 672 73 79 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Arkası yırt- maçlı, etekleri uzıın resmi er- kek ceketi. 2/ Aşın şişman... Briçte, atılan bir kâğıtla eşi- ne oynamasını istediği kâğıdı belirtme. 3/ Doğu Anado- g lu'da kullanı- lan bir tür kii- ' çük zurna... Madrid'de bulunan, dünyanın en ünlü müzelerinden bi- n. 4/Yüksek bir maka- ma sunulan mektup ya da dilekçe... Kaynağı mitolojik çağlara da- yanan kirişli bir çalgı. 5/ Sıvacı aracı. 6/ Bo- ru sesi... Yiyecek ve 8 kimi ev eşyalannın sa- 9 tıldığı büyük dükkân. 7/Asya'da bir ırmak... " — sahibi mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi" (Yunus Emre). 8/Osnıaniye ilinde antık bir kent. 9/Güneydoğu Anadolu'da bir ova. YUKARTOAN AŞAGIYA: 1/ Davranışlarında duygu ve coşkunıın aşın ölçüde et- kısı bulunan. 2/ Orta Anadolu'da bir göl... Tanrı. 3/ Gerçek anlamının dışında kullanılan kalıplaşmış an- latım... Bir peygamber. 4/ "Sudaki —": Ahmet Al- laıı ııı romanı... Bir şeyin fiyatmı arttırma... Türki- ye'nin plaka işaretı. 5/Gemileri bağlamaya yarayan kalın halat. 6/Büyük demiryolu durağı... " — Sevda- sı": Rccaizade Mahmut Ekrenı'in romanı. II Silıs grubıuıdan değerli bir mıneral... Sosyolojide boy. 8/ Gerçekleşen bir alacağı parayla ödeme. 9/Taze vc tuz- suz bir tür beyaz peynir... I lavaya fırlatılan bir plaka- nın vurulması ilkesine dayalı atıcılıkdalı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear