23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 MART 2005 SALI 14 J K L U J L - I LJ-K. kultur(a)cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Ankam'yagelentoplululdarAnkara bu dönem tiyatro çeşitliliği açısından epeyce şanslı. Yerleşik ti- yatrolann sunduğıı onlarca oyun dışın- da ülkcnin çeşitli yörelerinden gelen özel/ödenekli tiyatrolar da seyirciyle buluşuyor. İşte izlediğim kimi konuk topluluklardan izlenimler... En "iddiair yapım Adana D.T.'nin sunduğu Shakespeare'in 'Fırtına'sı. Çok ödüllü Bulgar yönetmen Javor Gardev ile dekor ve giysi tasanmcısı NikolaToromanov'ıuı 'konsept'i doğ- rultusunda gerçekleşen bir 'süper ya- pım'. 'Dram'ın gerçeküstü bir görsel- lik ve grotesk bir jest-mimik-hareket düzenine dayandınldığı, 'fars'ın aşırı yinelemelerle kanırtıldığı bu çalışma- yi izleyenler, bir yandan oyunun an- lamını çözmeye, bir yandan da yönet- menin yorumuna akıl erdirmeye çalış- tılar. Oyunda söylenen hiçbir 'söz' duyu- lamadığı ve/ya da anlaşılamadığı, ya- b"\ncı yönetmen de bu gerçeğin bilincine vara- mad.'ğı için seyirci 'ye- ni koıisept' ile buluşamı- yor. Broadvvay/VVest End oyunları 'Bölget<er'deki D.T. yapımlan .arasında ts- tanbul tiyatn ılarının es- ki yıllarda sı ıhnelediği oyunlar da v«ir. Diyar- bakır D.T., tl'îŞT'nin Gencay Gürün .fejisiy- le sunmuş olduğı t, Lyle Kessler' in 'Çıkm;« Sokak Çocukla- rı' oyununu yönetmen Hakan Çi- menser'in yorumuj 'la sunuyor. Çi- menser oyunu, tine r bağımlısı ço- cuklann, karıştıkları £ ;asp, yaralama, cinayet olaylarıyla 'tovolum sorunu' oldukları günümüzden bakarak yo- rumlamış. Bu nedenle, \ ^zgün biçi- miyle bir 'duygu oyunu'. ığırlığı ta- şıyan mctin, hareket, jest, mimik ve ses kullanımında 'şiddet' ol^çusu vur- gulanarakbaşkabirboyutaı aşınmış. 'Göz göze' oyunculuğun y erini dc 'seyirciyedönük', abartılı ko mpozis- yon oyunculuğu almış. En öJçülü yo- A rum 'çocuk zekâlı' kalmış Philip'i oynayan M. Şamil Kafkas'ınki. Antalya D.T.'nin AIi Meriç'ın re- jisiyle sahnelcdiği, tsrailli yazar Eli Saghi'nin'PaşalannPaşası', 1978'de Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatro- su'nda sunulan bir 'Nisa' oyunu. Sa- vaş bölgesindeki oğullarına ulaşmak için ordu disiplınini altüst eden 'se- vecen' annenin yarartığı birkaç 'duy- gusalan' dışında, yalnızca güldürme- yi amaçlayan bir bulvar komedisi. Meriç'in kıvrak sahne düzeni ve oyuncuların bu tür oyunların doku- sunu ve rengini özümsemiş oldukla- rını gösteren sevimli yorumlanyla 'eğlendirici' bir sahne olayı çıkmış ortaya. Tiyatro İstan- bul'unNedretGü- venç'in rejisiyle sunduğu, Pierette Bruno'nun 'Aşkın Yaşı Yok' oyunu da aynı türün bir Fransız çeşitleme- si. Eşinin kendisi- ni genç bir kızla aldattığını öğrenen sıradan bir ev ka- dınının, oğlunun yardımıyla evliliği- ni koruyuşunu dile getiren oyunun ar- tısı, oyun içinde kurulan 'oyun'lar- la, aynı kişiliği, hem doğal durumun- da hem de 'oyun' oynarken büründü- ğü 'doğal olinayan' roüerde göster- me yoluyla oyunculuğu renklendir- me olanakları sunması; eksisi ise metnin, 'güldürü' oyunculuğuna da- ha çok hüner katacak bir 'komikba- kışaçısı'yla çalışılmamış olması. Te- meldeki 'feminizm karşıtı' 'du- ruş'unu, bir iki teminist 'söyiem' gösterisiyle 'gizleyen' oyun, başrol- deki Demet Tuncer'ın albenisıyle tatlandırılmış. Blzden oyunlar Izmir D.T. Tuncer Cüeenoğlu'nun da 'bulvar komedisi' biçeminde yazdı- ğı 'Boyacı'yı Fatih Kahraman'ın reji- siyle sunuyor. Cücenoğiu'nun metni- nin 'ciddi' sorunu, bulvar komedisi yo- luyla 'toplumsalmesaj' vermenin ola- naksızlığının göz ardı edilmiş olması. Muayenehanede çalışan 'boyacı'nın 'doktor' sanılmasıyla ortaya çıkan yan- lışlıklara dayalı komik olay dizisinin, 'toplumsaleleştiri' yapan sözlerle nok- talanması düş kınklığı getıriyor. Buna karşılık, oyunun gerektığınce hızlı tem- poda oynandığı zamanlarda (özellikle YusufKöksal, Süreyya Kilimci tdiz ve Şerif Bozkurt tarafından) keyifli bir oyunculuk sergileniyor. ErzurumD.T.'de sunulan 'Memurin Fash' Coşkun Irmak'ın ortaoyunu ge- leneğini değerlendirerek yazdığı bir oyun. Abdullah İndir'in sahneledığı oyun, 'memur' (çalışan) kişinin, bi- zim 'iş yapnıa', 'iş yönetme' kültürü- müze yer etmiş çelişkiler ve çarpıtıl- nkara seyircisinin ayrıcalıklı bir konumu var. Başkentteki yerleşik sahnelerin sundukları yanında, sık sık turne yapan îstanbul topluluklarını ve Devlet Tiyatroları'nın Anadolu'daki yerleşik sahnelerinde hazırlanan oyunları da izleyebiliyor. mış ılışkıler ıçınde oluşan komedisini eleştırel bir yaklaşımla sergıliyor. Tüm oyuncuların, özellikle de başroldeki M. Serhat Kılıç'ın hüner gösterileriy- le -yeni bir şey söylemese de- keyifli bir seyirlik oluşturan sahne olayının en büyük artısı canlı orkestra eşliğin- de sunuluyor olması. Tiyatro Pera'dan izlediğim ilk ve tek oyun olan -2003 yapımı- 'SeyirDef- teri' de 'özgün' bir çalışma. Nesrin Ka- zankaya'nın, Lillian Hellman ın anı- larının 'Julia' başlıklı bölümünden yola çıkarak yazdığı ve sahnelediği oyun, iki büyük savaş arasında yük- selen 'faşizm' olgusunun görüntüle- rini, Amerika'da yaşayan Hellnıan'la Avrupa'da devrımci savaşım içine gi- ren can arkadaşı Julia'nın yaşamları- nın örtüştüğü ve aynştığı dönemler bo- yunca, epizodik bir anlatımla sergi- lerkeıı, dünya tarihinin önemli bir aşa- masının panoramasını da sunuyor. Başrollerı Nesrin Kazankaya ve Ay- şe Lebriz' in paylaştığı, her boyutu in- ceden inceye araştınlmış ve çalışılmış, belki de bu nedenle gerektiğinden çok uzayan, ama saygı duyulacak bir tiyatro olayı var karşımızda. Dinleyiciler Şimdi Okullu Oluyor Küitür Servisi - Seymtmeye dayalı bir tüketim kültürüne karşı, dinl eme ve duyma ile yeniden ilişki kurmanın yol'ıarını arayan Nâzım Hikmet Küitür Merkezi'vıde bu ay Dinleyici Okulu başlıyor. Şebne.m Ünal'la 'Klasik Dönem Öncesi Dünya IVlüzi^i', Volkan Terzioğlu ile 'Caz\ Emin İgüs'le 'Aydınlanma Dönemi Avrupa Müziği', Murat Bfşer'le RockveElektronikMüzik'... Müzikle yeniden ilişki kurmanın yollannı arayan ve bütün dinleyicüeri okullu olmaya çağıran Ce»ler* • Sergi • Atslue Nâzım Hikmet Küitür Merkezi yetkilileri, amaçlannın müziğin nasıl dinleneceğini öğretmek değil, sadece 'dinleme' ve 'duyma' ile yeni bir ilişki kurabilmek olduğunu belirtiyor. Bu yolla, müzik akımlarını incelemeyi, stilleri- müzikal yapılan tartışmayı, onlarca besteci ve yorumcu ile birlikte olup onlann yapıtlarını ve yorumlannı tarihsel süreç içindeki yerine oturtarak daha iyi anlamayı hedefliyorlar. (0 212 252 63 14) ERALİ'NİN YAPITLAR1 HOBİ SANATGALERİSİ'NDE Tanrıçalar diriliyor Küitür Servisi - Seramik sanatçısı Gül Erali'nin yapıtlannın yer aldığı 'Toprağın Tannçaları' başlıklı sergi 10-31 Mart tarihleri arasında Hobi Sanat Galerisi'nde görülebilir. , Sergideki yapıtlar daha önce sanatçının gerçekleştirdiği 'Toprağın Tannçalan' çalışmasında Ana Tanrıça kavramından yola çıkarak yaptığı soyut figüratif heykellerinin bir bölümü ile birlikte yeni benzeri konulan kaynak alarak hazırladığı yeni çalışmalan yer alacak. Erali sanatseverlere, boyut ve biçim açısından seramik çamurunun ve seramik tekniğinin sınırlannı zorladığı yapıtlarda, figür soyutlamalarından, kullanım seramiğinin form özelliğinı çağrıştırmaya, kadının doğum ve bereket imgesınden güzellik ve süsleme duyarlılığına kadar uzanan geniş bir yelpaze sunuyor izleyenlere. Yapıtlan Avusturya, Almanya ve Türkiye'de çeşitli galerilerde sergilenen (jül Erali, Viyana Güzel Sanatlar Akademisi'ndekı eğitiminın ardından 1976 - 1980 yılları arasında Linz Güzel Sanatlar Akademisf nde, Avusturya hükümetinin başarı bursu ile seramik eğitimini sürdürdü. 1981 yılında tstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Seramik bölümünden mezun oldu. (0 212 296 64 7ü) YÖNETMENÎN YENİ FİLMİ İTALYA'DA GÖSTERÎME GİRDÎ Ferzan Ozpetek 'Magazin 'e kapak oldu... ModaCad Aylırı Apt No270 Moda Kadıköy ISHNBUL Tel (0216) 349 ?6!0 4140291 Faks (0216)3304517 ınfo^vuftdunyâ corn wwwyurtdunvaconı ROMA(AA) - ttalya'nın en önem- li günlük gazetesi Corriere della Se- ra'nın perşembe günleri ek olarak yayımladığı 'Magazine' dergisi, bu haftaki kapak konusunu Ferzan Öz- petek'e ayırdı. Kııtsal Yürek adlı ye- ni filmi Italya'da geçen cuma günü gösterime gıren Özpetek ile yapılan söyleşiye altı sayfa yer ayrıldı. Der- gi, söyleşide, 'Ben Aziz Françesko âşığı bir Türk'üm' başlığını kullan- dı. Alt başhkta ise "Özpetek'in yeni fılmi 'Kutsal Yürek'te ne cinsellik var, ne eşcinseller, ne de ünlü lılnı yıl- dı/ları. Ama buna rağmen hararetli bir tartışma yaı alınav ı başarmakta'' denildi. Özpetek, önümüzdeki dö- nemde ne türden filmler çekeceğine dair bir soruyu şöyle yanıtladr. "Bir süre sonra eğlenceli bir fılm çekmeyi planuyorum. 'Mine Vaganti' (Serse- ri Mayınlar) adını taşıyacak, tüm kahramanları kadınlardan oluşacak bir film. 'Cahil Periler'in bir tür uzantısı olacak. Ayrıca bir de gerilim filmi çekmek gibi bir düşüncem var. Etküeyici ve de son derece saçma bir film. Ama buna kalkişmamam daha iyi olur gibime geliyor. Zira bunu ya- parsam millet benim peşime düşerek bu dünyadan çek git artık deme nok- (asına gelebilir." YAZIODASI SELtM İLERt 'Beyimin liyatro Merakı'd) Yirmi yıl önceydi, Nezihe Araz'la birlikte TRT için bir dizinin senaryolarını yazmaya çalışıyorduk. Daha doğrusu, Nezihe Hanım hızlı hızlı, tıkır tıkır yazıyor; ben de bu coşkun yazışı orasından bu- rasından kısaltıyordum. Bugünün dizilerine hiç mi hiç benzemeyen bir hikâyeydi: On dokuzuncu yüzyılın ortalarından yirminci yüzyılın ilk çeyreğine, belki 1920'lere, Türkiye'de 'yeni sanatın' oluşumu. Derken TRT projeden vazgeçti, senaryo da ya- rım kaldı. Olayların çoğu ister istemez Istanbul'da geçi- yordu, imparatorluk başkentinde. Kişilerimiz fs- tanbui'da yaşıyordu. Nezihe Araz'ın engin hayal edişinden doğmuş şu sahneleri hiç unutmam: Okurların hikâye ve roman ilköğretmeni Ahmet Mithat Efendi, Kırk Ambar'\ yayımlamaya baş- ladığında, hemen hemen yapayalnız bir insandır. Bağdat'ta Mithat Paşa'nın yanındaki resmi gö- revini bırakmış, Istanbul'a gelmiş. önce Basiret gazetesinde çalışmış; sonunda ken- di basımevini kurarak, yazarlık, gazetecilik çalış- malarına tek başına atılmıştır. Ahmet Mithat Efen- di, bir bakıma, edebiyatımızdaki ilk profesyonel yazardır. Basımevinde karısı, çoluğu çocuğu, kızkarde- şi, yeğenleri hep birlikte çalışırlar. Işin aslı aranır- sa, hep birlikte bir mucize yaratmaktadırlar: Okumak ediminden epey uzak bir ortamda, Ahmet Mithat Efendi, yaşamını romancı kimliğiy- le sürdürmeye karar vermiş! Roman yazacak, öy- kü yazacak, geçimini sağlayacak... Olmayan bir okur kalabalığını var sayarak, on- lara ses yöneltemenin yordamlarını arıyor. Üste- lik bütün aile bu sonu bilinmez serüvende rol al- maktadır. İşte Kırk Ambar basılmış; katlandı, hazırlandı, paketlendi. Birtakım hayaller, masaldan güncel ger- çekliğedönüşmüşyazılar, sayfalaryeralıyor, oku- runu bekliyor. Ahmet Mithat'ın özel dağıtıcıları aylık dergiyi alırlar; bakkallara, nalburlara, eczanelere, iskele- lere verirler. Akşama doğru eve her gelen, topladığı parayı, Ahmet Mithat Efendi'nin önündeki kâseye bıra- kır. (Bu sahne çok hoşuma gitmişti.) Kazanç, kâr veya zarar ortadadır. Buna göre herkes payına dü- şeni alır. Kırk Ambar yaratıcısı, şimdi veznedar konu- mundadır. Ama her şeyden önce müteşebbis bir edebiyat adamı... Handiyse olanaksız koşulları Ahmet Mithat Efen- di kadar zorlamış ikinci bir romancı bulmak her- halde kolay değil. "Kocakarı masalından" gerçekçi romana geç- mek isteyen Namık Kemal, pek de başarılı sayı- lamayacak, ama hep iyi niyetli deneyişlerie kısıt- lanıp kalırken; Efendi durmadan eser vermiş, ma- saldı, gerçekiikti, gerçekçiliktı, çok da önemse- meyerek. Kimileyin gerçekçi bir anlatıma ulaş- mış. Okurlaryetiştirmiş. Edebiyatı, hayatın onsuz olunmayacak öğeleri arasına katmış. Enikonu şaşırtıcı bir başarı bu. Hasan Mellah'\n sona ereceğini öğrenen tefri- ka roman okurları, hiç üşenmeden gazeteyi bas- mışlar; Ahmet Mithat'ı tehdit etmışler: Roman asla bitmeyecek! Hasan Mellah asla ölmeyecek! Macera mutlaka sürecek! Talep böyle. Neresinden baksanız, kendince bir Charles Dickens yaşantısı... Ahmet Mithat Efendi yaşadığı, var olduğu top- lumla uzlaşmaktan korkmayan insandır. Evrimci- dir. Bir yandan da, çökmekte olduğunu sezdiği im- paratorlukta, kültürün bir kurtuluş fırsatı yarata- caöı kanısındadır. Oğrenmek, okumak yazmak, aynı zamanda ilerlemektir. Efendi, vargücüyle okumaya çağıra- caktır kalabalıkları. Öneriler: Kitap / Bir Zamanların Istanbulu, Sennur Sezer- Adnan Özyalçıner, Inkılâp Kitabevi, 2005. (Dört dört- lük bir çalışma.) Nehar Tüblek Karikatür Yarışması • Küitür Servisi - Beşiktaş Belediyesi ve Karikatürcüler Demeği tarafından düzenlenen ' 10. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması'nda dereceye girenlere ödülleri törenle verildi. Törende daha sonra yurtiçi ve yurtdışından 260 eserin katıldığı yarışmanın birincisi Ahmet Öztürk Levent, ikincisı Hikmet Cerrah ile üçüncüsü Ali Bulca'ya ödülleri sunuldu. Ergül Aktaş, Ali Osman Taş, Emralı Ankan mansiyona değer bulunurken 'Beşiktaş Belediyesi Özel Ödülü' Ümit Müfit Dinçay'a, 'Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü' Muhittin Köroğlu'na, 'Beşiktaş Jimnastik Kulübü Özel Ödülü' Bülent Karaköse'ye, 'Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Özel Ödülü' Kamil Yavuz'a, 'Kabataşlılar Vakfı Özel Ödülü' Oğuz Gürel'e, 'Dünya Yayıncıhk Özel Ödülü' Enver Malkoç'a, 'Nehar Tüblek Ailesi Özel Ödülü' ise Mahmut Akgün'e verildi. Gecede aynca, Nehar Tüblek'in kendi hayatını anlattığı belgeselden bir bölüm de sunuldu. Kaynardağ'dan koleksiyon bağışı • Küitür Servisi - Arslan Kaynardağ yıllarca biriktirdiği 'Tarih Boyunca Resimde, Karikarürde ve Fotoğrafta Kitap' konusundaki koleksiyonunu tstanbul Orhan Kemal II Halk Kitaplığı'na bağışladı. Yüz parçadan oluşan, yabancı ve yerli birçok sanatçının yapıtından derlenen bu koleksiyon 28 Mart'ta başlayacak 'Kütüphane Haftası' etkinlikleri çerçevesinde sergilenecelc. Vedat ÖPS Paris'te sergi açtı • PARİS (AA) - Ankarah ressam Vedat Örs, Paris'te resim sergisi açtı. Paris Anadolu Küitür Merkezi'nde açılan sergi, 31 Mart tarihine kadar açık kalacak. Sergide, Vedat Örs'ün kendine özgü tekniğiyle oluşturduğu soyut kadın figürleri yer alıyor. Sanat çalışmalarını 1987 yılından bu yana sürdüren Örs, bugüne kadar yurtiçinde ve dışında 20 kişisel sergi açtı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear