Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2005 ÇARŞAMBA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Söyleyeceği sözü olan, biçimi o sözden yola çıkarak arayan bir sanatçı...
CENGİZ BEKTAŞ
Küflir sandığınız sözcük bir serginin
adı...
Saim Bugay'ın Atatürk Kültür Mer-
kezi'nde açılan, yakında Izmir'de de açı-
lacak olan (5-15 Nisan günleri arasın-
da, îzmirTürkAmcnkanDerneği'nde)
'Hayvanlar' sergisinin başlığı...
Bu söz bana, çocukluğumdan ben
çok sevdiğim bir Bekri Mustafa gül-
mece öyküsünü anımsatır: ŞekriMus-
tafa Balık Pazan esnafına çok bozulur-
muş. Balık Pazarı Eminörrü'nde bir
sokaktı. Haliç kıyısına koşuttu... Be-
nim bildiğim günlerde, özellikle me-
zeciler, bir de sarraflar vardı bu sokak-
ta... Bekri 'ninçağındada öyleolsage-
rek ya, bilmiyorum... Artık alan olma-
yan Eminönü Alam'nın Mısır Çarşısı
yanı açılırken yıkıldı. Işte bujadaki es-
nafa bozulan Bekri Mustafa, bir gün
kafayı iyice çeker, sokağın başına ge-
lir, durur, derinlemesine bağınr:
Eşşoğlueşşekler! Dükkânlanndan fir-
layan esnaf, şaşkın şaşkın sesın geldi-
ği yöne bakar. Bekri de bir süre onla-
n süzdükten sonra ekler:
Amma da çokmuşsunuz!
"SaimBugay'ınkideböylebir nara-
lannıa mı?" diye düşünmemek elde
II
mıY
Sanat bir tasarımdıı
Başka hayvan yontuları da var ser-
gide... Ama her şeyden çok eşek var...
Saim Bugay'm çoğaltma tutkusunun
sonucu... Gerçekleri gibi sevimliler
de... (Bir insana kötü söz söylemek
için neden ille hayvan adları kullanı-
nz?) Bu eşeklerden alanlar, gene de on-
ları bir boşalma aracı olarak kullana-
caklar belki de. Bir olaya, bir kişiye çok
kızdığınızda, Saim'in eşeğijne 'eşşoğ-
aşka hayvan yontulan da var sergide... Ama her şeyden çok eşek var... Saim
Bugay'ın çoğaltma tutkusunun sonucu... Gerçekleri gibi sevimliler de... (Bir insana
kötü söz söylemek için neden ille hayvan adları kullanınz?) Bu eşeklerden alanlar,
gene de onları bir boşalma aracı olarak kullanacaklar belki de. Bir olaya, bir kişiye
çok kızdığınızda, Saim'in eşeğine 'eşşoğlueşşek' deyip karmnızın şişini
indirebilirsiniz örneğin.
lueşşek' deyip karnınızın şişini indire-
bilirsiniz örneğin.
Saim Bugay yapıtlanyla bir anlamı,
bir düşünceyi dıle getirdi hep.
Sanatçımn söyleyeceği bir sözü ol-
malı... Durum saptaması olarak yapı-
lan iş, sanat olmaya yetmiyor. Yazın-
da da bu böyle... Sanat bir tasanmdır.
Geleceği düşünmenin, ona bir şeyler
eklemenin yoludur. Sanatçımn söyle-
yecek bir sözü yoksa; olsa da, uygun
aracını-gerecini, dile getiriş yolunu bu-
lup onu söyleyemiyorsa; yaptığı, biçim-
le uğraşmaktan öteye geçebilir mi?
Ne diyordu Nâzım:
"Evvela bir metodoloji meselesi
olarakşunukabuleuneli: Şekfldenöze,
muhtevaya değil; muhtevadan, öz-
den şekle. tlk önce muhteva, sonraşe-
kil. Şeklin nasıl olacağmıtayin edecek
muhtevadır. Tabii bu metodoloji ba-
kuııuıdan böyledir. Yoksa şekiDe muh-
teva bir birliktir. Lakin bu birlikte
karşılıklı etkileri olmakla beraber
eninde sonunda tayin edici unsur
muhtevadır." Böyledir Saim'in işle-
ri... Söylenecek bir söz vardır önce...
Bu sözü dile getırmek için çıkılmış-
tır yola... Bu aşamada, söylenecek sö-
zün nasıl söyleneceğidir sorun... Öz
bütünleşeceği biçimi arayacaktır...
Saim Bugay'ın AzizNesin yontusu-
na bakın. Yaşamının özünü, özetinı
söyler gibidir size... Bıldiğınden şaş-
mayan, direngen, kendine güvenen,
yere sapasağlam basan bir kişiliktir
karşınızdaki...
Nâzun Hikmet yontusu da öyle...
Göğsünü saldınlara bir kalkan gibi
tutan... Özüyle, sözüyle 'vatanhainle-
rine' karşı duran...
örnek bir Türk aydını
Benim düzenlediğinı iki alanda (Ber-
gama' da, Lüleburgaz'da) yarattığı Ata-
türk yontulan da halkından kopma-
yan, onlarla tek kıtle oluşturan duru-
şuyla bugüne neler söylüyorlar, görüp
de bilmeyecek olan var mı?
Bir de ellerine bakın Saim Bugay'ın...
Sayısız işinde devingen ellerine... Du-
rup dinlenmeden üreten devingen el-
lerine...
OnunJa ilgilı betıkte de yazdığım gi-
bi: Ben Saim Bugay'daıkıkişi ta-
nıdım: Birincisi örnek olarak gösteri-
lebilecek bir Türk aydını... Çocuklu-
ğundan başlayıp tokatlara, çarpılmala-
ra, ezilmelere, şuna buna karşın bütün
koşullarda kendi akağına yönlenmeyi
becerebilen, gücüne gıtse de (gücünü
alsalar da); olanak sağlamak şöyle dur-
sun, kendi becerisiyle oluşturduğu ola-
naklan elinden almak için herkes el-
birliği yapsa da, ayakta kalan, bir 'kim-
lik' olabilen bir Saim Bugay... Ikınci-
si, küfrederek, kavga ederek, ama af-
ralanıp tafralanmadan, büyük sanatçı
kılıklanna, davramşlanna düşmeden
oyun oynar gibi yaratan Saim Bugay...
Görün Saim Bugay' ın yaptıklannı...
bektas_cengiz((' hotmail.com
14 dalda kazanan sanatçılar 18 Nisan Pazartesi akşamı ödül töreninde açıklanacak
Tîyatro Odülleri adayları beürLendi
• Afife Jale'de bu yıl 5 dalda özel ödül veriliyor: 'Muhsin Ertuğrul
Özel Ödülü'ne Cüneyt Gökçer, 'Nisa Serezli Aşkıner Özel
Ödülü'ne Erol Günaydm, 'Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü'ne oyun
yazan ve yönetmen Nesrin Kazankaya, 'Tiyatroda Yeni Kuşak Özel
Ödülü'ne Oyun Atölyesi'nin tüm genç oyunculan, 'Yapı Kredi
Sigorta Özel Ödülü'ne de Müjdat Gezen değer bulundu.
Kültür Servisi - Yapı Kredı Sigorta tara-
fından düzenlenen 9. Aflfe Tiyatro Ödülle-
ri'nin adayları açıklandı. 14 dalda verilecek
ödüller 18 Nisan Pazartesi akşamı Lütfi
Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sara-
yı'nda düzenlenecek ödül töreninde sahip-
lerini bulacak. Adaylar CemDuygulu,Gök-
scl Kortay, I lasan Anamur, İzzet Cünay, Me-
rih Tangün, Nami Başer ve Tijen Par'dan
oluşan seçici kurul tarafından belirlen-
di. 24 kişiden oluşan Oylama Kurulu ta-
rafından 17 Nisan Pazar günü noter
huzurunda belirlenecek birinci-
ler, 18 Nisan Pazar-
tesi gecesi tören sı- '///
rasında noterin ödül
sahiplerinın bulundu-
ğu zarfı sunucuya tes-
lim etmesiyle açıklana-
cak.
Özel odülleri
kazananlar
5 dalda özel ödül
sahipleri ise belir-
lendi. 'Muhsin Er-
tuğrul Özel Ödülü'ne
Cüneyt Gökçer, 'Nisa Serezli Aşkıner
Özel Ödülü'ne Erol Günaydın, 'Cevat Feh-
mi Başkut Özel Ödülü'ne oyun yazan Nes-
rin Kazankaya, 'Tiyatroda Yeni KuşakÖzel
Ödülü'ne Oyun Atölyesi'nin tüm genç oyun-
culan, 'Yapı Kredi Sigorta Özel Ödülü'ne
de Müjdat Gezen değer bulundu. 14 dalda
verilecek olan 2005 Afife Tiyatro Odülle-
ri adayları ise şöyle:
- Yapım: 'Ağu* Roman' (Sadri Alışık Ti-
yatrosu), 'Cinıri' (Oyun Atölyesi), 'Çayha-
ne' (îstanbul Devlet Tiyatrosu)
- Yönetmen: Ergünlşıldar ('Belden Aşa-
ğı Vurmak' - îstanbul Şehir Tiyatroları),
Mehmet Ergen ('İki Hayat Sonra' - Kent
Oyuncuları, 'AşkDelisi' - Yeni Kuşak Tiyat-
rosu)
- Kadın oyuncu: Dolunay Soysert('Buluş-
ma' - Dostlar Tiyatrosu), SevinçErbulak('Ki-
rahk Konak' - îstanbul Şehir Tiyatroları),
Tilbe Saran ('İki Hayat Sonra' - Kent Oyun-
cuları)
- Erkek oyuncu: Bülent Emin Yarar ('Çay-
hane' - Îstanbul Devlet Tiyatrosu, 'Diktat'
- Semaver Kumpanya), Can Başak ('Çin
Kahvesi' - Tiyatro Odası, 'Belden Aşağı Vur-
mak' - îstanbul Şehir Tiyatrolan), HakkıEr-
gök ('Çayhane' - fstanbul Devlet Tiyatro-
su)
- Yardımcı kadın oyuncu: Büınur Şerbet-
çioğlu ('Kirahk Konak' - Îstanbul Şehir Ti-
yatroları), Meral Çetinkaya ('Sezuan'ın tyi
lnsanı' - Bakırköy Belediye Tiyatrosu), Me-
ral Oğuz ('Ağır Roman' - Sadri Alışık Ti-
yatrosu)
- Yardımcı erkek oyuncu: CengizBozkurt
('AşkDelisi' - Yeni Kuşak Tiyatro), Erhan
Abir ('Belden Aşağı Vurmak' - tstanbul Şe-
hir Tiyatrolan), Levent Öktenı ('Dobrin-
ja'da Düğün' - Tiyatro Pera)
- Müzikal ya da komedi dalında ka-
dın oyuncu: Celile Toyon ('Hadi Öl-
dürsene Canikom' - îstanbul Şe-
hir Tiyatrolan), Hale Akınlı ('Ha-
di Öldürsene Canikom' -îs-
tanbul Şehir
Tiyatroları),
Senan Kara
('Kim Kimi
Kimle' - îstanbul
Şehir Tiyatroları)
- Müzikal ya da ko-
medi dalında erkek
oyuncu: Haluk
Bilginer
('Cimri' -
Oyun Atölye-
si), Volkan Se-
vercan ('tkinin Biri' - Tiyatro îs-
tanbul), Zafer Algöz ('Çok Yaşa
Komedi' - Îstanbul Devlet Tiyat-
rosu)
- Müzikal ya da komedi dalında
yardımcı kadm oyuncu: Ayça Var-
her ('Batı Yakasının Hikâyesi' -
Îstanbul Devlet Opera ve Balesi),
Hikmet Körmükçü ('Kim Kimi
Kimle' - Îstanbul Şehir Tiyatrola-
rı), Şebnem Sönnıcz ('Cimri' - Ti-
yatro Atölyesi)
- Müzikal ya da komedi dalında
yardımcı erkek oyuncu: Bora
Seçkin ('Kim Kimi Kimle' - Îs-
tanbul Şehir Tiyatrolan), Gökçer
Genç ('Cimri' - Oyun Atölyesi),
Ragıp Savaş ('Yüdızlarm Altmda'
- Fil Yapım)
- Sahne tasanmı: Ali Cem Kö-
roğlu ('Çayhane' - Îstanbul Dev-
let Tiyatrosu), Hakan DUndar
('Cimri' - Oyun Atölyesi, 'Mem
ile Zin' - Semaver Kumpanya),
Osman Şengezer ('Pir Sultan Ab-
dal' - Tiyatro Ayna)
- Giysi tasanmı: Funda Çebi
('Cimri' - Oyun Atölyesi, 'Mem
ile Zin' - Semaver Kumpanya),
Gülhan Kırçova ('Çayhane' - Îs-
tanbul Devlet Tiyatrosu), Tuvana
Büyükçınar ('Yıldızlann Altmda'
- Fil Yapım)
- Sahne müziği: JoelSimon ('Diktat' - Se-
maver Kumpanya), Mazlum Çimen ('Mem
ile Zin' - Semaver Kumpanya), NurettinÖz-
şuca ('Pir Sultan Abdal' - Tiyatro Ayna)
Tiyatromuzun öncülerinden Afife Jale'nin adı tiyatro
ödülleriyle yaşatılryor.
- Işık tasanmı: trfan Varlı ('Cimri' ve 'Ot-
hello' - Oyun Atölyesi), İzzetÖnderAnk('Çay-
hane' - Îstanbul Devlet Tiyatrosu), MahmutÖz-
demir ('Can AteşindeKanatlar' - Îstanbul Şe-
hir Tiyatrolan).
Halk kütüphaneleri kan ağlıyor
Kültür Servisi - 3 Nisan'a dek sürecek
olan '41. Kütüphane Haftası' kapsamında
Türk Kütüphaneciler Derneği îstanbul
Şubesi, ülkedeki halk kütüphanelerinin
daha iyi yapılanmalan ve Avrupa'daki
kütüphaneler düzeyinde hizmet
sunabilmeleri için yapılması gerekenlerı
içeren bir bildirge yayımladı.
Bıldirgede Avrupa Birliği'ne üye olma
sürecindeki Türkiye'nin 2 bin 24 halk
kütüphanesine karşıhk Almanya'da 10 bin
531, Fransa'da 3 bin 924, lngiltere'de 4 bin
620 ve Ispanya'da 5 bin 209 halk
kütüphanesı bulunduğu öne çıkıyor.
100.000 kişiye düşen halk kütüphanesi
sayısı Almanya'da 12.8, Fransa'da 6.6,
lngiltere'de 7.8, Ispanya'da 13.03 ve AB
ortalaması 10.5 iken Türkiye'de bu sayı
2.9'dur. Türk Kütüphaneciler Derneği
Genel Başkanı Ali Fuat Kartal da
Japonya'da 25, Fransa'da 7, Türkiye'de ise
12 bin 89 kişiye bir kitap düştüğünü
söyledi. Kartal, toplumsal yaşamda
yıllardır kitaba karşı yürütülen olumsuz
politikalar sonucunda özellikle gençliğin
önemli bir bölümünün kitapla tanışmadan
bilgisayarla tanıştığını ifade etti.
1435 kütüphanenln 274'ü kapalı
Türkiye'deki 1433 halk kütüphanesinin
274'ünün çeşitli nedenlerle kapalı
olduğunu söyleyen Kartal, Kültür ve
Turizm Bakanlığf nın öncelikli görevinin,
halk kütüphanelerini işlevsel hale getırmek
olduğunu ifade etti. Kartal, kütüphanecilik
hızmetinin hukuksal dayanağının
olmadığmdan, kütüphanelerdeki eleman
eksikliğinden yakındı. 41. Kütüphane
Haftası kapsamında düzenlenen ve 28
Mart Pazartesi günü başlayan etkinliklerde
bugün, Marmara Üniversitesi Fen-
Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda
saat lO.OO'da "Geçmişin ve Günümüzün
lşığında Kitap" başlıklı panel, konuşmacı:
Araş. Gör. Dr. Fatmagül Demirel, tstanbul
4-
Bilgi Üniversitesi Dolapdere
Kampusu'nda, saat lO.OO'da "Hipertekst,
Mobil Bilgi ve Hukuklan" başlıklı
konferans, konuşmacılan.Yard. Doç. Dr.
Leyla Keser, Serdar Katipoğlu, Gülay
Özkan, Mehmet Akif Ersoy Kültür ve
Sanat Merkezi'nde saat 13.30'da "Halk
Kütüphanelerinin Eğitime Katkısı"
başlıklı konferans, konuşmacılar: Yard.
Doç. Dr. Ümit Konya, Îstanbul Üniversitesi
Bilim ve Sanat Merkezi Doktora
Salonu'nda "ElektronikDergilerin
Yönetimi: Olanaklar ve Sorunlar",
konuşmacılar: Yard. Doç.Dr. HülyaDilek
Kayaoğlu, Yasemin Kaynak, Güler Demir,
Üsküdar Şemsipaşa İlçc Halk
Kütüphanesi'nde saat 14.00'te 'Kuantum
Toplumunda Kütüphane ve
Kütüphanecilik' başlıklı konferans,
konuşmacı: Prof. Dr. Berrin Yurdadoğ,
CervantesEnstitüsü'nde "Kütüphanede
Masal Akşamı", konuk:YücelFeyzioğlu
yer alıyor.
DEFNE GOLGESt
TURGAY FİŞEKÇİ
Deneme Yazınımız
Zengin bir deneme yazınımızın olduğu söylene-
bilirmi?
llk bakışta öyle görünmese de söylenebilir.
Zengin görünmeyişinin nedeni de bellidir ka-
nımca: Yazın dünyamızda yalnızca deneme yazar-
lığıyla tanınan yazarımız azdır. Ataç'tan sonraki
yıllarda Salâh Birsel, bütün öteki türleri bir yana
itip deneme yazarlığıyla öne çıktı. Bir de Nermi Uy-
gur'un deneme dışında türlere kalemi gitmedi.
Şimdilerde ise Uğur Kökden var, yalnızca dene-
me yazan.
öteki türlerde yazdıklarıyla tanınan pek çok de-
neme yazarımız da aslında yukarıda anılanlar den-
li bağlıdırlar bu türe. llkin Melih Cevdet Anday ge-
liyor aklıma. Yıllar boyu gazetemizin ikinci sayfa-
sında yayımlanan, sonraları 7-8 koca kitapta der-
lenen Cuma yazıları, deneme edebiyatımızın do-
ruk örneklerindendir. Yine Cemal Süreya, ne ka-
dar iyi bir şairse o denli de iyi bir denemecidir. Ta-
dına doyulmaz okumanın.
DünyaYayıncılık, çokdeğerli biryayıncılıketkin-
liği ile 'Seçme Denemeler' adlı birdizi yayımlıyor.
Böylelikle bu türde ürünler vermiş yazarlarımı-
zın en seçkin ürünlerini bir arada okurlara sunma
yanında, deneme türünün yazınımız içinde nasıl zen-
gin bir yeri olduğu da görülmüş olacak.
Son günlerde bu dizide yayımlanmış kitaplardan
ikisini okumak beni çok mutlu etti. Bunlardan ilki
Oktay Akbal'ın Yaşam Bir Uzlaşmadır adlı seç-
me denemeler kitabı. Gazetemizde yayımlanan
yazılarında da izliyorsunuzdur, deneme yazarlığı-
nın temel taşları olan dil, kültür ve duyarlık bileşi-
mi Oktay Akbal'ın bütün yazılarına sinmiş. Kimi
1960'lardan '70'lerden, kimi '80'lerden '90'lardan
denemeler. Yaşamın anlamını edebiyat olarak gör-
müş, benimsemiş bir yaşam deneyiminden elli yı-
lı aşkın birzaman boyunca süzülmüş, berrak dü-
şünce ve anlatım ürünleri.
Çoğun edebiyat yapıtları, yazar dünyaları çev-
resinde dönüp dolaşarak yaşama ilişkin sonuçlar
çıkarmaya yöneliyor Oktay Akbal.Buyönteminge-
çerliliği su götürmez elbet. Kim gösterebilir bizle-
re insan dediğimiz varlığı, yaşam denen serüveni
edebiyat ürünleri kadar? Olabilecek bütün konu-
lar, hayatın bütün görünümleri edebiyat ürünleri-
nin içinde ya da çevresindedir.
Oktay Akbal'ın denemelerini okurken hayat,
edebiyat, yazarlar, sanatçılar, sanat ürünleri ara-
sında öyle bir yaşam alanı oluşuyor, öylesine gü-
zelliklere dalıyor, düşünce ufuklarına ulaşıyorsunuz
ki, kitaptan başınızı kaldırdığınızda, içinde yaşa-
dığımız gerçek dünyanın ne denli sıkıcı olduğuna
üzülüyorsunuz.
Bir yazarın belki de yazı yazarken en başta ge-
len ülküsü olan, başka dünyaların varlığını duyu-
ruyor Oktay Akbal'ın her yazısı.
Uğur Kökden'in yine aynı diziden yayımlanan seç-
me denemelerinin adı ise Kaz Dağı Çobanları.
Yalnızca deneme yazarlığında ısrarı ve bu türün
çağdaş edebiyatımızdaki en özgün verimlerinden
birini oluşturması başlı başına değerli kılıyor Uğur
Kökden'i.
Onun yazılarında insanhğın kültürel mirasının
bütün alanlarına kolaylıkla rastlayabilirsiniz. Arke-
olojiden resme, tarihten mimarlığa, akla gelebile-
cek heralandan esinler, tanıklıklar, birikimler temel
oluşturabiliryazdıklarına. Bu yoğun kültür tabanı-
na karşın bir bilgi gösterisi değildir amacı; bütün
o geniş kültür denizinde aradığı, insanlığın geçmiş-
ten geleceğe uzanan serüvenidir. İnsan bireyinin
gerçeği arama serüveni.
Bunun için en çok başvurduğu iki alandan biri
tarihse, öteki de sanattır. Tarih yaşamın bir savcı-
sı gibi her dönemde hesap sorandır. Sanatsa in-
sanoğlunun güzele ulaşma yolunda gösterdiği ça-
ba. Tarihe baktıkça, insanoğlunun utanç sayfala-
rını anımsatır ve bir sis çanı gibi yineler, yaşanılan-
lar unutulmasın diye.
Yazdığı her denemede benzersiz bir üslupçu
olarak da görünür Uğur Kökden. Hemen bütün ede-
biyat türlerinden, öteki sanatların anlatım olanak-
larından harmanlanmış diri, sarsıcı bir dille çıkar
okurunun karşısına. Heyecanla çarpan bir yürek
gibi, insanlığın soluk alışı duyulur cümlelerinde.
Deneme yazarlarımız, öteki türlerde ürünler ve-
ren yazar meslektaşları kadar geniş okur kesim-
lerince tanınmıyorlar belki. Ama onların yapıtları-
nın önümüze serdiği dünyayı da başka yapıtlarda
bulabilmemiz zor. Denemeler okuyarak, günlük
hayatın serseme çevirdiği belleğimizi parlatabilir,
dar bakışlardan kurtulup düşüncenin geniş ufuk-
larına yönelebiliriz.
turgay@fisekci.com
K Ü L T Ü R İ Ç t Z İ K
K Â M Î L M A S A R A C I