23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 2005 CUMA HABERLER DUNYADABUGUN ALİSİRMEN Öfke Baldan Tatlıyken Soğukkanlı Olmak Haberi okuyunca, çevremdeki herkesgibi ben de öfkelendim. Gözüm karardı, kendi kendime söyleniyordum: - Yaz!.. YazsanaL Şu küstahlara bir yanıt ver, anlat onlara bayrak nedir! Bayrak ile ilgili, taa çocukluğumda öğrendiğim dizeler geliyordu aklıma hep. "Bayrağı bayrak yapan al kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." O öfkeyle masama yöneldim. Öfke adrenalini yükseltiyor, insanın aklına nice parlak hamasi şeyler geliyor. Oturdum, makineyi açtım. Tam o sırada daha sakin tok sesli biri kafamın içinden, kolumdan tutup silkeledi beni. - Kendine gel oğlum! 39 yıldır yazı yazıyorsun, hemen dolduruşa gelme! Soğukkanlı ol, diyor- du. öfke baldan tatlıyken soğukkanlı olmak zor ama aynı zamanda zorunluydu. ••• Nevruz gösterileri sırasında, iki tane veledin bay- rak yakması toplumu galeyana getirdi. Her ta- raf bayraklarla donatıldı. RTÜK kanallara çağrı yaptı, ekranların da donanması için. Ülkenin birçok yönden sıkıştırıldığı, horlandı- ğı, milliyetçi duyguların şahlandığı bir döneme rastlamıştı son olay. Hele hele bayrağa saldırıl- ması... Türkiye birçok tehlike ve kışkırtma ile karşı karşıya, böyle durumlarda kararlı ama soğukkan- lı olmak gerek. Bayrak olayı karşısındada, kararlılığımızı gös- terirken soğukkanlılığımızı korumakzorundayız. Provokasyona gelmemeye çalışırken kavram- ları da doğru tanımlamamız gerek. Çağdaş dünyada, hamaset yerini akıl ve ka- rarlılığa bırakmak zorunda. Artık bayrağı bayrak yapan al kanın, toprağı vatan yapan şehitlerin ötesinde başka ortak nok- talar bulmak zorundayız. Çağdaş ulusların temeli mutabakata dayanır. Toprağı vatan yapan, bezi bayrağa çeviren şe- hit ve kanın ötesinde mutabakattır. "Bu, üzerinde öbür vatandaşlarla birlikte ta- sada ve kıvançta birlikte yaşamak istediğim top- rak olduğu için benim vatanımdır, bu bez de be- nim için onu simgelediğinden bayrağımdır" de- dirttiğimiz zaman insanlara; toprağı vatana, fla- mayı bayrağa çevirmiş oluruz. ••• Türkiye Cumhuriyeti, ırkı, dili, dini, kökeni ne olursa olsun bütün yurttaşlarını kucaklayan bir kavramdır ve öyle kalmalıdır. İki tane çocuğun bayrak yakmasının ardında onları ya özellikle bu olay için kışkırtan ya da ge- nelde böyle bir hareketi doğuracak bir kin ve ay- rılık ile dolduran başkalarının bulunduğu yadsı- namaz bir gerçektir. Onların kimileri, söylemleri ve eylemleriyle ken- dilerini ele veriyorlar zaten. Türkiye'nin varlığına yönelik saldırıların ne bo- yutlara vardığını hepimiz biliyoruz. PKK ve ardındaki kışkırtıcı ve destekçiler ba- şarıya ulaşamadıysa eğer, bunda gözünü kırp- madan vatan savunmasına koşup kanını canını veren Mehmetçikler ve komutanlarının, kısaca- sı TSK'nin büyük payı var. Ama bu başarının bir başka öğesi de, bütün olanlara karşın, Türkiye'de Türk-Kürt ayrımı ya- ratılmamış olmasıdır. En karanlık, en acı günlerde bu ayrım yaratıl- mamıştır. Şu günlerde bu tür ayrılıklara yol açabilecek olan davranışlardan özenle kaçınmak gerek. Hepimiz haklı olarak öfkeliyiz. Ama marifet öf- kenin dorukta olduğu zaman da soğukkanlı ol- makta... asirmen(« cumhuriyet.com.tr ATATÜRK'SÜZ ZAFER KUTLAMASI Lise müdürüne soruşturma açıldı Istanbul Haber Ser- visi-Çatalca Kaymaka- mı Mehmet Ersoy, Ça- talca'da gerçekleştiri- len tesettürlü ve hadis- li zafer kutlaması prog- ramınin, kaymakamhk ya da llçe Kutlama Ko- mitesi'nce yapılmadı- ğını söyledi. Söz konusu kutlama- nın tlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce koor- dine edildiğini savu- nan Ersoy, tören açılı- şında yaptığı konuşma nedeniyle lmam Hatip Lisesi Müdürü Halit Özkalender hakkmda, kendi başvurulan üze- rine, soruşturma açıldı- ğını belirtti. Ersoy yaptığı yazılı açıklamada, törenin su- nuculuğunu, habere ait fotoğrafta yer alan te- settürlü öğrencinin de- ğil, biri kız, biri erkek iki öğrencinin, öğren- ci kıyafetiyle yaptığı- nı öne sürerek "Resim- de görülen tesettürlü öğrenci, güniin anla- nuyla ilgili piyeste, de- ğişik yöresel kıyafetler giymiş beş kız öğrenci- nıizden 'Elif Bacı' ro- lüyle kısa bir rol alınış biröğrencimizdir" de- di. Ersoy, açıklamasında şöyle devam etti: "Okul Müdürü, ha- berde belirtilen konuş- mayı açış konuşması olarak yapmış, konuş- ma da tarafimdan yer- siz, gereksiz, günün an- lam ve önemiyle ilgili olmayan talihsiz bir ko- nuşma olarak değer- lendirilmiş, ilgililer ya- zılı ve sözlü olarakikaz edilmişve21Mart2005 tarihli yazııııızla da so- ruşturma açrimışür. Be- lirtilen konuşma dışın- da program akışı için- de Cumhuriyetinıize Ulu önder Ata- türk'ümüze ve tüm şe- hitlerimize hiçbir say- gısızlıkyapılmamış, her firsatta saygıyla, min- netie,şükranla anılımş- ür." ^Çalışma hayatı düzensizleşti, kayıt dısı arttı, sosyalpolitikalarda ciddi sorunlar var 9 Türk-îş: HükümetbaşansızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş, hükümeti yetersiz ve ba- şarısızolmaklasuçladı. Türk-lşta- rafından hazırlanan raporda çalış- ma hayatının giderek düzensizleşti- ği, kayıt dışınm arttığı Türkiye'de; sosyal politikalar ve istihdam konu- sunda hâlâ ciddi sorunlar olduğu vurgulandı. Türk-tş bugün yapılacak "Ekono- mik ve Sosyal Konsey" toplantısına sunulmak üzere; "Sosyal Politikave İstihdam" başlıklı birrapor hazırla- dı. Raporda, Türkiye'nin uyguladı- ğı makro ekonomik politikaların da etkisiyle daha da ağırlaşan istihdam ve işsizlik sorunuyla karşı karşıya bu- • Türk-Iş tarafmdan 'Ekonomik ve Sosyal Konsey' toplantısına sunulmak üzere hazırlanan 'Sosyal Politika ve istihdam' başlıklı raporda AKP hükümetinin yetersiz ve başansız olduğu belirtildi. Raporda, "Hükümetin tek başma hareket etmesi ve sosyal taraflann görüşlerine yer vermemesi ile taleplere duyarsız kalması, başansızlığın temel nedenidir" denildi. lunduğuna dikkat çekilerek; soru- nun çözülmesi için, ülkenin dokusu- na ve istihdam yapısına uygun istih- dam programının uygulanması ge- rektiği belirtildi. Insana önem veren ekonomik ve sosyal politikaların benimsenmesi gerektiği vurgulanan raporda, şu ifa- delereyerverildi: • Son yıllarda ülkemizde hâkim kılınan, ekonomik kaynaklann spe- külatif alanlar için kullanılması an- layışından vazgeçilmesi, bunlan ön- leyecek bir yapı ve anlayışın geliş- tirilmesi zorunludur. • Türkiye'de sendikal örgütlen- me, halen işini kaybetme riskini gö- ze almak anlamına geliyor. Bu ko- nuda Çalışma Bakanlığı'nın da ağır bürokratik engelleri bulunuyor. • Ekonomik ve Sosyal Konsey 1995'te oluşturuldu ve bugüne ka- dar 14 kez toplandı. Toplantılann sonuçlarına bakıldığında, konsey kendisinden beklenen temel işlevle- ri yerine getirmekten çok uzak. • Çalışma hayatının giderek dü- zensizleştiği ve kayıt dışının arttığı Türkiye'de sosyal politikalar ve is- tihdam konusunda hâlâ ciddi sorun- lar var. Bu konuda geçmiş hükümet- lerin ve mevcut hükümetin yetersiz ve başarısız olduğu ortadadır. Bu durum, 6 Ekim 2004 tarihli son iler- leme raporunda da teyit edilmekte- dir. • Hükümetin tek başına hareket etmesi ve sosyal taraflann görüşle- rine yer vermemesi ile taleplere du- yarsız kalması, başansızlığın temel nedenidir. • Dünya sosyal diyalog, sosyal ortaklık gibi kavramlara önem verir- ken, Türkiye 'deki monolog yakla- şımlar sosyal yapının zayıflamasına, işsizliğin, yoksulluğun artmasına neden olmaktadır. Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner'in Türkbank ihalesine fesat kanştırdıkları iddiasıyla Yüce Divan'da yargılanmalan sürüyor. (Fotoğraf: AA) Türkbank Ihalesi Komisyonu Başkanı'ndan Yüce Divan'a ilginç açıklama: 4 Ihale bitti, fesat yazısı geldi'ANKARA(CumhuriyetBüro- su) - Eski Başbakan Mesut Yıl- maz ve eski Devlet Bakanı Gü- neş Taner'in Türkbank ihalesi- ne fesat kanştırdıklan iddiasıy- la Yüce Divan'da yargılandıkla- n davada, Türkbank ihalesini yapan komisyonun başkanı Ay- dın Esen ilginç açıklamalarda bulundu. Yüce Divan'daki dün- kü duruşmaya, Yılmaz ve Taner ile avukatları katıldı. Tanık Türkbank Munzam Vak- fı Başkanı CeialBalabank, Ala- attin Çakıcı'dan vakfın biryöne- tim kurulu üyesine telefon gel- diğini, ancak bu telefonu kendi- lerinin tehdit olarak algılama- dıklannı söyledi. Aydın Esen ise haziran ayında bir gazetede, "Çakıcı'nınihale sürecinietkile- • Yılmaz ve Taner'in ihaleye fesat kanştırmaktan yargılan- dığı Yüce Divan'da ifade veren İhale Komisyonu Başkanı Esen, ihaleye fesat kanştınldığına ilişkin emniyet yazısının ihalenin bitiminden hemen sonra ellerine geçtiğini belirtti. meye çalışan iki adanunın silah- larla yakalandığT yönünde ha- ber okuduğunu söyledi. Bunun üzerine Istanbul Emniyet Mü- dürlüğü'ne yazı yazarak bilgi is- tediğini kaydeden Esen, 4 Ağus- tos 1998 günü ihalenin saat 12.45 dolayında bittikten sonra saat 17.50'de iki sivil polis tarafından biryazı getirildiğini belirtti. Esen, yazıda, Çakıcı'nın banka ihale- sini yönlendirme amacıyla fa- aliyette bulunduğuna ilişkin is- tihbarat elde edildiği bilgisinin yer aldığını söyledi. Dönemin Hazine Müsteşan YenerDinçmen, ihaleyi etkileye- cek yazılı ve sözlü bir belgenin Hazine Müsteşarlığı'na ulaşma- dığını söyledi. Yılmaz söz ala- rak Başbakanlık'ta kaybolduğu belirtilen emniyet notunda mah- keme karanyla yapılan kesin de- lil niteliğinde telefon dinlenme- sine atıf olmadığını, muğlak ifa- delerbulunduğunukaydetti. Yıl- maz, o not kendisine ulaşsa da yapacağı işlemin bundan farklı olmayacağını söyledi. Delilin emniyetin elinde 20 Mayıs 1998 yılından beri bulun- duğunu; bunun, dönemin Istan- bul Valisi ve dönemin îçişleri Bakanı'ndansaklandığını söyle- yen Yılmaz, ihalenin üzerinden 6 saat geçtikten sonra bu kesin delile atıf yapılmaksızın muğ- lak ifadeyle bazı istihbarat not- larının olduğunun ifade edildi- ğini anlattı. Tanık eski Îçişleri Bakanı Kut- luAktaş da KorkmazYiğit'e ran- devu verdiğini belirterek bu gö- rüşmeyi kayda aldığını söyledi. Aktaş, Yiğit'in Nesün Malki ci- nayeti ile ilgili bilgi verdiğini ve Çakıcı'nın kendisini tehdit etti- ğini söylediğini aktardı. Akdaş, bu bantların çözumünü yaptınp Yılmaz'a ilettiğini kaydetti. Yü- ce Divan Başkanı Mustafa Bu- min, bir sonraki duruşmanın 15 Nisan'a bırakıldığını bildirdi. DİSKten TÜFE farkı' çağrısı t 'Mahkeme karanna uyuny Haber Merkezi - DİSK Genel Sekrete- ri Musa Çam, kamu- oyunda "SSK ve Bağ- Kur emeklilerinin TU- FEfarklan" olarak bi- linen alacaklarının mahkeme karanyla sa- bit hale geldiğine dik- kat çekerek hükümeti mahkeme karanna uy- maya davet etti. Çalış- ma ve Sosyal Güven- lik Bakanı MuratBa- şesgioğlu ise "Emek- limizin bir kuruşunun kurumdakalmasmı hiç arzu etmeyiz" açıkla- masını yaptı. Çam yaptığı yazılı açıklamada, gerek DlSK üyesi Emekli- Sen'in genel başkanı VeliBeysülen'in kendi alacağı için bireysel olarak açtığı davada, gerekse Emekli-Sen üyeleri adına kurumsal olarak açılan davada, emeklilerin 1 Ocak 2000 ile 31 Mayıs 2002 tarihleri arasındaki 29 aylık dönemde TÜFE farkı alacaklarının bu- lunduğunun tespit edil- diğini bildirdi. Çam şunlan kaydetti: "Hü- kümetitemsilen Çahş- ma ve Sosyal Güven- lik Bakanı, çeşitli ta- rihlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalarda konunun incelendiği- ni, açılan davalaruı bi- reysel olduğunu, dava açanları bağladığını söylemiştir. Bu beyan- larla emeklilerimizoya- lanmaktavezamanka- zanmaya çalışılmakta- dır. Bir hukuk devleti olduğuna inandığunız ülkemizde hükümeti, mahkeme kararlarına uymayavezorkoşullar- da yaşam sürdüren,ge- çim derdine düşmüş emeklilerimizin hakla- nm ödemeve davet edi- yoruz." 'Köyde köylü, kentte kentli' DYP 'aüece' kongreyebeldiyor SHÇEK'in at yanşlanndan gelir kaybı Meclis gündemine taşındı Akşit ve Güçlü'ye soruşturma istemi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP milletvekilleri, Devlet Bakanı Cüldal Akşit ile Tanm ve Köyişleri Bakanı SamiGüçlü hak- kında Meclis soruşturması açıl- masını istedi. CHP Istanbul Milletvekili Ke- nıal Kılıçdaroğlu ve arkadaşların- ca TBMM Başkanlığı'na verilen soruşturma önergesinde, Akşit ve Güçlü'nün "Sosyal Hiznıeder ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) TürkiyeJokey Kulübü tarafindan düzenlenen atyanşıha- sılaundanyüzde 1 pay almasuu en- geUeyerek" TCY 'nin240. madde- si uyarınca görevlerini kötüye kul- landıklan iddia edildi. Önergenin gerekçesinde, SHÇEK'in, kendisine at yanşlan hasılanndanpay ödemeyen TJK ile Tanm ve Köyişleri Bakanlığı hak- kında Ankara 6. Idare Mahkeme- si'ne 2002 yılında açtığı davanın kurum lehine sonuçlandığı anım- satıldı. Bu karann bakanlık tara- fından temyiz edildiği ve Danış- tay 10. Dairesi'nin de yürürlüğün durdurulması istemini oybirliği ile reddettiği belirtildi. Süreç SHÇEK lehine gelişirken özel bir avukat- lık bürosunun Devlet Bakanlı- ğı'ndan, Ankara 6. Idare Mahke- mesi karannın uygulanmamasını istediği savunulan önergede şöy- le denildi: "Akşit, bu özel avukat- lık bürosunun yazılı talebinin altı- na düştüğü bu noüa (04.08.2003 tarihli) SHÇEK Genel Müdürlü- ğü'ne yasaya aykın işlem yapma- sı talimatı vermişür. Bu özel avu- kathk bürosunun ortaklanndan birisinin babası, halen Bakan ola- rakgörevyapnıaktadn*. Yasayaay- kuı bu talunata uyan SHÇEK , aylık ortalama 1 trüyon liralık bir gelir kaybına uğranuşnr. Tanmve KöyişleriBakanlığıisedavayı kay- betmesine karşuı tümüyle sessiz kaunış ve bu tutumuyla yargı ka- rarlaruun uygulanmamasını sağ- lamışür." ANKARA(ANKA) - DYP, "Köyde köylü, kentte kentli" sloganı ile Ankara'da kongre- ye gidiyor. DYP Ankara IlBaş- kanlığı'nın Sekizinci Olağan Kongresi ya- nn Selim Sırrı Tarcan spor salonunda yapı- lacak. ll Başkanı Bü- lent Kuşoğlu, vatan- daşları aileleri ve ya- kınlarıyla birlikte kongreye katılmaya davet etti. Kuşoğlu, Anadolu Selçuklulan'ndan be- ri Anadolu insanının tanm ile geçinip as- kerlik hizmeti yaptığı- nı, ilk defa Atatürk Cumhuriyeti ile millet iradesine dayanan kim- liğine kavuştuğunu be- lirtti. 1950'deçokpar- tili rejime geçildiğin- de Anadolu insanının hem yönetime katıl- maya hem de kentli ol- maya ve kentler oluş- turmaya başladığına dikkati çeken Kuşoğ- lu, demokrasinin, Tür- kiye'nin ve dünyanın değişim dönemini en iyi şekildi değerlendi- rerek kentte hem fizi- ki hem sosyal hem de iş yaşamına ilişkin re- form hareketinin ha- yata geçireceğini sa- vundu. Kuşoğlu, kurultayı "Ekonomik güvenliği olan ahlakh Türkiye için yenilenme" kong- resi olarak tanımladı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Teodorabirroman kahramanı. Evin llyasoğlu'nun ilk romanının kahrama- nı. Teodora'nın Düşleri (Remzi Kita- bevi) romanı, yitip giden bir geçmişi anlatıyor. Istanbul'un kaybolan zen- ginliklerini... Evin llyasoğlu ülkemizin önemli ve etkili müzik eleştirmenle- rinden. Tanınmış bir müzik uzmanı. Bu onun ilk romanı. Tülay Sağlam, yaşayan canlı bir insan, bir gazeteci arkadaşımız. Tü- lay da son yıllarda kendi yaşadığı acı- ları kaleme almış: Kanser Bana da Ya- kışmadı (Sam Yayınları) adlı kitabın- da genç yaşta kanserle giriştiği zor- lu mücadeleyi anlatıyor. • • • Teodora'nın Düşleri bir hayal ürü- nü. Ancak arkasında yaşanmış hayat- lar olduğu da açık: "Bir sürü kişiyi dü- şündü Teodora Arnavutköy'den. So- kak aralanna girip çıktı düşünceleri. En büyük düşmanı ekmekçi Gara- bet'le herzamanki gibikavga etti. Ütü- cü Foti'ye kızdı. Sinemacının deli kı- zından ürktü. Hemşiranımlara gül- dü. Alt kattakilehn hepsine sunturlu îki Kadm iki Hayat sövgüleryağdırdı... "Arnavutköy, Ye- şilköy, Kurtuluş, Beyoğlu... Busemt- lerde binlerce, onbinlerce Foti'ler, Garabet'ler yaşıyordu. Onlar Istan- bul'un birparçasıydılar. Zenginliği, ta- rihi ve geçmişiydiler. O mahalleler ve o insanlar roman- larda kaldı. Romanlarda yaşıyorlar. Geçmişin yitip giden zenginlikleri ne- den yüreğimizde hafif bir sızıya se- bep oluyor? Bu sızı, yalnızca bazı azınlık meraklısı insanların sızısı mı? Çünkü zaman zaman azınlıklara yö- nelik öfkelere tanık oldukça, düşün- celere dalıyorum. Neden onlar böy- le öfkeliler, fena mı olurdu şimdi Is- tanbul'da on binlerce Rum yaşıyor ol- saydı? Böyle düşünmek çok mu na- if bir düşünce tarzı? Tabii ki gidenler geri dönmeyecek, Teodaralarla bir daha böyle renkli bir hayat yaşaya- mayacağız. Ancak elimizdekinin kıy- metini bilmek açısından önemli de- ğil mi bunlan düşünmek? Teodora'nın Düşleri, akıcı bir ro- man. Birsoluktaokuyuverirsiniz. Geç- mişe bir yolculuk yaparsınız. Evin ll- yasoğlu, bu ilk romanında güzel bir müzik yakalamış. Yolu açık olsun di- yoruz. ••• Tülay Sağlam, Doğu Anadolu'nun bir kasabasından başladığı hayat yol- culuğuna, NTV haberciliğiyle devam ediyor. Çokzorlu engelleri aşarak Is- tanbul'aulaşmak, önemli birteleviz- yon kanahnda muhabirlik yapmak az şey değil. Işte yaşamının en canlı anında karşısına aştığı bütün engel- lerden daha büyük bir engel dikili- yor: Kanser. Tülay'ı Doğu Anadolu'nun bir ken- tinde kazandığı yatılı bölge okuluna kayıt yaptırmadan önce, babası bir berbere götürüp saçlarını kestiriyor. Sene 1984. Aradan 20 sene bile geç- meden bu kez saçları kanser teda- visi nedeniyle dökülüyor. Her ikisin- de de çektiği acılar arasındaki ben- zerlikten söz ediyor. "Sonbahardı. Yıl 1984'ügösteriyor- du. Daracık sokaklar, insanı kasvete sürükleyen küçük ve basık dükkân- ların sıralandığı, soğuk bir cadde. Başı poşulu adamların yorgun ve meraklı bakışlarıyla ilerliyorum. Ba- bamın elini sıkıca tutuyorum. Sanki o eli bırakırsam, bu garip insanların bakışlarında, bu sevimsiz sokağın soğuğunda kaybolacağım. Babam- la diğerlerinden farksız derme çat- ma birdükkâna giriyoruz. Küçük şeh- rin berberi burası. Içerideki genç ve yanındakiyeniyetme, en azsokakta- ki adamlar kadar meraklı bakışlarla karşılıyor bizi. öyle ya bu adam, sa- rıya çalan, uzun saçlı kızla neden bu berber dükkânına gelmişti. Içeride- ki selamlaşma faslından sonra, bu kasvetli dükkâna geliş nedenimiz de söylendi ustaya: 'Benim bacımın böy- le saçları olsaydı, tıp fakültesini dahi kazansa kestirmezdim' diyen usta- ya babamın yanıtı çok net oldu: Sen kesiverkökü onda nasıl olsa birgün yine uzar." Yolculuğu böyle başlıyorTülay Sağ- lam'ın. Muhabirlik yaparken bir gün kanser olduğunu öğreniyor. Önce inanamıyor, sonra acılarla baş etmek için zorlu bir mücadeleye girişiyor. Göğsünün bir bölümünü alıyorlar. Derken kafasında bir kist çıkıyor, bu- nun kanser olup olmadığından şüp- heleniyorlar. Onu da kesip alıyorlar. Ameliyatlar, hastane odaları ve de dostluklar. Tülay gazeteci. Kitabı yazarken bir yandan da, kanser hastalığını anla- tıyor, kanserle mücadeleyollarını ak- tarmaya çalışıyor. Gazetecilik en zor- lu anda bile sürüyor. Tülay Sağlam'ın yazdıklarını tam anlamıyla bir solukta okudum. Çok güzel ve akıcı anlatmış yaşadıklarını. Onun kavgasının bir parçası hisset- tim kendimi. Başarılardiliyorum Sev- gili Tülay. Daha yapacağın çok şey- ler olduğunu unutma.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear