23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2005 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manısa Aydın Denizli Y PB Y Y Y Y Y Y 5 6 5 7 11 10 11 10 Sinop PB Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas Y Y Y K K PB K 7 8 8 5 5 6 5 Zonguldak Y 6 Antalya PB 15 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y PB Y Y Y Y K K 1b 17 9 11 10 11 4 4 K 1 Butun bolgelerımız parçalı çok bulutlu, Marmara'nın guneyı ve doğusu, Batı Karade- nız'ın batısı, kıyı ve Ku- zey Ege, Doğu Akdenız, Iç Anadolu'nun kuzey- batısı ve doğusu, Orta ve Doğu Karadenız ıle Doğu ve Guneydoğu Anadolu yağışlı geçe- cek, Hava sıcaklığı tum yurtta bıraz azalacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB Y PB PB PB K K 4 -13 6 9 5 6 8 3 5 Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB B K K K PB Y 3 0 17 -2 2 2 13 12 Zürih Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre Sam K Y K Y Y Y K Y Y -3 18 2 17 10 16 -3 21 13 Açık P a r t a l 1 b u l u t l u Sıslı . Bulutlu t Çok bulutlu • YaÇjmurlu Karlı S u l J k a r t Gok gurultulu GUNCEL CİINEYT AKCAYİJREK I Baştarafı 1. Sayfada Iktidar, halkımızdaki bellek zayıflığına güveni- yor; ne var ki Batılılar, Batılı iletişim organlan unut- kan değil. Üstelik, elini uzatmış, kolunu kaptırmışsın. Ka- dınların dövüldüğü, Dışişleri Bakanı Gül'ün AB Temsilcisi Kretschmer'le Lüksemburglu Bakan'a "Kim oluyorlar da böyle konuşuyorlar?" gibi aşa- ğılayıcı çıkışlar yaptığı günün ertesi, bir zamanlar bağımsızlık karakterim diye övünen Türkiye'ye Brüksel'den ulaşan karşı ses; "ABKomisyonu'nun 'politik' denetimi altında" olduğunu anımsattı. Cumhuriyet'in 80. yaşında; AB'nin politik dene- timi, IMF'nin ekonomik ve mali denetimi, her şe- ye karşın hâlâ ABD'nin dış politikada denetimi al- tında bir Türkiye yarattık. ••• Tarih verilmesi için Türkiye'yı savunan Avrupa medyası bizde olduğu gibi olur böyle vakalar diye yorumlamıyor kadınlara polisin uyguladığı şiddeti. "Istanbul olaylannın Türkiye'nin Kopenhag öl- çütlerini uygulamaya koyamadığını gösterdiğini" öne sürüyor. Istediğini alamayan ABD yönetimi de kendıne yakın gazetelerle gazetecileri kullanıyor, Türki- ye'ye saldırtıyor. Son olarak VVashington Post da AKP'nin yumuşak karnına vuruyor: "Başbakan RTE ve onun Islamcı eğilimli iktidannda ikili ilişki- lerin bozulmaya başladığını" yazıyor. Bizimki mi? Hâlâ "uzağımızlayakınımızla dostluk ilişkileri kuracağımızı" söyleyerek tesellı buluyor. • • • Sahte rakı, sahte ilaçla uğraşırken kaçak içki ve kaçaksigaradöneminin hortladığını içeren haber- ler geliyor. örneğin viski Tekel'de 40 küsur YTL, kaçağı 27. Iktidarın içkiye, sigaraya uyguladığı zamlar... (Baykal'a göre) "bu büyükrant, sorum- suz ve kaçak üretimlerin, yani merdiven altı üre- timlerin yolunu açıyor". Hazine'ye daha çok ge- lir sağlayacağım, içkiye zamla toplumu terbiye edeceğim diye yola çıkan bu hükümet dönemin- deki bu olaylar ülkenin yüz karası! 49 ile Teşvik Yasası, IMF höt deyince buhar ol- du gitti. Kuzey Irak'a asker göndermeme koşu- luyla ABD'nin verdiği 1 milyar dolarlık kredi an- laşmasını kimin Ali Babacan'a direktif vererek imzalattığı faili meçhul bir olay. Kızılay Meydanı'nda 17 Aralık'ı bayram ılan edenler, görüyorlar ki, o gün bayram edilecek bir gün değil. Yeni kazıklarhazıhanıyor. Müzakereçer- çevesi haziranda, katılım ortaklığı belgesinin revi- ze edilmesi ise sonbaharda gerçekleşecek ve: Bu iktidarı izlemeye devam ediniz. Göreceksi- niz ki, katılım ortaklığı belgesiyle bizi çok rahat- sız edecek pek çok konu gündeme gelecek! O zaman Dışişleri Bakanı bakalım "Kim oluyor bu AB" diyebilecek mi? Nükleer fizik dâhisi Lattes öldü • R1O DE JANEIRO (AA) - Brezilyalı nükleer fi- zik dâhisi Cesar Lattes' in 80 yaşında Brezılya'nın Sao Paulo kentinde öldüğü bildirildi. Ünlü fizikçinin ai- lesi, Lattes'ın bir sürcdir yatmakta olduğu hastanede kalp durnıasından dolayı yaşamım yitirdiğini belirtti. Pi sayısının keşfine ve nükleer gücün başlıca vektö- rünün bulunmasına yönelik araştırmalara katılan Lat- tes, modern fiziğin kurucularından biriydi. Dünyaca ünlü "Nature" dergisinde çalışmaları yayımlanan Bre- zilyalı dâhi fizikçi, dünyanın da en önde gelen nükle- er fizikçılcrınden biri kabııl ediliyordu. TMSF Başkanı Ertiirk dinlenecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mah- kemesi, İmar Bankası'na el konulmadan önce off- shore hesaplarından son 1 ayda mevduat hesabına dö- nenlere ödeme yapılmayacağını öngörcn yasa hükmü- nün iptal istemiyle açılan davada, Tasanuf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Ahmet Ertürk'ü dinleyecek. Anayasa Mahkemesi Başkanvekilı Itaşım Kılıç, lir- turk'ü21 Mart'tasaat lO.OO'dadınlemekararı verdik- lerini belirterek davanın esastan görüşülmesine bu açıklamanın ardından devam edileceğinı kaydetti. Suçsuzluğu 9 ay sonra anlaşıldı • KAHRAMANMARAŞ (AA) - Kahramanma- raş'ın Pazarcık ılçesinde, üç kişinm öldürülmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle tutuklanan Hasan Dağı- lan, müebbet hapis istemiyle hakkında açılan dava ne- deniyle 9 ay cezaevinde kaldıktan sonra suçsuz oldu- ğu anlaşılarak serbest bırakıldı Suçsuzluğu Yargıtay tarafından onaylanan Dağılan, Adalet Bakanlığı hak- kında 9 bin YTL tazminat istemiyle dava açtı. Emniyet'te geniş çaplı atama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet Ge- nel Miidürlüğü bünyesınde yeniden geniş çaplı atama yapılacak. Atamanın, 16 daire başkanı ıle 11 il emni- yet nıüdürünü kapsayacağı bildirildi. ICararnaınede yer alması beklenen 16 daıre başkanından bazılarının, il emniyet miidürlüğüne atanacağı vurgıılanırken ba- zılannın da görevden alınacağı belirtildı. Saylan: Bakış açısını değiştirin • İstanbul Habcr Servisi - Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Derneği Genel Başkanı Prof Dr. Türkan Saylan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde gösteri yapan kadınlara şiddct uygulanmasına tep- ki gösterdi. Saylan yaptığı yazılı açıklamada, çeşit- li grupların gösterileryapmasının ve slogan atması- nın insan hakkı olduğunu kaydederek "Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlerin, emniyet güçlerini yön- lendirenlerin, insan-kadın vc çocuk haklarıyla ilgi- li bakış açılarını değiştirmeleri gerekir" dedi. Bakırköy'de 'indirimli karf • Istanbul Haber Servisi - Bakırköy Belediyesi ilçe halkının yaşamım kolaylaştınnak amacıyla Bankkart çıkardı. Bankkart ıle belediyenın sundu- ğu sağlık merkezı, internetevı, lıyatro gibi hizmet- lerden ücretsız faydalanılabilecek ve alışverişlerde indirim olanağı sağlanacak. Bankkart'ın tanıtımı için dün düzenlenen törende kart üyelerine avantaj- lı acil sağlık hizmetı verecek Medline Acil Sağlık Hizmetleri işbirliği protokolü de imzalandı. TUBİTAK'tan büime dava• Baştarafı 1. Sayfada BİTAK Yasası ıle YOKYasası ara- sındaki ücret ödemeleri konusun- daki bu çelişkili dunımu silah ola- rak kullanmışveTÜBİTAK Yasa- sı'nı değiştirmek için yapılan ka- nun değişikliğinde de gerekçe olarak göstermişti. Yapıldığı iddia edilen fazla öde- menin faizleriyle birlikte geri ödenmesi istenen eski bilim kuru- lu üyelerinin 28 kişilik listesi şöy- le: Profesörler: Erdal tnönü, To- sun Terzioğlu, Ali Alpar, Abdul- lalı Atalar, Burak Erman, Ke- mal İnan, Ningür Noyanalpan, Gündüz Ulusoy, Dinçer Ülkü, Çiğdem Altay, Mitlıat İdemen, Aytekin Berkman, Ekrem Ekin- ci, Namık Kemal Pak, Şevket Ruacan,TuğruITankut,Tuncay Birand, Erhan Bişkin, Derin Orhon, Şefik Süzer, Öktem Var- dar ile Doç. emekli general Gü- ner Omay ve Atila Candır, Atil- la Karaosnıaııoğlu, Hüsamettin Kavi,Ahmet Ali Arzan, Bayram Mecit, Mehmet Alp. TÜBİTAK'ın dava gerekçesı özetle şöyle: YÖK Yasası'nın 38. maddesi gereğince TÜBİTAK'ta görcvlendirilcn üniversite öğretim elemanlanna, bu ikinci görevleri için ödenecek ücrete getirilen li- mitler göz ardı edildi. Kurum büt- çesinden, bu yasal limiti aşan öde- meler yapıldı ve uygulama 14 O- cak 2004 yılına kadar sürdü. Çe- şitli dönenılerde bilim kurulunda görev alanlara yasal olmayan öde- melerin ana para tutan olan top- lam yaklaşık 4 trilyon eski TL'nin (3.954.635.000.000), davalıların sorumlu olduklan dönemler ve bu dönemlere isabet eden miktarlar gözetilerek faiziyle birlikte geri alınması... Dava dilekçesinde, dava açıl- ması ile ilgili gelişen süreç anla- tılmakta, Başbakanlık müfettişi ve maliye müfettişlerinin fazla ödemelerin geri alınması raporu- na, Başbakan Erdoğan'ın olur verdiği belirtilmekte. Dava dilek- çesinde, "Kanun koyucu, ikinci görev aylığının belirtilmesi hu- susunda TÜBİTAK Başkanlı- ğı'na ve bilim kuruluna herhan- gi bir yetki vermediği" belirtil- mesine rağmenTÜBİTAK'ın 278 No'lu kanununun 19. maddesi ise şöyle demekte: "Madde 19. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu anlaşmalı araştırıcı ve danış- man kuilanabilir. Daimi veya anlaşmalı araştırıcılar ve danış- manlar yabancılar arasından da seçilebilir. Anlaşmalı araştı- rıcılar ve danışmanlar üniversi- teler genel ve katma bütçeli da- irelerle özel idare ve belediyeler ve 3659 sayılı kanuna bağh, ku- rumların mensupları arasından da seçilebilirler. Bu takdirde, bunların esas görevlerine ait bütün haklar saklı kalır ve her türlü tazminatlarına halel gel- mez. Kullanılma yolları ve an- laşmalarına göre verilecek üc- retler kurumca tespit edilir. Üc- retlerin verilmesinde 7244 sayı- lı kanunun üçüncü maddesi hüknıii uygulanmaz." Bilim kıırulu, işlerin uzmanlar- ca ve kaliteli yürütülebilmesi için görevlendirdiği uzmanlara bu ya- saya göre saptadığı ve belirlenen esaslara göre ödemeleri yapmayı kararlaştırdığı ve aynca, TÜBİ- TAK yönetimlerinin, bu ödemele- rin yapılması için siyasi hükümet- lerden de olur aldıklan görülüyor. NitekimTÜBlTAK'ın dava dilek- çesinde de 1996 yılında dönemin Devlet Bakanı Mehmet Alp'in TÜBÎTAK yönetiminin ödemele- rine uygun görüş verdiği de belir- tilmektedir. Aynca, Devlet Baka- nı'nın bu uygun görüşü de hatalı bulunmaktadır. Sonuçta, 4 trilyon ana para ve faizleriyle kim bilir kaç trilyona ulaşan "fazla ödemeler" Erdal Inönü dahil bilim kurulu üyele- rinden geri talep edilmektedir. Sa- dece ana para eşit bölündüğünde, faizi hariç, kişi başına 140 milyar TL düşüyor. Açılan davaya dahil isimlerden Abdullah Atalar, Er- han Bıskin, Ekrem Ekinci, Hüsa- mettin Kavi, Bayram Mecit halen bilim kurulu üyesi durumundalar. BunlardanA. Atalar'ı bilim kuru- luna AKP'nin TÜBÎTAK yöneti- mi getirmişti. Aynca 5 Mart Cu- martesi günü, yani söz konusu da- va açıldıktan sonra yapılan bilim kurulu toplantısında bilim kurulu- na seçilen ve atanması için Başba- kan'ın onayına sunulacak Şefik Süzer ve Şevket Ruacan da dava açılanlar listesinde. Çünkü onlar da eski dönemde bilim kurulu üyeliği yapmıştı. Terzioğlu: TÜBİTAICa politika karıştırılmamah Sabancı Üniversitesi Rektörü ve eski TÜBlTAK Başkanı ve Bi- lim Kurulu üyesi Prof. Terzioğlu, davanın yasal ve hukuki bir yani olduğunu sanmadığını belirterek "1992-1997 dönemleri içinde TÜBİTAK'ta görev yaptım. Fa- aliyetlerimiz her yıl Başbakan- lık'ın görevlendirmesiyle dene- timden geçti. Üniversitelerden 38. madde ile görevlendirilen öğretim üyelerine TÜBİTAK yasalarınca yaptığımız ödeme- leri de içeren faaliyetlerimizin hepsi ibra edildi. Bu ibralar ba- zen şartlı yapıldı, ama bu şart- lar arasında bu ücretler konusu olmadı" dedi. Terzioğlu, TÜBİ- TAK'a politikanın karıştırılma- ması gerektiğini söyledi. Öte yandan, paraların geri is- tendiği eski bilim kurulu üyeleri arasında üniversiteden olmayan, örneğin Hüsamettin Kavi gibi isimlerin de bulunması dikkati çekti. TÜBİTAK'ın hangi yasaya göre onlardan ücretlerini geri is- tediği ise bilinmiyor. Belgelerde usulsüzlük iddiası Haşim Kılıç'm ço cııklarının stajı tartışılıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanvekilı Haşim Kıhç'ın kızı Ayşe Tuba ile oğlu Ahmet Şir- van Kıhç'ın avukatlık staj belgelerinde usulsüzlük ya- pıldığı savlandı. Kılıç her şeyin usule uygun olduğu- nu söyledi. Ancak Adalet Bakanlığf nın yazısına gö- re, Kıhç'ın kızının Sayış- tay'da denetçilik yaparken Avukatlık Yasası'na aykırı biçimde ruhsat almak iste- diği öne sürüldü. Haşim Kıhç'ın oğlu ile kızının avukatlık ruhsatı al- ma işlemleri tartışmalara neden oldu. Kılıç'ın kızı Ayşe Tuba Kıhç'ın avukat- lık ruhsatı için yaptığı baş- vuru Adalet Bakanlı- ğı'ndan döndü. Kıhç'ın stajyerlik dosyası Ankara Barosu tarafından 1 Mayıs 2004'te ruhsat onayı için Adalet Bakanlığı'na iletil- di. Ancak ruhsat başvurusu Adalet Bakanlığı tarafından kabul edilmedi. Adalet Ba- kanlığı Hukuk lşleri Genel Müdürlüğü'nce yazılan 25 Mayıs 2004 tarihli, 10550 sayılı yazıda şöyle denildı: "Ilgilinin (Ayşe Tuba Kı- lıç) kendi beyanı ile yeti- nilmeyip 19.10. 2001- 1.5.2004 tarihlerinde ne gibi bir işle uğraştığının tespiti için Emekli Saıulı- ğı,Bağ-KurveSSK'yeta- bi çalışıp çalışmadığının anlaşılması, çalışmış ise hizmet cetvellerinin bize gönderilmesi rica olıı- nur." Bunun üzerine Kı- lıç'tan bu sürelerde herhan- gi biryerde çalışıp çahşma- dığına ilişkin belge istendi. Belgeyi sağlayamayan Kı- lıç, staj bitim belgesini aldı, ancak Avukatlık Ruhsatı al- maktan vazgeçti. Ayşe Tuba Kılıç, Avukatlık Ruhsatı için başvuru yaptığı sırada Sayıştay'da denetçı göre- vinde bulunuyordu. Haşim Kılıç ise kızının stajını Ankara Barosu'nda yaptığını, Yönetim Kurulu kararıyla staj bitım belgesi- nin verildiğini belirtti. Kı- lıç, kızının stajını tamamla- dıktan sonra Sayıştay'da de- netçi olarak göreve başladı- ğını ve bu görevini 2 yıldır sürdürdüğünü kaydetti. Oğ- luAhmet Şirvan İCılıç' ın ise lngiltere'deki Cardiff Üni- versitesi'nde master prog- ramına katılmak için Anka- ra Barosu'ndaki stajının 28 Temınuz 2003 'te dondurul- masını istediğini anlatan Kılıç, Baro Yönetim Kuru- lu'nun 29 Temmuz 2003'te stajın dondurulmasına ka- rar verdiğini bildirdi. Kılıç, 2 Ağustos 2003 'te mastırı- nı tamamlayan ve yurda dö- nen oğlunun baroya başvur- duğunu belirtti. Kılıç, oğlu- nun 20 gün daha staj yap- ması gerektiğine karar ve- rildiğini ve stajın eksik kıs- mına bugün başlayacağını kaydetti. AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Alman- ya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'le yaptığı görüşmenin ardından Türkiye'nin reformlara devam etmesi gerektiğini söyledi. (AA) Rehn: Ek protokolde anlaşmak üzereyiz BERLİN (AA) - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün imzalanmasıyla ilgili metin üzerinde Türkiye ile anlaşmaya varmak üzere olduklannı söyledi. Rehn, Almanya'nın başkenti Berlin'de yaptığı açıklamada, Ankara ile yakında anlaşacaklanndan emin olduğunu belirterek "Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün imzalanmasıyla ilgili metin üzerinde Türkiye ile anlaşmaya varmak üzereyiz" dedi. Olli Rehn, Istanbul 'daki gösteri sırasmda polisin şiddete başvurmasıyla ilgili olarak "ciddi şekilde endişe duyduğunu" da kaydederek Türk hükümetinin olaylann araştırılacağım açıklamasından memnuniyet duyduğunu söyledi. Türkiye'ye hukuki ve siyasal reform çabalarının sürdürülmesi çağrısında bulunan Rehn, hükümetin ve TBMM'nin, AB üyeliği için insan hakları ve demokrasi alanında gerekli olan kriterleri yerine getirme konusunda ciddi bir iradeye sahip olduğunu söyledi. m m ' Özelleştirme sosyal cinayet'Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Özbek, Türkiye'de kamu kuruluşlannı kapatma, satma ve özelleştirmenin kötü bir alışkanlık haline geldiğini söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türk Metal Sendikası ta- rafından düzenlenen "Kadın tş- çiler Büyiik Kurultayı" çeşitli ülkelerden 90 kadın temsilcinin katıhmıyla gerçekleştirildi. Ku- rultayda konuşan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mus- tafa Özbek, özelleştirme uygu- lamalannın "sosyal cinayet ha- lini aldığım" söyledi. Türk Metal Sendikası'nın 1 l'incisini düzenlediği kurulta- ya sendika üyesi 450 kadın tem- silcinin yani sıra Uluslararası Av- rasya Metal tşçileri Federasyo- nu'na üye Azerbaycan, Rusya Federasyonu, Kazakistan, Ük- rayna, Bulgaristan, Tacikistan, Gürcistan, Başkırdistan, KKTC ile Tunus, Ürdün ve Danimarka metal sendikalarından 90 kadın temsilci katıldı. Sendikanın ge- nel merkezinde düzenlenen ku- rultayda konuşan Mustafa Öz- bek, Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkilerini eleştirdi. "Türki- ye'nin binlerce kilometre uzak- İıkta emperyalist olmasından başka özelliği bulunmayan Amerika ile bırakın stratejik ortaklığı, ortak çıkan bile ola- maz" diyen Özbek, AB'ye üye- lik yolunda atılan adımların, Tür- kiye'yi tehlikeli yarınlara sürük- lediğini söyledi. Özbek, SEKA İzmit Işletmesi'nin kapatılması kararını değerlendirirken Türki- ye'de kamu kuruluşlannı kapat- ma, satma ve özelleştirmenin kö- tü bir alışkanlık haline geldiğini kaydetti. Özbek, "Türkiye'de özelleştirme uygulamaları sos- yal cinayet halini almıştır" de- di. Özbek, sıkıntılara karşın Türk toplumunun ayaktakalmasını ise Türk kadını ile zenginleşen aile kavramıyla açıkladı. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada öncesinde dönemin Dünya Bankası Başkanı'nın şu demeci Türkiye'de sekiz sütuna yatırılmıştı: Muhteşemsiniz! Türkiye'deki ekonomik göstergeler o kadar gü- zeldi ki, başkan durumu ancak böyle özetleyebi- liyordu. Sonrası malum; ekonomi sekiz oldu. Kriz geldikten sonra da benzer çevrelerden şu yorum- ları okuduk: Kriz geliyorum demişti! Bugün de aynı kesimlerden "Türkiye çokiyi gi- diyor", "Bizi şaşırtıyorsunuz", "Türkiye bu gidişle AB'nin kaplanı olur" gibi yorumlar okumak, her şeyden öte, bir yurttaş olarak beni ürkütüyor! Yoksa birileri birilerine "Şu Türkiye'yi kap lan" diyor da bunu Türkçeye "kaplan" diye mi çeviri- yorlar! Ekonomide ciddi bir "bilgi kirliliği" yaşanıyor... ••• AKP iktidarının son görünümünü yabancılar şöyle yorumladı: "Cila dökülüyor..." Arkadaşlar cilayı iyi yaptıkları için tabii dökülme- leri de çok iyi saptayabiliyorlar. ABD'den sonra AB basınında da Türkiye kar- şıtlığının başlaması elbette tek bir nedene bağla- namaz. AKP iktidar koltuğuna otururken dışarıya "reformcu" parti görüntüsü vermişti. Ya da yaban- cılar böyle algılamak istemişti. Bugün istedikleri tam olarak gerçekleşmeyince reform, deform ol- muş görünüyor. * • • Kadın Hakları Günü'nü, kadın haklamaları gü- nü haline getiren coplamalara ilişkin iktidar yo- rumları, mizah olarak çok güzel. Izah olarak üzü- cü. Bakanların hiçbiri "Evet, coplama olayı yanlıştı. Olmaması gerekirdi" diyemedi. Bunun yerine, "Polisten deyaralanan oldu", "Provokasyon var" gibi yan çizen açıklamalar yapıldı. Böyle bir ayrı- mı dile getiriyor olmak bile üzücü ama, Istanbul'da şeriatçı gösteriler özel olarak korunuyor, içinde sol örgüt adı geçen gösteriler her türlü saldırının hedefi haline getiriliyor. Ürkütücü bir görüntü kirliliği! ••• Hükümet SEKA olayında ne yapacağını şaşır- mış görünüyor. Fabrikanın kesinlikle kapatılaca- ğına ilişkin söz vermişler. Bu, her açıklamalarından anlaşılıyor. Bunu nasıl yaşama geçireceklerine karar vere- miyorlar. Ulaştırma Bakanı ile Türk-lş Genel Baş- kanı saatlerce oturdular, konuştular, bir karara va- ramayıp ayrıldılar. SEKA İzmit Işletmesi'ndeki eylem bir "direnç noktası" haline geliyor. Ne kadar omuz verilirse o kadar ciddi bir direnç. Bugün Türkiye SEKA'dır! Genel görüntü kirliliğinin içinde toplumun duru- şunu gösteren bir gelecek feneridir! ankcum " cumhuriyet.com.tr Koç: Başmüzakerecinin başka görevi olmamalı İSTANBUL (AA) - Koç HoldingYönetim Ku- rulu Başkanı Mustafa Koç, başmüzakerecinin başka bir sorumluluğu olmaması gerektiği dü- şüncesine katıldığını bildirdi. Koç, Arçelik'in 50. yılı nedeniyle düzenlenen basın toplantısı- nın ardından, gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Bir basın mensubunun, başmüzakereci tartış- malan ile ilgili olarak "Ali Babacan'ın göre- vinde kalması gerektiği düşünülüyor. Bu ko- nuda siz ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine Koç, Güler Sabancı'nın sözlerinin gayet yerin- de olduğunu belirterek "Başmüzakerecinin başka bir sorumluluğu olmaması gerektiği- ne ben de katüıyorum. Bunun kriterleri za- ten belli" dedi. Türk özel sektörünün burada üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirme- ye hazır olduğunu ifade eden Koç, "Bugüne kadar da yaptı, yerine getirdi. Burada zaten endirekt olarak da işin içerisinde oluyoruz" diye konuştu. Mustafa Koç, "AB sürecinde beklenen adımların yerine getirilip getiril- mediği" yönündeki soru üzerine, "17 Ara- lık'tan sonra ortaya çıkan algılama, biraz iş- lerin yavaş gittiği yolunda. Bununla ilgili hü- kümetimiz gerekli girişimlerde bulunur di- ye düşünüyorum" şeklinde konuştu. CHP'UKeleş'ten 'Soyadı birlikte seçilsin 'önerisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Istan- bul Milletvekili Birgen Keleş, "eşlerin 'aile adı' olarak kadın ya da erkeğin doğumla aldığı so- yadını seçebilmesini" öngören yasa önerisini TBMM Başkanlığf na verdi. Keleş, Türk Mede- ni Yasası'nda "Kadın evlenmekle kocasının so- yadını alır, ancak evlendirme memuruna ve- ya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazı- lı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kuilanabilir" denildiğini anımsatır- ken, bunun "eşlerin eşit haklara sahip olmala- rı" ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Yasada ka- dının erkeğin soyadını almasının öngörühnesinin anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykın ol- duğunu kaydeden Keleş, "Çağdaş hukuk siste- mi kadınların toplumsal yaşamda tanındığı soyadını evlenince de kullanmaya devam et- mesini doğal ve yasal bir hak olarak kabul et- mektedir" dedi. Keleş'inönerisindeMedeniYa- sa'nın ilgili maddesinin "Aile adı" başlığıyla "Eşler evlendirme memuruna yapacakları ya- zılı bildirim ile ortak aile adı olarak erkeğin ya da kadının doğumla aldığı soyadını seçebi- lirler. Soyadı, aile adı olarak seçilmeyen eş, do- ğumla kazandığı soyadını aile adının önünde taşır" biçiminde düzenlenmesi istendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear