Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 MART 2005 SALI
+
CUMHURİYET SAYFA
DIZI
'Fethullahçılarda
iç hesaplaşma'
HİKMET ÇETİNKAYA
Fethullah Gülen sıradan bir kişi midir?
HayırL.
Gülen, zekidir ve amacını kimseden gizlemez,
Ne yapacağım çok iyibilir... Amacına ulaşmak için
Makyavel yöntemini çok iyi kullanan, dinsel deyişle
takıyyenin hertürlüsünebaşvuran birkişiliğesahiptir
Gülen...
Fethullah Gülen 'in en yakın arkadaşıydı Nuretün
Veren... 40 yıla yakın bir süre kol kola yürüdüler.
Kestanepazan 'nda (İzntir) başhtyan birliktelik bozuldu...
1975yılında "NurKamplan"nıFethullah Gülen ve
Nurettin Veren birlikte kurdular...
Sızıntı dergisini çıkarddar...
Buyazı dizisinde Nurettin Veren, Fethullah Gülen 7
anlattu..
BAŞLARKEN...
Fethullahçı örgütienmenin ikinci adamı Nurettin
Veren, daha açık bir ifadeyle ''Fethullah Gülen"
gerçeğini gözler öniine serdL.
AkevlerKooperatifı ylebaşlayan siyasiilişkilerin ilk
adıtmnda, daha önceki "Nur Kamplan ve "Işık
Evleri"projesindeNurettin Veren vardı...
Bugün Nurettin Veren yok!..
Nurettin Veren öldürülmekten korkuyor...
Neden?
Sızıntı dergisinden Zaman gazetesine; Samanyolu
TV'den Aşya Finans'a ve OrtaAsya cumhuriyetlerine
dek uzanan bir öykü...
Akyazılılar Vakfı 'nı Cumhuriyet okurları çok iyi
bilir...
Askeri okullara sahte sağlık raporuyla "Nurcu"
çocukları sokan vakıf...
Peki Fethullah Hoca 'yı siyasilerle tanıştıran kimdi?
Nurettin Veren...
Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Hikmet
Çetin...
Nurettin Veren bilinmeyenleri anlattu..
30 yü içinde inanılmaz bir örgütlenmeyle, yurtiçi ve
yurtdışında 500'ün üzerindeokul, isyeri, televizyon, radyo
ağı kuruldu, Asya Finans kimi bankalardan büyük
sermayeye ulaştt...
Buyazı dizisiFethullah Gülen 7 anlatıyor...
Anlatan çok eski bir Nur yoldaşı...
Fethullah Gülen'i trilyonlara hükmeden tarikatm başma taşıyan cümle: Yoksul talebelereyardım edelim
IşıkEvleri'nin ilkadımıHikmet Çetinkaya: Sayın Veren siz Fethullah
Gülen'le 35 yüdır birlikte Nurculuk hareketi
içindesiniz. 701i yıllara, hatta 6O'lı yıllann soııu-
na dönelim. Siz 16 yaşındayduuz, Gülen ise 26
yaşuıdaydı. Onunla nasıl, nerede tanışünız?
Nurettin Veren: Fethullah Gülen'le bizim ta-
nışmamız, Izmir Kestanepazan Camisi'nde ol-
du. Ben o yıllarda Motor Sanat Lisesi'nde oku-
duğum için arada bir cuma namazı kılardık.
Bir saatçi arkadaşım da orada, Ketselli Cadde-
si'nin üzerinde Ali Candan, onunla beraber,
oraya gittik. Baktık ki öyle genç bir hatip ho-
ca gibi kisvesi yok, yaşı çok genç olduğu için
o arada dinledik.. namazı kıldık.
H. Ç.: Vaaz veriyordu...
N. V.: Vaaz veriyordu cuma günü. Caminin
avlusunda hemen bizim yanımıza geldi. Yeni
geldiğini söyledi. Ben dedi, buraya yeni geldim,
dedi, Izmir'i bilmediğini söyledi. Genç de yok
camide. Bir çay içelim diye bizi davet etti.
H.Ç.:Kaçyıhydı?
N.V.: 1966 ve bizi odasına davet etti. Çay iç-
tik. Küçük tahta bir kulübede kahyordu. Arka-
daş olalım, buraya sık sık gelin, muhiti de bil-
miyorum diye iltifat etti. Kendisi de 26 yaşın-
da bir insan ve orada biz böyle bir arkadaşhk
havası içerisinde.. biraz da onun böyle yalnız
tek tahta bir kulübede kalması bizi etkiledi. Ara
sıra cuma günleri yanına gittik. Sonra cuma
haricinde de gitmeye başladık. Tabii imam ha-
tip talebelerinin dışında bir şey yapmak istiyor,
kafasındaki şey o ki bize çok ilgi gösterdi. Ana-
dolu'dan gelen çocuklann o dönemde yurt bul-
ma sıkıntısı vardı.. "bunlarayardımetsek,ben
de cemaate söylesem, bunlar, yani gençler, ca-
miye gelmiyor, hep ihtiyarlar geliyor. Böyle bir
eğjtim yardımı teşvikinde bulunaum. İnsanlar
cami yapılmasuıa hayır olarak bakıyor. Biz de
bunu bir kanalize edelim" dedi.
H.Ç.: Eğitim alanuida bir şeyler yapmak is-
tiyordu.
N.V.: Gayet makul geldi bize de. Kendimiz
de talebeyiz o esnada. Ve biz böyle küçük bir
iyi niyetle, gelen arkadaşlar için ev açtık; 1,2,
3,4 derken 1970 yılma kadar 12 evimiz
oldu.
H.Ç.: Yani bugünkü Işık Evle-
ri'nin ilk adımı.
N.V.: Evet. Ve onlara, c
mide yönlendirdiğı insanla
ra burs verme, evden bıı
eski eşya, birkaç kullan-
madığı malzeme verme
gibi destek verirken o ,
evler çok fakir bir or- İt
-A •
tamda olsa da halk ta- J? $?*
rafından Işık Evleri
şeklinde nitelendiril-
di.
H.Ç.: Evler daha
çok nerelerde?
N.V.: İlk evimiz Te-
pecik'teydi.
H.Ç.: Yoksul birke-
sûn?
N.V.: Gecekondu
semti. İkinci evimiz Bu-
ca Dokuz Çeşmeler Kö-
yü'nde kuruldu. Yayla-
cık semtinde. Küçük sa-
mimi bir şey, ev adedi çok
fazla olmamakla beraber 12 ta-
ne eve ulaştı. Bu arada Fethul-
lah Gülen'in Ali Rıza Güven'le
Kestane Pazarı Kuran Kursu'ndaki...
Kestane Pazarı'ndan kovuluş
H.Ç.: Ali Rıza Güven tzmir'in meşhur ma-
nifaniracısı değil mi?
N.V.: Evet izmir'in zenginlerinden, Kestane-
pazan Kuran Kursu'nun da başkanı. Fethullah
Hoca'nın Kestane Pazan Kuran Kursu'ndaki gö-
revinin dışında, bizim gelip gitmemiz veya
onun böyle üniversite gençliğiyle ilgilenmesi
Kestane Pazarı Cemiyeti'ni rahatsız etti ve Ho-
ca'yı oradan uzaklaştırdılar. Kovdular.
H.Ç.: Neden rahatsız ediyor oradaki cemiye-
ti?
N.V.: Onlar Kuran Kursu 'nda kalan talebeler-
le ilgilensin diye Hoca'yı getirmişler, burada-
ki ilkokul mezunu Kuran öğrensin diye. Bizim
bunun dışında işlerle ilgilenmemiz onlann işi-
ne gelmiyor. Ve Fethullah Hoca'yı oradan ayır-
dılar. Bu yaptığı işleri tehlikeli buldular. Ken-
dilerinin statüsünün dışında. Oradan aynhnca,
Altıntaş Durağı'nda Hatay'da, kardeş apartman
olarak bir yer kiralandı. Orası da Nefi Akyazı-
lı'nın dairesiydi. Tesadüfi bir olaydı.
H.Ç.: NefiAkyazılıadına daha sonra vakıfku-
Dağda kurulan kamplarda
Nur eğitimi,, yapılıyor
ruldu. Akyazılılar Vakfi...
N.V.: Akyazıh Vakfı, Fethullah Gülen de bi-
zim bu evde kaldığımız 5-6 arkadaşla beraber,
kahyordu. (Nefi Akyazıh) Bizim durumumu-
zu görüp, çay içmeye gelip giderken: "Siz ne
yapıyorsunuz, nedir bu, talebe arkadaşlar." Bi-
zim böyle, ev yurtlan olduğunu, kirahk evler-
de talebe okuttuğumuzu görünce, adamcağız,
"Bu böyle olmaz, kirahk evle bu zor olur. Ben
size, Çalıkuşu romanının yazıldığı Pembe Köşk
benim, orayı size vereyim, benim adıma dernek
kurun" dedi.
çalıkuşu'nun yazıldığı kösk ilk
yurt oldu
H.Ç.: Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanı-
nın yazıldığı köşk mü?
N.V.: Bozyaka'daki köşk. Zaten
şimdiki adresi de Çalıkuşu So-
:. Orayı bize verdi ve biz
k defa el yordamıyla ona
buna sorarak bir dernek
kurduk ve oraya Nefi Ak-
yazıh'nın bağışı olarak
o inşaata başladık. Ay-
nen camiye yardım
toplanır gibi, insanlar
arasında yurda malze-
me veren o idi. Taş ta-
şıdık, çimento taşı-
dık, kazma salladık.
Bütün esnafı, talebe-
si.. ve 77 yılında bit-
tiorası.5yılda5kat-
lı bir küçük yurt. Bu
işte deneyim kazan-
dık ve millet de bu işi
imece usulü yaptı.
H.Ç.: Bu arada siz
bunu yaparken Fethullah
Gülen'le birlikte Saidi
Nursi'yiokuyordunuz,bu-
nu açar mısınız?
N.V.: Risale-i Nur okuyor-
duk. Fakat Risale-i Nur okuma
esnasında, kendisi bir Nurcu ve Ri-
sale-i Nur talebesi olarak değil de.. iyi
kitaplarbunlarda da İslami açıklamalar var, gi-
bi yaklaşarak, bizden iyice emin olduktan son-
ra Risale-i Nur'ları bize de söyledi.
H.Ç.: Sizi önce bir sınavdan geçirdi...
N.V.: Tabii, önce vaazlanyla camide tanıdı-
ğımız bir insanız, bizimle beraber arkadaşlığı
ilerlettikten sonra Risale-i Nur'lan oradan alıp
okuyor. Biz de ne kadar güzel bir şey filan di-
yoruz...
H.Ç.: Siz 16 yaşuıdasınız o 26 yaşında...
N.V.: Yaş farkı var. Biz orada Risale-i Nur'la-
n bu asnn en iyi tefsiri diye düşünüyoruz. Ama
yeni gelen arkadaşlara bunu öncelikle sunmu-
yoruz. Biz sadece namaz kılan insanlarız. Bi-
zim yurtlanmızda içki-sigara alışkanlığı olan-
lar bannamaz, o yok. Aramıza gelenler de za-
ten bizim namaz kıldığımızı görüyor. O hava-
ya adapte olacak insanlar gelip 2. ev 3. ev 5. ev
derken işte bu yurtlar oluştu...
H.Ç.: Siz de artık birinci kuşak olarak bir
Nur öğrencisisiniz ve büyümeye başkyorsunuz.
N.V.: Evet.
H.Ç.: 1977 dediniz. 1970'li yıUarın ortasında
kanıplar var.
N.V.: Biz 1967'de, ilk, Buca Kaynaklar'da
kamp yaptık.
H.Ç.: Finansörü kimdi?
N.V.: Hep aynı işte. Finansörü, gene o yiye-
cek bir şey getiriyor. Oradan bir kasap et geti-
riyor...
H.Ç.: Biranımsatınayapayım. 1975,30 yılön-
cegeriye gotüreyim sizlIzmirKemalpaşa ve Ed-
remit çevresinde Nur kamplan kurmuştu. Kı-
alkeçili Kampı. Bu onlardan önce ilk kamp.
Ben o kamplara ginliın ve o tarihte Cumhuri-
yet gazetesinde yayımlanan bir dizi röportajdır
o. Dağlara kanıplar kuruldu adı ile. O zaman-
ki kamplan Akçora gömleklerinin sahibi Tur-
gutlu'daki kiremit fabrikalannuı sahibiOsman
Beyfinanseetmişti.
Risk artınca 'görev' gençlere
N.V.: Tabii her kampa yakın yerdeki zengin
işadamlan finanse ediyordu. Fakir talebeler bu-
rada Kuran öğreniyorlar. Kuran okuyorlar, ya-
zın burada 1-2 ay misafir olacaklar... Anadolu
insanı biliyorsunuz canını verir. Şehirden kım
gelirse büyük insandır. Kamplarda Risale-i
Nur'lar okunuyor. Böyle zaten ilk kamp 25-30
kışiydi, sonra 50-60 kişilere, 100-150 kişilere
ulaştı, sayı çoğaldı. O arada kamptır. Günde-
me geldi, siz yazdınız. Jandarma bastı. O iptal
oldu daha sonraki yıllarda. Edremit, Ören Ke-
malpaşa iptal edildi. Tehlikeli oluyordiye. Son-
ra, bu gençlere aynen misyoner gibi köylere gi-
dip köy kahvelerinde, kendisi de ilk dönemde,
o Kestane Pazan Kuran Kursu'ndan aynldık-
tan sonra, Ege'nin bütün köylerine kamyonet-
le gidip kahve sohbetleri yaptı. O kamplarda risk
artınca, gençlere, hadi bakahm siz de gidin in-
sanlara, köylere, kahvelere denildi. Said-i Nur-
si'nineserlerindenöğrenilenhafızalarda kalan
bilimsel şeyler, mesela, Kuran'ın bir âyetinde
şöyle diyor: Yıldızlardan, halkın bilmediği de-
ğişik bulduğu noktalardan, iman hakikatlen, ha-
şir, öldükten sonra da dirilme gibi şeyler. Bir
sezon da o girti. Köylere gitmeye alıştı in-
sanlar, hatipliğe alıştı. Birtoplumun içe-
risinde konuşabilecek şekilde ant-
renman yapıldı.
H.Ç.: 1970'K yıllarda Fethul-
lahçı diye bir cemaat ya da ör-
güt yoktu. Said-i Nursi'nin
bir çizgisi yoktu. O zaman
YeniAsya Grubu'yla Meh-
met Kutlular'la bağiaııüh>-
dı, değil mi?
N.V.: 1972'debizyur-
da başladığımız dönem-
de Bediüzzaman'ın ya-
ni Said-i Nursi 'nin vâris-
leri ve onun kıtaplannı
evlerde okuyan klasik
Nurcu dediğimiz kişiler
vardı. Talebe yok. 50-60
yaşlannda küçük esnaf-
lar. Haftada bir-iki deği-
şik evlerde birisi okur,
öbürleri de dinler.. çok kı-
sa açıklamalar yapılır, ori-
jinalite bozulmasın diye
1970'e kadar bu şekliyle.. hiç
bir aynlık ve ayn bir fraksiyon
yok. Fakat Fethullah Hoca'nın
üniversite gençlerine el atma dö-
nemi var...
H.Ç.:Yılkaçoluyor?
35 yıl boyunca Gülen
ve cemaarine hiznıet
veren Nurettin Veren
(Soldan üçüncü),
şimdi Fethullah
Gülen tarafindan
u
hain" ilan edildiğini
ve Fethullah Gülen'in
kendisini "öldürtmek
istediğuıi" iddia
ediyor. Gülen'in
yıllarca en
yakınındaki
isimlcrden biri olan
Veren'in anlattıklan
Türkiye'nin son 35
yılda siyaset- tarikat-
ticaret üçgenindc
yaşadıklaruun bir
özeti aslında.
N.V.: 1967'de üniversite talebeleri birinci sı-
mfa girmişiz, ilk biziz yani.
H.Ç.: 30 küsur yıklan bu yana Fethullah Gü-
len'i kuşkuyla izliyorum. Örgütlenme modelL.
o zaman Ege'de tek üniversite vardı Ege Üniver-
sitesi ve Ege Üniversitesi'ne bağh vüksekokul-
lar vardı.. Anımsarsanız o yıllarda özel okullar
da vardı.
N.V.: Özel okullar 80'de başladı.
H.Ç.: Hayır, özel üniversitelerde ve Ege Üni-
versitesi'nde örgütlendiği biliniyor.
N.V.: Mehmet Atalay, Mehmet Kadan, Halil
İbrahim Uçar, lşılay Sayguı, ben, pek çok arka-
daş Ege Ünıversitesi mezunu...
H.Ç.: Bu saydığınız isimler Fethullah Gü-
len'den, daha doğrusu Nurculuktan etkilenen
isimler...
N.V.: Fethullah Gülen'in vaazlanndaki otan-
tik bir ortamda, sanğının arkasına uygun olma-
sı, genç olması, sakalsız olması, heyecanlı, da-
ha çok hamasi şeyler anlatması... Bizleri çok
etkiledi...
H.Ç.: Peki siyasi kimliği neydi Fethullah Ho-
ca'nın o zaman. Adalet Partisi'ne yakındı bildi-
ğinı kadanyla...
N.V.: O zaman bütün Nurcular Adalet Parti-
si'ne yakındı. Ama bizim öyle, hem yaş itiba-
nyla hem de o günkü durumumuz ıtıbanyla
pek siyaset yapmamız söz konusu değil. Ama
Nurculann hepsinin şeyi (eğilimi) Adalet Par-
tisı'ydi. Demokrat Parti, devamı Adalet Parti-
si. Hatta Süleyman Demirel Nurculann başı di-
ye (kendinı nitelendirirdi). Kendisine de bir so-
ru soruyorlar: "Efendim, hani siz başa geldiği-
nizzaman İslami biridare getirecektiniz. Bakan-
lannız falan Nurculardan olacakn..." "tşte ben
vanm ya, ben başkanım" dıyor. O tabii Nurcu-
ları memnun etmek için.
H.Ç.: 70 ile 80 arasında, 12 Eylül 1980'e ka-
dar MehmetKutlular'ın,o grubun çizgisindey-
di...
N.V.: Evet.. ayn gayn yok. Şimdi orda îzmir'de
Mustafa Büİik var. Hüseyin Çaha-
dır var, bunlar Hoca gelmeden ön-
ce evlerinde Risale-i Nur oku-
yan, klasik Bediüzzaman
talebesi insanlar. Küçük
esnaf ve stil o yani... Ak-
şamlan evde oturup 2
saat 3 saat misafirlik
gibi çay içilip kitap
okunup gidiliyor.
Fethullah Hoca'nın
gelmesiyle orada
bir rahatsızhk ol-
du. Abi konu-
munda olan Hü-
seyin Çahadır ve
Mustafa Birlik..
onlann hedefin-
detalebeyeinmek
veya talebeyle
I meşgul olmak,
' yurt, okul, ev tut-
mak diye bir şey
yok. Çünkü Risale-
ı Nurlarda 'her ev bir
Nur medresesidir' de-
niyor. Yani yeri mekânı
mühım değil...
YARIN: YAŞLI
NURCULARDAN KOPUŞ,
ERBAKAN VE ÖZAL
MÎLLETVEKİLİ EMİN ŞİRlN:
Gülen 'in
cevap
vermesi
lazınt...
Nurettin Veren, 35 yıl boyunca Fethullah
Gülen ile birlikte çahşnıış ve cemaate ait
Samanyolu TV, Zaman gazetesi, FEM
Dershaneleri ve birçok üniversitenin
kurucusu olmuş. Ancak ne var ki Fethullah
Gülen ile yollan ayrılmış. Veren'in
hikâyesi bundan sonra başlıyor. 35 yıl
boyunca Gülen ve cemaatine hizmet veren
Nurettin Veren, şimdi Fethullah Gülen
tarafindan "hain" ilan edildiğini ve
Fethullah Gülen'in kendisini "öldürtmek
istediğuıi" iddia ediyor. Nurettin Veren, bir
süredir bu iddialannı ve cemaatle ilgili
bildiklerini www.nurettinveren.org isimli
bir sitede duyurmaya çalışıyordu. Ne var ki
sitesi birkaç gün evvel hack'lendi. Veren'in
sitesi hack'lenmekle de kalmadı, Nurettin
Veren'in yeni site kurabilmek için
alabileceği bütün domain adresleri
Aksiyon dergisinde çalışan bir muhabir
tarafindan satın
alındı.
Anlayacağınız,
Veren'in şimdi
sesini
duyurabileceği bir
sitesi yok. Aynca,
kendisine
gazetelerce de bir
"ambargo"
konulmuş ve
I medyada da yer
| bulamıyor.
Sizinle önce,
Nurettin Veren'in
açıklamalannı,
sonra da geçenlerde Dıcaklar'ın
Tercüman'ında yer alan Fethullah Gülen'in
iddialan üzerine verdiğim bir soru
önergesini paylaşmak istiyorum.
Ancak bilmenizi isterim, aşağıda yer alan
görüşler tamamıyla Nurettin Veren'e aittir
ve Veren tarafindan aktanlanlara bir yorum
katılmamıştır:
^Fethullah Gülen'le, 1966 yılında tzmir'e
geldiği ilk gündeıı itibaren 35 yıl gece
gündüz beraber çalıştık. Daha sonra
yollannuz ayrıldı. Ben Amerika'dan
döndükten sonra Fethullah Gülen'in yakın
bir arkadaşı olarak iç bünyede halletmek
için uğraşbğım fikir ayrıhklannı kendisiyle
görüşerek Amerika'da çözüme
kavuşturmayı planladım. Ben Amerika'da
bu diyaloğu teınin edip aile içi meseleleri
görüşmenin yüz yüze olmasını
düşünmüştüm. 30 gün misafir olarak
kaldığun Fethullah Gülen'in Amerika'dald
evinde, bir tek kelime bile
konuşturulmadan sabırla 30 gün bekledmı.
Son gün, yapnuş olduğu davranış, cinnet ve
hezeyan beni öldürmek isteme noktasına
vannca, canımı zor kurtanp kaçmak
zorunda kaldnn ve bufitneyi,inîrayı
çıkaran ilahiyatçı Prof. Kemalettin
Ozdemir ve yine bufitneyiçıkaran Zaman
gazetesi yazarlanndan, benim eski
arkadaşlanmdan olan, bir türlü ayamayan
Abdullah Aymaz'lagörüşmekistedim. Ve
ikisini de telefonla aradığım halde
görüşülecek bir şey yok ifadeleriyle
reddedildim. BeUd bir çözüm olur diye eski
tanıdıklanmdan Prof. Şerif Ali Tekalan'a,
(Polis Koleji mezunu olan polis menşeu'
Prof. Fatih Tekalan, Fatih Üniversitesi'nin
yoneticisi) Amerika'dald bu çılguı ve
korkunç durumu anlattım. O da bana, kurt
kardeşin durumunu gördükten sonraki
hikâyeyi anlattı, işten sıynhnayı ve örtbas
etnıeyi tercih etti.
EminŞirin
SÜRECEK