23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 ARAL/K 2005 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇÎ MUMTAZ SOYSAL Sansüpün Bir Türii SOĞUK suyun yanında sıcak su tesisatı da bulu- nan yerlerde genellikle musluklann üstüne konan renkli işaretler hangisinden nasıl bir aj aktığını gös- terir: mavi soğuk, kırrnızı sıcak su demektir; yanıl- mazsınız. AmaTürkiye'nin çokyerindetesisatçı ustalaro işa- retleri susleme rengi sayıyor olmalılar ki bazen kırmı- zıdan soğuk su akmaya başlar ve siz "Herhalde oo- ruda soğumuştur" diyerek bir süre akıtırsınız, ama sı- cak su bir türtü geimez. Takıyyenin çeşitleri olduğu gibi sansürün de türte- n vardır. O yiizden, bu türterden biri olan "sinsi" sansürün varlığını sezinceye kadar hayli vakit yitirir, ü/ke gerçeklerini fark etmek ya da sezmekte aldanır- sınız. Tıpkı takıyyede olduğu gibi: Adamlar, aslında, içte- ki cumhuriyet ve dıştaki Türkiye düşmanlarıyla kol kola girmiş, Türkiye Cumhuriyeti'ni zayrflatmak için her şeyi yapmaktadırlar; ama ömeğin, en basit cumhu- riyetçilik olarak bilinen demokrasi ve laiklik gibi kav- ramlann savunucusu göründüklerinden bu niyetleri- ni hemen sezemezsiniz. Oysa bir yandan bunlan sa- vunur gözükürken öte yandan cumhuriyetin siyasal ve ekonomik bağımsızlığını ortadam kaJdırmak, kamu- nun yararı yerine kendi çevrelennin ve dıştaki ortak- larının çıkarları için ortaklıklar kurmak, yabancı dev- letlerin dış politikalannı desteklemek ve bu amaçla ulu- sal davalan yanlış yönlere çevirmek için herşeyi yap- maktadırlar. Gazetelerinde ve televizyon kanallannda uyguladfk- lan sinsi sansür bu tutumlannın bir sonucudur Hal- kın çeşitli kesimlerinden gelen tepkileri ya hiç duyur- mazlar ya da eksik duyururiar; haberieri kendilerinin ya da ortaklannın çıkarlan yönünde sansürden geçi- rerek özelteştirme politıkalannın rezaletlerini, işçilerin işsizlik endişelerini, yabancı sermayeyle işbiriiği yap- ma ve ülke kaynaklannı dıştakilere yağmalatma yo- lunda çevriten dolaplan tam yansıtmazlar. Bazı haber- ler haber bile sayılmayıp hiç verilmez ya da çarpıtılır. Oysa siz, tirajlann büyüklüğüne ve reytinglerin yük- sekliğine bakıp bu iletişim araçlannın olan biten her şeyi, açıklanan her önemlı düşünceyi yansıtacak bir çeşit "kamu hizmeti"görmeleri gerektiğine safsaf inan- dığınız için, onlar yansıtmadıkça hıçbır şeyden habe- riniz olmaz. Hatta, tam tersine, başkayönde koşullandınlmaya devam edersiniz. Resmi sansürden de kötü olan budur. Resmi sansürde, hiç değilse bazı şeyterin yazıl- madığını, duyurulmadığını bilir, merakınızı başka yol- lardan gidermeye bakarsınız. Sınsı sansürde ise böy- le bir sansürün varlığını sezinceye kadar, herşeyin ya- zıldığına ve duyurulduğuna inandıgınız için, ekonomik ve sosyal gerçekler konusunda cahil kâlmışsınızdır. Üstelik, siz bu oyunun farkına varsanız bile, o med- ya büyük mankenlerie ünlü "p'ayboy"lann küçük aşk- lanna kadar her şeyi, hem de iri manşetlerte ve renk- li görüntülerle yansıttığı için geniş halk yığınlannın al- datılması sürer gider. Bunun halka karşı bir "büyük ihanet"ten başka an- lamı olabilir mi? ZEYTtNBURNU 1. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2005 318 Davacı Yıldız Ayna tarafuıdan hasunsız olarak açılan gaiplik davasında; Davacı Yıldız Ayna'nın 09.03.1960 dogumlu ablası Hatıce Ayna'nın 1977 yüından beri ka- yıp olduğunu, bugüne kadar kendisinden haber alınama- mış olduğundan gaipliğine karar verilmesini istemiş, Hatice Ayna'nın nüftista Istanbul tli. Zeytinburnu îlçesi, Çırpıcı Mah., Cilt: 2, Hane: 38. BSNU, Mehmet ve Fat- ma'dan olma 09.03.1960 doğumlu olduğu bildirılmiştır. E)avacı Yıldız Ayna'nın ablası Hatice Ayna'yı tanıyan bilen ve bu hususta malumatı olan kimselerin keyfıyeti Zeytinburnu 1. Asliye Hukuk Mahkernesi'nin 2005 318 Esas sayıh dosyasına duruşma günü olan 16.02.2006 gününden evvel bildirmeleri ilanen tebliğ olunur. 24.11.2005 Basın: 57654 KAKEAL1. SULH HUKUK MAHKEMEStSATIŞ MEMURLUĞU'NDAN Esas No: 2005 7 Satış 1. Şüyu suretıyle salışına karar venlen Kartal Yukan Ma- halle Rahmanlar 2359 Ada, 16 Parsel sayıh 323 m2 mıktarlı 5 kat. 7 iş\en olan 6 dairelı kat mülkiyetli 14 172 arsa paylı 11 No'lu mesken \asıflı gaynmenkulün. 1. Satış gününün 20 01.2006 günü saat 14.00 - 14.20'de, 2. Satış gününün 30.01.2006 günü aynı saatlerde olduğu davalılardan ve hıs- sedar olan adresınde bulunamayan Zehra Bulut'a (Koç) ışbu satış günü ilanen tebhğ olunur. 02.12.2005 Basın: 57484 YQdi Düvelin 'Rövanşizm'i VediiBÎLGETfm w w O . Amiral nce şunu belirteyım ki, günümüz Türkiyesi'nin gündeminde Batı so- nınu, "Sevr sorumT çok ciddi bir ağırlıktadır. Sonmlar, sorun olarak algılanmak zorunluluğundadır ar- Türkiye'nin tam bağımsızlığı önüne, yedi dü- velin emperyalistlerince dikilen "Önce Sevr" da- yatmalan engeli, anti-emperyalist Mustafa Ke- malci halkımızın ve iktidann "Önce Vatanımız", "Ya İstiklaJ ya Öffim" andı doğrultusunda aşıla- cakûr. AvmpaParlamentosuve Avrupa Bırliği em- peryalistlerince dayatılan "UymnsıızhığaUyuın'' Yasası da bu dogrultuda aşılacaktır. Ulusal ve siyasal kültür anlayışı oluşmamış bir iktidar, ne dünü ne de bugünü algılayabilir. Özel- likle gündemindeki siyasal ve yaşamsal ağırhklı gelişmeleri kavrayamaz. Sonuçta, siyasal öncelik- lerin gerisinde kalır. Bu iktidann Atatürk'ün ulu- sal bağunsız, onurlu dış politikası ve laikliğin de- ğil, dinselliğin ağırhğında çözdüğü her siyasal denklem, ülkemizi ABD ve AB emperyaiistleri- ne teslim eder. ABD'nin ve AB'rıin "ava" hazır oltasına geli- şigüzel ya da rasgele değil, gerçekleri ve somut dünyayı yadsıyan Recep Tsyyip Erdoğan takımı, "sovTrt ıhınlı tslam" bilinciyle gerçekten avlandık deyip süadan sıkıya bu oltaya, emperyalistlerin ol- tasına takılddar. ABD ve AB "nin hımayesıne akn- dılar. Düısel radikalizm bu yolda, Amerikancılar ve Avrupa emperyalistler birliğı dincilere, dinci- lerAmerikancılara ve Avrupa Birliği emperyalist- lerine omuz verdiler. Giderek dayatılan olumsuz- luklar kapitülasyonunu da devlet yönetimini elin- de bulunduranlar umursamadan kamuoyunu pe- çeleyerek pekıştirdiler. Recep Tayyip Erdoğan ta- kırru, Batı emperyalistlerinin peşinde bilinçlı ola- rak sıraya girdi. "Teslim olduk, saaldık" çizgisi- ne yerleştiler. Bu iktıdar aklın, bılımin, bağımsız- lığın. laildiğin değil, bağımlıhğın, bağnazlığın ve irticanın bayraktarlığıru yapmaktadır. Bu iktidar aydınlanmanın değil, karanlığın iktidandır. Bu ik- tidar Türkiye'nin değil Amerika'nın, Avrupa Em- peryalistler Birliği'nin ve yedi düvelin ikridandır. Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi pazarlama- sınrn nedeni budur. Avrupa Parlamentosu ve Av- rupa Emperyalistler Birliği, Türkiyemizikendile- rine koşulsuz bağımlı ülkeler arasında görmekte- dir. Bu aymazlann "uyumsuziuğa uymn" yasası- nı yurttaşlanma sunuyorum (1) 1. Türkiye Kıbns'ta isgaJcidir. Türk Ordusu Kıbnstan çıkanlacakUr. Avrupa Biıüği'ııe aunan Rum yöoetimi bütün Kıbns'ı temsü edecektir. 2. Ege meselea Avrupa Büüği üyesi olan Yuna- nistan'ın talepkrine uygun olarak çözülecektir. 3.Türkiye'ningüneydoğusu'4 özerklik, federas- yon vs." adı alunda Kürdistan yapılacak ve Tür- krye'den aynlacaknr. 4. tstanbul'daki Fener Patrikhanesi "Eküme- nık" olacak,düııyaOrtodoksluğununmerke2İha- Kııe getirilecektir. 5.Türkiye, 1915-1923yıDanaraandaEnnenisoy- kınmı yapoğını ve böylece Liusal Kurruluş Sava- şınuzrn aslında bir so\kınm olduğunu, bu neden- k Türki\e Cumhurheti'nin soykınmJa kuruklu- ğunu kabul edecektir. 6. Lozan AnrJaşmaa geçersizdir. 7. Türkrvıe, Müslüman olmayan azmhldaruı dt- şında, Kürt ve Alevi gibi çeşjtti etnik azınlıklan ve dinsd cemaadcri olduğunu kabul edecektir. 8. Azmhkiar ve cemaader, etnik ve düısel kim- liklertvie pariamentoda temsil edflecektir. 9. Türkrye'de azınlıklar kendiderneklerini, ken- di partilerini kendi okullannı kurabilecektiıier. 10. Furatve Dicle sulan ulusiararası denetimebı- raküacakür. "Bu uyumsuduğa uyum yasası, Bau emperya- nzminden başka hiçbir tophımsal sistemin vari^h na olanak tanımayan Yedi Düvei'in "Se\r \e Lo- zan' yönünde sürdürdüğu poütikasrvia ülkemize verdiğibirülrimatoın''dur. Hiçbir ıtiraza yer bırak- maksızın ıstekJenrun yerine getirilmesini istemek- tedir. Isteklennin yerine getirilmemesi, diploma- tik ılişkılenn kopması ya da içinde savaş da otmak üzere başka baskı yollanna başvurulması sonucu- nu doğurur. Geniş anlamda gözdağına başvur- maktadır. Mustafa Kemal orduları karşısında ye- nilen Yedi Düvel, Lozan'ı dışlayarak öç almak ve kaybetaklerini yenidenkazanmakamacıyla SevT'e yönelikpolitikalan ile savaş dahil gözdağı vermek- tedir. Gazi Mustafa Kemal açıkça belirtmiştir ki: "Biz istiklalimizi emin buhındurabilmek için, btd mahvetmek isteyen empery^üzme ve bizi yutmak isteven kapıtaüzme karşı mflli topluhığumuzca sa- vaşmayi caiz gören insanlanz." Gazı Mustafa Kema! devam ediyor: "Hangiis- tikbal vardır ki yabancılann nasiluıtleriyle, plan- lanyia vûksetebilsin?" Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. "Dfleriz" çağdaş yaşamın asla vazgeçilmez koşulu "Önce tam bağnnsızhk", "Ya istiklal ya öUim" şıanyla TBMM'de "uyumsuzluğa uyum yasasına'' karşı birültimatom olsun. Yineliyorum, Türkiye'de çağ- daş yaşamımızın vazgeçilmez koşulu tam bağım- sıznkhr. Bağnnsızlığunızı evTenselleştıren güven kaynağımız Mustafa KemaFın "ulusaJ demokra- tikdevrimJeri"dır. Bir yanda toplumlan çağdaş aşa- malara, yeni gelişmelere yöneltme savaşuıdaki öncüler, bağımsızlık sorununu, bağımsızlık yön- temleriyle ele alarak insanlığı soyut mutluluklar- dan anndınp, somut mutluluklara, bağrmsızlığa geçiş yollanru göstermektedir. Öte yanda, uyuş- turucukavTamlarla insanhğm yanında görünüp. yüz- yıllarca insanlığın tepesindeasalaklaşan, soylu ve uygar görüntüsünün tükenmişliğinde vahşileşen, insan olduklanndan habersiz yaşayanlann sözcü- leri, eylemcileri, ekonomik bağımhhğın zorunlu olarak siyasal bağımlılıkla kaynaşması sonucu oluşturulan olumsuzJuklar kapitülasyonunu var- laşnran emperyalistler, ortalığa tarih tarih, kuşak kuşak dökülecektir. (1) Sayın Hukukçu TurguttnaL 12 Kasım 2005 tarihli Cumhuriyet gazetesinde çıkan "Ban'nın Dayatmalan" yazısıyla kamuoyunu aydınlatmış- hr. Iznur Barosu Başkanı değerli Avukat Nevzat Erdemir de bir süre önce yaptığı bir basın açıkla- masryla bu 10 maddeyı Türk kamuoyuna duyur- muştur. Türkiyemizinbuyaşamsal konusunu Cum- huriyetgazetemizde bana da duyuranyurtsever yurt- taşlanmı sarsılmaz içtenükle, saygn'anmla selam- lanm UNESCO'nun 60. Yılında Prof. Dr. Arsm AYDEVURAZ UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Bajkanı G eçen günlerde UNES- CO'nun 33. Genel Konfe- ransı, Paris'te yaklaşık üç haftalık yoğun bir çalışmanuı ardnı- dan tamamlandı. Japon Koichiro Matsuura nın, dört yıllık bir dönem için genel direktörlüğe, neredeyse tam bir uzlaşı ile yeniden getirilme- si; -Kültürel tfadekrin Çeşrüinği- nin Gdjştirflmea veKonmmasma uş- kin Sözieşme" ıle "Sporda Dopingin Önlenmesinetüşkin Ulusiararası SÖz- leşme"nın. "BiyoetikvetnsanHak- lan Evrensd BUdirgesi"nın kabulü, 60. yılını kutlamakta olan bu hükü- metler arası, entelektüel örgütün ge- nel konferansma damgasını vurdu de- nebilir. Dünya üzerinde herhangi bir yer- deki kültürel bir varlığın önemini ortaya koymak için medya, söz ko- nusu varlığın UNESCO Dünya Mi- rası listesinde olduğuna işaret ede- rek vurgu yapmayı, konunun önem düzeyini artüncı biraygıt olarak kul- larıır ve insanlar da bu vurguya ne- redeyse sihirli bir tepkiyle katıhrlar. Bir başka deyimle kamuoyu için UNESCO, sihırü bir sözcüktür. Ama bu sözcüğün pek de ne olduğu me- rak edilmez. Sözgelimi yukarıda UNESCO'nun 33. Genel Konferan- sı'nda kabul edildiği söylenen söz- leşmeler ve bildirgeye medya, hiç yer verrnez, içeriğini merak etmez ve bu örgütün ilgi alanı hakkında sansasyonel bir olay söz konusu ola- na kadar UNESCO Dünya Mirası listesini de unutur. Oysabu liste, bir prestij listesidir ve bu listeye girmek için çok ciddi çabalar gerekir. Yeri- ne getirilmesi öngörülen şartlann toplumca benimsenmesi birkültürel miras bihncinin oluşması anlamını taşrr ve bu yam ile belki de söz ko- nusu toplum için, bu listeye girmek- ten çok daha önemli olduğu söyle- nebilir. Henüz çok yaygın olarak büinmese de Dünya Mirası listesi- neek olarak, "BmsferRezervleriLb- tesT; «SoırıutOunayMKültûrel Mi- ras Başyapıtlan listesi"; "Dünya BefleğiLJstes" olarak ısimlendınlen prestij listeleriyle UNESCO, 191 üye ülkenin insanlanm yönlendir- me ve insanlığı, varoluşundan günü- müze dek ürettiği kültür değerleri ve yaşadığı doğa iie daha banşık ha- le getirmek üzereyeni yasal (norma- tif) aygıtlar oluşturmaktadır. Türki- ye, yaklaşık otuz yıllık bir serüven- den sonra bu yıl. "Borçka CamiH Ormanlan''nın ülkemizin Uk Biyos- fer Rezervi olarak kaydettirilmesi- ni başarmışur. Bu başansı ile Tür- kiye, tüm biyolojik gen depolan ve bunlann yönetimi açısından bir ko- ruma, kollama mısyonunu, tüm in- sanlık adına üstlenmiş bulunmakta- dır "Meddahhk ve Meddah Gde- neği" ile "Mevlevi Müziği'', Türki- ye'nin Somut Olmayan Kültürel Mi- ras Başyapıtlan Lıstesi'nde son bir- kaç yıl içerisinde yer almasını sağ- ladıgı üd önemli kültürel değerimiz- dir. Somut Olmayan Kültürel Miras kavramı, tüm insanlığın, göreli ola- rak göz ardı etmekte olduğu bir kül- tür boyutunu dikkatlere sunmakta- dır ve aynı ismi taşıyan bir sözieş- me ile üye ülkeler, bu kaygı doğrul- tusunda duyarlı olmaya çağnlmak- tadır. Ashnda Türkiye, tüm dünya ül- kelerine bakarak, bu yeni kavramı, son birkaç yıl içerisinde, yasal mev- zuarı içerisine alma başansını gös- teren öncü ülkeler arasındadır. Şim- di beklenen, bu sözleşmenin bir an önce Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nceonaylanmasıdır. "KandfltiRa- satnanesiElyazınalan'', "Boğazköy Tablederi" ve "SuleyınanryeKütüp- hanesi tbni Sina EKuzmalan" ülke- mizin Dünya Belleğı üstesine sok- ma başansı gösterdiği, kayda değer ve listeye girmekle Türkiye adına dünya ölçeğinde tescil edildi anla- mnıı taşıyan, diğer kültürel varlık- lanmızdu-. Yukanda değinilen tüm bu başa- nlarda, UNESCO Türkiye Milli Ko- misyonu'nun önemli katkılan oldu- ğunu söylemek, abartı olarak algı- lanmamahdn-. Milli Komisyon, tama- men onursal bir görev anlayışı içe- risinde, uzmanlık alanlanndaki pa- ha biçilmez katkılanyla hazırladık- lan ve böylece prestij listelerinde yer alma başansun sergiledikleri ça- lışmaları için. ihtisas komitelerinde yer alan uzmanlanmıza, aydınlanmı- za, büim insanlanmızateşekkürborç- ludur. Anayasası, 16 Kasım 1945'te imzalanan ve 4 Ekım 1946'da, içle- rinde Türkiye'nin de bulunduğu 20 ülkeninmeclislerinde kabul edilerek fiilenkurulan UNESCO'nun, önce- lıklı alanlanylaaydınlan buluşturan öncü bir platform olma ayncalığı hâlâ devam etmektedır. Birleşmiş Milletler'in içinde bulunduğumuz binyıl için öngördüğü hedeflerin ger- çekleştirilmesini de içeren UNESCO önceliklerini. olası esinlenmeleriçın vurgulamanm yaran yadsınmamalı- dır. Bu önceliklerin böylece vurgu alması, bir finans örgütü ohnayan UNESCO ilgi alanına ilişkin tayfi (spektrum) da ortaya koyması açı- sından yararhdır. Yeni bir dört yıl için genel direk- törlüğe getirilen Matsuura'ya göre UNESCO'da eğitim, "önceliklerin öncetiğidir'' Bu yaklaşım içerisin- de eğitim sektörünün temel önceli- ği, "okur-yazarnğa özel önem veren, herkes için temel eğitim''dir. Doğa bilimlerinin temel önceliği ise "su ve suylaffinoüekosistemk'r"dır Insan ve sosyal bilimler. "biv'oetiğe özel vur- gu yapan bilim ve teknoioji etiğT te- mel önceliği ile dikkat çekmektedir. Kültür sektörü, kültürierarası ve din- ler arası diyalog gibi önemli bir fel- sefi yaklaşunın ötesinde, "kültürel çeşMiligin geliştirilmesi ve bu bağ- lamda somut ve somut olmayan mi- rasa özel vurgu" gibi bir temel ön- celik içermektedir. İletişim sektörü- nün temel önceliği. "ifade özgürlü- ğünü içerecek şekilde insanlann bil- giye erişünini güçlendirmek" olarak özetlenebilir. Tüm sektörlerinin di- ğer öncelikleri de dikkate alındığın- da, olağanüstü geniş ilgi alamyla UNESCO, Birleşmiş Milletler sis- teminin hiç kuşkusuz felsefi mutfa- ğmı oluşturmaktadırve Türkiye, böy- lesi biryapılanmanın oluşmasına. 60 yıl önce önayak olan ilk 20 ülke ara- sında yer ahiıalda gunır duymalıdır. PENCERE Aşikâr ve Pişekâr... 'Ikinci Cumhuriyetçi'\erin kulaklan çınlasın.. Türkiye'de iki Cumhuriyet var.. Birincisi Türkiye Cumhuriyeti.. Ikincisi Cumhuriyet gazetesi.. Bu ikisi yazgı biriiğinde ortaktıriar.. Yazgı biriiği nerede başladı?.. • Elinizde tuttuğunuz gazetenin kurucusu Yunus Nadi, 29 Ekim 1923'te Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde kürsüye çıktı... Ve Cumhuriyet'i ilan etti... Ama, salt Cumhuriyet yeterfi miydi?.. Bugün Iran'da Cumhuriyet rejimi geçerii.. Yeterfi mi?.. Iran'da seçim var.. Yeterii mi?.. Komşumuz Iran'da hem Cumhuriyet rejimi sü- rüyor, hem seçimler yapılıyor.. Ama Iran'da demokrasi yok.. Ülkeye karanlık bir Ortaçağ rejimi egemen... • Yunus Nadi Ankara'da Meclis kürsüsünden Cumhuriyet'i ilan etmişti; ama, yetmıyordu, çün- kü Istanbul'da Halife vardı, ülkede şeriata dayalı hukuk geçeriıydi.. Bu durumda ne Cumhuriyet gerçek Cumhuri- yet olabilirdi.. Ne de ülke demokrasiye açılabilirdi.. Kadını şeriat üzre ikınci sınıf insan sayan bir ül- kede demokrasinin d'sini ara ki bulasın... Istanbul'daki medya -ozaman basın- iseçoğun- lukla Mütareke artığıydı ve hilafetin yanında yer alı- yordu.. Mustafa Kemal, Yunus Nadi'ye, - Çocuk, dedi, Istanbul'a git, Cumhuriyet gaze- tesini çıkar!.. Yazgı biriiği böylece gerçekleşti.. • Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün içine düştüğü durumda Cumhuriyet gazetesi kendi tarihine ve varoluşuna sadık kalabilmek için gereken savaşı- mını yürütüyor... Bizim iki kırmızı çizgimiz van Laik Cumhuriyet.. Bölünmezlik.. Halkımızın büyük çoğunluğunun bu iki kırmızı çiz- giyi savunmakta kararfı olduğuna inanıyoruz.. Ama bir de medya var.. Bu medyada Doğan Grubu'nun Cumhuriyet ga- zetesine bir savaş açtığı da görülüyor.. Neden?.. • Önümüzdeki günlerde bu neden sorusunun ne- denlerini açıklamak ve sergilemek karanndayız.. Türkiye'de iki Cumhuriyet var.. Birincisi Türkiye Cumhuriyeti.. Ikincisi Cumhuriyet gazetesi.. Birinci Cumhuriyet'in defterini dürmek isteyen güçler, Doğan Medya Grubu'nu Cumhuriyet ga- zetesinin üstüne saldırtmışlardır... Cumhuriyet böyle saldınlara pabuç bırakacak bir gazete degildir... Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün tehdit altında ol- duğunu bilmeyen ve görmeyen yok!.. İki kırmızı çizgiyi çiğnemek isteyenler meydan- da... Cumhuriyet'e saldınnın nedeni aşikâr... Biz bu aşikânn pişekâriannı sergileyeceğiz. ||Garanti N O V I T A S Konyı-Meviaaı (Şeb-ı Arus) Pen'da Költir ve Noel Mizikleri Tupizm 16-18 Aralık 25AralıJcPaar KL'RBAy BAYRAMI ve OCAK TL'RLARIMIZ kastımono-Safranbolu-Sinop-Amasra lyouya - Kırya Kuşüdası-Pamukkole fTermal Otel'de) KazeyEge A\\alık'tan Foça'ya Samevo'da Kmk Klasik YuunistJD (Selanık - Anna - Kavala) Sınkjnrç'ü Kt\tk (gçakla) HindisUn - Nepal 7-10/11-14 Oc»k 7-12 Oak 6-10/10-15 Ocak 8-13 Ocık 9-15 Ocak 17-22 Ocak 5-16 Şnbat Hafia sonu tstanbul kültür turlanmızı acentemızden öğnnını: Tfl: 0212-25128 08 (pbı) novitasiü Hovius.com.tr wnt.Dovitas.com.tr CUMOK TÜRKİYE ÇAĞRJSI PA IM EL 'ANADOLU AYDEVLANMASI' Tarih : 7 Aralık 2005 Saat 17.30. Yer : Atatürk Kültür Merkezi - Zonguldak. Konuşmacılar : Mustafa Balba\ - Şükran Soner - Mümtaz Sovsal Zonguldak Maden Müh. Odası, Zonguldak CUMOK. Bütün CUMOK'lan. gazetemizin Anadolu Aydınlanması girişimine destek vermeye çağınyoruz. SEN GELJVIEZSEN BİR EKSİĞİZ Mşim : 05322048029-05334385022 054265215 00-02163264921 02123211112/124 KADIKOY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2005 607 Vas Tayırıı Mahkememizce venlen 15.10.2005 tarih ve 2005/607 E. 2005'815 K. sayıh karar ile Urfi oğlu 1924 doğumlu Mehmet Sabiha Suner'e TMK 405 maddesi gereğince vesayet altına alınarak kendisıne Mehmet Sabih kızı 1957 doğ. kızı Ayşe Refia Vatan- dost vası olarak tayin edıüniştir. 25.10.2005 Basın: 57239
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear