23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2005 CUMARTESJ 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Y 11 Sinop Y 16 Edirne Y 12 Samsun Y 17 Kocaeli Y 14 Trabzon Y 15 Çanakkale Y 13 Giresun Izmir Y TE Ankara Y 15 Manisa Y 15 Eskışehir K 7 Aydın Y 15 Konya Denizli Y 13 Sıvas K -2 Zonguldak Y 14 Antalya Y 16 Qt Açık f^\/ Pargalı bulutlu Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Sitrt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB PB 15 17 7 10 8 7 -1 3 Kars K -10 Butun bolgelenmız parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege. Batı Akdenız, Iç Anadolu, Batı ve Orta Karadenız ıle akşam saatlennden sonra Doğu Karadenız ıle Doğu Anadolu'nun kuzeyı yağışlı geçe- cek Hava sıcaklığı yurdun batı kesımle- nnde 2 ıla 4 derece azalacak, dığer yerter- de bıraz artacak DIS MERKEZLER OSIo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Bruksel Parıs Bonn K K K Y Y K K K -2 4 2 co 8 5 4 5 Münıh Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Zürıh K K Y K K PB Y PB K 2 2 13 0 3 3 13 16 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahıre K B PB PB PB PB PB PB -2 5 -10 5 5 1 -1 21 Şam PB 16 i Sıslı ^ BdUlu k Çok bulutlu ı Yağmurtu Sulukar Gök gürüKülü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştaraft 1. Sayfada yoksulluğu, yolsuzluğu ve işsizliği kışkırttığını ra- kamlarla açıkladı. Mahkeme tutanaklarında bir rüşvet olayında adı geçen Maliye Bakanı Unakrtan'ın Ofer'le içli dış- lı ilişkileriyle ilgili savlara yer verdi konuşmasında... Iki yönlüydü açıklamaları; bir yanda yolsuzluk- lara kanşan bir hükümet üyesiyle ilgili savlan açık- lıyor. öte yanda devrin başbakanının dün ve bu- günkü tezatlarını, yadsınması olanaksız biçimde yüzüne vuruyor. RTE'yi sinirlendiren, Baykal'la çevresine saldır- maya yönelten de iki tarafı keskin Bursa bıçağı özelliğindeki bu eleştiriler. Bir CHP milletvekiline terbiyesiz, edepsiz diye bağırdı. Baykal'a, el kol hareketi yapma; biraz sonra o dille de konuşabiliriz, dedi. Ya'lı, yahu'lu söylemlerle örülü konuşmasını; "...iddiasınıispat- lamayan... Oraya işte ben üç nokta koyuyonım" cümlesiyle, saldıran bir ses ve hareketlerle so- nuçlandırdı. Baykal düne kadar RTE'nin siyasal etiği, söz öz- güriüğü, ciddiyetten uzak davranışlanna yanıt ver- medi, ama Başbakan'dan özür dileyecek hareket gelmediğini görünce; "O üç nokta" diye başladı: "Başbakan'ın yakasındayerinialmıştır. Onu, uy- gun görüyorsayakasından alır, daha uygun birye- rine koyabilir" dedi. "Daha uygun yeh" Başbakan'ın takdirine bıraktı. • • • Manşetlerde yeralan olay giderek büyüdü. CHP, bir Başbakan'ın Meclis kürsüsünde sergilediği Kasımpaşalı üslubu ve terbiy_e dışı sözleri üzerin- de durmadı. Sadece Onur Öymen RTE'nin dizi dibinde poz verdiği Hikmetyar adındaki terörist ile ilgili "Yanlış bilgiler verdi" demek nezaketini gösterdi. Meclis'ten özür dilemesini istedi. Evet, liderler de -gerektiğinde- özür dilemeli. "Siyasetçilerin ağzından çıkanlan kulakJannın duy- ması... birgenel başkanın ağtriığını ve anlayışını ta- şıdığı... bu nedenle üslubuna dikkat etmesi için." Meclis tutanakları orada. Medyadaki haberler ortada. Bu kanıtlara göre, ağzından çıkanlan ku- laklan duymayan, üslubuna dikkat etmeyen, bir genel başkanın ağırlığını ve anlayışını taşımayan kim? Size göre, bana göre, tutanaklara, medya- daki haberlere göre RTE değil mi? Hayır, hayır, hayır. Tırnak içine aldığımız cümle- lerin sahibi AKP Genel Başkan Yardımcısı Den- gir Mir Mehmet Fırat'a göre Baykal! Başbakan AKP adına kürsüde iken, RTE'nin konuşmasını oturduğu yerden dinlerken ağzından tek bir ha- karet sözcüğü, cümlesi çıkmayan Baykal'ı özür di- lemeye davet ediyor! D. M. M. Fırat'ın bu çıkışına pes mi diyeceğiz, yoksa zeytinyağı gibi üste çıkmaya örnek mi gös- tereceğiz? • • • "Hangi Başbakan?" sorusuna yanıt ararken Baykal, "Seçimden önce çıkıp 70 milyonun önün- de dokunulmazlıklan kaldıracağım diyen RTE mi- dir, üç yıl sonra dokunulmazlıklan kaldırmayaca- ğım diyen RTE midir?" diye sordu. RTE'nin dokunulmazlık anlayışı Baykal'ı aşıyor. 25 Ekim 2002'de Kanal D'deki Başbakan ile ka- tıldığıprogramda... CHPIideri "Milletadınakonuş- tuğu için milletvekiline kürsü sorumsuzluğu veril- miştir" deyince... RTE'den öylesine güçlü bir ham- le izledik ki anlatımı olanaksız! Hemen sözü kap- tı ve "Neden kürsüdeki konuşmaya dokunulmaz- lık olsun" diye karşı çıktı. Bir adım daha ileri gitti ve... O sırada tam bir Kasımpaşalı: "Gönülister ki o da kalksın" demez mi? Yani? Kürsüye mürsüye dokunulmazlık yok! Bugün ise dokunulmazlıkla- ra dokunmamaya kararlı. Nerede kaldık? Baykal'ın "Bu gidiş iyibirgidiş değil" dediği, Başbakan'ın "kontrolünü kaybet- meye başladığını, bu üslubun yeni gerginliklere yol açacağını" söylediği noktada. Hayırlara ve RTE'nin gidişine vesile olur inşal- laaah! En Güzel Oyun • Baştarafı 2. Sayfada gol atamam" demektedirler. O halde bırakalım, en güzel oyunlannı, oynanmayan maçta oynasınlar. Böylece sahada düşünülerindeki oyuncu olmaya yönelebilirler. Futbolcu, topa vurduktan sonra ne yapmam ge- rekiyordu, diye düşünen adatn olamaz. Olsaydı, yüz binlerce kişi, ayaktan ayağa dolaşan bir yuvarlak meşini seyretmeye gelmezdi. Arada sırada seyirci, kendi takim oyuncusunu bu nedenle yargılar. Ken- dini yıpratmak, ağlamak, dövünmek, hırstan yerle- re yatmak, seyirciye ya da hakeme saldınnak, bek- lenen en güzel oyun fikri ile bağdaşamıyor. Bu me- şin top, esasında akılla ilişki kurabilir. Gerçekten kurarsa boşa giden gücün, yaratıcılığa, estetiğe, en iyi sonuçlara dönebildiğini gösterir. Bu bir sırdır. Birçok futbolcunun bu sırn bulduğunu sanıyorum. GÖKOVA-AKYAKA'DA BAYRAM TATİLİ Türkiye Ziraatçılar Derneği Dinlenme Tesisleri Oteli'nde portakal ve limon ağaçlaımın altında kahvaltı yapıp, akşam yemeğinde günbatımını izleyip, gün boyunca denizle kucaklaşmak istiyorsanız ne bekliyorsunuz? Bu ülkenin çağdaş insanlan, sizi bekliyoruz. Sabah kahvaltısı+akşam yemeği+konaklama 35YTL Bilgi ve Rezervasyon Tiirkiye Ziraatçılar Derneği Gen. Mer.: (0 312) 213 94 17 Ziraatçıiar Otel Akyaka: (0 252) 243 44 02 (0 252) 243 59 90 I â İ I Kurulacak 15 yeni üniversitenin rektörlerini Erdoğan ve Çelik belirleyecek YOK devre dışı bırakıldı• Baştarafı 1. Sayfada Kastamonu, Düzce, Burdur'da MehmetAkifErsoy, Uşak, Rize, Tekirdağ'da Nanıık Kemal, Er- zincan, Aksaray, Giresun, Ço- rum'da Hitit, Adıyaman, Ordu, Yozgat'ta Bozok ve Amasya üniversitelerinin kurulmasına ilişkin yasa tasansı TBMM Ge- nei Kurulu'nda kabul edildi. îllerine üniversite kurulan milletvekillerinin teşekkkür, üniversite kurulmasını isteyen- lerin de "sitem ve istenT'lerini içeren konuşmalan nedeniyle görüşmeler dün sabah 05.00'e doğru tamamlanabildi. Yasa, ye- ni kurulan üniversitelere rektör atamasında YÖK'ü devre dışı bırakarak hükümete inisiyatif tanıyor. Buna göre yeni kurulan üniversitelerin kurucu rektörle- ri 2 yıl için Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan'ın önereceği 3 isim arasından Cumhurbaşkanı'nca atanacak. Yeni üniversitelere bağlanan yükseköğretim kurumlannın teşkilatı, mevcut kadrolan ve pozisyonlan ile birlikte perso- neli, bütçe ödenekleri, taşınır, ta- şınmaz malları, başka bir işle- me gerek kalmaksızın bağlan- dıklan üniversitelere aktanla- cak. Yasa yürürlüğe girdiği ta- rihte mevcut üniversitelerde ka- yıtlı bulunan öğrencilere verile- cek mezuniyet belgeleri ile dip- lomalar istekJeri halinde eski üniversitelerince verilebilecek. Tasannın görüşmelerinde CHP'liler 2 yıl süreyle görev ya- pacak lcurucu rektörlerin hüİdi- metin önerisiyle atanmasını eleştirdiler. CHP Sıvas Mıllet- vekili Nurettin Sözen, yeni ku- rulacak üniversitelere rektör atanmasının anayasaya uygun yapılması gerektiğine dikkati çekerek Başbakan ile Milli Eği- tim Bakanı'nın rektör atamala- nnda etkin olmamalan gerekti- ğini söyledi. 'Amaçları kadrolaşma' Benzeri tasanyla 1992 yılında kurulan 22 yeni üniversiteye ata- nan rektörlerden daha sonra 13 'ünün irticai faalıyetlerde bu- lunduklan gerekçesiyle görev- lerinden alındığını kaydeden Sö- zen, yeni açılacak 15 üniversite- de rektör seçimi için gerekli olan 7'şeröğretim üyesinın görev al- masının sağlanması gerektiğini dile gehrdi.Sözen, üniversitele- rin özerkliğinin korunması için YÖK'ün rektör atamasında "devreye girmesi" gerektiğini vurguladı."lkridar, niçin YÖK'ü, üniversiteyi, rektörü sevmiyor" diye soran Sözen, "İktidarın amacı; laik, de- mokrarik üniversitelerde kad- rolaşmaya giderek kendileri- ne yakınları atamaktır." dedi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, millervekillerinden gelen yoğun üniversite taleplerine dik- kat çekerek Çankın, Nevşehir, Kilis, Siirt, Ağn, Bilecik, Art- vin, Sinop, Karaman ve Kara- bük'te üniversite kurulması için YÖK'e başvurduklarını; 2006'da bu üniversitelerin de TBMM Genel Kurulu'nda ele ahnacağını söyledi. Çelik, üni- versitelere 14 bin 800 kadro ve- rildiğini, bunlann içinde ögre- tim üyesı kadrosunun bulunma- dığını sözlerine ekledi. GATA'dan Anıtkabire ziyaret Ghane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Komutanı Korgeneral Hayri Güner ışkanlığındaki 600 kişilik GATA personeli ve askeri öğrencilerden oluşan heyet dün Anıtkabir'i ziyaret etti. GATA'nın 107'nci kuruluş yıldönümü nedeniyle Anıtkabir'e yapılan ziyarerte, ulu önder Atatürk'ün mozolesine çelenk koyan ve saygı duruşunda bulunan Korgeneral Güner ve beraberindekiler, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçtiler. Burada Anrtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Korgeneral Güner, deftere GATA'nın modern tıp biliminin gereklerini kavramış bir kurum olduğunu belirterek Atatürk'ün düşüncelerinin takipçisi olacaklannı vurguladı. Güner, şunlan kaydetti: "GATA personeli yaptığı araştınmalaria tıp biliminin gelişimine katkı sağlamakta, çağdaş, modern tıp mimarisine sahip yapılarda, TSK mensupları, dost ve müttefik ülkelerin silahlı kuvvetleri ve yakınları ile sivil vatandaşlarımızm memnuniyetiyle sadakatini sağlayacak şekilde kaliteli, etkin, ekonomik ve etik değertere uygun sağlık hizmeti sunmaya devam etmektedir." (Fotoğraf: AA) DAVAYIPROTESTO Eskisavcı bakan Çiçek'e şarapgönderdi Istanbul Haber Servisi - Hakkında kamu davası açılan ve 6 yıldır yargılanan eski Cumhuriyet Savcısı İsmet Tuncer, dün Galatasaray Postanesi'nden Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve eski Adalet Ba- kanı Hikmet Sami Türk'e kendi yaptı- ğı şaraplan yolladı. Şaraplann ücretini bakanlardan talep ettiğıni bıldiren Tun- cer, "Geçimimi bununla sağbyorum, parasını almak zorundayım" dedi. Kayseri Yeşilhisar Cumhuriyet Savcı- lığı görevini sürdürürken, bir meslekta- şının rüşvet aldığını iddia etmesi üzeri- ne Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuru- lu'nca görevden alınan Tuncer, "Artık adalet değil şarap dağıtıyorum" dedi. 'Geçimimi şarapla sağlıyorum' Türk adalet sistemının çok yavaş işle- diğinden yakınan Tuncer, hakkında açı- lan davanın Hâkimler Yasasf nın 95. maddesi gereğince 3 ayda sonuçlandınl- ması gerektiğini, ancak 6 yıldır kesin hü- küm verilmediğini ifade etti. Tuncer, "Yargılanma sürecinde de maaşunın üçte birini almam gerekiyordu. Ama dava açılınca maaşım kesildi. Bunun için de artık kendi ürettiğim şaraplar- la geçimimi sağlıvorum" dedi. Adale- tin kendisiyle ilgili hüküm vermemesini protesto etmek için yargılandığı Kayse- ri'deki duruşmalanna bisikletle giden Tuncer, "Ağır işleyen adalet sistemine en ağır ulaşım aracıyla. bisikletle gide- rek mesaj veriyorum" diye konuşru. DİSK, Cumhurbaşkanını mevcut meclisin seçmemesi gerektiğini bildirdi Yüzde 34 oy halkı yansıtmaz tstanbul Haber Servisi - Tür- kiye Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyonu (DÎSK) Genel Başkanı Süleynıan Çelebi, hü- kümetin IMF politikalannı uygu- layarak ve ülkenin değerlerini sa- tarak gelir elde etmeye çalıştığı- nı vurguladı. Çelebi, "Yüzde 34 oy alarak parlamentoda yüzde 65'lik çoğunluk elde edilmesi, halkın iradesj olarak kabul edi- lemez. Cumhurbaşkanını bu Meclis seçmemelidir" dedi. 'Sosyal adalet feda edildi' DtSK Genel Merkezi'nde dü- zenledigi basın toplantısında, 2005 yılını değerlendiren Çelebi, ekonomi yönetiminin tamamen IMF anlaşmalanna programlan- dığını ve benzer tüm programlar- da olduğu gibi sosyal adaletin fe- da edildiğini söyledi. Nüfusun önemli bölümünün yoksulluk sı- nınnın altında yaşadığını, işsizli- ğin arttığını ve vergi adaletsizli- ğinin giderilemediğini anlatan Çelebi, "Demokratikleşme açı- sından AB ile başlaması öngö- rülen müzakerelerin zorunlu kıldıgı yasal değişiklikler yapıl- dı. Fakat mnzakere tarihinin başlamasından sonra demok- rarikleşme süreci tıkandı. Bu- nun nedeni. AKP'nin özünde muhafazakâr bir siyasete sahip olması ve demokrarikleşmeyi özümseyen bir iradeye sahip ol- mamasıdır" diye konuşru. Çele- bi, Kürt sorununun çözümünün bugünkü koşullarda mümkün ol- duğunu, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan arasında etnik kimlik- lernedeniyle bir düşmanlık olma- dığını \Tirgulayarak sözlerini şöy- le sürdürdü: "Sorun, devletin demokratikleşmesi sorunudur. Kürt sorununun çözülmesi için demokrarikleşme çabalannın sürekliük kazanması, silahlann asla konuşmaması, kültürel de- mokratik hakların geliştirilme- si gereklidir. Demokrasi eksik- likJeri, insan hakiarı alanında- ki sorunlar eleştiriJecektir. Tiir- kiye'nin yapnıası gereken, bu eleştirilerden gocunmak değil, eksiklikleri gidermektir." AB bazı konularda haksız AB'den gelen bazı seslerın ra- hatsız edici ve haksız olduğuna dikkat çeken Çelebi, Türkiye'yi sürekli azarlamanın, "Siz Lu işi beceremezsiniz" demenin, söz- de Ermeni soykınmı gibi spesifık konulan sürekli gündemde tut- manın demokratik ve toplumsal gelişmeye olumsuz katkı yaptığı- nı ifade etti. Çelebi, sivil toplum kuruluşlannın müzakere süreci- ne katılmasının önemine değine- rek " Sosyal konulann müzake- resi çok önemli. İşverenlerin, özellikle de siyasi kritcrler ara- sında sayılan sendikal hak ve özgürlüklerin önündcki engel- lerin kaldırılması konusunda olumlu bir yaklaşım sergileme- leri gerekir" dedi. Ülke çapında kampanya Çelebi "rün konuşmasından sa- tırbaşlan şöyle: • AKP'nin bütünsel bir demokrasi projesi yok. Bu- gün hâlâ düşünce ve ifade özgür- lüğü sorunuyla uğraşıyoruz. \/ DlSK olarak demokrasiye olan inancımız tamdır. Demok- rasi ve özgürlükler bizim temel değerlerimizdır. Demokratik hu- kuk düzenınde, yasalar önünde- ki eşitliği, ekonomik ve sosyal fırsat eşitliğiyle tamamlamak gerlkir. • TÜSlADveyaher- hangi bir işveren kuruluşu ile her konuda anlaşmıyoruz. Ama TÜ- SlAD yöneticilerince söylenen görüşlerin Başbakan tarafından eleştiriknesi ve savcüığa suç du- yurusunda bulunulması haksız- lıktır. ^ Çalışma yaşamına dönük düzenlemeler ELO ve AB ölçütleriyle uyumlu hale getiril- melidir. Bu, hükümetin en önem- li sorumluluklan arasında- dır.Toplusözleşmelerde haklan- mızı korumak ve geliştirmek için çaba göstereceğiz. Grev temel bir haktır ve engellenmesi ILO'nun da belirttiği gibi ciddi bir hak ih- lalidir. • DlSK, soldan ya- na bağımsız bir emek örgütüdür. Solun güçlenmesi DÎSK'in tale- bidir. AmaDlSK'inpartikurma görevi ve işlevi yoktur. ^ Sosyal güvenlik, asgari ücret, çalışma yasalan gi- bi güncel gelişmeler karşısında ülke çapında genel bir kampanya örgütleyeceğiz. Bu kampanya çerçevesinde 15 Şubat 2006'da Kocaeli'nde sendikal hak ve ö t gürlükler, sosyal adalet, demo G U N D E M MÜSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Konumuza gelirsek... Türk toplumunun siyasilerden isteği, döneme, gereksinimlere göre değişir. 194O'lı yıllarda Ana- dolu'ya giden siyasinin karşısına çıkanların ellerin- de şu pankart olurdu: "Kasabamıza karakol isteriz!" 1950-60'larda bu istemin yerini lise aldı.' 1970'lerde ise pankartlarda şu yazılıydı: "Şehrimize fabrika isteriz." Bugün ağırlıklı olarak üniversite istemi var. Bü- tün kentler üniversite, bütün ilçelerfakülte, büyük kasabalar da meslek yüksekokulu istiyor. Ne güzel! Bu istemde bulunanlann üniversiteye birsektör gözüyle bakmasına rağmen güzel... • • • Üniversitelerin bilimsel işlevini, bu alandaki ev- rensel ve tarihsel gelişimi başka bir yazı konusu yapalım. Toplumun istemini algılayan siyasilerimiz; üni- versite kurmaya, ne yazık ki kadrolaşmanın, yük- sek eğitimde yer etmenin bir parçası gözüyle ba- kıyor. Bu bakış, AKP'de daha da katmerli. önceki gün TBMM'de kabul edilen yasayla Kır- şehir'de Ahi Evran; Kastamonu, Düzce, Burdur'da Mehmet Akif Ersoy; Uşak, Rize, Tekirdağ'da Na- mık Kemal; Erzincan, Aksaray, Giresun, Çorum'da Hitit; Adıyaman, Ordu, Yozgat'ta Bozok ve Amas- ya üniversitelerinin kurulması kararlaştınldı. Yasaya göre, yeni kurulan üniversitelerde ilk 2 yıl kurucu rektör görev yapıyor. Bize gelen duyum- lar o ki, 15 üniversitenin başına kimlerin getirile- - ceği Erdoğan'ın çevresindeki mini kabinece çok taaan saptandı. Hükümet her üniversite için 3 a- day belirleyecek ve Köşk'e gönderecek. Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer bu 3 isimden biri- ni kurucu rektör olarak atayacak. önümüzdeki dönemde Sezer'e çok önemli bir işlev daha düşüyor! AKP, yeni rektörlerin kendi çizgisinden olmasını sağlarsa Üniversiteler Arası Kurul'da da yertutmuş olacak. • • • YÖK Başkanvekili Prof. Isa Esme saygı duydu- ğum bir bilim adamıdır. Geçen gün Anadolu insa- nının üniversite istemini, bugünü, geçmişi konuşu- yoruz. önce Köy Enstitüleri'nden bir örnek verdi: "Gönen Köy Enstitüsü kurulacağı zaman bina bulamadılar. Halk toplandı, 'Mademki okul gele- cek, bina da yok; camiyi kullansınlar. Biz bir süre evlerimizde ibadet yapanz' dedi. Enstitü böylece açılmışoldu..." Ardından da geçen günlerde Kayseri'ye yaptığı ziyareti anlattı. Pınarbaşı ve Bünyan ilçelerinin ile- ri gelenleri, meslek yüksekokulu açılması için baş- vuruda bulunmuş. Prof. Eşme de ilçelerde bina, altyapı var mı, incelemeye gitmiş. Boş bina olma- dığını söyleyince her iki ilçede de şu öneri gelmiş; "Sayın Eşme, Bünyan ve Pınarbaşı'nda koca^ în imam hatip lisesi binalan var. Bunlar gereksinim- den büyükyapıldığı için boş duruyor. Bu iki binayı kullanın. Biz meslek yüksekokulu istiyoruz." Sözün özü, Anadolu insanı bağnaz değil. İyi yön- lendirilirse yüzü aydınlığa dönük. Dinin yerini, bili- min yerini bilir. "Aydınlığa Kapalı Partilere karşın Anadolu in- sanının içindeki öze güvenmeli, bu özü açığa çı- karmak için çaba harcamalıyız... ankcum'(cumhuriyet.com.tr Erdoğan y a karikatür dersi • Baştarafı 1. Sayfada yer aldığı kaydedildi. Kararda şöyle denildi: "Yazı içeriğinde dava dışı Cüneyd Zap- su'nun AKP'nin dış ilişkilerinin sağlanma- sından sorumlu oldu- ğu, dış politika konu- sundaki eleşfirilerin v- er aldığı ve bu içerikte- ki bir yazıya paralel olarak davacının dış politika danışmanı ile ilişkisinin karikatür ile ifade edildiği görül- mektedir. Davacının, dava dışı Cüneyd Zap- su tarafından yönlen- dirilmesi karikatür ile ifade edilirken bu tür durumlarda toplum tarafından kabul edi- len özdeyişten yararla- nılmıştır. Karikatür değer yargısını en çar- pıcı şekilde toplumun Ugisini çekerek, güldü- rü özelliğini de kata- rak ifade etmektedir. Böyle bir benzetmede, kişilik haklanna saldı- rıdan söz edilemez." Gazetemiz çizeri Mu- sa Kart'ın Erdoğan'ı kediye benzettiği ve "i- mam hatip lisesi yuma- ğına" dolanmış biçim- de çizdiği karikatürün . de dava açılmıştı. Kart, Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 5 bin YTL tazminat ödemeye mahkûm edildi. Aynı ka- rikatürü yayımlayan Es- kişehir'deki Sakarya ga- zetesi aleyhine de 10 bin YTL'lik tazminat davası açılmıştı. Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahke- mesi, Erdoğan'ın iste- mini reddederken karar- da, "Hiciv içeren söz konusu karikatürün eleştiri sınırlan içinde kaldığı ve bu yüzden hukuka uygun bulun- duğu, okuduğu şiir yü- zünden cezaevinde uzun süre yatmak zo- runda kalan Sayın Başbakan'ın bu tür eleştirilere daha hoşgö- rülü yaklaşması" görü- şüne yer verilmişti. Müfettişten, Atatünk'e hakaret • Haber Merkezi - Konya MüUEğüim Müdür- lüğü'nün öğretmenlere konferans vermekle gö- revlendirdiği Milli Eğitim Müfettişi Ethen Gür- su'nun, öğretmenlere hitaben, "Sizin yere göğe - sığdıramadığınız Atatürk beni kurtarmadı. Ben doğmadan 20 yıl önce ölen birisi beni nasıl kiff- tanr" dediği ortaya çıktı. Öğretmenlerin tepki gösteridiği Gürsu hakkında idari soruşturrna baş- latılırken, Eğitim-Sen'in suç duyurusu üzerine de Gürsu hakkında "Atatürk'e aleni hakaret"toı 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı*
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear