Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAVFA CUMHURİYET 13ARAUK2005SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TÜRKİYE
Istanbul B 10 Sinop B 13 Adana B 24
Edirne PB 11 Samsun PB 14 Mersın B 22
Kocaeli PB 13 Trabzon
Çanakkale PB 13 Giresun
Izmir PB 16 Ankara
PB 12 Diyarbakır B 15
PB 13 Şanlıurfa B 20
B 8 Mardin B 16
Mannsa PB 15 Eskışehir B 8 Siirt B 16
Aydrn PB 18 Konya PB 8 Hakkâri B 11
Denîzti PB 15 Sıvas 9 Van B 8
Zonguldak B 13 Antalya B 22 Kars
Yurdun kuzey ke-
sımlerı ıle zamanla
batısı parçalı çok bu-
lutlu, diğer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek Sabah saatlenn-
de yurdun ıç ve doğu
kesımlennde sıs go-
rulecek Hava sıcaklı-
ğı kuzeydoğu kesım-
lerınde bıraz artacak,
dığer yerlerde onem-
li bır değişiklik olma-
yacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
B
B
B
B
PB
PB
PB
PB
2
5
4
7
10
6
4
4
Münih PB 6 Zürih
Bedin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
K
PB
K
PB
PB
PB
PB
2
2
10
3
0
8
14
16
PB 3 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bjikek
Tiflis
Kahire
K
PB
PB
PB
PB
PB
B
PB
1
12
-4
12
10
7
2
21
B 22
0EAçık Parçalı bulutlu Sıs» K Buıuilu t
Çok bulutlu > Yağmurfu Karlı Sılu kar ı Gök gürultulü
GTJNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
lik. i ki kirnliği tarif ederken çıkmaz sokaklara sa-
pan da kendisi.
Üst kimliği şimdilik Türk vatandaşlığına yer-
leştirdi. Fakat söylediklerinden çıkansonuca gö-
re üst kimliği Islama dönüştüreceğinden kuşku
duyanlara karşı -Avustralya dönüşü- isyanları oy-
nayan da kendisi.
Yeni Zelanda ile Avustralya gezisinin Türkiye'ye
ekonomik ve sosyal açıdan beş paralık getirisi
yok. Giderken bu konulardayeni açılımların müj-
desini veriyor, ama dönüşte üsttü alttı, dedim
demedim mi gibi laf kalabalığıyla bu iki gezinin
ülkeye ne kazandırdığını şöyle üstten konuşup
muhaliflerine ders veren çalımlı bir edayla söy-
leyemiyor.
On günlük gezi artı ekonomik kazançla/ eşittir
sıfır!
Beyim hâlâ dış gezilerin erdeminden söz açı-
yor. Bu savlarıyla kendi, eşı ve çevresindeki yâ-
ran halkasından başka acaba kimleri inandırdı-
ğını sanıyor.
• • •
Gazetelerin yalancısıyım; beyefendiyi 23 saat
süren uzun uçak yolculuğunda uykusuzluktan
yakınmarnası için "uyutmuşlar"; herhalde gelir-
ken de aynı önleme başvurulmuş olmalı ki, Esen-
boğa'da yongun görünmüyordu, lakin yine saldır-
gandı. Gittiği gibi gelmişti.
Türkiye'nin yaşamında dinin öneminden her
fırsatta, beş vakit namaz gibi, günde beş kez söz
ediyor.
Once etnik gruplar arasında birliği din faktörü-
ne bağladı. Kanguaılar diyanndan döndü; bu kez
yüzde 99'u Müşlüman olanTürkiye'de din bir çi-
mentodur, dedi.
Bir de tanığı var: Sanki aşabilirmiş, sanki ge-
çebilirmiş gibi Atatürk'ü aşmaya, geçmeye ça-
lışmadıklannı söyleyen RTE; din ve çimento ko-
nusunda Atatürk'ü, Nutuk'u tanık gösteriyor ve:
Laubali bir üslupla diyor ki, bu konuyu anlaya-
bilmek için "Nutuk'u 'falan' bir okumak la-
zım "mış.
Atatürk'ün dine saygı üzerinde birçok sapta-
ması, değerlendirmesi vardıramma RTE'nin sav-
ladığı gibi dinin çimento olduğunu söylemedi.
Biliyorsunuz, biliyoruz; RTE kitap okumadığı-
nı, arkadaşlarının okuyarak kendisine -o da gün-
cel- "birkitabıanlattıklannı"söyledi. Nutuk'u oku-
madığı birtakım anlatımlarla yetindiği ve bu ne-
denle "Nutuk falan" gibi sonu nereye gideceği
belli olmayan uzatmalı sözlerte Atatürk'ü söyle-
diklerine tanık göstermeye çalışıyor ve sonra:
"Bunu" diyor. Yani çimentoyu "Erdoğan söy-
lediği zaman farklı yerlere çekiliyor. Ama başka-
sı söylediği zaman doğru oluyor".
RTE böyle biryargının neden oluştuğunu, ne-
reden kaynaklandığını hiç düşündü mü? Sorunun
yanıtı: Geçmişi, bugün söylediklerine güvenilme-
sini engelliyor.
"En üst belirleyici, Islamın ilkeleridir. Herşeyona
göre belihenir" dedikten sonra, üst kimliğe dini
yerleştirmediğini söylemek inandırıcı olabilir mi?
"Türkiye... kendisine din olarak Kemalizmi al-
mış, başka bir dine Müslümanlık dahil hayathak-
kı tanımayarak kitlelere zoria dikte ettirilmiştir"
diyen, Türkiye'de birleştirici ve çimento görevi
üstlenen dini üst kimliğe koymadığını söyleyen,
kültür kökeni Islam olan bir Başbakan; dayanak-
tan yoksun söylemlerini Atatürk'e ve Nutuk'a
bağlayarak kanıtlamaya çalışan bir Başbakan...
güven verir mi?
DYP lideri Mehmet Ağar, "Milletin değil
RTE'nin kimlik sorunu var" diyor. Haksız mı?
BilimAdma...
• Baştarafi 2. Sayfada
basın toplantısı yaptığı, tüm bunlardan sonra Van'da-
ki savcırun Kahratnanmaraş'a başsavcı olarak atandı-
ğı bir zincirleme reaksiyon örneği yoktur değerli Yü-
celAşkın!
Aynca YÖK Başkanı ve yardımcılannın ve Üniver-
siteler Arası Kurul Başkanı ve Rektörler Komitesi
üyelerinin ziyaretinde bulunduğu ilk rektör. Saldırı
için vazifelendirilmiş topluluğun Türkiye'de bilim
temsilcisine yönelik tavır ve davranışlan bu tarih ve
kültür kentine mal edilemez. Hatta bir kısım yöneti-
cınin ve siyaset erbabının sözde açıklamalan (Hiç
kımse layüsel değildir, adam değiller adam, cüppeli
cahiller, kafalan basrruyor. ömürlerinde 2 koyun güt-
memişler, huzursuzluk kaynağı olmaym, işinizi yapın)
dahi hiç önemli değil. Zira kimlerin söylediği belli.
Ülkemizde bazı yönerimlerin ve anlayışlann bilim
kurumuna, bilgiye ve bilimsel doğrulara bakışlan bir
kez daha gözler önüne serilmiştir (üzücü fakat doğ-
ru). Sağduyusuna güvendiğimiz halkımız engin ileri
görüşlülüğü ile bunu değerlendirecektır. Bazı siyasi
görüşlerinyaklaşımlan ve açıklamalarını ise "bağını-
sız yargı ve hukukun üsfünlüğü" temel insan hak-
lan anlayışımız ile asla bağdaştıramayız.
Yalnız, yalnız Sayın Aşkın! Fiziksel. ruhsal ve sos-
yal tam bir iyilik bekliyoruz sende. Hastane pencere-
lerinin demirlenmesi "rutin bir prosediirdür"
1
Si-
ze zaten hep rutin prosedür uyguiaruyor. Ancak yoğım
takımda uzun süre kalan, ışıksız, kapalı odalarda ya-
oğa bağımlı kalanlarda görulen "yoğun bakım send-
romu" bulgulanndan bazılanrun Sayuı Aşkın'da gö-
nilmeye başlandığı bilgileri var. tkinci bir "Enver Ar-
pah olayı"na tanık olmayalım. Arpah'nın henüz kır-
hçıkmadı.
Hukuka ve bağımsız yargıya güveniyoruz, inanıyo-
uz, başka türlüsü düşünülemez, hiç kimse Sayın Rek-
ör'ün yargılanmasına bir şey söyleyemez. Yalnızca
açakçıya ve karakol basanlara gösterilen "yetki kul-
anma hakkı" bir rektöre de tanınmalıydı. Üstelik
ektör saklanmadı ve adliye kapı açılışı davetlerine bi-
e kaüldı.
Hukukun üstünlüğü ilkesi, şüphesiz uygulayanlara
anınmış bir imtiyaz olamaz. Her hak her zaman kul-
anıbnaz Ancak her doğru her zaman söylenmez mi?
fa da hiçbir iyilik cezasız kahnaz mı? Bilgelerin dü-
ünceleri doğru galiba, Yücel Aşkm bilim adına bedel
idüyor. 14 Aralık 2005 'teki mahkemede Sayın Aş-
an'ın tutuksuz yargılanma karannı bekliyoruz. Yü-
.el'in hastahğı buna gerekçe olmamah. Aralık'ın
14'ünde bir itibar iadesi, yanlışlardan dönüş ohnalıdır.
'Bedelli adaletsizlik yaratır'
Terörle mücadelenin sürdüğüne işaret eden Genelkurmay yetkilileri, 'Bir yandan
şehitler verilirken parası olan askere gelmesin denilemez' görüşünü savunuyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Tayyip Erdo-
ğan 'ın Avustralya gezisi sırasın-
da gündeme getirdiği bedelli as-
kerlik uygulamasına Genelkur-
may karşı çıkmayı sürdürüyor.
Genelkurmay yetkilileri, terörle
mücadelenin sürdüğü bir dö-
nemde bedelli uygulamasının
adaletsizlik yaratacağını, 2010
tarihini de kapsayan planlama-
larda böyle bir uygulamanın ön-
görülmediğini dile getiriyor.
Genelkurmay, Erdoğan'ın ye-
niden gündeme getirmesine kar-
şın bedelli askerlik konusunda-
ki rutumunu değiştirmedi. Be-
delli askerlikle ilgili bilgi veren
asken kaynaklar, bu konudaki
tavu-lannın katı olduğunu, kısa
sürede değişmesinin de olanak-
sız olduğunu vurguluyor. Asker-
lik süresinin kısaltılmasının ar-
dmdan bedelli veya başka bir uy-
gulama ile ilgili çalışma yapıl-
madığını, yapmayı düşünmedik-
lerini anlatan askeri kaynaklar,
CİÇEK: VERİLMİŞ SOZ YOK
Bakanlar Kurulu toplantısımn ardından açıklama yapan Hükü-
met Sözcüsü Cemil Çiçek, bedelli askerlığin, hükümetin günde-
minde olup obnadığımn sorulması üzerine, "Böyle bir beklen-
tinin yurtdışında olduğu aşikâr. Cmit ediyoruz Türkiye'nin
içinden geçtiği süreç, Silahlı Kuvvetler'in ihtiyacı,Türkiye'nin
savunma ihtiyaçları da dikkate alınarak bir çözüm buluna-
bilir. Bu, ÖDÜmüzdeki günlerde konuşulacak bir konudur.
Ortada verilmiş bir söz, söz konusu değil" diye konuştu.
gelecek taleplere olumsuz yanıt
verileceğini açıkladı. Bedelli uy-
gulamasının temelde adaletsiz-
lik yarattığına dikkat çeken aske-
ri kaynaklar, yürütülen terörle
mücadeleye de dikkat çekti.
KaynakJar. "Bir yandan şe-
hitler veriliyor. Diğer yandan
parası olan askere gelmesin
demek büyük bir adaletsizlik
olur. Bu durumda canını orta-
ya koyan Mehmetçiklere ve
ailelerine ne deriz?" değerlen-
dirmesini yapıyor. Bedelli uy-
gulamasının sık sık gündeme
getirilmesinin asker almada za-
fiyet yarattığım vurgulayan
kaynaklar. "Askerlik yapma
yaşına gelmiş çok sayıda genç,
sırf bu söylentiler yüzünden
işlemlerini yaptırmıyor" diye
konuştu.
AvustraJya'daki yurttaşlar
dövizli askerlik kapsamında
Avustralya'dakı yurttaşlann
durumu ise daha çok dövizle as-
kerlik uygulaması kapsamına gi-
riyor. Bu uygulamaya göre 38
yaşının altında olan Türkiye
Cumhuriyeti yurttaşlan başka
bir ülkede çahştıklanm veya
oturma izni aldıklarmı belgele-
meleri durumunda dövizle as-
kerlik hizmetinden yararlanabi-
liyorlar. Yaşlan 38'in üzerinde
olan ve askerlik hizmetini yeri-
ne getirmediği için yurttaşlıktan
çıkanlma dunımu olanlar için
ise getirilen affm 6 Ocak
2006'ya kadar geçerli olduğu,
başvuru yapılması durumunda
bu olanaktan yararlanabilecek-
len bildirildi.
MEB paraya talip
Milli Eğitim Bakanlığı ise,
Genelkurmay'ın uygulamaya
"yeşil ışık yakmamasına" kâr-
şın konunun gündeme gelmesi
durumunda, elde edilecek geli-
rin eğitime aktanlması yönünde
taslak çalışma hazırladı.Bakan-
lık yetkilileri, "Para bütçeye gi-
diyor ama Genelkurmay pa-
rayla direkt kendisi okul yap-
tırsa, okullara da şehit isimle-
ri verse gibi bir şey düşündük"
görüşünü dile getirdi.
KLÎNİK ŞEFÎ ATAMASI
AKP'nin
ısranna
yargıdan
durduma
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Anayasa Mahkemesi, Sağlık
Bakanlığı eğitim ve araştırma hasta-
nelerinde klinik şefi ve klinik şef
yarduncılığı kadrolanna ilgili dalda
uzman olan profesör veya doçentle-
rin Sağlık Bakanlığı tarafından atan-
masmı öngören yasa hükmünün yü-
rürlüğünü durdurdu.
Anayasa Mahkemesi heyeti, dün
yaptığı toplantıda, CHP'nin Eleman
Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde
Sözleşmeli Sağlık Personeli Çahştı-
nhnası ve Sağlık Hizmetleri Temel
Kanunu ile Sağlık Bakanlığı 'nın
Teşkilat ve Görevleri HakkmdaKa-
nun'un bazı maddelerinin iptali ve
yürürlüğünün durdunılması iste-
miyle açtığı davada ilk aşamayı so-
nuçlandırdı. Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Haşim Kıbç, söz ko-
nusu yasanın sözleşmeli personelin
çalışma usul ve esaslarmı düzenle-
yen hükümlerinin yürürlüğünün
durduruhnası isteminin reddedildi-
ğini bildırdi. Kılıç, yasanm Sağlık
Bakanhğı eğitim ve araştırma hasta-
nelerinde klinik şefi ve klinik şef
yardımcılığına atamalara ilişkin
hükmünün yürürlüğünün ise durdu-
rulduğunu belirtti.
TTB: Atamalar geri abnsın
Anayasa Mahkemesi'nin karan-
nın ardmdan Türk Tabipleri Birliği
(TTB), yaptığı açıklamada Sağlık
Bakanhğı eğitim ve araştırma hasta-
nelerine 1 Kasım'dan sonra yapılan
klinik şefi ve klinik şef yardımcısı
atamalanmn geri alınmasmı istedi.
İ drfİHİPrİ VPrİIHİ
2 9
-
S e d a t S i m a v i
ÖdUlleri,Atatürk Kültür Merke-
ı f U H H C r * v^ı w»«f ^ ^ g e r ç e k]e ş t i r ijen törenle sahiplerine verildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, yaptığı konuşmada, yeni yasayla birlikte,
gazeteciler aley hine birbiri ardına davalar açüdığını vurgulay arak 'TGC olarak, iktidarı bir kez
daha ifade özgürlüğünü koruyan ve genişleten Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin, kendile-
rinin de altına imza koyduklan tavsiye kararlarını yaşama geçirmeye çağırıyomm" dedi. Gece-
de daha sonra, Hürriyet gazetesinden Çiğdem Toker "Evcil'in Dönüşü" başlıklı haberiyle
u
Ga-
zetecilik Ödülü",Yön FM'de yay ımlanan "tstanbul'un Gelinleri" adlı radyo programıyla Kenan
Başaran "Radyo Ödülü", NTV'de yayırnlanan "Maden" adlı televizyon programıyla ŞafakTop-
rak ve tbrahim Ateşoğlu "Televizyon Ödülü" aldı. Törende aynca edebiyat, sosyal bilimler, fen
bilimleri, görsel sanatlar ve spor dallarındaki ödüller de sahiplerine verildi. (Fotoğraf: AA)
Yazar Orhan Pamuk için eski TCY'den yargılama izni istendi
Bakanlığın görüşü bekleniyor
tstanbul Haber Servisi -Yazar Orhan Pamuk
hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle "Türklü-
ğü alenen aşağüamak" suçundan dava açılan
Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, yargılama-
nın eski TCY'ye göre yapılabihnesi için izin alın-
ması amacıyla dosyayı Adalet Bakanlığı'na gön-
derdiği bildirildi. Eski yasaya göre bakanlık izin
vermezse duruşma başlamadan dava düşecek.
16 Aralık'ta yargıç karşısma çıkacak olan Pa-
mukun, avukatı Haluk İnanıcı tarafından yapı-
lan açıklamada, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkeme-
si'nin, sorması üzerine, savcılığın, suç tarihine
göre eski TCY'nin samğın lehine olduğunu bil-
dirdiği kaydedildi. Mahkemenin, eski TCY'ye
göre yargılamanın yapılabihnesi için bakanlık-
tan izin alınmasına karar verdiği kaydedildi. Ina-
nıcı, bakanlık izin verir ve bu karar duruşma gü-
nüne kadar mahkemeye yetişirse mahkemenin
yargılamayı bu yazıya bağlı olarak yürüteceği-
ni, yetişmemesi durumunda Pamuk'un sorgusu-
nun yapıhnasına gerek kahnayacağını kaydetti.
Ünlfi yazarlardan destek
Öte yandan Nobel ödülü sahibi yazarlardan
Orhan Pamuk'a destek eldi. Nobel Edebiyat
Ödülü sahibi 3 yazar Jose Saramago, Gabriel
Garcia Marquez ve Günter Grass'ın yam sı-
ra ünlü yazarlar Umberto Eco, Carlos Fuen-
tes, Juan Goytisolo, John Updike ve Mario
Vargas Llosa imzasıyla yayırnlanan ortak açık-
lamada. dava için "hukuk devletiyle bağdaş-
mavan dava" denildi.
Kimlik tartışmalannı eleştiren AKP milletvekili, 'Türkiye kabile devleti değil' dedi
Çömez yine partisine çatü
LEFKOŞA (AA) - Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan ve par-
tisini eleştirdiği için disiplin ku-
ruluna gönderilip gönderihneye-
ceği tartışılan AKP Balıkesir
Milletvekili Turhan Çömez,
eleştirilerini sürdürdü. Çömez,
Türkiye'de "alt kimlik-üst kim-
Uk" tartışmalannı doğru bulma-
dığrnı ve "kimliklerin raflara
konulmasına karşı olduğunu"
ifade ederek "Türkiye bir kabi-
le devleti değildir" dedi.
Çömez, dün Lefkoşa'da katıl-
dığı bir konferansm ardmdan ga-
zetecilerin sorularmı yanıtladı.
Çömez, "alt-üst künlik" tartış-
malanyla ilgili bir soru üzerine
şunlan söyledi: "Ben Türki-
ye'de kimliklerin raflara kon-
masına karşmm. Eğer siz iki
raf tesis ederseniz, bunu alt ve
üst olarak tanımlarsanız biri-
leri de kalkıp bunun daha al-
tının ve daha üstünün olduğu-
nu da söyler. Dolayısıyla Tür-
kiye bir kabile devleti değildir.
Ben insanların etnik kökenle-
rinin kendilerine Allah tara-
fından verilmiş bir hediye ol-
duğunu düşünüyorum. Önla-
nn birer elbisesi olarak kabul
ediyorum. Bu elbiseler rengâ-
renk olur, ama bu elbiseleri gi-
yen herkes bir çadır altında
toplanır. Bu çadırı Türkiye
Cumhuriyeti ve Türk yurdu
üzerine kurmuşuzdur. Bu ça-
dır Türk kimliğidir. Benim bir
tek kimliğim var o da Türk
kimliğidir."
"Konuşmak için izin almam'
Partisine yönelik yaptığı eleş-
tirilere çok sayıda AKP'li millet-
vekili ve parti yöneticisinin des-
tek verdiğini savunan Çömez,
"Konuşmak için kimseden izin
almam. İzni sadece milletten
aurım" dedi. Unakıtan'm, ken-
disine yönelik, "Hangi parti-
den teklif aldm?" sözlerinin ha-
tırlatılması üzerine ise Çömez,
herhangi bir partiden değil, mil-
letten teklif aldığını kaydetti.
Çömez, "Millet bana bu veldl-
lik sorumluluğunu yüklerken
'git bizim adımıza vekillik yap.
Çalma çrrpma, çahş, üret, mem-
leket adına politika yap ve mil-
letin menfaatını koru' dedi. Tek-
lif buydu" diye konuştu.
'Bakanlar parlamento
dışından seçilmeli'
Çömez, başka bir soru üzeri-
ne, "Bakanlar parlamento
içinden seçilmemeli. Parla-
mento sadece yasama ve de-
netleme yapmalı. Eğer yasa-
ma-yürütme-yargı erkinin ta-
mamen birbirinden ayrılması-
nı hedefliyorsak, bu konuda
kararlıvsak bakanların parla-
mento dışından seçilmesi tar-
tışmaya açılmalıdır" dedi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
Medyada Cumhuriyet'le ilgili iki temel bakış
vardır:
1 - Yok saymaya çalışmak.
2- Bunu başaramayınca haksızca ve kaçak gü-
reşerek saldırmak.
Bu iki yaklaşım dışındaki doğal övgüler-yergi-
ler kabulümüz.
• • •
Hasan Cemal, duygularıyla toslayıp, affeder-
siniz soslayıp anılarını kitap haline getirdi. Cum-
huriyet'i ve onu yaratanları yerden yere vuruyor,
kendisini yere göğe sığdıramıyor.
önceki hafta sonunda Doğan Yayıncılık'ta ku-
rulan "Cumhuriyet pazan" alabildiğine genişti.
Aynı gün Doğan Grubu'nun bütün yayın organ-
ları, arasına kopya kâğıdı konulmuş gibi Cumhu-
riyet'e ve llhan Selçuk a ilişkin Hasan Cemal gö-
rüşlerini çarşaf çarşaf yayımlıyoriardı. Öylesine
geniş bir çarşaflama ki, pazar eklerinin iki tam
sayfasına göre tezgâh açılmıştı.
Cumhuriyet'e saldırı narası dışında tek farklı
sesin çıkmadığı muhteşem bir koro...
Çok kanallı tek seslilik diye buna denir!
Olay, llhan Selçuk'un da geçen hafta boyunca
vurguladığı gibi bir kitap olayı değil...
Deyim yerindeyse, kitapsızlık olayı!
25 Ağustos 2002'de, yine bir pazar günü Hür-
riyet gazetesinde "Yayın llkelerimiz" başlıklı 20
maddelik bir bildiri yayımlandı. Doğan Medya Ya-
yın Konseyi tarafından düzenlendiği açıklanan
bildiride çok güzel, erdemli, etik maddeler vardı.
Ben de kesip sakladım. Neredeyse evrensel di-
yebileceğimiz meslek ilkelerini içeriyordu.
16. madde şöyle diyordu:
"Habeherin araştınlması, hazıhanması ve ya-
yımlanmasında herzaman dengeli, gerçeğe bağ-
lı ve objektif davranılması şarttır. Yayımlanan ha-
berde suçlanan tarafın görüşlerine yer verilir. llgi-
linin yanıt vermemesi veya kendisine ulaşılama-
mış olma hali aynı haberde belirtilir."
Hürriyet, Milliyet ve Radikal'in o günkü haber-
ciliği yukandaki ilkeye tersti. Anlaşılan, nasıl ol-
sa Aydın Doğan'a haber vermiyoruz, llhan Sel-
çuk'a ulaşmaya da gerek yok diye düşündüler!
Hem linç ortamı hazırlayıp hem de demokrat
görünen bu anlayıştakilere Anadolu'da şöyle ses-
lenirler:
Bunlar...
Kurtla bir olup kuzuyu yer...
Koyunla bir olup kuzuya ağlar!
• • •
Geçmişte bir dönem Cumhuriyet'in herhangi
bir dalında görev almış olanlar, kendileri aynlın-
ca Cumhuriyet'in bittiğini, biteceğini düşünüyor-
lar. Bir çınardan bir dal kopunca, koca gövde,
kökler ne kadar etkilenirse, Cumhuriyet de o ka-
dar etkilenir. Bu durumdaki herkesi, bu tür dal-
lama bakışı bırakmaya çağırıyoruz.
Onları kullanıp Cumhuriyet'i devirebileceğini
düşünenlerse daha büyük bir yanılgı içinde. Geç-
mişte nice fırtınaları atlatan Cumhuriyet'e bu tür
üfürmeler vız gelir!
Kurtuluş ve kuruluş savaşı mücadelelerinde
mayalanan Cumhuriyet, 21. yüzyılda da pek çok
kesime batmaya devam edecek!
ankcum(u cumhuriyetcom.tr
AB'denKOB'u
uygulayın uyansı
ELÇİN POYRAZLAR
BRÜKSEL - AB dışışlen bakanlan, Türki-
ye'ye Katılım Ortaklığı Belgesi'ni (KOB) uy-
gulama ve siyasi reformlan sürdürme çağnsm-
da bulundu. AB Genel tşler ve Dış llişkiler
Konseyi için dün Brüksel'de bir araya gelen AB
dışişleri bakanlannın yayımladıklan sonuç bil-
dirgesinin Türkiye paragrafında KOB'da be-
lirlenen önceliklerin Ankara tarafından yerine
getirümesinin önemine dikkat çekiliyor. "Si-
yasi reformlar konusunda ilerleme sağlan-
ması ve AB ve üyelerine karşı yükümlülük-
lerin yerine getirilmesinin gerekliliğinin"
belirtildiği bildirgede Türkiye 'den aynca KOB
çerçevesinde ulusal programını güncelleştir-
mesi isteniyor. "Müzakerelerin devamı
KOB'un uygulanmasına bağlı ilerlemeyle
sağlanacaktır" ifadesinin yer aldığı bildirge-
de, AB'nin 21 Eylül'de yaptığı karşı deklaras-
yonda yer alan unsurlann 2006"da Konsey ta-
rafından takip edileceği ammsahhyor. AB dı-
şişleri bakanlannın aynca dünkü toplantüann-
da KOB'u resmen onayladıklan öğrenildi.
Tiili müzakereler
en geç martta başlar'
Dış Haberier Servisi - Avrupa Komisyonu Ge-
nişleme Genel Müdürlüğü'nün B grubu aday
ülkeler direktörü Pierre Mirel, Türkiye ile fi-
ili müzakerelerin şubat-mart aylannda başla-
masının öngörüldüğünü söyledi. Avrupa Ko-
misyonu'nun tarama sonuçlanyla ilgili rapor-
lanru üyelerin onayına sunmasmm ardmdan,
fıili müzakereler için tarih tespit edilecek.
Kretschmer: Ordunun rolü
AB normlannda değil
KONYA (AA) - AB Komisyonu Türkiye De-
legasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg
Kretschmer, Konya Barosu'nu ziyaret etti.
Kretschmer, gazetecilerin sorusu üzerine,
"Türkiye'de ordunun oynadığı rol, AB üye-
si ülkelerdekinden farklı. Bu alanda daha
fazla çalışma yapılması gerek" dedi.