14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAVFA CUMHURİYET 13ARAUK2005SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TÜRKİYE Istanbul B 10 Sinop B 13 Adana B 24 Edirne PB 11 Samsun PB 14 Mersın B 22 Kocaeli PB 13 Trabzon Çanakkale PB 13 Giresun Izmir PB 16 Ankara PB 12 Diyarbakır B 15 PB 13 Şanlıurfa B 20 B 8 Mardin B 16 Mannsa PB 15 Eskışehir B 8 Siirt B 16 Aydrn PB 18 Konya PB 8 Hakkâri B 11 Denîzti PB 15 Sıvas 9 Van B 8 Zonguldak B 13 Antalya B 22 Kars Yurdun kuzey ke- sımlerı ıle zamanla batısı parçalı çok bu- lutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek Sabah saatlenn- de yurdun ıç ve doğu kesımlennde sıs go- rulecek Hava sıcaklı- ğı kuzeydoğu kesım- lerınde bıraz artacak, dığer yerlerde onem- li bır değişiklik olma- yacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B B PB PB PB PB 2 5 4 7 10 6 4 4 Münih PB 6 Zürih Bedin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina K PB K PB PB PB PB 2 2 10 3 0 8 14 16 PB 3 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bjikek Tiflis Kahire K PB PB PB PB PB B PB 1 12 -4 12 10 7 2 21 B 22 0EAçık Parçalı bulutlu Sıs» K Buıuilu t Çok bulutlu > Yağmurfu Karlı Sılu kar ı Gök gürultulü GTJNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada lik. i ki kirnliği tarif ederken çıkmaz sokaklara sa- pan da kendisi. Üst kimliği şimdilik Türk vatandaşlığına yer- leştirdi. Fakat söylediklerinden çıkansonuca gö- re üst kimliği Islama dönüştüreceğinden kuşku duyanlara karşı -Avustralya dönüşü- isyanları oy- nayan da kendisi. Yeni Zelanda ile Avustralya gezisinin Türkiye'ye ekonomik ve sosyal açıdan beş paralık getirisi yok. Giderken bu konulardayeni açılımların müj- desini veriyor, ama dönüşte üsttü alttı, dedim demedim mi gibi laf kalabalığıyla bu iki gezinin ülkeye ne kazandırdığını şöyle üstten konuşup muhaliflerine ders veren çalımlı bir edayla söy- leyemiyor. On günlük gezi artı ekonomik kazançla/ eşittir sıfır! Beyim hâlâ dış gezilerin erdeminden söz açı- yor. Bu savlarıyla kendi, eşı ve çevresindeki yâ- ran halkasından başka acaba kimleri inandırdı- ğını sanıyor. • • • Gazetelerin yalancısıyım; beyefendiyi 23 saat süren uzun uçak yolculuğunda uykusuzluktan yakınmarnası için "uyutmuşlar"; herhalde gelir- ken de aynı önleme başvurulmuş olmalı ki, Esen- boğa'da yongun görünmüyordu, lakin yine saldır- gandı. Gittiği gibi gelmişti. Türkiye'nin yaşamında dinin öneminden her fırsatta, beş vakit namaz gibi, günde beş kez söz ediyor. Once etnik gruplar arasında birliği din faktörü- ne bağladı. Kanguaılar diyanndan döndü; bu kez yüzde 99'u Müşlüman olanTürkiye'de din bir çi- mentodur, dedi. Bir de tanığı var: Sanki aşabilirmiş, sanki ge- çebilirmiş gibi Atatürk'ü aşmaya, geçmeye ça- lışmadıklannı söyleyen RTE; din ve çimento ko- nusunda Atatürk'ü, Nutuk'u tanık gösteriyor ve: Laubali bir üslupla diyor ki, bu konuyu anlaya- bilmek için "Nutuk'u 'falan' bir okumak la- zım "mış. Atatürk'ün dine saygı üzerinde birçok sapta- ması, değerlendirmesi vardıramma RTE'nin sav- ladığı gibi dinin çimento olduğunu söylemedi. Biliyorsunuz, biliyoruz; RTE kitap okumadığı- nı, arkadaşlarının okuyarak kendisine -o da gün- cel- "birkitabıanlattıklannı"söyledi. Nutuk'u oku- madığı birtakım anlatımlarla yetindiği ve bu ne- denle "Nutuk falan" gibi sonu nereye gideceği belli olmayan uzatmalı sözlerte Atatürk'ü söyle- diklerine tanık göstermeye çalışıyor ve sonra: "Bunu" diyor. Yani çimentoyu "Erdoğan söy- lediği zaman farklı yerlere çekiliyor. Ama başka- sı söylediği zaman doğru oluyor". RTE böyle biryargının neden oluştuğunu, ne- reden kaynaklandığını hiç düşündü mü? Sorunun yanıtı: Geçmişi, bugün söylediklerine güvenilme- sini engelliyor. "En üst belirleyici, Islamın ilkeleridir. Herşeyona göre belihenir" dedikten sonra, üst kimliğe dini yerleştirmediğini söylemek inandırıcı olabilir mi? "Türkiye... kendisine din olarak Kemalizmi al- mış, başka bir dine Müslümanlık dahil hayathak- kı tanımayarak kitlelere zoria dikte ettirilmiştir" diyen, Türkiye'de birleştirici ve çimento görevi üstlenen dini üst kimliğe koymadığını söyleyen, kültür kökeni Islam olan bir Başbakan; dayanak- tan yoksun söylemlerini Atatürk'e ve Nutuk'a bağlayarak kanıtlamaya çalışan bir Başbakan... güven verir mi? DYP lideri Mehmet Ağar, "Milletin değil RTE'nin kimlik sorunu var" diyor. Haksız mı? BilimAdma... • Baştarafi 2. Sayfada basın toplantısı yaptığı, tüm bunlardan sonra Van'da- ki savcırun Kahratnanmaraş'a başsavcı olarak atandı- ğı bir zincirleme reaksiyon örneği yoktur değerli Yü- celAşkın! Aynca YÖK Başkanı ve yardımcılannın ve Üniver- siteler Arası Kurul Başkanı ve Rektörler Komitesi üyelerinin ziyaretinde bulunduğu ilk rektör. Saldırı için vazifelendirilmiş topluluğun Türkiye'de bilim temsilcisine yönelik tavır ve davranışlan bu tarih ve kültür kentine mal edilemez. Hatta bir kısım yöneti- cınin ve siyaset erbabının sözde açıklamalan (Hiç kımse layüsel değildir, adam değiller adam, cüppeli cahiller, kafalan basrruyor. ömürlerinde 2 koyun güt- memişler, huzursuzluk kaynağı olmaym, işinizi yapın) dahi hiç önemli değil. Zira kimlerin söylediği belli. Ülkemizde bazı yönerimlerin ve anlayışlann bilim kurumuna, bilgiye ve bilimsel doğrulara bakışlan bir kez daha gözler önüne serilmiştir (üzücü fakat doğ- ru). Sağduyusuna güvendiğimiz halkımız engin ileri görüşlülüğü ile bunu değerlendirecektır. Bazı siyasi görüşlerinyaklaşımlan ve açıklamalarını ise "bağını- sız yargı ve hukukun üsfünlüğü" temel insan hak- lan anlayışımız ile asla bağdaştıramayız. Yalnız, yalnız Sayın Aşkın! Fiziksel. ruhsal ve sos- yal tam bir iyilik bekliyoruz sende. Hastane pencere- lerinin demirlenmesi "rutin bir prosediirdür" 1 Si- ze zaten hep rutin prosedür uyguiaruyor. Ancak yoğım takımda uzun süre kalan, ışıksız, kapalı odalarda ya- oğa bağımlı kalanlarda görulen "yoğun bakım send- romu" bulgulanndan bazılanrun Sayuı Aşkın'da gö- nilmeye başlandığı bilgileri var. tkinci bir "Enver Ar- pah olayı"na tanık olmayalım. Arpah'nın henüz kır- hçıkmadı. Hukuka ve bağımsız yargıya güveniyoruz, inanıyo- uz, başka türlüsü düşünülemez, hiç kimse Sayın Rek- ör'ün yargılanmasına bir şey söyleyemez. Yalnızca açakçıya ve karakol basanlara gösterilen "yetki kul- anma hakkı" bir rektöre de tanınmalıydı. Üstelik ektör saklanmadı ve adliye kapı açılışı davetlerine bi- e kaüldı. Hukukun üstünlüğü ilkesi, şüphesiz uygulayanlara anınmış bir imtiyaz olamaz. Her hak her zaman kul- anıbnaz Ancak her doğru her zaman söylenmez mi? fa da hiçbir iyilik cezasız kahnaz mı? Bilgelerin dü- ünceleri doğru galiba, Yücel Aşkm bilim adına bedel idüyor. 14 Aralık 2005 'teki mahkemede Sayın Aş- an'ın tutuksuz yargılanma karannı bekliyoruz. Yü- .el'in hastahğı buna gerekçe olmamah. Aralık'ın 14'ünde bir itibar iadesi, yanlışlardan dönüş ohnalıdır. 'Bedelli adaletsizlik yaratır' Terörle mücadelenin sürdüğüne işaret eden Genelkurmay yetkilileri, 'Bir yandan şehitler verilirken parası olan askere gelmesin denilemez' görüşünü savunuyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Erdo- ğan 'ın Avustralya gezisi sırasın- da gündeme getirdiği bedelli as- kerlik uygulamasına Genelkur- may karşı çıkmayı sürdürüyor. Genelkurmay yetkilileri, terörle mücadelenin sürdüğü bir dö- nemde bedelli uygulamasının adaletsizlik yaratacağını, 2010 tarihini de kapsayan planlama- larda böyle bir uygulamanın ön- görülmediğini dile getiriyor. Genelkurmay, Erdoğan'ın ye- niden gündeme getirmesine kar- şın bedelli askerlik konusunda- ki rutumunu değiştirmedi. Be- delli askerlikle ilgili bilgi veren asken kaynaklar, bu konudaki tavu-lannın katı olduğunu, kısa sürede değişmesinin de olanak- sız olduğunu vurguluyor. Asker- lik süresinin kısaltılmasının ar- dmdan bedelli veya başka bir uy- gulama ile ilgili çalışma yapıl- madığını, yapmayı düşünmedik- lerini anlatan askeri kaynaklar, CİÇEK: VERİLMİŞ SOZ YOK Bakanlar Kurulu toplantısımn ardından açıklama yapan Hükü- met Sözcüsü Cemil Çiçek, bedelli askerlığin, hükümetin günde- minde olup obnadığımn sorulması üzerine, "Böyle bir beklen- tinin yurtdışında olduğu aşikâr. Cmit ediyoruz Türkiye'nin içinden geçtiği süreç, Silahlı Kuvvetler'in ihtiyacı,Türkiye'nin savunma ihtiyaçları da dikkate alınarak bir çözüm buluna- bilir. Bu, ÖDÜmüzdeki günlerde konuşulacak bir konudur. Ortada verilmiş bir söz, söz konusu değil" diye konuştu. gelecek taleplere olumsuz yanıt verileceğini açıkladı. Bedelli uy- gulamasının temelde adaletsiz- lik yarattığına dikkat çeken aske- ri kaynaklar, yürütülen terörle mücadeleye de dikkat çekti. KaynakJar. "Bir yandan şe- hitler veriliyor. Diğer yandan parası olan askere gelmesin demek büyük bir adaletsizlik olur. Bu durumda canını orta- ya koyan Mehmetçiklere ve ailelerine ne deriz?" değerlen- dirmesini yapıyor. Bedelli uy- gulamasının sık sık gündeme getirilmesinin asker almada za- fiyet yarattığım vurgulayan kaynaklar. "Askerlik yapma yaşına gelmiş çok sayıda genç, sırf bu söylentiler yüzünden işlemlerini yaptırmıyor" diye konuştu. AvustraJya'daki yurttaşlar dövizli askerlik kapsamında Avustralya'dakı yurttaşlann durumu ise daha çok dövizle as- kerlik uygulaması kapsamına gi- riyor. Bu uygulamaya göre 38 yaşının altında olan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan başka bir ülkede çahştıklanm veya oturma izni aldıklarmı belgele- meleri durumunda dövizle as- kerlik hizmetinden yararlanabi- liyorlar. Yaşlan 38'in üzerinde olan ve askerlik hizmetini yeri- ne getirmediği için yurttaşlıktan çıkanlma dunımu olanlar için ise getirilen affm 6 Ocak 2006'ya kadar geçerli olduğu, başvuru yapılması durumunda bu olanaktan yararlanabilecek- len bildirildi. MEB paraya talip Milli Eğitim Bakanlığı ise, Genelkurmay'ın uygulamaya "yeşil ışık yakmamasına" kâr- şın konunun gündeme gelmesi durumunda, elde edilecek geli- rin eğitime aktanlması yönünde taslak çalışma hazırladı.Bakan- lık yetkilileri, "Para bütçeye gi- diyor ama Genelkurmay pa- rayla direkt kendisi okul yap- tırsa, okullara da şehit isimle- ri verse gibi bir şey düşündük" görüşünü dile getirdi. KLÎNİK ŞEFÎ ATAMASI AKP'nin ısranna yargıdan durduma ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Anayasa Mahkemesi, Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hasta- nelerinde klinik şefi ve klinik şef yarduncılığı kadrolanna ilgili dalda uzman olan profesör veya doçentle- rin Sağlık Bakanlığı tarafından atan- masmı öngören yasa hükmünün yü- rürlüğünü durdurdu. Anayasa Mahkemesi heyeti, dün yaptığı toplantıda, CHP'nin Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çahştı- nhnası ve Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile Sağlık Bakanlığı 'nın Teşkilat ve Görevleri HakkmdaKa- nun'un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdunılması iste- miyle açtığı davada ilk aşamayı so- nuçlandırdı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kıbç, söz ko- nusu yasanın sözleşmeli personelin çalışma usul ve esaslarmı düzenle- yen hükümlerinin yürürlüğünün durduruhnası isteminin reddedildi- ğini bildırdi. Kılıç, yasanm Sağlık Bakanhğı eğitim ve araştırma hasta- nelerinde klinik şefi ve klinik şef yardımcılığına atamalara ilişkin hükmünün yürürlüğünün ise durdu- rulduğunu belirtti. TTB: Atamalar geri abnsın Anayasa Mahkemesi'nin karan- nın ardmdan Türk Tabipleri Birliği (TTB), yaptığı açıklamada Sağlık Bakanhğı eğitim ve araştırma hasta- nelerine 1 Kasım'dan sonra yapılan klinik şefi ve klinik şef yardımcısı atamalanmn geri alınmasmı istedi. İ drfİHİPrİ VPrİIHİ 2 9 - S e d a t S i m a v i ÖdUlleri,Atatürk Kültür Merke- ı f U H H C r * v^ı w»«f ^ ^ g e r ç e k]e ş t i r ijen törenle sahiplerine verildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, yaptığı konuşmada, yeni yasayla birlikte, gazeteciler aley hine birbiri ardına davalar açüdığını vurgulay arak 'TGC olarak, iktidarı bir kez daha ifade özgürlüğünü koruyan ve genişleten Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin, kendile- rinin de altına imza koyduklan tavsiye kararlarını yaşama geçirmeye çağırıyomm" dedi. Gece- de daha sonra, Hürriyet gazetesinden Çiğdem Toker "Evcil'in Dönüşü" başlıklı haberiyle u Ga- zetecilik Ödülü",Yön FM'de yay ımlanan "tstanbul'un Gelinleri" adlı radyo programıyla Kenan Başaran "Radyo Ödülü", NTV'de yayırnlanan "Maden" adlı televizyon programıyla ŞafakTop- rak ve tbrahim Ateşoğlu "Televizyon Ödülü" aldı. Törende aynca edebiyat, sosyal bilimler, fen bilimleri, görsel sanatlar ve spor dallarındaki ödüller de sahiplerine verildi. (Fotoğraf: AA) Yazar Orhan Pamuk için eski TCY'den yargılama izni istendi Bakanlığın görüşü bekleniyor tstanbul Haber Servisi -Yazar Orhan Pamuk hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle "Türklü- ğü alenen aşağüamak" suçundan dava açılan Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, yargılama- nın eski TCY'ye göre yapılabihnesi için izin alın- ması amacıyla dosyayı Adalet Bakanlığı'na gön- derdiği bildirildi. Eski yasaya göre bakanlık izin vermezse duruşma başlamadan dava düşecek. 16 Aralık'ta yargıç karşısma çıkacak olan Pa- mukun, avukatı Haluk İnanıcı tarafından yapı- lan açıklamada, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkeme- si'nin, sorması üzerine, savcılığın, suç tarihine göre eski TCY'nin samğın lehine olduğunu bil- dirdiği kaydedildi. Mahkemenin, eski TCY'ye göre yargılamanın yapılabihnesi için bakanlık- tan izin alınmasına karar verdiği kaydedildi. Ina- nıcı, bakanlık izin verir ve bu karar duruşma gü- nüne kadar mahkemeye yetişirse mahkemenin yargılamayı bu yazıya bağlı olarak yürüteceği- ni, yetişmemesi durumunda Pamuk'un sorgusu- nun yapıhnasına gerek kahnayacağını kaydetti. Ünlfi yazarlardan destek Öte yandan Nobel ödülü sahibi yazarlardan Orhan Pamuk'a destek eldi. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi 3 yazar Jose Saramago, Gabriel Garcia Marquez ve Günter Grass'ın yam sı- ra ünlü yazarlar Umberto Eco, Carlos Fuen- tes, Juan Goytisolo, John Updike ve Mario Vargas Llosa imzasıyla yayırnlanan ortak açık- lamada. dava için "hukuk devletiyle bağdaş- mavan dava" denildi. Kimlik tartışmalannı eleştiren AKP milletvekili, 'Türkiye kabile devleti değil' dedi Çömez yine partisine çatü LEFKOŞA (AA) - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve par- tisini eleştirdiği için disiplin ku- ruluna gönderilip gönderihneye- ceği tartışılan AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, eleştirilerini sürdürdü. Çömez, Türkiye'de "alt kimlik-üst kim- Uk" tartışmalannı doğru bulma- dığrnı ve "kimliklerin raflara konulmasına karşı olduğunu" ifade ederek "Türkiye bir kabi- le devleti değildir" dedi. Çömez, dün Lefkoşa'da katıl- dığı bir konferansm ardmdan ga- zetecilerin sorularmı yanıtladı. Çömez, "alt-üst künlik" tartış- malanyla ilgili bir soru üzerine şunlan söyledi: "Ben Türki- ye'de kimliklerin raflara kon- masına karşmm. Eğer siz iki raf tesis ederseniz, bunu alt ve üst olarak tanımlarsanız biri- leri de kalkıp bunun daha al- tının ve daha üstünün olduğu- nu da söyler. Dolayısıyla Tür- kiye bir kabile devleti değildir. Ben insanların etnik kökenle- rinin kendilerine Allah tara- fından verilmiş bir hediye ol- duğunu düşünüyorum. Önla- nn birer elbisesi olarak kabul ediyorum. Bu elbiseler rengâ- renk olur, ama bu elbiseleri gi- yen herkes bir çadır altında toplanır. Bu çadırı Türkiye Cumhuriyeti ve Türk yurdu üzerine kurmuşuzdur. Bu ça- dır Türk kimliğidir. Benim bir tek kimliğim var o da Türk kimliğidir." "Konuşmak için izin almam' Partisine yönelik yaptığı eleş- tirilere çok sayıda AKP'li millet- vekili ve parti yöneticisinin des- tek verdiğini savunan Çömez, "Konuşmak için kimseden izin almam. İzni sadece milletten aurım" dedi. Unakıtan'm, ken- disine yönelik, "Hangi parti- den teklif aldm?" sözlerinin ha- tırlatılması üzerine ise Çömez, herhangi bir partiden değil, mil- letten teklif aldığını kaydetti. Çömez, "Millet bana bu veldl- lik sorumluluğunu yüklerken 'git bizim adımıza vekillik yap. Çalma çrrpma, çahş, üret, mem- leket adına politika yap ve mil- letin menfaatını koru' dedi. Tek- lif buydu" diye konuştu. 'Bakanlar parlamento dışından seçilmeli' Çömez, başka bir soru üzeri- ne, "Bakanlar parlamento içinden seçilmemeli. Parla- mento sadece yasama ve de- netleme yapmalı. Eğer yasa- ma-yürütme-yargı erkinin ta- mamen birbirinden ayrılması- nı hedefliyorsak, bu konuda kararlıvsak bakanların parla- mento dışından seçilmesi tar- tışmaya açılmalıdır" dedi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada Medyada Cumhuriyet'le ilgili iki temel bakış vardır: 1 - Yok saymaya çalışmak. 2- Bunu başaramayınca haksızca ve kaçak gü- reşerek saldırmak. Bu iki yaklaşım dışındaki doğal övgüler-yergi- ler kabulümüz. • • • Hasan Cemal, duygularıyla toslayıp, affeder- siniz soslayıp anılarını kitap haline getirdi. Cum- huriyet'i ve onu yaratanları yerden yere vuruyor, kendisini yere göğe sığdıramıyor. önceki hafta sonunda Doğan Yayıncılık'ta ku- rulan "Cumhuriyet pazan" alabildiğine genişti. Aynı gün Doğan Grubu'nun bütün yayın organ- ları, arasına kopya kâğıdı konulmuş gibi Cumhu- riyet'e ve llhan Selçuk a ilişkin Hasan Cemal gö- rüşlerini çarşaf çarşaf yayımlıyoriardı. Öylesine geniş bir çarşaflama ki, pazar eklerinin iki tam sayfasına göre tezgâh açılmıştı. Cumhuriyet'e saldırı narası dışında tek farklı sesin çıkmadığı muhteşem bir koro... Çok kanallı tek seslilik diye buna denir! Olay, llhan Selçuk'un da geçen hafta boyunca vurguladığı gibi bir kitap olayı değil... Deyim yerindeyse, kitapsızlık olayı! 25 Ağustos 2002'de, yine bir pazar günü Hür- riyet gazetesinde "Yayın llkelerimiz" başlıklı 20 maddelik bir bildiri yayımlandı. Doğan Medya Ya- yın Konseyi tarafından düzenlendiği açıklanan bildiride çok güzel, erdemli, etik maddeler vardı. Ben de kesip sakladım. Neredeyse evrensel di- yebileceğimiz meslek ilkelerini içeriyordu. 16. madde şöyle diyordu: "Habeherin araştınlması, hazıhanması ve ya- yımlanmasında herzaman dengeli, gerçeğe bağ- lı ve objektif davranılması şarttır. Yayımlanan ha- berde suçlanan tarafın görüşlerine yer verilir. llgi- linin yanıt vermemesi veya kendisine ulaşılama- mış olma hali aynı haberde belirtilir." Hürriyet, Milliyet ve Radikal'in o günkü haber- ciliği yukandaki ilkeye tersti. Anlaşılan, nasıl ol- sa Aydın Doğan'a haber vermiyoruz, llhan Sel- çuk'a ulaşmaya da gerek yok diye düşündüler! Hem linç ortamı hazırlayıp hem de demokrat görünen bu anlayıştakilere Anadolu'da şöyle ses- lenirler: Bunlar... Kurtla bir olup kuzuyu yer... Koyunla bir olup kuzuya ağlar! • • • Geçmişte bir dönem Cumhuriyet'in herhangi bir dalında görev almış olanlar, kendileri aynlın- ca Cumhuriyet'in bittiğini, biteceğini düşünüyor- lar. Bir çınardan bir dal kopunca, koca gövde, kökler ne kadar etkilenirse, Cumhuriyet de o ka- dar etkilenir. Bu durumdaki herkesi, bu tür dal- lama bakışı bırakmaya çağırıyoruz. Onları kullanıp Cumhuriyet'i devirebileceğini düşünenlerse daha büyük bir yanılgı içinde. Geç- mişte nice fırtınaları atlatan Cumhuriyet'e bu tür üfürmeler vız gelir! Kurtuluş ve kuruluş savaşı mücadelelerinde mayalanan Cumhuriyet, 21. yüzyılda da pek çok kesime batmaya devam edecek! ankcum(u cumhuriyetcom.tr AB'denKOB'u uygulayın uyansı ELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL - AB dışışlen bakanlan, Türki- ye'ye Katılım Ortaklığı Belgesi'ni (KOB) uy- gulama ve siyasi reformlan sürdürme çağnsm- da bulundu. AB Genel tşler ve Dış llişkiler Konseyi için dün Brüksel'de bir araya gelen AB dışişleri bakanlannın yayımladıklan sonuç bil- dirgesinin Türkiye paragrafında KOB'da be- lirlenen önceliklerin Ankara tarafından yerine getirümesinin önemine dikkat çekiliyor. "Si- yasi reformlar konusunda ilerleme sağlan- ması ve AB ve üyelerine karşı yükümlülük- lerin yerine getirilmesinin gerekliliğinin" belirtildiği bildirgede Türkiye 'den aynca KOB çerçevesinde ulusal programını güncelleştir- mesi isteniyor. "Müzakerelerin devamı KOB'un uygulanmasına bağlı ilerlemeyle sağlanacaktır" ifadesinin yer aldığı bildirge- de, AB'nin 21 Eylül'de yaptığı karşı deklaras- yonda yer alan unsurlann 2006"da Konsey ta- rafından takip edileceği ammsahhyor. AB dı- şişleri bakanlannın aynca dünkü toplantüann- da KOB'u resmen onayladıklan öğrenildi. Tiili müzakereler en geç martta başlar' Dış Haberier Servisi - Avrupa Komisyonu Ge- nişleme Genel Müdürlüğü'nün B grubu aday ülkeler direktörü Pierre Mirel, Türkiye ile fi- ili müzakerelerin şubat-mart aylannda başla- masının öngörüldüğünü söyledi. Avrupa Ko- misyonu'nun tarama sonuçlanyla ilgili rapor- lanru üyelerin onayına sunmasmm ardmdan, fıili müzakereler için tarih tespit edilecek. Kretschmer: Ordunun rolü AB normlannda değil KONYA (AA) - AB Komisyonu Türkiye De- legasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Kretschmer, Konya Barosu'nu ziyaret etti. Kretschmer, gazetecilerin sorusu üzerine, "Türkiye'de ordunun oynadığı rol, AB üye- si ülkelerdekinden farklı. Bu alanda daha fazla çalışma yapılması gerek" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear