23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2005 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALt SİRMEN Enmeni Sorununu Tartışmanın Zamanıdır öyle görünüyor ki, Türkiye'yi 2005 yılında meş- gul edecek olan sayılan oldukça fazla dış sorunlar içinde, sözde Ermeni soykırımı önemli biryertuta- caktır. Bilindiği gibi buyıl, 1915 Ermeni tehcirinin 90. yıl- dönümüdür. Yine malum olduğu üzere, Ermenilerözellikle son otuz yıldır, uluslararası platformda çok çalışarak "Ermeni soykırımı!"n\ artık herkesin vicdanında yer eden bir sorun haline getirmiş bulunmaktadırlar. Türkiye'nin, gerçekleşmeyeceği daha 17 Aralık günü.ahmaklardışında herkesin anlayacağı biçim- de ilan edilmiş olan AB üyeliğinin önündeki engel- lerden biri de, "TC'nin Ermeni soykırımını hâlâ ta- nımamış" olmasıdır. Ermeni iddialarının bütün dünyada büyük yankı- lar bulduğunu, "soykırım!"\n gerçekliğinin adeta genel kabul gördüğünü, birçok ülkede 17 Nisan'ın Ermeni soykırım günü olarak kabul edildiğini, bir- çok ülkede anıtlar dikildiğini görüyoruz. Bu yıl özellikle diyasporadaki Ermeniler, BM'ye başvurarak soykırımın kabulünü isteyeceklerdir. Uluslararası havanın ve konjonktürün lehlerine olduğunu görmek zorundayız. Eğer Türkiye bugüne kadar olan tavrını değişti- remezse çok büyük sorunlarla karşılaşacaktır, bun- dan kimsenin kuşkusu olmasın! • •• Ermeni iddialarının son otuz yılda böylesine şah- lanmasının ve bütün dünyada böylesine yankı ve destek bulmasının nedenleri çok çeşitlidir ve onla- rı önümüzdeki günlerde yine bu sütunda ele alaca- ğım. Fakat bugün karşı karşıya bulunduğumuz duru- mun en büyük sorumlusu bence birbirini izleyen, cahil, tarih bilincinden yoksun, tarihsel olayların önemini kavrama yetisine sahip olmayan, aymaz Türkiye Cumhuriyeti hükümetleridir. Birbirini izleyen hükümetlerin aymaz sessizliğine karşı, devletin hiçbir kurumundan ses çıkmadığına ve olay yıllarca böyle sürdüğüne göre, artık olayın hükümet sorumluluğunun da üstünde, sürekli bir devlet sorumluluğuna dönüştüğünü söylemek de mümkündür. On dokuzuncu yüzyılın üçüncü çeyreğinde ilk kez patlak vermiş olan Ermeni-Türk çatışması, 1915 yılında Taşnaksityun partisinin akıl almaz gaddar- lıkları ve katliamına ek olarak bir de Rus kuvvetle- riyle işbirliği yaparak Osmanlı ordusu ile sivillerini arkadan vurmaya dönüştürüldüğünde doruğa var- mış ve tarihin en trajik olaylarından birinin yaşan- dığı Ermeni tehcirine dönüşmüştür. Ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti, özellikle yir- minci yüzyılın dördüncü çeyreğinde yoğunluğu ar- tan Ermeni iddiaları karşısında sessiz ve savunma- da kalmış, birçok sahte belgeyle dolu hasım dos- yalara karşı kendi dosyasını hazırlamamış, savun- maylayetinirken,yalnız soykırım iddiasına karşı pa- sif biçimde direnirken neredeyse trajik olayların ya- şandığını da yadsır bir tavır içine girmiştir. • •• Bu tavır yanlıştır. Türkiye Cumhuriyeti, Ermeni olaylarının ne olduğunu bütün dünyaya karşı anlat- mak üzere, kendi arşivlerini ve ilgili bütün ülkelerin arşivlerini taramak, kendi dosyasını hazırlamak ve kendisine karşı yöneltilmiş bulunan, temeli, Birinci Dünya Savaşı'ndaki emperyalist Ingiliz önderliğin- deki Itilaf Devletleri propagandasına dayanan iddi- aları pasif direnişle değil aktif bir biçimde karşıla- malı, kendi gerçeğini bütün dünyaya haykırmalı, birçok konuda inisiyatifi ele alarak bu büyük yala- nı gündeme getirmeliydi. Bugüne değin yapmadı Türkiye Cumhuriyeti bu- nu. Mehmet Ali Birant'ın bu çarşamba günkü Man- şet programında söylenenlerden öğreniyoruz ki, Türkiye artık bu yolu tutmaya kararlıdır ve bütün dos- yalarını tamamlayarak uluslararası sahneye çıkma- ya hazırdır. Yalnız aynı programda yer alan Yalım Erez'in de belirttiği gibi, Türkiye, geçmişteki kendi hataları yü- zünden, bu maça birkaç gol yemiş olarak çıkacak- tır. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti'nin Tarih Ku- rumu'nun hazırladığı dosyayla yetinmeyip, o bilim- sel çalışmalarla sınırlı kalmayıp aynı zamanda dev- let olarak büyük bir diplomatik atakla uluslararası alanda ön planda yer alması da gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, diplomatik atak yaparak öne çıkmalı, bize karşı uygulanan agresif politika- ya aynen mukabele de etmelidir. örneğin, belgeler ortaya konarak Fransa'nın 1915 öncesinde, sırasında ve sonrasında Kurtuluş Sa- vaşı dönemindeki sorumlulukları Paris'in yüzüne vurulmalı, Fransız Dışişleri Bakanı'na belgeler gös- terilerek aynen onun tonunda ve yüksek sesle, - Buyrun Mösyö, belgeler burada, siz Fransızlar da tarihinizle yüzleşin(l) denmelidir. Bu arada, Ermenistan ile Türkiye'nin sınırlarının açılması talepleri karşısında yumuşamamalı ve Tür- kiye kendi topraklarını Ermenistan olarak ilan eden anayasal Ermeni belgesi değişmediği sürece bu sınırı asla açmayacağını söylemelidir. Yeter artık! Ermeni gerçeğini konuşmanın sırası- dır! Türkiye sünepelikten sıyrılıp bir atağı başlatmalıdır. asirmen@cumhuriyet.com.tr Son şeklini verdiler Muhaliflerden alternatiftüzük ANKARA (AJNKA) - CHP'li muhalıfler, partideki temel soru- nun tüzüğün antide- mokratik maddeleri ol- duğundan hareket ede- rek alternatif tiiziik ve program yazımını ta- mamladı. CHP'de olağanüstü kurultay için gcri sayım sürerken muhalifmillet- vekilleri kurultay son- rası için hazırlıklarını sürdürüyor. Edinilen bilgiye göre, muhalifler alternatiftüzük ve prog- ram hazırlığını tamam- ladı. Şişli Belediye Baş- kanı Mustafa Sarı- gül'ün genel başkanlı- ğını destekleyen mil- letvekilleri ve parti dı- şındaki muhalifler, böl- ge ve taban çalışmala- rı için girişimlerine de- vam ediyor. Millerve- killerinin önümüzdeki günlerde, Sarıgül'ün bazı illerde yapacağı mitinglere katılacakla- rı öğrenildi. Karadeniz il başkanları, parti içi mücadelenin bir an önce bitirilip partinin asli görevine dönmesini istiyor CHPiçinkötüreklam olduYurtHaberleriServisi-CHP'de ge- nel başkanhk yanşı kızışırken gaze- temiz muhabirleri Karadeniz Bölge- si'nde il başkanlarının nabzını tuttu. Rize tl Başkanı T\ırgut Karafazlı dı- şında bütün il başkanlan Deniz Bay- kal'ın yanında yer aldıklarını açık- larken bir an önce iç tartışmaları bi- tirerek muhalefet görevine başlama çağrısında bulundular. SAMSUN Suat BiniCİ: CHP'de genel baş- kan sorunu yoktur. Mutlaka eksiklik- lerimiz vardır, bunları tamamlayaca- ğız. Herkes kucağındakileri olağa- nüstü kurultayda dökmeli, olağan ku- rultaya kadar da susmalı. Biz Sayın Deniz Baykal'ın yanındayız. TRABZON Cafer HazaroğlU: Artık içe dö- nük mücadeleyi bir an önce bitirip dışa dönük mücadeleye girmemiz ge- • Karadeniz bölgesi il başkanlannın büyük bir kısmı CHP'nin genel başkanhk sorunu bulunmadığım vurgularken yaşanan sürecin partiye zarar verdiği konusunda birleşiyor. rekiyor. Ülke çok hassas bir dönem- den geçiyor. Parti bu tartışmalarla yıpranıyor. Kurultay delegeleri ile du- rum değerlendirmesi yapacağız. CÜMÜ5HANE Erkaii Pelit: Ben kişisel olarak genel başkandan yanayım. Gümüşha- ne'de 2-2 olur diye bekliyoruz. Ama Sayın Baykal'ın devam etmesi gere- kiyor. CIRESUN Eşref Karaibrahim: Henüz kurultay delegeleri olarak bir değer- lendirme yapmadık. Ama ben genel başkandan yanayım. 11 delegemiz var. Bizde hiç blok olmadı. Yüzde 60 Baykal, yüzde 40 Sangül diyorum. RİZE Turgut Karafazll: SayınBay- kal'ın zamanında yalvararak CHP'ye kaydettiği, övgüler yağdırarak gökle- re çıkardığı Sangül'ün adı genel baş- kanhk için öne çıkınca aldığı tavır ve yapılan karalama çahşmalan çok ya- kışıksız. tl başkanlarının üzerinde ve delegeler üzerinde yoğun bir psiko- lojik baskı var. SİNOP Hüseyln Keskln: Ben o ya da bu demiyorum, parti diyorum. De- niz Baykal'ın daha ağır bastığını dü- şünüyorum. Sangül bu partinin işle- yişini tanımadan sokaktan, sokak mu- halefeti ile örgüte girmeye çalıştı. Bu- nu söylerken Sarıgül'ün adaylığını yanlış bulmuyorum. Bu en doğal hak- kıdır. Benim yanlış bulduğum gidi- şatı ve kulvandır. KARABÜK İsmail Yllmaz: Amerikan ica- zeti almış bir başkan yerine muhale- fet olacak birinin başımızda olması CHP için daha hayırlıdır. AKP ikti- darının kopma noktasında olduğu bir süreçte alınan kurultay karan CHP için kötü bir imaj ve reklam olmuş- tur. Atatürk'ün kurmuş olduğu CHP'yi gündeme bu tür yapay ve ka- ralayıcı etkenlerle taşımaktansa ana muhalefet görevini yerine getirerek da- ha çok yol alabilirdik. 'DEĞİŞİMİN ÖNCÜLÜĞÜNE ADAYIM' Hurşit Güneş yarışa katıldı tstanbul Haber Servi si-Marmara Üniversite- si Öğretim Üyesi ve " Ye- niden CHP Hareketi" Sözcüsü Prof. Dr. Hur- şitGüneş, 29 Ocak'ta ya- pılacak CHP Olağanüs- tü Kurultayı'nda genel başkan adayı olacağını açıkladı. Güneş, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa San- gül'e "Adayüktan çeki- lin" çağrısı yaptı. Güneş, tstanbul delege- leri Mehmet Kazancıoğ- lu ve Ünıit Süan'la birlik- te, CHP tstanbul tlÖrgü- tü'nde dün basın toplan- tısı düzenledi. CHP seç- menlerinin yıllardır ikti- dar olamama sıkıntısı ya- şadıklarını dile getiren Güneş, "Parti şündi de Baykal ile Sarıgül'ün bir- biıîerini şaibe ve yolsuz- lukla suçlamasuıa şahit oluyor" dedi. CHP özüne dönecek CHP'nin son yıllarda antidemokratik bir yöne- timin eline geçmiş olma- sına karşın gelenek ola- rak en demokratik parti olduğunu ifade eden Gü- neş, Türkiye'nin, AKP hükümetinden, ancak de- mokratik bir CHP ile kur- tulabileceğini söyledi. CHP'ye her zamankin- den daha fazla ihtiyaç du- yulduğunu dile getiren Güneş, konuşmasını şöy- le sürdürdü: • Baykal ve Sangül için "iki aday müsveddesi birbiriyle kavga ediyor" diyen Güneş, "çekilsinler ve CHP'nin önünü açsınlar" diye konuştu. "Bugün Türkiye'nin umutlannı tazeleme ta- rihi. Arük CHP'deki so- runlann aşdması için bir tophımsaldönüşümhare- keti başbyor.Hem CHP'yi özüne döndüreceğiz hem de çağdaş bir ülke ve adil bir toplum yaratacagız." Olağanüstü kurultay- da, hiçbir CHP' linin, be- nimsemediği iki aday ara- sında kalmak zorunda ol- madığını vurgulayan Gü- neş, CHP'de değişimin öncülüğünü yapmaya aday olduğunu belirtti. Çekilin çağrısı Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güneş, "Bay- kal ve Sangül'den sonra üçüncü bir adayın çıkma- sı bekleniyordu. Bu bek- lenen üçüncü aday siz nıi olacaksınız" sorusunu, "Şu anda iki aday çıkmış değiL İki aday müsvedde- si birbiriyle kavga ediyor. Çekilsinler ve CHP'nin önünü açsınlar" diye ya- nıtladı. "Kurultayda genel başkan adayı olmak için delegelerin beşte birinin imzasuun gerektiği" ko- nusuyla ilgili ise Güneş şöyle konuştu: "Bu sorun bizim açı- mızdan aşılmıştır. Ben matematiksel hesaplar- da bulunmuyorum. Neye inanıyorsam onu yapıyo- runı. Bu, kurultay günü önünıüzegelecektir vege- reği yapılacaktır." tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN BOLU Catllt Çingi: tl örgütü ile ortak birkarar alacağız. Kim kazanırsa CHP için yeni bir süreç başlayacak, bu ül- ke için yapacaklanmız çok fazla. Ku- rultayı bir an önce yapıp ana muha- lefet görevimizi yerine getirmeliyiz. AMASYA Peyami Mutluer: CHP'de Bay- kal'ın genel başkanlığının devamın- dan yanayız. Mustafa Sarıgül CHP'yi taşıyamaz. Çünkü bugüne kadar eko- nomik, sosyal, siyasal anlamda hiç- bir projesi ve altyapısı, kadrosu yok. Her zamanki isyancı 13 milletvekili ile hareket ediyor. CHP'nin genel baş- kanı böyle olmamalı. ZONCULDAK Ali KOÇal: Şu anda genel başkan- hk gibi bir sorunumuz yok. Partinin genel başkanı görev başındadır. Ül- kenin içinde bulunduğu önemli sorunlar varken CHP'li olduğunu söyleyen kişilerin kritik bir dönem- de partiyi yıpratacak ge- lişmelerde bulunmasını ya- dırgıyorum. Sağduyulu ve akhselim kurultay delege- leri hür iradeleri ile bu olumsuzluğa ve dışardan müdahaleye gerekli yanıtı verecektir. ORDU Rahmi Güner: Biri- leri CHP'den ve genel baş- kandan 1 Mart tezkeresinin intikamını almak istiyor. Bu kurultay onlar için bir anlamda 1 Mart tezkeresi- nin rövanşı olacaktır. CHP'nin genel başkanh- ğını ve kadrolannı ele ge- çirmek amacında olanlar bu kurultayda son cevabı alacak ve tarihe gömüle- cek. Kimse CHP'yi başka partilerle karıştırmasın. ABD'den icazet, cemaatler- den destek alıp arkalann- daki çamura bakmadan CHP'nin genel başkanhğı gibi önemli bir görevi akıl- lanndan geçirenler bu ku- rultayda bir kez daha ders- lerini alacaklardır. TOKAT Oktay Üstünel: ts temeyerek de olsa kurultay karannı saygıyla karşılı- yoruz. Genel başkanın ya- nında yer alıp ilerleyeceğiz. Tavırlarmı açıklamak için tablonun netleşmesini bekliyorlar Üçüncü yolcular arhyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP grubunda hem Baykal hem de Sarıgül'e sıcak bakmayan "üçüncü yol"cu milletvekili sayısının yüksekliği dikkat çekiyor. Ancak bu milletvekilleri de aralarında hedef ve beklentiler açısından dağınık bir görüntü çiziyor. Bir grup milletvekili, Baykal'ın liderliğine itiraz etmezken parti vitrininin değişmesini istiyor. Bir grup ise çıkacak genel başkan Hedef ve beklentiler açısmdan dağınık bir görüntü çizen üçüncü yolcu milletvekillerinin sayısı yükseliyor. "Her şey çok çabıık gelişti. Parti sıkıntılı bir süreç yaşıyor. 29 Ocak tarihinin unıut oltnasnu diliyorum" dedi. adaylarına göre tavır belirlemeyi planlarken bazı milletvekilleri de "3. isim"de ısrar ediyor. Nurettin Sözen, Mustafa Sayar ve Hakkı Akalın'ın içinde yer aldıgı tktidara Yürüyüş Hareketi, henüz tavrını netleştirmedi. Hareketin sözcüsü Hakkı Akalın, gerek milletvekili gerekse örgütlerin görüşlerini alacaklannı belirterek Mozaiği geniş parti Akalın, gelecek hafta içinde örgüt ve partililerin eğilimlerine göre tavır belirleyeceklerini söyledi. Istanbul Milletvekili Kemal Derviş ve arkadaşlarının 3. isim olarak gündeme getirdiği tstanbul Milletvekili Zülfii Livaneli için bazı milletvekilleri de nabız yokluyor. Bu konuda girişimde bulunduğu belirtilen Manisa Milletvekili Hasan Ören, "bugünden bir şey söylemek istemediğmi" belirtti. CHP'nin "mozaiği geniş bir parti" olduğunu belirten Ören, tavır açıklamak için tablonun biraz netleşmesini beklediğini ifade etti. HALUK KOC: 'Aday değilim 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Genel başkan adayhğı için adı geçen Grup Başkanvekili Haluk Koç yazıh bir açıklama yaparak aday olmayacağı- nı bildirdi. Genel merkezin adaylığıyla ilgili çıkan ha- berlerden rahatsızlığmı ilet- mesi üzerine Koç, şu anda grup başkanvekilliği göre- vini yürüttüğünü belirte- rek "Bu aşamada başka noktada bir göreve talip ol- mam söz konusu değildir. Zor bir siyaset döneminde, sorumluluğunu yerine ge- tirmek durumunda oldu- ğum görevimin başında- yım" açıklamasını yaptı. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr TBMM'de önceki gün çıkarılan ka- nunla SSK hastaneleri Sağlık Bakan- lığı'na devredildi. Bu devri gerçek- leştiren AKP hükümetinin iddiası sağ- lık hizmetlerinin tek elde toplanıp da- ha kaliteli hizmet verilmesi. Bunun ne kadar gerçeği yansıttığı çok tar- tışmalı. Gerçekten SSK hastanelerinde hiz- met, hele de büyük şehirlerde ne ya- zık ki sınırlı. AslındaTürkiye'de sağ- lık hizmeti sorunlu. Hastane kapıla- rında beklemek, yeteri hizmet ala- mamak SKK'linin temel derdiydi. An- cak bu sınırlı ve sorunlu hizmetin so- rumlusu herhalde SSK hastaneleri ve SSK çalışanları değildi. Yapılan bir araştırmaya göre SKK'deki has- taların aldıkları pay Emekli Sandı- ğı'ndan hizmet alanlara harcanan pa- ranın yarısından bileaz. Şimdi Emek- li Sandığf ndan hizmet alanlar haklı ola- rak kendilerinin aldıgı hizmetin de kalitesiz olduğunu söyleyecekler ki doğrudur. Fakat SSK'lininki bunun SSK Hastaneleri ve Sağlığımız çok daha altında. Hükümet, bunları birleştirerek da- ha iyi hizmet verebileceğini iddia edi- yor. Daha iyi hizmet ancak bu alana daha çok kaynak ayırmakla müm- kündür. Okmeydanı SSK Hastanesi çok uzun yıllardır aynı yatak sayısıy- la hizmet vermek zorunda, çünkü ya- tırım yok. Gelen hükümetler hep SSK'nin açıklarını nasıl kapattıkları- nı, devletin ne kadar zarara uğradı- ğını söylediler. Her alanda hortumcu- lara para kaptıranlar iş sağlığa gelin- ce, kendi hatalarından kaynaklanan bir açık nedeniyle toplumun önemli bir kesimini sağlık hizmetlerinden mahrum bırakmayı tercih etmiş olu- yorlar. Sağlık Bakanı, son karardan son- ra, "SSK hastanelerini satmayacağız" dedi. Sendikaların ve sivil toplum ku- ruluşlarının tepkilerinden sonra böy- le konuştuğu söylenemez mi? Bu- gün bu tepkileri yatıştırmak için böy- le konuşan Sağlık Bakanı, yarın na- sıl davranacaktır? Sağlığın özelleşti- rilmesi IMF'nın ve Dünya Bankası'nın temel politikalarından birisi olarak AKP hükümetinin önüne konmadı mı? Yarın bu Sağlık Bakanı gider, ye- rine gelen, "Ne yapalım" diyerek bu hastaneleri özel kurumlara satarsa ne olacak? Bu konudaki temel sorunu sağlığa aynlan para diye özetleyebiliriz. Istan- bul Tabip Odası Başkanı Profesör Gençay Gürsoy, bu konudaki duru- mu geçen yıllardaki bir konuşmasın- da şöyle özetlemişti: "Toplumun açık gereksinmesine karşın sağlık alanın- da yeni biryatırım yapılmadı ve 5 bin hekimin istihdamı, kaynakyok gerek- çesiyle uygun görülmedi. Hükümet, ülkenin kaynaklarını küçük bir kesi- me aktarmak yerine, sahibi olan biz- lere döndürmek için 2004 yılı genel bütçesinden sağlığa aynlan payı yüz- de 2.4'ten en az yüzde 5'lere çıkar- malıdır." Gençay Gürsoy, bu oranı geçen yıl için istemişti, aradan bir yıldan fazla zaman geçti. Sağlık alanında reform ve daha iyi bir sağlık hizmeti için 2005 yılı bütçesinden sağlığa ne kadar pay ayrıldı sanıyorsunuz: Yüzde 3.55. Doktorlar ve sağlık kesiminde çalışan- lar bu oranın hiçbir ihtiyacı karşılama- yayetmeyeceğini ve bu nedenleSSK hastanelerinin devrinin hiçbir derde deva olmayacağını belirtiyorlar. Sonuç olarak SSK hastaneleri çok tartışmalı bir şekilde Sağlık Bakanlı- ğı'na devredildi. Buradaki işçi ve iş- veren hakları da dikkate alınmadı. Olan oldu. Acaba olan oldu mu? Bil- miyoruz, önümüzdeki dönemde bu- nun ne anlama geldiğini daha iyi an- layacağız. Sağlık ciddi bir konu. Yaptım de- mekle olacak gibi değil. Bu alanda ya- pılması gereken çok şey olduğu da bir gerçek. Ancak, önce düşünülme- si gereken şey, topluma yaygın bir sağlık hizmetinin nasıl götürüleceği- nin planlanması. Türkiye gibi adam başına yıllık 3000 dolarlarda bir ge- lire sahip olan ülkede, hangi sağlığı özelleştirebilirsiniz? SSK hastanelerinin özelleştirilme- siyle AKP hükümeti çok radikal sa- yılacak bir adım attı. Bunun sonuç- larının ne olduğunu uygulamalara ba- karak daha iyi anlayacağız. Şurası bir gerçek ki, asıl olan bu toplumun çalışanlarına, dar gelirlisine nasıl bir sağlık hizmeti verileceğidir. Zaten du- rumu iyi olanlar özel sağlık sigorta- sından yararlanıyorlar. Yoksullar ise hastane kapılarında kuyruktalar. Bu çözülecek mi? İddia böyle ama, gerçek böyle mi?..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear