Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2005 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul _Y 12 Sinop Y 13
Edirne Y 11 Samsun B 15
Kpcaeli Y 14 Trabzon B 16
Çanakkale Y 13 Giresun
Izmir Y T ^
B 13
Ankara
Manisa _Y 13_ Eskişehir
Aydın Y 16 Konya Y 11
Denizli Y 16 Sıvas K
Zonguldak Y 13 Antalya Y 17 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanhurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Y
Y
B
B
B
B
B
B
16
17
9
13
9
8
6
5
B -5
Butun bolgelenmız
parçalı ve çok bulutlu,
Marmara, Ege, Batı Kara-
denız, Orta Karadenız'ın ıç
kesımlen, Iç Anadolu ve
Akdenız yağışlı geçecek
Yagışlar Trakya ıle Bo-
lu'nun yuksek kesımlenn
de karla karışık yağmur
dığer yerlerde yağmur ve
sağanak şeklınde olacak
Hava sıcaklığı yurdun ku-
zeybatı kesımlerınde bıraz
azalacak, dıÇer yerlerde
artacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
K
B
Y
K
K
K
K
-2
-8
-2
8
4
2
2
1
Berlin K -1 Moskova
Budapeşte B -3 Aşkabat
Madrid B 7 Astana B -
Vıyana
Belgrad
B -A_ Taşkent
B -5 Bakû
Sofya
Roma
_K 3 Bişkek
B 7 Tifiis
Atina Y 15 Kahire
Münih K 0 Zürıh B -6 Şam
Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu . Yağmurlu Karlı Gok gürultülü
GUNCEL CUNEYT ARCAYİJREK
I Baştarafı 1. Sayfada
bir diplomat inceliğiyle sorunlara -asker görüşünü içe-
ren- açıklık getirdi.
Açıklamalar, kuşku yok, hemen her açıdan özenle
hazırlanan açıklamalar.
Ne var ki, Genelkurmay, sık sık görüştüğü ABD'Iİ
"dostlarımızın" Kerkük konusundakı uyarılarımızdan
yan çizdiğine yeterince değinmedı. ABD'nin tutumuy-
la ilgili kimi noktalar açıkta kaldı.
Orgeneral Başbuğ'un, Amerikalıların denetimınde
olduğunu belirttiği biraraştırma kurumunun saptama-
larına göre, 1991-2000 yılları arasında Kerkük'ten
100-120 bin kişi göç ettirildi. Buna karşı -IrakTicaret
Bakanlığı verilerine göre- demografik yapıyı değıştır-
meye kararlı Kürt aşıretlerinin marifetiyle bu kente 350
bin dolayında Kürt yerleştirıldi.
AskerlerTemmuz 2004'ten beri bu olumsuz gidişe
gerekli açıklamaları yapıyorlar.
Ne çare Kerkük'ün demografik yapısını değiştıre-
cek girişimler hız kesmedi. Hatta -Talabani- yerleşti-
rilen Kürtlerden 108 binininseçımlerdeoy kullanaca-
ğını açıkladı.
Orgeneral Başbuğ'un demografik gelişmelerle ilgi-
li açıklamaları Irak Geçici Devlet Yasası'nın 58. mad-
desine dayanıyor. Bu madde Saddam döneminde
Kerkük'ten sürülen Kürt ve Türkmenlerin geri dön-
mesini, kaza ve beldelerin tekrar Kerkük'e bağlanma-
sını öngörüyor.
Ne var ki, Kürt aşiretler bu maddeyi, aykırı biçim-
de, kendi amaçlarını gerçekleştirme amacıyla kullan-
dılar. Göçezorlanan Kürtlerin sayısını birkaç misli aşan
sayıda Kürt'ü Kerkük'e yerleştirdıler.
Türkiye'nin -ABD ve Kürt aşiretleri nezdindeki- dip-
lomatik ve askersel girişimleri yarar sağlamadı ve...
• • •
...Ve, son bir gelişme Türkiye'nin girişimlerini, uya-
rılarını boşa çıkardı.
ABD'nin Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yaptığı açık-
lama Kürtlerin Kerkük üzerine oynadıkları oyunu onay-
ladı. Demografik yapının değiştirilmesinin -Türkiye'nin
haklı olarak dayandığı- 58. maddeye aykırı olmadığı-
nı savundu.
Orgeneral Başbuğ'un irdelemelerinden sonra (isrmi-
ni nedense vermek istemeyen) ABD Büyükelçili-
ği'nden birsözcü, dün gerçeklerin üzerini örten, gör-
mezlikten gelen yüzsüzlük örneği bir açıklama yaptı.
58. maddenin Kerkük'e geriye dönüşlerin hangi ko-
şul ve esaslarda gerçekleştirildiğini saptadığını söy-
lerken; ABD desteğindeki 3.5 Kürt aşiretinin Ker-
kük'ün demografik yapısını değiştirme çabalarından
söz etmedi. Böylece Kürt aşiretlerinin 58. maddeyi ta-
mamen hiçe sayarak kente yığdığı 350 bin Kürtle il-
gili uygulamaları onaylamış oldu.
Ne yazık kı, Türk kamuoyuna yapılan son açıklama-
lardada"dosfumuZ/46D'n/n"vurdumduymazdavra-
nışları yer almadı.
Doğrular, gerçekler büyük bir dikkatle saptanıyor,
açıklanıyor, irdeleniyor ama...
Söz sırası işin püf noktasına, -Orgeneral Başbuğ'un
tanımına göre- "birkaç konuya bağlanamayacak ka-
dar kapsamlı ilişkiler içinde olduğumuz" ABD'ye ge-
lince...
...Örneğin Kerkük konusundaki söylemlerimıze,
uyarılarımıza, "kapsamlı ilişkilerimize"ters düşen -58.
maddeyle ilgili davranışına- nedense (ve neden) de-
ğinilmiyor.
•••
Orgeneral Başbuğ Kerkük'te Kürtler çoğunluğu
sağlarsa bunun "bağımsız Kürt devletinin ilk adımı
olabileceğini" söyledi.
-Son zamanlarda fazla işitmedik ama- yakın gün-
lere kadar, Türkiye Kerkük'ün Kürt kenti olmasına ve
bağımsız Kürt devletine karşı olduğunu -hatta gerek-
li "önlemleri" alacağını- içeren açıklamalar yaptı. Bu-
gün saptanan durum vahim!
Geldiğimiz son noktada Kerkük Kürtleşir ve Kürt
devletinin ilan edilmesi aşamasına gelinir ve sözü edi-
len olasılıklar gerçekleşirse:
"Devlet"in -bu hükümetin- ne yapacağına işaret e-
den tek bir işaret alınamadı, alınamıyor.
"Gerekli önlemlerin alınacağı" artık söylenemiyor.
Elinde kırmızı çizgiler, biryığın uyarı içerikli demeç,
oyalanan, uyutulan bir Türkiye:
Bu gidişle galiba muradına eremeyen bir derviş ola-
cak!
Cumhuriyet'in
Atılımlı Yılları...
• Baştarafı 2. Sayfada
ma kavgası veren yeni kent-
lilerdi. Belediye olanakları-
nı gecekondu yapmak için
kullanmak, çoluk çocukla-
rını ve yakınlannı belediye-
lere yerleştirmek, ucundan
kıyısından rüşvete bulaş-
mak, yapılan gecekondular-
dan kazanç sağlamak kaçı-
mlmazdı. tstanbul gibi bir
büyük kentte onca mimar-
mühendis dururken ilkokul
çıkışlı üyeler büyükşehir ya
da il imar komisyonu üye-
liklerine seçiliyordu. İmar
izni verme, gecekondu ve
kaçak yapı büyük bir gelir
kapısıydı. Belediye başkan-
ları "sorumsuzluk zırhı-
na" bürünmenin önlemleri-
ni almışlardı. Eskinin deva-
mı sürdürülüyordu. Yağma-
cılar sadece parti tabanında
değişmişlerdi. Kaçak yapı-
lar için tutanak tutuluyor,
davalar açılıyor, mahkeme-
lerden yıkım kararları alını-
yordu. Yasal bir açık bırakıl-
mıyordu. Onlar görevlerini
yapmışlardı, yıkım mıkım
da olmuyordu.
O yıllann ilk iki yılında
bir ilçe belediyesinde genel
koordinatörlük yaparken
elinde mahkemenin yıkım
karanyla gelerj, umarsızlık
içinde ne yapacağmı soran
bir yurttaşa -belli ki pisliğe
bulaşmamıştı-, sakinleşme-
si için "Bu yıkım kararını
çerçevelettir, yatak odanın
bir köşcsine as, ara sıra
anımsarsın, bu kararlar-
dan elimizde beş bin tane
var. Kimsenin yıkacağı
yok!" demiştım. Çünkü
devlet ipin ucunu bırakmış-
tı, kimsenin de bu akmtıya
karşı duracak hali yoktu.
Danıştay bile, bunun "top-
lıınısal bir sorun olduğu-
nu, salt belediye başkanla-
rının sorumluluğuna bıra-
kılamayacağını" karar al-
tına almıştı. Doğruydu.
Planlamayı unutmuş, uydu
kentler tasarımlannı bir ya-
na itmiş, yurttaşlarım suça
yöneltmiş bir devlet anlayı-
şı, suçlu olarak belediyeler-
de bula bula "zabıta mc-
nıurlarını - teknik eleman-
larını" bulabilecekti ancak.
Oysa çok kestirmeden bir
yasa maddesi bu çılgınlığm
önünü kesmeye yeterdi. Bu
kent suçlarından doğrudan
doğruya "belediye başkan-
larını" sorumlu tutabilirdi.
Suçu salt zabıtasının, me-
murunun üstünde bırak-
mazdı. Ancak bu uygulanan
sisteme aykın düşerdi!
Nükleere 7 trilyonluk kayııak
HACER BOYACIOGLU
ANKARA - Hükümet, ısrarcı olduğu
nükleer santralları kurmak için ilk adımı
attı. Nükleer santral kurulmasına dönük
çalışmalar, 2005 yılı yatırım programına
ahndı ve bu yıl 7 trilyon liraya yakın kay-
nağın nükleer santral projeleri için har-
canması benimsendi.
Edinilen bilgiye göre, nükleer santral
çalışmaları için; Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu (TAEK) ve Elektrik Üretim
AŞ'nin 2005 yılında proje geliştirmesi
planlanıyor. Bu kapsamda yapılacak ya-
tınmlar, 2005 yılı yatırım programına da
ahndı. Programa göre 2005 yılında TAEK,
nükleer santrallar için teknoloji araştır-
masında bulunacak.
Bu kapsamda gerçekleştirilecek nükle-
Havalı tüfekle yaralanmıştı
er enerji Ar-Ge projesine 3 trilyon liralık
kaynak ayrılacak.
Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ise 2005
yılında nükleer santrallar için etüt çalış-
maları yapacak. EÜAŞ'nin nükleer san-
tallar için yapacağı çalışmalar içinde; nük-
leer santral projelerinin yer seçimi, çevre-
sel etki değerlendirmeleri gibi başlıklar
da yer alacak. EÜAŞ'nin, 2005 yılı yatı-
rım programı kapsamında nükleer santral
çalışmalanna 4 trilyona yakın bir kayna-
ğı ayırması planlanıyor.
Enerji Bakanı Hilmi Güler daha önce
yaptığı açıklamalarda; 2012 yılından iti-
baren toplam kurulu gücü 4 bin 500 me-
gawatt olacak nükleer santrallann art ar-
da devreye alınmasının öngörüldüğünü
belirtmişti. Toplam 3 tane olması öngörü-
len nükleer santrallar için ne zaman iha-
leye çıkılacağı konusunda ise netlik bu-
lunmuyor. Nükleer santrallann enerji ih-
tiyacının yüzde 8-10'unu karşılaması dü-
şünülüyor.
Yakıt türü olarak santrallarda uranyu-
mun kullanılması planlanıyor. Santralla-
nn özel sektöre yaptırılması dabirinci ön-
celik olarak öne çıkıyor. Özel sektör eliy-
le yapılamaması durumunda ise kamu
devreye girecek.
Nükleer santrallarla ilgili çalışmalar,
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in
Türkiye'ye ziyareti sırasında da gündeme
gelmişti. Putin ve Rus yetkililer, nükleer
santral konusunda Rusya'mn deneyimli
olduğuna dikkat çekmiş ve Türk yetkili-
lere "Rusya, yapacağınız nükleer sant-
rallann yapımına talip olabilir" öneri-
sini iletmişti.
Rumlardan itiraf:
Askeri biz vurduk
LEFKOŞA(AA)-Gü-
ney Kıbrıs Rum Yöneti-
mi Savunma Bakanlığı,
21 Ocak Cuma günü KK-
TC'nin Güney Kıbrıs sı-
nırının Kaymaklı bölge-
sinde nöbet tutan Türk as-
kerinin, havalı tüfekle yü-
zünden yaralanması ola-
yında ateş edenin, karşı
mevzideki Rum Milli
Muhafız Ordusu (RM-
MO) askeri olduğunu
açıkladı.
Lefkoşa'da Kaymaklı
bölgesinde, RMMO mev-
zisinde görevliyken, Türk
mevzisinde nöbet tutan
Türk askerine ateş ederek
onu yüzünden yaralayan
Rum askerine disiplin ce-
zasıverildi. Rumbasının-
da çıkan haberlere göre,
Rum Savunma Bakanlığı,
olayla ilgili araştırmalar-
dan sonra açıklama yapa-
rak olaydan, kendisine
verilen emre itaat etme-
yen RMMO askerinin so-
rumlu olduğunu bildirdi.
Rum Savunma Bakan-
lığı 'nın açıklamasında,
"Milli Muhafız Ordusu,
olayla ilgili öngöriilen
disiplin önlemlerini al-
mış ve söz konusu asker
görevinden uzaklaştırıl-
nııştır" denildi. Rum Sa-
vunma Bakanlığı, olayı
"münferit" olarak nite-
ledi ve bu talihsiz olaydan
duyduğu üzüntüyü belirt-
ti. Rum askerin, havalı tü-
feği evinden götürdüğü-
nü belirten Rum basını,
Rum askerin "kcndisini
çeşitli şekillerde tahrik
cttiği için Türk askerine
ateş ettiğini" öne sürdü-
ğünü yazdı. Rum basını,
Rum yetkililerin, Türk ta-
rafından, olaydan dolayı
özür diledığini de duyur-
du.
Rum yetkililer daha ön-
ce, Rum Milli Muhafız
Ordusu'nun konuyla ilgi-
si olmadığmı ve mermi-
nin Rum tarafından atıl-
dığınr gösteren herhangi
bir emareye rastlanmadı-
ğını açıklamıştı. Türk ta-
rafıysa konuyla ilgili
açıklama yapmamıştı.
Bu arada, Kıbns'ta gö-
revli BM Banş Gücü
(UNFICYP) Sözcüsü
Brian Kelly, olayı "ih-
lal" olarak nitelendirdik-
lerini açıkladı. Kelly,
"UNFICYP'e göre, bu
olay bir ihlaldir ve BM
kayıtlarına da böyle
geçmiştir" dedi.
12 tnilyon cep telefonu kaçak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosıı) -
Telekomünikasyon Kurulu Başkanı
Ömer Arasıl, Türkiye'deki 33
nıilyon cep telefonundan 12
milyonunun kayıt dışı olduğunu
açıkladı. Arasıl, cep telefonlarında
kaçakçılığı önlemek için bir yasa
teklifi hazıı ladıklarını da belirtti.
Arasü, 2004 yüı faaliyetleri ve 2005
yılı hedefleri konusunda bilgi
vermek üzere diizcnlediği basın
toplantısında cep telefonu
hırsızlığıyla gündeme gelen kaçak
cep telefonları konusuna değindi.
Yürütülen çalışmalar sonucunda
Türkiye'deki 33 nıilyon GSM
işletmesi operatörlerinde kayıtlı
IMEI numaıalarıyla abone
numaralarının karşılaştırddığını
belirten Arasıl, "Araştırmalar
sonucunda, 12 milyon cep
telefonunun kayıt dışı olduğu, 500
bininin numaralarının da sonradan
değiştirildiği ve kopyalandığı ortaya
çıktı" dedi. Cep telefonlarında
kaçakçılıktan dolayı para cezası
verilebileceğini ve böylelikle çok
büyük bir ekonomik kaybın önüne
geçilebileceğini vurgulayan Arasıl,
bu konuya ilişkin olarak AKP
Muğla Milletvekili Orhan Seyfi
Terzibaşıoğlu ve CHP Uşak
Milletvekili Osman Coşkunoğlu'nun
bir yasa teklifi ha/ıı ladıklarını da
anımsattı. Arasıl, kaçak cep telefonu
piyasasının mali büyüklüğünün tam
olarak hesaplanamadığını, 2-2.5
milyar dolar civarında tahmin
edildiğini ancak bunun daha da
üstünde çıkabileceğine dikkat çekti.
KAMUOYUNA AÇIK MEKTUP
Demokrasinin şiiphesiz ki bir bedeli olacaktır.
Üstelik de bu bedel bir hayli meşakkatli olacaktır.
Ancak, bu bedel asla ve asla ödenmesi gerekenden gereksiz bir bıçimde ağır olmamalıdır!
Fakirlık, yokluk ve çaresizlik içerısınde bir ömûr tüketen ve bu sürede vatandaşlık mertebesine ulaşamayan
ınsanlarımızın bu gidişattaki katkıları kadar, her cemiyet, kurum ve kuruluşta bulunan ılerici, demokrat,
entelektüel ve aydınlarımızın da yadsınılmaz payları vardır bu eksiklikte!
Hal böyle olunca da hukuk, yargı, anayasa, partiler, seçim, özgürlükler, insan hakları, eğitım, sağlık, sosyal,
ekonomik disiplin vb. diğer sırasını bekleyen yasalar çağcıllaştırılamamakta, reformlar gerçekleştirilmemekte,
sonucunda muasır medeniyetler yarışında aradaki fark kapanacağına açılmaktadır!
Bu gidişattan son 50 yıldır iktidar olan merkez sağ, liberal partiler kadar bir türlü halkı ikna edecek politikalar
üretemeyen ve tek başına iktidar olamayan sosyal demokratlar da sorumludur!
Ve şimdi bilmem kaçıncı baskın kurultayına giderek parti ıçerısinde başlatılmış bulunan demokratik seçim
sürecini manıple ederek sanki ülkenin ve partinin en önemli bir işiymiş gibi gündeme getıren ve böylelikle
kendisine ve yönetimine saplanan eleştiri oklarından bir süre de olsa korunmayı amaçlayan bir anlayış, bu
arada asli görevi olan ve ancak üretimsizlik nedeniyle bir türlü kamu oyunu doyurucu bir biçimde yapamadığı
muhalefeti bu kere ikincil bir sıraya atmış ve zaten ezici gücü ve anlayışıyla iktidarlığım sürdüren rakibi
partiye dikensız bir gül bahçesi armağan etmiştır!
1
Ne siyasi anlayış, ne strateji ve üstelik ne başarılı bir genel başkanlık ve yönetım, değil mı değerli kamuoyumuz!
1
Ülke demokrasisi, rejimi ve geleceğl için önem arzeden ana muhalefet partimizın başkan ve yöneticilerinin
bu anlayış ve uygulamaları "gallet ve delalet" mertebesine ulaşıldığını göstermektedir ne yazık kı!
UMMAK VE DİLEMEKİSTİYORUM Kİ
İÇİNE GİRİLEN BU YANLIŞIN FARKINA HERKES VARIR VE:
GENEL BAŞKANLIK SEÇİMİ KURULTAYDA DELEGENİN VERECEĞIÖNERGEYLE GÜNDEMDEN DÜŞÜRÜLÜR.
BU YAPIUMAYACAKSA, 0 TAKDİRDE GENEL BAŞKANLIĞA ADAY OLANLAR, ESASEN SORUNUN KİŞİ
SEÇMENİN DE ÖTESİNDE BİR ZİHNİYET DEĞİŞİMİ SORUNU OLARAK NİTELEDİKLERİNDEN,
BU KERELİK ADAYLIKURINDAN VAZGEÇERLER.
' DENİZ BAYKAL DA HİÇ OLMAZSA DURUMUN VAHAMETİNİ VE YAPILAN DEMOKRATİK ÖZVERİYİVAKUR
VE DEMOKRATİK BİR ANLAYIŞLA KAVRAYARAK PARTİ ÜST YÖNETİMİNE BAŞTA TÜM BAŞKAN ADAYLARI
ZORUNLU OLMAK ÜZERE MUHALEFET YAPAN ESKİYÖNETİCİLERİ VE PARTİ ÜST KURULLARINA ADAY
OLMAK İSTEYENLERİ ÖZGÜR BİR SEÇİME BIRAKARAK SEÇİLMELERİNİSAÖLAR.
' SON OLARAK DA KURULTAY, PARTİ POLİTİKALARININ SAATLERCE TARTIŞILACAĞI VE TÜZÜKİLE
PARTİ PROGRAMLARININ CHP'YE YAKIŞIR BİR DEMOKRASİ DÜZEYİNDE TANZİM EDİLECEĞI BİR YENİ
KURULTAYIN KARARINI ALARAK KAPATIR.
NOT: Unutmayalım ki ağırlıklı sorun "zihnıyet değişıkliği" olup Güven Partısınden bu yana dogumlar yapıp
çoğalarak kaybeden sosyal demokratlar, artık "komplo teorilerim" bir yana bırakmalı ve halka ulaşan yenı
görüş sahiplerini "dış guç uzantılan" olarak nitelemek yerıne düşüncelerı anlamaya gayret etmelıdirler
Zıra 50 yıldır bu komplo teorısı anlayışının CHP'yı getırdiği durum apaçık önumuzdedır Ve unutmayalım
ki çamur at lekesı kalsın zihniyetiyle zamanında suçlanan partılilerin hıçbirısının "dış guç" güdumunde
olmadıkları yaşamlarıyla varıt olmuştur. Aksıne her bırı en az şımdiki CHP'liler kadar vatanperver ve sosyal
demokrat olmuş, üstelik de söyledıklerı ne yazık ki tarih önünde doğru çıkmıştırl..
1
CHP, genel başkanı, başkan adayları, parti üst yönetimi, parti grup ve partinin diğer kurulları, yönetimlerı,
parti delegeleri nıhayet partıliler ve sempatizanları gereğini en yararlı bir biçimde yapmazlarsa tarihl bir
sorumluluk altına gireceklerini bilmeli ve vicdanı hur, aklı hür ve insan onuruna yaraşır bir biçimde karar
alıp çekınmeden uygulamalıdırlar. Partiyı bir kere daha bölmemek gerekir!
yO/.L4/?/>4Ç/KO/.5l//V7
HÜR KÜRSÜ PLATFORMU ADINA
Vatandaş/Yurttaş
Mehmet. REFİK SOYER
TASLAKBAKANLIKLARA SUNULDU
Acil yönetimde
yeniden yapılanma
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Hükü-
met, kriz yönetimindeki
çokbaşlılığı ve dağınıklı-
ğı gidermek, doğal afet-
lere karşı daha etkin mü-
dahaleyi sağlayabilmek
üzere Acil Durum Yöne-
timi Genel Sekreterliği
adı altında yeni bir yapı-
lanmaya gidiyor. Içişleri
Bakanlığı Sivil Savunma
Genel Müdürlüğü, Ba-
yındırlık Bakanlığı Afet
İşleri Genel Müdürlüğü,
Orman Bakanhğı'nın or-
man yangınlanna müda-
hale birimi ile Sağlık Ba-
kanlığfnın Acil 112 sis-
temini içine alacak yeni-
den yapılanma, Acil Du-
rum Yönetimi Genel
Sekreterliği adıyla örgüt-
lenecek. Kızılay da bu
yapının koordinasyonu-
na girecek.
Hükümet, acil durum
yönetiminde tek başlılı-
ğı oluşturmak ve tüm
yardım kampanyalarını
tek çatı altında toplamak
üzere bir taslak hazırla-
dı. Taslak, ilk kez dün
tartışmaya açıldı. Başba-
kanlık'ta Başbakan Yar-
dımcısı MehmetAli Şa-
hin başkanlığında yapı-
lan toplantıya; tçişleri
Bakanı Abdülkadir Ak-
su, Bayındırlık ve Iskân
Bakanı Zeki Ergezen,
Başbakanhk ve Dışişle-
ri Bakanlığı Müsteşarla-
rı ile Başbakanhk Acil
Durum Yönetimi Genel
Müdürü Hasan İpek ka-
tıldı. Toplantıda; Şahin
tarafından hazırlanan
kapsamlı bir rapor sunu-
larak yaşanan sıkıntılar
ortaya kondu. Acil yöne-
timde merkezi hükümet-
te yaşanan yetki karma-
şasına işaret eden Şahin,
çoğu zaman pek çok gö-
revin de ortada kaldığma
dikkat çekti.
Şahin, "deprem, yan-
gın, su baskını, yer kay-
ması, çığ düşmesi" gibi
afetlerden sonra alına-
cak önlemler konusunda
hem Içişleri Bakanlığı
Sivil Savunma Genel
Müdürlüğü hem de Ba-
yındırlık Bakanlığı Afet
işleri Genel Müdürlü-
ğü' nün aynı yetkiye sa-
hip olduğuna vurgu yap-
tı. Şahin, Acil Yönetimi
Genel Müdürlüğü'nün,
bakanlıklardaki ilgili
tüm kurumları, üniversi-
te ve sivil toplum kuru-
luşlannı da kapsayacak
şekilde yeniden yapılan-
dınlmasını istedi.
Toplantının ardından
basma açıklama yapan
Şahin, bu konuda hazır-
lanan taslağı ilgili ba-
kanhk ve kuruluşlara
ilettiklerini, 15 gün için-
de alınacak düşüncelere
göre birkaç hafta içinde
yasa tasarısının Meclis'e
sevk edileceğini bildir-
di.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
dem toplantısı yapar, yazacağımız, izleyeceğimiz
haberleri tartışırız. Konu sol partilerin içi olduğun-
da adeta anayasanın değişmez maddesi gibi, şu-
nu yinelerim:
- Arkadaşlar; biz solun, soldaki tartışmaların ze-
mini olmalıyız, tarafı olmamalıyız. Aman haberle-
rimizi bu yaklaşımla yazalım.
CHP'nin 13. Olağanüstü Kurultayı öncesinde
de bu ilkeyi olabildiğince yaşama geçirdik. Genel
başkanlık yarışında Baykal, Sarıgül, Livaneli,
Güneş adları öne çıktı. Biz de tarafların ne söyle-
diğini sayfalarımıza taşıdık.
Ocak boyunca süren tartışmaya bakıyorum;
hep "Kim kime ne dedi" haberleri yapmışız. Hiç
şu aday genel başkan olursa, partinin şu şu yak-
laşımlarını şöyle değiştirecek ya da şu yenilikleri
yapacak türünden haberyok.
Parti sağa sola çekildi tartışmaları bir yana, par-
ti "sığ"a çekilmiş görünüyor.
Tarafların birbiriyle ilgili kullandığı sözlerse ye-
nilir yutulur cinsten değil. Kurultaya gidiş ortamı-
nın tutulacak yanı olmadığı için, tutulacak tarafla
ilgili tartışmalarda"uç"larda. Dost bir ortamda bi-
le şu tür diyaloglar yaşanıyor:
- Kardeşim Baykal partiyi daha iyi biryeretaşı-
yamayacağına göre, kim olursa olsun yeni biri
gelsin...
"Öyle diyorsun ama, Sarıgül'le ilgili tartışmalar
Baykal'/ aratacak kadar vahim. Yarın genel başkan
olduğunda, dosyalar havada uçuşacak. O gün
CHP açısından daha kötü olmayacak mı?"
- Yaa bırakın bu statükocu gerilim savlarını.
Adam meydanlara binlerce kişiyi topluyor mu,
topluyor. Seçimde de bu lazım değil mi lazım. Da-
ha ne!
"Bu partinin başına elbette meydanlan doldu-
racak kişi lazım ama, bu kişinin birikimi de tartış-
ma konusu olmamalı."
Delegeler zamanı!
Geçen gün Çankaya Belediye Başkanı ve Iç Ana-
dolu Belediyeler Birliği Başkanı Prof. Dr. Muzaffer
Eryılmaz'la sohbet ediyoruz. Eryılmaz da sağduyu
sahibi pek çok belediye başkanı ve partili gibi, CH-
P'nin yönünün bir an önce dışa dönmesini istiyor,
ekliyor:
"Birpartili ötekini ağır bir dille suçladığında sade-
ce karşısındakini değil, CHP'yi de yıpratmış oluyor.
CHP, adındaki sözcükleri iyi özümsemeli ve bunun
gereklerini yerine getirmeli."
Bu nasıl olur? Soruyu güncelleştirerek soralım:
Yarınki olağanüstü kurultay bu konuda umut ışı-
ğı olabilir mi?
Kurultay öncesi tartışmalar umudu azaltıyor. Zira
bütün tartışma kişiler üzerine:
- Istanbul, Ankara, Izmir delegeleri ağırlıklı olarak
BaykaPdan yana...
-Sarıgül, Istanbul'u zorlar, Karadeniz ve Güney-
doğu delegeleri silme onu destekliyor...
- Ege'de kıyı şeridi Livaneli'ye sıcak bakıyor ama,
kazanamayacağını anlayan SarıgüTe değil, Baykal'a
döner.
- Iç Ege Baykal diyor ama, Akdeniz karışık...
Tartışmaların özeti böyle... CHP'yi böylesine so-
rumluluk duygusundan uzak, iç çekişmelere iten
nedenlerden biri, onu zorlayacak başkasol partinin
kalmamış olması. 1983'ten bu yana ilk kez solun ilk
iki partisi arasındaki oy makası bu kadar açıldı.
CHP yönetimine sanki solun birinci partisi olmak
yetiyor. Oysa Türkiye'nin temel sorunlarını alt alta
koyup bunları kim çözer diye sorunca, akla ilk şu ge-
liyor:
Toplumla nefes alıp veren iyi bir sol parti.
Yarınki kurultay bize, sanki yeni çekişmelerin baş-
langıcı olacakmış gibi geliyor ve bu durum CHP ta-
banını ürkütüyor.
Bu tartışmalarla CHP batar mı? Batmaz... Ama
çıkmazda...
CHP'liler birbirine batar... AKP de muhalefetsiz ik-
tidar, yeryüzünde bir cennet der, yoluna devam
eder...
Seçim CHP'nin...
ankcum(« cumhuriyet.com.tr
Sigorta şîrketlerinden ödeme
'Soykırım'
tazminatı
NEVVYORK(AA)-
Amerikan sigorta şirke-
ti New York Life Insu-
rance, sözde Ermeni
soykırımında Anado-
lu'da ölen Ermenilerin
mirasçılanna ilk öde-
meyi yaptı.
Sigorta şirketiyle bu
şirkete 1915 yılından
önce hayat sigortası
yaptıran ve sözde Er-
meni soykırımında ölen
Ermenilerin mirasçılan
arasında varılan anlaş-
maya göre, ABD'deki
beş Ermeni vakfına dün
333 bin 333'er dolar
ödeme yapıldı. Anlaş-
ma çerçevesinde şirke-
tin mirasçılara en az 11
milyon dolar, vakıflara
3 milyon dolar ve idari
masraflar içinse 2 mil-
yon dolar ödeme yap-
ması bekleniyor. Geri
kalan yaklaşık 3 milyon
dolarlık miktarınsa Los
Angeles'ta faaliyet gös-
teren 4 Ermeni vakfına
ödeneceği belirtildi.
Ermeniler, "soykı-
rım" konusuna dikkat
çekmek için benzer da-
valar açmaya devam
edeceklerini söylediler.
Almanya'da kitap operasyonu
FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Alman-
ya'nın Brandenburg eyaletindeki okullann 9 ve
10'uncu sınıflannda okutulan Savaş-Teknik-Sivil
Halk konulu ders notlannda yer alan "...örneğin
Küçük Asya'da Ermeni halkına karşı girişilen soy-
kırım" yan cümleciğinin, Türkiye'nin Berlin Baş-
konsolosluğu'nun istemi üzerine çıkarıldığı öne
sürüldü. Hıristiyan Demokratik Birlik Partisi,
cümlenin yeniden yazılmasını istedi.