23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2005 PAZAR HABERLER DÜNYADABUGUN ALİ SİRMEN İyimser - Kötiimser Sevgili, Her başlangıçta olduğu gibi, yerıi biryıla girişte de iyimser olmak gerektiği söylenir. Ama iyimser nedir, kötümser ne? Çok görece olan bu kavramları kolaylıkla açıklamak mümkün değil. Yılın son haftalarında bir yabancı gazeteci arka- daştan duyduğum, konuyla ilgili fıkrayı nakledeyim bari: lyimserle kötümser dünya ahvalini konuşuyorlar- mış. İyimser, - Valla öyle görünüyor ki, dostum bu gidişle in- sanlar dışkı yiyecekler, demiş. Kötümser hemen atılmış: - Üstelik, herkese yetecek kadar kalmayacağmı da garanti ederim. Her olay karşısında iyimser olmayı gerektirecek ne kadar neden bulabilirsen, aynı şekilde kötüm- serlik gerekçesi de bulmakta zorlanmazsın. Yaşamı ele alalım örneğin. Yaşamın bizzat kendisi öylesine olağanüstü, öy- lesine değerli bir armağandır ki, insanoğlu salt ya- şaması için bile iyimser olabilir, olmahdır da. Peki ya karşıt görüşe ne dersin? Yaşamın sonu ölümdür. Yaşam geçici, ölüm ise ebedidir. Aslında her doğan insan bir idam mahkû- mu konumundadır. Onun mahkemede hüküm giy- miş olandan tek tarkı idamının infaz tarihini bilme- mesidir. Ebedi yokluk karşısındaki kısacık geçici bir varlığı armağan olarak kabul etmek ne kadar bu- dalaca; dünyaya idam mahkûmu olarak geldiğimi- ze göre, bundan iyimser sonuçlar çıkaracak ne var ki?... • •• Aynı şekilde karşıt savları her alanda yürütebilir, örneğin doğaya bizi yaşatacak nimetleri sunduğu, güzellikleri gözümüzün önüne serdiği için müte- şekkirde olabilirsin, depremleri, orman yangınları- nı, selleri, tsunamileri verdiği, hastalıkları, mikrop- ları dört bir yana saldığı için Alfred de Vigny gibi sıcak bir öfke ile adeta lanetleyerek de bakabilir- sin. Hatta iyimserliğin kendisine bile, iyimser ya da kö- tümser açıdan yaklaşırken her ikisinde de aynı de- recede geçerli gerekçeler bulabilirsin. İyimser insanların daha çok sevildikleri, iyimser kişinin hem kendisini hem de çevresini olumlu et- kileyen pozitif enerji saçtığını söyleyebilirsin. Buna karşılık, iyimserin yapısı gereği olayları doğ- ru algılayamadığı, yanlış değerlerle etrafına sahte bir mutluluk saçtığı ve sonucun hem kendisi hem de ona inananlar açısından hüsran olacağını söy- leyebilirsin. Hatta, iyimserin saflığını ukala bir bilgiçlikle en- telektüel bir kılıfa büründürerek "Mutsuz bir Sok- rat mesut bir şapşala evladır" diye, filozofça kü- çümseyebilirsin de. • • • Aslında iyimserlik ya da kötümserlik, herhangi bir olayın algılanış biçimidir, bizim değişik algılayış biçimlerimiz, olayın kendisini etkilemez, değiştirmez. Olaylara ve ortama nesnel yaklaşmaya çalışan bi- lim, ne lyimserdir ne de kötümser. Zaten bilim için iyi ya da kötü kavramları da yoktur. Fizikçi, belki ile- ridegerçekleşebileceksoğukfüzyonla, sınırlannı dü- şünemeyecegimiz, çok ucuza mal olan temiz bir nük- leer enerji de üretebilir, atom çekirdeğini parçala- yarak son derecede yıkıcı nükleer bomba da ya- pabilir. Bilimsel nesnellik içinde her ikisi arasında bir fark yoktur. İyimserlik, kötümserlik konularına dönersek bir kez daha, kimin ne kadar iyimser ya da kötümser ola- rak nitelenebileceğinin de çok görece olduğunu belirtmemiz gerekir. Örneğin, beni çok kötümser öngörüleryapmak- la suçlayan kimi arkadaşlarıma eski yazılarımı gös- teriyor ve "Görüyor musunuz, gelişmeler öngörü- lerimi çok iyimser olarak niteleyebileceğimiz kadar kötü olmuş, meğer ben kötümser değil iyimser mişim" dediğimde önemli bir bölümü pek karşı çı- kamıyorlar. Aslında "lyimserlikle kötümserliğin uçları arasın- da kolan vuracağımızyerde, ortalarda biryerlerde karar kılsak" diyeceğim ama o da bir anlam taşı- mıyor, kimine göre orta olan öbürüne göre, aşırı iyim- ser ya da fazla kötümser olabiliyor. İyimserlik ve kötümserlik konusunda en ilginç çözümü, yaşamı parlak mücadeleler ve büyük acı- lar içinde geçmiş olan Antonio Gramsci bulmuş. O olayı şöyle özetlıyordu: - Aklımla kötümsehm, irademle iyimser. asirmen@cumhuriyet.com.tr Kutan'dan çokbaslılık eleştirish Hükümetin ekonomi politikalan dağmık AINKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - SP Genel Başkanı Recai Kutan, AKP hükümetinin eko- nomi politikalan ile yö- netiminin dağımk oldu- ğıınu belirtcrek "Çokbaş- lüıkdevamediyor" dedi. SP il başkanlan, dün SP lıderi Kutan'ın baş- kanlığındatoplandı. 2004 yılını değerlendiren Ku- tan, ABD'nin Irak'a sal- dınsını eleştirerekhükü- melin sadece katliamlar- dan duyduğu üzüntüyü açıklamakla yetindiğinı vurguladı. Türkiye'nin AB üye- lığı konusunu da değer- lendiren Kutan, şu gö- rüşlcrı dile getirdi: "17 Aralık günü Brüksel'de tanıanı diye nıasadan gü- lerek kalkanlar, 23 Ara- lık'ta AB'ye niçin nota vermişlerdir? Itirazlar, vatandaşlanmızın kafala- nııı daha da karıştırdı." 2005 yılı bütçesinin şı- şirilmiş bir bütçe oldu- ğunu vurgulayan Kutan, "Bu bütçede halka lıiz- met yoktur, milletezilecek, faizcilcr beslenecektir. AKP vaatlerinin tersine IMF'ye teslim olup 2005- 2007 dönemi için yeni bir anlaşma yaptı. Millet 3 yıl daha 1MF cenderesin- de ezilccck, işçi, mcnıur, çiftçi, esnafdaha da fakir- leşecek. Türkiyedaha çok borçlanacak, daha çok faizödeyecektir" diye ko- nuştu. AKP'nin ekonomi ve politikalarının dağınık olduğıuıu anlatan Kutan, çokbaşlılığın da devam ettıği görüşüne yer ver- dı. Kutan, "AKP, tek ba- şına iktidar olnıasına rağ- nıeıı güçlü bir ekonomi politikası ortaya koyanıa- dı. Cidcli tehlikeler karşı- sında nıillctçe herzaman- kinden daha çok fazla uyanık olnıalı, milli ve manevi değerlerimize dörteUesanlmabyız" şek- linde konuştu. 1996 yılında yasalaşan kapalı mekânlarda sigara yasağı TBMM'de hâlâ uygulanamıyor Meclis sigaradanvazgeçemediANKARA (ANKA) - Tütün Ma- mullerınin Zararlarının Önlenmesi amacıyla kapalı mekânlarda sigara içilmesini yasaklayan yasayı 7 Kasım 1996'da çıkaran TBMM, yasayı bu- güne kadar kendi yerleşkesi içinde uy- gulayamadı. Sigara yasağıyla ilgili yasa ıçın ya- pılması gereken düzenlcmelerin Mec- lis'te yerine getirilememesı, basıl- ması gereken ceza makbuzunun bi- le bastınlamaması nedeniyle Meclis binası içinde sigara içılmesı engelle- nemedi. Bilgı Edinmc Hakkı Yasası uya- nnca yapılan başvuruya yanıt veren TBMM Gencl Sekreten Rauf Boz- kurt, 4207 sayılı Tütün Mamulleri- nin Zararlannın Önlenmesine Dair Ya- sa uyarınca TBMM yerleşkesi için- de, sigara içenler için yasada tanım- landığı şeklıyle "sigara içilmeyen ma- hallere duman gidişini engelleyecek, havalandırnıa, tecrit ctme gibi ted- birlerin" alınabıldiğinı net olarak söyleyemedi. Sigara içılmesi yasaklanan genel İPTAL DAVASI Kuran kursları okullaşma yolunda • Danıştay, Kuran kurslanndaki eğitim süresini 5 güne çıkaran yönetmeliğin dayandığı yasa hükmünün iptal edilmesi istemiyle Yüksek Mahkeme'ye başvunTia karan aldı. ANKARA (Cunıhuriyet Bürosu) - Danıştay 1dan Dava Daireleri Genel Ku- rulu, Kuran kurslarında haftada 3 gün olan eğitim süresini 5 güne çıkaran yö- netmeliğin dayandığı yasa hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne baş- vuracak. Eğitimciler Demeği Başkanlığı, 27 Ağustos 2000 tarihli Diyanet Işleri Başkanlığı Kuran Kurslan ile Öğren- ci Yurt ve Pansiyonları Yönetmeli- ği'nin 32. maddesinde yapılan ve eği- tim süresini 5 güne çıkaran hükmün ip- tali istemiyle dava açtı. Danıştay 8. Da- iresi, istemi reddetti. Davacı dernek karan temyiz ederek bozulmasını iste- di. îstemi görüşen Danıştay İdari Da- va Daireleri Genel Kurulu, yönetme- liğin dayanağı olan ve Diyanet Işleri Başkanlığı Kurukış ve Görevleri Hak- kında Kanıın' a eklenen ek madde 3 'ün anayasaya aykınlık iddiasını ciddi bul- du. Genel kurul, hükmün itiraz yoluy- la iptal edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurma karan aldı. Cazalci: Umut verlcl CHP Denizh Milletvekıli Mustafa Cazalcı. düzenlemenin Anayasa Mah- kemesi'ne götürülmesinin "umutve- rici" olduğunu vurguladı. Gazalcı, şu değerlendirmeyi yaptı: "AnayasaMah- kemesi'nin Necmettin Erbakan'ın 8 yü- lık kesintisizeğitimin iptali için açüğı da- vaya verdiği olumlu, örnek kararlar vardır. llmanzyücemahkemedengeç- mişteki kararlanyla çelişmeyen bir ka- rarçıkacakür. Böyleceilköğretim çağin- daki çocuklarımız pozitif, bilimsel, ke- sintisiz bir eğitim alabilecektir. Geç de olsa adaletin işlemesi sevindiricidir". • 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Yasa uyarınca kapalı mekânlarda sigara içilmemesi gerekiyor. 1996 yılında bu yasağı kanunlaştıran TBMM, aradan geçen onca yıla rağmen TBMM yerleşkesi içinde sigara içilmesini engelleyemedi. alanlarda bulunan "küllüklerin kal- dırılarak, sigara içilmesine izin veri- len yerlere nakledildiğini" belirten Bozkurt, kulislerde de benzeri bi- çimde bazı küllüklenn kaldırıldığı- nı, buralardaki sehpalara "Sigara içil- mez" levhalannın yerleştirildiğini kaydetti. Halkla ilişkiler binalann- daki tüm banko ve kondorlarda bu- lunan mermer küllüklenn yerlerinden kaldınldığını, zıyaretçı ve persone- lin görebileceği şekilde "Sigara içil- nıez" levhalannın asıldığını ifade eden Bozkurt, bu bloklar arasındaki teras katı ile zemin kattaki bankolar- dan bahçeye açılan bölümlenn siga- ra içimyeri olarak kullanıldığınıbil- dirdi. Ancak bu yanıt, özellikle kulisler- de, 4207 sayılı yasanın bazı hüküm- leriyle uyuşmuyor. Ayrıca bu yanıt- la, yasada çok açık biçimde iri pun- tolarla "Burada Sigara İçmekYasak- tır, Cezası ...TL'dir" ibareli uyarı pa- nolarının asılması gerektiği belirtil- mesine karşın sadece küçük uyan ya- zılanyla yetinildiği dikkati çekiyor. 8 yıldır ceza yok TBMM Genel Sekreteri Rauf Boz- kurt, sigara yasağına uymayanlar için özel cezamakbuzu bastınlmadığı ve dolayısıyla da 8 yıldır kimseye ceza kesilmediğini şöyle açıkladı: "Siga- ra içnıe yasağına uyulmaması nede- niyle tahsil edilen para cezası yoktur. Konuyla bağlantüı para cezalannın tahsili için de bastınlmış özel makbuz mevcut degildir. Sigara yasağına uyul- madığı için gerekli uyanlarda bulun- madığından cezalandınlan amir ve- ya memur bulunmadığı gibi, kural- lara uymadığı için cezai müeyyide uy- gulanan kişi de bulunmamaktadır." Bozkurt, basın koridorunda siga- ra içme yeri yaptınlması amacıyla ge- rekli önlemlerin alınması ve yertah- sisi için yürütülen çalışmaların so- nuçlanma aşamasına geldiğini de açıkladı. TKP'den yılbaşı eylemi Türkiye Konıünist Partisi (TKP), ABD'nin Irak işgalini protesto etti. TKP'nin, yılbaşı akşamı Kadıköy Meydanı'nda düzcnlcdiği, "2005'i emperyalizme karşı diı-enen Iraklılar kazanacak* 1 ctkinliğindc, ABD'nin Irak işgah' protesto edildi. Güney Asya felaketinin kurbanları ile Irak'ta ve dünyanın başka yerlerinde emperyaüzme direnen lıalklanıı verdiği kayıplar için saygı duruşunda bulunuldu. TKP İstanbul II Başkanı Hüseyin Kaıabulııl, Irak'taki ABD işgaüne direnen Iraklılar ııı, bölge halkları için de bir umut olduğunu belirterek "ABD'nin Irak'ta düşman olarak 'dışardan gelen dinci fanatikleri' göstermesi, büyük bir ikiyüzlülük. ABD, kendisini laıırının adalet dagılıcısı sanan bir başkana sahip" dedi. Meydana kurulan büyük bir perdede Irak savaşı ve direnişi konu alan kısa bir sinevizyon gösterisinin sunulduğu etkinlikte, "Işgalciler her zaman kaybeder", "Irak direnişi kazanacak", "Bu memleket bizim, kahrolsun emperyaüzm' 1 , "ABD Ortadoğu'dan defor sloganları atıldı. Etkinlikte, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Çocuk Korosu bir şarkı seslendirirken Ililnıi Yarayıcı şarkılarıyla, ABD karşıtı Kadıköylü şairler adına Serdar Koçak,tiyatrosanatçısı Metin Coşkun ve oyuncu tlyas Sahnan da şiirleriyle destek oldu. KJZILTEPE ERDOGAN: 'Kabine, zamanı değişir' SAFRANBOLU (AA)-Ankara kulis- lerinde dile getırilen kabine değişikliği AKP içinde hareketlenmeye neden olur- ken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Böyle bir şey yapılması gerekiyorsa, ya- pılacaksa, vakri zamanı gcldiğindc yapı- lır" açıklamasını yaptı. Yılbaşını geçirmek için Safranbolu'ya giden Erdoğan, burada kabine değişik- liğine ilişkin sorulan yanıtladı. Başbakan Tayyip Erdoğan, olası bir kabine değişikliğiyle ilgili bir soruya da şu karşılığı verdi: "Samimi olarak bir şey söyleyeyim, 2 yıl içinde başarıh olan bir kabine var. Kabine şu anda işlerinde çahşıyor. Basının sürekli kabinenin de- ğişmesini ar/u etnıesi, bir istikrarın de- ğil, istikrarsızlığın ürünü olacaktır. Böy- le bir şey yapılması gerekiyorsa,yapüacak- sa vakri zamanı geldiğinde zaten bu ya- pılır. Bizler tek parti hükümetiyiz, bunu da sıkıntıyla yapmayız. Zaten bu konuda bütün arkadaşlanm kendileri gelerek ya da 'Ben kendimi başanlı görmüyorum' diyecek asalette, asiIUkte arkadaşlardır. Vakti zamanı geldiğinde bütün adımlar atılır. Bundan da endişenizolmasın. Bun- larla gündem olumsuz şekilde etkilenir. Hem halkınıızı, hem hükümerteki ar- kadaşlanmızı rahatsız eder." Polislerin tutuklanma istemi reddedildi • Kaymaz ailesinin avukatı Hüseyin Cangir, dört polis memurunun tutuklanması için bir üst mahkemeye başvuruda bulunacaklannı söyledi. Haber Merkezi - Mardin'in KJ- zıltepe ilçesinde Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kay- maz'ın polis tarafından öldürül- mesine ilişkin olarak Kaymaz ai- lesinin avukatının 4 polisin tu- tuklanınasına ilişkin istemi red- dedildi. Kaymaz ailesinin Avukatı Hü- seyin Cangir, Mardin'in Kızılte- pe ilçesinde, baba ile oğlunun öl- dürülmesi olayında ilımalleri ol- dukları iddiasıyla açığa alınan dört polis memurunun tutuklan- ması için, Mardin 2'nci Ağır Ce- za Mahkemesi'ne başvuruda bu- lundu. Cangir'in istemi mahke- me tarafından reddedildi. Can- gir, tutuklama talebi için bir üst mahkemeye başvuruda bulunaca- ğını söyledi. Kızıltepe ilçesinde 21 Kasım tarihinde düzenlenen polis ope- rasyonunda, "terörist" oldukla- n iddiasıyla kamyon şof orü Ah- met Kaymaz ve 12 yaşındaki oğ- lu Uğur Kaymaz öldürülmüştü. Mardin Valiliği, "baba oğulun terör Örgütü elemanı olduklarını ve çıkan çatışmada öldiiı iildiik- leri"nı duyurmuş ancak TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun hazırladığı raporda, bölgede her- hangi bir çatışma izine rastlanma- dığı ve "yargısız infaz" yapıldı- ğı yönündeki bulguların ağırlık kazandığı belirtilmişti. Olayla il- gili 4 polis açığa alınmıştı. Sav- cılık tarafından hazırlanan ve po- lislerin 2 ile 4 yıl arasında deği- şen hapis cezalanna çarptınlma- sını isteyen iddianamede ise bir- çok çelışki belirlenmişti. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Armağan Anar, eski bir gazeteci. Son olarak Anadolu Ajansı'nın dış haberlerinden emekli olmuştu. Onun- la 1978/1980 döneminde Aydınlık gazetesinde birlikte çalışmıştık. Arma- ğan Abla'yla, 12 Mart askeri darbe- si döneminde de aynı davadan bir- likte yargılanmış ve hapis yatmıştık. Armağan Abla, Aydınlık'ta çalış- maya başladığında kaç yaşındaydı? 1923 doğumlu olduğuna göre 55 ya- şındaydı. O yaşında araştırmacı ga- zetecilik yapan militan bir muhabir olarak hepimizi etkilerdi. Mücadele- ci tutumuna ve yaratıcı yorumlarına hayranlık duyardım. 12 Mart askeri darbesi dönemin- de aynı zamanda Cemal Madanoğ- lu davasında da yargılanmıştı. Arma- ğan Abla'nın başı 12 Eylül 1980 dö- neminde de dertten kurtulmadı. Kızı Leyla Güz ve damadı Doğan Yur- dakul, Aydınlık yayınları nedeniyle mahkûm oldular ve yurtdışına kaçmak zorunda kaldılar. Tek kızının yurtdışı- na gitmesi onun buralarda yalnız kal- masına neden oldu. Kısıtlı olanakla- Armağan Abla rıyla fırsat buldukça onları ziyarete giderdi. Torunu Reyhan da bu ara- da onun yanına yazları tatile geliyor- du. Armağan Anar, Arnavutköy Kız Ko- leji'ni ve istanbul Üniversitesi Edebi- yat Fakültesi'ni bitirmişti. O yıllarda- ki hocası Halide Edib Adıvar ona asistanlık önermişti. Rahşan ve Bü- lent Ecevit, okui arkadaşlarıydılar. Serteller aile dostlarıydı. Babası 1930'lu yılların ünlü bir avukatıydı. Armağan Anar, Ingılizceyi çok iyi bi- len, iyi okuyan, yetişkin ve cesur en- telektüel kadınlarımızdandı. Üç yıl önce bir felç geçirinceye ka- dar durmaksızın çalıştı. İyi bir gaze- teciydi. Entelektüel birikiminden ge- len güzel bir Türkçesi vardı. Sayısız kitap çevırmiştı. Ankara'da ikı yıl felç- li şekilde yaşadıktan sonra, onun Is- tanbul'a bir huzurevine gelmesinin dahayarariı olacağını düşündük. Çün- kü ona bakan kadınlar bir şekilde za- rar verip kaçıyorlardı. Kimisi parası- nı alıyor, kimisi eşyalarını çalıyordu. Şimdi Istanbul'da bir huzurevin- de kalıyor. Yılbaşında kızı Leyla Pa- ris'ten geldi. Yeğeni Gülseli de onu bir haftalığına huzurevinden çıkar- dı evine getirdi. Yılbaşını Gülseli ve Mahmut'un evinde Armağan Ab- la, kızı Leyla ve Ipek'le birlikte kar- şıladık. Gecenin sürprizi Armağan Abla'nın kaldığı huzurevini anlatan öyküleriy- di. Huzurevinde kalan insanları öyle- sine güzel anlatmıştı ki... Tek eli ka- lem tutabiliyordu ve tek eliyle gaze- teciliği ve yazma aşkını sürdürmüş- tü. Onun bazı satırlarını sizlerle de paylaşmak istiyorum. "Felç olduğumdan beri yaşantı- ma bir bakıcı girdi. Bu işi yaptığı söy- lenen kaç Moldovalı kadın ve genç kız çalıştı yanımda. Üç yıl önce ilk ge- len orta yaşlı kadınlar mükemmeldi. Sonradan gelenlerise iflahımı kesti. Şefkatsiz, paragöz çıktı. Paramı ve gi- yim eşyalarımı, saç fırçama kadar yürütüp beni soydular. Yeğenim ve kızım bu kadınlar elinde iyi bakılma- yacağımı ileri sürerek beni bir huzu- revine yatırıp bakımımı profesyonel ellere bırakmayı düşündüler. ...Benim tek kişilik odamın karşı duvarı baştan aşağı pencere. Man- zara şahane. Duvar kâğıdı uçuk sa- rı üzerine minikpapatya desenli. Ah- şap dolap ve yatakla güzel bir ahenk yapıyor. Burada kalanlar kadınlı er- kekli beraber oturup yiyorlar. Ben henüz onlara katılmadım. ...Evde o ilgisiz kadınlarla daha zordu haya- tım. Ankara 'daki arkadaşlarımı özlü- yorum. Ama şimdi de Istanbul'daki arkadaşlarımı buldum. Hepsi de sı- ra sıra geliyorlar. ...Ben psikolog değilim ama, S. Hanım'ın tuvalet kâğıdı takıntısı biri yanına gelsin de konuşsundan kay- naklanıyor. M. Hanım'ın cinleri ise kadıncağızın aşk ve seks isteğinin bitmediğini gösteriyor. H'nin askere gitme saplantısı da sağlam ve güç- lü olma isteği. Ben ise rüyamda Er- cüment'/ görüyorum. Onu gerçek- ten çok özledim. Acaba öbür dünya varmı, ve ben ölünce ona kavuşmam mümkün mü?" • • • Ahmet TahirTürkistanlı, 12 Mart döneminde birlikte yargılandığımız, daha sonra birçok zorluğu birlikte karşıladığımız arkadaşlarımızdandı. Bu yazıyı yazarken telefonum çaldı, Mine Haksal, "Ahmet'i kaybettik" dedi. Ahmet bir süredir beynindeki tü- mör nedeniyle tedavi görüyordu. Son olarak 30 Eylül'de cezaevinden çıkı- şımızın 30. yıl kutlamasına katılmış- tı. Ahmet'i bugün Teşvikiye Ca- mii'nden öğle namazının ardından uğurluyoruz. Yeni yıl acılarla ve umutlarla baş- ladı. Yaşam sürüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear