23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18OCAK2005SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER SEFİNE-İ TERAKKİ TURHAN SELÇUK DÜE.ÜST IABÎA31LI İSIANBUL BFEFDİSİ ABDÜLCAJSTBAZ IF MACEHALAEI KISIM HEEMtLİ BİRDEN DEÜ öğrencisi Küçük, Portföy Yönetim Yanşması'nda 200 milyan 459 milyara çıkararak birinciliği elde etti SanalortamdazenginoldutZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Dokuz Eylül Ünı- versitesi Endüstri Mühendis- liği Bölümü öğrencisi AM Sey- han Küçük, "Sanal Portföy Yönetim Yanşmasrnda Tür- kiye birincisi oldu. Ortaokuldan bu yana bor- sayla ilgilendiğini söyleyen Küçük, ülkemizde finans ala- nının giderek ilgi çeken bir sektör haline geldiğini belir- tirken gerçek yaşamın sanal ortamdan farklı olduğunu da vurguladı. Acar Yatınm Menkul De- ğerler AŞ'nin bu yıl ilk kez düzenlediği "Sanal Portföy 20 Kasım - 31 Aralık tarihleri arasında yapılan yarışmada birinci olan DEÜ öğrencisi Ali Seyhan Küçük, < risklerin fazla ] olduğu küçük kâğıtlara yöneldiğini söyledi. Yönetim Yanşması"nın bi- rincısı İzmir'den çıktı. DEÜ Mühendislik Fakültesi En- düstri Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Alı Seyhan Küçük yanşmada, "200 mil- yar linılık sanal portiöyü mev- cut borsa koşullannda en iist seviyeye çıkarmayr başardı. 'Cerçek yaşam farklı' Ortaokuldan bu yana ınter- net ortamında borsayla ilgi- lendiğini ve işlemler yaptığı- nı belirten Küçük, "Buyarış- ma insanlann borsaya olan il- gisinin artması için oneınliy- di Zatenamaçda buydu" de- di. Okuduğu bölümde finans- la ilgili dersler de gördüğünü söyleyen Küçük, "Finanssek- törü ve portföyyöneticiliği ül- kemizde giderekilgi çeken bir sektör. Geçen yıllarda borsa- ııın düşme$i ilgiyibirazazalt- mışti ama şimdi yine arüyor" diye konuştu. Önümüzdekı yıllarda fi- nans sektöründe çalışmak is- tediğini belirten Küçük, ya- rışmadaki stratejisini şöyle anlattı: "Borsada derinliği olan kâğıllaı da ani yükseliş- ler olmaz. Ben risklerin fazla olduğu küçük kâğıtlara yö- neldim.20Kasım-31 Aralıkta- rihleriarasında süren yanşma boyunca 200 milyar liralık portföyü yüzde 129 arttıra- rak459milyarUrayaçıkardım. Ama gerçek yaşanıda böyle değildir. Büy ükfirmalannkâ- ğıtlannı uzun vadeli yanrını- larolarakalmakgerekir.Çün- küriskdahaazdır. Sonuçla pa- ra benim dcgildi ve sanal ola- rak risk almak kolaydı." Binin üzerinde katılım Endüstri Mühendisliği Bö- lüm Başkanı Prof. Dr. Edip Teker de binin üzerinde kışi- nin katıldığı yanşmada Kü- çük'ün başarısının önemli ol- duğunu söyledi. Teker, "Böyle bir durumda maliyeti minimizeetmek, kâ- n maksimize etmekgibi stra- tejiler var. Günlük gelişmele- rin tekniksel olarak analizle- ri yapılıyor. Portföy yönetici- liği, ekononükve teknik bilgi, yaratıcıhk, doğru analiz, yete- nek, hayal gücügibi özelb'kle- re dayanan bir meslek.Ali'nin başarısında da bunlar etken oldu" diye konuştu. Yanşmada birinci olan Alı Seyhan Küçük içın, dün Do- kuz Eylül Rektörlük binasın- da Rektör Prof. Dr. Emin Alı- cı'nın da katıldığı bir tören düzenlendi. Küçük, ödül ola- rak dizüstü bilgisayarın yanı sıra önümüzdekı yaz Acar Yatınm Menkul Değerler AŞ'de staj hakkı kazandı. www.bkb-turkiye.com adlı internet sitesi bilgisayar almak isteyenlere yol gösteriyor. BKB'nin hedefi, tüketicinin bilinç düzeyini yükseltmek Bilgisayar abrken işi şansabımkmayın GÖKÇE UYGUN "Toplama bilgisayarauza virüs mü girdi? Servis için randevu tarihi: Çıkmaz ayuı son çarşambası... Toplama bilgisayanmm siste- mi çöktü, ne yapabilirim?; www.guzumab- la.com..." Yukandaki esprili ifadeler, Tür- kiye'de bilgisayar sektörünün önde gelen firmalannın oluşturduğu "Bilgisayar Kul- lanıcılarını Bilinçlendirme Plat- formu"nun (BKP) internet sıte- sinde yer alıyor. BKB Türkı- ye'nin amacı bilgisayar seçimi ve kullanımında daha yüksek bilinç düzeyi sağlamak ve bilgisayar kullanımını yaygınlaştırmak. "ts- ıııi cismi belli olmayan bir bilgisa- yar almak, işi şansa bırakmaktır" sloganını taşıyan platformun sıte- sınde, bilgisayar kullanımı konu- sunda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddelen, bil- gisayar kullanıcılarının bir bilgisayar satın alırken tüketici haklan açısından dıkkat et- meleri gereken konularla BKP Türkiye'nın üyeleri ve markalı ürün satan firmaların lınklerı bulunuyor. Casper, Datateknik, Es- cort, HP ve Vestel gibi donanım firmaları- run katılımıyla oluşturulan BKB Türki- ye'ye, Microsoft ve Symantec gıbı yazılım firmalanyla tüketici dernekleri de destek veriyor. Platformun çalışmalan kapsamında gazete ve televızyonlarda yürütülen reklam kampanyasmdaysa bil- gisayar alınmadan önce dikkat edilmesi gereken unsurlar ve hatah alımlarda tüketicinin kar- şılaşacağı güçlükler esprili bir bıçımde aktanlıyor. "Aynntılı bilgi için: www. bkb-tur- kiye.com" TÜRK TELEKOM: Arıza gideriliyor ANKARA (ANKA) - Türk Telekom, yurtdışı internet erışımını sağlayan alternatif kablolardan bırisi olan MedTürk denızaltı kablosunun, Marmara Denızi'ndekı kısmının zarar gördüğünü ve yedeklerin çalıştınldığını bildirdı. Telekom'dan yapılan açıklamada, 16 Ocak'ta yurtdışı internet enşimini sağlayan kablolarda bir zarar meydana geldiği ve nedeninin araştırıldıği belirtilerek "Günün en yoğun saatierinde maksünum 7 Gbps'lik kapasite ihtiyacının yüzde 56'sı olan 3.9'luk Gbps kısmı, kablonun kopmasından sonra hizmete verilen yedek kapasitclcrle karşılannıaktadır" denildi. Alternatif güzergâhlardan yeni ek kapasite temin etme yönünde çalışmaların sürdürüldüğünü belirten Telekom, kopan kablonun tamır edılmeye çalışıldığını kaydetti. 'HESAPLIVEUYUMLIT Şili eğitimi Linıvc'ageçti Haber Merkezi - Şili'de seçilmış devlet okullan, 'Linux işletim sistemi'nı uygulayacak. Şili hükümeti, Linux'u hesaplı ve eski PC'lere uygulanabilir olduğu için tercih ettiğini açıkladı. Şih'nın önde gelen gazetelerinden El Mercuno'nun haberine göre, Şili hükümeti ortaöğretım kurumlannda açık kaynak işletim sistemi Lınux'a geçecek. Şili Eğitim Bakanlığı, sıstemı ülkedeki 600 okulda uygulamaya koyacak. Bilgisayarlar OpenOffice.org ve Mozilla kullanacak. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Komşu Değişmek İstemiyor Kıbrıs ve Ege Denizi'ndeki anlaşmazlıkları ola- bildiğince en aza indirmek için Türkiye ile Yuna- nistan arasındaki ilişkileri yumuşatmak mümkün olabilecek mi? 1923'ten bu yana iki ülkenin politikacılarının da kamuoyunu oluşturan kurum ve kuruluşların da bir- birlerine sorduğu bu sorunun yanıtını "Niçin olma- sın?" şeklinde vermek isteyenlerin karşısına bek- lenmedik engeller çıkıyor. Yunanistan, doğrudan olmasa da Fener Patrik- hanesi'nin ekümenik istekleri ve Heybeliada'da Rum Ortodoks din adamı yetiştirme izni verilmiş bir yüksekokulun açılmasını gündemden indirmi- yor. öte yandan Batı Trakya'daki Müslüman Türk azınlığının etnik yapısını tanımamak için elinden ge- leni de ardına koymuyor. Medyamızın Istanbul'da Rum vatandaşlarımızın isteklerine ayırdığı yerden şahsen benim hiç şikâyetim yok. Patrikhanenin ki- mi önerilerini de uygarca konuşup tartışmakdan yana olduğumu söylemeliyim. Ortodoks din adam- larının geleneksel olarak yerine getirdikleri haçın suya atılması törenini bazı grupların özel gösteri düzenleyerek engellemeye kalkışmasını datek ke- lime ile ayıp buluyorum. Ortodoksların haçı sudan çıkarma olayını isterseniz kendilerine ülkücü genç- leradını veren grupların protestoları ile engelleme- ye kalkışınız; dilerseniz MHP Genel Başkanı Sa- yın Bahçeli'nin yaptığı şekilde demeç vererek eleştiriniz. Dünkü Hürriyet'te Hukuk Sosyoloğu Prof. Niyazi Öktem'in de belirttiği gibi "Inanç öz- gürlüğüne saldırmış olursunuz". Madalyonun öbür yüzü... Eski köye yeni âdet aramak gibi bir hevesi hiç kimse besiemesin. Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te başka inançların sahiplerine gösterdiği anlayış, Cumhuriyetin 82. yılında elbette sadece yasaların değil, vicdanlarımızın dayaptırımı olarak yürürlük- tedir. Yalnız madalyonun öteki yüzünü unutmamala- rını da hem bizim medyamızı yönetenlerden, hem de komşu Yunanistan'dan beklemek hakkımız de- ğil mi? Sorunun yanıtı "evet" ise en az beş gün- dür Yunanistan Yüksek Mahkemesi'nin Iskeçe Müslüman TürkBirliği adı ile Batı Trakya'daki soy- daşlanmızın oluşturduğu tüzelkişilikte "Türk" adı- na izin vermeyişini de büyüteç altına almalıyız. Suya atılan haç olayı inanç özgürlüğünün doğal birtöresi ise kendi etnik aidiyetini vurgulayan der- nekleşme girişimi de örgütlenme hakkının sonu- cu değil midir? Evet diyenlerin, o haberi bıle say- falarına ya da ekranlarına taşımamalarını, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin kulağını çınlatmama- larını nasıl açıklayacağız? "Onlarbizim çocukları- mızdır. Kıbrıs'ta olduğu gibi Türk-Yunan ilişkileri' nin yumuşaması uğruna başlarını eğsinler, yapı- ianlara razı olsunlar" mı diyeceğiz. Dışişlerı Bakan- lığımızın gaflet uykularından uyanmayışının gara- betini bize kim açıklayacak? Dün yapılan başvuru Hukukun Egemenliği Derneği'nm, dün Içişleri Ba- kanlığı'na, Yunan Yüksek Mahkemesi'nin Lozan Ant- laşması'na dayandırdığı kapatma karannı ömek gös- tererek karşılık istemesi, sorunu sevimsiz hale ge- tirme istidadında olsa da aynı gözlükle bakıldığı za- man haksız görünmeyecektir. Geçen hafta içinde yine kimsenin üzerinde dur- madığı bir başka haberde, Türk Tarih Kurumu'nun komşumuzdan haklı birşikâyetine yer veriliyordu. Kurum, Osmanlı döneminde hangi ülkelerde han- gi kültür varlıklarının yapıldığının ve bugünkü du- rumlarının envanterini çıkarmak istemiş. O mirası topraklarında taşıyan tüm ülkeler bu isteğe olum- lu yanıt vermiş. Sadece "komşu" hariç. Yunanistan "olmaz" diyormuş. Perşembegünü Islam dünyasının kutlayacağı Kur- ban Bayramı için Batı Trakya'daki Müslüman Türk azınlığının Iskeçe ve Gümülcine'de seçilmiş iki müf- tüsü, Mehmet Emin Aga ile Ibrahim Şerif din kar- deşleri için kutlama mesajlan yayımlarlarsa yine Yu- nan mahkemelerine verilecekler mi? Yunan Hükü- meti, nedense bu iki seçilmiş din adamı yerine, azın- lığın tanımadığı iki kişiyi sözde müftü olarak gör- mek ve göstermekte direniyor. Seçilmişlerin ağız- larını açmalarına izin bile vermek istemiyor. Masum bayram tebriklerini 96 ay hapis cezası vererek ön- leme yoluna gidiyor! Benzer bir uygulama Türkiye'de yapılmak iste- nirse Avrupa ayağa kalkar. ABD ayağa kalkar. El- bette bizim hakseverlerimiz de ellerinden geleni art- larına koymazlar. Kalksınlar. Ama sadece bir taraf için değil. Faks: 0 212 677 08 21 obirgitMe-kolay.net ENTERNET / MEHMET SUCU mehmetCHCumhuriyet.com.tr Gazeteciler diğer iş gruplarından daha fazla ay- rıcalıklara sahip bir meslek grubu olarak tanınırlar. Doğrudur, gazetecinin ya da muhabirin birtakım ayrıcalıkları vardır. Pek çok yere daha kolay ulaşır ve daha kolay girip çıkarlar. Ancak bu ayrıcalıklar halkın haber alma ve bilgiye ulaşma ayrıcalığı ola- rak tanımlanmıştır. Yani kamunun haber alma ve bilgiye ulaşma hakkını onun adına kullanan mu- habir, bu bağlamda bir miktar korunup kollanır. Ancak pratikte çoğu kez bu korunup kollanma biraz hoyratça gerçekleşir(l). Devletin bazı organ- ları muhabiri koruyup kollama işini biraz ileri gö- türdüklerinde pek çoğumuzun sık sık karşılaştığı veTV'lerde izlediği dövülmüş, kamerası kırılmış mu- habir görüntüleri ortaya çıkar. Bunlar ayrı bir tar- tışma konusu. Bu hafta teknolojinin olağanüstü gelişimiylebir- likte en önemli ticari metalardan biri haline gelen bilgi ve bu metanın pazarlandığı alana kabaca bir bakmak istiyomz. Türkiye ve dünyada güçlü şir- ketler ve tekeller, bilgi pazarını ellerine geçirmek ve bilgi akışını tutmak için gayret sarf ediyorlar. Ba- şarılı olduklarını da biliyoruz. İnternet, dijital yayın- cılık gibi yeni ve pahalı sistemleri de kontrol edi- yorlar. Peşinden de medyayı eski alışkanlıkların- dan arındırıp yönlendiriyorlar. 2. Türkiye Gazete- ciler Konferansı için Istanbul'a gelen Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ) Genel Sekreteri Ai- dan White bu bağlamda medyanın geldiği nok- Muhabirsiz İnternet Medyası tayı şöyle tanımlıyor. "Mesela, siz reklam ürünle- rini alabilme kapasitesine sahip olmayan fakirbir toplulukta yaşıyorsunuz, sizin ihtiyaç ve ilgialan- larınız habermedyasının ilgı alanına girmiyor. Çün- kü reklamcılarsizi görmüyorlar, dolayısıyla büyük basın da görmüyor. Ve toplum içinde 'görünmez' birgrup oluyorsunuz. Gazeteciliğin göreviyse top- lumsal grupları görünmez kılmak değil, tüm ihti- yaç sahiplerine karşı adıl davranarak kapsayıcı olmaktır. Günümüzde gazeteciliğin çoğulculuk vasfı da kaybolmaya yüz tutmuş durumda... Masal ve kurgu bu toplumun bilincine ilintilen- miş. Bu bir şekilde gerçekleşebilirdi: Gazetecile- rin iktıdann kuyruğu gibi davranmasıyla. Eğerga- zetelersorması gereken en temel sorulan sormu- yorlarsa bunun sonucu felaket olacaktır..." Açık açık yeni medyanın kapsadığı alanın için- de değilseniz sesinizi duyurma olanağınız yok di- yen VVhite'ın sözleri çok tanıdık geliyor. Geçen hafta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve lleti- şim Araştırmacıları Derneği (İLAD) tarafından or- ganize edilen 2. Türkiye Gazeteciler Konferansı, meslektaşlarımız tarafından çok fazla izlenmese de önemli konular tartışıldı ve önemli saptamalar yapıldı. Konferansın sonuç bildirgesi, aralarında Cumhuriyet'in de bulunduğu az sayıda yayın or- ganında kendine yer bulabildi. Aynı günlerde medyada internet gazeteciliği üzerinde hararetli birtartışmayaşandı. Bildiğimiz bir gerçek var: Bu hararetli tartışmayı gazete kö- şelerinde, internet sitelerındeki sütunlarında sür- dürenlerin büyük bölümü, söz konusu konferan- sı izlemedi. Bu cümleyi tarıhe bir not olarak koy- duktan sonra, kabaca tartışmalara bir göz atalım. EmreAköz, "Türkiye'de internethaberciliğiyok" deyince Habertürk sitesindeyayımlanan biryazıy- laTarıkToros, gazetelerin ileride nostalji olacağı- nıyazdı. HadiOzışık, "İnternetgazeteciliğiyapan- ların, 'kadroları, imkânları, maliyapıları'yeter//cte- ğiHAma bu, 'ikinci el' habercilikyapıldığı anlamı- na gelmiyor" dedi. İnternet medyası üzerinde dö- nen tartışma burada yer veremediğimiz birçok ka- lem tarafından da ele alındı. Gazeteciliğin özü muhabirliktir. Harta gazeteci- liğin aslı muhabirliktir. Yani haberin olduğu yerde bulunan, onu izleyen, gördüğünü duyduğunu ya- zan, anlatan, fotoğrafını çeken, görüntüsünü ka- meraya kaydeden kişi, bu mesleğin asli unsuru- dur. O olmadan ne gazete olur ne de başta söy- lediğimiz gibi halkın haber alma ve bilgiyi edinme hakkı olur. Zaten bu nedenle de gazeteciler kâğıt üzerinde de olsa korunan, kollanan kişilerdir. Bu köşede yıllardır yazdığımız bir gerçeği tek- rar dile getirmekte yarar var. Birkaç haber sitesi dı- şında internet medyası, genellikle muhabir bulun- durmayan, bilgisayarcı deyimiyle kes, kopyala, yapıştıryöntemiyle haber vermeyi amaçlayan ya- pılara sahıptır. Bilgi, gerçekten de zor elde edilen ve artık günümüzde büyük şirketler tarafından kontrol altında tutulmaya çalışıldığı için de pahalı bir şeydir. Intemetteki haber sitelerinin sorumluları genel- likle büyük gazete patronlarını eleştirir ve emek hır- sızlığından, yönlendirilmiş haberlerden şikâyet ederler. Ama bugün baktığımız zaman, bu sitele- rin de eleştirdıkleri gazete patronları gibi davran- maya başladıklarını görüyoruz. Işin en acıklı tara- fı da bu. Her biri bir başka muhabirin emeğini kop- yalayıp kendi sitesine yapıştırıyor. Ya da daha ko- layı, Anadolu Ajansı haberlerinı sitelerine ekliyor- lar. Böylece haberler arasındaki farklılık ortadan kal- kıyor. Çünkü ilk haberi yazan muhabirin öyküsü, kısa bir an içinde kopyalanıp neredeyse tüm ha- ber sitelerine yapıştırılıyor. Daha da kötüsü, haber- ler dedikodu boyutunu aşamıyor. Bu tanımın dı- şında kalan ne yazık ki çok az internet sitesi var. Bu köşede yıllardır söylediğimiz sözlerin, so- nunda anlaşıldığını görmek çok güzel. Sonuçta muhabirsiz habercilik olmuyor. Zaten kes, kopyala, yapıştıryöntemi muhabirin emeğinin hırsızlanması değil midir? VEFAT Baromuzun 2794 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT HALİDKEMAL ELBİR vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 18.01.2005 Salıgünü (bugün), Teşvikiye Camii'nde kıhnacak öğle namazını müteakip Feriköy Aile Mezarlığı'na defiıedilecektir. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear