Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK2005SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul S 11 Sinop B 10
Edirne S 11
Kocaeli S 10
Çanakkale S 10
Izmir PB 13
Manisa PB 11
Aydın PB 12
Denizli S 10
Zonguldak B 10 Antalya
0 Açık
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
S
S
S
S
10
11
10
7
6
6
1
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
S
S
PB
PB
S
S
18
17
8
11
7
6
3
1
B 19 Kars S -8
Yurdun kuzey ve
doğu kesımlerı parça-
lı, çok bulutlu, Orta ve
Doğu Karadenız kıyı-
ları yağışlı geçecek
Yağışlar yağmur şek-
lınde olacak Marma-
ra ıle yurdun ıç ve do-
ğu kesımlennde yer y-
er yoğun olmak uzere
sıs gorulecek Hava
sıcaklığında onernlı bır
değışıklık olmayacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
Y
6
4
10
13
10
11
8
9
Münıh PB 12 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
K
PB
PB
B
B
PB
PB
11
7
11
7
9
7
13
13
P a r
Ç
a l
' bt-ilu : sısiı Bulutlu k
Çok bulutlu ı Yağmurlu Gok gürultülu
G U N C E L CİJNEYT ARCAYÜREK
• Baştaraft 1. Sayfada
Onur Öymen dikkatimizi çekmeseydi, Fransa'nın
Türkiye'ye yönelik olumsuz tavrından haberimiz ol-
mayacaktı.
Chirac, tam üye olacak ülkelerin Fransa'da refe-
randuma girmesini sağlayacak anayasa değişikliği-
nin 2007'den sonra yürürlüğe girmesini öneriyor ve
böylece 2007'de AB'ye tam üye olması beklenen
Bulgaristan ve Romanya'ya referandum koşulunu
uygulamıyor.
Referandum sadece 2014'lerde örgütle müzake-
releri tamamlayacağı sanılan Türkiye'ye özgü koşu-
la dönüşüyor.
Ikinci bir gelişme, KKTC hükümetinin Kuzey Kıb-
rıs limanlarını Güney Kıbrıs'a açma kararına Papa-
dopulos yönetiminin gösterdiği tepki.
Rum Yönetimi Türkiye ile olası ticarette adanın
Kuzey limanlarını kullanmayı reddetti. Türkiye dışın-
da başka ülkelerin tanımadığını öne sürerek KKTC'yi
küçümsemesine karşın, KKTC Başbakanı sıfatını
kullanmakta beis görmeyen MATalat'ın, durdukyer-
de limanları Güney'e açma kararını neden aldığı hâ-
lâ aydınlanmadı.
Esrarengiz cinayetler, Murat Demirel'de intihar
saplantısı olup olmadığı ve... ağzı salyalı, gözü yaş-
lı -yalaka basına göre "derin mütefekkir"- Fethullah
Gülen efendinin yaşamıyla düne ve bugüne dair ken-
dinden menkul müthiş açıklamaları...
Chirac girişiminin, Kıbrıs'la ilgili gelişmelerin, bir-
kaç yıl içinde iktidara gelmesi olası Alman sağıyla
Fransız sağının Türkiye'nin AB üyeliğini mutlaka en-
gellemekte uzlaşması gibi geleceğimize olası etkile-
ri önemli olayların üzerini örttü.
Bu gelişmeler karşısında AKP hükümetinin ne dü-
şündüğü ve ne gibi girişimlerde bulunduğu bugün-
lere dek öğrenilemedi.
Eller işte, bizimkiler oynaşta!
•••
Iktidarın başı hâlâ "beraber ıslandık yağan yağ-
murda" deyip duruyor. Yağmurdan kaçarken bu ül-
kenin doluya tutulacağını gösteren işaretlere karşı
gamsız!
Gamsız; zira aklı başka dünyalarda. Çankaya Köş-
kü'nü Türbanlı Köşk'e çevirmenin planlarını yapıyor.
Bir süre önce partisinin bilmem hangi toplantısın-
da "Gündemimizde başkanlık sistemiyok" dedi.
AKP liderinin Bakan Çiçek Cemil'in tezgâha koy-
duğu oyundan soyutlanma çabasına kulak asmayın.
Partisi dışındaki tartışmaların daha alevlenerek is-
tediği yönde olgunlaşmasını bekliyor.
Çevresinde ve çevresi dışında öyle akıl hocaları var
ki... Dünkü eylemleri, düşünceleri ile bugün taban ta-
bana zıt görüşler öne sürerek başkanlığa hevesli
adama (veya adamlara) hizmet veriyorlar.
•••
Eski bakan; ama Turgut Özal'ın kardeşi olmakla
ünlü Korkut Özal'a göre; Çankaya'nın anayasadan
kaynaklanan yetkileri padişahlarda bile yok. Anaya-
sa tam diktatöryasası ve hükümetin önündeki en bü-
yük engel, Cumhurbaşkanı Sezer!
Anayasanın cumhurbaşkanına padişah yetkileri
verdiği, diktatörler gibi yetkiyle donattığını öne sü-
ren Korkut özal; kardeşi Turgut'un aynı anayasa ile
Türkiye'nin yazgısı üzerindeki oyunlarını, dağıttığı
ulufeleri, tepeden tek elden devleti yönetme heve-
sini unutmuş görünüyor.
Sanki yasa, Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkan-
lığı görevine başlarken kabul edildi.
Sanki Sezer, kardeşi gibi Türkiye'yi ABD güdü-
münde Ortadoğu'da kanlı serüvenlere atacak giri-
şimlerde bulundu.
Oysa Türkiye; anayasanın tanıdığı yetkileri çok
dikkatle kullanan, bu iktidarın türlü çeşit alanlardaki
sakıncalı girişimlerini engelleyen Cumhurbaşkanı'yla
övünüyor, Sezer'e güveniyor.
Turgut özal, bu anayasa ile ülkeyi tek elden yö-
netmeye çalıştı.
Ya bugünkü iktidar sahibi Çankaya'ya, üstelik baş-
kan olarak çıkarsa?.. Vay halimize!
Türkiye 1950'de tek başına iktidara gelen DP'nin
savladığı gibi küçük Amerika olamadı ama; başkan-
lık sistemi gerçekleşir, yağmurda ıslanan adam baş-
kan seçilirse...
Ha Ankara, haVVashington, ha Çankaya, ha Beyaz
Saray artık fark etmez.
Elkatmış'ın sözlerini unutmadılar
ABD'li heyetten
Ankara'ya gözdağı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara'da temaslarda bulunan ABD'li
senatörler, AKP Nevşehir Milletvekili
Mehmet Elkatmış'ın Irak'ta soykırım
yapıldığma ilişkin açıklamalannı
anımsatarak "Biz de ABD Kongresi'nde
Ermeni soykırımı iddialarını gündeme
getiririz" mesajı vcrdiler. ABD Senatosu
Terorizm, Teknoloji ve Ulusal Güvenlik
Alt Komisyonu Başkanı Jon Kly,
Elkatmış'ın "ABD'nin Irak'ta soykırım
yaptığı" yönündeki sözlerinin "abartının
ötesinde" olduğunu söyledi. Senatör Kly,
beraberinde ABD Senatosu'ndan Lisa
Mukowski ve Senatör Mel Martinez ile
birlikte dün akşam saatlerinde Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül tarafından kabul
edildi. Yaklaşık bir saat süren görüşmede
ABD'li senatörlerin, Elkatmış'ın soykınm
suçlarnalarının ardından, ABD
Kongresi'nde gündeme gelebileceği
imasında bulundukları öğrenildi. Toplantı
çıkışında kısa bir açıklama yapan Kly, Gül
ile görüşmesinde Irak'taki güvenlik ve
Türkiye'nin AB üyelik süreci ile birlikte
Türkiye'nin katkı yapmaya gönüllü
olduğu İsrail-Filistin sorununun çözüm
yollarına ilişkin değerlendirmelerde
bulunduklarını kaydetti. Kly ve
beraberindeki heyet dün TBMM Başkanı
Bülent Arınç ile de görüştü.
Rusya'yla enerji pazarlığı
Erdoğan-Putin görüşmesine, enerji bakanları ile Gazprom yetkilileri de katıldı.
Türkiye bugün ise Kuzey Kıbns konusundaki beklentisini Rusya'ya iletecek
EBRU TOKTAR
MOSKOVA - Başbakan Tay-
yip Erdoğan'ın 3 gün sürecek
Rusya ziyaretinin ilk günü ener-
ji pazarlığı ile başladı. Başbakan
Erdoğan'a, Rusya Devlet Başka-
nı Vladimir Putin'in rezidan-
sında verdiği yemekte Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi
Güler de eşlik etti. Görüşmede
Rusya Enerji Bakanı ile Gazp-
rom yetkilileri yer aldı.
Başbakan Erdoğan 80'i gaze-
teci olmak üzere yaklaşık 600 ki-
şilik bir heyetle gittiği Rusya zi-
yaretine dün başladı. Erdoğan ile
Moskova'ya giden işadamlan
heyetinde Kıbns Türk Sanayi
Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Salih Tunar'ın da yer alması
dikkat çekti.
Erdoğan'ı Moskova'da Rusya
Dışişleri BakanYardımcısı karşı-
ladı. Erdoğan, ilk resmi teması-
nı Putin ile akşam yemeğinde
gerçekleştirdi. Putin Erdoğan
onuruna Novo Ogareva'daki özel
rezidansında akşam yemeği ver-
di. Yemekte Enerji Bakanı Güler
ile Rusya Enerji Bakanı Viktor
Kristenko ve Gazprom yetkilile-
ri de yer aldı. Erdoğan Putin'in
yaklaşık 1 ay önce Ankara'ya
yaptığı ziyarette de en önemli
gündem maddelerinden biri olan
enerji alanındaki işbirliğinin
önemini Moskova'da da yeniledi.
Ankara'nın önerisi
Türk tarafı görüşmelerde Rus-
ya'dan "mavi akım" ıle alınan
doğalgazın bir bölümünün off-
set (doğalgaz karşılığı mal alımı)
ile gerçekleştirilmesini istedi.
Rusya ile daha önceden yapılan
doğalgaz sözleşmelerinde bu
gönde hüküm bulunduğunu
ammsatan Türk yetkililer, ancak
bugüne kadar uygulamanın ger-
çekleşmediğıne dikkat çektiler.
Gasprom yetkilileri ıse İstanbul
ve Izmir gibi büyük kentlerın şe-
hir içi doğalgaz dağıtımı ihalele-
rine katılma istemlerini dıle ge-
tirdiler.
Görüşmelerde BOTAŞ'ın do-
ğalgaz kontrat devri ihalesi ıle
mavi akımda Türkiye'nin fiyat
indirim talebi de gündeme geldı.
Rusya Devlet Başkanı Putin ma-
vi akımın Samsun- Ceyhan hattı
ile Rus petrolünün Arap pazarla-
nna ve lsrail'e ulaştırılmasm is-
terken, Başbakan Erdoğan da
Türkiye'nin Rusya'dan aldığı do-
ğalgazın bir bölümünü üçüncü
ülkelere ihraç edebilmesi talebi-
ni ortaya koydu.
Kıbns açılımı
Erdoğan Moskova'ya hareke-
tinden önce Esenboğa Havahma-
nı'nda sorulan yanıtladı. Erdo-
ğan, Rusya ziyaretinde, Kıbns'a
yönelik olumlu bir adım bekleyip
beklemediğine ilişkin bir soru-
ya, "Bundan önceki görüşme-
lerimizde bunları konuştuk, yi-
ne konuşacağız. Müşterek ola-
rak bölgedeki özellikle sıkıntı-
ları aşmada herkes üzerine dü-
şeni yaparsa bölgemizi tama-
men bir barış havzası haline
dönüştürebiliriz" yanıtını ver-
di. Erdoğan'ın Moskova temas-
ları sırasında Rusya'dan Kuzey
Kıbrıs konusunda açılım isteme-
si bekleniyor. Erdoğan, özellikle
doğrudan ticaret ve yatırımlar
konusunda Moskova'nın deste-
ğini arayacak.
Erdoğan'a, büyük önem ver-
diği Rusya gezisinde eşi Emine
Erdoğan eşlik ediyor. Erdo-
ğan'ın heyetinde ayrıca Devlet
Bakanı Kürşad Tüzmen ve eşi,
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun, Enerji Bakanı Güler ve
eşi ile Çalışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanı Murat Başesgioğlu
da bulunuyor.
Başbakan Erdoğan
yaklaşık 600 kişilik
bir heyetle gittiği
Rusya ziyaretine
dün başladı.
Erdoğan'ı
Moskova'da Rusya
Dışişleri Bakan
Yardımcısı karşıladı.
Putin Erdoğan
onuruna Novo
Ogareva'daki özel
rezidansında akşam
yemeği verdi.
Erdoğan, bugün de
Kremlin Sarayf nda
yapacağı
görüşmelerde
Putin'den Kuzey
Kıbrıs konusunda
açılım isteyecek.
Erdoğan'a eşlik
eden işadamları
heyetinde Kıbrıs
Türk Sanayi Odası
Yönetim Kurulu
Başkanı Salih
Tunar'ın da yer
alması dikkat çekti.
(Fotoğraf:
REUTERS)
Haluk Kırcı'mn
her şeyi sahte
îlaç sektörü
AB kıskacında
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - lçişleri Bakanı Ab-
dülkadir Aksu, Ukrayna'da
yakalanan katliam hükümlü-
sü Haluk Kırcı'nın üzerin-
den çıkan Remzi Bulut adı-
na düzenlenmiş pasaportun
verilmesine dayanak oluştu-
ran Maliye Bakanlığı belge-
sinin sahte olduğunu bildir-
di. Aksu, pasaportun Ham-
burg Başkonsolosluğu'nda i-
ki kez uzatılma işleminin de
sahte olduğunu kaydetti. Ak-
su, evrak sahteciliği ile ilgili
olarak Mülkiye ve Polis Baş-
müfettişi görevlendirildiğini
ve soruşturmanın sürdüğünü
açıkladı.
CHP Grup Başkanvekılı
KemalAnadol'un, Kırcı'nın
üzerinde çıkan pasaportla il-
gili Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın yanıtlaması iste-
miyle verdiği soru önergesi-
ne lçişleri Bakanı yanıt verdi.
Maliye Bakanlığı
belgesi sahte
Abdülkadir Aksu önergeye
verdiği yanıtta, Haluk Kır-
cı'nın Ukrayna'da yakalandı-
ğında üzerinde ele geçırilen
Remzi Bulut adına düzenlen-
miş pasaportun 4 Nisan 1995
tarıhinde verildiğinin belir-
lendiğini kaydetti. Yanıtta,
pasaportun Maliye Bakanlı-
ğı'nca düzenlenmiş talep for-
mu ve kadro derecesini gös-
terir belgeye göre verildiği
belirtildi. Remzi Bulut'un
Maliye Bakanlığı personeli
olup olmadığı, personel ise
gelirler kontrolörü olarak ça-
lışıp çalışmadığının soruldu-
ğu anlatılan yanıtta, "Maliye
Bakanlığı'ndan alınan ya-
zıda Remzi Bulut isminde
personel olmadığı ve ilgili
adına gelirler kontrolörü
unvanı ile hususi damgalı
pasaport talep formu ve
belge düzenlenmediği bildi-
rilmiştir" denildi.
Uzatma islemleri de
yasaya uygun değil
Hamburg Başkonsoloslu-
ğu'nca pasaportun ikı kez
uzatıldığı bilgisi üzerine Dı-
şişleri Bakanlığı ile yapılan
yazışmalar sonucunda bu
uzatma işlemlerinin de sahte
olduğu, 1999 ve 2004 yılla-
rında herhangi bir uzatma iş-
leminin yapılmadığı bılgisi-
ne ulaşıldığı vurgulandı. lçiş-
leri Bakanı Abdülkadir Ak-
su, "Söz konusu evrak sah-
teciliği ile ilgili olarak Mül-
kiye Başmüfettişi ve Polis
Başmüfettişi görevlendiril-
miş olup, soruşturmanın
halen devanı ettiği anlaşıl-
mıştır" dedi.
H Baştarafı 1. Sayfada
lere çekmek için hükümete
baskı yaptığını ileri sürdü.
Uygulamayla patent koruma-
sı biten, ancak eşdeğeri üreti-
lemeyen ılaç sayısının her yıl
artacağını anlatan Üçer, yurt-
dışında üretılen jenerik ilaçla-
rın da Türkiye'de satılamaya-
cağını söyledi. Üçer, "tlaç
harcamaları 3-4 yıl içinde
en az 1 milyar dolar arta-
cak. Kamusal zarar ortaya
çıkacak. Her geçen yıl bu
zararı daha şiddetli hissede-
ceğiz. Patent koruması bi-
ten ilaç sayısı artacak ancak
bunların eşdeğeri üretile-
meyecek" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyanın en
hızlı büyüyen ilaç pazarların-
dan biri olduğuna dikkat çe-
ken Üçer, ilaç harcamalarının
2002'de üretici fiyatlarıyla 3
milyar doları bulduğunu, bu
rakamın 2003'te 4.2 milyar
dolara yükseldiğini söyledi.
Üçer, depo ve eczane kârları-
nın eklenmesiyle ilaç harca-
malarının 6 milyar dolara u-
laştığına işaret ettı. "Bu ra-
kam, Türkiye'nin toplam
sağlık harcamasının yarısı-
dır" diyen Üçer, yıne 2003'te
Türkiye'nin ilaç ticaretınde 2
milyar dolar açık verdiğini
söyledi. Bu rakamlann veri
imtiyazı ile daha da kötüleşe-
ceğini vurgulayan Üçer,
"Türkiye'ye nota veren AB
ülkeleri aynı yıl 40 milyar
Euro ilaç ticaret fazlası ver-
diIer.Ticaretten kazığıyiyen
biziz, zılgıtı yiyen de biziz"
dedi. Türk ilaç pazarının yüz-
de 60'ının ulusötesi şirketle-
rin egemenlıği altında oldu-
ğuna dikkat çeken Üçer, bu
oranın giderek arttığını, ulu-
sötesi şırketlenn yerli firma-
ları "yutarak" pazan ele ge-
çirdiklerini söyledi.
Veri imtiyazı, orijinal ilaç-
ların bir ülke veya bölgede
ruhsatlanmasından itibaren
eşdeğer jeneriklerinin ruhsat-
lanmasını engelleyerek, oriji-
nal ürünün pazarda belırli bir
süre (6-10 yıl) tekel konu-
munda kalmasını sağlayan,
patentten ayrı bir koruma mo-
delidır. Veri koruma ise, yeni
bır kımyasal madde içeren bir
ilaç veya zirai kimyasal ürü-
nün pazarlanabilmesi için ül-
ke otoritesine sunulması zo-
runlu olan, oluşturulması yo-
ğun bir çaba gerektiren açık-
lanmamış testlerin veya diğer
verilerin haksız ticari kullanı-
ma karşı korunması; kamu
yararına olmadıkça veya bu
verilerin haksız ticari kullanı-
mına karşı önlem alınmadık-
ça, bu bilgilerin açıklanma-
ması yükümlülüğüdür.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
B Baştarafı 1. Sayfada
ken sadece bizde değil, öteki ülkelerde de bu güç
sık sık yer değiştirir hale geldi. Hatta zaman za-
man birinci güç haline gelmesi de sorgulanıyor. Zi-
ra Italya örneğinde olduğu gibi medya sahipliği
beraberinde siyasi iktidarı da getirebiliyor.
Medyanın sürekli değişen güç sıralaması ister
istemez şöyle bir tanımı da gündeme soktu:
Medyokrasi!
Ülkeyi yönetme gücünü de kendinde gören bir
anlayış.
Bütün bu tartışmalardan Türkiye medyası da
payını alıyor, ama son günler daha çok başlıkta
vurguladığımız tanımı akla getiriyor:
Medyullah!
Fethullah Gülen'in bır gazetede bitip ötekinde
başlayan dizileri bu yapının üstüne çatı oldu. Gü-
len, hakkındaki iddiaları yanıtladıkça, güncel olay-
lara ilişkin görüşlerini açıkladıkça soru işaretleri de
büyüyor. Ters gelişen bir durum. Milliyet'te de-
vam eden dizide olduğu gibi, Gülen'e soru soran-
lar da kendisinı çok çok iyi tanıdığı için röportaj
giderek daha eğlenceli hale geliyor.
örneğin, Gülen'in ABD'de oturduğu ev. Yapılan
son bir araştırmaya göre, insanların yaşamdaki en
büyük beklentileri ev sahibi olabilmekmiş. Herke-
se Gülen'in oturduğu ev tipi bir konut dileriz. 137
dönümlük bir alanda, ormanlarıyla ünlü Pensil-
vanya'da bir ev. Söylediğine göre, ev yeğenin-
miş. Siyasi tarihimizin önemli bir bölümünde "ye-
ğenler" vardır! Ancak uzun yıllar Gülen'in yanın-
da "altın nesil" yetiştirmek için çaba harcayanlar
o evin yeğenlere ait olmadığını söylüyorlar. Bu ve
benzeri konularda Gülen'in verdiği yanıtlar önü-
müzdeki günlerde yeni yazı dizilerini de gündeme
getirecek gibi görünüyor.
Taklit aslını güçlendirir
Biz medya sorumluluğuna dönelim. Din, toplu-
mun ileri gitmesinde de geri kalmasında da çok
önemli roller oynayabilen bir unsur. Medyamızın
iktidara şirin görünmek uğruna "dine dairne var-
sa" yaklaşımıyla hareket ettiğini görüyoruz.
Temel siyasetini dini değerlere oturtmuş gaze-
teler, bunu dozunu arttırarak sürdürüyor. Ancak
"Moda budur" diye bu işe girişenlere hem yakış-
mıyor hem de kendilerine ve topluma iyilik etmi-
yorlar.
Bu yayınları sorgulayıcı bir biçemle yapsalar, yi-
ne sözümüz yok. Ancak daha çok, gündemde
tutma, gücünü arttırma, dönüş zemini hazırlama
gibi arayışlar akla geliyor.
Deneyimlerle kanıtlanmış bir söz vardır:
Taklit aslını güçlendirir!
Bu dinde de geçerli...
Yeniden altını çizelim, din çok önemli bir top-
lumsal güç. Bunu devlet gücü haline getirirseniz,
nereye uzanacağı belli olmaz; ucu, AB sürecini
aratmayacak kadar açık olur. İktidar temsilcileri,
partilerinin çekirdek tabanında zemin bulan din-
sel istemlere ilişkin sorulara şu yanıtı veriyorlar:
"Sakin olun, her şeyin bir zamanı var!"
Medya, Türkiye'nin çağdaş değerlerle yoğrul-
muş bir toplumsal yapıya kavuşması için mi ça-
ba harcayacak, yoksa iktidarın aradığı zamanla-
maya ulaşması için mi?
Pek çok konu için kullanılan bir örnektir:
Kurbağayı kaynar suya attığınızda birden sıç-
rar, kendini kurtarır. llık suya attığınızda ise hafif
rahatlar. Suyun ısısı usul usul arttırılırken rahatını
bozmaz. Tehlikeyi anladığı an artık hareket etme
gücünü yitirmiştir.
Acaba, diyorum; toplumsal gelişime öncülük
etmesini beklediğımiz medyamız, suyun ısısını
ayarlama düğmesi haline mi geliyor!
Yoksa medya, iktidarları yönetme gücünü yitir-
di de iktidarın yönettiği bir güç haline mi geldi?
ankcum(« cumhuriyet.com.tr
AB karşıtı
eylemler sürüyor
Gençlik Federasyonu üyesi bir grup dün,Av-
rupa Birliği'ni (AB) protcsto etti. Taksim'de-
ki AB Bilgilcndirıne Bürosu'nun karşısında
toplanan grup adına yapılan açıklamada,
Türkiye'ye müzakere tarihinin verildiği 17
Aralık'ta "Ne Amerika Ne Avrupa-Bağımsız
Türkiye-tşbiılikçiliğe Son" sloganıyla başlat-
tıkları kampanyanın 17 Ocak'a kadar süre-
ceği anımsatıldı. 1920'lerin başında Alman-
ya ve İngiltere mandasını savunanlarla bu-
gün AB üyeliğini savunanlar arasında hiçbir
fark olmadığına dikkat çekilen açıklamada
"Bize emanet edilen bu vatanı hiçbir emper-
yalist gücün çizmesi altında ezdirtmeyeceğiz
Ülkemizin emperyalizme pcşkeş çckilmesine
dur demek için bağımsızlık şiarını yükselt-
mek için 17 Ocak'ta Ankara'ya gidiyoruz. Bu
vatanseverlerin yürüyüşüdür" denildi. "Ka-
til ABD, işbirlikçi AKP", "Ne ABD ne AB ba-
ğımsız Türkiye" sloganları atan grup açıkla-
ıııanın ardından AB bayrağı yaktı. Grup,
olaysız dağıldı. (Fotoğraf: ÖZLEM GÜVEMLİ)