23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 OCAK2005SALI CUMHURİYET SAYFA ekonomi(i'/cumhuriyet.com.tr 13 Yeni imtiyaz yasasıyla çöp toplama, içme suyu, ulaştırma gibi birçok alan özel sektöre açılıyor Belediye hizmetLeıi satıfakHACER BOYACIOĞLU ANKARA - Hükümet, yerel yönetimlerin görev alanlannı "özel , sektöre" açmaya J hazırlanıyor. J'Çalışmalan sürdiirülen yeni imtiyaz , yasasıyla, özellikle yerel yönetimlerin [ üstlendiği ulaşım, çöp toplama ve su dağıtımı gibi alanlarda > yürütülen proje ve • Hükümet, yerel yönetimlerin görev alanlannı "özel sektöre" açmaya hazırlanıyor. Çalışmaları sürdürülen yeni imtiyaz yasasıyla, özellikle yerel yönetimlerin üstlendiği kent içi ulaşım, çöp toplama ve su dağıtımı gibi alanlarda, projelerin özel sektöre devri gündeme gelebilecek. çalışmaların özel sektöre devri gündeme gelebileeek. Yetkililer, düzenlemeyle kamunun elindeki işletmelerın özel sektöre açılmasının da gündeme geleceğini belirterek "Rehabilite et-işlet-devret nıodeli gündeme gelecek" diye konuştu. Edınilen bilgiye göre bır süredir kapsamlı bir imtiyaz yasası üzerinde çahşan ekonomı yönetimi, çalışmalarını belli bir noktaya getirdi. Buna göre yeni imtiyaz yasasıyla; çeşitli kanunlarda dağınık biçimde bulunan "yap-işlet-devret, yap-işlet" modeline ilişkin düzenlemeler tek bir yasanın içine alınacak. Yatırım stokıı azaltdacak Yetkililer, yılın ortasına kadar çıkanlması öngörülen düzenlemenin özelliklerini de şöyle aktarıyor: • Düzenlemenin esas amacmın, imtiyazlı durumda bulunan alanlara da özel sektörü dahil ederek kamunun elindeki yatınm stokunun azaltılması olduğu belirtiliyor. • Halen birçok projenin "yap-işlet- devret" modeline uymadığı için özel sektöre açılmadığına dikkat çeken yetkililer, "Düzenlemeyle, 'yap-işlet-devret'in kapsamı genişleyecek. Yeni modeller devreye girecek. Örneğin bir linıan var, ama yap-işlet-devret modeline uymadığı için özel sektör tarafindan yenilenmesi gündeme gelemiyor. Birçok linıan günümüzde, artan ihracat lalebini karşılayamayacak durumda. Biz bu tür örnekler için 'rehabilite et-işlet-devret' modeline yasal zemin hazırlayacağız" diye konuştu. • Hazırhklan sürdürülen yasa taslağının en temel olarak, yerel yönetimlerin görev alanlannın özel sektöre açılmasını gündeme getireceği vurgulanıyor. Özellikle çöp toplama, içme suyu ve hafif raylı sistemin de içinde bulunduğu ulaştırma alanlannda özel sektörün önemli bir rol oynaması ve kamunun elinde bulunan bu hizmetleri üstlenmesi gündeme gelecek. • Yeni modelde, "yap-işlet-devret" türü projelerle ilgili çalışmaları yürütecek yeni bir kurumsal yapılanmanm oluşturulması da planlanıyor. OECD 'nin en ucuz 4. ülkesiyiz ANKARA (ANKA)- Türkiye, 30 OECD ülkesı içinde Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Polonya'ıun ardından en ucuz 4'üncü ülke konumunda. Türkiye'de 100 liraya alınabilen bir mal ya da hizmetin bedeli OECD ülkeleri ortalamasında 178.5 lira düzeyinde bulunuyor. OECD tarafından tüketici fiyatlan baz alınarak hesaplanan "karşılaştırmalıfiyatdüzeyleri" çalışmasının Kasım 2004 sonuçları açıklandı. Buna göre, OECD'nin en pahalı ülkesi Izlanda, en ucuz ülkesi de Çek Cumhuriyeti oldu. Satın alma paritelerine göre Türkiye ile en büyük fiyat farkı, OECD'nin en pahalı ülkesi olan tsviçre arasında. Türkiye'de 100 liraya alınabilen bir mal, tsviçre'de 250, Danimarka ve Norveç'te 246, tzlanda'da 245, Japonya'da 234, Irlanda'da 227, Finlandiya'da 221 ve Isveç'te de 219 liraya elde edilebiliyor. FINANCIAL TIMES: 'Yapı Kredi ileyabancılar da ilgilenebilir' LONDRA(ANKA)-Koç Holding'inÇukurova'nın Yapı Kredi'deki payını alma ısteği yurtdışında da yankı yaptı. Financial Times, Çukurova Grubu'nca satılacak Yapı Kredi'deki payın aralarında yabancı bankalar olmak üzere başka bankalan da çekebileceğini belirtti. Gazete, yabancı bankaların Türk piyasasına hep girmeye çalıştığını, ancak şeffaflık eksikliği ve yabancı sermayeye olan ilgisizlik nedeniyle caydığını öne sürdü. Gazete, satılacak Yapı Kredi hisselerinin 750 milyon dolan bulabileceğini ancak Çukurova Grubu'nun Yapı Kredi ve TMSF'ye olan borçların 4.1 milyar dolar düzeyinde olduğuna dikkat çekti. Gazete, bu yılın "Türk bankacılık sektörünün yeniden yapıiandırılmasında kesin bir yıT olacağı yorumunu da yaptı. ŞEKER^KURUMU Koç: Başbakan kimlere diyet ödüyor? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekıli Haluk Koç, Şeker Kurumu'nun 31 Aralık 2004 itibarıyla lağvedilmesinin arkasında, uluslararası tatlandırıcı firmalarının etkisi olabileceğini ileri sürdü. Koç, Muğla Milletvekili Gürol Ergin'le parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, kararın şeker sektöründeki özelleştirmeyi hızlandıracağını, Türkiye'nin şekerde tamamen ithalata bağırnlı hale getirileceğini belirtti. Koç şöyle devam etti: "Türkiye'de tannı, pancar ürctimi, nişasta bazlı tatlandırıcı kotalan, Başbakan'ın şirketleri, Başbakan'ın şirketlerinin ürünlerini dağıttığı yerli firmalar ve bunlann ıılııslaı arası dev şirket ortaklıklan... Böyle bir ilişki yumağmda Başbakan kinılere diyet ödüyor?" Türkiye'nin Sorunlarma Çözüm Konferansı'nda illerin profilleri çıkarıldı En gelişmiş il Izmir oldu Sanayi üretimi f hızlandı Ekononû Servisi - Sanayi sektörünün geçen yıl ekimde yüzde 1.5'e kadar gerileyen üretim artış hızı, kasımda yeniden yüzde 9.6'ya kadar yükseldi. DtE, 2004 Kasım ayı sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı. Buna göre kasımda imalat sanayıi ürelimi yüzde 10.1, madencilik ürelimi yüzde 10.6, enerji sektörünün ürelimi ise yüzde 4.2 artış gösterdi. Söz konusu ay, imalat sanayii alt sektörleri itibarıyla üretim, en fazla yüzde 276.3 arlış ile büro, muhasebe bilgi işlem makineleri imalatında yaşandı. Geçen yılın ilk 11 ayındaki toplam sanayi üretim artışı ise yüzde 10.4 olarak gerçekleşti. Yılın ilk 11 ayında imalat sanayii üretiminde yüzde 11.1, madencilik sektöründe yüzde 3.5, enerji sektöründe ise yüzde 6.7 oranında üretim artışı sağlandı. Endeks içerisindeki ağırlığı yüksek sektörlerden taşıt araçlan üretimindeki yüzde 57.1 oranındaki artış, üretimdeki artışın da lokomotif'i oldu. • Iki yılda gerçekleştirilen çalışmada, tüm verilere göre birinci olan Izmir'i Ankara ve Eskişehir izlerken İstanbul 6. sırada yer aldı. ANKARA (AA) - Beşincisi tamamlanan "Türkiye'nin Sorunlarma Çözüm Konferansı" sonucunda, 81 il içinde en gelişmiş ıl Izmir olarak tespit edildı. 81 ılin valileri, belediye başkanlan, üniversite rektörleri, sanayi- ticaret odaları başkanlan ve uzman kişi ve kuruluşların ortak çalışmasıyla iki yılda gerçekleştirilen çalışmada, tüm verilere göre birinci olan İzmir'i Ankara ve Eskişehir izlerken, İstanbul 6. sırada yer aldı. Çalışmada yer alan diğer illere ilişkin tespitler kısaca şöyle: %/ Okuma-yazma oranı açısından en üst sırada İstanbul geliyor. Istanbul'u Ankara ve Tekırdağ ızliyor. En az okuma-yazma oranına salıip il ise Şırnak. • Kişi başına GSYİH açısından, en üst sırada Kocaeli yer alırken, Kocaeli'ni Bolu ve Kırklareli ızliyor. En az kişi başına GSYİH'ye sahip il ise Ağrı. •" En yüksek kentleşme oranında, İstanbul birinci sırada yer alırken, Ankara ikincı, tzmır ise üçüncü sırada yer alıyor. En az kentleşme oranına sahip il ise Bartın. En gerrkalmış il Hakkâri 81 il arasında, Hakkân en geri kalmış il olarak tespit edildi. Çalışmada sorunlara ilişkin sunulan çözüm önerilerinin bazıları ise şöyle sıralandı: "İslihdamın arttırılması, herkese sağlık ve sosyal güvenlik hakkımn sağlanması, zorunlu temel eğitimin 12 yıla çıkanlması, bölgesel dengesizliklerin giderilmesi, denıiryolu ağının genişletilmesi, tarımda arazinin ve sıjvıın otkili kullanınunın sağlannıası." Türkiye'deimtiyazlarhiyerarşisibulunduğunusöyleyenMüsteşarDinçer, bürokrasiyeyüklendi 'Değişim tepeden başlamalr ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer bürokrasiye yüklendi. Değişimin tepe noktalar- dan başlaması gerektiğini savunan Dinçer, "Ancak tepki koyan ve en çok kar- şı koyanlar da tepe yöne- ticileri olacaktır" dedi. Dinçer, Dünya Banka- sı ve DPT tarafından dü- zenlenen "StratejikPlan- lama ve Performans Büt- çeleme" konulu scminer- de, bürokrasiye ilişkin saptamalarda bulundu. Değişmenin mutlak ge- rekli olduğunu vurgula- yan Dinçer, "Buna karşı- lık herkesin aklından de- ğjşmesi gerekenin bir baş- kası olduğu geçiyor" dedi. Türk bürokrasisinde amaca dayalı bir hiyerar- şinin bulunmadığını, ta- mamen bir imtiyazlar hi- yerarşisinin bulunduğunu savunan Dinçer, "Bu da aşağıdan yukarı doğru çıktıkça imtiyazların art- üğı, üst kademcdekiyöne- ticilerin kaıııu kaynakla- rını daha fazla kııllandığı bir sisknıi ifade eder. Yu- karı doğru çıktıkça yöne- ticilerin sorumluluğunun arttığı, imtiyazlanmn azaldığı bir mekanizma ancak stratejik yönetimle gelecektir" dedi. Kamu Yönetimi Temel Kanunu Taslağı hakkında da bilgi veren Dinçer, tas- lak hazırlanırken hıçbir ülkenin taklit edilmediği- ni belirtti. "Kamu Yöne- timi Temel Kanunu, Tür- kiye'nin kendi kendine pi- şirdiği bir çorbadır" di- yen Dinçer, taslağın Tür- kiye'nin ortaya koyduğu en orijinal kanunlardan biri olduğunu söyledi. Gelir İdaresi Yasa Taslağı ay sonu hazır Dinçer, toplantının biti- minde gazetecilerin soru- lannı yanıtladı. Gelir İda- resi Yasa Taslağf na iliş- kin bir soruyu yanıtlayan Dinçer, taslağın ay sonun- da hazır olacağını belirt- ti. Konuyla ilgili çalışma- lann kendi koordinasyo- nunda sürdüğünü vurgu- layan Ömer Dinçer, "Tahmini olarak bu ayın sonuna kadar biter o işler. Meclis'e sevk edilir" diye konuştu. r~ TELEVIZYON 953 DOLARA 'CEP İMİZD Cüney Korcli elektronik şirketi Samsung, dünyanın ilk uydu aracıüğıyla radyo-televizyon yayını yapabilcn cep telefonunu tanıttı. SCH- B100 ınodcl cep teletbnuna sahip olanlar 2.2 inçlik ekranda televizyon programlannı ve video izleyebilecekler. j Yeni cep telefonunun satış fiyah 953 dolar olarak belirlendi. (Fotoğraf: AP) IŞÇENIN EVRENINDEN ŞÜKRAN SONER 'Demokrasi Tehdit ARında' "Basının kendi kendini sansür etmesi, san- sürlerin en tahrip edici olanıdır. ABD medyasın- da geçerli olan otosansür, bu ülkenin öncü, sü- per güç olması nedeniyle dünya medyasında belirleyici, yönlendirici olmaktadır. Medyada geçerli olan otosansürün boyutları, demokra- sinin işleyişini engellemektedir. Bütün dünyada demokrasi tehdit altındadır..." Bu sözleri, 10 Ocak'ın yıldönümünde, bizim gibi düşünen gazetecilerden biri ya da meslek örgütü yöneticilerimiz söylemiş olsa, olağan bir saptama, gazeteciliğin içinde bulunduğu konumdan doğal bir yakınma olarak algılanabilir. Bizim gibi düşü- nenlerin medyada azınlıkta, üstelik kimlik belirleyi- ci odakların uzağında oldukları bilinerek de, gaze- teciliğin anlamlı bir özeleştirisi olarak bile değerlen- dirilmeyebilir. Yukarıda yaptığım alıntı, dünya gazetecilerinin en üst düzey sendikal örgütü FU'in genel sekreteri Ai- dan VVhite'tan. TGC ve İLAD'ın 10 Ocak'ın yıldö- nümünde ortaklaşa düzenledikleri, "2. Gazeteciler Konferansı "ndaki sunuşundan. VVhite, uzun geçmi- şi olan birsüreçte, siyasi sansürden kurtulmayı ba- şarmış demokrasilerdeki medyanın, kamuoyunu bilgilendirme işlevini yapamamasında giderek da- ha belirleyici rol oynayan otosansürün, dünyayı sar- san yeni boyutlarından, tartışmalarından örnekler verdi. ABD'nin 11 Eylül'ünün ABD medyasını felç ettiğini anlattı. ABD halkının uyurgezer savaşa sü- rüklenişini, medyanın kamuoyunu uyarmak şöyle dursun, savaş kışkırtıcılığı yapmasını, dünyanın bu- lunamayan kitle imha silahları ile aldatılmasını say- dı. Irak işgalinin tüm aşamalarında kendini sansür eden medyanın, sonuç olarak toplum üzerinde bü- yük bir tahribat yarattığını vurguladı. FIJ Genel Sekreteri'nin Irak işgali bağlantılı Arap medyası üzerine saptamaları da ilginçti. Bir yanda El Cezire gibi bu ülkelerde ilk kez görülen bağım- sız, özgür medya kurumlarının etkinlik kazanmala- rı, diğer yanda ABD'nin bunlara alternatif çok bü- yük yatırımlarla oluşturduğu yandaşı medya. (100 milyar dolarlık yatınmla kurulan televizyon kanalı.) Bu arada gelişmekte olan özgür Arap medyasında, milliyetçiliğin, kültürün etkisi ileterörün bir biçimde desteklenmesi ile ortaya çıkan bir başka tehdit. FIJ Genel Sekreteri'ne göre işte tam da bu ne- denlerle, gazeteciliğin kendi değerlerine dönüşü, içinde bulunulan durumun sorgulanması, tartışma- ların başlatılması için Türkiye çok uygun bir yer, ye- ni diyalogların başlatılması merkezi. FIJ Genel Sekreteri'nin özgür Arap medyasının oluşturulmasında Türkiye'ye bıçtiği rol tamam da, Türkiye ve medyasının durumu masayayatırıldığın- da ortaya çıkan tablo hiç de iç açıcı değil: Trajik- komik bir tablo ama toplantıda söz alan uzman bı- lim insanı, yargıç, medyacı, hukukçuların şöyle bir anlattıkları, sözde AB'ye uyum ve demokratikleş- me adına çıkarılan ceza yasaları, basın yasası pa- keti içinde basın özgürlüğüne vurulan darbenin bo- yutları, öyle yenilir yutulur gibi değil. Aymaz medya olarak, bu kez kendi kendimize, basın özgürlüğüne atılan, eski yasalara rahmet oku- tan yasaklara alkış tutmuşuz. Türkiye zaten hiçbir dönem basın özgürlüğü olan bir ülke haline gele- medi. Nisanda yürürlüğe girecek yeni yasalarla ba- sının en olağan bilgi verme, haber yapma hakları, sayısız madde ile sansür kapsamına alınmış bulu- nuyor. Türkiye AB'Iİ olma, özgürleşme adına, çok ağır cezalı, yasakh, sansürlü bir medya düzenıne güle oynaya giriyor. Bir başka boyut, elbette yeni dünya sömürü dü- zeninde geçerli olan dünya medyasındaki tekelleş- me, otosansür düzeninin Türkiye'de çok daha ağır ve çarpık biçimde işletilebilmesi ile ilgili gelışmeler. Zengin Kuzey, kapitalist dünyasında en etkin 25 medya tekelinden, aynca da yönetimlerinde silah- tan bilgisayara, borsaya tekellerin en üst yönetici- lerin yer almasından, gazeteciliğe bu yapının etki- lerinden örnekler çarpıcı. Türkiye'de bu genel gidişin daha da çarpık bo- yutları söz konusu. Sadece medya sahipliği, yöne- tim etkinliği ile değil. Medya-siyaset ilişkilerinden, toplumun yükselen değerlerle geldiği noktada kar- şılıklıolumsuzetkileşime kadar altı çizilecek çok faz- la boyut var. TGC ve İLAD'ın ortaklaşa düzenledikleri, 10 Ocak yıldönümünü seçtikleri, birincisi 50 yıl önce yapıl- mış "Gazeteciler Konferansı" n\n çağrı metni bile içinde bulunduğumuz durumu anlatmaya tek başı- na yeterli.. "Demokratik, Bağımsız ve Saygın Medyanın Hayata Geçirilmesi" amaç olarak belirlenmiş. 50 yıl önceki ilk konferansın gazetecilerin meslek de- ğerleri, bilgi edinme ve doğru bilgi verebilme, öz- lük haklarına ilişkin oynadığı önemli rol anımsatıl- mış. Medya sektörünün içinde bulunduğu sıkıntı- lı dönemden, medya çalışanlarının hiç de iç açıcı olmayan durumlarından çıkış için 50 yıl sonra dü- zenlenme gereği duyulan toplantıdan bir katkı ala- bilmek üzere gazetecilere, "katılın, tartışın, din- leyin, görüş bildirin" çağrısı yapılmış. Tabii umur- sayan varsa.. soner@cumhuriyet.com.tr Tekel'in satışma toplu tepki ADAJNA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hüküme- tın, IMF, yabancı şirket- ler ve yerli işbirlikçile- riyle birlikte Tekel'i özelleştirerek ülkeyi milyonlarca dolarlık bir ekonomik kayba uğra- tacağını belirten Tek Gıda-lş Sendikası Gü- ney Anadolu Şubesi Başkanı Gürsel Diliçı- kık, "Ülkenin her tara- finda yangın var. AKP hükümeti çıkardığı bu yangının içine emekliyi, işçiyi, mcmuru attı. Bu arada özelleştirdiği Te- kel ile de yangını körük- lüyor" dedi. Diliçıkık, ÇHP, İP, ÖDP ve EMEP ile KESK, DİSK, Türk-lş, TMMOB'yebağhsen- dika ve odalann da des- tek verdiği, çok sayıda Tekel çalışanının katıl- dığı Inönü Parkı'ndaki açıklamasında, Te- kel'in bir yılda 3.7 mil- yar dolarlık katma de- ğer sağlayan, binlerce insanın çalıştığı bir ku- rum olduğunu anımsat- tı. Çahşan fabrikaların bir bir kapandığını kay- deden Diliçıkık, "Sü- mer, Aksantaş, Et-Ba- lık, Çukobirlik, Bossa, Güney Sanayi ve SEK bitirildi. Şimdi sıra AdanaTekel'de"dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear