23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EYLÜL 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 I— Hükümet eari açığı cü önemsemiyormuş. g Doğru. asd olan E ti-cari açığın "£f ohnaması! Elektronik posta: denizsom©cumhuıiyetcom.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Türkiye, AB için kritik eşiği aşmış... "50 vıl sonra üvelik aaranti!" Pazarlık &Burak Kırşehir "Başbakan bir televizyon programında 'terörie ve teröristle pazarlık olmaz' buyurunca aklıma şu soru takıldı: Acaba dünyadaki en büyük terörist ABD ile yapılan pazariıklar hangi sınıfa giriyor?" Festival Tahir Acar: "Kızılcahamam'da AKP'li belediye başkanı - geleneksel festivalde y bütçe yetersizliği ü gerekçesiyle bu yıl 1 güreşleri kaldırdı, ama uzaylı türkücüler için parayı çok kolay buldu!" İstifade Hamza Saykan: "Cumhuriyet Halk Partisi'nden son altı ayda 4 bin 682 kişi istifa etmiş. Peki bundan kaç kişi istifade etmiş?" eminin adı Ulla. Saint Vincent bandıralı. Sa- int Vincent, Amerika kıtasının ortasına doğ- ru Atlas Okyanusu'ndaki Antil Körfezi'nde ve adını Flaman papaz Saınt Vincent'ten alan Ingilizsömürgesi birada. Gemi, 9 Araiık 1999'da Ispanya'dan yüklediği yaklaşık 3 bin 500 ton zehirlı baca külünü Cezayir'e götürürken rotasını Iskende- run'a çeviriyor ve 2 bin 200 ton zehirlı atıkla 25 Şu- bat 2000'de Iskenderun limanına geliyor. Zehirli atık- lann bir kısmı geminin Akdeniz'de dolaştığı 2.5 ay bo- yunca denize boca edilmiş ve geminin üstünde ha- ciz var! Gemi Iskenderun'dan kovalanacağı yerde üzerin- deki haciz nedeniyle gözaltına alınıyor! Başta Iskenderun Çevre Koruma Derneği ve Gre- enpeace olmak üzere çevrecı örgütler de gemiyi gö- zaltında tutuyor ve zehirli atıkların bir an önce Isken- derun Körfezi'nden uzaklaştırılması için çabalıyor. Çabalar ancak 4.5 yıl sonra sonuç veriyor. Ulla Greenpeace'in başvurusu üzerine Çevre veOrman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Musa De- mirbaş, bakan adına 21 Temmuz 2004'te şu açıkla- mayı yapıyor: "Ispanya'nın Ankara Büyükelçisi tara- fından 30 Mayıs 2003'te Dışişleri Bakanlığı'na yapı- lan ziyaret sırasında Ulla gemisinin yükünün Ispanya hükümeti tarafından temin edilecek bir gemi ile Ispan- ya'ya taşınacağı kabul edilmiştir." Ispanyollar 30 Mayıs 2003'te zehirlerini alacakları- nı söylüyor, ama aradan 15 ay geçiyor ve hiçbir ça- lışmayapmıyorlar... Niye? Çünkü haczin kalkmasını bekliyorlar... Haciz 1 Temmuz 2004'te kalkıyor. Fakat gemi gitmiyor... Iskenderun Çevre Koruma Derneği Yönetim Kuru- lu Başkanı Aylin Canpolat Ödemiş, 13 Ağustos 2004'te basın açıklaması yapıyor: "Bilirkişi inceleme- si sonucunda her an batma tehlikesiyle karşı karşı- yaolduğu belirlenen söz konusu geminin... Artık bek- lenecek zaman yoktur! Geminin bir an önce körfezi- mizden uzaklaştırılması ve bürokratik sürecin hızlan- dırılması için görevlileri göreve çağınyoruz." Bu açıklamadan 23 gün sonra gemi yedi dakika içinde Iskenderun Körfezi'nde sulara gömülüyor! Hemen ardından Iskenderun Kaymakamı Ünal Er- doğan halkın yüreğine su serpiyor: "25 metre derin- likteki yükü çıkarıp başka bir gemiyle Ispanya'ya gö- türmenin yollannı arıyoruz." Ve Ulla'nın battığı gün Ispanya'dan başka bir ha- ber geliyor: 17 Ağustos 1999 depreminden birkaç gün sonra karayolu ile Izmit'ten geçen iki fspanyol tu- rist, gördükleri yıkıntı karşısında moralleri bozulduğu için kendilerinı uyarmayan seyahat acentesini mah- kemeye veriyor ve biner Euro tazminat almaya hak kazanıyor. FarkAkif Kökçe: "Emperyalizme karşı, Anadolu'da ulusal örgütlerden oluşan düzenli orduyla 'kurtuluş savaşı' verilmişti; Ortadoğu'da ise feodal unsurlardan oluşan silahlı örgüöerte terör savaşı' veriliyor. SESSİZ SEDASIZ (!) x Öğretmenler arasında bir kara çarşaflı Bilecik'in Bozüyük ilçesinden Atatürk- çü Düşünce Derneği üyesi bir dostumuz; ilçedeki bazı öğretmenlerin geçen hazi- randa Milli Eğitim Müdürlüğü'nün düzen- lediği seminerlere türbanla katıldığını ve Istiklal Marşı'nda bile başlarındaki "şey"i çıkarmadığını aktarmış, biz de eytül semi- neri için "bekleyip görelim" demiştik. Eylül semineri yapılmış; sonucunu gö- relim: "Bozüyük llçe Milli Eğitim Müdüriüğü tarafından düzenlenen ve öğretmenlerin katılımının zorunlu olduğu 'iletişim' konu- lu eylül seminerlerınden ilki Bozüyük Be- lediyesi Yeni Düğün Salonu'nda yapıldı. Hiçbir şey değişmemiş diyemeyece- ğim. Bir şeyler değişmiş, çünkü haziran döneminde kara çarşaflı yoktu, şimdi o da oldu. Eğitim-Sen'li yöneticiler tepki gösterdi ve bu durum fotoğraflarla belgelendi. Ka- ra çarşaflının öğretmen olup olmadığını bilmem mümkün değil, ama on ka- dar öğretmen türbanlıydı. Eğitim- Sen llçe Başkanı, llçe Milli Eğitim Müdürü'ne 'Bu toplantı resmi birtop- lantı mıdır yoksa gayri resmi mi? Eğer res- mi nitelikte ise tüm öğretmenlerin kılık kı- yafet yönetmeliğine uygun biçimde top- lantıya katılması gerekir. Eğer değilse bi- zim burada zorunlu olarak tutulmamamız gerekir' dedi. Türbanlılann bir kısmı başını açtı; başı- nı açmayanlar da toplantıyı terk etti." Bu konuda özellikle öğretmenler ara- sındaki kara çarşaflı için Bozüyük llçe Mil- li Eğitim Müdürü ne diyecek acaba? Yüksek Yerilim Hatt Aslan payını yüzde 1 alıyor, yüzde 99 'un ekmeği aslarun ağzında! erdincutku J yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ TOKİ 'yol' satıyor!.. Imar konusunda uzman ve duyarlı bir arkadaşım tele- fonda "merhaba" bile deme- den soruyon **- Toplu Konut Idaresi'nin sattıgı arsalan biliyor musu- nuz?.." "-Nasılyani?.." "- Gazetede kocaman ilan var». Yollannı bile saüyor- lar™" "- Anlamadınu." "- Ben de anlamadım... Bir de okul alanlan var, saülık- nuş!.." "- Ne?_" *- Hatta tkaret alanlan da_ Toplu Konut'unticaretarsa- sına sahip olması da garip de- ğil mi?..." "- İlanda mi yazıh bü- tün bunlar?" • • • Az sonra o gün- kü (30.8.2004) Vatan gazetesi elimde... Di- ğer gazeteler- de -nedense- göremedi- ğim ilan, "resmi" bir duyuru gibi de değil; süslü oval bir çerçeve içinde "ara- besk-artno- "- Okul alanını kime sata- biürler?" "- Aslında plan değişikliği yapıbnadan 'özel okul' daya- pılamaz... Aynca, planlama mevzuaüna göre bir okul ala- ru 8 bin m2'den de az ola- maz~" "- Demek ki satın alacaklar plan değtşikliği ile ya büyüt- menin ya da okul yeri karan- m kakürmanın çaresine ba- kacaklar..." Geçenlerde TOKl'ye "i- mar plam onama ve değiştir- me yetkisini veren" yasanın neden bir çırpıda onaylandı- ğını şimdi daha iyi anlar gi- biyiz... Belki de müşterileri- ne bu "layağT da yine TOKJ yapacak... "- Peki, ya tica- ret alanlan? Plandabuişle- T.C. BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANLIĞI (TOKİ) ARSALARI AÇIKARTIRMA ile satılacaktır. •*, 09 Eylül 2004 Persembe. Saat 1900 da ^ MtRKU İSTASBULtSKİDIİ'ttMBOSNA Ses ve Cörüntülii Canlı Bağlantı uveau" kan- şımı bir dü- zenlemeyle sayfanın yansı- nı kaplıyor; "TOKİ Arsalan Arttırma ile Saüla- cakür.." Satışlar 9.9.2004 Perşem- be günü (yann) Istanbul'un Yenibosna semtindeki "Eski- diji" denen uluslararası mü- zayede merkezinde yapıla- cak. Izmir'deki meraklüar için de Ege Palas Oteli'nde "canh bağlanü" kurulacak... Böylesi muhteşem bir or- ganizasyona ancak "arsa ba- şına 5 milyar üra teminat ya- üranlar" katılabilecekler ve şunlara müşteri olacaklar: • Izmir-Karşıyaka'da 7 bin 307 m2 "Temel Eğitim Ala- nT... (Yani, "okul" yeri.) • Tekirdağ-Çerkezköy'de 14 bin 800 m2 Ticaret Ala- nı"... (Yani. dev bir "ahşveriş merkezi" yeri.) Ve şimdi sıkı durun: • Mersinde 301 m2 "Yol ve Otopark Alanı"... (Yani, "kamuya ait" yerler...) • • • "Bilirkişime" bu kez ben telefon açtım; İZMİR Karşıyaka da 7 307 m! Teme! Eftim Macı, TEKİRDAĞ Çefkezfcöfde 14 800 m2 Tıcaıet Alam.; • MERSİN'DE 301 m2 Yol ve Otopart Alam ve ayrüan alanlar ola- maz mı?_" Arkada- şım "El- bette" di- yor; ama yine soru- yor; "ancak bu alan- lar da oradald toplu ko- / nutlann ortak hiz- met alam değil mi- dir?.." En garibi de kuşkusuz "yol ve otopark"ın satılması.. Dinliyorum; "- Tam bir skandaL. Hatta TOKİnin mülkiyctinde büe kalamazfar. Plandaki yollann ve otoparklann tapuda ka- muya geçmesi yasal zorunlu- luk..." "- Belki de müşteriler, gişe kurup bu yoldan gecenlerden para toplayabileceklerini fa- lan sanacaklar.." "- Güldürmeyin beni..." Yann işte bu müzayedede kimler gülecek bilemem... A- ma olan, bu ülkenin "hukuk devleti" olma hedefine olu- yor... Baksanıza, TOKİ bile açık- ça "Sülün Osman" gibi dav- ranıyor.. Hani şu vaktiyle "Galata Köprüsü"nü Istan- bul'a göçmüş saf Anadolu zenginlerine pazarlayan ünlü kahramanımız gibi... oekincifr; cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak <: turk.net ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciio mynet.com HARBt SEMİH POROY semihporoyifi yahoo.com / / ZoK ^1L '- C c on on n n C İ / 7 _„ ı 0 f] 0 p r r ın f - n / m \ HEM (CbMV / ^Cr J ı j n n n M K f HAYAT EPtK TÎYATROSU MLSTAFA BILGÎN hayatepika mynet.com BALIK-EKMEK S/\TTSI YASAKLAN/VNLARA YENÎ "t$ KOLU" ÖNERtStDtR: HADEEE! SOĞAN-EKMEK !.. SOĞAN-EKMEK I.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 8 Eylül www.mumtaz-arikan.com EKMEK DfLfMLEMEK tÇ/N ALET.. 1901'TE 8UGÜM, İLGİMÇ 8//Z ALET SATtŞA Ç £KMEĞf EŞİT DİUMLEG AL£T, İ İ£ PAfZÇA PESTERE BİÇİMİNDEKJ 8EŞ KESKJM A6I2, &CLE TUTUCAfJ UZANT/SININ YAGDIAAIYLA /LE/Zl - G&S.İ HAfSJEf&ET ETTie.iLEf2.EfC KES/YORPU. EKMEK. UfZKEM, ALErtAJ YE&iNDeN OYNAMASffJl ENGELLBMEK İÇİM & £ / MASA VBYA TSZGAHtM KJEKJA/CfNA AL.TTAKI StKlŞTt&lLA&AK: SA&'T / GETiGjLMEtLrEYPİ• BfCMEK. DİLİMLeMe rtLETİMİN, EUCe/ZPEN Ç.OK, LO&AJTnLAie İÇİN fOjLü4NfŞLf OLACA& GÖRÜŞ TURKKAYA ATAOV Bush ve Güvenlik Eğlence ortamında Demokratlardan geri kal- mayan Cumhuriyetçi ulusal toplantısında başkan adaylığını resmen kabul eden Bush, 11 Eylül'den bu yana sık sık yaptığı gibi, seçim kampanyasını büyük ölçüde gene güvenlik sorununa bağladı. Eğitim, sağlık ve işsizlik konularında son dört yıl- dır bilerek ihmal ettiği ve ilerde de tutamayacağı bazı vaatleri bir yana, onun ve H. Kissinger ile es- ki ve yeni New York valileri gibi şakşakçılarının te- mel yaklaşımı şuydu: Teröre karşı güvenlik, ülke- nin birinci sorunudur; bununla başa çıkabilecek kişi Bush'tur; halk bu sorumluluğu ona bırakmak- la doğru hareket etmiş olur; nehri geçerken yan yolda at değiştirmek yanlıştır. Artan işsizlik, yaygınlaşan sağlık sigortası kay- bı, yükselen fiyatlar ve fırsat eşitliğini temelden yok eden eğitim sorunlan tartışmasını şimdilik bir ya- na koyalım. Ancak, son dört yıla baktığımızda gü- venlik sorununun Bush tarafından çözümlenebi- leceğini değil, tam karşıtını gösteren kanıtlar var. Bu yargı ne kişisel ne de abartmalı bir değerien- dirmedir. 11 Eylül'ü en sonunda araştıran Ameri- kan kurulunun raporundan çıkan sonuç budur. Ben bu yazıda o raporun tavnnı yansıtıyorum. 11 Eylül saldmsı Bush'un başkanlığı sırasında oldu. Hem yabancı hükümetler, hem kimi güvenlik gö- revlileri birkaç kez uyarılarda bulunmuşlardı. Ku- lak asan olmadı. örneğin, FBI'ın New York'un gü- venliğinden sorumlusu J. O'Neill yukardan buy- ruklarla görevini yapmaktan alıkonduğu açıkla- masıyla işini bırakmak zorunda bile kaldı. Saldırı oldu, Irak'ta kitle imha silahlan buluna- madı ve iddia edilen El Kaide bağlantıları ortaya çıkmadı. Bush'un görevi bu yanılmalardan so- rumluların üstüne gitmekti, merak bile etmedi araştırma emretmedi, değişiklik önerilerinde bu- lunmadı. ötesi, 11 Eylül öncesini ve sonrasını ele alacak bağımsız ve yansız bir kurul oluşturulma- sını engelledi. Konu sarpa sannca ister istemez oluşturulan kurulun, bu kez, tüm üyelerini kendi- ne çok yakın kişilerden atama yolunu seçti. Hiç- biri bu konuda Bush'un sorumluluğunu ölçüp or- taya dökecek durumda değildi. Incelemenin bir yere varmayışı, Bush'u hiç rahatsız etmedi. Son 11 Eylül raporu ise Bush'un sorumluluktan kaçışını dolaylı yoldan iyi anlatıyor. Rapor "Ama- cımız kişileh tek tek suçlamak değil" diyorsa da, Clinton ve Bush dönemlerindeki savsamayı göz- ler önüne öylesine seriyor ki, bu açıklama ikinci kez başkan seçilmek isteyen ve güvenliği vurgu- layan biri için hıç de iyi bir not değil. Son resmi ra- por gösterıyor ki (Bush ailesinin Cartyle silah hol- dinginde ortak olduğu) Bin Ladin ve El Kaide Be- yaz Saray'ın "A LJstesi"r\de hiç yer almadı. Tero- rizm karşıtı örgütün eşgüdümcüsü R. Clarke Bush'un ulusal güvenlik danışmanı Condoleez- za Rice'a El Kaide'ye ilişkin bilgi gönderıp soru- lar yönelttiğinde, Rice buna yanıt bile vermedi. ll- gılı kurullar Basra Körfezi, Rusya ve Ortadoğu ba- rış süreci gibi konulan gündeme aldı da, El Ka- ide'yi (4 Eylül'e değin) görüşmedi bile. Bush ve yö- netimi en azından öncelikleri yanlış düzenlediler. FBI, Adalet Bakanı J. Ashcroft'a El Kaide teh- likesinin sözünü ettiğinde, bakan kılını bile kıpır- datmadı. Bush'un kendine 6 Ağustos 2001 'de, yani saldınya 6 buçuk hafta kala El Kaide'ye iliş- kin geniş açıklama yapıldığında, bu raporu o da benimsemedi, "Bu örgütün geçmişini anlatıyor" deyip biryana itti. 11 Eylül'ü değeriendiren son ra- por Saddam'ın El Kaide bağı olmadığını ve (D. Cheney ile tüm neoconlann iddialannın aksine) uçak kaçıranlardan M. Atta'nın bir Iraklıyla Prag'da buluşmadığını belirtiyor. Bu durumda, Bush'un terör sorumlulannı ger- çekten araştırmak için bağımsız ve yansız bir ku- rul istemediği yeterince anlaşılıyor. Ustelik, konu- nun üstüne üç yıl hiç gitmemiştir. Bu tavır güven- lik temelinde yeniden seçilmek isteyen bir başka- nın izleyeceği yol değildir. Güvenliği öne çıkaran kişi zamanında ilk sorulan sormuş olmalı, doğru yanıtlarda ısrar etmeliydi. Cumhuriyetçilerin son delegeler toplantısında Bush ve şakşakçı takımı- nın ülke (ve dünya) güvenliğini bir numaralı sorun yaparak bunu kendilerinin göğüsleyebilecekleri- ni söylemeleri siyasal bir oyun ve bir seçim takti- ğidir; o kadari BULMACA SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA; 1/Kır, orman, park gibi yer- lerde rahat adımlarla koşmaya da- yalı spor. 2/ Denizcilikte "açıktan geç, yaklaşma" anlamında kullanılan sözcük... Uzaklık işa- reti. 3/Alçak, aşağı- lık... Kimi giysilerin 1 bol olması için yan- 2 lanna eklenen ku- 3 maş parçası. 4/ Tro- 4 pikal Afrika'da yeri- 5 şen bir ağaç. 5/ Yön 6 göstermek için belli 7 yerlere konulan işa- 8 ret... Doğu Anado- 9 lu'dabirgöl. 6VKısayazı... Içe doğmayla akla ge- len yaratıcı duygu. II Bir tür ttalyan peyniri. 8/ Basİcetbolda çemberin bağlı olduğu levha... Ek- mek ufağı. 9/ "Bir çapkın elinde — oldum / Ha- zana ermeyen baharım soldu" (Şarkı). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Belli bir mesleğe, bir bilim dalına özgü dil... Italya'da bir ova. 2/îspanyollann sevinç ünlemi... Düşük kulaklı ve kısa tüylü bir av köpeği. 3/ Is- lam dinini korumak ve yaymak amacıyla yapılan savaş... Eskiden Karagözoynatılan kahvelere ve- rilen ad. 4/Kömür ocaklannda açığa çıkan ve pat- laması büyük zararlara yol açan gaz... Nâzım Hik- met'in soyadı. 5/ Eskimolann buzdan yaptıklan kulübelere verilen ad... îlaç. 6/ Sodyum elemen- tinin simgesi... "Uzak yer" anlamında eski söz- cük. II Kilit dili. 8/ Bir cetvel türü... Gözü kapalı inanılan düşünce; dogma. 9/Sert, kıncı... Üfleme- li bir çalgı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear