23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 EYLÜL 20O4 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 (a lıııı, UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Hemen tüm yerleşmelerimiz gibi Karadeniz kentleri de 'gelişme' adına 'apartmanlaşmanın' tahribatını yaşıyor. 'Değerlerini yok etmeden kentleşebilmek' ise günümüz mimarlığının ve şehirciliğinin en önemli konusu... (Giresun'un 40 yıl önceki ve bugünkü görünümü) (Fotoğraflar: Cumhuriyet Arşivi) Trabzon Kongresi'nde bölgesel ölçekte koruma planlaması istendi... Mimarlann Karadeniz bildirgesiMimarlar Odası'nın 2005 yılında Istan- bul'da yapılacak Dünya Mimarhk Kongresi'ne hazırlık için yurt düzeyinde başlattığı 'Türki- ye Kongreleri'nden ikincisi 27-28 Ağustos 2004 günlerinde Trabzon'da yapılmıştı... 'Kı- yı Kentlerinde Yaşam ve Mimariık' temasıy- la toplanan kongrenin katılımcılan, Trabzon'la birlikte Samsun, Ordu ve Giresun'un da mi- marlıkla olan üişkilerini irdelemişlerdi... (Cumhuriyet-2 Eylül 2004) Daha önceki Kon- ya Kongresi'nde olduğu gibi, Karadeniz buluş- masının da 'sonuç bildirgesi' hazırlandı ve il- gili her kesime dağıtılıyor... Bildirgede vurgu- lanan konular ise yine 2005 yılındaki dünya mimarlar buluşmasına Türkiye'nin yapacağı katkılar için esin kaynağı oluşruruyor. Çünkü Karadeniz Bölgesi'ndekı kentleri- miz, özellıkle 'kıyı kentleri' kimlikleri ve 'yaylaları' ile de bütünleşen doğal, kültürel karakterleriyle öylesine özgün niteliklere ve ortak sorunlara sahipler ki?... Bu nedenle Trabzon Kongresi'ndeki değer- lendirmeler, Istanbul'daki uluslararası buluş- manın teması olan 'kentler ve mimarhk' tar- tışmasında belki de en çarpıcı 'gerçekleri' yansıtmakta... Hanglsl değerll?' Mimarlar Odası'nın bu çahşmasını yürûten komite, Trabzon'da ele alınacak temayı 'Kıyı Kentlerinde Yaşam ve Mimarhk' şeklınde belirleyince, kafamda 'üç soru' hep öne çık- tı. Son yıllardaki 'dünya değişiyor' söylemi- ne bağlı olarak dillendinlen düşünceler ara- sında sıkça belirtilen bir kavram da 'değerle- rin' değişmesi... Doğrusu ben bundan çok ür- küyorum ve yaşadığımız birçok sorunun kö- keninde de 'değerlere verilen önceliklerin değişmesi'nin yattığını düşünüyonım... Çünkü insan da yaşamına anlam katanlara 'değer' vermez mi? Herkes, birilerine diğerlerinden daha fazla değer verir; bazı eşyalan diğerlerinden daha değerlidir; en değerlı olan da hiç kuşkusuz 'en sevilen'dir... Karadeniz deki 'Kentler ve Mimarhk' iliş- kisine de bu açıdan baktığımda, aynı ilişkiyi olumsuz yönde etkileyen, hatta kopartan kıyı yolu. Trabzon'daki tanjant yol, yaylalann bile apartmanlarla işgal edilmesi vb. uygulamalar karşısında aklıma işte o üç soru geliyordu: 1 - Acaba, karayolu, 'kıyı'dan daha mı de- ğerlidir? 2 - Acaba, otomobil, binyıllann tanığı 'tari- hi kale'den daha mı değerlidir? 3 - Acaba imar rantı, 'mimarhk ve yaşama kültürü'nden daha mı değerlidir? Trabzon Kongresi, ışte bu üç sorunun yanı- tını da bulacağımız gözlem ve değerlendirme- lerle gerçekleşti. Sonuç bildirgesine de aynı soruların yanıtlan, kapsamlı irdelemelerle bir- likte yansıdı. İşte, mimarlann 'Karadeniz Bildirge- si'nden bazı vurgulamalar: Kıyılar ve tarlh yol altında kalamaz Katılımcılar, Hopa-Samsun arasmda yapı- mı sürmekte olan 'Karadeniz Kıyı Yolu' uy- gulamasının çok yönlü olumsuzluklanna özel- likle dikkat çekmişlerdir. Kıyı yaşamı ve kent kültüründeki değeri, hiçbir kalkınma projesi için gözden çıkartıla- maz. Ulaşımın da amacı 'insan' olduğuna gö- re, insanın \ e gelecek kuşaklarm yaşam zen- ginliğini yok eden bir yol, uygarhğa ve yann- lara hizmet edemez... En değerli doğal ve kültürel alanlan yok ede- rek uygulanan kıyı yolundaki 'plansızuk, özensizlik ve duyarsızlığın', hiç değilse şim- dıye dek dolgu işlemi yapıhnamış kesimlerde terk edilmesi için ilgili tüm kurum ve kuruluş- lar harekete geçmelidirler. Trabzon'da 3500 yaşuıdaki Kaleyi, tarihi Or- tahisar Mahallesi'ni ve sit karakterindeki va- dileri altına alan 'tanjant yol', viyadük ayak- lanyla da en önemli merkezleri ezip geçerek ulaşım ve şehircilik politikalarındaki kenti ve kentsel degerleri umursamazlığın en çarpıcı örneğini oluşturmaktadır. Katılımcılar, bu projenin revizyonu, Taksün Meydanı'nın kentsel peyzajmı yok eden viya- düklerin kaldınlması ve Trabzon'un tarihsel Ânılanyla Şükran GüngörKültür Servisi - Can Yaymlan, yann saat 18.00'de Şükran Güngör'ü, ölümünün ikinci yıldönümünde Galatasaray'daki Can Kitabevi toplantı salonunda düzenleyeceği "Şükran Güngör'ü Anılarıyla Anıyoruz" başlıklı toplantıyla anacak. Anmet Cemal, Hakan Gerçek, Melisa Gürpınar ve Handan Ipekçi'nin Haldun Dormen'ın yönetiminde anılannı anlatacağı toplantıya ücretsiz katıhnabilecek. 1951 yılında Muhsin Ertuğrul'un Küçük Sahnesi'nde sahneye adım atan, ilk olarak 'Fareler ve İnsanlar' oyununda rol aldıktan sonra Ankara Devlet Tiyatrosu'nda üç yıl, Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Karaca ve Site tiyatrolannda birer yıl çalışan; 1961 yılında Kent Oyunculan'na katılıp önce 'Yıldızlar Topluluğu'nu, ardından da Kenter Tiyatrosu'nu kuran Güngör, Kenter Tiyatrosu'nda 'Raşamon', 'Aptal Kız', 'Aşk Efsanesi', 'Naünlar', 'Derya Gülü', 'Miras', 'Mary Mary', 'Üç Kuruşluk Opera', 'Pembe Kadın', 'Vanya Dayı', 'Çöl Faresi', 'Bedel', 'Ver Elini Broadway\ 'Batak Göl', 'Buzlar Çözülmeden', 'Arzu Tramvayı', 'Lütfen Kızımla Evlenir misin', 'Küçük Mutluluklar', 'Umut Şarkılan', 'Maria CaUas', 'Martı', 'Nükte' ve 'Çözüm' gibi çok sayıda oyunda önemli karakterlere can vermişti. Başanlı seslendirme sanatçılığının yanı sıra 'Uğurlugiller', 'Fatma Bacı', 'Kızım Ayşe', 'Dul Kadın', 'Nihavend Mucize', 'Güle Güle', 'Herkes Kendi Evinde', 'Büyük Adam Küçük Aşk', 'Canun Kocacığım' gibi sinema filmleri ve televizyon dizilerinde de rol alan usta oyuncu, 13. Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali'nde 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne değer görürmüştü. (0 212 244 66 22) ANKARA SÎNEMA KÜLTÜRÜ DERNEĞl'NÎN DÜZENLEDİĞ1 'film+' 30 EYLÜL'E DEK SÜRECEK Yeni bir sinema şöleni...Kültür Servisi - Anka- ra Sinema Kültürü Der- neği'nin düzenlediği 'Si- neTek Avrupa' film gös- terimlerine bir yenisini da- ha eklıyor: Tüm+'. 23-30 Eylül tarihleri arasında Metropol sinemasında ger- çekleştirilecek olan etkin- likte yer alan 16 film izle- yiciyle buluşacak. Bir hafta boyunca devam edecek etkinlik kapsamın- da aralannda Almodovar, VVenders, Loach, Dar- denne ve Haneke gibi us- ta yönetmenlerin filmleri- nin yanı sıra Iciar Bollain, Fatih Akın ve Andrei Zvyagintsev gibi genç ve yetenekli yönetmenlerin de filmleri gösterilecek. Yeni ufuklar... Filmler Türkçe altyazılı olarak gösterilecek. Fihn gösterimleri 'Madrid'den Dünyaya: Almodovar', 'Yeni Ufuklar', 'Sinema Yaşıyor', 'Çek Bir Mizah Ustasır'jiri Menzel'. 'Madrid'den Dünya- ya: Almodovar' bölümünde, Al- modovar'ın şöhreti yakalamadan önce çektiği 'Bunu Hak Etmek tçin Ne Yaptım?', 'Bağla Beni', 'Sırnmın ÇiçeğF ve 'Kötü Alış- kanhklar' adh fiknleri gösteri- lecek. 'Yeni Ufuklar' bölümünde Avrupa sinemasının üç yeni yete- neği mercek altına alınıyor. İs- panyol sinemasının önemli yö- netmenlerinden Iciar Bollain'in Festivalde gösterilecek filmlerden biri olan 'Kısaltma'. üçüncü uzun fihni 'Gözlerimi Al' ulusal ve uluslararası 22 fes- tivalden bugüne kadar 48 ödülle dönmüş. Önümüzdeki günlerde Istanbul filmekimi programında da gösterilecek olan fiknde yö- netmen, üzerine pek konuşulma- yan aile içi şıddet konusunu ger- çekçi ve oldukça duyarlı bir dille ele alıp irdeliyor. Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev'ın 'Dönüş' filmi Venedik Film Festivali gibi birinci srnıf festivallerde göste- nldi. Oliveira, Von Trotta, VVinter- bottom, Kitano, Bellocchio gi- bi usta yönetmenlerin filmlerinin yer aldığı yanşmalı bölümde, 'Dönüş' En iyi Film Ödülü olan 'Altın Aslan'ı kazandı. Fatih Akın' ın üçüncü uzun fil- mi Solino bu kapsamda izleyiciy- le buluşacak. 'Sinema Yaşıyor' başhğı altın- da, Rosetta ile Altın Palmiye al- mış Belçikalı sinemacılar Jean- Pierre ve Luc Dardennein son filmleri 'Oğul' gösterilecek. Bu bölümün belki de merakla bekle- nen önemli filmi 'Ne Kadar Ya- kın, O Kadar Uzak!' son 10 yı- la damgasmı vurmuş en önemli filmlerden biri olma özelliği- ni taşıyor. Bruno Ganz, Ot- to Sander, Nastassja Kins- ki, VVilliem Dafoe gibi usta oyunculann yer aldığı filmin bir sahnesinde eski So\yetler Birlığı devlet başkanı Mik- hail Gorbaçov rol alıyor. Sa- dece tngiliz sinemasının de- ğil, belki de dünya sineması- nın halen yaşayan en büyük yönetmenlerinden Ken Lo- ach'un ımzasını taşıyan 'De- miryolcular', Ankara'da ilk kez ızleyıcilerle buluşan bir diğer film. çek mlzah ustası 'Çek bir mizah ustası: Jiri Menzel' başhğı altın- da, Çek sineması denildi- ğinde ilk akla gelen usta yö- netmen Jiri Menzel'ın fil- mografisinde çok önemli bir yer tutan bir çoğu başya- pıt niteliğindeki beş filmin- den oluşan seçki yer alıyor. Şiirsellikle mizahı, trajediyle neşeyi bir arada harmanlayan usta yönetmen, duyarlı, hüma- nist ve iyimser üslubuyla dünya sinemasında çok ayn bir yere sa- hip.' Öksedeki Tarlakuşları', Benim Küçük Tatlı Köyüm', Kaprisli Yaz', 'Kısaltma' ve 'Kar Tanesi Şenliği' bu kap- samda gösterilecek filmler. Ay- nca, etkinlikte yer alan filmler- den üçü 25 Eylül Cumartesi sa- at 24.00'te sabaha kadar sine- maseverlere sunulacak. (0 312 467 20 02) dokusunu gözeten yeni bir çözüm için tüm il- gilileri bir kez daha düşünmeye davet etmek- tedirler. 'Kentleşme' apartmanlasma değlldlr Tek amacı arsa rantını yükseltmek olan, kimliksiz ve tipleşmiş apartmanlaşmanın daha fazla sürdürülmemesi yönünde kesin önlemler alınmahdır. Vadiierde ve hatta yaylalarda bile çok kat- lı apartman yapılaşmasıyla işgal edilmek- te olan Karadeniz Bölgesi'ni bu tahribattan kurtaracak acil bir 'Koruma Bölge Pla- nı'nın üretilmesi, artık kaçınılmaz bir zorun- luluktur. Günümüzde 'koruma'mn taşıdığı anlam ve derinlik ise ülkesel politikalar doğ- rultusunda 'havza', 'alt bölge' ve 'bölge' kav- ram ve ölçeklerinin ifade edilmesidir. Giderek kesintisiz bir kentleşme kuşağı haline gelen Karadeniz kıyılan için yerleş- melerin yönetsel smırlarmı bütüncül değer- lendirebilen politika ve söyleme sahip bir 'stratejik plan'a ve ona dayalı 'eylem planlan'na ivedilikle gereksinim vardır. Mlmariığa saygı kentin ve kürtürün güvencesldlr Trabzon Kongresi bildirilerinin ortak fikri ise 'Türkiye'nin tarihten gelen uygarhk kül- türüne yakışır düzeyde mimarhkla yeniden buluşması' ve yine mimarlığın bir 'kültür ve sanat eylemi' olarak kentlerin planlanması ile biçimlenmesinde 'temel veri' olarak ele alın- ması gerekliliğidir. Bu nedenle, kent planlaması ile mimar- hk arasında var olan iletişimsizliğin gide- rilmesi, bu iki meslek disiplini arasında başlatılan 'ayrıştırmanın' yeniden göz- den geçirilmesi ve mimarlık-kent bütün- selliğinin planlamada öncelikle gözetil- mesi, katılımcılann genel dilekleri ola- rak ilgililere ve kamuoyuna duyurulmak- tadır. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Perdelerin Arkasında Ne Var?(Eskimesini en çok istediğim yazılarımdan biri olan ve 'Tiyatro? Tiyatro?' dergisinde çı- kan bu yazıyı, 2002'de 'Oynamak Varken' ad- lı kitabıma alırken şu notu düşmüşüm: "Aşa- ğıdaki yazı, birkaç yıl önce yeni bir tiyatro se- zonunun açılışı nedeniyle kaleme alınmıştı. Şimdi, 2001-2002 tiyatro sezonunda da deği- şen pek bir şeylerin olmadığı kanısıyla bu yazı- yı da kitaba aldım?" Şimdi, 2004-2005 tiyat- ro sezonuna girerken kanımca -ne yazık kü- tek sözcüğü bile hâlâ eskimemiş olan bu yazıyı bir kez daha yineliyorum.) Gazete ve dergiler ilan etti: Ekim ayıyla bir- likte perdeler açılıyor... Güzel. Çok sevindik. özlemiştik. Yalnız şimdi, 'sıradan ölümlüler' olarak, sadece 'izleyici' kimliğimize sığınarak, sormak istediğimiz bir şey var. Herhangi bir art niyetle falan değil, tamamen tiyatroya tek- rar kavuşabilmenin coşkusuyla! Evet, fazla bekletmeden soralım isterseniz: Bu yıl, perde- lerin arkasında ne var? Bize neler oynayacak- sınız? Neler göstereceksiniz? Günümüzü gös- terecek misiniz? Yoksa oyunculuğu, aslında bizim olmayan bir günü bizim olduğunu san- mamız için mi kullanacaksınız? Perdelerin ar- kasından hangi yaşamların, hangi sahneleri çı- kacak? Bizi, yaşamakta olduklarımız üzerinde düşünmeye -elbet belli etmeden, elbet eğlen- direrek!- zorlayabilecek misiniz? Yoksa yaşa- makta olduklarımızı bize yok saydırtmaya mı çalışacaksınız? Evet, bize nasıl biroyun oyna- yacaksınız? Başta 'hukuk devleti' niteliği ve 'demokrasisi' olmak üzere, hemen her şeyi göstermelik bir ülkede, sizler de salt gösteriy- le mi yetineceksiniz? Nasıl oynayacaksınız? Var olmayan bir gerçeklik varmışçasına mı, yoksa olmayanın olmadığını, olanın da yeter- sizliğini ve aksaklıklarını vurgularcasına mı? Evet, nasıl oynayacaksınız? Tiyatronun büyü- sünü, bütün olup bitenleri perdeleyen bir es- rikliğe dönüştürmek için mi, yoksa bizi ayıltmak amacıyla mı kullanacaks/nız? Eğer yalnızca bizleri büyülemekle yetinecekseniz, bütün iç- tenliğimizle söylüyoruz, hiç zahmet etmeyin. Çünkü biz, nicedir zaten büyülenmiş bir top- lumuz. Sahneye yalnızca oynamak için çıka- caksanız, onu da boşuna yapmayın. Çünkü biz, onyıllardır birbirimize ve -asıl önemlisü- kendimize oynamayı zaten yaşamak sanmak- tayız. Kendimizi bu oyunculuğa öyle bir kap- tırdık ki artık hemen hiçbir şeyin gerçek yüzü- nü görmek istemez olduk. Biz, yanılsamaları- mızla geçinip gidiyoruz. Biz, nicedir tüm ger- çeklerimizi yalnızca gerçekdışında arar olduk. Sizlerin işi, bu yüzden hem çok kolay hem de çok zor. Kolay yanı, bizi yanılsamalarımızda pekiştirmeyi seçmeniz. Eğerseçiminiz bu yön- de olursa, bizimle çok kolay anlaşabilirsiniz. Müthiş bir iletişim yanılsaması kurabiliriz. Ol- sa olsa sizlerden, nasıl daha yoğun yanılsama- laryaşayabileceğimizi öğreniriz. Böylesi de bi- zi, temel soruların yanıtlarını kendi iç dünya- mızda aramak zahmetinden bir kez daha kur- tarır. Ama zoru seçerseniz, kalkıp: "Ben sizle- rin gözünü açacağım", derseniz, "eğlenmeye geldiğinizi sanacaksınız, ama sonradan beyni- nizden vurulmuşa döneceksiniz", derseniz, o da sizin bileceğiniz şey. Bu yolu da seçebiiir- siniz. Bunu da yapabilirsiniz. Yapabilecek mi- siniz? ahmetcemal ' superonline.com acem " hotmail.com Kenize Murad Fransız Kültür'de • Kültür Servisi - Kenize Murad, yann saat 19.00'da Fransız Kültür Merkezi'nde son kitabı 'Toprağımızın Kokusu: Filistin ve Israil'in Sesleri' üzerine bir söyleşi gerçekleştirecek. Kenize Murad çalışmasmda Israilliler ve Filistinliler tarafından yaşanan drama, romancı duyarhlığını gazetecilik deneyimiyle birleştirerek yaklaşıyor. Türkiye'de Everest Yayınlan tarafmdan basılan kitap, Fransa'da Robert Laffont Yayınevi tarafmdan 'Le Parfum de notre Terre - Vöix de Palestine et Israel' adıyla yayımlandı. (0 212 334 87 40) Tîmuçin Şahin'e büyük îlgi • AMSTERDAM (AA) - Hollanda'da yaşayan ve üçüncü albümünü çıkarmaya hazırlanan caz sanatçısı Timuçin Şahin'in konserleri büyük ilgi görüyor. Timuçin Şahin Trio adh topluluğuyla çalışmalannı sürdüren sanatçı, eylül, ekim ve kasım aylan boyunca Hollanda'nm yanı sıra ABD'de de bir dizi konser verecek. Hollanda'da büyük kentleri kapsayan konser dizisi devam eden Şahin, bu ay sonunda da iki konser için Azerbaycan'ın başkenti Bakû'da sahne alacak. Timuçin Şahin, 11 Ekim'den itibaren de New York'ta 'Knitttig Factory' ve 'Çhelsa Art Museum' salonlannda 4 ayn konser verecek. Şahin, üçüncü albümü için bu ay sonundan itibaren topluluğuyla stüdyoya gireceğini, ancak albümün piyasaya çıkışının gelecek yılm ikinci ayını bulabileceğini bildirdi. Albümde yer alacak bütün parçalann kendisine ait olacağmı belirten Şahin, albümün, modern cazdan çağdaş müziğe uzanan geniş bir yelpazeyi kapsayacağmı, teknik açıdan da üıteraktif elektronik sistemler ile akustik ve elektrikli enstrümanlann kullanılacağını kaydetti. Ankara'mn ik özel konservatuvan •ANKARA (ANKA) - Ankara'nm ilk özel konservatuan olan 'Piramit Sanat Akademisi' açıldı. Kültür ye Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun, Ümitköy'de açılışını yaptığı Piramit Sanat Akademisi'nde piyanodan şana, kemandan viyolensele. tronpetten bateri davula kadar birçok müzik dalında öğrenim verilecek. Bilkent Senfoni Orkestrası ve Devlet ve Opera Balesi sanatçılanndan oluşan bir kadroya sahip olan akademide yaklaşık 70 öğrenci eğitim görecek. q t .%,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear