Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
+
CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 2004 PERŞEMBE
HABERLER
DUN1ADABUGUN
AlA SİRMEN
Gazete Sayfalarında
Sörf Yaparken...
Altmış beş yaşından sonra sörfe başlamak ko-
lay olmuyor; gerçi benim sözünü ettiğim sörf, az-
gın dalgalar arasında küçük bir tahta veya plas-
tik madde parçası üzerinde yelkenle gezinmek
değil, internet sayfalan arasında dolaşmak, ama
ona başlamak için de yaşım biraz geç. Her ney-
se, arkadaşlann yardımıyla, geç olsa da güç ol-
muyor.
Evet, internet sayfalanndaki dolaşmaya sörf
yapmak diyoriar. Meğerse ben de yıllardır gaze-
t e sayfalan arasında sörf yapıyormuşum da ha-
berim yokmuş!
Dün sabah gazete sayfalannda yaptığım sör-
fü sizinle paylaşmak istiyorum.
• • •
Cumhuriyet'in birinci sayfasında, Cumhurbaş-
kanı'nın Kamu Yönetimi Yasası'nı veto gerekçe-
si yayımlanmıştı.
Gerekçelerin hepsi, Işık Kansu'nun Kasım
2O03'te Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan
"Ulus Devletten Federal Devlete, Yurttaşlıktan
Müşteriliğe-AKP'nin Kamu Yönetimi Reformu"
başlıklı dizisinde ileri sürülenler ile bağdaşıyordu.
Tasan kamuoyunun gündemine geldiğinde,
onunla ilgili yazanlar çok oldu. Ama bunlann hiç-
biri, Işık'ınki kadar kapsamlı değildi. Ve de 2003
Ekim sonunda yine Işık Kansu imzasıyla yayım-
lanan tasannın, türbanı kamu alanına sokmayı
amaçladığını söyleyen haberde ileri sürülenler
de veto gerekçeleri arasındaydı.
Haberi vermekten çok, verdiği haberin şişinme-
sini yapan gazetelerden birinde olsaydı, olay "Ar-
kadaşımızın ileri sürdüğü hususlar veto gerek-
çesi oldu" manşetjyle verilirdi. Cumhuriyet ise rek-
lamdan çok, doğru habercilik ve özgün yorum-
culuk peşinde olduğundan, bu tür şişinmelere pek
rtibar etmiyor.
Bilmem ki iyi mi yapıyor?
Ama ben keyifle Işık'ı arayıp kutladım.
- Senin ileri sürdüklerinin hepsi veto gerekçe-
leri arasında yer almış, dedim.
Hayret bir şeydi. Son derece aiçakgönüllü olan
Işık, sevinç içinde,
- Gerçekten öyle, ben de sevinçten uçuyorum,
dedi.
• • •
Türk medyasının dalgalan arasında gezintimi
sürdürüyordum.
Hürriyet'in 27. sayfasında Ertuğrul Özkök'ün
"Demokrasinin Üzerine Şal örtmek" yazısı ay-
nen şöyle başlıyordu:
"önceki gün AKP 'nin önde gelen isimlerinden
biri aradı ve direkt olarak şu soruyu sordu:
'Son zamanlardaki tavır değişikliğinizin nede-
nini merak ediyorum. Bizim bilmediğimiz bir şey
mivar?'..."
Kahkahayla güldüm. Biz ne diyorduk? Büyük
medyanın AKP'ye sınırsız kredi açtığını, ne ya-
parsa desteklediğini, rejim ihlallerini görmezden
geldiğini söylemiyor muyduk?
Onlar ise bunun gerçek olmadığını, tarafsız ya-
yın yaptıklannı söylüyoriardı.
özkök'ün yazısından anlıyoruz ki "AKP'nin ön-
de gelen isimlerinden biri" de, bizim gibi, Hürri-
yet'in kendilerine destek verdiğini düşünüyor-
muş.
Bir daha güldüm, aklıma bir tekerieme geldi;
"Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler".
Ben Ertuğrul özkök'ün bu "Ben böyle yaptım
ama..." yollu günah çıkarma, kendini haklı gös-
terme çabalannı çok seviyorum. Bana sanki hep,
bu çocuğun içinde bir yerlerde bir şeyler kalmış
da onu böyle davranmaya zoriuyormuş gibi ge-
liyor ve kendi tavnnı hiçbir iç çekişme ve acı ya-
şamadan sürdürenlere bakınca, bu arkadaşı ba-
yağı içtenlikle seviyorum.
• • •
Ord. Prof. Sulhi Dönmezer'in ölümü bütün
gazetelerin birinci sayfalanndan verilmişti ve de-
vam sütununda da bu hocamızın (ki ben de sı-
navından pekiyi derece ile geçmiş öğrencilerin-
den biriydim) yaşamöyküsü, bilimsel başanlan,
ceza hukuku ile kriminoloji alanına katkılanndan
söz edilmekte, kendisinin hocalann hocası oldu-
ğu, Aydınlar Ocağı tarafından 75. ve 80. doğum
yıldönümlerinde kendisine "Şeyhül Müderris"
unvanı verildiği yazılıyordu.
Ama nedense, hocanın yaşamında ve üniver-
site hayatımızda önemli olan bir olay es geçilmiş-
ti. Sayın Hocamızın, Sahir Erman ile birtikte, ho-
calan ve çağdaş Türk Ceza Hukuku'nun önde ge-
len kuruculanndan biri olan Tahir Taner tarafın-
dan kitabından intihal yapmak suçlamasıyla mah-
kemeye verildiklerini bütün basın unutmuştu.
Yıne Hoca'nın 196O'lı, 70'li yıllarda, pek revaç-
ta olan TCK141 -142. maddelerine dayanılarak açı-
lan ceza davalannda bilirkişilik yaptığı ve pek ko-
layca yazılarda suç unsuru bulduğu, hatta yanın-
da çalışan genç asistanlara da bu yolda baskı yap-
mış olduğu, işin daha da ilginci Yargıtay Ceza Da-
ireleri'nin bir karannda, Dönmezer'in bilirkişi tayi-
ninin isabetli görülmediğinin bozma gerekçeleri ara-
sında yer aldığı pek akıllara gelmedi.
Hoca son yıllannda düşünce açısından daha
liberal bir çizgiye doğru meyletmeye başladığı için
belki de bu hususlar unutulmuştu.
Sayın Hocamıza ben de rahmet diliyorum.
Sevgili Kordeşim, Can Dostum, Kadim Dava Arkadaşım,
1966 Mülkiye (A.Ü. SBF) mezunu,
Ziraat Bankosı emekli genel müdür yardımcılarından,
istanbul Mülkiyeliler Vakfı Başkanlarından;
Bahri GEVREK 'İ
04 Ağustos 2004' te kaybettik.Elden ne gelir?...
Hüseyin Ergün
'Veto karan, AKP'nin Cumhuriyetin ana ilkeleriyle hesaplaşma niyetini askıya aldı'
Sezer'ebüyükdestekIŞIK KANSU
ANKARA - Cumhurbaşkanı Ab-
metNecdetSezer'in, AKP'nin Kamu
Yönetimi Temel Yasası'nı TBMM'ye
geri göndermesi, düzenlemeye karşı
yaklaşık bir yıldır zorlu bir mücade-
le yürüten bilim insanlan, demokra-
tik kitle örgütleri ve uzmanlar tarafın-
dan olumlu karşılandı.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı
OğuzOyan, Cumhurbaşkanı tarafın-
dan veto edilen yasanın Türkiye'deki
kamu yönetimi rejimini altüst eden,
anayasada tanımlanmış kamu yöne-
timi tanımına uymayan ve Türkiye'yi
bir yöresel özerkliğe ya da yöresel fe-
deralizme götürecek bir duzenleme
olduğunu belirterek vetoyla AKP'nin
• Cumhurbaşkanı'nın Kamu Yönetimi Temel Yasası'nı vetosu toplumun hemen her
kesimince olumlu karşılandı. Yol-Iş Başkanı Fikret Bann, "Cumhurbaşkanı vetosuyla kamu
çalışanlannı yok eden, Türkiye'nin üniter yapısını çözen bir yasaya geçit vermedi" dedi.
Cumhuriyet rejimi ile hesaplaşmaya
dönük özel gündemi ve niyerinin as-
kıya alındığını vurguladı. Oyan şun-
lan söyledi: "AKP, Cumhuriyetin ana
ilkeleriyle, kurumlanyla hesaplaşa-
bilmek için Türkiye'de oturmuş ku-
rumsaJ yapdann çökertilmesi, tasfi-
yesini amaçhyordu. Hnn bir kadrolaş-
ma istiyordu. Denetimi çok daha zor
3 bine yakın yerel yönetim birimiyte
kamu hizmerJerini piyasalaşüran ve
giderek denetlenemez duruma geti-
ren bir yapı öngörüyordu. Kurumsa]
teftiş kurumlannın tasfiyesi ile dene-
time ilişldn kurumsal hafizanın siHn-
mesini hedefliyordu. Kendi istediği
yönde bir anayasal rejim yaratmakis-
teyen bu iktidar, aynı zamanda kendi-
sine yakın radikal İslamcı eğiUmleri
olan bir sermaye sınıfı da yaratma yo-
luna gkhyordu. Sayın Cumhurbaşka-
nı'nm vetosu, bu niyetierişu an için as-
kryaakü."
SBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bir-
gül AymanGüler, Cumhurbaşkanı 'nın,
itirazı ile çeyrek yüzyıllık sömürge-
leştirme projesinin ikinci dalgasını, son
büyük vuruşu engellediğini savuna-
rak "Bu veto, ulusal-üniter devieti kv-
racak idari federalizm hesabına ve
sosyal devlet yerine küreselci-tüccar
devtetin yerleşmesine itirazdır" dedi.
Yol-Iş Başkanı Fikret Bann, Cum-
hurbaşkanı'nın, vetosuyla kamu ça-
lışanlannı yok eden, Türkiye'nin üni-
ter yapısını bozan bir yasaya geçit
vermediğini diie getirirken; SBF öğ-
retim görevlisi Seyhan Erdoğdu, ve-
to edilen yasanın yaklaşık 2.3 milyon
dolayındaki kamu çalışanının sayı-
sında yüksek oranlı bir azaltma öngör-
düğünü anımsattı. Erdoğdu, şu de-
ğerlendirmeyi yaptı: "Yasanın ügüı
maddeteri, memurlar için çahşma bi-
çimi olarak anayasal güvencelerin so-
nu demekti ve esnek, sözleşmen, yerel
bir personel rejiminegeçiş anlammı ta-
şıyordu. Kamu işçileri için ise geçici,
mevsimhk, kısmi.gündeUk, hatta çağ-
n üzerine çahşma söz konusu olacak-
ti. Tüm çahşanlar için sendikasızlaş-
ma, ücret düzeyinde azalnıa ve çahş-
ma koşullannda kötükşme beklen-
mekteydL"
Devlet Denetim Elemanlan Der-
neğı (DENETDE) Başkanı AnlayEr-
güven de kamuda denetimin ne kadar
önemli olduğunu iktidara anlatmak
istediklerini, ancak uluslararası güç-
lerin kontrolündeki srvil toplum örgüt-
lerine danışarak yasayı hazırlayanla-
nn kendileri ile görüsmediğini ifade
etti. Ergüven, "Bu veto, hükümetiçin
bir firsarnr diye düşünüyonız" dedi.
Sezer, veto gerekçesinde AKP'ye 'Devletin personeli ile uğraşmayın' uyansı yaptı
'Bürokrasiyi sîyasaflaştırmayııı9
• Sezer, hükümetin hazırlıldannı
yürüttüğü, yaklaşık 1.5 milyon memurun
sözleşmeli statüye geçirilmesini öngören
yasayı da veto edeceği sinyalini verdi.
ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer, veto
ettiği Kamu Yönetimi Te-
mel Yasası ile AKP iktida-
nna, kamu görevlilerinin
özlük haklanmn "sözieş-
meyle" değü, ancak "yasay-
la* düzenlenebileceği uya-
nsında bulundu. Sezer, bu
uyansı ile yaklaşık 1.5 mil-
yon memuru sözleşmeli
statüye geçirmeye hazır-
lanan hükümete, Devlet
Memurlan Yasası'ndade-
ğişiklik öngören düzenle-
meyi de veto edeceği sin-
yalini verdi.
Cumhurbaşkanı Sezer,
Kamu Yönetimi Yasası'yla
birlikte AKP hükümetinin
14
kamu yönetimi reformu"
ad) altında yaphğı 4 yasa-
dan 3 'ünü veto etti. Bu ya-
salardan sadece Büyükşe-
hir Belediyeleri Yasası'nı
onaylayan Sezer, tl Özel
tdareleri ve Belediyeler
Yasası'nı da "tasmen"
Meclis'e iade etmişti.
Cumhurbaşkanı Sezer,
yeni yasama yıhnda bu dü-
zenlemelerin beşinci aya-
ğı olarak "Devlet Memur-
lan YasasTnı Meclis'ten
çıkarmayı hedefleyen AKP
hükümetine, çalışanların
özlük haklanna yönelik
uyanlarda bulundu. Sezer,
kamu görevlilerinin özlük
haklannın sözleşmeyle dü-
zenlenmesini öngören Ka-
mu Yönetimi Temel Yasa-
sı'nın 46. maddesini veto
etmesini, şöyle gerekçe-
lendirdi:
"Kamu personel rejimi-
mizde,memuru daiçerecek
biçimde, geniş anlamryla
kamu görevlisi, hüküme-
tin değil devletin memuru
olarak düzenlenmiştir. Bu
konumu nedeniyle, me-
murlar ve diger kamu gö-
reviBerinin srv-asal kaygıiçi-
ne düşmeden hizmet ver-
meleri için yansız ounala-
n ilkesi getirilmiş ve bu B-
ke gereği yasal güvenceye
ahnnuşjardır. Kamuperso-
nel rejimi, göreve ahnma-
da ve görevde yüksehnede
kariyer vetivukatUkeleri-
ne dayanmaktadır. Me-
murlar ve diğer kamu gö-
revülerine sağlanangüven-
cenin temel amacı ise bu
gibâerin kamugörevini hiç-
bir etld alünda kalmadan,
yahuzca kamusal çıkaıia-
n gözeterek yerine getir-
mesiduf
Sezer, üst düzey bürok-
ratlann görev süresini hü-
kümetin göre\
r
süresiyle
sınırlayan düzenlemeye de
itiraz etti. Bunun "devlet
memuru kimliğiniyokedip,
parti yandaşhğı yanşınjn
önünü açacağı" uyansın-
da bulundu.
İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
SORU: Aşağıda ne oluyor?
Y A I I I T * AKPIiler HIZLANDIRILMIŞTREN FACİASInın Gensoru görüşmelerinl
T H H I I • HIZLANDIRILMIS bir jekllde Meclis'ten geplrlyorlar...
KKTC Cumhuriyet Meclisi Ad-Hoc Komitesi görüşmelerinden sonuç alamadı
YOK karanndan vazgeçmiyorEğitim Servisi - YÖK üyeleri ile KKTC
Cumhuriyet Meclisi Ad-Hoc Komitesi üye-
leri arasında KKTC'deki üniversitelere ön ka-
yıtla öğrenci alımının kaldınlmasıyla ilgili
görüşmeden sonuç alınamadı.
Komite tarafından görüşmeden sonra ya-
pılan açıklamada, "Bu karann bu şektiyle ka-
bul edilmesi mümkün değüdir" denildi. Ko-
mitenin açıklaması şöyle: "YÖK'ün kara-
nndan sonra toplanan KKTC Cumhuriyet
Meclisi tarafindan ahnan karargereğioluştu-
rulanAd-Hoc komitesi,2AğustostaYOKü>e-
leriyle bir toplantı yapmıştır. Toplantıda
YÖK'ün ileriye sürdüğü sorunlan ortadan
kaldu-acak yapıa çözüm önerfleri getiştirüip,
YÖK üyekrinesunuhnuştur. YÖK üyeleri su-
nulmuş olan önerfleriYOK BaşkanıÛedeğer-
lendireceklerini ve konûtemiz üyeleriyie yeni-
den bir araya geiebileceklerini beiirtmişlerdir.
Ancak 3 Ağustos tarihinde toplanan YÖK
üyeleri, komitemizm, TC hukümet yetkflileri,
TBMM'de grubu bulunan AKP ve CHP yet-
kflileriyie görüş birliğinde sunduklan çözüm
önerilerini değerlendirdiklerini, fakat 8 Tem-
muz 2004 tarihinde almış oldukian karann ge-
çertUiğhn koruduğunu komitemize bildirnüş
ohıp, bu aşamada yeniden görüşmeye gerek
duyuhnadığını behVtmişlerdir. Bu bağlamda
TC ile KKTC arasında yapümış olan işbirti-
ği, anlaşma \e procokoUerin göz ardı edikrek
KKTC'yi sos>uL kühurd,ekonomik, moral açj-
dan ohımsuz etkileyecekolan karann bu şek-
Kyle kabul edihnesi mümkün değUdir.."
CHP'li Oyan:
'AKP
yurttaşı
müşteri
sayvyor'
ANKARA (ANKA)
- CHP Genel Sekreter
Yardımcısı OğuzOyan,
iktidann kendi zengini-
ni yaratmak istediğini
iddıa eden bir rapor ha-
zırladı.
Oyan, "KamuYöne-
timi Reformu mu, Ka-
mu Hizmetieri Ka\ra-
mınuı Yok Edihşi mi?"
adını taşıyan çalışma-
sını tamamladı. Sayış-
tay Uzman Denetçisi
ve CHP Meclis Grup
Danışmanı Fîkret Gü-
len ile Içişleri Bakanlı-
gı Kontrolörü DenizS»-
ym'ın da katkılanmn
bulunduğu çahşmada,
AKP'nin küresel güç-
lerin istem ve desteği-
ni yanına alarak "kamu
yöoetiminiattüsteüne"
projesi gehştirdiği iddia
edildi. Raporda,
AKP'nin, kamu hizme-
ti sorumluluğunu üze-
rinden atinaya yönel-
diği ileri surüldü. tkti-
dann, merkezi kamu
hizmetlerini parçalaya-
rakyerelleştirmeye yö-
nelen anlayışının teme-
linde "vatandaş" yeri-
ne "müşteri" kavramı-
nın getüildiği \nrgula-
nırken "Modern kapi-
tafist devletin yasalaria
korunan,haksahibiya-
pılanyTirttaştyerinior-
taçağ devietinin keyfe
göreyardnn vapıhn (ze-
kâtverilen)tebasuıabi-
rakmaktadır" denildi.
Raporda, AKP'nin
2 yılı bulmayan iktidar
deneyimi sonucunda
çözemeyeceği sorun-
lar altında ezilmeye
başladığı vurgulandı.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil Güven, uzlaşma sağlanmasmı istedi
6
Kararı KKTC otoriteleıi vermelF
FİGENATALAY
Prof. Dr. Hatil Güven.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. HaH Güven, "Yükseköğretim,
Güney'e göre tek avantajh olduğumuz
alan. 30 yılda yaratnğınıız tek başan öy-
kümüz. Uzlaşma bulunacağmı umuyo-
rum" dedi.
"KKTC ayn bir devietse buradaki üni-
versitelere öğrenci ahmrvia ilgili karan
da Türkiye'deki değfl, KKTC'deki otori-
tefcrinvermesigerektigHii*' vurgulayan Do-
ğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Halil Güven'le YÖK'ün, KKTC'deki
üniversitelere doğrudan öğrenci alımını
durdurması karannm nedenleri, üniver-
sitelerdeki kalite sorunu, KKTC üniver-
sitelerinin durumu gibi konulan görüş-
tük.
- KKTC üniversitelerine ön kayıtia öğ-
renci ahmı ne kadar süredir devam edi-
yor?
- 6 senedir devam ediyor. ÖSS'de 185
puan alan bir öğrenci, istediği yeri kaza-
namazsa ya da yerleştirildiği yeri beğen-
• YÖK ile KKTC üniversiteleri arasmdaki 'ön kayıt krizi'
aşılamıyor. Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güven,
bu konudaki karann YÖK'ün KKTC'deki eşdeğeri YÖDAK'ın
verilmesi gerektiğini savunuyor.
mezse mali imkânlan da varsa yurtdışın-
da okuyabilir. Bu, ABD, Avoısrralya, In-
giltere de olur, Kıbns da olur. Kıbns'ta-
ki ön kayıt sisteminin temeli bu.
- YÖK, KKTC'de neden ön kayıtla öğ-
renci ahmını durdurdu?
- Geçen sene ekonomik krizin hafifle-
mesi ve dolar kurunun yükselmesinin
durmasmdan dolayı beklemede olan bir-
çok öğrenci üniversitelere alan etti. Hem
Türkiye'deki vakıf üniversiteleri hem de
Kıbns'taki üniversitelerde patlama yaşan-
dı. Normalde dohnayan kontenjanlar, ge-
çen sene doldu, taştı. Bazı bölümlerde kon-
tenjan aşıldı. YÖK yahıızca bu bölüm-
lere ön kayıtı kaldırabilirdi. YÖK'ün
KKTC'deki eşdeğeri YÖDAK bu konu-
dan sorumlu tutulmalıydı.
-KKTC'de kaç üniversitevar? Bu üni-
versitelerde öğrenim gören Türk öğren-
ci sayısı nedir?
- 5 üni\ersitede 30 bin öğrenci oku-
yor. 10 bin Kıbns'h, 17 bin Türkiye Cum-
huriyeti uyruklu, diğerleri de 3. ülkeler-
den. Rum tarafinda 3 bin 500 öğrencili
tek bir üniversite var ve Rumca eğitim ve-
riyor. Bizde Ingilizce eğitim veriliyor.
Bu sektörün KKTC'de olmasının kredi-
si YÖK'e ait. YÖK'ün \e Türkiye'den ge-
len yardım heyetlerinin desteğiyle altya-
pı yapılmış. 25 yılda gerçekleştirdiğimiz
çok önemli birproje. KKTC'de GSMH
1 milyar dolar civarinda, Öğrenci başı-
na 10 bin dolar deseniz yabancılardan ge-
len 200 milyon dolargelir var. GSMH'nin
beşte biri.
-Tercih sistemini nedenistemiyorsunuz?
Ek kontenjan, sorunu neden çözmüyor?
- Öğrenci, 'Türkiye'de istedigim yeri
kazanamazsam Kıbns'ada gktebflinm' di-
yor. Niye kendini bağlasm? Kıbns'ı 1. sı-
rada yazan öğrenci çok az oluyor. Kayıt-
lar 9-15 Eylül tarihleri arasında. YÖK ek
kontenjanla yerleştirmeyı kasım ayının
ortalannda açıklar. Öğrenci ağustos ayın-
da yerleştirildiği yeri beğenmezse ya da
açıkta kaldıysa yurtdışına gider, Buyüz-
den yurtdışına kaçış daha fazla olacak.
- Çözüm öneriniz nedir?
- tki aşamalı önerim var. 1. ÖSYM ki-
tapçığında YÖK'ün KKTC üniversitele-
ri için belirlediği kontenjanlara ÖSYM
yoluyla tercihlerle öğrenci yerleştirilme-
ye devam edilsin. 2. Ön kayıtla alınabi-
lecek öğrenci sayısını KKTC- YÖDAK
belirlesin. YÖK'ün KKTC'deki eşdeğe-
n ve KKTC Milli Eğitim ve Kültür Ba-
kanlığı'na bağh Yüksek Öğretim Denet-
leme ve Akreditasyon Kurulu (YÖDAK),
KKTC'deki üniversitelerin fiziki imkân-
lan ve öğretim yetkinliklerine göre ne
kadar öğrenci alabileceklerini yerinde
belirlesin ve denetlesin.