14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 AĞUSTOS 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK DJP/JST TA3ÎATLT İSTAN3ÜL A3DÜLCAN3AZ1 Iif HARÎKULAD2 KAC3HALAHI TZKMİLİ BÎEDEN* Tatilde deniz-kum-güneş üçlüsünün yerini eğlence-serüven-eğitim aldı Turizm anlayışıdeğiştiGÖKÇE UYGUN "Deıüz-güneş-kum" üçlemesi bir zamanlar turizmi anlatmaya yetiyor- du. Ancak değişen dünya koşullan turizm sektörüne de yenilikler getir- di. Tatil demek artık sadece denize girip güneşlenmek değil farklı yer- lerin ziyaret edilmesi, değişik insan ve kültürler hakkında bilgi edinilme- si anlamına geliyor. Turizmciler, sek- tördeki deniz-güneş-kum üçleme- sinden "eğfence- macera-eğitim'' an- layışına geçiş olduğunu belirterek *urizmin gelişmesi için bu yeni an- ^ ayışa uygun hizmet üretilmesi ge- rektiğini söylüyorlar. Turistik Otelciler Işletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Baş- kanı Timur Bayındır, Türkiye 'de tu- rizmin dönüm noktasının 1980 yılı olarak kabul edildiğini belirtti. Ba- yındır, -80 öncesi turizmin önemi yeterince bilinmiyordu. Çok az otel vardı. Az sayıdaki turiste, amatöree ama Türk misafirperveriiğinin de etkishle iyi hizmet verilirdi" dedi. Turizmi Teşvik Kanunu'nun uygu- lanmasında yaşanan eksikliklerden yakınan Bayındır, AKP'nin göreve gelmeden önce turizm ile ilgili ver- diği sözlerini unutmamasını istedi. Turizmde çeşitlemeye gidilmesinin önemini vurgulayan Bayındır, ko- BÜYÜYEN SEKTÖR 10 bin yataktan 420 bin yatağa TÜRSAB'dan alınan bilgilere göre Türk turizminde 1963-1980 yıllanna ait yatak, turist sayısı ve turizm geliri rakamlan şöyle: • 1963'te 10 bin olan yatak kapasitesi 1980 yılına kadar 55 ^ine vükseldi. • 1963'te sadece 198 bin olan yabancı ziyaretçi sayısı 1980'de 1 milyon 288 bine ulaştı. • Aynı tarihler arasında turizm gelirleri 7 milyon dolardan 326 milyon dolara yükseldi. • Âncak bu dönemde Türkiye, Avnıpa'da çok hızh büyüme gösteren deniz-güneş-kum odaklı kitle turizmi hareketinin dışmda kaldığı için turist sayısmda büyük bir gelişme olmadı. 1980-2003 dönemindeki Türk turizminin ana hatlan ise: • 1980 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan belgeli yatak sayısı 55 bin bu sayı 2003 yılında 420 bin 697'ye çıktı. • 1981'de 1 milyon 405 bin olan yabancı ziyaretçi sayısı 2003 yılına gelindiğinde 13 milyon ^58 bine ulaştı. >/ Bu dönemde turizm gelirleri 381 milyon dolardan, 9 milyar 696 milyon dolara ulaştı. • Deniz-güneş-kum odaklı kitle turizmi talebi değişerek Türkiye'ye yönelik turizm hareketleri içinde en büyük ağırlığı kazandı. TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy: Kallte önemll Kısa taûller gözde oldu Türkiye Seyahat Acentalan Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, Dünya Turizm Örgütü'nün "Tourism 2020 Vısion" adlı araştırmasına göre 2020 perspektifinde en hızlı büyüme eğilimi gösteren 5 turizm türü; eko turizm, kültür turizmi, macera turizmi, kruvaziyer ve tematik turizm olduğunu söyledi. Başaran Ulusoy, turizm eğilimindeki gelişimleri ise şöyle sıraladı: • Uzun tatiller yerine kısa ve daha çok sayıda tatil yapma eğilimi. Başaran Ulusoy • Zamanı çok iyi değerlendiren etkınliklere bağlı turizm eğilimi. • Turizm coğrafyasında değişim, yeni turizm hareketlerinin global ölçekte yaygınlaşması. • Destinasyonlann çoğalması ve yenilerinin ortaya çıkışı • Kalitenin ve çevrenin daha çok önem kazanması • Deniz-güneş-kum odaklı tatil anlayışı önemini korumakla birlikte doğa, kültür, kent ve macera gibi turizm türlerinin, dünya turizmi içindeki payı artıyor. nuşmasını şöyle sürdürdü: "Tatiltu- rizmîne geien kişi 1 Bra harcryorsa, kültür turizmine gelen 2, kongre tu- rizmine gelen kişi ise 3 lira harcryor. Çok farkh Ugj alanlan olan gruplar var. Mesela sadece kuş gözlemlemek için ya da mineralleri incelemek için gelenler var. Bu gibi turizm türleri- nin daha çok yabancüann Ugisini çektiği düşünülerek buna yönelik araştırma yapümalı ve müşteri yara- ülmah." Turizm Yazarlan ve Gazetecileri Derneği Başkanı Kerem Köfteoğlu, turizmi çeşitlendirmeye yönelik cid- di girişimlerin yapılmamasından ya- kınarak "Oysa dar gruplarla belli bir kesime yönelik Özel nheükli tur- lann da getiştirüme youan aranma- hydı. Günümüzde bu konuda olunı- hı bir kıpırdanma yaşandığı söylene- biHr. Artık deniz-güneş-kum üçge- ninin İngüizce karşıhğı olan 3S'den (sea,sun, sand) İngüizce eğjence, ma- cera-heyecan ve egitimin karşıhğı olan 3E'ye (entertainment, educati- on, excitement) geçiş var. Turistkr, aynı tesislerde aynı şeylerin sunuktu- ğu tatil anlayışından sıkıldı" dedi. Köfteoğlu, tunstlerin bu isteğüıin sektörü yeni arayışlara zorladığını anlatarak şöyle devam etti: •"Günümüzde balon turu, baük arama, jeep safari, güneş tutulması- nm gözknmesi, uzay turugibiözel tur- lann adını duymaya başlachk. Örne- ğuu Ban'nın kapitâüst düzeninden a- kılan gençler arasında bir köye gidip çobanhkyapma çobanturizmini,eko- Müşterilerin tercihlerinde oteüerde yapılan Uzakdoğu masajı, cilt bakum, jakuzi terapileri etiküi ohıyor. Antalya'daki IC Otel Santai turizmi tüm yıla yaymaya çalışıyor Farklı ürünle hizmetarayışı ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Turizme yatak, deniz, yemek üçlusüyle başlayan Antalya'daki turistik tesisler artık birbirinden farklı ürünlerle konuklannı ağırlıyor. 1995 yılında hizmete giren ve geçen yıl yeni ismiyle tepeden tırnağa farklılaşan IC Otel Santai de bunlardan biri. Endonezya Bali dilindeki anlamı "huzur" olan Otel Santai, sağlıktan futbola, golften kongreye kadar pek çok aktivite çeşidini bünyesinde bulunduruyor. Çakşmalar nedeniyle yaklaşık 5 ay sezondan uzak kalan Otel Santai'nin tüm odalan yenilendi. Deniz, kum, güneş ve eğlenceıün yanı sıra birçok turizm çeşidi sunan Otel Santai"nin müdürü Noyan Kitapcı, turizmi tüm yıla yaymaya çalıştıklannı söyledi. Antalya'da futbol turizminin giderek geliştiğine dikkat çeken ve takımların sezon arası kamplannı Antalya'da yaptığını belirten Kitapcı, "Bu yü biz de 3 futbol sahamızı açok. Turizm için ölü sezon olarak kabul edilen kış döneminde 40-50 takunı konuk etmeyi planuyoruz" dedi. Belek bölgesındekı golf tesislerinden yararlanan çok sayıda turistin de otelde konakladığını anlatan Kitapcı, kongre turizmiyle de kış aylannda yoğunluk yaşadıklannı ifade etti. Kitapcı, "Toplam 1500 kişilik kongre salonumuzla da kongre turizmine hizmet veriyonız. Kongre turizmi, >üksek sezonun bitip yeni sezonun başlayacağı ekim- mart aylan arasında önemli bir dolutuk sağbyor" dedi. Blnlclllk ve doğa viirüyüsü Kitapcı, açık ve kapalı alanlarda yapılan, 50'ye yakın Uzakdoğu masajı, cilt bakımı, jakuzi terapilerinin de müşterilerin tercihinde etkili olduğunu belirtti. Santai'de konaklayan tunstlerin. aynı zamanda bölgedeki binicilik alanlan ve doğa yürüyüş alanlarından da yararlandığına dikkat çeken Kitapcı şöyle devam etti: "Bir dönem, yatak, yemek ve deniz üçlusüyle tatil hizmeti veren tesisimizin bünyesinde şimdi pek çok ürün bulunuyor. Konuklar arnk bir taşla birçok kuş yakalayabiliyor. Ürün çeşitiiüği. turizmin en önemli konulanndan biri olan sektörü 12 aya yayma açısuıdan büyük önem taşıyor. Hem konuk sayısuun artması sağlanıyor hem de pek çok üriinü bir arada bulan turist, bir sonraki yıhn planlannı yine aynı otel için yapmaya başhyor." k>jikürünlerin vetiştiriküği tarladaça- hşma çiftçi turizmini, Uginç bir me- kândaevkmneevfilUiturizminLhertür- lü arazide sürüş imkânı \ eren araçlar- la turlar atv turizmini, Dostoyevs- ki'nin Beyaz Gecelerinin geçtiği St Fetersburg'a düzenlenen roman kah- ramanlanyla özdeşleşmeler karakter turunu, ahma hücum dönenünin ya- şaüldığı geziler maden turunu gün- deme getirdL" 'Turizm denize sıkışmamair Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Yürütme Kurulu Başkanı ŞerifYenen de turizmin deniz, güneş, kum üçge- ninin dışına çıkma eğilimini güçlen- diren faktörler arasında farklı kültür- lere ilginin çoğalması olduğunu anım- satarak "Teknolojinin getişimi Qe hem insanlann boş zamanuu genişleterek daha fazla seyahat edebflmelerine ola- naktanındı hem de farklı kültürleri daha erişüebinr kıldı. merakı kışkırt- û. tnsanlar, tüm bir yüı masa başın- da geçirdikten sonra doğa ile iç içe ol- mayı,ekoturiznıi,yayla turizmini, raf- ting yapmayı seçme>e başladT dedi. Yenen, turizmin deniz kenarlan- na sıkışıp kalmasının önüne geçile- rek Türkiye'nin her köşesinin turizm amaçlı değerlendirilmesi gerektiği- ni söyledi. BODRUM ÎNtSÎYATÎFÎ Oteli balyozla protesto ettiler BODRUM (Cumhurhet) - Bodrum Yurttaş Inisiyatifi üyelen, ilçenin en büyük utanç abidesi olarak gösterdikleri Diamond of Bodrum Oteli'nin yıkılması isteğiyle Bodrum Belediye Başkanı Mazlunı Ağan'ın odasına siyah kurdeleli "bahoz" bıraktı; kaçak otelin kapısını zincirledi. Bodrum Yurttaş Inisiyatifi üyeleri, otelin yıkılması isteğiyle dün belediye önünde basın açıklaması yaptı. Grup üyelerinden Ayhan Karahan, inşaatın kaçak olarak sürdürüldüğüne dikkat çektı. Açıklamaya katılan eski Yeşiller Partisi Genel Başkanı Bilge Cantepe de "Bodrum BeledKesi, kaçak olan bir otel hakkında önce yıkını kararı ahyor sonra da su bağhyor. Elektrik bağlanması için de TEDAŞ'a yazı yazıj'or" dedi. Grup adına basın açıklamasını okuyan Avukat Ahmet Aksüt, Bodrum'un göbeğinde yükselen ruhsatsız-kaçak yapının bir an önce yıkılması gerektiğini vurguladı. Ağan'ın "Ben yıkım kararuu aldım. Yetkim buraya kadar. Savcüığa suç duyurusunda buhındum. Gerisi beni aşar" sözlerini anımsatan Aksüt, "Bu ya basiretsizlik ya da kötü niyettir7 * dedi. Basın açıklamasının ardından Diamond of Bodrum Oteli'nin maketi balyozla yıkıldı. Balyoz Ağan'ın odasına bırakarak çıktı. Buradan kaçak otele giden inisiyatif üyelen, otelin ana giriş kapısını zincirle kilitleyerek eylemi bitirdi. DÜZYAZI ORHAIN BİRGtT Bush, Savaş Suçlusu Olacak mı? ABD Başkanı'nın, Irak'asaldın için gösterdiği ge- rekçe, Birleşmiş MİHetler'i uzun süre uğraştırdı. Saddam'ın, ülkesinde nükleer silah yaptığı ve stokladığı savlan kanıtlanamadan Pentagon düğ- meye bastı ve bilinen savaş başladı. US Today gazetesinin verdiği bir habere göre, Amerikan donanmasının yetkilileri, Irak'taki dire- nişin kınlabilmesi için daha 10 yıllık bir zamana ge- reksinmeduyuyorlarmış. Haberdünkü Cumhuri- yet'te tek sütun halinde verilmişti. Ama gazetemi- zin birinci sayfasındaki manşet ile birleştirildiği za- man, Amerikan halkının üstünde dolaşan felaket bulutunun hem boyutları hem de korkunçluğu çok sarsıcı biçimde ortaya çıkıyordu. ABD ordusu, Irak'ta uranyum kullanmıştı ve bu yüzden her 20 askerinden 8'inde habis ur oluşmak- taydı! Bir ordu birimindeki askerlerin yüzde 40'ının yal- nızca 16 ay içinde hastalandığı da anlatılıyor ve ABD'nin DU adı verilen seyreltilmiş uranyumu, 1991'deki Körfez Savaşı'nda kullandığı, o savaş- ta 325 bin askerin hastalandığı bildiriliyordu. Sadece askerler değil Gözlerimi fal taşı gibi açarak hem okudum; hem inanmaktaadamakıllı zoıiandım. Hastalanan o as- kerler, evlerine döndükleri zaman, bedenlerindeta- şıdıkları UD ile eşleri ve sevgililerine de hastalığı bulaştırabiliyorlar, öylece binlerce kadın rahimle- rini aldırmak zorunda kalabiliyor. Ya da savaş son- rası doğan çocuklann kolsuz, bacaksız, görme or- gansız olması adeta sürpriz sayılmıyor! Madalyonun işgalci ülke açısındaki yüzü bu sey- reltilmiş uranyum silahı ile bir felaket haberini ka- yıtlara geçirtiyor. Ya işgal altına alınmak istenilen ülke. Yani Irak'taki DU bilançosu acaba nedir? öy- lece bugün bilinmeyen sayıdaki Iraklı uranyumze- delere, savaş ne zaman biterse bitsin daha on binlercesi, belki de milyonlarcası eklenecek. Adı konmamış Nagazaki'liler topraklarımızın hemen yanı başında seslerini dünyaya duyurmaya çalışa- caklar. Oradaki tehlike, bir tür Çernobil gibi, kom- şulannı yani bizi de etkileyecek. Bugün için bu bilanço hakkında elde belge ya da bulgu olarak ortaya çıkartılan bir veri bulunmu- yor. Ama silahı kullanan kişinin zehirlenmesini ön- leyemeyen tehlike, "düşman topraklarında" el- bette hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan amacına ulaşmaya çalışıyor! Batı'nın usta propagandacılan, elbette haksız olmadan, Saddam'ın Halepçe katliamında kendi yurttaşlarına kimyasal silah kullanması karşısında dünyayı ayağa kaldırmışlardı. Ama, Baba Bush'un 1991'deki Körfez Sava- şı'nda uyguladığı zaman bir bumerang silahı gibi, kullananlan da etkileyen seyreltilmiş uranyumlu mermilerin, sadece askerlere değil, ülkelerine dö- nüşte eşlerine ve çocuklanna kadar yüz binlerce Amerikalıyı sakat bırakmasına gözlerini kapata- bilmenin altında yatan nedir? Baba ya da oğul Bush'ları Adolf Hitler veya Stalin'den farklı kılmanın âlemi var mı? Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(5 e-kolay.net 17 Ekime kadar sürecek Şarapseverlere bağbozumu turları ANKARA(ANKA)- Türkiye'de son yıllarda artan şarap tüketimi ve merakı, üretici fırmala- n kültür turizmine yö- neltti. 2004 yılında 75'ınci yılını kutlayacak olan Kavaklıdere Şaraplan şarapseverler için bağ- bozumu gezileri düzen- liyor. Sonbahar belirtileri- nin kendisini yavaş ya- vaş hissettirmeye baş- ladığı günlerde başla- nan bağbozumu etkin- likleri, tüketicilerin şa- rabın tarihçesi ve üre- tim aşamalan hakkında bilgi edinmesini amaç- hyor. Ankara Akyurt ve Kapadokya'yı kapsayan gezilerde, katılımcılar üretim tesislerini ve bağ- lan gezmenin yanında, üretilen şaraplan tatma imkânı da bulacaklar. Günübirlik ve iki gün- lük olmak üzere iki tur alternatifi bulunuyor. Geziler bağbozumunun bittiği 17 Ekim'e kadar devam edecek. Kavaklıdere firma- sından yapılan açıkla- mada. turlara üişkin ay- nntilı bilginin tt wwwka- vaktidere.com* adresin- de yer aldığı belirtildi. Dock Express 12 Dünyanın en büyük yat kargogemisiEge'de KUŞADASI (AA) - Kuşadası ılçesi, Ameri- kalı zengınlerin yatlan- nı taşıyan "Dock Exp- ress 12" isimli yat kar- go gemisine ev sahipli- ği yapacak. Amerikalı zengiıüere ait yatlann üıdi-bindi iş- lemlerini Türkiye'ye al- dıran yat firmasının sa- hibi Begüm Doğulu, bu gelişmenin Türk yat tu- rizmi açısuıdan bir dö- nüm noktası olduğunu söyledi. Doğulu. yıllardır Yu- nanlılann tekelindeolan yat indi-bindi işlemleri- nin Türkiye'ye alınma- sıyla, 40-50 metıenin üzerinde, dünyaca ünlü birçok yatın Türkiye'ye geleceğini belirtti. Doğulu, ilk nakil işle- minin 1 Eylül'de Mar- maris'te yapılacağını, yat kargo gemisüıin da- ha sonra Kuşadası'na demirieyeceğini büdirdi. Doğulu şunlan söyledi: "Süper zengmlere ait v^atlar, dünyamn en bü- yükyat kargogemia obn DockExpressl2fleAme- rika'dan Ege Denizi'ne getirilecek. Yatlann sa- hipleriucakla Türkiye'ye gelecek ve Türkiye'de yatiarma kavuşacaldar'' Yatlanyla"MaviYol- culuk" yapacak olan Amerikalılann, tekrar uçakla ülkelerine döne- ceklerini büdiren Doğu- lu, yatlann da Dock Exp- ress 12 ile Türkiye'den aynlacağını ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear