23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-4 TEMMUZ 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 a CHP kuruliaylaruun 3 adau değiştirelim: E Kınl-tav! Tei: 0.21&512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - ABD, Irak'ta güvenliği sağ- layamadığı için üzgünmüş. "BaödafıNewYork'a cevirdileri" TörenKapısında "Atatürk'ün izinde en ileriye" yazan Kınkkale Üniversitesi'nde â mezuniyet töreni • yapılıyor. Tören W alanında kartpostal *• kadar bile olsa bir Atatürk resmi yok. Meğer Anıl Öçal: "NATO'nun yeni düşmanı terörmüş. Ladinler, Apolar; NATO işsiz kalmasın diye korunup geliştirilmiş meğer." Anlayış Göksel Kaya: "Iraktaki rehin almalar için Recep Tayyip, 'Dinime mensup kişilerin bunu yapmasını anlayamıyorum' dryor. Irak halkı da herhalde Racep Tayyip'in bu kadar Amerikan yanlısı olmasını anfayamryordur." Kıyılar Akif Kökçe: "Kıyılar talan ediliyor. Bu gidişle tüm denizlerimizin • 'ölü deniz' olması yakındır. apalıçarşı'da turistik eşya ticareti yapan Su- at Vatansever, bir arkadaşıyla 20 Hazi- ran'da bir haftalığına Dalaman Sanger- me'de Almanlann işlettiği ve geceliği 120 milyon lira olan bir tatil köyüne gidiyor. Tatil dönüşü izlenimlerini anlatıyor: "Kaldığımız sürede, Alman turistlerin bize bakışla- n, abartmıyorum, düşmancaydı. Tatillerde bilirsiniz insanlar birbirleriyle selamlaşır. Fakat burada bırakın selamlaşmayı göz göze bile gelmemeye özen gösteriyoriardı. Buna rağmen bazı Almanlarla tanıştım ve konuş- turn. Bana ilk sordukları, buraya neden geldiğim ol- du. Buranın Alman kulübü olduğunu söylediler. Hat- ta kimileri buraya paramızın yetip yetmediğini sordu. Ben de onlara çok sert cevaplar verdim. Fakat inanın hayatımda ilk kez kendimi, kendi ül- kemde yabancı gibi hissettim. Türkçe müziğe bile tahammülleri yoktu; bir gün Yabancı öğleden sonra zorla Türkçe müzik çaldırdık. Almanya'da yaşayan bir Tiirk kızıyia da konuştum; Türklere karşı aynı rahatsızlık onda da vardı. Birlikte olduğu beş kişilik grup biz Türklerle aynı masaya oturmak istemedi. içlerinden biri Türklerin bu tesise alınmaması için dilekçe yazdıklarını söyledi. Hayatımda ilk kez, yaz tatilimin bir an evvel bitme- sini istedim. Beş yıl önce Stuttgart'ta bir folklor festivaline ka- tılmıştım. Almanlann nefret dolu bakışlannı görmüş, önemsememiştim ama burası benim ülkem. Tesisin genel müdürüne biryazı yazdım; tesisin Al- manya'daki pazarlama stratejisi 'Burada kendinizi Almanya'da hissedeceksiniz'miş. Sadece Almanlara değil Türklere de hissettiriyor- lar! Kültür ve Turizm Bakanlığı'na da bu konuda bir di- lekçe göndereceğim. Bilmem dikkate alacaklar mı? Bizlere kendi ülkemizde bir haftalık bir tatilde bile tahammül edemeyen insanlann, 70 milyonluk birTür- kiye'yi Avrupa Biıiiği'ne alacaklannı beklemek, biraz saflık olmuyor mu? Avrupa Birliği uyum yasalan altında yabancılara mülk edinme hakkını veren, yabancı sermaye hayra- nı Avrupa Birliği mandacılan bu gerçeğin farkında değil mi? Farkında olmaz olurlar mı! Hatta bu tür tesisleri, Türkiye'de özerk bölgeler olarak değerlendiriyorlar. Bizim mandacılar buralar- da "türlü-çeşitli" davetlerle ağırlanıyor; yedirilip içiri- liyor! Emın olun ki, mandacılann en çok hoşuna gi- den de "Siz hiç Türk'e benzemiyorsunuz" iftifatı ile kendi ülkelerinde turist muamelesi görmek oluyor. Hep birlikte yannın provasını yapıyoriar! SESSÎZSEDASIZO) BaOlılar,Türkleriböylenasılsömüriıyor? Sosyologlardan, psikologlardan, siya- set bilimcilerden ve hatta siyasilerden "Batılılar, Türkleri yıllardır nasıl sömürdü; bu işi göz göre göre nasıl başardı" soru- su üzerine düşünmesini istiyor Mehmet Aytar ve ilgili kişiler sorunun yanıtını ve- rinceye kadar da kendi fikrini açıklıyor "Batı'nın Türkiye'ye yönelik sömürü- sü artık o kadar somut bir hale geldi ki 'böl, parçala, birbirine düşür ve köleleş- tir' mantığı açıkça görülüyor. Tüm bun- lan başarmak için Batı'nın sırlannı ve do- layısıyla bizım zaaflanmızı şöyle sıralaya- biliriz. 1 - Türkler duygusaldırlar; pohpohla, gururunu okşa ve o sırada arkasından kuyusunu kaz. 2- Türkler senden bir şey isterse asla reddetme, istedikleri şeylen yuvariak laf- larla geçiştir. 2- Türklere istediğin haksızlığı ve hu- kuksuzluğu yapabilir ve gözlerinin içine bakarak çifte standart uygulayabilırsin; çünkü kısa vadede yapılan haksızlıklan unutur ve sana karşı uzun vadeli plan ya- pamazlar. 3- Türklere üretmeden tüketmeyi teş- vik et; borç üstüne borç ver, borcunu borçla ödet. Bu değirmenin suyu nere- den geliyor diye düşünmezler. Sonun- da sana kul köle olurlar ve istediğin gi- bi kullanırsın. 4- Tarihte tekerrür ettıği gibi Türkleri birbirlerine düşür, kavga için ortam hazır- la, değer yargılannı tahnp et. 5- Başlannda adam gibi bir lider olma- yınca tek yumruk olamazlar; iç politikayı buna göre yönlendir." Yûksek Yerilim Hattı Bush, Erdoğarfa makam olarak Top- kapı Sarayı'nı kullanmasını önernuş. Önce hılafet geri gelsin! erdincutku ' yahoo.com Peynîr Ekmek Örneği... AHMET YORULMAZ Peynir ekmek bir zamanla- rın Türkiye'sinde yoksullann kann doyurması anlamınday- dı. Günümüzde ise, ekonomi- nin dayanılmaz yükü nedeniy- le iyi yemekten sayılıyor. Ne ki bu yemek türü, mutfakta za- man kaybına neden olmadı- ğından da hazır ve çarçabuk yenebilen yemekten sayılmış- tır. Gıderek halkımız bu hızda- ki beslenme biçimini, akıl al- maz işlerde/davranışlarda bulunanlara karşı "Aklını pey- nirekmekle yemiş o!" diyerek alayla yermede kullanır oldu. Bakıyorsunuz adam türba- na göz kırpıyor, artık angaje olduğu belli partiyi anketinde göklere çıkanyor, anketi üze- rine ciddi soru yönelten ga- zeteciye sırtını dönerek, dola- yısıyla gözlerini kaçırarak ya- nıt veriyor. Oysa, adam gibi adamdan sayılıyordu. Şimdi ise söyle- nen: "Akl/nı peynir ekmekle ye- miş o!" Saygınlığını yitirdi, yazık et- tı kendine! Çok satışlı bir gazetenin kö- şe yazanna bakıyorsunuz, AKP'nin tüm medya ve gaze- teler tarafından, bir tek mu- halif ses seda çıkmamaca- sına desteklendığıni yazıyor. Görevi, Tann'nın günü ga- zeteleri taradıktan sonra yaz- mak olması gereken bu köşe yazan "Cumhuriyet gazetesi" gerçeğini görmüyor ya da görmezden gelerek "...birtek muhalif ses seda çıkmama- casına" diyebiliyor... Şimdi bu denli Cumhuriyet'i yok sayıp, dolaylı Cumhuriyet ateyhtarlıgı yapan bu köşe ya- zanna, "Aklını peynir ekmek- le yemiş o!" demez misiniz? Balıkesir'de, bu son seçim- lerin hemen ardından, bir si- tenin duvarlannda sprey bo- yayla, bir şeriat grafitisi boy göstermiş: "Ata öldü şeriat geliyor, şeriat geliyor!.." Bu bir akıllı mı, akılsız mı, yoksa aklını peynir ekmekle yemişlerden biri mi? Ama aklını peynir ekmek gi- bi yemişlerin en başta geleni, "Atatürkçülüğü çağdaş, de- mokrasiyle bağdaştırmak" gerektiğini söyleyen Ameri- kan menşeli biri galiba. Çün- kü Atatürkçülüğün hem çağ- daşlık olduğunu unutuyor, hem de "Sûrekli yenileşme, ilerigrtme'anlamındaki "dev- rimcilik" ilkesini... Anlaşılan TC'yi kurumlanyla ayakta tu- tan bu Kemalist harcı daha da sulandınp yeraltı, yerüstü zenginlikleriyle, verimli kesim- lerdeki topraklanyla yabancı- lara açmak... Yani "Sevr"in 2004 versiyonu!.. Aklını peynir ekmekle ye- mişlerin az değildir sayıları. Kafamızı üşütecek kadar çok- turlar. Aman sağlam duralım. Çünkü iki sağcı partiden olu- şan, gerçek demokratik sis- temden uzak, patronlar ege- menliğindeki Amerikancılığı şaka maka dayatacaklar bi- ze! Baksanıza, tuzu kurular bir mehdi gibi görüyorlar onu. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak ' turk.net ÇİZGÎLÎK KÂMİL MASARACl kamilmasaraciı mynet.com - OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGESÇ k_urgenc(5yahoo.com GÖKOVA-AKYAKA Türkiye Ziraatçılar Derneği Dinlenme Tesislerinde Düşlediğiniz Tatil Düşlediğiniz Fiyata Kişi başı konaklama + Sabah Kahvaltısı + Akşam Yemeği: 30.000.000 TL. Tel Faks (0 312)213 94 17-213 84 35, (0 252) 243 44 02 (0 312) 213 22 52, (0 252) 243 59 90 Türkıye Gazetecıler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Cazete Ülke sooınlanna ılışkin raporianyta, araştırmalanyla, koşe yazılanyia, tarafsız habeıieriyte sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0^12.51106 75 Kalbinizi Koruyun TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks: (212) 212 68 35 msıl HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFA BiwtN bkış'for- \ BAK AjÜltAA 6€TÎRDt $ÎMDİ. KÖPftÛyE NE ZMMMNöIR ZAM ZAIk YAP/»UM. SONRA DA BU MÛBAR0( AbAtUN SAĞUSlNA ÖUA İÇÎN Bİ CAMÎYE 6İ0eYİM I. . TARİHTE BUGÜN MMTAZARIKA\ 4 Temmuz tctctc.mıınUaz-urikan.com GAR/BALO/ DOGUypR.. HAUC SU&UM,ÜNi.U 6U/S£PP£ G4g/&i)L£>/ OO6DCI. SUYÜK üC VE SAVAŞLAK tÇ.İMO£ G£ÇEN MtfjOA.EN ÖfJgAALI AMACl, f*A*ÇAV\HA4IÇ BİRL£fTİKA4£K O£AG4Kn*&# BAŞtCA L/DE* OLAN ONA g£H8££UK ED£C£KTİS- BİK A#A Y£HİL/f> K*Ç- Tl6l GOAiey AM£g/WOA SOİMPiSı 6&SİLLA O£N£- YİAAIYUE, rrAcyA 'yA G/e&v tıeAMStz VEAiwsnjg>HU- lAR'A MABff 8AŞA/£t KA24AJAOU:, SUMtl, ACUÇÛK /WL - PACAĞI MÜCADEie 'ZL&ECEÜTİZ. G€SÇ/ SOMUNC* AMA, ASLINC* OZGÜglÜkTEN, CUMHUIÜy£T7EN VE ILIMLI S/K SOSXALJZA4P£N YAUA A Z Btr Hçitizkmrt k t û J S PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU OHBe! Başkan George W. Bush, eşi Laura'yı, kurmayla- nnı, üç bin koruması ile beş kova dışkısını alıp arka- sında nice acı tatlı hatıralar bırakarak döndü memle- ketine. Belki de "dönebildi" demek daha doğru ola- cak, çünkü başına bir kaza gelmesinden korkuluyor- du. Gelmedi. Gelmeyecegini biliyorduk zaten. Çün- kü kuşkulanılanlar arasında olduklan varsayılan, po- tansiyel birer tehlike olarak görülen, bu nedenle de Galatasaray Üniversitesi'nin bahçesinde onunla to- kalaşmadan önce Amerikalı uzmanlar tarafından üzerieri aranan, sonra "avuçiçikontrolünden "geçen bakanlanmızın, işadamlanmızın, bilim adamlanmızin, genei yayın yönetmenlerimizin, gazetecilerimızin el- leri "temiz" çıkınca son "tuzak"m da atlatıldığını gö- rünce, hepimiz rahat bir nefes aldık. Oh be! Tokalaşılacak kişi Bush olunca avuç içine saklan- mış zehihi bir iğne, parmak arasına sürülmüş öldürü- cü bir kimyasal, makata sokulmuş bir tüp patlayıcı olarak her şekilde, her an ve herkesten gelebilir, bek- lenebilirdı. Bu nedentedir ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin Bakanı Beşir Atalay da, Türkiye'nin "en büyük" ga- zetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'de, öbür "mümtaz şahsiyetlerimiz" de son derece anla- yışlı davranmışlardı. Bunda gocunacak hiçbir şey yoktu. Niçin olmadığını 1 Temmuz tarihli Hürriyet'te Ertuğrul Ozkök, "öncekigün Başkan Bush'unyapa- cağı konuşmaya girerken üzerimin Amerikalı görev- lilerce aranmasından hiç gocunmadım. Bakın ne- den gocunmadığımı izah edeyim", satırlanyfa başla- dığı yazısında çok aydınlatıcı bir biçimde açıkladı. NATO Zirvesi böyle önemli bir konuğu ağırlamak için iyi bir vesile oldu. Bu arada Laura Bush ile Emi- ne Erdoğan arasında VVashington'da başlayan dost- luk Istanbul'da pekişti, iki eş bu ziyaret sırasında iyi- ce kaynaştılar. Bayan Bush, başta Emine Hanım'ın pembe elbisesinin olağanüstüfiyongu,başındaki tür- banı, sırtındaki beli dar yaz pordösüsü olmak üzere gördükleri, yedikleri ve içtikleriyfeAmerika'daki dost- lanna anlatacak epey malzeme topladı. BirdeCumhurbaşkanı Jacques Chirac ın, Başkan Bush'a yaptığı "Dost olabiliriz, ama uşak değiliz 1 " yol- lu o göndermesi olmasaydı... Ama oldu. Ne var ki bu göndermenin pek ciddiye alınacak bir yanı olmadığı- nı 1 Temmuz günkü Sabah gazetesinde Erdal Şa- fak'ın yaz/sından öğrendik de içimize biraz olsun su serpildi. "Başkan Bush'un Türkiye'ye destek açıkla- malanyla AB sürecine faydadan çok zarar verdiği, özellikle Fransa'nın damanna bastığıyorumlannapek itibar etmeyin" diye yazdı Sabah'ın başyazan. Üç gün dükkânlannda, mağazalannda, lokantala- nndasinekavlayan Elmadağ, Harbiye, Nişantaşı, Os- manbey esnafı NATOZirvesi'nden hiç hoşnut kalma- dı. Zirve öncesi kendilerini uyarmaya gelen sivil top- lum örgutlerinin temsilcilerini kovan, koca çarşının kapanmasına hemen razı oluveren, ama beklenen beş bin paralı müşteri yerine topu topu 32 şaşkınla karşılaşıp hüsrana uğrayan Kapalıçarşı esnafı ise tam anlamıylabir"r)aş/rrf..." durumu yaşadı. "Herşeyde birhayır vardır" denir ya, belki de bu nedenle başla- nnagelenin "koyunluklannın cezası" olduğunu bilse bile yine de "/// oldu!" diyemiyor insan. Zirve günlerinde Istanbul irili ufaklı birçok anti-NA- TO gösterisine tanık oldu. Istanbul polisi, safsatalar- la, yalanlaria, dolanlarfa başlatıp başardığı Irak işga- liyile, attığı bombalarla, aldığı canlarla, estirdiği şiddet- le açık arayla "dünyanm yaşayan en büyük teröristi" konumuna yükselen George W. Bush'u korumak adı- na aldığı güvenlik önlemlerinin dozunu Içişleri Baka- nı Abdülkadir Aksu'nun dahi tahammül sınırlannı zorlayacak düzeyde abarttı. Avrupa Birliği'nin "uyum yasalan" bir yana bırakılarak atılan sis bombalan, sı- kılan biber gazlan ve inip kalkan coplarla yüzlerce gösterici ve bir o kadar da polis hastanelik oldu. Te- levizyon ekranlanndaki, gazetelerdeki dayak görün- tüleri içimizi acıttı. NATO Zirvesi'nin, ABD Başkanı'nın gelip gidişinin bana özel bir yaran oldu. Bu zirve ve ziyaret boyun- ca bir kez daha anladım ki ben banş göstericilerinin en haylazlannı, en hırçınlannı, en uslanmazlannı bile savaşçı Amerikan başkanlarından da, o başkanı "Başkan"yapan tüm Arnerikalılardan da, Amerikan- cı yerli yalakalardan da çok seviyorum. Bu, nasıl bir iflah olmaz dinozorluksa artık... e-posta: dkavukcuogluı < superonline.com Faks:0212-234 68 73 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 7 8 9 SOLDANSAĞA: 1/ Yünlü bir kumaşcinsi... Halk arasın- da 35'lik ra- kıya verilen ad. 2/Soy, sü- Iale...Eskibir 5 Hint tannsı. 3/ Neodim elementinin simgesi... "Labadar denilen yapraklan sebze ola- rak kullanılan bitki. 4/ Eskiden Türk'e 2 yabancı olan kimse- lere, özellikle Arap ve Iranlılara verilen 5 ad... Toprak, kum ve 6 saman elemeye ya- 7 rayan iri delikli kal- 8 bur. 5/ Avcı ya da 9 bekçi kulübesi. 6/Bitkin bir duruma gelme... Lif- leri ip ve çuval yapımında kullanılan bir bitki. II Asetik asidin tuzu ya da esteri... Bir nota. S/Ju- les Vernein "Deniz AJtında Yirmi Bin Fersah" adlı romanındakı Nautflusdenizaltısının kaptanı... Toplum töresine uygun davranma. 9/ "Defice" de denilen, taneleri zehirli olan ve ekin tarlalannı sa- ran bir ot... Aynı zamanda olan, eşzamanh. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Kalın,sağlam ve dayanıklı... "Tek başıma ol- sam şaha gedâya kul olrnam'Viran olası —- 'de ev- lad ü iyâl var" (Dertli). 2/Meriç Irmağı'nın bir kolu... Yapıt. 3/Pasta hamuru... Bir tür tuzsuz ve yumuşak peynir. 4/ Kurnaz, açıkgöz... Sırtuıda büyük dikenleri olan, eti lezzetli bir balık. 5/Kun- dak çocuklannın beline sanlan geniş sargı. 6/Af- rika'dayaşayan bir antilop... Birkadeh içki. 7/Ki- mi ülkelerde yan askeri siyasal örgütlere verilen ad... Bir nota. 8/Türlü bitkilerin yaprak ve kabuk- lanyla kokulandınlmış acımtırak bir içki... His- se, pay. 9/Çocuk dilinde pislik... Top mermisinin ucuna vidalanan ve mermi atıldıktan sonra patla- masını sağlayan ayarlı kapak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear