02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMH'JRİYET 10 TEMMUZ 2004 CUMARTE 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edırne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak B B B B B B B B B 30 35 30 33 36 37 39 38 25 Sinop B 27 Adana PB 36 Samsun PB 25 Mersin PB 33 Trabzon PB 25 Dıyartoakır B 35 Giresun Ankara PB 25 Şanlıurfa B 38 B 31 Mardin B 33 Eskışehir B 32 Siirt B 35 Konya B 31 Hakkâri Sıvas B 25 Van Antalya B 38 Kars talya ^ CJ.Adana ) ' m <£2: Yurdun doğu ke- amlen parçaıı bulutlu, Doğu Karadenız ıle Doğu Anadolu'nur do- ğusu sağanak ve gök- gurtıttulü sağanak ya- ğışlı. dığeryerier az bu- lutlu ve açık geçecek Hava sıcaklığı yurdun doğu kesımlerınde bı- raz azalacak, dığer yerterde önemlı bır de- ğışıklık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsırtkı Stockholm Londra Amsterdam Briiksel Pans Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 16 19 18 18 19 18 20 18 Münih Y 19 Zürıh Beriın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y PB Y PB PB B B 10 27 30 22 30 32 29 35 B 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre PB PB Y PB Y PB Y B 26 37 23 37 25 33 13 38 B 38 0Açık Bulutlu ^ Çok bul-Jtlu ı Yağmurtu Sulu kar »Gok gunıltûlı G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada lerin kat/lacağı Bağdat'a bağlı özel bir statüyü uy- gun gördüklerinı açıkladı. Elbette temennı edilir; bu görüş, Genelkurmay'ın görüşü olarak kalmaz, as- kerle Dışişleri arasındaki tarihsel ilişki çerçevesin- de gündemde hükümet politikası olarak yerini mu- hafaza eder. Bilinen göriişlerin tam tersini içeren çeşitli uygu- lamalar gördüğümüz için böylesi bir yargıyı anım- satmak zorunlu oluyor. Bu hükümetin kamuoyuna duyurduklannı, Milli Güvenlik Kurulu'ndaki kararları bir gün içinde satı- şa çıkardığına tanık olduk. Yarınlarda bir gün AB- D'den gelen dayatmalar, Kürt aşiretlerinin Bağdat içindeki oyunları -Genelkurmay'ın açıkladığı- Ker- kük polıtıkasını satmayacağından emin olabilir mi- yiz? Orgeneral Başbuğ'un açıklamalarındaki sıcağı Kürt aşiret reısi Talabani öne sürdüğü görüşlerle (daha doğrusu Kuzey Irak Kürtlerinin politikasını açık/ayarak) aynı gün soğuttu. Hemen her tarakta bezi olan, Ingiltere'de majes- telerinin, Amerika'da Beyaz Saray'/n hizmetindeki Talabani de Kerkük'e özel statü verilmesine yanlı görünüyor. Ancak sonrası için daha değişik bir pla- nı simdiden tezgâhlıyor. özel statünün uygulanmasından bir süre sonra Kerkük'ün yönetimine "halkın karar vermesini" ısti- yor, "vereceğini" söylüyor. Ikiyüzlü Kürt'ün söylemek istediği açık; özel sta- tü işlediği sırada Kerkük'ün demografik yapısı (nü- fus) Kürtler lehine değiştirilecek, halkoylamasında ağır basan Kürt oylarıyla Kerkük yönetimi doğrudan Kürtîere geçecek! Plan basit bir ilkeye dayanıyor: Kerkük'e egemen olmak ya yarın ya da yarından da yakın! Zira Kuzey Irak Kürtleri Kerkük'ten asla vazgeç- meyecekler. Demografik yapının Kürtler lehinde değişmesini sağlayacak girjşimler çoktaan başladı. Nüfus hare- ketlerini planlayan komisyonun başında bir Kürt bu- lunuyor. Saddam'ın sürdüğü, yerine Arapları getir- diği savıyla 4 bin (Kürtlerden) başvuru uygulamaya girmek üzere. Kerkük'teki nüfus hareketlerini "yakından" ızle- mek iyi de, aslında bu konuda ne yaptığımız önem- li. Orgeneral'in sdylediği gibi Geçici Bağdat Hükü- meti'nin Kerkük'teki demografik (Kürtler lehine) olaylara müdahale etmesini bekliyorsak... açık be- yanlarda evet bizı doyuran resmi açıklamalar izle- nebilır ama... sonuçta atı alan Kürtlerin çoktaaan Kerkük'te yönetimi elegeçirdiklerine tanık olmamız olasılığını yabana atabilir miyiz? ••• Bir başka duyarlı konu; kuşku yok, Kuzey Irak dağlannda yerleşik, sürekli silahlanan PKK/Kongra Gel'le ilgili açıklamalar. Genelkurmay bir kez daha "silahlanyla birfikte teslim olmadıklan sürece orada- ki vartığımızın süreceğini" açıkladı. Bu, bilinen nok- ta. Ikinci bilinen Amerika'nın PKK konusunda verdi- ği sözleri tutmad/ğı. Üçüncü ve yeniden umutlan- dıran açıklama ABD'nin kayıtsızlığı karşısında "Tür- kiye kendi iç güvenliğini ne zaman tehlikede görûr- se gerekeni yapmak TC Devleti'nin hakkıdır" diyen Orgeneral Başbuğ'dan gelıyor. Oysa biz düne kadarTürkiye'nin ABD'nin PKK'ye karşı girişeceği askeri harekâta katılmayı önerdiği- ni, ABD'nin TSK'nin kendi başına yapmayı planla- dığı Kuzey Irak operasyonlarını engellediğini içeren söylemler dinliyorduk. ABD yönetimleriyle içli dışlı bir profesör, -kimliği kamuoyumuzun malumu- Henri Barkley'ın dün bir gazetede yayımlanan özel demecinde, "ABD'nin, Türk askerinin Kandil Dağı'nda operasyon yapma- sını da engellediği söylenir" sorusuna yanıtı şöyle: "Ben, Türk askerinin 'Kandil Dağı'nda operasyon yapalım' diye bir talebinin Amerika'ya iletildiğini bil- miyonım. Benim aldığım bilgilere göre, Türkiye, bu operasyonun Amerika tarafından yapılmasını isti- yor." Irak'ta ülkenin üniter yapısından sonra duyarlı ol- duğumuz iki konu; Kerkük ve PKK! İyi ama, duyarlılık yetmiyor. Köprülerin altından sular akıyor, akıyor... Akan suyu tersine çevirmek olanağı dayok!.. Türbanlı öğrenciler AÎHM'den davalarını çekmeyi tartışıyorlar ANKARA (ANKA)- Leyla Şahin davasmda türban yasağını onayla- yan karar üzerine, Avru- pa Insan Haklan Mah- kemesi'nde (AİHM) başvurulan bulunan 300 "ün iizerindeki tür- banlı öğrenci, bu başvu- rulannı geri çekmeyi tartışmaya başladı. Leyla Şahin dışında AİHM'de doğrudan tür- banla ilgili, "öğrenim özgürlüğü", "düşünce ve ifade özgürlüğîi" ve •'onur kıncı muamele" şikâyetleriyle kişisel başvurulan bulunan 300 öğrenci arasında, bu da- valannı gen çekme tar- tışması açıldı. Çoğunluğu Marmara Üniversitesi'nden ol- mak üzere üniversitele- rin ilahiyat fakültesi öğ- rencileri, Şahin davasın- daki karardan sonra AİHM'den farkh bir ka- rar çıkmayacağı görü- şünde birleşri. AİH- M'nin karannı hukukçu- larla değerlendirme ka- ran alan türbanhlann, Başbakan Erdoğan ın "bedel ödeme" sözle- rinden hareketle Türki- ye'de geniş bir kampan- ya yüriitmeyi düşündük- leri öğrenildi. Antalya'da izinsiz dlni eğitim • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Antal- ya'nın Yeniköy beldesi, Akpet Sitesi'nde yapılan aramalarda, ilköğretim çağîndaki 15'i kız olmak üzere toplam 17 çocuğa; Çığlık beidesinde yapılan aramalar sonucunda ise iki katlı inşaat halindeki binada 20 kız çocuğuna izinsiz dini eğitim verildiği tespıt edildi. Eğitımlerin finansmanırun Süleyman- cı Tarikatf na bağlı kişıler tarafindan sağlandığı kaydedilirken. 6 kışi hakkında soruşrurma açıldı. Hükümet geriyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan. 3 Tem- muz'dan bu yana türban ve imam hatipler ko- nusundaki görüşlerini ortaya koyarken gide- rek sertleşen bir üslup kullanıyor. Imam ha- tiplerin önünü açacak düzenleme için "bedel ödemeye haar olmadığı" sözleriyle tartış- ma başlatan Erdoğan, şımdi de kamusal ala- nın kapsamını gündeme getirdi. Erdoğan. hü- kümetin yeni bir kamusal alan tanımı yapa- cağı ve türbana ilişkin yasağın özel üniversi- teler üzerinden delineceği mesajını verdi. Erdoğan. 3 Temmuzcia katıldığı Birlik Vak- fi'nm "Meseleler-Çareler" başlıklı toplan- tısında yaptığı açıklamalarla lcamuoyunda bü- yük tartışmalara neden oldu. 'Bedel ödettirmem' Imam hatip liselilennin üniversite sınavla- nnda istediği üniversiteye gidebilmesıne ola- nak sağlayan yasanın Cumhurbaşkanı Ahmet \ecdet Sezer tarafından veto edilmesıni eleş- tiren Erdoğan, "Biz hükümet olarak bu be- deli ödemeye hazır değiliz. Çünkü daha ön- ce ödenen bedeller var" dedi. Erdoğan, be- del ödeme sözünün yarattığı tepki üzerine, 7 Temmuz'da sözlerini düzeltmeye çalıştı. Er- doğan, Bulgaristan dönüşünde yaptığı açıkla- mada, "Ben bu ailelere. çocuklara bedel ödettirmem dedim. Bu 'Bedel ödemem' di- ye algılandı" dedi. Erdoğan, önceki gün katıldığı Teke Tek programında ise hükümetin türban yasağına karşı yeni yönelimler içinde olduğu mesajını verdi. îmam hatiplere üniversite yolu açıl- ması konusunda kamuoyun- dan beklediği desteğı göre- mediğı için konuyu zamana bırakmayı uygun bulduklan- nı söyleyen Erdoğan, devletm en önemlı görevlerinden biri- nin de halka dıni eğitim ver- mek olduğunu belirtti. 'Yasağı delmek için iJk adım özel okuIJar' Erdoğan Teziç, YÖK'ün bahçesinde kurul çalışanları, öğrenciler ve gazetecilere kokteyl verdi. (AA) Ilk yanıt Teziç'ten• Baştarafı 1. Sayfada nelik eleştilere de, "Vasanın ve anayasanın Cumhurbaşka- nı'na tanıdığı yetkinin meşru- iyeti tartışılmaz" sözleriyle ya- nıt verdi. fezıç, YÖK'ün bahçe- sinde kurul çalışanlan, öğrenci konseyi temsilcileri ve gazeteci- lere kokteyl verdi. KokteyldeTe- ziç'eyöneltilen sorularveyanıt- lan şöyle: - Başbakan'ın vakıf üniversi- telerinde türbanla ilgili sözleri- ne katılıyor musunuz? YÖK Yasası devlet üniversite- leriyle vakıfüniversitelerini aynı tanım içerisine alıyor. Üniversi- teler kamu tüzelkişileridir. YÖK Yasası 'nın tanımla ilgili üçüncü maddesindeki üniversite tanımı- m okuduğunuz zaman bu açık, tereddüde yer vermeyecek ifade- yi siz de görmüş olacaksımz. Bu bakımdan devlet üniversitesinde dinsel simge biçimine dönüşmüş olan giysi biçiminin vakıf üni- versitelerinde hukuken olması mümkün değildir. Hukukun çiz- diği çerçeve içinde bir değerlen- dirme yapabilirim. Hukuk da bu- nu böyle söylüyor. Beğenelim, beğenmeyelim ama bizi bağlıyor. - Bu konuda bir yasa deği- şikliği yapılabilir mi? Kanun değişikliği olursa sorun çözülmüş olur mu? Anayasanın 130. maddesınde, vakıf üniversı- telennın de devlet üniversiteleri- nin tabi olacağı yasaya bağlı ola- cağı yazıyor. Yasa değişıkliğinin de bir çözüm getirebileceğini, anayasa karşısında bir çözüm olacağını santnıyorum - Başbakan imam hatiplerle ilgili olarak 'bedel ödemeye ha- zır değiliz' dedi. Bu bedel ne olabilirdi? Başbakan. bedeli politik açı- dan değerlendirmiş olabilir. Bu- rada Cumhurbaşkanı'nın geri göndermesinden sonra ısrar ede- rek bu yasayı imzaya taşımak, yeni bir hukuk sürecı başlatacak- tı. Bu hukuki süreç. siyası çoğun- luğun tercihinin gerçekleşmesine fırsat \erir miydi \ermez miydi o açıdan değerlendirmek lazım. Belki ondan sonra anayasa yargı- laması deATe>'e gırecekti. Başba- kan herhalde onıı kastediyordur. Yoksa bu konu 'Seçmenlerimin arzularını yerine getirdim, ge- tirmedim' taıtışmalannın dışın- da. Burada yeni bir hukuki süreç bir sonuç almayı zorlaştırabilir- di. Siyası iktidar bir çıkış da bu- lamayabilirdi. Konu biraz bu çer- çevede değerlendirilirse söyle- nen sözler de bir çerçeveye oru- rabilir. - 28 Şubat'ın benzeri bir du- rum ortaya cıkabilir miydi? Hukuki süreç içerisinde sorun çözülürdü. - Rektör atamalannı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bız nasıl takdır yetkimizi kul- landıysak, Cumhurbaşkanı tak- dır yetkısini kullanmıştır. Cum- hurbaşkanfnın işlemleri yargı denetimine de tabi değildir. - Sistemi demokratik bulu- yor musunuz? Seçimin olduğu yerde muhak- kak bir demokratik mekanızma- nm olduğunu söyleriz ama, içyü- zünü ünıversitelerde üyeierin ne- ye göre oy verdiğinin değerlen- dirmesini yapamam. Nihayet or- taya çıkan ıradeye de biz üniver- sitenin iradesi olarak bakanz. - Alamalara ilişkin Cumhur- başkanı'na bilgi verdiniz mi? Hayır hiçbir bilgı sunmadık. Yalnızca üniversitelerdeki oyla- ma biçımiyle ilgili kendilerinin önerileri vardı. - Cumhurbaşkanı'nın bu ko- nudaki önerisi nedir? Cumhurbaşkanı, seçimde 6 a- day seçilecekse birden 6'ya ka- dar istenen isımlerin oy pusula- sına yazılabilmesi gerektiğini söyledi. Bunun için yasa değişik- liği olması lazım. Erdoğan. "Dini eğitimin işin ehli uzmanfar tarafın- dan verilmesinden sonra herkesin kendi yolunu seçe- bilme özgüıiüğüne sahip ol- ması" gerektiğini kaydede- rek "Ben senin gibi yaşama- ya mecbur muyum karde- şim?" dedi. "Devlet okuluna sokmu- yorsun hiç olmazsa özel sektörün üniversitelerine gitsin. Gelin bunun önünü açaüm. Burada bir dayanış- ma hazıriığı yapıldığı anda, bir defa buna hazır bir hü- kümet var" diyen Erdoğan. şu anda zorlama yapamaya- cağını aksı halde toplumun gerildiğini \ıırguladı. Erdoğan, türbanlı kesimi "sessizçoğunluklar" olarak nitelerken "Tamam devlet- te iş verme ama bırak üni- versiteye gitsin" dedi. Kamusal alan çarpıtması Kamusal alan tanımına karşı çıkan Erdoğan, "Park- lar bahçeler her yer kamu- sal alan olur. Bunun açıiı- mını tam manasıvla yap- mak gerekir" diye konuşru. "tşi kurcalamak, karış- tırmak istemiyorum. Şunu vatandaşıma duyurmanın gerekliliğine inanıyorum. Artık bunları aşmamız ge- rekir" diyen Erdoğan, yurt- taşlann seçimde tercihini or- taya koyduğunu belırterek şunlan söyledi; " Niçin birbirimizi dışlı- yoruz? Ben başı açık olan kardeşimi sahiplenip onun hukukunu korurken başı örtülü olan kızımm, karde- şimin hukukunu da bir baş- kası korumuvor?" AKP'nin türban taktiği Başbakan'asuçduyurusu EMİNE KAPLAN ANKARA - Tabanın imam hatip ve türban konusundaki beklentilerini karşılayamayan AK? hükümeti, "kamusal alan" tammını tartışmaya açarak tepkileri azaltmayı he- defliyor. AKP Genel Başkan Yardımeısı Dengir Mir Meh- met Fırat, Türkiye'de kavram kargaşası yaşandığını belirte- rek "Her önüne gelen kamu- sal alan konusunda ferva ve- riyor. Bunlann yerine otur- tulması lazım. üniversiteler, bilim adamları ve hukukçu- ların bu konuda bir çalışma yapması gerekiyor" dedi. unam hatiplerle ilgili yasal düzenlemeden geri adım at- mak zorunda kalan, türban konusunda da AÎHM'nin ka- ranyla hayal kınklığına uğra- yan AKJ» tabandan gelen tep- kileri göğüsleyebilmek için formül anyor. Her girişimin ardından "biz yapmak iste- dik ama izJn vermediler" di- yerek tabana mesaj veren AKP hükümeti, bu kez de "kamusal alanı" tartışmaya açarak puan kazanmaya çalı- şacak. Başbakan Tayyip Erdo- ğan, "Dolmabahçe Sarayı kamusal alan değil, ben is- terdinı ki tabii böyle olma- sın. Ama sabretmemizin ge- rekü olduğuna inandım. Ge- lişmiş ülkelerde böyle bir anlayış yok. Bu konunun açılımının tam yapılması ge- rekiyor" diyerek bu konuda ilk adımı attı' AKP Genel Baş- kan Yardımeısı Dengir Mır Mehmet Fırat, Türkıye'de ka- musal alanı belirleyen bir ya- sa olmadığını belirterek "Herkes Meclis kamusal alan, şurası kamusai alan di- ye ferva veriyor. En büyük kanşıklıklardan birisi bu. Park. yol kamusal alandır, hukukçu olarak öyle algıb- yorum. Kamuya ait ortak h- tifade edilen yerler kamusal alandır. Bir kavram karga- şası yaşanıyor. Bunlann ye- rine oturtulması gerekiyor. O bakımdan öncclikle üni- versitelerin. bilim adamları ve hukukçulann neresi ka- musal aiandır' diye bir çalış- ma yapması lazım" diye ko- nuştu. Türbanın AKP'nin so- runu olmadığını ileri süren Fı- rat, "Bu toplumun sorunu- dur. işsizlik gibi türban da toplumsal sorundur" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Başbakan Recep Tayyip Er- doğan hakkında Birlik Vak- fi 'nda yaptığı konuşma nede- niyle suç duyurusunda bu- lundu. PSAKD Genel Başka- nı Kazım Genç "Başbakan- hk, halkı sokağa davet nta- kamı değildir" dedi. PSAKD Genel Başkanı Genç, Ankara Adliye Sarayı önünde yaptıf ı açıklamada, Erdoğan'ın 3 Temmuz'da Birlik Vakfı tarafından dü- zenlenen "Meseleler ve Ça- reler" konulu toplantıda, "aralarında imam hatip li- selerinin de bulunduğu meslek liseüJerin ailelerinin hükümeti destekJemedikJe- rini" söylediğini anımsattı. Yalnızca siyasi yandaşlannın görüşleri ve istemleri yönün- de yasal düzenlemeler yap- manın Başbakanlık göreviy- le "bağdaşmayacağını" vurgulayan Genç, "Başba- kanlık makamı, devletin te- mel ilkelerine muhalefet makamı olmadığı gibi, hal- kı sokağa davet makamı da değildir"dedı "Bizler, denıokrasinin Erdoğan için nihai hedefi- ne ulaşmak için bir araç ol- duğunu duyanlardanız, bi- lenlerdeniz" diyen Genç, şunlan kaydetti: "Erdoğan, görsel ve yazılı basın yolu ile halkı tahrik etmektedir. Yanlaşlanna, 'Sizler için yapmak istediklerime karşı çıkanlara, siz de sokağa çıka- rak, karşı durunuz' diyerek, halkı biririne karşı kıştırt- maktadır. Üstelik bu kış- kjrtmayı basın yayın yolu ve tüm ülkeye yönelik ola- rak yapmaktadır. Ceza Ya- samızm311 ve312.madde- lerinde düzenlenmiş olan halkı din ve mezhep farkı gözeterek kin ve düşmanlı- ğa tahrik eden Erdoğan'ın cezalandırılması için P- SAKD olarak suç duyuru- sundafoulunuyoruz.Suçun basın yolu ile işlenmiş ol- ması nedeniyle de TCY'nin 311. maddesinin 5. bendi gereğince cezanın ağırlaştı- nlmasını talep etmiş bulun- maktayız." Açıklamanın ardından Genç ve beraberindeki der- nek üyeleri, suç duyurusu di- lekçesini, Ankara Cumhuri- yet Başsavcılığı'na verdiler. GUNDEM MLSTAFA BALBA\ I Baştarafı 1. Sayfada 1 - Amerika'nın geliştirdiği "Global Defense Pos- ture", Türkçe anlatımla Küresel Savunma Konum- lanması adını verdiği yeni strateji, adında "savun- ma" sözcüğünü barındırsa da özünde saldırı amaçlı. Amerikalılar da bunu kabul ediyor ama, başına birsözcük daha ekliyor: Onleyici saldırı! 2- Bu strateji çerçevesinde artık eski "üs" kav- ramı ortadan kalkıyor. Bunun yerine hızlı hareket edebilecek, ani saldınlar için eğitilmiş, çok daha küçük ölçekte askeri yapılar öngörülüyor. Ameri- kalılar sözcük oyunu yaparak ABD'nin Türkiye'de- ki hedefleri arasında "üs" adı geçince, "Hayır, bi- zim Türkiye'denüsistemimizyok, buhaberierya- tan" diyorlar. Haklılar, üs istemiyorlar, "ileri operasyon alan- lan" istiyoriar! 3- Bu yöndeki istemlerini Türkiye'ye de ilettiler. Ankara'daki değerlendirmeler sürüyor. Bunlar gerçekten "ileri" istemler. Ankara ne kadannı, han- gi koşullarda kabul edebilir, önümüzdeki aylarda göreceğiz. ABD Türkiye'den istemlerini sıralarken bunlann eski anlaşmalara dayalı olmasını istiyor. Böylece "1 Mart sendromu" benzeri durumlarfa karşılaş- mak istemiyor. örneğin bizim elimizdeki 12 Mart 2004 tarihli Amerikan belgesinde, Türkiye'den is- teneceklerin "taslağı" yer alıyor. Taslakta, önceki yıllarda yapılan şu anlaşmalara gönderme yapılı- yor 1951 NATOAnlaşması, 1954ABD'yeAyrıcalık- lar Anlaşması, 1980 Savunma ve Ekonomik Işbır- liği (SEİA) Anlaşması ve ekleri, 1987 SElA'ya ek- lenen Konya'nın Kullanımına İlişkin Değişiklik, 1996 Uygulama Anlaşması, 1997 Konya Protoko- lü. ABD bu anlaşmalara dayalı yeni işbirliği ister- ken, en kapsamlı anlaşma olan SEİA'ya ekler de koymayı amaçlıyor. Bizegöre, önümüzdeki döne- min en kritik noktasını bu oluşturuyor. Ankara ne yapacak? 4- ABD ile sürdürülen mevcut işbirliği iki ülke yetkililerinin sürekli diyaloğuna ve karşılıklı izinle- re daya/ı. ABD bunu da sürdürmekten yana gö- rünmüyor. Şunu istiyor; Sen bana asker bulundurma izni ver. Bir de ki- mi önemli noktalarda malzeme bulundurma ola- nağı tanı. Bunlar denız kıyısı ya da havaalanı ya- kını olabilir. Senin bölgene yakın bir yerde operas- yon yapmak istediğimde ben hemen gerekli sa- yıda askerimi yola çıkarayım. Senin izin verdiğin "ilerioperasyon alanına" gelsinler, operasyon ge- reksinimlerini alıp yola devam etsinler. Giriş-çı- kışlarda özel izindi, koşuldu, bunlarla uğraşmaya- lım. Yeniden altını çizelim; bunlar ABD'nin istemi, Türkiye kabul edecek mi etmeyecek mi henüz belli değil. 5- Ankara ne yapacak? Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral llker Başbuğ, önceki gün düzenlediği basını bilgilen- dirme brifinginde, Dışişleri ile Genelkurmay'ın or- taklaşa değerlendirmesinin sürdüğünü açıkladı. Bizim öngörümüz şu: Hükümet, olabildiğince toz kaldırmadan bu alandaki işlerin askerden askere sürmesini istiyor. Böylece kendi çekirdek tabanından herhangi bir eleştiri gelirse, "Kardeşim askerier istedi, biz de olur dedik. Ülkenin gûvenliği için gerekli ise hayır mı deseydik" demek istiyor. Askerier, ABD ile bu tür ilişkilerin daha çok NA- TO kapsamına alınmasının daha anlatılabilir oldu- ğunu düşünüyor. 6- ABD'nin 21. yüzyıl yapılanmasına bakınca akla ilk şu saptama geliyor: Amerika bütün dünyayı kendisine ait eyaletler gibi görijyor, ona göre adımlar atmaya girişiyor. "Eyalet" görünce de hangi ülkeyle masaya otur- sa, ilk seslenişi şu oluyor: Ey alet! ankcum(a cumhuriyet.com.tr Türkkonsofosadava • PARİS (AA) - Fransa'da faaliyet gösteren "Ermeni Davasını Savunma Komitesi"nin (CDCA), sözde Ermeni soykınmını internet site- sinde reddettiği gerekçesiyle Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu aleyhine dava açtığı bildirildi. Bir intemet sitesinde yayımlanan açıklamada, Pa- ris Başkonsolosluğu'nun internet sitesinde, sözde Ermeni soykınmının inkâr edilmesine yönelik Fransız halkına yayın yapıldığı gerekçesiyle mahkûm olmasını talep ettiği kaydedildi. Çankaya'da sağlk taraması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Belediyesi Veteriner Müdürlüğü ekipleri tarafın- dan 116 sokak hayvanına yapılan sağhk taraması sonucunda kuduz veya herhangi bir salgın hastalı- ğa rastlanmadı. Veteriner Müdürlüğü ekipleri, baş- ta kuduz olmak üzere salgın hastahklarla mücade- le kapsamında bölgede başıboş dolaşan sokak ha>- vanlannı periyodik olarak sağhk kontrolünden ge- çiriyor. Çankaya Belediyesi tarafından yapılan açıklamada. mayıs ve haziran aylannda 116 sokak hayvanının toplandığı ve yapılan laboratuvar çalış- malan sonucunda kuduz vakası veya herhangi bir salgın hastahğa rastlanmadığı bildirildi. Yaşamın vazgeçümezi: Oyun • Haber ^Vlerkezi - Buğday Ekolojik Yaşam Der- gisi temmuz-ağustos sayısını "Oyun" dosyasma ayırdı. Dr. Uygar Özesmi, "Yaşamın Vazgeçilmez Parçası; Oyun" başlıklı yazısında bir davTanış biçi- mi, sosyal ilişki, hatta bilinç düzeyi olarak tamm- ladığı oyunun insanı yaşama hazırlayan bir araç olduğunu belirtti. Tiyatrocu Nihal Geyran Koldaş, yaratıcılığın desteklenmesi ve eğitici olması açı- sından oyunlann özelliklerini anlatırken Metin Deniz oyun kavramının değişen yüzünü inceleji.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear