25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2004 SALI 14 KULTUR kultur(â cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN Merkezine içgüdüleriyle bir bütün hatindeki bedenin yerieştirildiği 'Blush' (solda). Yanıkama maskeleri arasından son, kesin bir gerçeğe doğru uzanan tutkulu yolculuklan yansıtan'Çift Yönlü Ayna' (sağda). Tiyatrc)Festivali'rrinardındantstanbul rKültür ve Sanat Vak- fi taranndan düzenlenen 14. Uluslara- rası tstanbul Fiyatro Festi- \ali'nigeride f bıraktık. Ön- ce sponsorbul- ma heyecanı, sonra vakıf bünyesinde hızla başlayan bir koşuşturma... Ve sonuçta yapılan her işin ucu festival ve sanatçılar tarafindan sevgiyle rutu- larak, yoklar var edilerek, 17 Mayıs- 4 Haziran tarihleri arasmda iki haftayı biraz aşkın bir süre içinde 25 gösteri her akşam saat 20.30'da 'perde' dedi... îşinengüzelyanı dayer- li-yabancı hemen bütün gösterilerin he- yecanlı bir izleyici kitlesiyle buluş- masıydı. Ashnda, bu hep yaşanan bir coşkudur ama galıba bu yıl gelen de giden de izleyen de daha farklı sanl- dı festivale... Anlamlı İllşkller Belçika'dan gelen 'Blush' ekibi do- lu salonlara oynadığı iki geceden son- ra o kadar mutlu aynldı ki tstanbul 'dan, koreograf VimVVandekyebus 2005 yı- lında Avignon Festivali için ısmarlanan özel projenin açıhşını tstanbul'da yap- mak istediğini bildirdi. Aynı şekilde, 'Nora' ekibi festival izleyicisini, izle- yicinin onlara hayran olduğu kadar çok sevdi ve 2006'da yeniden gelmek iste- diğini belirtti. 'ÖtheUo'nun yönetme- ni Dedan Donnelan ıse Rusya'da ya- pacağı 'On îkinci Gece' ile katılmak is- tiyor festivale. Charleroi Danses dün- ya çapında bir mimarla gerçekleştire- ceği yeni çalışmasını îstanbul seyirci- sine göstermek ar- zusunun ötesinde, önümüzdeki yıllar- da Istanbul üzerine bir proje düşünebi- leceği sinyallerini de veriyor... Grupla- rarehberlikedentı- yatro öğrencilerin- den, atötye çalışma- lanna katılan dans- çılardan, Brüksel ve ~^" 1 ^™'^"™ 1 Berlin'e staj için çağnlı olanlar var... Le Monde, Theater Haute, Frietag gi- bi gazete ver dergilerden gelen eleştir- menlerin sanatçılanmızla yaptıklan görüşmeler de dikkat çekecekkadaryo- ğundu. Bir bütün olarak ele alındığın- da ne kadar güzel ilişkilerbunlar... Bir anlamda da tiyatroya sponsorlar tara- findan verilen desteğin amacına ulaş- tığmı kanıtlayan gelişmeler. Tiyatro Festivali'nin temelde yerleştirmeye ça- hştığı sistem iki yönlü bir mekaniz- ma. Sanatsal düzeyi, çizgisi tarüşma gö- türmeyen topluluk ve yorumcularla dünyadaki gelişmeleri Türk sanatçısı- na, ızleyicisine tanıtmak ve aynı şe- kilde Türkiye'de yapılan işleri, sanat- çılan yurtdışına taşıyabilmek. Buna, ta- raflar arasında bir köprü kurmak da denebilir. Bu olumlu çalışmalann ge- liştirilmesi bağlamında 2004 yılı fes- tival sponsoru Aygaz ve Opet'in yanı sıra gösteri sponsorlan Akbank, The 14. Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali bu yıl iki önemli yenilik gerçekleştirdi. Öncelikle, yerli yapımların da yabancı oyunlarda olduğu gibi izleyiciyle ilk kez buluşmasını sağlamak için davetlerinde tercihini izlenmemiş oyunlardan yana kullandı. "Genç Tiyatro", festivalin üzerinde önemle durduğu ikinci yenilikti. larda kuşkusuz daha da farklı bir bo- yut kazanacak. Vaknn ödenekli ve özel tiyatrolarla. sanatçılarla gerçekleştirme- yi düşündüğü çalışmalar festivalin ıçe- riğinı daha da zenginleştirecek. Tiyatro Festıvalfnin bu yıl attığı önemli adımlardan biri de yeni buluş- malan ateşleyen 'Genç Tiyatro' bölü- mü oldu. 'GençTiyatro'dan amaç, genç yazarlan, yönetmenleri. koreograflan izleyiciyle daha yo- ğun bir iletışım içıne sokrnak ve son yıllar- da bu alanda gözlem- lenen gelişmeleri des- teklemek ve yukanda da belirtildiği gibı, yeni buluşmalann al- tını çizmekti. Yaban- cı festival yönetmen- lerinin, tiyatro yöne- ticilerinin bu alanda British Council, Lassa ve Hürnyet, Ti- yatro Festivali'nin enerjisini sağlayan kuruluşlardı. Yenlllkler 14. Uluslararası tstanbul Tiyatro Fes- tivali iki önemli yenilik gerçekleştirdi. Bunlardan birincisi yerli yapımlann da yabancı yapımlar gibi izleyiciyle ilk kez buluşması oldu. Tiyatro toplu- luklanmız tarafindan genelde çok olum- lu karşılanan bu değişim gelecek yıl- ız sürmeleri meyvelerinı veriyor. 'Genç Tîyatro'da yer alan bazı tiyatro ve dans gruplan Wiesbaden Bienali, Berlin Hebbel Tiyatrosu. Beaux Artes Brük- sel. Kunts Festival des Arts gibi mer- kezlere gitmeye hazırlanıyor. Yazarlar. gösterller Bu yılın dikkat çeken bir diğer baş- lığıda'OrtakYapımlar'... 1999yılın- dan bu yana ortak çalışmalar üzenne eğilen Tiyatro Festivali, 2004 yılında dört ortak yapımla buluşturdu izleyi- cisini. 'Proje Emanet', 'Oidipus Sür- gündeYAşure've 'HomeSweetHome\ Tiyatro Festivali ve de Yunanıstan, Belçika, Hollanda, îsviçre ve Japonya'da önemli sanat kurumlan ıle ortak yapı- lan çalışmalar... Bu yıl Tiyatro Festıvalı'nde 19 oyun, 5 dans ve dans tiyatrosu, 1 performans yer aldı. Aristofanes (Yücel Erten'in 'Banş' uyarlaması). Shakespeare. lb- sen ve Sofokles'ın (Şahika Tekand'ın 'Oidipus Kolonosta' oyunu üzerine ye- nıden yazdıgı 'OidipusSürgünde') ya- nı sıra çağdaş yabancı yazarlar arasın- da Arthur Miller, \Verner Sovab, Bri- an Friel, Eric Emmanuel Schmitt ısım- len dikkat çektı. Aynca, Nihal G. Kol- daş, Sevim Burak" ın 'Ford Mach 1' ro- manından yola çıkarak 'Mach 1, Pal- yaço Ruşen ve Kadın'ı uyarladı. 'Aşu- re' ve 'Home Sweet Home' kışısel ta- rih anlatılanndan ve belgelerden olu- şurken Turgay Nar, Cuma Boynukara, Özen Yula, Berkun Oya, Yeşim Özsoy Gülan'ın metinleri de festival izleyici- sıyle ilk kez bir araya geliyordu... 14. Uluslararası îstanbul Tiyatro Festivali'nin Onur Ödülleri de Müşfik Kenter gibi büyük bir oyuncuya ve TheodorosTerzopoulos gibi değerli bir yönetmene venldı. Sevgılı YüdH Ken- ter'den başlayarak yerlı-yabancı bütün sanatçılar tiyatronunbüyüsünü bir kez daha yaşattılar festival izleyicisine.... Istanbul Üniversitesi Bilim-Sanat Merkezi, rektörlüğün de bulunduğu tarihi binasında birçok alanda hizmet veriyor Resimgalerisindenkonser salonuna >-1868 yılında Harbiye Nezareti olarak yapılan rektörlüh binasında îstanbul Üniversitesi Bilim-Sanat Merkezi 'nde resim ve kitap galerileri, sergi alanı, konser salonu ve iletişim müzesi bulunuyor. AYÇATEZER Çağdaş ve Atatürkçü çizgisini hiç bozmadan sür- düren Istanbul Üniversitesi, rektörlüğünün de bu- lunduğu merkez kampusundaki tarihi yapısında, Bilim-Sanat Merkezi adı altında bilim ve sanat et- kinliklerini sürdürüyor. RektÖrKemal Akmdaroğ- hı'yla BiÜm-Sanat Merkezi'nin oluşturulması ve et- kinlikleri üzerine konuştuk. - Bu tarihi yapı daha önce hangi amaçla kullanı- hyordu? KEMAL ALEMDAROĞLU - Bina 1868 yılın- da Harbiye Nezareti olarak yapılmış ve kullamlmış. 1923 'te Cumhuriyet'in ilanıylabirlikte tstanbul Da- rülfünunu'na devredilmiş. 1933'te de tstanbul Da- rülfünunu tstanbul Üniversitesi olmuş. Bu bina kü- çükküçük odalarabölünerek öğretimüyesi ve araş- tırma görevlisi odalan olarak kullanıhrken 1999 depreminde çok büyük hasar gördü ve hafif olarak yana yattı. Bunun üzerine üç ayn kurumdan gelen bilirkişi heyetleri derhal boşaltılmasına karar verdi ve boşaltıldı. Bina ilk olarak güçlendirildi. Daha sonra restorasyon, restitüsyon ve renovasyon pro- jeleri doğrultusunda özgün haline dönüştürüldü. -Bûıanın BiHm-SanatMerkezi'nedönüştürülme- si düşüncesi nasıl doğdu? ALEMDAROĞLU - Bina özgün haline dönüştü- rülünce büyük odalar ortaya çıktı. Artık bunlann öğ- retim görevlisi ve araştırma görevlisi odalan olarak kullanılması mümkün değildi. Bunun üzerine, bu- rası olsa olsa Bilim-Sanat Merkezi olur diye düşün- düm. Bu düşüncemi senato üyelerine açtığımda olumlu karşıladılar ve oybirliğiyle bu binayı Bilim- Sanat Merkezi yapmaya karar verdik. - Bilim-Sanat Merkezi'nin ettdnUk alanı nedir? ALEMDAROĞLU - Bina kitap galerisinden re- sim galerisine, sergi alanından konser salonuna bir- çok alandahizmet veriyor. Kitap galerisinde 15. yüz- yıldan günümüze birçok eryazması kitaplar, Osman- h tarihini resimlerle anlatan 800 kadar Yıldız Sara- yı albümübulunuyor. Bu albümlerhiç rapora girme- mişti ve depolarda, yerlerde kaderlerine terk edilmiş bir şekilde duruyorlardı. Şimdi kitap galerimizde sergileniyorlar. Herkesln yararlanmasına açık Resim galerisinde Fe%1ıaman Duran'ın tablolan ser- gileniyor. Duran tablolannın sergileneceğini duyan ve daha sonra da gören Şahika luran Hanım, rah- metli eşi SdimTuran'a ait 232 tabloyu ve 11 mobil heykeli üniversitemize bağışladı. Bunlan görenler de birer ikişer bağışta bulunuyorlar. Şu anda resim ga- lerisinin kataloğu hazırlanıyor. Konser salonumuzda, belırlı aralıklarla Fılarmo- ni Derneği'nin ve konservatuvanmızın işbirliğiyle çok değerli sanatçılanmızı ağırlıyoruz. Aynca, giriş katında özel sergiler için bir alan bulunuyor. Bir de iç içe 7 odayı kapsayan iletişim müzemız var. Ora- da 1800'lü yıllara ait gazeteleri, ilk baskı makine- sinden günümüze süregelen değişiklikleri, fotoğraf ve fibn makinelerini görmeniz mümkün. Aynca kongre, konferans gibi etkinliklerin yapıldığı bir sa- lonumuz da var. Böylece, bu tarihi binayı bilimle sa- natın kucaklaştığı bir merkez haline getirdik. Son- ra, geceleri bu binada yemekli davetler de yapılabi- liyor. Mesela, 14 Mart Tıp Balosu iki yıldır burada yapılıyor. - Binanın içinde aynı zamanda rektöıiük de bulu- nuyor. Sarunnu Türkiye'de rektörlük binasında Bi- lim- Sanat Merkezi otan ilk ünhersitesiniz. ALEMDAROĞLU- Evet sanıyorum ilkiz. Biz top- lum içerisinden geldik ve yine toplumla birlikte bu etkinlikleri gerçekleştirmek istiyoruz. O bakımdan toplumdan soyutlanmış bir rektörlük istemedik. Böy- le bir prestij merkezini Türkiye'ye kazandırmaktan dolayı çokmutluyuz. 30 Mayıs 2003 'teki 550. yıl kut- lamalanmızda dünyanm dört bir yamndan 111 ya- bancı bilim adamı geldi. Bunlann 22'si rektördü. Onlar burayı görünce Avrupa'da üniversıtelerin için- de böyle bir prestij merkezi olmadığını söylediler. - Buradaki etkinliklere kanlmak > a da gece da\et vermek isteyenler ne kadar ücret ödüyor? ALEMDAROĞLU - Kitap. resim ve iletişim mü- zesinı gezmek için ücret ahnıyoruz. Konser, kong- re, konferans gibı etkınlikler için de çok küçük üc- retler istiyoruz. Tabii ki geceleri yapılan davetler üc- retli. Bu paralar Öğrencı Fon Saymanlığı'na ödeni- yor. (0 212 440 00 40) PULITZERODULU Arbk miizik.de var • LONDRA ŞBQ - Pulitzer ÖdüDeri'nin yönetici konseyi, 'gazetecilik' ve 'sanat' dallannda verilen ödüllerin alanın genişletileceğini duyurdu. Ödül, bundan böyle 'Mürik' alarundan farklı türleri de kapsayacak. Bunlar şimdilik 'Jazz ve Improvize Müzik', 'Müzikar(sahne sanatları'tiyatro) ve 'Film Müzikleri' olarak belirlendi. Açıklama, müzik dünyasında farklı tepkilere yol açarken karan savunanlann yanında, geleneksel yaklaşımı olan müzisyenler uygulamarun doğru olmadığı açıklamasuıda bulundular. Klasik müzik bestecisi, Pulitzer Ödüllü John Harbison, bu değişikliği 'korkunç bir getişme' olarak tanımladı. Başka bir Pulitzer Ödüllü klasik müzikçi. Lewis SpraÜan "Odül, belli bir risk taşısa da çizgi üstü tavnnı koruyan, saygın bir organizasyondu" diyerek karann karşısında olduğunu açıkladı. Ödül yönetim kadrosu ise ne yaptıklanrun farkında olduklannı, Pulitzer'in düzeyini düşürmekten kesinlikle kaçındıklannı, yeni bir 'Grammj' Ödülü' yaratmayı asla düşünmediklerini belirtti. YAZIODASI SELtM tLERİ "Güzide Sabri 'nin Ölümsüz Eseri " (1) Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi... Bu başhğın altına hemen eklemek gerekir: "Gü- zide Sabri I Semih Lütfı'nin Ucuz Roman/ar Seri- s/". Fiyatı 25 kuruşmuş. Başka bir yazı yok kapakta. Arka kapakta var mıydı, bilmiyorum. Romanı edindiğimde, arka ka- paktan eser kalmamıştı. Ortaokuldaydım. Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesı'ne ilişkin ilk anı çok daha eskilere dayanıyor oysa. Gramofon Hâlâ Çalıyor'da yazmıştım: Cihangir'de, Kumrulu Yokuş Sokağı'nda oturu- yorduk. Hanımlartoplaşmışlar, yüksek sesle roman okunuyordu. Güzide Sabri'nin eseri. Bazı hanımlar ağlıyordu. Bu, böylesı okuyuşlann son törenlerinden biri ol- malı. Bir dahatoplaşılıp yüksek sesle roman okun- duğuna tanık olmadım. Okuma yazmayı kem küm sökmüştüm. Kitabın kapağındakı ismi heceleye heceleye okumaya ça- lışıyordum. Kitap, komşu evlerden birinin etajerin- de dururdu. Roman kışisı hanımın soylemınden gözyaşlany- la örülü, yıkımh, kederlı şeyler dile getinliyor. Gali- ba bir yasak aşk söz konusu. Yasak aşk konusunda herhalde en küçük birfık- rım yoktu. Bununla birlikte, hemen hepsı evli ha- nımların ağlaşmalarına şaşıyordum. Bunca etkile- yicı olan neydı? Soru elbette uzun yıllar yanıtsız kaldı. Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesı'nı uzun yıllar hiç anma- dım, hatıriamadım. Fakat Beyoğlu Saray Sineması'nın panosunda- kı afiş: "Güzide Sabri'nin ölümsüz Eseri"! Bu nasıl ölümsüz bir eser ki, anılmıyor, hatırlan- mıyor, edebıyat tarihi kitaplarında adı geçmıyor. Amafilmealınıyor. Cihangir'inhanımlandakoşako- şa Saray Sineması'na gidıyorlar. Başrolde galiba Sezer Sezin oynuyor... Şımdi Necatigil'in Edebiyatımızda Eserler Söz- lüğü'ne başvuralım: Roman 1905'te yayımlanmış. Gelecek yıl yüz yaşında. Necatigıl şöyle özetliyor. "ölürken bıraktığı hatıra deftennde FıkretHan/m, hayatını anlatır. Annesi ölünce, babası ikinci kez ev- lenmiş; üveyanne, kalp hastası Fikret'iyaşlı, fakat çok zengin bir çiftlik sahibiyle evlendirmişti. Oysa Fikret, kendisini tedavieden doktor Nejat'ı seviyordu; doktorsa evliydi, iki çocuğu vardı. Fik- ret, o çocuklan kendisi gibi öksüz bırakmamak için doktorun evlilik teklifıni reddetmişti." Görüyorsunuz: Melodram katmerleştikçe kat- merleşıyor, pekiştikçe pekişiyor. Bütün özetı alıntı- layacak değilim. Necatıgil, eserin "uzun yıllarsevilerek" okunmuş olduğunaişaretediyor. 'Serüven'çizgısinden, 'ko- nu'sundan dolayı mı? Bir bakıma. Ne var ki, yıkılan yuva, ölen anne, verem motif- leri büsbütün göz ardı edilebilır mi? Hele verem. Gü- zide Sabri'nin ilk romanı Münevver (1901) verem- li kız izleğine yaslanır. Romancı, anılarında Münevver'i yaşanmış bir ha- yat hıkâyesinden esinlenerek kaleme getırdiğini be- lirtır. Münevver, ashnda çok genç yaşta, aşk acıla- n çekerek ölmüş bir arkadaşıdır. Münevver'in âşık olduğu genç adam da verem- lidir. Verem edebiyatı on dokuzuncu yüzyıl sonu yirminci yüzyıl başlangıcında, bütün dünyayı oldu- ğu gibi, bizi de etkiler. Sonra verem edebiyatıyla alay etme dönemlen başlayınca, bu hastalığın sonucu ölümler, özellikle o genç ölümler unutulur, gerçeklikteki acılar han- diyse yadsınılır. Ağırbaşlı incelemelere ihtiyaç du- yulmaz. Edebiyat tarihımizın her nedense hor gördüğü ve- rem edebiyatı örnekleri arasında içtenlikle yazılmış nice eser sayılabilir. İşin tuhafı, söz konusu eserler 'sa/»/c/Wo'lerini bugün de korumaktadır. Öneriler Kitap / Arkadaş, Panait Istrati, Yaşar Nabi Na- yır'ın Türkçesinden, Variık Yayınlan. (Unutulmaz bir roman.) Havana'da aşk öyküsü • Kültür Servisi - Kübalı ünlü aktör Andy Garcia'nın yöneteceği 'The Lost City' filminin kadrosuna, 'Lost in Translation'ın başrol oyuncusu Bill Murray de katıldı. Bu ayın sonunda çekimlerine başlanacak olan ve başrollerinde Murray'in yanı sıra Dustin Hoffman, Tomas Milian ve Ines Sastre'nin yer alacağı 'The Lost City', Havana'da Fidel Castro devriminin olduğu yıllarda yaşanan bir aşk öyküsünü anlatacak. Dustin Hoffman, filmde gangster 'Meyer Lansky' karakterini, Murray ise bir yazan canlandıracak. Türk ışık tasanmcısinm başamsı • Kültür Servisi - 2001 yılında ölen dünyaca ünlü tngiliz ışık tasanmcısı Michael Northen anısına, ailesi ve tngiltere Işık Tasanmcılan Derneği tarafindan verilen ödüle bu yıl, Londra'da ışık tasanmı eğitimi gören ve konusunda başanlı olan Ayşe Ayter değer görüldü. London Academy of Music and Dramatic Art (LAMDA) okulunda eğitim gören Ayter, daha önce de 'White Light Işık Tasanmı Yanşması'nda mansiyon almıştı. Zeugma'mn kıyıları • GAZİANTEP (AA) - Gaziantep Müzesi arkeoloğu Fatma Bulgan, Zeugma'da bugün için yaşanan en büyük sorunun dalga hareketlerinden kaynaklanan kıyı tahribatı olduğunu belirtti. Bulgan. Gaziantep'te 20-22 Mayıs'ta yapılan Uluslararası Geçmişten Geleceğe Zeugma Sempozyumu'na ilişkin sunum özetlerinde, Bırecik Barajı göl sulannın Zeugma antik kentinin kıyılannda neden olduğu tahribata dikkati çekti. Bulgan, bir bölümü Birecik Barajı göl sulan altuıda kalan Zeugma antik kentinin sudan olumsuz etkilenmeye devam ettiğini de belirtti. - . . «•••--
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear