23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 HAZİRAN 2004 ÇARŞAMBA CUMHURtYET SAYFA ALLEGRO •• 1 l<4/^ l-« -* rm *iâ-***jJL J v U l ^ J . U l \ kultur@cumhuriyet.com.tr • EVtN İLYASOĞLU , ,1 3J^ 15 GÜZELtN ARDEVDA BERTAN ONARAN 'Tnoya' Ünlü şaıkıcılarİstanbul'da• Bu hafta Istanbul Festivali'nin konuklan arasında Farinelli'nin sesi olan Derek Lee Ragin'den gerçek bir diva olan Barbara Bonney'e, sesi olduğu kadar araştırmacılığı da hayranlık uyandıran Monserrat Figueras 'tan soprano Simone Kermes'edeğişik renklerde ve çok ünlü şancılar var. Istanbul Festivali 'nin konuklan arasında bu hafta değişik renkler- de ve çok ünlü şancılar var. Her bi- ri dünyanın büyük opera sahnele- rinde aranan sanatçılar. Program- lan ise Barok öncesinden Barok sonrasına kadar uzanıyor. Bilet satışlanndan anlaşıldığına göre bunlann arasında en büyük il- giyi kontrtenor Derek Lee Ragin görmüş. Onu Farinelli'nin sesi ola- rak tanıdık. Kendisi, çağlar önce- sinin kastratına yapılan bu gön- dermeden ne denli mutludur bile- meyız. Ancak gerçek kastrat sesi- nin eşsiz güzellikte olduğu söyle- negeldiğinden ses rengi benzet- mesiyle övünüyor olmalıdır. 18. yüzyıla kadar kadınlann sah- neye çıkması yasaklandığından ka- dın rolleri ıçin sesi çatlamadan kü- çük yaşta hadım edilen erkeklerin sesındenyararlanılırmış. Kastrat- lann yaşam boyu çektikleri acıla- ra karşın o saf sesi koruduklan, böylece cennete ait bir özellik ta- şıdıklan inancı vardır. Bu gelenek 19. yüzyıldan sonra ortadan kalk- mış. Barok ve klasik çağda, hatta er- ken romantilderde bile pek çok opera bestecisi, özel bir kastrato- nun sesini düşünerek roller yaz- mıştır. Örneğin Handel ve Mozart gibi. Son kastrat sesi olarak Mo- reschi'nin 1922'de, ölmedenönce ahnan kaydı vardır. Farinelli ise 18. yüzyılda yaşa- 1. Monserrat Figueras, 2. Derek Lee Ragin, 3. Barbara Bonney, 4. Simone Kermes. mış. tarihin önemli kastratlarından biridir. Onu konu alan filmdeki büyülü ses işte kontrtenor Derek Lee Ragin'e ait. Kontrtenor, en in- ce erkek sesidir. Yirminci yüzyıl- da bu sesin dikkat çekmesi ünlü în- giliz kontrtenor Alfred Deller sa- yesinde olmuştur. Derek Lee Ragin, doğal ki bu ses rengi özelliğiyle dünyanın en büyük sahnelerinde aranan bir sa- natçı. 17 Haziran'da Ashley Solo- raon yönetimindekı Florilegium adlı Ingiliz topluluğuyla Handel ve Telemann'dan kantat ve aryalar söyleyecek. Soprano Barbara Bonney'yi ge- çen yıllarda Iş Sanat'ta, Schumann liedleriyle tanımıştık. Ne yazık ki lied konserlerine pek rağbet olma- dıgından Istanbullu dinleyiciler gözünde onun üstün değeri pek anlaşılamamıştı. Ses renginin gü- zelliği kadar bilge şancılığı dikka- timizi çekmişti. Giovanni Antonini yönetimin- deki Basel Oda Orkestrası'nın eş- liğinde 19 Haziran akşamı Joseph Haydn'ın 'Berenice' operasından ve Mozart'tn 'Figaro'nun Düğû- nü'nden aryalar söyleyecek. Ame- rika'da doğan, eğitimini ve kariye- rini Almanya'da yapan Barbara Bonney, gerçek bir diva. Covent Garden Kraliyet Opera- sı'nda, La Scala'da, Metropolitan Operasf nda, San Francisco Ope- rası'nda, Salzburg Festivali'nde yer alan, operacıhğı kadar konfe- ranslan ve resitalleriyle de ünlü bir sanatçı. Hesperion'dan Yltik Cennet'in seslerl Yıllardır sesine olduğu kadar araştırmacılığına hayran olduğum Monserrat Figueras ın tstanbul Festivali'ne gelişi benim için en büyük armağanlardan birisi oldu. Onun özellikle 17. yüzyıl Iberya Yarımadası'nda 'Tonos Huma- nos'u, yani zamanuı katı dinsel or- tamı arasından sızan dünyasal dans ve şarkılan derlediği CD'leri ha- rikadır. Zamanın çokkültürlülüğü- ne bağlı kalarak, metnin şiirsel bo- yutunu göz ardı etmeksizin söy- lenmiş ezgilerdir bunlar. Bu Barselonalı sanatçılar gru- bunu Jordi SavalL, viyolada gam- basıyla yönetecek. Erken müziğin en önemli yorumculanndan biri olarak kabul edilen Savall, 'Dün- yanın Tüm Sabahlan' filminin mü- ziğiyle ün kazanmışh. Bugün 100'ü aşkın CD'siyle birçok ödülün sa- hibi. Programlannda kadın trubadur- lann dünyasal şarkılan kadar Ba- kire Meryem'e ağıt gibi dinsel ez- giler, Endülüs-Arap danslan, ro- manslar, diaspora şarkılan, Sefa- rat romanslan ve Balkanlar'dan Akdeniz kıyılanna kadar, geniş bir coğrafyaya yayılan etnik ezgiler var. 'Yitik Cennet' başlığını taşıyan bir dizge. Bir daha çok kolay ele geçemeyecek bir topluluk. Ve de Monserrat Figueras'ın kendine öz- gü ağulu, coşkulu, kınlgan, yine de atak sesi... 21 Haziran'da Aya tri- ni'ye en yakışacak dinleti olacak. Alman sanatçı Simone Kermes, 24 Haziran'da, Barok müziğin Ve- nedikli ustalanyla birlikte Vhal- di'nin 'Sum in medio tempesta- tum' başlıkJı motetini seslendire- cek. Vivaldi'yi genellikle çalgı mü- ziği, özellikle konçertolanyla tanı- nz. Sayısı elliye varan operalan ve ses için yazdığı pek çok dinsel içe- rikli yapıt daha az seslendirilir. Bestecinın kendi kenti Vene- dik'ten gelen, Barok topluluğuyla Simone Kermes gibi kariyerini Ba- rok dönem üstüne yoğunlaştırmış bir sopranonun söyleyeceği bu mo- tet, özgünlük açısından önem ta- şıyor. Sanatçı bundan sonra aynı toplulukla New York ve Paris'te Handel'in Siroe operasında Laodi- ce rolünü seslendirecek. Bu hafta mutlaka tstanbul Fes- tivali'nde birinden birini yakalayıp bu ses sanatçılannı dinlemek ge- rek. www.evinilyasoglu.com Timuçin Şahin Akbank'ta Kültür Servisi - Türk caz müzığınin önemli temsilcı- lerinden Timuçin Şahin ve üçlüsü, 'Timuçin Şahin Trio' bugün 20.30'da Akbank Költür Sanat Merkea nde seyircisiyle buluşacak. Ti- muçin Şahin'in elektrik ve perdesiz gitariar ile elektro- niklerde yer aldığı toplulu- ğun diğer üyeleri Owen Hart Jr. (davul) ve Udo Pan- nekeet (bas gitar). Modern cazdan çağdaş mü- ziğe geniş bir repertuvara sahip olan üçlü. sahnedeki ıletişim ve çalgılannın sınır- lannı zorlayan yaklaşımla- nyla müzikseverlere keyifli saatler yaşatacak. Şahin müzik çalışmalannı 1992 yılından bu yana Ams- terdam ve New York'ta sür- dürüyor. 2001 yılında Dutch Jazz Competition" yanşmasında topluluğu 'On The Line'la Hollanda birin- ciliğı kazandı. 2002 yılında çağdaş müzik yanşması •Jur Naessens Müziek ; Prijs'de 'Occult' adlı yapı- J nyla ikinci olan sanatçı, Ro- I bin Eubanks, Hein vd Geyn, ! Mike Mainieri Kai Eck- 5 hardt,ObedCalvairegibi ? caz ve çağdaş müziğin 9 ânemli isimleriyle ortak ta- l sanlardayeraldı. Sanatçının « "Yeni Müzikte Çağdaş Ar- » moni ve Ritm Konseptleri' lconulu bir araştırma ve lcuram çalışması, Hollanda ıe Belçika'daki enstitülerde aıasterclass olarak okutul- makta. Şahin, yann [8.30'da Akbank Kültür Sa- ıat Merkezi'nde bir de »orkshop çalışması gerçek- lestirecek.ri9212 252 35 00) Birçok başyapıta imza atan ünlü müzik adamının bu yıl 100. doğum yıldönümü kutlanıyor Rey y in düşündürdükleriONDER KUTAHYALI Değerli besteci Cemal Reşit Rey'i 100. doğum yılında anıyoruz. Evin fr- yasoğnı'nun güzeller güzeli kitabı "Mö- zikten tbaret Bir Dünyada Gezuıtiler". herkesi onunla buluşturmaktadır. Yapı- tın bizi sürüklediği düşüncelerse heye- can vericidir. Genç kuşaklar tarih ör- neklerine kızıyor; ama müzik sorunla- nmızın karmakanşık olduğu bir dö- nemde Rey ile arkadaşlannın çalışma- lan üzerinde kafa yormaya gereksinme duyuyoruz. Böylece işlerin düzelmesi- ne önderlik edecek kişileri belki orta- ya çıkarabiliriz. Cumhuriyet Türkiyesi "nin ilk beste- ci kuşağında yer alan C. R. Rey ve dört meslektaşı, birden fazla misyonu üst- lenirler. Bunun nedeni, Büyük Ata- türk'ün topluma çağdaşlaşma coşku- sunu aşılaması ve müziği onun temel öğelerinden biri olarak göstermesıdir. Durumu Rey ile somutlaştıralım: Rey, iyi bir orkestra şefidir. Kurucu- su olduğu Istanbul Şehir Orkestrası ile, CSO'yla ve Avrupa orkestralanyla bin- Ierce dinleti verir. IZDSO'nun hizme- te girmesinden sonra kentimize bile gelmiştir. Rey başanh bir piyanisttir. 1950'li yıl- larda Istanbul Radyosu'nda sunduğu izlenceler belleklerdedir. 1955 'te ünlü viyolonselci P. Fournier ile Saray Si- neması 'nda verdikleri resital, onun ay- nı zamanda iyi bir oda müzikçisi oldu- ğunu kanıtlar. Sanatçımız güçlü bir öğretnıendir. Piyano ve bestecilik dallanndaki ders- lerini, aydınlaücı çözümlemelere dayan- dırmıştır. BulentTattan'ın yazdığına gö- re çağdaş müzıkle ılgılı çözümlemele- ri özellikle etkili olmuştur. Rey bir müzik yazandır. Orkestra dergisi başta gelmek üzere çeşitli ya- yın organlannda çıkan yazılannda, yo- ğunluğu azaltılmış, incelikli bir Os- manlıca ile karşılaşınz. Çevirileri de vardır. Hiç kuşkusuz bestecilik, onun kari- yerindeki en belirleyici ve kalıcı öğe- dir. Yukanda özetlediğimiz çalışmala- n gibi yaratıcıhğı da çok yönlüdür. Bı- raktıklan arasında operalar, senfoniler, KÜLTÜII • SANAT (0212) 293 «9 7« yarın VVorkshop >TimuçinŞahin Trio Elektrik & perdesiz gttarlar & elektronikler: Tımuçın Şahin Oavul: Owen Hart Jr. Bas gitar: Udo Pannekeet EubanKs. Hein iawıshcr»g gtoi dünya casrtn onoe biri: kte pök ve konser ça! tşrratar< dşar* caz^îaristi Şahn. «ortefMfj'a i,atıtacak. 18.30 AKBANK AKBANK SUNAR KULTÜR SANAT MERKEZ! 20 Mayıs • 15 ^iaziran 2004 ÇSU'B'KJSİ Cumhuriyn Cad. !}(ispet Sofi. 9{p:4 "LCmadağ Takjim / Istanbul Iti: 0 212 224 74 31 faiç 0 212 224 74 17 info@antikjanat.com Yoğun ilgi üzerine sergi tarihimiz 2 1 HaZİ kadar uzatıImıştır konçertolar, oda müziği ve piyano ya- pıtlan, 1930'lardatoplumunyaraniçin kaleme aldığı operet ve rövüler bulun- maktadır. "Onuncu Yıl" ve "YedekSu- ba>" marşlan ise yaşanhmızın aynl- maz parçalandır. Acaba yaratmadaki bu yoğunluk nasıl açıklanabilır? ^ 1958'de Ankara Milli Kütüphane'de Âşık Veysel ile tanışmıştım. 0 günler- de kendisinin bir hekimden gelen göz ameliyatı önerisini geri çevirdiğini duy- mustuk. Yedi yaşında yitirdiği görme yetisini yeniden kazanma olasılığmı elinin tersiyle itmişti. Söyleşi sırasın- da Veysel'e bu olay soruldu. Büyük ozan amelıyat olmayı gerçekten isteme- miş; hekime, "Benim dürrvam banaye- ter" nakaratlı şiirle yanıt vermişti; an- cak öyküyü bağladığı şu tümce düşündürü- cüdür: "Bu şürleri ya- zamam di>e korktum." Hocaların Izlnden gltmefc Inanılır gibi değil, ama sanatçı böyledir. Doğada gördüğü güzel- likleriyenidenyaratarak insanoğluna sunmak onun tutkusudur. Gü- nün birinde yeteneğini yitirmekse en büyük fe- İakettir. Rey'in ve aynı kuşak- taki öbür bestecilerimi- zin durmadan yazma- lan, Veysel'in duyum- sadığı yitim kaygısıyla açıklanabilir. Sanatın gereksiz görüldüğü şu günlerde hem besteciler, hem de yorumcular ho- calanmızın izinden git- meli, var olanı yitirme- mek için sürekli çalış- malıdırlar. Bunu bize telkin eden Rey'i ve öbür bestecilerimizi saygıylâ anıyoruz. Müzikle, bilimleyakından ilgilenenfer kuşkusuz tanı- yorlardır Haluk Tarcan'ı: ünlü besteamiz Bülent Tar- can'ın Fransa'da Bilimsel Araştırmalar Merkezi'nde çalışan, piyanist, etnolog kardeşi; özellikle Ön-Türkler'in geçmişleri ve dillerine eğilen değerli dünya yurttaşı. Atomun gizlerini çözdükten sonra bombayapılıp insan- lann tepesine atılmasına, bir saniyede milyonlarca ki- şirjin buhara dönüştürülmesine ses çıkarmayanlardan değil anlayacağınız: Dirimin değerini bilen, canlı can- sız bütün varlıklanyla Mavi Gezegeni acunsal ömrü bo- yunca elde tutmaya uğraşanlardan. Geçen gün ondan yeni bir ileti aldım; bu ara ünlü kı- yım-kınm filmi dolayısıyla Troya yeniden gündemde ya; o konuda birtakım somut katkılarda bulunmak is- temiş ve üzerinde çalıştığı Evrensel Uygarlıklann Dip Kültürü Ön-Türk Uygarlığı adlı yapıttan kimi bilgileri ak- tanyordu iletisinde. Küresel yağmanın, acımasız ve amansız anamalcı- sömürücü saldınsının tozu dumana kattığı şu günler- de, Voltaire'in safoğlanı gibi, gelin bu bilgi bahçesini çapalamayı sürdürelim. "Troya konusunda fikiryürûtebilmek için, kökeni ke- sin olarak bir türlü saptanamamış Hititlerden önceki Anadolu'yu keşfetmeye çabalamak gerekir." Sayın Prof. Dr. Afif Erzen ve arkadaşlan, Ön-Türklerin, On- atalanmızın birbölümunün (ö 13.000'lerdeOrtaAsya'dan Doğu Anadolu'ya göç etmiş olduklannı ortaya çıkar- mışlardır. (Doğu Anadolu ve Urartular, TTK, 1984. Ank.) Ote yandan başka bir bölük Ön-Türk Istanbul yöre- sine, Kemerburgaz mağarasına ve Fikirtepe'ye yerleş- miştir; toprak kaplar üzerindeki 5500'lerden kaldığı he- saplanan Ön-Türkçe CX3 ve OZ damgalanndan çıka- nyoruz bunu. (Alpay Pasinti, Ist. Archeological Muse- um. A. Turizm, 1995, Ist.^ Daha sonraki dönemlerde, yaklaşık l.ö. 1980'lerde, İstanbul'da ilk Ön-Türk siya- sal kuruluşlannı gerçekleştirmişler. Bu ön bilgilere ek olarak, o dönemle ilgili belgeieri okuyabilmek için, 41 lehçeden oluşan Türkçenin dışın- da (Başbakov), Asya lehçelerini de bilmek gerekir. Çün- kü, yukanda görüldüğü üzere, Anadolu'nun dip kültü- rü On-Atalanmıza aittir. Tübingen Üniversrtesi'nde yıllardır Troya Projesi'ni yü- rüten Sayın Prof. Mandfred Korfmann'ın bu konuda vardığı sonuçlara kısaca göz atalım; Sayın arkeolog N. Bayçin'de okuduğumuza göre; evrensel tarih ve kül- tür açısından çok önemli ilk sonuç şudur Troya, Antik Yunan kültünlne değil, eski Anadolu kültürüne aittir. Bu konuda, Sayın Profesör'ün öne sürdüğü fıkirterara- sındaki beş öğe Ön-Türk kültürünü birinci derecede il- gılendirmektedir. Doğrudan Troya konusuna gelince: 1 - "Troyalılarölüleriniyakarlar..." Ön-Türk kültürünün başlıca niteliklerinden biri olan Ateş Kültü'nü Troya'da görüyoruz. Ön-Atalanmız, halkına iyi hizmeteden BUĞ'u ödüllendinnek (Bey-Han-Kağan) üzere, bedenini ate- şe verir; Can'ı Tann'ya uçar, külleri yeryüzünde kalır. 2-"... Yunan'akarşı verilensavaşta, kenttenkaçan- lar arasında TURCl'ler de vardır.." Bu bulgu, Türkle- rin Anadolu'ya İS 1071 'de değil, binlerce yıl önce gel- miş olduklannı gösterir. 3-"... Troya'nın asıladı VVlLUŞA'dır..." Luvi diline ait olduğu sanılan bu ad Ön-Türkçe'dir. UW-İL-UŞ/A olmalıdır. UW= kutsal; İL= halk; UŞ= yö- netim; A= son ek'/'... Açılınca, KUTSAL HALK YÖNE- TİMİ... Bu noktadan yola çıkılınca, Luvi dili adı verilen dilin, Ön-Türkçe olma olasılığı ortaya çıkıyor. 4~ "...TRO/IA." (lAjE) son ekleri, Ön-Türkçe'deki İERÜÜ fiilinden gelmektedir. Bunagöre, TRO-IÂ, Tro'lann ülkesi demek- tir Arab/ia, Türk/İE, Grek/YA, Mezopotam/lAgibi... Ge- riye Tro sözcüğünün anlamı kalıyor. Bu da acaba AT- UR...ONG... lAmıdır? 5-"...ölülerini Küp mezarlara koyahar.." Ateşe tapınma gereği, Buğ'un yakılan bedeninden çıkan küller ve kemikleri toprak kaplarda saklanır. Bun- lardan birinin üstünde Ön-Türkçe bir tümce vardır: TORT ON (ong) OQ: anlamı, "dört öğede başanyı oku- mak"tır, başka bir deyişle, dört cihanda, Evrende ba- şanya ulaşma= ölümsüzlük. Toprak kabın yukan kıvnlmış kulplan ve yüzünün gö- rünüşü ona KUŞ biçimi vermektedir. Yukanda gördü- ğümuz gibi, BUG'un Tann'ya ulaşması için UÇ kavra- mı kullanılmakta, günahsızlık simgesi olan OQ (uçan kuş) böylece yansıtılmaktadır. Bu gagasız toprak kaba lö 4 binlerde Orta Asya'da, lö 3 binlerdeyse Doğu Anadolu'da KARAZ kaalann- da rastlanmıştır. Kısacası, Troya'daki dip kültürün bir Ön-Türk kültürü olduğu ortadadır. Ancak belli bir süre sonra, bu dip kültür üzerinde yeni bir Anadolu Ön-Türk Kültürü bileşimi ortaya çıkmış olabilir diye düşünüyo- ruz. Yeni bulgular sonucu, Troya'nın bütünüyle Ön- Türk olduğu ortaya çıkabilir... Görüldüğü gibi, Yunan Ordusu'nu tzmir'de geldiği ge- milere binmeye zoriayan güzeller güzeli Mustafa Ke- mal Atatürk: "Troya'nın öcünü aldık" derken epey haklıymış. sbonaran " hotmail/yahoo.com Gravür Bienali • Kültür Servisi - tspanya'nın Ourense kentinde, 'Caixonova' tarafindan Kasım-Aralık 2004 tarihlerinde düzenlenecek olan 'Uluslararası Gravür Bienali'ne başvurular başladı. Hiçbir mekanik basım tekniğinin kabul edilmeyeceği bienalde katılımcılann en geç 31 Temmuz'a kadar daha önce hiçbir yanşmada sergilenmemiş, yayımlanmamış ve çerçevesiz olan en fazla iki özgün yapıtlannı düzenleme komitesine vermeleri gerekiyor. Etkinlikte seçici kunılun belirlediği yapıtlar arasından birinciye altın madalyanın yanı sıra 9000 Euro, ikinciye gümüş madalya ve 3000 Euro, üçuncüye bronz madalya ve 1500 Euro verilirken özendirme ödülü kazananlar ise 600 Euro alacak. (ourense@ centrosocialcaixanova. com) BUGUN • BABYLON'da 21 30da Renzo Spiteri & Mercan Dede konseri. (0 212 292 73 68) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 16.00'daZeynepTanbay'uı 'Dansa Dair' adlı 'dans atölyesi' ve 20.30'da Timuçin Şahin IHo konseri. (0 212 252 35 00) • YAPIKREDİ SERıMET ÇtFTER SALONU'nda 18.30'da 'Sevim Burak: Yaşamdan Yaprta' konulu söyleşi. Konuşmacı: Nilüfer Güngörmüş. (0 212 252 47 00) • BEYOĞLU SİNEMASI'nda 'Sinema Yazarlanmn Seçtikleri '04' kapsamında 12.00, 16.00 ve 20.00 de 'Yüzüklerin Efendisi: Krahn Dönüşû' adlı fılmin gösterimi. (0 212 25132 40) ''
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear