23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18MAYIS2OO4SALI CUMHURİYET SAYFA 17 E •eo \ATO güneye dönmiiş. Gözü döndii ya, her \ere döner Provokasyon Izmir Karşıyaka çarşı- sında bir grup genç 19 Mayıs'ta Ankara'da toplanacak ulusalcı gençler için imza toplu- yor, az ötede ise bir grup ulusalcı kadın YÖK Yasası'na karşı imza kampanyası sür- dürüyor. Her iki grup ,* da eylemlerini izinli |H yapıyor. Halk genç- y lere ve kadınlara | destek veriyor; ma- salann önünde imza için uzun kuyruklar olu- şuyor. Derken bir grup genç kız gelip bir masa kuruyor ve F tipi ceza- evlerine, faşizme, iş- kenceye karşı imza top- lamaya başlıyor; ardın- dan kızlı erkekli bir grup pankart açıp slogan at- maya ve zılgrt çekmeye başlıyor. Esnaf ve halk tedirgin oluyor. Ulusalcı gençler ve kadınlar ma- salannı kapatıp gidiyor. Polis, slogancı gençler- le kısa bir görüşme ya- pıyor. Slogancılar çarşı içirte dağılırken "görev" tamamlanmış, ulusalcı- lann masalan kapatıl- mış oluyor! Bektronik posta: denasotn#cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Okullara seçmeli şeriat dersi gelecekmiş... "Seçmevenin de kafası kesilecek!" nkara'da 18 Aralık 2002'de evinin önünde uğradığı suikastla yaşamını yitiren Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu nun avukatı M. Hü- seyin Buzoğlu: "Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden saldırının en kısa sürede çö- züleceği sözlerini verenler kurdukları özel çalışma gruplarını da dağıtmışlardır. Dönemin Başbakanı Abdullah Gül'ün Tüm oto- ritemi kullanacağım' sözlerinden sonra, gereğinin yapılmadığının bugün itibariyle somutlanması, oto- rite yokluğunda 'bu eyleme tevessül edilebildiğini' kanıtlamaktadır. Hablemitoğlu'nun son çalışmasının yayınlanma- ması için gerek kendisine gerekse de yakınlarina yapılan baskılar, kitap içeriğinde mevcut istihbarat örgütlerinin ulusal çıkariardan uzaklaşmış olduklan gerçeğinı somutlamakta ve neden faillerin buluna- madığını da anlaşılır kılmaktadır. Soruşturanların so- ruşturulması gereği açıktır. Zira, bu saldınnın faille- Hablemitoğlu ri, çalışmalan ertesinde ne yazık ki kendisini 'sus- tunmak' ve ulusal çıkarianmızın korunması konu- sunda gerek iç gerekse de dış tehditlere karşı ka- muoyunun bilinçlendirilmesinin engellenmesi için bu eylemi gerçekleştirmişlerdir. Tetikçilerin ötesinde, eylemi organize eden, eyle- me karar veren ve finanse edenlerin tespit ve gere- ğinin yapılması, ülkemizin bir çatışmaya sürüklen- diği günümüz gerçekliklerine de açıklık kazandıra- caktır. Çalışmalannın kamuoyu ile paylaşılarak ulusalcı duruşun güçlendirilmesinin engellenmesi ve kendi- sinin susturulması için gerçekleştirilen terörist eyle- min amacına ulaştığı, Kıbns ve Irak'ta yaşananlann ötesinde, Büyük Ortadoğu Projesi ile ılımlı Islam devletini Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dikte eden- lere karşı ulusalcı güçlerin seslerinin kısılması ile so- mutlanmıştır. Zira, bugüne dek yaptığı ve yapacağını yakın çev- resine ifade ettiği kendisinin çalışmaları içerikleri dikkatle incelendiğinde, Türkiye Cumhuriyeti Dev- leti'nin kuruluş felsefesinin özünde yatan 'tam ba- ğımsızlık' prensibine taviz olarak nitelendirilebile- cek her türtü olumsuzluğu kendisine hedef olarak gördüğü ve üniter bütünlüğe zarar verebilecek her tehlikeye karşı mücadele edilmesi gereğini kabul ettiği görülmektedir. Unutulmaması gereken, kamuoyunun sorgula- masına ve halkımızın gerçekliklerin ortaya çıkartıl- ması için duyartılık göstermesine rağmen, basının bu konuya gösterdiği samimiyetteki tutarsızlık ve da- ha önemlisi ise 'boyalı basın' merkezlerinin 'sustu- rulma'yı teyit etmeleri, 'küllendimie' politikasını ter- cih etmeleridir." Geri Akif Kökçe: "Geri kal- mış ülkeler, ABD saye- sinde savaşlardan 'geri' kalmıyor!" SESSİZSEDASIZ(I) Türkiye'den dünya edebiyatına katkı Türkiye'de son 25 yıldır yaşadıklannın ve çevresinde gördüklerinin, gittikçe daha yoğun bir şekilde dünya edebiyatının etkileyici yapıtlannı çağrıştırdığını söylüyor Yavuz Erdivanlı: ( "Türkiye'de gerek basın ve televizyon haberierine konu olan ~J gerekse günlük yaşamda karşılaştığım kişilerin davranışlannı gözlemledikçe lyonesku'nun o ünlü 'Gergedanlar' oyununu izliyormuşum gibi geliyor. Gün geçmiyor ki, yeni bir gergedan daha olanca görkemiyle ortaya çıkmasın. Oyundakinin aksine gergedana dönüşmekten kaçınabileceğimi umuyorum; ancak bundan hiç de emin olamıyorum. Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye karşı davranışı da Oskar Vayld'ın 'Doryan Grey'in Portresi' romanını anımsatıyor. Şu farkla ki, portrenin çatı katında gözlerden uzak tutulmasına o kadar özen gösterilmıyor; ara sıra portrenin kendisi de çekınmeden ortaya çıkarılarak görmesıni bilen gözlere sergileniyor. Aldatma ve Kandırma Partisi'nin yaptıklan ise büyük yazar Dostoyevski'nin 'Suç ve Ceza' romanını düşündürmekte. Ne var ki, Raskolnikof, bin bir değişik yüzle çıkıyor karşımıza; yaşlı ev sahibesinin kim olduğu da, günden güne daha bir belirginleşiyor sanki." Yüksek Yerilim Hattı Eskiden İMECE usulü iş yapardık. simdi IMF usulü 1 erdincırtku • yahoo.com Rekabet Kurulu'nun TÜPRAŞ Kararsızhğı Av. TOLGAİŞMEN Rekabet Kurulu'nun TÜP- RAŞ'ın hisselerinin yüzde 65.76'sının Efremov Kautsc- huk GmbH'ye satışını onay- layan kararı 7 Nisan 2004 ta- rihli Resmi Gazete'deyayım- landı. Yayımlanan karar ve Rekabet Kurulu üyeleri Prof. Dr. Zühtü Aytaç ile Rrfkı Ü- nal'ın karşı oy gerekçeleri, Rekabet Kurulu'nun, özelleş- tirme işlemlerine ilişkin karar alırken ne kadar ciddi sorun- lar yaşadığnı çok net bir şe- kilde gözler önüne seriyor. Ancak karara ilişkin en il- ginç özellik, özelleştirme Ida- resı'nın Rekabet Kurulu'na eksik bilgı ve belge vermesi veya Rekabet Kurulu'nun ye- tersiz analizler çerçevesinde anılan kararı almış olması de- ğil. Rekabet Kurulu TÜP- RAŞ'ın özelleştırilmesi yoluy- la satılmasına ızin vermemiş, aslındahiçbirzamangerçek- leşmeyecek bir işlem olan TÜPRAŞ hisselerinin Efre- mov Kautschuk GmbH'ye satılma işlemine izin vermiş- tir. Efremov Kautschuk GmbH TÜPRAŞ hisselerini almak, özelleştirme Idaresi Başkan- lığı ise TÜPRAŞ hisselerini Efremov Kautschuk GmbH'ye satmak isteme- mektedir. Işte, Rekabet Kuru- lu, kimsenin gerçekleştirmek niyetinde olmadığı bu işleme izin vermiştir. Bir başka de- yişle aslında Rekabet Kuru- lu'nun TÜPRAŞ'ın özelleşti- rilmesine ilişkin vermiş oldu- ğu bir izin yok. Rekabet Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca, bazı bir- leşme ve devralma işlemleri- nin hukuki geçerlilik kazan- maları için bu konuda Reka- bet Kurulu'ndan izin alınma- sı gerekmektedir. TÜPRAŞ'ın özelleştırilmesi işlemi de anı- lan, Rekabet kurulu'ndan izin alınması gereken işlem- ler" kategorisine giriyor. Re- kabet Kurulu, karannı verir- ken devralmaya konu teşeb- büs kadar devralan teşebbü- sü de değerlendirerek bir so- nuca varıyor. Bu anlamda Rekabet Ku- rulu'nun kararları ancak "hem devre konu teşebbü- sün hem de devralan teşeb- büsün belirlenmesinden sonra" alınabiliyor. Rekabet Kurulu'nun TÜP- RAŞ'ın özelleştirilmesine iliş- kin kararında uzun uzun TÜPRAŞ'a ilişkin analizler yapılmış. Analizde devrala- cak Efremov Kautschuk GmbH'ye ilişkin de değerlen- üirmelerde bulunmuş ve TÜPRAŞ'ın yüzde 65.76 ora- nındakı hisselerinin Efremov Kautschuk GmbH'ye devrine izin verilmiş. Sorun burada coğuyor. TÜPRAŞ'ın yüzde 65.76 eranındaki hisselerini Efre- rıov Kautschuk GmbH dev- ralmayacak ki! Devralacak olan; Efremov Kautschuk GmbH ile Zorlu Grubu şirket- lerinden bir veya bırkaçının kuracağı bir ortak girişım. Bir başka deyişle; Rekabet Ku- rulu bir izin vermiş ama özel- leştirme Idaresi Başkanlı- ğı'nın TÜPRAŞ'ın özelleştiril- mesi için hisse devri sözleş- mesi imzalayacağı teşebbü- se değil, bir başka teşebbü- se satışına izin vermiş. Zorlu Grubu'nun işlemdeki rolü hakkında Rekabet Kurulu'na bir bilgi verilmediği gibi kara- rın Sonuç bölümünde de "TÜPRAŞ'ın yüzde 65.76 oranında hissesinin özelleş- tirilme yoluyla Efremov Ka- utschuk GmbH'ye devredil- me işlemine" izin verilmiş ol- duğu açıkça ifade ediliyor. Henüz Özelleştirme Idare- si Başkanlığı ile Efremov Ka- utschuk GmbH/Zorlu Grubu Ortak Girişimi arasında imza- lanmış bir hisse devri sözleş- mesi yok ve bugün itibarıyla Rekabet Kanunu'na aykırı bir davranış da söz konusu de- ğil- Ancak eğer Rekabet Kuru- lu'ndan TÜPRAŞ hisselerinin Efremov Kautschuk GmbH/Zorlu Grubu Ortak Girişımine devri işlemine iliş- kin bir karar alınmadan anı- lan hisse devri gerçekleştiri- lirse Rekabet Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca "hukuken geçerli olmayan" bir hisse devri söz konusu olacak. Bu durumda da anılan hisselere ilişkin oy hakkını kullanarak bir genel kurul topiantısı ya- pılırsa anılan genel kurul top- iantısı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca iptal edi- lebilecek, anılan genel kurul- da seçilecek yönetim kurulu üyelerinin yapacakları işlem- ler de hukuken geçersiz iş- lemler olarak nitelendirile- cek. Konu rekabet hukuku açı- sından son derece açık ve herhangi bir tartışmaya yer bırakmayacak netlikte olma- sına rağmen ne Rekabet Ku- rulu'nun, ne özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın, ne de Efremov Kautschuk GmbH/Zorlu Grubu Ortak Gi- rişimi'nin bu konuda bir hare- kete geçmiyor olması da dik- kat çekici bir başka nokta. Tekrarlamak gerekirse Re- kabet Kurulu, TÜPRAŞ'ın Ef- remov Kautschuk GmbH/Zorlu Grubu Ortak Gi- rişimi'nin satışını onaylamadı. Bu konuda halen bir karar alınması, bir kararın alınabil- mesi için ise Rekabet Kuru- lu'na usulune uygun bir baş- vurunun yapılması gerekiyor. Bu aşamada, kamuoyunun gündemıni son günlerde iş- gal eden onayın ne şartlarda alınmış olduğu veya iptal edilme ihtimalının bulunup bulunmadığı hususları ise ne yazık ki hukuken bir anlam ifade etmiyor. ÇtZGİLİK KÂMtLMASARACl kamilmasaraci <t mynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoy ı: yahoo.com BULUT BEBEK MRAYÇÎFTÇİ bulutbebekn hotmail.com Ay,1ounla.r necici «adamîar./Her 1 şeyr KEDİ LEVO APTÜJK.A aptull * hotmail.com OTOBUSTEKILER KEMAL URGENÇ >f/«fl s,'(ffief sofa Arr -j. J 1 h yahoo.com TARtHTE BUGUN MLMTAZARIKAN 18 icuw.mumtaz-arikan.com W.6ropius 1883-1969 "BAUHAUS"UN KURUCUSU 1885'TS BUGÜN, ÜfJLÜ MİMAR V/ALTER GROPIUS, ALMAH YA'DA POĞPU.UY6ULAYACAĞI TfUiZLA DUNYANIN EfJ ÖNDE SELEN MlMAIZLARI AÜASlNA 6<GECEK OLAM GROPIUS, 1919'DA 'BAUHAUS* OKULUNU KUHACAKnK. BAUHAUS O/KUUJ, GlbEeEK,MİMA&UKLA 8İHUKTE O£- KOKAsyoN ve RBSIM SAMATTNOA DA Er&siHi SOSTB- REceKrt#.<5£ÜŞEN SANAYİNİN^ELECEĞİN 8rç/M- LENOİRİCİSİ OCACAĞINI PÜŞÜNEN GROPtUS, PONK- S'irONEL Slft MİMARLIĞA YÖNBUNMESİ GEBEKTİ- ĞİAJI SAVUMACAICTt. BU TAR2OA, HEft SlÇIU VE MALZCKiE BlR SÖeeV IÇIMDI YE YAÜARLtUĞI ESAST1.13SO'LARDA &UÇLENEN HAZlLEH'lN ETtCİ- SıYLS ÇAUÇAMAZ. DURUMA 6EIBN &KOPIUS,1SS4-'T£ ALMAUVA'Yt TEGKEGE8.EK ÖUCE ıN6ILTE&,SONB*DA 'OE ÇAUŞA4ALARINISURt>ÛG£CEKrrl?.. GÖRÜŞ TURKKAYA ATAOV İki Acı Gerçek Daha! Işgalin ve işkencenin yanı başında, Irak petrolü için savaş bugün de sürüyor. Amerika'nın bir önemli hedefi, Irak petrolünü satıp gelirin bir bö- lümüyle işgal harcamalannı karşılamaktır. Ona kar- şı çıkanların bir amacı da bu petrolün dışa, geliri- nin de Amerika'nın cebıne akmasını engellemek- tir. Bu çatışmada işgal personelınin çok sayıda si- vile uzun süredir nasıl davrandığı artık saklana- maz oldu. Ancak, yaygın olarak bilinmeyen ama aynntıla- n işgalcilenn maskelerini daha da düşürecek olan iki utanç verici gerçek daha var: Birincisi, Ameri- ka Vietnam Savaşı'nda adı suç işlemekle kötüye çıkmış bir ABD keşif birliğini yeniden ortaya çıka- rarak onlara Irak'ta sabotajcı ve terörist dedıkleri- ni izleme ve öldürme görevıni vermiştir. Ikincisi, Amerika Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Mandela iktidanndan önce uygulanan "apartheid" (ırk ay- nmı) yönetiminde "ölüm biriikleri" diye bilinenler- le ilişkiler kurarak onlan kiralamış ve onlara gene Irak'ta yeni kanlı görevler vermiştir. Bu iki grupla da ilişkileri ve eylemleri işgalcinin "kurtancı, özgür- lükçü ve demokrat" gibi kendi yakıştırmalarının ne denli aldatmaca olduklannı bir kez daha kanıtlıyor. 1. llkıne ilişkin olarak, Rumsfeld'in başında ol- duğu Savunma Bakanlığı "Kaplan Gücü" takma adıyla bilinen 101'inci hava özel birliğini, her biri onar keskin nışancıdan oluşan beş tim olarak ye- niden düzenlemiştir. Ellerinde gece de görebilen, dürbünlü, yüksek yıkım güçlü, M-107 tipinde ve 50 kalibrelik özdevimli tüfekler vardır. UH-60 Siyah Hawk helikopterlerin taşıdığı ve attığını vuran bu üstün avcılar kuşkulandıklan kişılere 1.5 mil öte- den ateş etmekte ve hedefi yok etmektedirler. Bun- bardan biri (Çavuş Brian Stinson) şöyle bir açık- lama yaptı: "Hedefi, bizim yakınlarda olduğumu- zu onlar daha anlayamadan, yok ediyoruz." "Kaplan Gücü"nün boylesine kullanılması orta- ya birtakım hukuk ve aktöre sorunlan çıkanyor. Bir hedefi, sırf kuşku duyuluyor diye, çok uzaktan ve bir anda ortadan kaldırmanın onaylanabilir yanı yok. Vietnam Savaşı'nda da, benzeri timler yalnız kuşku nedeniyle yüzlerce sivili (bir toplukıyım gö- rünümünde) ortadan kaldırmış, bunların 18'ine iliş- kin olarak kovuşturma başlatılmışsa da, sonra vaz- geçilmişti. Şimdi Irak'ta aynı işi yapanlar Viet- nam'dakiler değiller ama, donanım, uzmanlık, ör- gütlenme, yöntem ve amaç aynı: Kuşkulanılanla- n uzaktan, teker-teker soğukkanlılıkla ve sorgusuz- mahkemesiz öldürmek. Bunlara ek olarak "Olim- piya Görev Gücü" adında bir örgütlenmeye de gi- dildiyse de, onların amacı da aynı. Her ikisinin var- lığı ve uygulaması savaş hukuku ve Amerikan ya- salanyla çelişiyor. 2. Ötekine gelınce: Gene ABD, eski ırkçı Güney Afrika polis ve asker savaşçılan toplayarak onlara Irak'ta yeni görev vermiştir. Savunma Bakanlığı Bechtel, Halliburton, Fluor ve De Beers gibi dev Amerikan şirketleriyle yakın ilişkileri olan "Erinys" adlıkuruluşla 39.5 milyon dolariık bir anlaşma yap- mış ve onların Güney Afrika'dan meslekten katil- leri kiralamalannı sağlamıştır. Amerikalı yetkililere bu şirketi öneren VVashington'un yandaşı Irak Yö- netim Kurulunun etkili üyesi Ahmet Çelebi'dir. Uzun yıllar Amerika'da yaşamış ve yıllık 90 milyon dolariık destekten aslan payını almış olan bu kişı aynı şirketin ortaklarındandır. Amerika'nın "demokratik yönetimin" önde ge- leni diye sunduğu Çelebi'nin ırkçı kirahk katillerli bu yakın ilişkileri Bağdat'ta Şahin Oteh'ndeki bir pat- lamada, bunlardan François Strydom adlı birinin ölmesi ve Deon Gows adındaki başkasının daya- ralanmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu kimlikler açıkla- nınca, birinin "Koevoet" diye bilinen acımasız ırk- çı birimde, ötekinin de "Vladplaas" ölümtimlerin- de görev yaptıklan belirienmiştir. Onlar ve başka- ları, kirahk katilliğin yasak olduğu günümüz Güney Afrika Cumhuriyeti'nde savcılarca aranmaktaydı- lar. Bu ülkeye özgü ırkçılık yıkılıncaya değın, eski "apartheid" düzeninin en büyük destekçisi Ame- rika'ydı. Bugün de, işsiz kalmış katillerine Irak'ta yeni kazanç yollan buluyor. Petrol için savaş hâlâ sürüyor. Görünene ek ola- rak, hiç bilinmeyen ve faşistyöntemlerie de, "Ame- rikan modeli"n\n iki yeni ağlatısal-gülünç maske- si de bu. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAV 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Pembemsi kırmızı renk- te çiçekler 2 açan bir süs o bıtkisı. 2/Ka- rakter... Ye- mek ve içki- den anlayan, 6 bunların tadı- -, na varabilen kimse. 3/ Ge- 8 mide yelken- 9 lerin açılma- sı. 4/ Özel bir man- tarla keçi ya da inek sütünün mayalan- 2 masıyla hazırlanan ekşi içecek... Doğu 4 ve Güneydoğu Ana- 5 dolu'da küçükbaş 6 hayvanlann kışı içinde geçirdiği 8 dam. 5/ Akıl... Bir 9 çeşit böriilce... Bir nota. 6/ Süs ve gösteriş. 7/Ka- dınlarda cinsel isteğin hastalık derecesinde artma- sı. 8/ Vilayet... iki kişiyle oynanan bir iskambil oyunu. 9/Bademli kek... Bir nota. YUKARIDAN AŞAĞIYA: V Yurdumuzda da yaşayan ve başında siyah bir sorguç bulunan kuş cinsi. 2/ Şarkı, türkü... Mi- toloji. 3/tstenç zayıflığı... Kumaşla astar arası- na konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolah bez. 4/ Yapılann tasanmını yapan kimse. 5/ Açık alanlardan ve kalabalık yerlerden aşın derecede korkma. 6/îskandinav ülkelerine özgü üflemeli bir çalgı... Kendinden geçme yönte- miyle dinsel ve büyüsel işlemler yapan din ada- mı. II Kısa kıllı ve sarkık kulaklı bir av köpeği cinsi... Lezzet. 8/lşaret...Trabzon'unbirilçesi... Bir meyve. 9/ Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear