Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2004 PERŞEMBE
8 HABERLERtN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edırne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denızli
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
19
21
20
20
24
23
24
23
Zonguldak PB 16 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
PB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
1b
13
14
15
18
19
16
19
Adana PB 27
Y 22 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkân
Van
PB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
24
23
28
25
24
15
14
Y 15
Butun Dolgeıenmız
parçalı yer yer çok bu-
luttu Iç Ege, Akdenız'ın
ıç kesımlen Iç Anadolu,
Batı Karadenız'ın ıç ke-
sımlen. Orta ve Doğu
Karadenız ıle Doğu ve
Guneydoğu Anadolu
bolgeien sağanak ve
gokgurultulu sağanak
yağışlı geçecek Havası-
caklığı batı bolgelenmız-
de artacak doğu bolge-
lenmızde azalacak
DIS MERKEZLER
Oslo PB 14 Berlin PB 22 Moskova B 13
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
B
Y
Y
Y
Y
Y
12
14
11
16
17
16
20
Münıh PB 21 Zürıh
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
Y
PB
PB
PB
Y
B
23
15
24
23
18
21
21
Y 22 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahire
B
PB
PB
Y
Y
Y
B
24
12
20
19
13
12
27
B 29
! Sıslı . Bulutlu ^ H f c Yağmurtu Karlı Sulu kar , Gok gurultulü
• •
O U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
H Baştarafı 1. Sayfada
rini yalanlıyor.
Verheugen itiraf ediyor: "Rumlar başlangıçta
BM sürecine destek verdiler. 2002'de AB'ye ka-
tılım anlaşmasını imzalayıncaya kadar bu tavıria-
rını değiştirmediler. Daha sonraları olumsuz bir
tavır izlediler. Isviçre'de Türkler Annan Planı'nı
imzaya hazırdı, Rumlar buna yanaşmadılar".
Oysa aynı Vertıeugen, referandumda Rum oyu-
nu ortaya çıkıncaya kadar, hatta Isviçre'deki gö-
rüşmelere hariçten gazel okuyarak katıldığı sıra-
larda Türk tarafını Rumlar lehinekimiödünlereik-
na etmeye çalıştığını, ver Karpaz'ı al anlaşmayı
diye üstün çabalar sarf ettiğini, genelde Türk ta-
rafının -herzaman olduğu gibi- uzlaşmaztutumu-
na karşı çıktığını, -AB'yi kullanarak- al takke ver
külah hesabı iç içe olduğu Rumlarla Yunanltların
amaçlarına büyük ölçüde hizmet verdiğini unut-
muş görünüyor.
Bu arada Rumlar planı imzaya hazır oldukları-
nı söyleselerdi, Kıbrıslı Türklerden yok edici An-
nan Planı ile yetinmelerini isteyecekti.
Verheugen, Türk tarafının, Türkiye'nin, Rumla-
rın hayır'ı ile rahatladığını söyleyemiyor.
Rumlar sayesinde RTE de övgü topluyor. Açık-
tan söyleyemiyor ama, belki içinden Allah razı ol-
sun Rum hayır'ından diyor. Belkı de siyaset üze-
rine eşi Emine Hanım'la geceleri ocak başı söy-
leşilerinde bu gerçeğe değiniyor.
Rum tarafından yükselen hayır sesi Batı dün-
yasını şaşkınlığa uğrattı. RTE ile Gül ise sonucu
öylesine kendilerine mal ettiler ki, Güney Kıbrıs'ı
hayır oyuna ikna ettiklerini ilana ramak kaldı.
Nitekim Dışişleri Bakanı Gül, AKP grubundaki
uzun açıklamasında "yaşanan süreçte Türkiye'nin
haklı çıktığını" söyleyerek bu varsayımı güçlen-
dirdi.
• • •
Verheugen'dan bir başka baba itiraf daha:
"Kıbns'ın katılım anlaşmasının 10. protokolünde
Annan Planı'na destek koşulu getirildi. Ancak
Rumlar buna saygı göstermedi".
Komser, böylece referandumdan önce bu ko-
şulu, hayır eğilimini desteklemeye hazırlanan
Rum partilerine, özellikle iktidar partisi AKEL'e
anımsatmadığını da kabullenmiş oluyor.
Bir başka itirafıyla AB'yi, Güney Kıbrıs'ın öte-
den beri öne sürdüğü bir başka suçlamayı üst-
lenmekten vazgeçmiş gösteriyor. "BirAB ülkesi
ülkeye, birAB adayı ülkeden tehdit geldiğini söy-
lemenin ciddiye alınmayacağını" söylüyor ve a-
ma, referandum sırasında Rumların Türk askeri-
ni sürekli tehlike gören kampanyasına AB'nin kar-
şı çıkmayışındaki nedeni açıklamaktan uzak du-
ruyor.
"Adadaki Türkleri ikinci sınıf vatandaş görme-
nin yakışıkalmayacağını" vurgulaması bir siyasal
memurun siciline yazılacak olan hazin itirafların
son halkası.
Bu itiraflar bir yerde Verheugen'a gerçekleri
söyletiyor, bir yerde bu itiraflar AB koşul ve ku-
rallarını sallamayan Rum yöneticilerle Komser'e
konuşma hakkı vermeyen Rum TV'lerine, Rum
yöneticilerine hem duygusal hem de örgütsel bi-
rertepki.
örneğin Avrupa Parlamentosu'nda Türk aske-
rinden şikâyetçi olan Rum temsilcilere Verhe-
ugen; plana evet deseydiniz Türk askeri adadan
çıkacaktı, ama hayır dediniz işte kalıyor, hatta sa-
yısı da artacak diye sert, adeta intikam alırcası-
na yanıt veriyor.
Dün dündür bugün bugündür kuralı Batı'da ge-
çerliliğini koruyor.
Türk Arastırma Merkezi
Açlık sının
480 milyon
• Türk-İş, IMF destekli ekonomik
programın çahşanlar üzerinde yarattığı
tahribatın özellikle yaşama şartlannın
gerilemesinde kendisini gösterdiğini bildirdi.
ANKARA (ANKA)-
Dört kişılik bir ailenin,
açhk sının olarak da ta-
nımlanan dengeli besle-
nebilmesi için gerekli
olan gıda harcamalan-
nın tutan nisan ayında
bir önceki aya göre yüz-
de 1.7 oranında artarak
480 milyon 534 bin lira
oldu. Yoksulluk sının da
1 milyar 460 milyon 591
bin liraya çıktı.
Türk Arastırma Mer-
kezi'nin yaptığı araştır-
maya göre, zorunlu gı-
da harcamasındaki artış
yılın ilk dört ayında
yüzde 4.5, son 12 ay iti-
bariyle de yüzde 6.5
oranında arttı. On iki
aylık ortalamalara göre
değişim oram ise yüzde
22.5 olarak gerçekleşti.
Dört kişilik ailenin gı-
danın yam sıra kira, ula-
şım, yakacak, aydınlat-
ma, su, giyim, eğitim,
telefon, kültür gibı te-
mel gereksinimlen için
yapması gereken ve
yoksulluk sının olarak
nitelendirilen harcama
tutan ise nisan ayında 1
milyar 460 milyon 591
bin lira olarak gerçek-
leşti. Buna göre, dört ki-
şilik bir aile aradan ge-
çen süre içinde zorunlu
gereksinimlerini karşı-
lamak için 89 milyon
377 bin lira daha fazla
harcama yapmak zo-
runda kaldı.
Tük-lş'ten yapılan
açıklamada, IMF des-
tekli ekonomik progra-
mın çahşanlar üzerinde
yarattığı tahribatın özel-
likle yaşama şartlannın
gerilemesinde kendisi-
ni gösterdiği ve toplu-
mun önemli bir bölü-
münün açlık ve yoksul-
luk sorunu ile karşı kar-
şıya kaldığı kaydedildi.
Asgari ücretin 77
milyon lira artış göster-
mesine karşın dört kişi-
lik bir ailenin gıda har-
camasına sadece 19 gün
yettiği belirtelen açıkla-
mada, "İnsan onuru-
nun gerektirdiği har-
camayı gerçekleştire-
bilmek için dört kişilik
bir ailenin toplam ge-
lirinin 5 asgari ücret
olması gerekmekte-
dir"denildi.
AKP'li Ozyolcu, 'teröristlerin laik kesimden çıktığı' imasmda bulundu
AKP Gülen'i savunduMUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Türk Ceza Yasa-
sı (TCY) Tasarısı'nı görüşen
Adalet Alt Komisyonu'nda
AKP'lilerin dın adamlarına si-
yaset serbestisi getirmek ve ya-
sadışı Kuran kursu açanlar için
uygulanan cezalan kaldırma gı-
rişimleri CHP'liler tarafından
engellendı. AKP Ağn Millerve-
kılı Halil Özyolcu. Abdullah
Öcalan ıle Yeşil'in laik kesim-
den çıktığı imasında bulunarak
CHP'lilere, "Kurslara neden
karşı çıkıyorsunuz. Buralarda
ahlakı, iyiliği öğretiyorlar. Fet-
hullah Hoca devletin yapama-
dığını yapıyor. Bu kesimden te-
rörist çıkmaz. Apo'lar,YeşiTler
hangi kesimden çıkıyor" dedi.
AşağıSaksonya
Almanya'da
öğretmenlere
ârbanyasağı
BERLİN (AA) - Al-
manya'nın Aşağı Sak-
sonya Eyalet Meclisi,
okullarda öğretmenle-
rin türban takmasının
yasaklanmasını karar-
laştırdı. Eyalet hükü-
metınin öğretmenlerin
okullarda türban takma-
sının yasaklanması yo-
lundakı karan, eyalet
meclısinde yapılan oy-
lamada Hıristiyan De-
mokrat Parti (CDU),
Sosyal Demokrat Parti
(SPD)veHürDemok-
rat Parti'nin (FDP) oy-
lanyla kabul edildi.
Eyalet Eğitim Bakanı
Bernd Busemann, ya-
sanın her öğretmenin ne
amaçla türban taktığı-
nın ıncelenmesini ön-
gördüğünü, ancak yasa-
nın bu incelemelerin
türban yasağıyla sonuç-
lanacak şekilde uyarla-
nacağmı söyledi.
TCY Tasansı'm görüşen Adalet
Alt Komisyonu'nda AKP ve
CHP milletvekilleri arasında
sert tartışmalar yaşandı.
AKP'nin önerileri CHP'liler
tarafından engellendi.
Komisyonda AKP'liler, tasan-
nın '"Kanuna aykırı eğitim"
başlıklı 418. maddenin metınden
çıkanlmasını istedi. Madde şöy-
le: "Kanun ve nizamlara aykı-
rı olarak, okul veya dcrshane,
okul öncesi eğitim kurumu,
kurs, öğrenci yetiştirme ve ça-
lıştırma veya eğitim merkezi ve
benzeri kurutnları açanlara ve
buralarda öğretmenlik yapan-
lar ile bunları çalıştıranlara bir
yıldan üç yıla kadar hapis ce-
zası verilir.Yukarıdaki fıkrada
gösterilen yerlerin kapatılma-
sına da karar verilir."
CHP'den sert tepkl
AKP'nin önensine CHP'li-
ler sert çıktı. Bu sırada AKP'li
Halil Özyolcu ıle CHP'li Or-
han Eraslan arasında sert tar-
tışma yaşandı. Eraslan, madde-
1
'Karımı Gördünüz mü?'
Tiyatro Sanatı Severler Derneği (SASED), "Kanmı Gördünüz
mü?" adlı oyunuyla 12. kez izleyiciyle buluştu. Bakırköy Bele-
diye Tiyatroları Altan Erbulak Sahnesi'nde önceki akşam oy-
nanan oyunda. Kayserili bir tüccarın evden kaçan kansını arar-
ken başından geçenler anlatılıyor. Olayların esprili bir dille iş-
lendiği oyunda, toplumsal sorunlar da ironik yaklaşımla irde-
leniyor. Oyunu yazan ve yöneten. SASED'in kurucusu Kazım
Eryüksel, oyunu kuru komedi olarak vermek istemediğini be-
lirterek "İnsanların gülerken bazı gerçekleri de görmesini iste-
dim" dedi. Birbirinden renkli 23 karakterin yer aldığı oyun.
4 Mayıs Salı günü son kez sahnelenecek. (SEVCAN ÖZDEMlR)
nin çıkanlması durumunda tari-
katlann izinsiz kurs açabilecek-
lerine işaret etti.
'Terörist çıkmaz'
Bunun üzerine Özyolcu, "Ne
var bu kesimde de karşı çıkı-
yorsunuz. Ahlakı, iyiliği öğreti-
yorlar. Fethullah Hoca devle-
tin yapamadığını yapıyor, dev-
letin gidemediği yerlere eğitim
kurumları açıyor. Apo'lar, \e-
şil'ler hangi kesimden çıkıyor?
Bunlar buralardan çıkmıyor.
Toplumun bir kesimini karşıya
alıyorsunuz. Ayrımcılığa tabi
tutuyorsunuz. Bu kesimden te-
rörist çıkmaz" dedi.
Özyolcu'nun sözleri üzerine
CHP'li Eraslan, "Peki Hüseyin
Velioğlu hangi kesimden çıktı"
dedi. Özyolcu, Eraslan'a, "O da
Susurluk'tan çıkıyor. Bu ke-
simden değil" dedi. Eraslan'ın,
"Susurluk'u kendi partinizde
arayın" sözleri üzerine Özyol-
cu, "Göster" yanıtını verdi. Bu-
nun üzerine Eraslan, "Dikkatli
bakarsanız görürsünüz" dedi.
Araya giren Alt Komisyon Baş-
kanı AKP'li Hakkı Köylü, ızın-
siz eğitim kurumu açılamayaca-
ğını belirterek CHP'lılere destek
verdi. Maddenin tasanda kalma-
sına karar verilırken sadece "ve
benzeri" ifadesinin metinden çı-
kanlması uygun bulundu.
Din adamına siyaset
AKP'lilenn din adamlanna si-
yaset serbestisi getirme girişimi
de CHP'liler tarafından engellen-
di. Tasannın din adamlanna iba-
dethanelerde siyaset yasağı getı-
ren 485. maddesi ıle 486. madde-
si birleştirildi. Maddenin komis-
yonda kabul edılen yeni hali şöy-
İe oldu: "İmam. harip, vaiz, ra-
hip, haham gibi din hizmeti ve-
ren kişiler. görevini yerine ge-
tirirken devlet idaresini ve ka-
nunlarını veya hükümet icra-
atını alenen kötüler veya över-
lerse altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandınlır.
Bu fiülerin, görev sırasında ol-
mamakla birlikte, sıfattan ya-
rarlanılarak ve alenen işlenme-
si halinde, yukarıdaki fıkraya
göre cezaya hükmolunur."
Hükümetin hazırladığı YÖK Yasa Tasansı üniversiteleri harekete geçirdi
Rektörlerden istifa uyarısı• Baştarafı 1. Sayfada
Vicdanınıız, öğrencilerimizi
bu şekilde yetiştirmeye el vere-
cek mi?" diye konuştu.
"Çağdaş bir yasa çıkmasından
ümidimi kestiğini" söyleyen
Aras, şunlan söyledi: "Milli
Eğitim Bakanlığı ile iletişim
kuramıyoruz. Hep göz boyama
yapılıyor adeta. Amerika'daki
papaz okulundan bile mezun
olan üniverskeye giriyormuş,
tabii girer, bizde de imam ha-
tipten mezun olan üniversiteye
giriyor, girmiyor mu? Değişik
kurallarla giriyor. Orada pa-
paz okulundan çıkıp üniversi-
teye girme diye bir olay yok, bir
kere dinler farklı... İlahiyatlar-
dan niye korkuyorlar'... Biz niye
ilahiyatlardan korkalım, onlar
bizim kardeşimiz, onlar da bi-
zim çocuklarımız. ben niye
korkayım, ben çağdaşlıktan
yanayım."
" ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural
mesine ilişkin " YÖK'e rağmen
yapılmak istenen değişikliğin
anayasaya aykırı olacağına"
dıkkati çeken'Akbulut, "TÜBÎ-
TAK Yasası da Anayasa Mah-
kemesi'nden döndü. Kurumla-
Rektörler Komitesi, YÖK Başkanı Teziç
başkanlığmda olağanüstü toplanacak.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Aras,
toplantıda, rektörler, ÜAK ve YÖK'ün
istifa etmesi çağnsında bulunacak.
Akbulut ise rektörler komıtesin-
de sadece yasa taslağının değıl.
"üniversitelerin üzerinde yak-
laşık 1 yıldır sürdürülen baskı-
lan" da ele alacaklannı kaydet-
ti. Özellikle katsayılann eşitlen-
n yasalar çıkararak ele geçir-
meye çahşmak son derece teh-
likeli" dedi. Akbulut, üniversi-
telerle "kavga ederek" bir yere
\armanın mümkün olmadığını
belirterek "İlgili konularda üni-
versiteleri yanına almak belki
biraz zaman alabilir ama
önemli olan doğruyu yapmak-
tır.'Yaptık, oldu' deyip Anaya-
sa Mahkemesi'nden döndüğü-
nü görmektense belki uzayabi-
lir" diye konuştu.
Eylem önerileri
AkbuluL öğretim üyelerinin u-
laştırdığı eylem taleplerini de-
ğerlendireceklerini belirterek bu
önerileri şöyle sıraladı: "Ders-
leri boykot edelim, ÖSYM'ye
yazı yazıp kontenjanların viiz-
de 25-50 düşürülmesini isteye-
lim, eylül ayında okulları aç-
mayalım, Meclis'e yürüyelim,
Topluca istifa edelim."
YOK: Asıl mağdur genel liseler
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
YÖK tarafindan hazırlanan "Üniversiteye
Giriş Sınavında Meslek Lisesi ve Genel
Lise Mezunlanna Uygulanan Farklı
Katsayılar Nedeniyle Ortaya Çıkan Du-
rumun Değerlendirilmesi" başlıkh rapor,
göreve geldiği günden bu yana meslek li-
selerinin mağdur olduğunu savunan hükü-
metin savım çürütüyor. Raporda, üniversi-
teye girişte asıl mağdur olanlann genel h-
se mezunlan olduğu belirtilirken, katsayı
uygulamasının yalnızca imam hatiplere
olan talebi azalttığı vurgulandı. Raporda
meslek lisesi mezunlannın, genel lise me-
zunlanna göre avantajlan şöyle sıralandı:
• Mesleki ve teknik lise mezunlannın en
önemli avantajı, eğitimlerinin sonunda
meslek sahibi olmalandır.
• Meslek lisesi öğrencilerinin bir avan-
tajı da gerek sigortalanmak, gerekse asgari
ücretin yüzde 30'u gibi bir ücret almak su-
retiyle kazanç elde ederek, aile bütçelerine
fazla yük olmamalandır. Mesleki ve teknik
lise mezunlannın iş bulma oranlannın ge-
nel lise mezunlanna kıyasla çok yüksektir.
• Smavsız geçişle meslek yüksekokul-
lanna yerleşen adaylara tanınan en önemli
olanaklardan biri de mezun olduktan son-
ra Dikey Geçiş Smavı ile lisans program-
lanna geçebilme olanağıdır.
t/ Meslek lisesi mezunlan "Daha fazla
okumak istivorum" dediklerinde önlerin-
de birçok seçenek mevcuttur. Bu seçenek-
ler, ÖSS 'ye girerek mezun olduğu alan-kol-
bölüme bakıhnaksızın üniversitelerin lisans
programlanna girebilmeleridir.
Raporda genel lise mezunlannın, meslek
lisesi mezunlan karşısındaki bazı "deza-
vantajları" ise şöyle sıralandı:
• Meslek ve teknik lise mezunlanna ta-
nınan büyük olanaklara karşın genel lise
mezunlannın önünde bir tek seçenek var-
dır; ÖSS'ye girip bir yükseköğretim prog-
ramını kazanabilmek.
^ Genel lise mezunlan, Açık Öğretim
Fakültesi önlisans programlanna girmek is-
tediklerinde yine ÖSS'de 105 ve üzerinde
puan almak zorundadırlar.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
lörü Ömer Çelik, Annan Planı'na kayıtsız şartsız
teslim olurken şu sloganı üretmişlerdi:
Kazan-kazan!
Her iki taraf da kazanacak, kaybeden olmaya-
cak, böylece 40 yıldır devam etmekte olan bir so-
run iki tarafın da rızasıyla çözümlenmiş olacak!
Doğrusunu isterseniz bu kazan-kazan modeli,
ilk duyduğum günden beri bende olmadık şeyler
çağrıştırmıştı. llle kazan arıyorlar da içinde bir şey
mi kaynatacaklar, diyedüşünmüştüm. Birileri ka-
zan kaldıracakdaolabilirdemiştim... Karıştıracak
kepçeyi buldular da kazanı mı arıyorlar diye de dü-
şünmedim değil!
Zira, görünüm bunca kireçlenmenin ardından i-
ki tarafın da evet diyeceği bir sonucun çok zor ol-
duğunu ortaya koyuyordu. Sonuç da öyle oldu.
Kazan-kazan modeli de iflas etti. Böyle bir refe-
randum kaybedenin istifa ettirmesini gerektirmi-
yor. Zaten iki tarafın temsilcileri de "Eyhalkımızbiz
bu plan üzerinde anlaşamadık, sizin oylannıza baş-
vuruyoruz, bizi bu yola Annan itti" dediler. Ancak
ille de kaybedenler istifa etmeli deniyorsa, bunlar
Annan Planı'na sarılanlar ve "evet-evet" isteyen-
lerdir!
Bunu geçelim... Şimdi Türkiye ve KKTC 'kazı-
kazan'öan ne çıkacak, ona bakıyor.
Tanınma çıkabilir mi?
Şu aşamada zor görünüyor. Ankara'da yapılan
hesaplar şöyle:
Biz ilk günden, dünya KKTC'yi tanısın diye yo-
la çıkarsak, kötü niyetli olduğumuzu düşünürler.
Hemen bunu istemek yerine, önce KKTC üzerin-
deki ablukanın kaldırılmasını sağlayalım!
AKP hükümeti bu yol haritasını çizene kadar
Rumlar, iki plan üç yeni öneriyle başka bir nokta-
ya gelmiş olabilir!
Papadopulos dün Atina ziyaretinde aynen şöy-
le dedi:
"Annan Planı gibi planlar ölmez, Bunlar hep ma-
sada kalır!"
Ya da kaz-kazan!
Kazı-kazandan Türkiye'ye AB için müzakereta-
rihi çıkabilir mi?
Erdoğan-Gül ikilisinin başlıca beklentisi bu. Al-
manya'dan gelen olumlu mesajlarla kendilerin-
den geçtiler, bu yolda yürüyorlar. Almanya evet
derse, ötesı kolay mı? Kesinlikle hayır. 1 Mayıs
2004'ten itıbaren AB'de tam yetkiyle oy kullanma
hakkına sahip ülke sayısı 25'e çıkıyor. Güney Kıb-
rıs da bunun içinde.
Bakarsınız herkes evet der, Rumlar hayır der...
AB de bize şöyle der:
"Ey Türkiye, sen benim canım ciğerimsin. He-
pimiz sana müzakere tarihi vermek istiyoruz ama,
şu şımank çocuk Rumlar yok mu?"
Bu gidişle eski Yunanistan'ın yerini Rumlar alır.
Yunanistan da Türkiye ile Rumlar arasında ha-
kemlik yapmaya girişebilir... Hükümet buna "mü-
sait"\
Ancak AB yine de bir yolunu bulup AKP'nin ba-
şarılı görünmesini sağlayabilir. AKP iktidara gel-
diğinden beri her yıl bir uluslararası başarıya im-
za atıyor. 1 Mart 2003'te tezkereyi Meclis'ten ge-
çiremedi, büyük bir başarı kazandı. 24 Nisan
2004'te Annan Planı'nın yaşama geçmesini sağ-
layamadı, büyük bir başarı kazandı. Bundan böy-
le başarı sözcüğünün anlamını değiştirmeli:
"Sonucu ne olursa olsun AKP iktidannın attığı
heradıma başan denir!"
Kazı-kazandan başka ne çıkabilir?
Bakarsınız kocaman bir "kaz" çıkar! AB, Türki-
ye'ye der ki:
"Kardeşim, kazan-kazan olmadı, kazı-kazan ya-
palım dedik. Kazı-kazan sizde ne anlama geliyor
bilemiyoruz ama, biz bir adet kaz kazan demek is-
tedik. Yani al bu kazı, kazan... Kazanan taraf ol, de-
dik..."
Olur mu olur...
Kaz gibı politika üretmenin de bir kazancı olmalı!
ankcurma cumhuriyet.com.tr
Celik'in silahı 76. madde
Milli Eğitim'de
bürokrat kıyımı
ANKARA (ANKA)
- Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik, kamu
görevlılerinin üstünde
bir tehdit unsuru gibi
duran 657 sayılı Devlet
Memurlan Yasası'nin
76"ncı maddesini son
günlerde sık sık kullan-
maya başla-
dı. Çelik, son
olarak 2 da-
ire başkanı
ile 2 il milli
eğitim mü-
dürünü 'ne-
densiz' göre-
vinden aldı.
Celik'in son
icraatı, bü-
rokratlar ara-
sında "kad-
rolaşmaya ~~~m
^^—
yer açıyor" şeklinde
yorumlanıyor.
Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik, "hiç
kullanmadığını" söy-
leyerek övündüğü 657
sayılı yasanın 76. mad-
desini bir tehdit unsuru
gibi bürokratlannın
üzerinde kullanmaya
Milli Eğitim
Bakanı Hüseyin
Çelik, 2 daire
başkanı ile 2
milli eğitim
müdürünü
'nedensiz'
olarak
görevden aldı.
başladı. Bakanlara iste-
diği bürokratı 'neden'
göstermeden yer deği-
şikliği yapmasını sağla-
yan 76. maddeyi kulla-
nan Celik'in. Eğitim
Teknolojileri Genel
Müdürlüğü'nde (Eği-
tek) daire başkanlann-
dan Hüseyin
Karakuş ile
Yüksel Ak-
sakal'ınhak-
lannda her-
hangi bir so-
ruşturma ol-
madan gö-
revlerinden
uzaklaştırdı-
ğı iddia edil-
di.
Çelik
olarak
son
yine
aynı maddeye dayana-
rak Kütahya İl Milli
Eğitim Müdürü Halis
Demir ile Hatay İl Mil-
li Eğitim Müdürü Şina-
si Soyer'in görevlerine
son verdi. tki il milli eği-
tim müdürü hakkında
herhangi bir soruşturma
bulunmadığı öğrenildi.