25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
i NİSAN 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK İSTANB'JL SFEfîDİSİ ABDÜLCANEAZ' KA.HİKÜLAD2 KACSHALAHI KISIM TESMÎLİ 5UNA KA^lN TAr/fr'PfrÜCÎi (rfÇM/'Şı ltei.ARAçlAfcA*AffıPi££, A7M05F£fc'ı't/ 12 Nisan 1993 'te kullanıma sunulan iletişim ağı, bilgi toplumuna ulaşmanın da anahtan TMcinterneti 11yaşında 12-25 Nisan tarihleri arasında kutlanan înternet Haftası, geniş kitlelere interaeti anlatmak ve tanıştırmak amacını taşıyor. Çeşitli etkinliklerle kutlanan hafta için 500 bin afiş basıldı. Okullar da dahil pek çok kuruma dağıtıldı. Haber Merkezi - Türkiye internetı dün 11. yılını doldurdu. 12 Nisan 1993'te genel kullanıma sunulan internetin bugün bireysel kullanıcı sayısının 6-7 milyon olduğu tahmin ediliyor. Finans sektörü interneti en çok kullanan sektörlerin başında. Banka işlemlerinin yaklaşık yüzde 30'u internet bankacılığında, dönen paranın yüzde 40"ı intemet bankacılığı ile yapılıyor. İnternetin ilk yıllannda internet trafiği ses hatlarından geçerdi. Şımdı tüm ses trafiği internet üzerijıden akmaya hazırlanıyor. Mıllı Eğıtim Bakanlığı tüm okullara ADSL ile internet bağlamayı 2005 sonunda bitirmeyi hedefliyor. Başanlı e- devlet uygulamalan Doç. Dr. Akgül'den internet Haftası çağnsı: Hafta değil eıılik obnah yapılıyor: e-polis, yerelnet, maliye, gümrük, SSK gibi. Insanlık ise sanayı ötesi bir toplum biçimine geçişın sancılannı yaşıyor: Bilgi toplumu. internetin başını çektiği bu değişim, bilim, bilgi ve teknolojinin temel katma değer yaratıcısı. bireyin üretici ve tüketici olarak öne çıktığı, entelektüel emeğin kol emeğinin önüne geçtığı, bır toplum biçimine doğru götürüyor. Türkiye bu gerçeği görüp hedefe yönelik, makro adımlar atamadı. Bu serbestleşme politikalan, altyapıyı geliştirme, ulusal boyutta yapılanma. eylem planı ile kendini gösterir. Türkiye'nin internet konusunda somut. ölçülebilen hedefleri olduğunu söylemek ise zor. 12-25 Nisan tarihleri arasında kutlanan İnternet Haftası, geniş kitlelere interneti anlatmak, tanıştırmak, tartıştırmak, kültürü yayma amacını taşıyor. İki hafta süresince herkesin internet ve temsil ettiği bilgi toplumu, e- demokrasi, e-devlet, e-türkiye, e- dönüşüm kavramlanm konuşması ve tartışması isteniyor. Etkinlikler kapsamında İzmit'te "İnternet Yaşamdır Ormanı" için ağaç dikiliyor. Çubuk ve Kağızman kaymakamlıklarında yoğun etkinlik yapılıyor. 40 ctvarında ilde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bunlar, ücretsiz internet erişimi, temel internet eğitimi, çeşitli teknik eğitimler, işin sosyolojik, kültürel boyutlannı tartışan söyleşiler, paneller şeklinde oluyor. Samsun ve başka illerde valilik, üniversite, Türk Telekom, Milli Eğitim ve sivil toplum kuruluşları ortak etkinlikleryapıyor. Linux Kullanıcıları Derneği birkaç yerde seminer veriyor. Hafta için 500 bin afiş basıldı ve dağıtıldı. 200 afiş il milli eğitim müdürlüklerine gönderildi. Valiliklere ilçe ve belediye sayısına bağlı olarak toplam 100 bin afiş gönderildi. Türk Telekom kendi teşkilatı yoluyla dağıtmak için 100 bin afiş istedi. Etkinlikler hakkında detaylı bilgi vi-ww.internethaftasi.org.tr adresinde bulunabilir. Haber Merkezi - "Tür- kiye internetini büyütecek ber türlü etkinlige açığız. destekleriz. İnternet ya- şamdır" diyen tnternet Kurulu üyesi ve Bilkent Üniversitesi öğretim üye- si Doç. Dr. Mustafa Akgül ile internet haftası etkin- liklerini konuştuk: - İnternet Haftası ile ne yapnıak isüyorsunuz? " 1VRTSTAFA AKGÜL - İnternet Haftası'yla inter- net kültürünü geniş kitle- lerin gündemine getirmek çabasındayız. Amacımız İnternet Haftası'nı tüm ül- keyi saran bir internet şen- liğine dönüştürmek. e-dö- nüşüm, e-Türkiye \e e-dev- let kavramlannın geniş kıt- lelerle tanıştınldığı bır in- ternet ve bilişim fırtınası- na döndürmek istiyoruz. Tüm kesimlerden, üniver- siteler, ticaret ve sanayi odalan, çiftçi birlikleri, zi- raat odalan, mühendis oda- lan, barolar, bankalar bir- liği, okullar. kaymakam- lıklar, valilikler, bakanlık- lar ve özel sektörden bi- reyleri İnternet Haftası' na aktif katkı vermeye çağınyoruz. - İnternet Haftasının tarihçesi nedir? AKGÜL - İnternet Üst Kurulu ilk top- lantısını Ocak 1998'de yaptı \e ilk top- lantıda ÜmitAtala>, bir "İnternetGüniT önerdi. Amaç toplumda ılgıyı arttıran, etkinliklere vesile olan bır gün ıdi. Daha sonra ABD'dekı "netday1 " gıbı etkinlik- ler yapmak amacıyla "İnternet Hafta- Mustafa Akgül. ETKİNLİKLER • Kendiokulunu in- ternete bağlama, ^ Bir halk kiitüp- hanesini internete bağ- lama, • Belediyeler bün- yesinde halka açık in- ternet evleri, • Organize sanayi bölgelerinde internet evi açmak, • Kültürel mirasın internete taşınması, • Bir e-devlet hiz- meti başlatmak. sı"na dönüştürdük; ama başından ben "İnternet HaftasTnı iki hafta ola- rak kutluyoruz. - Başka ülkelerde de benzeri etkinlikler yapt- lryor mu? " AKGÜL-Evet.ılgınç bir şekilde dünya ile ay- ru zamanda ve bağımsız olarak başladık. 1998'de Fransa'da bir günlük bır etkinlik oldu; "İnternet FestivaH" adıyla pek çok etkinlik yapıldı. Daha sonrakı yıllar mart orta- sında hemen hemen tüm dünyada üç günlük bir et- kinlik yapıldı. www. in- tenet-fıesta.org ilgili web adresi. Yapılan etkinlikler çok geniş bir yelpazeyi kap- sıyor ve doğal olarak yıl- dan yıla değişiyor. Çeşit- li boyutlarda eğitim, inter- netin eğlence amaçlı kul- lanımı. kültürel kullanımı, bulmacalar, yanşmalar, sanatçılarla buluşma, elektronik ticaret demo- lan, canlı linux kurulum- lan. özürlüler için inter- net, sanal toplantılar. fo- rumlar, paneller, tartışmalar, yapılan et- kinliklenn bazılanydı. Öğrencilerin anne babalanna, öğret- menlerine ve dedelenne interneti gös- termesı. yurttaşlann devlet memurlanna interneti göstermeleri, uzak mesafelerde- kı yurttaşlann internet üzerinde ortak kültürel. sıyasal etkıleşıme girmeleri gi- bı etkinlikleri de savabıliriz. ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet(g cumhuriyet.com.tr BBC'nin internet sitesinde yer alan basın özetlerine göre Ingiltere'de ya- yımlanan Independent gazetesinin 9 Nisan tarihli manşeti iki bölümden oluşuyordu. Gazetenin birinci sayfa- sında 'Bir Yıl Önce' başlığı altında, 9 Nisan 2003 tarihinden kalma üç fo- toğraf vardı. Görüntülerde Saddam Hüseyin'in heykeli yıkılıyor, sevinç içindeki Irakhlar Amerika bayrağı ta- şıyor ve Bağdatlılar kendilerini 'özgür- leştiren' koalisyon güçlerini kucaklı- yordu. Aynı sayfada 'Dün' başlığı al- tında, 8 Nisan 2004 tarihinden üç fo- toğraf yer alıyordu. Bu görüntülerde ise rehin alınan üç gazetecinin, ku- cakta taşınan kanlar içindeki bir ço- cuğun ve yaralı bir Amerikan askeri- riin görüntüleri yer alıyordu. Yine ay- rısayıda yer alan Independent'ınOr- tadoğu muhabiri Robert Fisk'in ya- zısının başlığı ise şöyle: "Yalanlar ve tayaller üzerine kurulu bir savaşfa doğru olan tek şey şu: Irakhlarbizi is- temiyor." Fisk, sağ ideolojinin eseri olarak tanımladığı Irak savaşının. kan ve ateş içinde iflas etmeye mahkûm ol- duğunu söylüyordu. Fisk'in yazısı Kıbrıs Biiyük Optadoğu'nun Neresinde? şöyle devam ediyor: "Güya Saddam Hüseyin'in, kitle imha silahlan ve El Kaide'yle bağlantısı vardı. 11 Eylülsal- dınlarıyla insanlığa karşı suç işlemiş- ti. Irak halkı ise bizi çiçeklerle ve mü- zikle karşılayacaktı. Irak'ta demokra- si olacaktı. Ancak Saddam Hüse- yin 'in heykelinin devrilmesi bile bir hi- leydi esasında. Bir Amerikan askeri aracının heykeli aşağıya indirmesini, sadece birkaç yüz Iraklı izlemişti. O heykeliyıkmalan, 'özgürlüklerini' kut- lamalan gereken on binlerce Iraklı neredeydi?" Aslında Fisk, yazısında bize yine bir iletişim yutturmacasından veya baş- ka bir deyişle başarılı bir propagan- dadan söz ediyor. Bir devrin bitişini simgelediği belirtilen ve naklen izle- tilen 'ender' savaş görüntülerinden bi- risini anlatan Fisk, Saddam heykeli yı- kılırken meydanda birkaç yüz Iraklı- nın bulunduğunu vurguluyor. Irak'ın 'özgürieştirilmesi'nden bu yana bir yıl geçti. Belki de 'Büyük Ortadoğu Pro- /es/'nin ilk temel taşı da aynı günler- de atılıyordu. Stabilize edilmiş, pet- rolleri kontrol altına alınmış, ABD ege- menliğinin yeni bir kalesi daha Irak'ta yaratılacaktı. Geçen süreçte anlaşı- lan o ki ABD'nin toplum mühendis- leri pek de başarıya ulaşamadılar. Aksine sıcak bölgede görev yapan ABD1İ üst düzey subaylar (ya da ba- zılarının deyimiyle komutanlar), artık burasının yeni bir Vietnam olduğunu yüksek sesle söylemeye başladılar. Irak sonuçta ABD ve kuzeni Ingil- tere'nin oluşturmak istediği suni ya- pıya direniyor. Batı'nın dayattığı ye- ni yönetim şekli yerine kendisi çözüm üretmek istiyor. Birbirleriyle çatışa- cağı düşünülen Sünni ve Şii gruplar birtikte işgalcilere saldınyoriar. Böige- nin gerçeklerıne tam olarak vâkıf ol- mayanlar tarafından dayatılan sis- tem, birsürü zortukia karşı karşıya ka- lıyor. 'Büyük Ortadoğu Projesi' adı ge- çen coğrafyada yeni bir biçimlendir- me yaratmaya çalışırken Akdeniz'de- ki küçük bir adada ise kıyamet ko- puyor. Hemen her yerde Kıbrıs ve Annan Planı ile ilgili yazılar, yorumlaryeralı- yor. Batılıların isteği ile Kıbrıs, Avru- pa Birliği'ne nasıl gireceğini hanl ha- nl tartışıyor. Ya Rum kesımi tek başı- na girecek ya da beraberinde KKTC'yi de alacak ve 'Birleşik Kıbrıs' olarak AB'ye girecek. Aslına bakılırsa pek de tartışma yaşanmıyor. Her iki ulusun birtikte AB'ye gırmesinin ne kadar da güzel bir şey olduğu yazılıp çiziliyor. Ankara Ticaret Odası Başkanı Si- nan Aygün, planı biraz değişik bir incelemeye tabi tutmuş, 9 bin sayfa- dan oluşan plan üst üste konduğun- da boyu 1 metre, ağırlığı 52 kilo, uç uca konduğunda uzunluğu 2.5 kilo- metre tutuyormuş. isviçre'deki görüşmeler biter bitmez yorumculanmız, analizcilerimiz ve kö- şe yazarlanmız, bu bir haftada bile sın- dirilmesi imkânsız planın faziletlerini sıralamaya başladılar. Hatta "Plandan Rum/ar memnun değil, o zaman bi- zim için yarariıdır", "Denktaş da mem- nun değil, Papadopulos da mem- nun değil, ben zaten hiçbirzaman sta- tükodan yana olmadım, demek ki plan iyi" diyecek kadar derin(!)' yo- rumlar bile yer aldı. Aslında Annan Planı, Batı tarafın- dan oluşturulmaya çalışılan ikinci ya- pay devlet için hazırlandı. Hatırladı- ğım kadanyla Batı'nın dayatmasıyla oluşturulan ve başarılı(!) olan diğer örnek ise Israil. Doğal olarak sonuçta karan vere- cek olan Kıbrıslılar. Onlar kendi evle- riyle ilgili kararı alacaklar. Ama yine de insanın zihninde bazı sorular olu- şuyor. Dili ayrı, dini ayrı, gelenekleri ayrı, tarihi ayn iki ulusu birleştirme çaba- sı ne kadar gerçekçi? Acaba ileride bir gün oturup "Irak için özgürleşecek; Kıbrıs için de ba- rış içinde mutlu mutlu yaşayacaklar demişlerdi" diye düşünecek miyiz? Yoksa yine bir iletişim bombar- dımanı altında tarihi ve gerçekleri unutuyor muyuz? DUZYAZI ORHAJN BİRGİT Denktaş: Persona Non Grata mı?Diplomasideki "Persona Non Grata" sözcüğünün Türkçe karşıtı "istenmeyen kişı." Bir devlet, kendi top- raklannda zararlı faaliyette bulunduğu yolunda kimi verilere ulaşırsa, ülkesinde görevli ya da konuk ola- rak bulunan bir başka ülkenin diplomatına, zaman ge- çirmeden sınır kapısını göstermek için onu "persona non grata" olarak ilan ediyor. Japonya gibi, dünya- nın en doğusuna giderken zaman kavramlanm da ka- rıştırdığı anlaşılan Başbakan Erdoğan ın, uçakta ga- zetecilere KKTC Cumhurbaşkanı ile ilgili olarak söy- ledikleri tamı tamına "yer lag" sonucu olmalı. Yoksa, aklı başında hiç kimse, Denktaş gibi bir ulusal kah- ramanın sadece başkanı olduğu Kıbrıslı Türklen de- ğil, anavatan olarak bellediği Türkiye'yi de 24 Nisan halkoylaması öncesinde aydınlatmak amacıyla yap- tığı toplantılar karşısında bu kadar paniğe kapılmaz. "Ne söyleyeceksen git Kıbrıs'ta anlat" diye sınır ka- pısını gösterme nezaketsizliği ile özdeşleşmez. İki Kıb- ns'ın birleşmesini AB'ye giriş kılıfı içinde en somut so- nuç olarak değeriendirirken aralannda siyasal parti- lerin, sivil toplum örgütlerinın bulunduğu kalabalıklar için "marjinaller" demenin sadece ayıp olduğunu bi- lir. Dedim ya, Batı'dan Doğu'ya uçarken değişen sa- at farkı Erdoğan'ın dengesını bozmuş olmalı. Yoksa, Kıbnslı Rumlann, Yunanlılann Rauf Denktaş'a göster- mekte kusuretmedikleri saygıyı unutup neredeyse etin- deki TC pasaportunu da almaya kalkışacak ve elin- den gelse Türkıye'ye ayak basmasını yasaklayacak bir Başbakan olarak tarihe geçebilecek Recep Tay- yip Erdoğan! işin aslı, öyle anlaşılıyor ki, Rauf Denktaş'ın Kıbrıs sorunu için anavatan kamuoyunu arkasına alma stra- tejisı bayağı kök salıyor. Ve Başbakanı özellikle par- tisinin tabanı açısından da düşündürecek bir ana da- va haline geliyor. Bence başta Başbakan, herkes 24 Nisan halk oylaması üstünde, kimın neyı savunduğu- nu bir daha gözden geçirmelidir. Annan Planı'na "evef"çi yazarlanmız, bilim adamlanmız, Irak krizi baş- gösterdigı zaman da Bush'un talimatı doğrultusun- da Türkıye'nin Irak'a asker göndermesini ve ABD si- lahlı kuvvetlerinin ülkemızde yığınak yapmasını des- tekliyorlardı. Maazallah, ya onlann dediği yol izlensey- di. Bugün binlerce şehit vermiş, on binlerce yaralısıy- la, anasız babasız, evlatsız kimseleriyle insanlanmız, Irakta boğazına kadar sorun içinde bir Türkiye'nin gi- derek büyüyen homurtulannı iktidara duyurmak ama- cıyla sokaklarda olacaktı. Hiçbir zaman önlerini gö- rememiş akıl hocalanndan, bu tür stratejilerde kılavuz- luk yapmasını istemenin Başbakan'a da AKP ye de yararı olmaz. Pazartık payı kalmayan bir polrtika AKEL'in ve Kıbns kilisesinin, 24 Nisanda "Ohi" di- yeceğini açıklamış olmalan da Türkiye'nin bugünkü Kıbns politikasında ne kadar acemi ve aceleci dav- randığını kanrtlamıyor mu? 1 Mayıs'ta AB'ye girecek bir Kıbns Rum Devleti, kazanımlannı Türklerle paylaş- mayı niçin istesin? Erdoğan ve kurmayları, aylardan beri hiçbir pazarlık payı bırakmayan bır acelecilik ile daha birinci Annan Planı'nın açıklanmasından ben, hep ve sadece "evetçi" olmanın yanlışlannın boy verdiği- ni bile hâlâ fark edemiyorlar. Abdullah Gül, Rum ta- rafının reddedeceği bir referandumda Türk kesimi evet dediği takdirde, KKTC'nın tanınacağını açıklar- ken hangi veriden yola çıkıyor. O anda yanında bulu- nan Bangladeş Dışişlen Bakam'ndan "Bu kez Allah çarpsın ki, karanmızdan dönmeyeceğiz" türünden bir söz mü aldı? Türk kamuoyu, 25 Nisan sabahı yepyeni bır gün ile uyanabilir. Bugünkü dördüncü planı da beğenmeyen Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar, bır arada değilse bi- le yan yana ve dostça yaşamanın erdemlerıni içleri- ne sindırebilirier. Bu yüzden Sayın Başbakan, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin Sayın Başkanfna, hiç de yakışmayan bir söylemle "ülkene git" dıyeceğine, dün öğleye doğru TBMM Başkanı BülentAnnç'ın Lef- koşa'dakı Başkanlık Konutu'na telefon ederek yap- tığı çağrıyı ıçine sindirmelidir. Nedir o çağrı? Bülent Arınç, aralannda istanbul Bağımsız Millet- vekili Emin Şirin'in de bulunduğu kimi milletvekille- nnin Denktaş'ın TBMM'de konuşma istemini, dün öğleye doğru Rauf Denktaş'a iletme gereğini duyu- yor. "Bazı arkadaşlarımız sizin TBMM'de konuşma- nızı istiyoriar. Ancak, birieşime tam kadro katılma ol- mayabilir" demeyi de ihmal etmiyor. Bu yan gönul- süzçağnyı KKTC Başkanı geri çevirmiyor. TBMM'nin, daha önce Kıbns'la ilgili politikalan ulusal bir sorun ola- rak değerlendirdığıni, bu nedenle de kendisinin her defasında o kürsüden seslendiğini söylüyor. Bu kez de bu tür bır görevı sorumluluğunun gereği olarak üstleneceğini yineliyor. Annç 20 Nisan tarihini veri- yor ve kesin çağn için dün akşama kadar KKTC Cum- hurbaşkanı'ndan zaman istiyor. Bilmiyorum, TBMM Başkanı, kendi yetkisini mi kullanmak için o zamana gereksinme duyuyor. Yoksa, Tokyo'ya, Başbakan'a ulaşmak için mi? Ben Irak olaylannda haklı çıkan Annç'ı bu kez de tarihi bir görev için eylem başında görmek isteyen- lerdenim. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(a e-kolay.net Yeni sürüm 2006da cıkacak Windows'dan 'Uzunboynuz' NEW YORK (AA) - Windows bilgisayar işle- tim sısteminin, kod adıy- la "Longhorn" (Uzun Boynuz) olarak bilinen yeni sürümünün 2006 yılı ortasında piyasaya çıkacağı bildinldi. "Ongörülen tarihin bu olduğunu" vurgulayan Longhorn ürün müdürü GregSuIKvan'a göre ye- ni sistemın 3 özelliği var: İlki WinFS olarak ad- landmlan yeni dosyala- ma sistemi; ikincisi A\a- lon adı verilen grafik makinesı ve İndigo ola- rak nitelenen ağ hizmet- leri mimarisi. Microsoft'un kurucu- su BiD Gates de bir süre önce Longhorn sistemi- ni 2006'da çıkarmayı planladıklannı açıkla- mıştı. ZDNet adlı inter- net sitesindeki habere göre Microsoft mühen- dısleri. üriinü bir an ön- ce piyasaya çıkarabil- mek için bazı özellikle- rinden fedakârlık etme- yi ve bu özellikleri, bir sonraki sürüm olan Blackcomb'a aktarma- yı planlıyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear