Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
i NİSAN 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK
İSTANB'JL
SFEfîDİSİ
ABDÜLCANEAZ'
KA.HİKÜLAD2
KACSHALAHI
KISIM
TESMÎLİ
5UNA KA^lN TAr/fr'PfrÜCÎi
(rfÇM/'Şı
ltei.ARAçlAfcA*AffıPi££,
A7M05F£fc'ı't/
12 Nisan 1993 'te kullanıma sunulan iletişim ağı, bilgi toplumuna ulaşmanın da anahtan
TMcinterneti 11yaşında
12-25 Nisan tarihleri arasında kutlanan înternet
Haftası, geniş kitlelere interaeti anlatmak ve
tanıştırmak amacını taşıyor.
Çeşitli etkinliklerle kutlanan hafta
için 500 bin afiş basıldı.
Okullar da dahil pek çok
kuruma dağıtıldı.
Haber Merkezi - Türkiye internetı
dün 11. yılını doldurdu. 12 Nisan
1993'te genel kullanıma sunulan
internetin bugün bireysel kullanıcı
sayısının 6-7 milyon olduğu
tahmin ediliyor.
Finans sektörü interneti en çok
kullanan sektörlerin başında.
Banka işlemlerinin yaklaşık
yüzde 30'u internet
bankacılığında, dönen paranın
yüzde 40"ı intemet bankacılığı ile
yapılıyor. İnternetin ilk yıllannda
internet trafiği ses hatlarından
geçerdi. Şımdı tüm ses trafiği
internet üzerijıden akmaya
hazırlanıyor. Mıllı Eğıtim
Bakanlığı tüm okullara ADSL ile
internet bağlamayı 2005 sonunda
bitirmeyi hedefliyor. Başanlı e-
devlet
uygulamalan
Doç. Dr. Akgül'den internet Haftası çağnsı:
Hafta değil
eıılik obnah
yapılıyor: e-polis,
yerelnet, maliye,
gümrük, SSK
gibi.
Insanlık ise sanayı
ötesi bir toplum
biçimine geçişın
sancılannı
yaşıyor: Bilgi
toplumu.
internetin başını
çektiği bu
değişim, bilim,
bilgi ve teknolojinin temel katma
değer yaratıcısı. bireyin üretici ve
tüketici olarak öne çıktığı,
entelektüel emeğin kol emeğinin
önüne geçtığı, bır toplum biçimine
doğru götürüyor.
Türkiye bu gerçeği görüp hedefe
yönelik, makro adımlar atamadı.
Bu serbestleşme politikalan,
altyapıyı geliştirme, ulusal
boyutta yapılanma. eylem planı ile
kendini gösterir. Türkiye'nin
internet konusunda somut.
ölçülebilen hedefleri olduğunu
söylemek ise zor.
12-25 Nisan tarihleri arasında
kutlanan İnternet Haftası, geniş
kitlelere interneti anlatmak,
tanıştırmak, tartıştırmak, kültürü
yayma amacını taşıyor. İki hafta
süresince herkesin internet ve
temsil ettiği bilgi toplumu, e-
demokrasi, e-devlet, e-türkiye, e-
dönüşüm kavramlanm konuşması
ve tartışması isteniyor.
Etkinlikler kapsamında İzmit'te
"İnternet Yaşamdır Ormanı" için
ağaç dikiliyor. Çubuk ve Kağızman
kaymakamlıklarında yoğun
etkinlik yapılıyor. 40 ctvarında ilde çeşitli etkinlikler
düzenleniyor. Bunlar, ücretsiz internet erişimi, temel
internet eğitimi, çeşitli teknik eğitimler, işin sosyolojik,
kültürel boyutlannı tartışan söyleşiler, paneller
şeklinde oluyor. Samsun ve başka illerde valilik,
üniversite, Türk Telekom, Milli Eğitim ve sivil toplum
kuruluşları ortak etkinlikleryapıyor. Linux
Kullanıcıları Derneği birkaç yerde seminer veriyor.
Hafta için 500 bin afiş basıldı ve dağıtıldı. 200 afiş il
milli eğitim müdürlüklerine gönderildi. Valiliklere ilçe
ve belediye sayısına bağlı olarak toplam 100 bin afiş
gönderildi. Türk Telekom kendi teşkilatı yoluyla
dağıtmak için 100 bin afiş istedi.
Etkinlikler hakkında detaylı bilgi
vi-ww.internethaftasi.org.tr adresinde bulunabilir.
Haber Merkezi - "Tür-
kiye internetini büyütecek
ber türlü etkinlige açığız.
destekleriz. İnternet ya-
şamdır" diyen tnternet
Kurulu üyesi ve Bilkent
Üniversitesi öğretim üye-
si Doç. Dr. Mustafa Akgül
ile internet haftası etkin-
liklerini konuştuk:
- İnternet Haftası ile ne
yapnıak isüyorsunuz?
" 1VRTSTAFA AKGÜL -
İnternet Haftası'yla inter-
net kültürünü geniş kitle-
lerin gündemine getirmek
çabasındayız. Amacımız
İnternet Haftası'nı tüm ül-
keyi saran bir internet şen-
liğine dönüştürmek. e-dö-
nüşüm, e-Türkiye \e e-dev-
let kavramlannın geniş kıt-
lelerle tanıştınldığı bır in-
ternet ve bilişim fırtınası-
na döndürmek istiyoruz.
Tüm kesimlerden, üniver-
siteler, ticaret ve sanayi
odalan, çiftçi birlikleri, zi-
raat odalan, mühendis oda-
lan, barolar, bankalar bir-
liği, okullar. kaymakam-
lıklar, valilikler, bakanlık-
lar ve özel sektörden bi-
reyleri İnternet Haftası' na
aktif katkı vermeye çağınyoruz.
- İnternet Haftasının tarihçesi nedir?
AKGÜL - İnternet Üst Kurulu ilk top-
lantısını Ocak 1998'de yaptı \e ilk top-
lantıda ÜmitAtala>, bir "İnternetGüniT
önerdi. Amaç toplumda ılgıyı arttıran,
etkinliklere vesile olan bır gün ıdi. Daha
sonra ABD'dekı "netday1
" gıbı etkinlik-
ler yapmak amacıyla "İnternet Hafta-
Mustafa Akgül.
ETKİNLİKLER
• Kendiokulunu in-
ternete bağlama,
^ Bir halk kiitüp-
hanesini internete bağ-
lama,
• Belediyeler bün-
yesinde halka açık in-
ternet evleri,
• Organize sanayi
bölgelerinde internet
evi açmak,
• Kültürel mirasın
internete taşınması,
• Bir e-devlet hiz-
meti başlatmak.
sı"na dönüştürdük; ama
başından ben "İnternet
HaftasTnı iki hafta ola-
rak kutluyoruz.
- Başka ülkelerde de
benzeri etkinlikler yapt-
lryor mu?
" AKGÜL-Evet.ılgınç
bir şekilde dünya ile ay-
ru zamanda ve bağımsız
olarak başladık. 1998'de
Fransa'da bir günlük bır
etkinlik oldu; "İnternet
FestivaH" adıyla pek çok
etkinlik yapıldı. Daha
sonrakı yıllar mart orta-
sında hemen hemen tüm
dünyada üç günlük bir et-
kinlik yapıldı. www. in-
tenet-fıesta.org ilgili web
adresi.
Yapılan etkinlikler çok
geniş bir yelpazeyi kap-
sıyor ve doğal olarak yıl-
dan yıla değişiyor. Çeşit-
li boyutlarda eğitim, inter-
netin eğlence amaçlı kul-
lanımı. kültürel kullanımı,
bulmacalar, yanşmalar,
sanatçılarla buluşma,
elektronik ticaret demo-
lan, canlı linux kurulum-
lan. özürlüler için inter-
net, sanal toplantılar. fo-
rumlar, paneller, tartışmalar, yapılan et-
kinliklenn bazılanydı.
Öğrencilerin anne babalanna, öğret-
menlerine ve dedelenne interneti gös-
termesı. yurttaşlann devlet memurlanna
interneti göstermeleri, uzak mesafelerde-
kı yurttaşlann internet üzerinde ortak
kültürel. sıyasal etkıleşıme girmeleri gi-
bı etkinlikleri de savabıliriz.
ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet(g cumhuriyet.com.tr
BBC'nin internet sitesinde yer alan
basın özetlerine göre Ingiltere'de ya-
yımlanan Independent gazetesinin 9
Nisan tarihli manşeti iki bölümden
oluşuyordu. Gazetenin birinci sayfa-
sında 'Bir Yıl Önce' başlığı altında, 9
Nisan 2003 tarihinden kalma üç fo-
toğraf vardı. Görüntülerde Saddam
Hüseyin'in heykeli yıkılıyor, sevinç
içindeki Irakhlar Amerika bayrağı ta-
şıyor ve Bağdatlılar kendilerini 'özgür-
leştiren' koalisyon güçlerini kucaklı-
yordu. Aynı sayfada 'Dün' başlığı al-
tında, 8 Nisan 2004 tarihinden üç fo-
toğraf yer alıyordu. Bu görüntülerde
ise rehin alınan üç gazetecinin, ku-
cakta taşınan kanlar içindeki bir ço-
cuğun ve yaralı bir Amerikan askeri-
riin görüntüleri yer alıyordu. Yine ay-
rısayıda yer alan Independent'ınOr-
tadoğu muhabiri Robert Fisk'in ya-
zısının başlığı ise şöyle: "Yalanlar ve
tayaller üzerine kurulu bir savaşfa
doğru olan tek şey şu: Irakhlarbizi is-
temiyor."
Fisk, sağ ideolojinin eseri olarak
tanımladığı Irak savaşının. kan ve
ateş içinde iflas etmeye mahkûm ol-
duğunu söylüyordu. Fisk'in yazısı
Kıbrıs Biiyük Optadoğu'nun Neresinde?
şöyle devam ediyor: "Güya Saddam
Hüseyin'in, kitle imha silahlan ve El
Kaide'yle bağlantısı vardı. 11 Eylülsal-
dınlarıyla insanlığa karşı suç işlemiş-
ti. Irak halkı ise bizi çiçeklerle ve mü-
zikle karşılayacaktı. Irak'ta demokra-
si olacaktı. Ancak Saddam Hüse-
yin 'in heykelinin devrilmesi bile bir hi-
leydi esasında. Bir Amerikan askeri
aracının heykeli aşağıya indirmesini,
sadece birkaç yüz Iraklı izlemişti. O
heykeliyıkmalan, 'özgürlüklerini' kut-
lamalan gereken on binlerce Iraklı
neredeydi?"
Aslında Fisk, yazısında bize yine bir
iletişim yutturmacasından veya baş-
ka bir deyişle başarılı bir propagan-
dadan söz ediyor. Bir devrin bitişini
simgelediği belirtilen ve naklen izle-
tilen 'ender' savaş görüntülerinden bi-
risini anlatan Fisk, Saddam heykeli yı-
kılırken meydanda birkaç yüz Iraklı-
nın bulunduğunu vurguluyor. Irak'ın
'özgürieştirilmesi'nden bu yana bir yıl
geçti. Belki de 'Büyük Ortadoğu Pro-
/es/'nin ilk temel taşı da aynı günler-
de atılıyordu. Stabilize edilmiş, pet-
rolleri kontrol altına alınmış, ABD ege-
menliğinin yeni bir kalesi daha Irak'ta
yaratılacaktı. Geçen süreçte anlaşı-
lan o ki ABD'nin toplum mühendis-
leri pek de başarıya ulaşamadılar.
Aksine sıcak bölgede görev yapan
ABD1İ üst düzey subaylar (ya da ba-
zılarının deyimiyle komutanlar), artık
burasının yeni bir Vietnam olduğunu
yüksek sesle söylemeye başladılar.
Irak sonuçta ABD ve kuzeni Ingil-
tere'nin oluşturmak istediği suni ya-
pıya direniyor. Batı'nın dayattığı ye-
ni yönetim şekli yerine kendisi çözüm
üretmek istiyor. Birbirleriyle çatışa-
cağı düşünülen Sünni ve Şii gruplar
birtikte işgalcilere saldınyoriar. Böige-
nin gerçeklerıne tam olarak vâkıf ol-
mayanlar tarafından dayatılan sis-
tem, birsürü zortukia karşı karşıya ka-
lıyor.
'Büyük Ortadoğu Projesi' adı ge-
çen coğrafyada yeni bir biçimlendir-
me yaratmaya çalışırken Akdeniz'de-
ki küçük bir adada ise kıyamet ko-
puyor.
Hemen her yerde Kıbrıs ve Annan
Planı ile ilgili yazılar, yorumlaryeralı-
yor. Batılıların isteği ile Kıbrıs, Avru-
pa Birliği'ne nasıl gireceğini hanl ha-
nl tartışıyor. Ya Rum kesımi tek başı-
na girecek ya da beraberinde KKTC'yi
de alacak ve 'Birleşik Kıbrıs' olarak
AB'ye girecek. Aslına bakılırsa pek de
tartışma yaşanmıyor. Her iki ulusun
birtikte AB'ye gırmesinin ne kadar da
güzel bir şey olduğu yazılıp çiziliyor.
Ankara Ticaret Odası Başkanı Si-
nan Aygün, planı biraz değişik bir
incelemeye tabi tutmuş, 9 bin sayfa-
dan oluşan plan üst üste konduğun-
da boyu 1 metre, ağırlığı 52 kilo, uç
uca konduğunda uzunluğu 2.5 kilo-
metre tutuyormuş.
isviçre'deki görüşmeler biter bitmez
yorumculanmız, analizcilerimiz ve kö-
şe yazarlanmız, bu bir haftada bile sın-
dirilmesi imkânsız planın faziletlerini
sıralamaya başladılar. Hatta "Plandan
Rum/ar memnun değil, o zaman bi-
zim için yarariıdır", "Denktaş da mem-
nun değil, Papadopulos da mem-
nun değil, ben zaten hiçbirzaman sta-
tükodan yana olmadım, demek ki
plan iyi" diyecek kadar derin(!)' yo-
rumlar bile yer aldı.
Aslında Annan Planı, Batı tarafın-
dan oluşturulmaya çalışılan ikinci ya-
pay devlet için hazırlandı. Hatırladı-
ğım kadanyla Batı'nın dayatmasıyla
oluşturulan ve başarılı(!) olan diğer
örnek ise Israil.
Doğal olarak sonuçta karan vere-
cek olan Kıbrıslılar. Onlar kendi evle-
riyle ilgili kararı alacaklar. Ama yine
de insanın zihninde bazı sorular olu-
şuyor.
Dili ayrı, dini ayrı, gelenekleri ayrı,
tarihi ayn iki ulusu birleştirme çaba-
sı ne kadar gerçekçi?
Acaba ileride bir gün oturup "Irak
için özgürleşecek; Kıbrıs için de ba-
rış içinde mutlu mutlu yaşayacaklar
demişlerdi" diye düşünecek miyiz?
Yoksa yine bir iletişim bombar-
dımanı altında tarihi ve gerçekleri
unutuyor muyuz?
DUZYAZI
ORHAJN BİRGİT
Denktaş: Persona Non
Grata mı?Diplomasideki "Persona Non Grata" sözcüğünün
Türkçe karşıtı "istenmeyen kişı." Bir devlet, kendi top-
raklannda zararlı faaliyette bulunduğu yolunda kimi
verilere ulaşırsa, ülkesinde görevli ya da konuk ola-
rak bulunan bir başka ülkenin diplomatına, zaman ge-
çirmeden sınır kapısını göstermek için onu "persona
non grata" olarak ilan ediyor. Japonya gibi, dünya-
nın en doğusuna giderken zaman kavramlanm da ka-
rıştırdığı anlaşılan Başbakan Erdoğan ın, uçakta ga-
zetecilere KKTC Cumhurbaşkanı ile ilgili olarak söy-
ledikleri tamı tamına "yer lag" sonucu olmalı. Yoksa,
aklı başında hiç kimse, Denktaş gibi bir ulusal kah-
ramanın sadece başkanı olduğu Kıbrıslı Türklen de-
ğil, anavatan olarak bellediği Türkiye'yi de 24 Nisan
halkoylaması öncesinde aydınlatmak amacıyla yap-
tığı toplantılar karşısında bu kadar paniğe kapılmaz.
"Ne söyleyeceksen git Kıbrıs'ta anlat" diye sınır ka-
pısını gösterme nezaketsizliği ile özdeşleşmez. İki Kıb-
ns'ın birleşmesini AB'ye giriş kılıfı içinde en somut so-
nuç olarak değeriendirirken aralannda siyasal parti-
lerin, sivil toplum örgütlerinın bulunduğu kalabalıklar
için "marjinaller" demenin sadece ayıp olduğunu bi-
lir. Dedim ya, Batı'dan Doğu'ya uçarken değişen sa-
at farkı Erdoğan'ın dengesını bozmuş olmalı. Yoksa,
Kıbnslı Rumlann, Yunanlılann Rauf Denktaş'a göster-
mekte kusuretmedikleri saygıyı unutup neredeyse etin-
deki TC pasaportunu da almaya kalkışacak ve elin-
den gelse Türkıye'ye ayak basmasını yasaklayacak
bir Başbakan olarak tarihe geçebilecek Recep Tay-
yip Erdoğan!
işin aslı, öyle anlaşılıyor ki, Rauf Denktaş'ın Kıbrıs
sorunu için anavatan kamuoyunu arkasına alma stra-
tejisı bayağı kök salıyor. Ve Başbakanı özellikle par-
tisinin tabanı açısından da düşündürecek bir ana da-
va haline geliyor. Bence başta Başbakan, herkes 24
Nisan halk oylaması üstünde, kimın neyı savunduğu-
nu bir daha gözden geçirmelidir. Annan Planı'na
"evef"çi yazarlanmız, bilim adamlanmız, Irak krizi baş-
gösterdigı zaman da Bush'un talimatı doğrultusun-
da Türkıye'nin Irak'a asker göndermesini ve ABD si-
lahlı kuvvetlerinin ülkemızde yığınak yapmasını des-
tekliyorlardı. Maazallah, ya onlann dediği yol izlensey-
di. Bugün binlerce şehit vermiş, on binlerce yaralısıy-
la, anasız babasız, evlatsız kimseleriyle insanlanmız,
Irakta boğazına kadar sorun içinde bir Türkiye'nin gi-
derek büyüyen homurtulannı iktidara duyurmak ama-
cıyla sokaklarda olacaktı. Hiçbir zaman önlerini gö-
rememiş akıl hocalanndan, bu tür stratejilerde kılavuz-
luk yapmasını istemenin Başbakan'a da AKP ye de
yararı olmaz.
Pazartık payı kalmayan bir polrtika
AKEL'in ve Kıbns kilisesinin, 24 Nisanda "Ohi" di-
yeceğini açıklamış olmalan da Türkiye'nin bugünkü
Kıbns politikasında ne kadar acemi ve aceleci dav-
randığını kanrtlamıyor mu? 1 Mayıs'ta AB'ye girecek
bir Kıbns Rum Devleti, kazanımlannı Türklerle paylaş-
mayı niçin istesin? Erdoğan ve kurmayları, aylardan
beri hiçbir pazarlık payı bırakmayan bır acelecilik ile
daha birinci Annan Planı'nın açıklanmasından ben, hep
ve sadece "evetçi" olmanın yanlışlannın boy verdiği-
ni bile hâlâ fark edemiyorlar. Abdullah Gül, Rum ta-
rafının reddedeceği bir referandumda Türk kesimi
evet dediği takdirde, KKTC'nın tanınacağını açıklar-
ken hangi veriden yola çıkıyor. O anda yanında bulu-
nan Bangladeş Dışişlen Bakam'ndan "Bu kez Allah
çarpsın ki, karanmızdan dönmeyeceğiz" türünden
bir söz mü aldı?
Türk kamuoyu, 25 Nisan sabahı yepyeni bır gün ile
uyanabilir. Bugünkü dördüncü planı da beğenmeyen
Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar, bır arada değilse bi-
le yan yana ve dostça yaşamanın erdemlerıni içleri-
ne sindırebilirier. Bu yüzden Sayın Başbakan, Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin Sayın Başkanfna, hiç de
yakışmayan bir söylemle "ülkene git" dıyeceğine,
dün öğleye doğru TBMM Başkanı BülentAnnç'ın Lef-
koşa'dakı Başkanlık Konutu'na telefon ederek yap-
tığı çağrıyı ıçine sindirmelidir.
Nedir o çağrı?
Bülent Arınç, aralannda istanbul Bağımsız Millet-
vekili Emin Şirin'in de bulunduğu kimi milletvekille-
nnin Denktaş'ın TBMM'de konuşma istemini, dün
öğleye doğru Rauf Denktaş'a iletme gereğini duyu-
yor. "Bazı arkadaşlarımız sizin TBMM'de konuşma-
nızı istiyoriar. Ancak, birieşime tam kadro katılma ol-
mayabilir" demeyi de ihmal etmiyor. Bu yan gönul-
süzçağnyı KKTC Başkanı geri çevirmiyor. TBMM'nin,
daha önce Kıbns'la ilgili politikalan ulusal bir sorun ola-
rak değerlendirdığıni, bu nedenle de kendisinin her
defasında o kürsüden seslendiğini söylüyor. Bu kez
de bu tür bır görevı sorumluluğunun gereği olarak
üstleneceğini yineliyor. Annç 20 Nisan tarihini veri-
yor ve kesin çağn için dün akşama kadar KKTC Cum-
hurbaşkanı'ndan zaman istiyor. Bilmiyorum, TBMM
Başkanı, kendi yetkisini mi kullanmak için o zamana
gereksinme duyuyor. Yoksa, Tokyo'ya, Başbakan'a
ulaşmak için mi?
Ben Irak olaylannda haklı çıkan Annç'ı bu kez de
tarihi bir görev için eylem başında görmek isteyen-
lerdenim.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(a e-kolay.net
Yeni sürüm 2006da cıkacak
Windows'dan
'Uzunboynuz'
NEW YORK (AA) -
Windows bilgisayar işle-
tim sısteminin, kod adıy-
la "Longhorn" (Uzun
Boynuz) olarak bilinen
yeni sürümünün 2006
yılı ortasında piyasaya
çıkacağı bildinldi.
"Ongörülen tarihin bu
olduğunu" vurgulayan
Longhorn ürün müdürü
GregSuIKvan'a göre ye-
ni sistemın 3 özelliği var:
İlki WinFS olarak ad-
landmlan yeni dosyala-
ma sistemi; ikincisi A\a-
lon adı verilen grafik
makinesı ve İndigo ola-
rak nitelenen ağ hizmet-
leri mimarisi.
Microsoft'un kurucu-
su BiD Gates de bir süre
önce Longhorn sistemi-
ni 2006'da çıkarmayı
planladıklannı açıkla-
mıştı. ZDNet adlı inter-
net sitesindeki habere
göre Microsoft mühen-
dısleri. üriinü bir an ön-
ce piyasaya çıkarabil-
mek için bazı özellikle-
rinden fedakârlık etme-
yi ve bu özellikleri, bir
sonraki sürüm olan
Blackcomb'a aktarma-
yı planlıyorlar.