Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 ŞUBAT 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
r j l V I wW UİVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
ŞlRKETLER
• TUKAŞ, sektöründe
2003 yılında Ege
Bölgesi'nde en fazla
ihracatı gerçekleştiren
şirket olarak ödül aldı. Ege
îhracatçılar Birliği'nce ilk
kez verilen "En Başanlı
thracatçılar" ödülleri
kapsamında; sektöründe
2003 yılında Ege
Bölgesi'nde en fazla
ihracatı gerçekleştiren
şirket, TUKAŞ oldu.
• PROFİLO nun
minimum miktarda enerji
tüketerek en iyi yıkama
verimıni sağlayan A sınıfi
çamaşır makinelen,
tüketicinin beğenisine
sunuldu. Yeni çamaşır
makinelerinin 6 kilo
çamaşır kapasitesi ve 15
ayn yıkama programı
bulunuyor.
• YURTİÇİ KARGO,
şehirlerarası acıl teslim
edilmesi gereken önemlı
paketler için daha önce
Îstanbul-Ankara arasında
başlattığı "VIP"
hizmetınin kapsamına
Antalya, Bursa, tzmir ve
Anada'yı da ekledı. VIP
Çeyrek Gün servisı ile
gönden 6 saat sonra dığer
kentteki alıcıya teslim
ediliyor.
• VOLKSWAGEN'ın
arazı aracı Touareg,
Avustrarya'nın en tanınan
arazi araçlan dergilerinden
Overlarder tarafindan
verilen 2003 Yılının Arazi
Aracı Ödülü'nün sahıbı
oldu. Touareg, Avustralya
ormanlannda yapılan
zorlu testlerden sonra bu
ödüle layık görüldü.
• NOKIA pazarda daha
etkin rekabet etmesini
sağlayacak çekirdek iş
alanlanna odaklanmak
için tüm dünyadaki PC,
notebook ve avuç içi
bilgisayarlannın
yönetimini IBM'ye
bıraktı.
• AYGAZ "Dıkkatlı
Çocuk Kazalara Karşı
Bilinçlendirme
Kampanyası" Uluslararası
Halkla Ilışkiler Demeğı
tarafindan düzenlenen
2003 Golden World
Avvardas'da kurumsal
sosyal sorumluluk
kategorisinde
mükemmellik ödülünün
sahibi oldu.
The Economist'e göre yatırımcıaçısmdan
Türkiveriskli4.ülkeÜlke sıralaması
0-Minimumrisk,100-Maksimum risk
0 20 40
Irak
Arjanttn
Venezüella
TÖRKİYE
Endonezya
Kolombiya
Filipinler
Mısır
Peru
Brazilya
Meksika
Rusya
Güney Afrika
Çın
Hindistan
Israıl
Polonya
Macaristan
Tayland
Malezya
Çek Cumh.
Güney Kore
Tayvan
Şıli
Hong Kong
Singapur
Kayn a k: E c o n o m i s t Intellingence U n it
Ekonomi Servisi - The Econo-
mist dergisinin araştırma birimı
Economist Intelligence Unit'in
(EIU) sıralamasında Türkiye, ya-
tınm açısından 4. riskli ülke ol-
du. Ülkelerin yabancı yatırım
çekme bakımından değerlendiril-
diği "Risk Sıralaması" adlı araş-
tırmada Irak, Arjantin ve Venezü-
ella, güven vermeyen ülkelerin
başında yer aldı.
Ülkelerin, politik ve ekonomik
istikrar ile kredi düzeyleri başta
olmak üzere 77 kritere göre de-
ğerlendirmeye alındığı araştır-
maya göre. Hong Kong ve Singa-
pur, yabancı yatırım açısından en
güvenli ülkeler olma özellikleri-
nı koruyorlar.
Değlşen blr sey yok
The Economist dergisinin bu
haftaki sayısında yer verdiği araş-
tırma, 2003 "e göre, Türkiye'de bu
yıl "pek bir şey değişmediğini"
de ortaya koydu. Sıralamaya gö-
re Türkiye, yabancı yatınmcıya
güven verme açısından yerinde
saydı.
Savaştan çıkan ve çatışmalann
tüm hızıyla sürdüğü Irak'ın en
riskli ülke olarak gösterildiği
araştırma, AKP iktidanyla bahar
havası esmeye başlayan Türki-
ye'de aradan geçen bir yıla karşın
yabancı yatmm konusunda bir
arpa boyu yol gidilemediğinı de
ortaya koyuyor.
" Yabancı yaünm çekme açısın-
dan 2003'ü atıhm yıh ilan eden"
AKP'nin de bu alanda sınıfta kal-
dığını gözler önüne seren araştır-
manın geçen yılki sıralamasında
da Türkiye aynı konumdaydı.
SANAYİCİ PAHALI ENERJİDEN SİKÂYETÇİ
ANKARA (AA) - Sanayiciler, Türkiye'deki
enerji fıyatlannın yüksekliğinden ve bu
fiyatlarla uluslararası alanda yeterince rekabet
edememekten şikâyet ediyor. 1. Organize
Sanayi Bölgeleri (OSB) Zirvesi'nde oluşturulan
Enerji Komitesi'nin hazırladığı rapora göre,
Türkiye'deki elektrik ve doğalgaz fiyatlan,
sanayicilerin dış piyasalardaki rekabet gücünü
oldukça azaltan bir seviyede bulunuyor.
Almanya'da 6.8 sent. Fransa'da 5.53 sent,
Hollanda da 6.21 sent olan elektriğin kilovat
saatinde Avrupa Birliği ortalaması da 6.3 sent
olarak hesaplanıyor. Oysa elektrik Türkiye'de 9
sentten satılıyor. Doğalgaz fıyatlarında da aynı
gelişme yaşanıyor. Bin metreküp doğalgazın
satış fiyatı, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan'da
141 dolar, Finlandiya'da 114 dolar, Hollanda'da
ise 140 dolar olarak belirleniyor. Doğalgazın
satış fiyatı Türkiye'de 164 dolar seviyesinde
bulunuyor. Komitenin raporunda yer alan
veriler, Türkiye'de elektrik kaçağının yüzde 24-
25'lere ulaştığını. kaçağın yüksek boyutlara
ulaşmasının faturasını da elektrik abonelerinin
ödediğini ortaya koydu. Buna göre,
sanayicilerin otoprodüktör
gruplanndan almış olduklan enerji
bedellerinin yüzde 3"ünü elektrik
iletim sistemi kullanım bedeli,
yüzde 13'ünü dağıtım sistemi
kullanım bedeli, yüzde 12'sini ^f
ise kayıp-kaçak bedeli
oluşturuyor.
Türkiye 'nin 300 milyar dolarlık dünyapazanndaki payı sadeceyüzde 1
Denîzciler çıkış anyorLEYLAÇEVİK
Üç tarafı denızlerle çevnli Tür-
kıye'nin 300 milyar dolarlık dünya
denız tıcaretinden sadece yüzde
l 'lik pay alıyor olması. sektörü ye-
ni çözüm arayışlanna yöneltti. De-
nizcilik Müsteşarlığı, geçen yıl Av-
rupa limanlanna giren Türk bay-
raklı gemilerden 162 adedınin,
uluslararası denizcilık kurallan
şartlarının çeşitli maddelerine uy-
madıklan gerekçesıyle girdikleri li-
manlarda "tutulmasr üzerine,
bundan böyle tam donanıma sahip
olmayan gemilenn uluslararası su-
lara çıkışına izin vermeyecek bir
düzenleme hazırladı. Sektör tem-
silcileri ise kötü gidişe dur demek
için gemilennı dünya normlanna
uygun hale getırmek için harekete
geçti.
Denizcilık Müsteşarlığı yetkili-
leri uluslararası sulara çıkan top-
lam 800 adet Türk gemısi olduğunu be-
lirterek "yüksek risk grubunda" görül-
düğü için gittikleri limanlarda alıkonan
gemilenn oranının 2002'de yüzde 24.32
olduğunu bu oranın 2003 'te yüzde
10.59'a düştüğünü ifade ettiler. "Bu ra-
kamlar sektörün bilinçlendiğini ve artik
eski usullerie giobal ticaret yapamaya-
caklannı anladıklannı gösteriyor" di-
yen yetkililer, 2004 sonu itibanyla alı-
konan gemi sayısını sıfıra indirmeyi he-
Panama
Uberya
Yunanistan
Bahama
Matta
Güney Kıbns
Singapur
Norveç
Panama Dünya Lideri
Sıra Bayrak Gemi sayısı GRT
Hong Kng
Marehat Island
—g* -
Ingiltere
Japony»
Sairrt Vıncent
5286
1461
1176
1140
1308
1167
981
1099
711
d 398
2164
741
2731
508
388
835
722
843
416
125305
49911
30860
33928
26290
22815
21721
20868
17904
16549
16926
14525
12254
10074
6063
6196
9630
6163
7298
1000 5447
defliyorlar.
Yeni uygulamaya sektör temsilcilerin
de destek geldi. Atlanric Denizcilık iş-
letme müdürü Feridun Yüksel uygula-
maya ilişkin çalışmalann 1996 "dan be-
n yürütüldüğünü belirterek "Herkesin
buna hazırfaklı olması gerekiyordu. Za-
ten işini ciddiye alan armatöıierimiz ge-
rekli tedbirleri aldüar" dedi. Türk filo-
sunda yeni gemi sayısının az olduğunu
belirten Yüksel. "Başlangıçta bazı ma-
liyetlerle katlanılması gerekse de birkaç
yıl sonra uygulamanın yararlan görülür.
Çünkü yabancı limanlarda alıkonan ge-
miler yüzünden çok fazla para ve pres-
rij kaybettik" dıye konuştu.
Kayıp 2.5 milyar dolar
Rakamlar da üç denize kıyısı olan ve
ıki boğaza sahip Türkiye'de denizciliğin
ne kadar ihmal ediliğini gözler önüne
seriyor. Türkrye'nin toplam ihracat ve ıt-
halatının yüzde 87'si denizyolu ile ya-
pılmasına karşın taşımalann sadece
yüzde 30'u Türk bayraklı gemilerle ger-
çekleşrinliyor. Geri kalan yüzde 70'lik
pay için dışanya ödenen navlun (taşıma
ücreti) 2.5 milyar dolan buluyor. Türk
limanlannın 315 milyon ton olan elleç-
leme kapasitesinin (lımanın yükleme ve
boşaltma kapasitesi) ise sadece yüzde
50 sı kullanıyor.
DÜIVYA EKONOMİSENE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA
Bağdat duştüğünde, tüm siyasi yorum-
cular, Bush'un ıkincı kez seçilmeyi garan-
tilediğıni düşündüler. O günden bu güne
köprülerin altından çok sular geçti. Artık,
başkanlık seçımlerinın Bush için çantada
keklık olduğunu söylemek eskisi kadar
kolay değil.
sorunlar... Sorunlar...
Seçimlere daha 9 ay var, henüz De-
mokratik Parti'nin adayı belirlenmedi, bu
yüzden sonuca ilişkin biröngörüde bulun-
mak olanaksız. Ancak, şu güvenlikle söy-
lenebılir. Bush yönetminin önündeki siya-
si, ekonomik sorunlar giderek artıyor.
Bush seçıme giderken kendisine yö-
netülen eleştirileri, "savaş dönemi başka-
nı", "başkomutan" kalkanlan arkaana sı-
ğınarak, eleştirenlerin yeterince vatanse-
verolmadığını imaedereketkisizieştirmek
istiyordu. Ne kı hem Demokrat Parti'nin
General Wesley Clark, Vietnam gazisi
John Kerry gibı geçmişi pariak asker
adaylan sahaya sürmesi, hem de ABD
halkının savaşa ilişkin algılamalannda baş-
layan değişiklik, Bush'un bu taktiğinin ge-
n tepme olasılığını da gündeme getirdi.
Bush yönetiminin Irak'ı işgal etmek için
gerekçe olarak ileri sürdüğü kitle imha si-
lahlan, Saddam - El Kaıde ilişkisi gibi ıd-
dialann hiçbiri kanıtlanamaz; savaştan
sonra Irak'agönderilen silah denetçisi Da-
vid Kay "Kitle imha silahlan yoktu" der-
ken, savaşta ölen ABD askerierinin sayı-
sı 535'e ulaştı, yaralılar sınırlı resmi verile-
re göre 3 bini geçti. Bu koşullarda Beyaz
Saray tatmin edicı bir açıklama yapamaz-
ken Bush'un, "Ben de bilmiyonjm" gibi
sözleri halkın, güvenini sarstı. Bush'un ön-
cekı pazar günü yaptığı bir TV söyleşisiy-
se deyımi mazur görün, uzenne tüy diktı.
Cumhunyetçi Parti'nin kalesi Wall Street
ABD'de Seçim Kampanyası Kızışmaya Başladı
Journal ın sözü dinleniryorumculanndan
Peggy Noon'a göre, "Başkan yorgun,
kendinden emin olmayan, sık sık ne de-
diğianlaşılmazbirgörûntü sundu"... "Ver-
diği cevaplara açıklıkgetirmeye kalktığın-
da daha da kanştınyordu". Baba Bush'un
konuşmalannı yazan ve bugune kadar da
hep Bush'u destekleyen Noon'a göre
Bush'un, eleştirileri, "Bunlar siyasi pole-
mik yapıyor, diye geçiştirmeye kalkma-
sıysa hiç yeterii değildi." (08/02). New
York Tımes (Ruttenberg, 10/02) muhafa-
zakâr basının, ilk kez Bush yönetimini
eleştırmeye başladığına dıkkat çekerken
The American Prospect editörü Robert
Kuttner, Bush'la basın arasındaki uzun
balayının nihayet bıttığini ileri sürdü (Bos-
ton Globe, 11/02). ABD tırajı 4 milyona
ulaşan, muhafazakâr Time Magazine'ın
kapai}\na"Bush'unbirgüvenilırtiksorunu
var mı?" başlığını atmasıysa aynca önem-
lıydi. Bu, muhafazakâr yorumcuların,
Bush'un, tümüyle neoconlann elinde olan
basın ve propaganda ekibini
beceriksizlikle suçlamalan da
ilginçti.
Gerçekten de muhafaza-
kâr kesimin kaygılanmak,
hatta paniğe kapılmak için
başka önemli gerekçeleri de
var. ABD ekonomısınde ge-
lişmeler, düşük faizlere, vergi
indirimlerine ve muazzam sa-
vaş harcamalanna rağmen
Bush'un seçim şansını arttı-
racakyönde ilertemiyor. Evet
bir ekonomik büyüme söz
konusu ama ekonomistlerin
büyük çoğunluğu bu büyu- George VV. Bush
menin işsizliği beklenen
oranda azaltmadığında hem-
fikir. Şirketler yeni iş alanlan
açamazken hizmet sektörün-
de, özellikle yüksek teknolo-
ji, bilgi işlem alanlannda "üre-
timi", vasıf düzeyi yüksek, In-
gilizce konuşan, buna karşı-
lık ABD'deki benzerierinden
çok daha düşük ücrete çalış-
mayahazırnüfusun bulundu-
ğu Hindistan gibi Asya ülke-
lerirte taşıyorlar. Böylece şir-
ketlerin yenıden yapılanma
sürecinde ilk kez beyaz ya-
kalı işçiler de işlerini kaybediyoriar (Ro-
ach, Giobal Economic Forum, 13/02)
Ekonomik büyüme işsizliği azaltamaz-
ken mali istikrarsızlığı körüklüyor. Bırtaraf-
tan artmaya devam eden bütçe açığı dı-
ğer taraftan dolann sürekli değer kaybet-
mesıne karşılık genişlemeye devam eden
dıştcaret açığı (Bloomberg, 13/02). Bush
yönetimin ekonomiye hâkim
olamadığını gösteriyor. Nite-
kim geçen hafta Tüketici Gü-
ven Endeksinin" özellikle dü-
şük gelır dılımlerinde beklen-
medik bir biçımde gerilemesi
(Wall Street Journal, 13/02)
seçimlere doğru ekonomik
büyümenin geleceği üzenne
kocaman bir soru işareti koy-
du.
Ylne klmllkler önemli,
polrtlkalar degil
Ekonomik yönetim ve dış
JohnKerrv
polıtika alanlannda Cumhu-
rıyetçi ve Demokratik parti
arasında köklü, stratejik
farklann olmaması, ABD se-
çim kampanyalannda baş-
kan adaylannın, kışısel özel-
liklennın belirleyıcilık kazan-
masına neden oluyor.
Yukanda değindiğim gibi,
Bush'un "başkomutan",
"güveniliradam" imajlannın
aşınmasına ek, ekonominin
de Bush lehıne sinyaller ver-
mekte zorianması. seçimle-
re daha dokuz ay olmasına
rağmen karşılıklı çamur atma yanşını,
şımdiden daha önce hıç görülmemiş bir
düzeye çıkardı.
Demokratik Parti, asker geçmışli
adaylarının elini güçlendirmek için
Bush'un Vietnam Savaşı döneminde,
cepheye gıtmeyıp sıvil savunma teşkı-
latında görev yaptığını sürekli vurgular-
ken önceki hafta, Bush'un bu dönem
kayıtlarındaki düzensizliklerine dikkat
çekmeye, Bush'un uçuş sertifıkasını ye-
nilemek için yaptırması gereken sağlık
kontrolüne gıtmeyerek (Bush'un lyileş-
mış alkolık olduğuna ilişkin söylentileri
anımsatır biçımde..) hakkını kaybetme-
sıne, sonra da erken terhis olmasına iliş-
kin kımı soruları gündeme getirmeye
başladı.
Hatta kimilerine göre Bush'un sağlık
kayıtlarının bir kısmı, Bush'un adamı
Dan Bartlett tarafindan yok edilmiştı
(The Independent, 13/02). Buna kar-
şılık muhafazakâr basın, Demokratlann
müstakbel adayı, Vietnam gazisi, bol
erginy@tr.net
madalyalı Kerry'nin, Vietnam Savaşı
karşıtı toplantılarda çekilmış resimlerini,
savaş karşıtı yazılannı bulup ortaya dök-
meye başladı. Bu karşılıklı çamurlaşma,
Bill Clinton-Monika Levvinsky skan-
dalını ortaya doken Drudgereport adlı
WEB sitesinde bu kez Kerry'ile ilgıli,
benzer ıddıalar ortaya atılmasıyla yeni
bir boyut kazandı. Seçim tarihi yaklaş-
tıkça bu karşılıklı çamur atmanın daha
ileri boyutlara ulaşması bekieniyor.
Şimdilik bu süreçten, Bush yönetimi-
nin zararlı çıktığı söylenebilir. Kamuoyu
araştırma kurumu The Gallup'un en
son verilerine göre ABD halkı arasında
savaşı destekleyenlerin oranı aralık
ayında yüzde 65'ten bugün yüzde 49'a
düşmüş. Son, Washington Post-ABC
News anketine göre. Bush'un "dürüst
politikacı" olduğunu düşünenlerin ora-
nı geçen yaz yüzde 77 iken bugün yüz-
de 52'ye gerilemış. Ankete katılanlann
yüzde 54'ü de Bush'un kitle imha silah-
lan konusunu ya abarttığını ya da bile-
rek çarpıttığını düşünüyormuş (Was-
hington Post 13/02). Anketler halen
Kerry'nin, Bush'tan 10 puan önde girti-
ğini de gösteriyor.
Anketler bir şeyi daha gösteriyor. ABD
seçmenı neredeyse tam ortadan bölün-
müş, katı bir biçımde kutuplaşmış. Bu
durum, The Atlantic Monthly dergisin-
de yayımlanan ayrıntlı bir çalışmaya gö-
re (Josua Green, Ocak/Şubat sayısı),
seçim sonuçlarını, hâlâ kararsız olan
azınlığın (kı bunlann çoğunluğu yukan-
da değindiğim beyaz yakalılardan olu-
şuyor) yoğun olduğu 10-15 eyalet belir-
leyecek. Ama yıne de unutmamak ge-
rekir kı yeni bir savaş. anı bir "terör
olayı" bu görüntüyü Bush'un elıni güç-
lendirecek yönde yenıden şekıllen-
direbilir.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Küresel İşsizleşme
Yaklaşık iki yüzyıl önce kapitalizmin doğumunda,
işçinin fiziksel olarak özgürleşmesi gerekiyordu.
Günümüzde kapitalizm, artık emeğini satacak bi-
çimde özgürleşen işçi aramıyor; eğitimli, en ileri
teknikleri kullanabilecek kadar becerikli ve bilgili iş-
çi anyor. Bu değişimin kaynağında, genel olarak
teknolojik ilerieme, daha özelde de bilişim (bilgi+ile-
tişim) teknolojilerindeki hızlı gelişmeler yer alıyor.
Yeni gelişmeler, işçileşmeyi de çok yönlü biçim-
de etkiliyor. Bunlardan biri, ABD finansman firma-
sının, gelecek üç yılda 800 bilgisayar mühendisinin
işine son vereceğini açıklamasıdır. ABD'de bir mü-
hendise yapılan yıllık ücret ödemesi, ortalama 150
bin dolardır. Oysa Hindistan'da mühendis başına
yıllık ödeme 20 bin dolar kadardır. Firma, yazılım işi-
ni bu yöntemle çok ucuza getiriyor. Bunun gibi, ya-
kın yıllarda, ABD'de radyoloji uzmanı doktoriann
sayısının azalacağı, MR verilerinin hızla Uzak As-
ya'ya ulaştırılacağı ve hastalıklara aynı kalitede ta-
nı konulacağı öne sürülüyor. Verileri ileterek hasta-
lıklara tanı konulmasının, işçilik maliyetlerini yakla-
şık onda bir oranında azaltacağı hesaplanıyor (In-
ternational Herald Tribune, 7 Ocak). Sovyetler Bir-
liği'nin dağılmasından sonra, ABD araştırma kuru-
luşlan Rus bilim insanlanna projeler göndererek çok
ucuza araştırma yaptırmaya başlamışlardı. Son yıl-
larda işi ucuz işçinin ayağına taşıma süreci yayılı-
yor ve hızlanıyor.
Kısaca, küreselleşme sonucu, kimi önemli hiz-
metlerin üretiminin azgelışmış ülkelerde yaptınlma-
sı sürecine giriliyor.
İşi ucuza getimnenin birdiğeryöntemideABDor-
taklıklarının, mal ve hizmet üretimlerini, gelişmekte
olan ülkelerin kıyılarındaki serbest bölgelere aktar-
malandır. ABD'de iş alanlannın kaybı sayılan bu du-
rum, sendikaları ve meclisleri ayağa kaldınyor. ABD
hükümeti, iş alanlarının ülke içinde kalması amacıy-
la önlemler almaya zorlanıyor. Tartışmalar, serbest
ticaret ve mal-hizmet üretiminin başka yerlere ta-
şınmasında düğümleniyor; geleneksel olarak, ya-
bancı mallara karşı yükseltilen korumacılık duvar-
ları, şimdilerde iş bulma konusunda korumacılığı da
kapsayacak biçimde genişlemiş bulunuyor.
Küreselleşmenin bu yeni yüzü, hiç kuşkusuz, sö-
mürü oranını arttırıyor. Yapılan hesaplara göre, işin,
kıyı yatınmları sonucu yaratılan katma değerin yüz-
de 22
!
si Hindistan'a giderken geriye kalan yüzde
78'i ABD'ye kalıyor (Aynı kaynak, 7/8 Şubat). özet-
le, sermaye, küresel dünyada, bilgili ve de ucuz iş-
çi anyor; iş süreci, çok sınırlı da olsa, küreselleşi-
yor. Bilgili işçisinden kendi hizmet üretimi için ya-
rarianamayan Hindistan gibi ülkeler, uluslararası
sermaye açısından çok çekici oluyor; çünkü kâr
oranlan aşırı biçimde arttınlıyor.
• • •
ABD-Hindistan ıki ayn uç; bu iki uç arasında yer
alan çok sayıda ülke var. ABD sermayesi, Hindis-
tan işçisinden yararianıyor; bu süreçte Hindistan
edilgendir; gençlerini eğitip beklemekten başka bir
şey yapamaz.
Oysa, küreselleşme sürecinde etkinlik kazanma-
ya çalışan; çok etkin olan ülkeler de var. Bu ülkeler
insanlannı hem bilgili yetiştiriyor hem de kendi üre-
timlerinde çalıştınyor. örneğın Güney Kore, Irianda
gibi ülkeler araştırma ve geliştirmeye öncelik veri-
yor, kendi Ar-Ge kurumlannı güçlendiriyor; mal ve
hizmet üreten gırişimlerini Ar-Ge yapmalan amacıy-
la destekliyor. Bu ülkelerin çok önemli bir özelliği
var; bilgi üretimini ulusal bir politikaya oturtuyor,
bilgi toplumuna geçişi kendi haline bırakmıyor, bu
konuda tüm ekonomiyi kapsayan planlı bir yakla-
şımı benimsiyor. Bu ülkeler, eğitimli işçilerini önce-
likle kendi mal ve hizmet üretimlerinde değeriendi-
riyor, bu ülkelerin bilgili işçileri kendileri için, kendi
ülkeleri için üretiyor. Ve bu ülkeler, kişi başına gelir-
lerını hızla arttırıyor; gelişme merdiveninin basa-
maklannı hızta çıkıyor.
• • *
Bu sırada, Türkiye'yi yönetenler ne mi yapıyor?
Hükümet, en önemli ulusal Ar-Ge kurumu olan TÜ-
BlTAK'ı on ayı aşan bir süredir çalışmaz durumda
tutuyor, üniversitelerin araştırma amacıyla kullana-
caklan döner sermaye gelirlerini bütçeye gelir ola-
rak kaydediyor, YÖK Yasası ile üniversitelere el koy-
mayı temel amaç ediniyor, ilk ve ortaöğretimde öğ-
retmen ve yöneticileri bir yerden bir yere sürgün et-
mekle uğraşıyor.
Ulusal ekonomiyi bilgi veteknoloji eksenli olarak
planlayamayan hükümet, eğitimi de iyice çökerti-
yor. Eğitimde ve işsizliğe çözüm bulmadaki yeter-
sizlikler, kaçınılmaz olarak, toplumsalçılgınlıklarya-
ratıyor. Eğitimli işsiz gençlerin on binlercesi, sanal
bir umudakoşmakzorunda kalıyor; "popstar" sal-
gınına sarılıyor.
Sonuçta, Türkiye insanı, küresel işçileşme süre-
cinin bile dışında kalıyor.
yakup@metu.edu.tr
Gişe memuruna standart
• ANKARA (ANKA) - TSE, otoyol ve köprü
gişe memurlanna standart getirdi. Buna göre
gişe memuru dürüst olacak ve giyimine dikkat
edecek; iş disiplinini, temizliği, düzeni ve işe
devam gibi konülan bilecek ve uygulayacak.
Memura lise ve dengi okullardan mezun olma
şartı getiren standarrta, dört işlem gerektiren
matematik hesaplannm yapılabilmesi de
öngörüldü.
Tütün üpeticisine destek
• MALATYA (Cumhuriyet) - Tekel Genel
Müdürlüğü'nce Malatya ve Adana'daki tütün
üreticileriyle bu yıl sözleşme imzalanmaması
tepkilere neden oldu. CHP Malatya Milletvekili
Mevlüt Aslanoğlu Türkiye'de sigara üreten 6
fabrikadan birinin Malatya'da olduğuna dikkat
çekerek "Malatya Sigara Fabrikasf nın bahçesi
olan kentte tütün ekimini yasaklayarak bu
fabrikanın da kapatılacağının ayak sesleri
duyurulmak isteniyor" dedi.
Güneydoğulu leşvik'ten memnun
• DİYARBAKIR / MALATYA (Cumhuriyet) -
Kışi başına düşen ulusal gelirin 1500 dolann
altında olduğu kentlerde yatınmın teşviki için
çıkanlan yasa, Güneydoğu Anadolu'da
memnuniyetle karşılandı. Bazı işadamlan
yasanın yetersiz kalmaması için tanıtım
yapılmasını önerirken bazılan bölgenin tekstil
lojistiğinin değerlendirilmesini istedi.