14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•I0ŞUBAT2004SALI CUMHURİYET SAYFA INCELEME ünümüz kuşağının en parlak iktisatçılanndan biri sayılan New York Times gazetesinin devamlı yorumcusu Amerikalı Paul Krugman son çıkan kitabında ABD'de üç yıldır sahneye konulan sağ siyaset devrimini anlatıyor. (Paul Krugman, The Great Unravelling: From Boom to Bust in Three Scandalous Years, "New York: W.W.Norton & Co., 2003 and London: AUen Lane, 2003") Bush yönetiminin ABD'de var olan düzeni değiştirmek peşinde olduğunu ileri süren Krugman, bunun aynntılannı çarpıcı örneklerle sergiliyor. Bu örnekler devletin sosyal niteliğinin ortadan kaldınlması, yasalann, kurumlann ve yürütmenin zenginler lehine işleyecek türde değiştirilmesi, insan haklanna ve uluslararası hukuka daha az saygılı olunması, hatta demokratik ve laik ilkelerden ödün verilmesi gibi alanlara uzanıyor. Krugman'a göre, Bush iktidannın gerçekleştirdiği bu devrimin korkutucu boyutlan çoğu Amerikalı tarafından henüz fark edilmiş değil. Yazar "Ne otayor? Neden çok kimse bu gerçekleri göremiyor?'' diye sorayor ve bu sorulann cevabım Henry Kissinger'ın 1947'de yazdığı doktora tezinde buluyor. en de Krugman'ı okurken hem Krugman'm günümüz Amerika'sına ait gözlemlerinin, hem de Kissinger'in 19. yüzyıl diplomasisi üzerindeki tahlilinden aktardıklannın, Türkiye'de son yıllarda olup bitenlere de ışık tuttuğunu hayretle gördüm. Bu benzerliği göstermek için aşağıda yazımın birinci kısmında Krugman'ın kitabından seçtiğim bazı pasajlarm çevirisini, ABD yerine parantez içinde Türkiye yazarak veriyorum. İkinci kısımda Krugman'ın, bu sağ devrim saldınsı karşısmda uyanık olmak için gazetecilere ve vatandaşlara yaptığı tavsiyelerini aktanyorum. Üçüncü kısımda ise Türkiye'de yaşadığımız devrimi Amerika Birleşik Devletleri'ndeki devrim ile karşılaştınyor, Türkiye'den örnekler veriyor ve Krugman'm tahlili ışığmda, bazı düşünceler sunuyorum. Krugman'ın kitabından çevirdiğim alıntılan koyu puntolarla, Kissinger'den alınan pasajlann çevirilerini ise italik puntolarla belirtiyorum. Sayfa referanslan Ingiltere (Allen Lane) baskısma göredir. Mevcut düzenin meşruiyetini kabul etmeyen karşı devrimci iktidarların ilgi çekici benzerlikleri ABD veTüıkiye'de sağdevrimProf. Dr. Oktay YENAL • "... (Türkiye'de) pek çok kimse iç siyasette ne büyük bir değişmenin yaşandığuun farkında değiL (2002) seçimlerinde seçmenlerin çoğu ülkenin büyük bir riskle karşı karşıya olduğunu sanmıyordu; (AKP'nin bir yıllık icraatı)ıu gören birçok bilgiç. bu yönetimin radikal muhafazakâr tutumunun geçki bir manevra olduğu. tabanını güçlendirdikten sonra bu iktidann siyasi yelpazenin ortasına kayacağı düşüncesinde ısrar ediyordu. Ve şimdi bik genel halk kitlclerinin. iktidardaki önde gelen politikacılann ne kadar radikal gündemleri olduğundan pek haberleri yok."(s. 3-4) • "... Ne oluyor? Neden çok kimse gerçekleri görmekte bu kadar gecikiyor? Bu kitaba son noktayı koymak fizere iken durumu neredeyse tıpatıp açıklayan bir kitap geçti etime. Bu, Hberal bir yazarın çağdaş olaylar hakkında >azdığı yeni bir kitap değildi; Henr\ Kissinger'in on dokuzuncu yüzyıl diplomasisi hakkuıdald eski bir kitabı idi. Sonraki yıllarda sinik bir siyaset manipülatörü olan, daha sonralan da ahbar kapitalizm (erony capitalism) kadrolanna katılan Henry Kissinger 1957'de genç, bağımsız ve çok parlak bir ilinı adanu iken -doktora tezine dayanarak- (Restore Edilen Dünya / A VVorld Restored) adlı bir kitap yayımlamış. Metternich ve Castlereagh'ın on dokuzuncu yüzyıldaki diplonıatik çabalan konusundaki bir kitabın, yirmi birinci yüzyıldaki (Türkiye) siyaseti bakımından Uginç olması normal olarak beklenmez. Fakat Kissinger'in Idtabının ilk üç sayfasını okuyunca tüylerim ürperdi, çünkü tahlili (Türki\e)deki güncel olaylar bakımından inaıulmaz derecede geçerti idi. Ülkeyi yönetenler kurulu düzene Inanmıyor Bu sayfalarda Kissinger, istikrarh bir diplonıatik düzende 'de\rimci bir güç' - mevcut düzenin meşruhetini kabul etmeyen bir güç- ile karşı karşıya kalındığı zaman ortaya çıkan sorunlan anlatıyordu. Kitap, esas olarak, VVaterloo Sa>aşı"ndan sonra Avrupa'nın yeniden kurulması ile ilgili olduğu için devrimci güç olarak Robespierre ve Napoljon'un Fransa'sını ele alıyor ama 1930'lu yıllarda totaliter rejimlere karşı koymakta diplomasinin yetersizliği ile de paralellik kurujordu. (Bu sayfalan okuyunca) açık olarak görmorum ki (Türkiye'de) yönetimi, parlamentoyu, yargıyı ve medyanın büyük bölümünü ele geçirmiş olan sağcı harekete de Kissinger'in tanımladığı anlamda devrimci bir güç -yani liderlerinin bu günkü siyasal düzenin meşruiyetini kabul etmedikleri bir hareket- olarak baküması gerekir. Yani bu hareket, liderlerinin mevcut düzenin meşruhetini kabul etmedikleri bir harekettir. Durumu abartıyor muyum? Tam tersine, şu anda üİkeyi yöneten iktidardaki kilit elemanlar, ilke olarak, (Türkiye'de) uzun süreden beri kurulu olan siyasal ve sosyal kurumlann var olmaması gerektiğine inanmaktadırlar. Bunu gösteren çok kanıt var -ve bu kimseler bizim gibilerin sorgulamadan u\ duğumuz kurallarla da kendilerini bağlı saymamaktadırlar.-" (s 5-6) Yerleşik düzenin şaşkın tepkileri • "... İktidarda olan katı sağcılaruı söylemlerini ciddh e alanlar ve bunlann radikal amaçlannı gerçekleştirmek peşinde olduklanm Ueri sürenler, 'yaygaracı' olmakla, sorunu büyütmekle itham ediliyorlar. Yaygın bir görüşe göre iktidardakilerin retorik söylemlerini elbette biraz iskontoya tabi tutarak algılamak gerekir: "Sağın amaçlan, söylemlerinüı çağnştırdığı tablodan çok daha sınırhdn*' deniyor. Ama gerçekten öyle mi? "Yine Kissinger'e dönelim. devrim saldınsı karşısında kalan yerteşik düzenin şaşkın tepkileri konusunda Kissinger'in anlattıklan, (Türkiye'deki) sağ yönetimin radikal uygulamalan karşısında (Türk) siyaset ve medya kurumlaruun tutumunu da tasvir ediyor. Kissinger kitabında diyor ki: İktidarı ele$tirenler alarmist. duruma uvanlar aklı basında' Değişmez gibi görünen istikrarlı bir dönemde rehavete kapılmış olan bu kurumlar, devrim güçlerinin var olan düzeni parçalamak istediğine dair iddialan havsalalarına sığdıramazlar. Böyle olunca statükonun koruyucuları, devrimci giicün protestolarına sadece taktik hareketler olarak bakarlar: Sanki bunlar var olan mesruiyeti kabul ediyor • da söylemlerinipazarlık güçlerini arttırmak için abartıyorlarmış gibi; sanki bunlar münferit anlaşmazlıkların sınırlı tavizlerle çözümlenebilecek belirtüeriymiş gibi. Tehlikeyi zamanında haber verenlere alarmist olarak bakılırken duruma uyulmasını salık verenler, dengeli ve aklı basında kimseler olarak sayılır... Oysa inançlarını cesaretle uygulamak, kendi ilkelerini kesin sonuçlanna götürmeyi istemek ve bunda ısrar etmek devrimci giicün temel niteliğidir. Dediğim gibi, bu pasajı okurken tüylerim ürperiyor çünkü bu açıklama, bu >önetimin radikal sivasalanm, fazla eleştiri ve etkin muhalefet ile karşdaşmadan nasü uygulamakta olduğunu açıkhyor."1 (s 8,9) Krugman'dan gazetecilere ve düşünen vatandaşlara sağ devrim uyanlan a, salchnya hazarbkh olmah Krugman. sağ devrim tehlikesi karşısında halkı aydınlatma görevi olan gazetecılerin ve düşünen vatandaşlann nelere dıkkat etmeleri konusunda bazı uyanlarda bulunuyor: "1. Siyasa önerüerinin, bu önerikrde beürtüen amaçlara ulaşmak için getirildiğini varsaymaynuz.. Devrimci bir güçle karşı karşıya kaldığınız zaman o gücün ne istediğini bildiğini, bu amaca ulaşmak için her tüıiü iddiayı kuüanabikceğini akbnızdan çıkarmayıruz™ Gazeteciler yanhş kldialar karşısında ne yapacaklannı çabuk kavrayamazlar; eğilimkri ve yetişme tarzlan gereği her sorunun ild yönünü görmeye çahşırlar \e önemli kişilerin apaçık yalan söytediklerini akdlanna getirmek bik istemeder. Ben bir seferinde gazetedeld köşemde, Bush, 'dünya yuvariak değildir,' dese bu haber gazetelerde 'Dünyanın Şekli: Farkh Görüşler,' şeklinde çıkar diye bu tutumla alay etnüş. çok sayıda gazeteciyi kızdırmıştun-her kızan gazeteci kendisiyle alay ettiğimi sannuşn-." (s 13.14) "2. Asıl amaçlan keşfetmek için biraz araştırnıa yapınız. ._ Övie hice üstü örtülü motiflerden bahsetnüyorum. Sağ devrimcilerin gerçek amaçlan geneuikle herkesin görebileceği yerlerde mevcuttur. Bh- sh asayi geçirmeğe çahşan kûnselerm daha önce neler dediklerine bakmak yeter. Ornıan siyasasnun basında olan kimsenin daha önce kereste sanayicilerinin lobhisti olduğunu öğrendiğuüz zaman ağaçlann kesflmesine yol açacak "sağlıkh ornıan" siyasasuun orman yangmlannı önlemek amacrv la getirilmedigini görürsünüz_. Bir parlamento grup başkaiunm seçikUği zaman "tndl'e dayah" bir düma görüşü getireceğini vaat ettiğini öğrendiğûüzde bu si\aset adamının "üıançb" hizmet girişimlerinin sadece sosyal hizmetlerin etkinligini arttumak amacı gütmediğini anlarsnuz. Irak savaşı nümarlannın Saddam Hüseyin'i on yüdır devirmek istediklerini gördüğunüzde, savaşm 11 Eylül'e tepkiden dogmadığını tahmin edebilirsiniz." (s. 15) "3. Normal siyaset kuraüannın geçerK olacağuu sanmaymız. .„ Mevcut düzeni meşru kabul etmeyen sağ devrim gücü, kendini cari kurallarla bağh saymaz.... Adı yolsuzluğa kanşan yetkflikr, başka zamanlarda olduğu gibi, görevden aynunaya zorlanmaz. ._ Gazeteler bu yolsuzluklann üzerine grtmezT (s. 15.16) U 4. Devrimci gücün eleştirikre saldın ile karşıhk vermesini bekleyiniz. Var olan düzenin meşnıiyetini kabul etmeyen bir deMİmci güç, başkalanna eleştiri hakkı tanımaz. Kendilerini sorgulayan kimse her tüıiü saknnya maruz kalabilir. ... Yfaıe Kissinger'den bir alınü: "Devrimci gücün belirgin niteliği, kendini tehdit altında görmesi değildir.... Asıl niteliği, hiçbirşeyin onagüven vermemesidir. Sadece mutlak güven -yani hasmını nötralize etmek- ona istediği garantiyi sağlar."(s. 17. 18) "5. Devrimci gücün amaçlannın snur tanıdığını sanmaymız. Sağın gündeminin nerede sona erdigini bümhorum, fakat öğrendigim bir şey var: Bu gündemin sınırh tavizlerie yumuşatılabileceğini varsaymamak lazmı. İktidann, herhangi bir konuda ılınılı bir yol seçeceğini bekle>enlerin hesaplan hep yanhş çıkrvor..» Yine Kissinger: "Devrimci gücün temel niteliği, inançlarının gerektirdiği cesarete sahip olması, kendi ilkelerini sonuna kadar götürmek istemesi, hatta bunu diretmesidir." (s. 19) TÜRKİYE'DEN ÖRNEKLER AKP'nin hedefi düzeni değiştirmek K rugman, bu gınşten sonra ABD'de, yalan söylemler ve asılsız kanıtlarla zengınlenn uzerlenndekı \ergı yükünün nasıl azaltıldığını, sosyal programlann nasıl daraltıldığını, Irak savaşının nasıl halka ragmen tezgâhlandığını, devlet ışlenne nasıl dının kanştınldığını ve hatta demokratik düzenin bile hafıfe alındığını anlatıyor. Türkiye'de sağ devnmcıler, Amenka'da olduğundan daha da büyük bir siyasal güç ile iktıdara gelmış, seçıme katılanlann ancak üçte bınnın oyunu aldıklan halde, seçım yasasındakı ganplık yüzünden, parlamentoya büyük çoğunlukla gırmış , bulunuyorlar. Bır yıllık iktıdarlan dönemının ılk aylannda. daha önce Demokrat Partı ve Adalet Partısi ıktıdarlannda olduğu gibi, ortanın sağında muhafazakâr bır partı olarak gelışeceklen işaretını \enrken gıderek bır sağ devrım gündemını sergılemeye başlamışlardır. Bu de\rim, süreç bakımından ABD'dekine benzemektedır: ABD'de olduğu gibi AKP'de parlamentodakı gücüne ve parti dısıplınıne dayanarak -\e Türkiye'dekı anayasanın boşluklanndan ve gelenek yoksunluğundan da yararlanarak- kurulu düzeni değıştırmeyı amaçlamaktadır Türkiye'de kurulu düzen Atatürk ve Cumhunyet devrimi sonucu kurulan düzen olduğu için Türkiye'de tanık olduğumuz hareket sağın bır karşıdevnmı nıtelığındedır tçenk yönünden ise Türkiye "dekı karşıde\ rımın gündemi, ABD'dekmden farkhhk göstenyor ABD'dekı de\Tim. Krugman'ın anlattığı gıbı, ıçende sosyal de\ lete, dışanda ise uluslararası hukuka karşı bır tepkıdır, içende zengin şırket çıkarlanndan \e dışanda emperyalızmden yanadır. Türkıye'de ise AKP'nin kaldırmak ya da sulandırmak istediği düzen Cumhunyet ile kurulan Avrupa anlamındakı laık toplum düzenıdır Sağ de\Tİmcıler bunun yerine, dinın kamu alaruna daha genış çapta gırdığı bır düzen getirmek ıstıyorlar. Amenka'da çekışme, Krugman'ın makale ve kıtaplannda \*urguladığı gıbı, daha çok gelır dağılımı, hukuk kurallan ve dış siyaset konulannda yoğunlaşırken Türkiye'dekı çatışma Cumhunyetın laık toplum düzenım korumak ısteyen kunım ve kışıler ile bunun yenne dının kamu düzenındekı alanını genışletmek amacı güden AKP arasında ohnaktadır AKP iktidannın brr yıl içinde yaptıklanna Krugman'm gözlüklen ile baktığımız zaman pek çok karar, yasa ve eylemlennin büyük bır karşıde\Tİm hareketınin parçalan olduğunu görmemek mümkün değıl. YÖK Yasası, meslek lıselen ve ünıversıte giriş sına\ lan konusu, Kuran kurslan yönetmelığı, TÜBlTAK Yasası, Bankalar Denetleme Kurulu ve kamu bankalan konusu, Onnan Yasası. Kamu Yönetimi Temel Yasası, belediyeler konusu, Ihale Yasası, Vergı ArTı Yasası, Mıllı Güvenlık Kurulu konusu -bütün bunlarda söylenen gerekçelerle asıl amaçlann farklı olduğu, sahnede olan politikacılann geçrruş tutumlan araştınldığı zaman temel ınanç ve amaçlannın şimdı söyledıldennden başka olduğu kolayhkla anlaşıhr SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear