23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 KASIM 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SEFİNE-İ TERAKKİ TURHAN SELÇUK DURUSI TABİATLI İSTANBUL EFENDİSİ AEDÜICLNEAZ* IN HABİrJLADE MACSRA1AEI KISIM 1EKMILI BİRDEN £<Kİ Bı'p. HÎKÂyE C^MANL) MN Î>A Bife. SfMTİM- ı$MAYJİ.IM ZEV/KI YOLA DİZLEfcıNÎ BASAl*Ajs.*ZûfcT/ÜRJ,, IH YOİ-WNW ÜJ.AN /. KİME " Genel Müdür Vekili Cander'in 'Ben kızımı MTA'da çalıştırmam' sözüne AKP'li Zeynep Tekin'den tepki 'Kurtuluş NeneHatunlaria oldu'• MTA'nın açtığı personel ahmı sınavında öne sürülen şartlar arasında "erkek olmak" koşulunun yer alması TBMM Komisyonu'nda tartışmalara neden oldu. AKP'li Tekin, dışlamanın kadın mühendislerin onurunu incittiğini söyledi. Aile içi şiddet ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Maden Tetkık Arama Enstitüsü'nce açı- lan personel sınavında kadın jeoloji mühendislerınin dışlanması TBMM KİT Komisyonu'nda tartışıldı. MTA'nın 2002 hesaplan dün komis- yonda görüşüldü. AKP Adana Mıllet- vekilı Zeynep Tekin ıle bazı CHP mil- letvekilleri, MTA'nın makine, maden, elektrik, jeodezi vejeofizikmühendis- lıği alanlanndaki kadrolara "erkek ol- mak" koşulu öngörmesini komisyon gündemine getirdi. Tekin, kadın mühen- dis olarak 30 yıl kamuda hızmet verdi- ğıni, PTT'deki çalışmasının büyük bö- lümünün radyoling istasyonlannın bu- lunduğu dağ başlannda geçtiğini vur- guladı. Bu dışlamanın bütün kadın mü- hendislerin onurunu incittiğini belir- ten Tekin. "Bu hangi gerekçeyle yapd- mıştir? Bu ülke için aklınL zekâsını kul- lannıak isteyen kadına engel olunamaz. Astronotiann dahi kadın olduğu bir or- tamda hangi gerekçeyle kadın mühen- dis ahnmaz" diye sordu. MTA Genel Müdür Vekili YenerCan- der, "MTA'nın özel bir yapısı var. Ben de madenyüksek mühendisiyim, genel- de arazide çanşıyonız. 250-300 kilomet- rekarelik alaıu veriyoruz, arazide tek başuıa 1/5000 ölçekti harita çıkarması- nı istiyoruz. MTA'nın çahşma şartia- nndan dolayı böyle" görüşünü dile ge- tırdi. Cander'in "Sözteşmeşartlanonu gerektiriyor. Benim şu andajeoloji mü- hendisi bir kram olsa kendisini kesin- likle o şartlarda çalıştırmam" diye sözlerinı sürdürmesi üzerine Zeynep Tekin, "O sizin özel sorununuz" tepki- sinı gösterdi. MTA'da 266 kadın mühendisten 50'si- nin jeoloji mühendisi olduğunu ve la- boratuvar gibi arazi dışı alanlarda ça- lıştıklannı belirten Cander. "3 ay ara- zide yaouz kahyoriar. Ağn DağVnda, Si- irt'te, Toroslar'da harita çıkanyorlar aylarca. Erkek adaylann bile Tunce- li'de 3 ay yalmz kalması mümkün de- ğU" diye konuştu. Tekin ise tepkisini "Nasılkararveri- yorsunuz? Bu yetldyivekil olarakgörev yapan genel müdür nereden alı>or? Ka- dm jeoloji mühendisleri araziyeçıkmam dediği için mi bu karan veriyor? Bu işi yapacaksa ona fırsat verilmesi lazun. Benim kızun olsa çalışürmanı nıanöğrv- la yola çıkacak bir ülke değiliz" diye sürdürdü. Cander'in "Bu şartlarda dedim,bu samimi bir ıtirarar" sözlerine Tekin, "Hangi zor şartlar. Kurtuluş Savaşı'nda erkeğinin yanındadır kadın, ondan zor şart var mıydı? Kara Fat- ma'lar. Nene Hatun'lar daha mı koJay şartiardaydı" karşıhğını verdi. Kadının sığınacak yeriyok ...... •«.-.!„. MAHMUTORAL ABİDİNY4ĞMUR DtYARBAKIR / MERStN - Yo- ğun göç alan güney kentlerinde dev- let kurumlan, sivü toplum örgütle- ri ve özel kuruluşlar bir araya ge- lereknamusadınaişlenen cinayet- ler ve aile içi şiddetin önlenmesi için çeşitli projeler başlaüyor. Diyarbakır ve Mardin'de valilik, Diyanet Işleri Başkanlığı, Kadın Merkezi (KA-MER) ve British Co- uncil birlikte çahşma yürütüyor. Diyarbakır Kadın Merkezi (KA- MER) Başkanı Nebahat Akkoç ıkı yıl içinde 6'sı yurtdışından olmak üzere toplam 54 kadının merkeze başvurduğunu anlattı. Mersin'de de vaÛlik öncülüğıinde düzenlenen top- lantıda kadın sığınmaevı kurulma- sı karan alındı. Toplantıda konuşan Bağımsız Kadın Derneği Başkanı Necla Ölçer de kentte acilen kadın sığınma evi kurulması gerektiğini söyledi. Tartışmalar sonunda sığın- ma evi önerisinin kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı'na iletil- mesine karar verildi. Anne sütü kampanyası Diyarbakır bebek dostu Dl\ARBAKIR(Cumhuri\etBü- rosu)-SağlıkBakanlığı ve UNICEF işbirliğiyle düzenlenentt Ük6Ay Sa- deceAnne Sütû Projesi" kapsamın- da pilot û seçilen Diyarbakır, "Be- bek Dostu Kent" olarak ilan edildi. Içecek firması Turkuaz'ın destek verdiği proje kapsamında Diyarba- kır'daki hastanelerde "emzinnepo- iikünikkri'' kuruldu, personel eği- timsürecindengeçirildi. 22 bin an- ne ve anne adayının bebek emzirilme teknikleri konusunda bilinçlen- dirilmesi üzerine Di- yarbakır'a "Bebek DostuKent" unvanı ve- rildi.Projenin tanıûm top- lantısında konuşan UNICEF Türkiye Temsilcisi Edmo- und McLougney, proje sayesinde Diyar- bakır'da artık 5 bebek dostu hastanesi oldu- ğunu söyledi. t/v-unu tiyatro sahnesine taşıyan Çağdaş Sahne Genel Yayuı Yönetmeni Nihat Alanur, "Cambahçe Kadınlan"nda küreselleşme dalgasuun dün>a\ı savurduğu ve özelleşrirmelerle ülkemizi de içine aldığı bir dönemde yaşama sevinciyle gösterdiği dayanışma örneğinin hayata neier katüğını anlaüvoruz" divor. Paşabahçe Şişecam çahşanlannın 21 gün 21 gece süren eylemi oyunlaştınldı Direniş,tiyatrosahnesindeEMREÇAUŞKAN ANKARA - Istanbul'daki Paşa- bahçe Şişecam fabrikasının kapatıl- ması karanna karşı işçıler tarafın- dan 1991 yılının Temmuz ayında başlatılan ve 21 gün 21 gece süren ünlü "Paşabahçe Direnişi" tiyatro oyunu olarak sahneleniyor. Ojımun yazan Yaşar Seyman, Paşabahçe"de- ki direnişi simge alıp. e\Tensel bir di- renişin öyküsünü anlattığını belirt- ti. Seyman, 20 yılhk sendikal ve 4 yıl- lık da yazın yaşamının ürünü olan oyunu, işçi sınıfına armağan ettiği- ni söyledi. Yaşar Seyman ile oyunu tiyatro sahnesine taşıyan Çağdaş Sahne Ge- nel Yayın Yönetmeni Nihat Alanur sorulanmızı yanıtladılar. - NedenPaşabahçeDirenişfniojıın- laşorma gereği duydunuz? YS: Ben sendikacı olarak Paşa- bahçe Direnişi'ni adım adım ızle- dim. Bu direnişten çok etkilendım. Paşabahçedeki direniş. Türkiye işçi sınıfı tarihinde unutulmayacak bir direnişti. Genelde grevlerde çok fark- lı bir anlayış vardır. Egemen güçler, ışverenler ve onlann oluşturduğu ka- muoyu, işçi gre\r yaptığı zaman fab- rikayı yok eder, yıkar tahrip eder şek- linde düşünürler. Cambahçe direni- şindeki işçiler, aç kaldıklan halde çahştıklan finnlara göz bebeği gibı bakıyorlardı. işçiler her an sanki di- reniş bitecek ve yeniden çalışılacak anlayışıyla hareket ediyorlardı. Tıp- kı Zonguldak direnışlerinde kömür işçilerinin, maden ocaklanna baktı- ğı gıbi. - İşçi sınınyla bu kadar içiçe ohna- nız sizi nasıl etldledi? YS: Ben 25 yılhk sendikacıyım, si- yasi bır kimliğin var, kadın haklan sa\"unucusuyum ve aynı zamanda yazanm. Yıllardır işçi sınıfiyla bir- likte yaşıyorum. Işçilerle uzun süre banşçıl mücadeleci anla>ışıyla iç içe geçmesinin göstergesi olan bir dire- niştir - Biraz oyundan bahseder misiniz? YS: Kürelleşme dalgasının dünya- yı savıırduğu ve özelleştirmelerle ül- kemizi de içine aldığı bir dönemde yaşama sevinciyle gösterdiği daya- nışma örneğinin hayata neler kattı- ğını anlatan bir oyun Cambahçe Ka- dınlan. Sanatın e\Tensel gücüne da- yanarak Paşabahçe"deki gre%in cam- bahçeye yansımasım anlatıyoruz. • Paşabahçe'deki direnişi simge alıp evrensel bir direnişin öyküsünü anlattığını ifade eden oyunun yazan Yaşar Seyman, 20 yıllık sendikal yaşamının ürünü olan oyunu işçi sınıfına armağan ettiğini söyledi. yaşamak size çok şey öğretiyor. Ön- celikle yapamayacağun hiç bir şeyin sözünü vermemeyi öğrendim. Onlar bana çok yalın konuşmayı ve çok yalın bir şekilde anlaşılır yazmayı öğrettiler. Yaşama dair kalıcı şeyler öğrendim onlardan. - Paşabahçe Direnişi'ni diğer dire- nişinlerden farklı küan nedir? YS: Bu direnişte kadınlann öncü- lük etmesi çok önemlidir. Paşabah- çe direnişi ya da daha hoş bır ifadey- le cambahçe dırenışı kadın haklan- nm, kadın başansının, kadınlann o Dünyamn hemen herbölgesinde sü- regelen bir olgudur direniş. Şu an bile Istanbul'da Sümerbank işçıleri direniyor. Bizim için halen daha di- reniş, sendika, örgüt gibi sözcükler yasak ya da sevimsiz, tabulu çağn- şımlar yapıyor. Bu oyun, bize yasak- lanmış sözüklerin, sendikal dünya- nın sevımli kılınmasını sağlamayı da amaçlıyor. Örgütün önemini da- ha iyi anlatan, toplumsal bütünleş- meyi öne çıkaran bir oyun. - Çağdaş Sahne olarak oyuna bü- yük ilgj gösterdiniz. NA: Politıkanın ya da siyasetin yıllara sığdıramadığı herhangi bir konuyu biz riyatrocular 1 saat için- de sahneye koymak durumundayız. Bunu yaparken sanatsal kaygılan da taşımalısınız. 31 yıl önce kurulmuş Çağdaş Sahne toplumcu çizgide yo- la çıkmısn. Biz, Yaşar Hanım'ın oyu- nunu elimize ahnca çok heyecanlan- dık. Bu oyunun bize çok uygun ol- duğunu düşündük. Günümüzün sos- yal çarpıklılannn yanında unutul- muş bir dönemde bu oyunu oynaya- rak tüm kitlelere ulaştırma görevin- de olduğumuzu düşünüyoruz. Se- naryoda çok ilginç durumlarla kar- şılaştık. Aşağı yukan ikı ay boyun- ca oyunun dramatolojisı üzerine ça- lıştık. Oyun içersınde sadece bir dre- niş yok. Direniş ana tema ama bu- nun içerisinde hayatlar, aşklar var. Herkes kendi yaşamındaki direnişi, bu oyunda bulabilir. - Sanatseverlere oyunla ilgüi söy- lemek istediğiniz son bir şey var mı? YS: Ben Ankarahlar'ın emeğin direnışini anlatan bu oyuna sahip çıkmasını, onlann oyunla buluş- malannı istiyorum. Canbahçe Ka- dınlan salı, çarşamba. perşembe vecuma 19.30. cumartesi ve pazar günlen ise 16.30 ve 19.30'da Çağ- daş Sahne de tiyaroseverlerin be- ğenisine sunuluyor. DUZYAZI ORHAN BlRGtT 17 Aralık Öncesinde Kıbrıs Abdullah Gül'ün "Hürriyet"in Ankara Temsilci- si Sedat Ergin'le Kıbns konusunda yaptığı söy- leşi, önemli. Ergin, Rum Yönetimi'nin 17 Aralık'ta tam üyelik görüşmeierinin başlaması karannı ve- to edip edemeyeceğini sorarak başlamış söyle- şisine. öylelikle veto kartını masaya sürerek, An- nan Planı'nda kendi lehlerine bazı değişikiikler yapılmasını denemek isteyebileceklerini de düşü- nüyormuş. Dışişleri Bakanı, 24 Nisan referandumunda Rum kesiminin verdiği "Hayır" oylarının Tür- kiye açısından Annan Planı'nı brtirdiğini kesin bir şekilde söylüyor. Dünkü "Hümyet"te Gül'ün bu açıklamasını oku- yunca acaba Atina ve Lefkoşa'daki tepkiler ne olacak diye haber ajanslannı taradım. öyle anla- şılıyor ki, karşı yakadakiler Ankara'dan gelen bu beklenmedik çıkışı değerlendirmek amacıyla sus- mayı yeğlemiş olmalılar. 24 Nisan'daki stratejılerine rağmen bugüne de- ğin hem AB ülkelerinin hem de ABD'nin "evet"çi Türk kesimine hiçbir avantaj sağlamamış olması- nın düş kınklığı Ankara'yı yeni bir stratejinin belir- lenme aşamasına mı getiriyor? Yoksa Abdullah Gül kendi içindeki isyanı mı açıklıyor?.. Elbette ikinci şıkkı Türkiye gibi bir devletin ağırlığı ile bağdaş- tırmak dogru degildir. Abdullah Gül, söz konusu söyleşisinde "AB'yı kandırmanın bir bedeli olma- lı" sözü ile Rum Yönetimi'ne olan kızgınlığını açık- larken, aslında üyesi bulunduğu hükümetin de o kandırılanlar listesinin başında geldiğini unuta- madığını da vurgulamış olmuyor mu? Gül'ün "Bizim açımızdan Annan Planı bitmiş- tir" sözü Rum Dışişleri Bakanı'nın da önceki gün bir kez daha yineiediği Türkiye'den beş ana baş- lıktaki istekler ya da beklentiler listesine karşı res- mi yanıt olarak da değerlendirilecek mi? AKEL vites mi değiştiriyor? Dünkü "Cumhuriyet"\e Reşat Akar'la yaptığı söyleşide AKEL lideri Hristofyas'ın Türkiye'nin 20 Temmuz 1974 Banş Harekâtı'nın meşruluğu- nu ve haklılığını ortaya koyan bir üslup kullanma- sı bana ilginç geldi. Kıbns Rumlarının en fanatik siyasal örgütü, 24 Nisan referandumunda hayır oy- lan çıkmasının öncüsü, bugüne değin Türkiye'nin 20 Temmuz'da yaptığı müdahaleyi saldırgan emel- ler olarak görmek ve göstermek çabasındaydı. Re- şat Akar'a "Gerek faşist Yunan cuntası, gerekse EOKA-B 1974'te darbeyaparak Türkiye'ye mü- dahale için adeta davetıye çıkardı" derken, ger- çeği söyleyen çok az sayıdaki Rum politikacılar- dan bınsi oluyor. Acaba son zamanlarda Ada Türk- lerine karşı yapılan toplu katliamlann birbin ardı- na yıne o dönemi yaşayanlarca açıklanması ve o arada Güneyli bır gazetecinin bu konudaki bulgu- lara ulaşarak gerçeği öğrendiğini söylemesi, Ati- na ile Güney Lefkoşa'nın tutumlannı etkileyecek midir? Sorunun yanıtı bizde, bizim tutumumuzda sak- lıdır. Türkiye, Kıbns müdahalesıni yüzde yüz hak- lı nedenlerle yapmak zorunda kaldı. Ama bunu dış dünyaya, Ada Türklenne anlatamadı. Dahası bu- günkü gençTürk insanı bile bu konuda bilgisiz bı- rakıldı. 24 Nisan öncesi medyamızın ve AKP Hüküme- ti'nin Annan Planı'nın desteklenmesi için takındı- ğı tavn, CTP'nin işbaşına gelmesi için giriştiği se- ferberliği anımsayınız. TUSlAD'ın aynı yöndeki çabalannı gözlerinizin önüne getiriniz. Ve şimdi bu yola baş koymuş olanlara eski EO- KA'cı Andreas Dimitriu'nun 18 Ağustos 1974'te Kıbns'ta Taşkent katliamında öldürerek toplu me- zara gömdükleri 89 Ada Türk'ü için söyledikleri- ni de bir kez daha okuyunuz. Dünkü ulusal gazetelerimizin kaçı Rum Alithia gazetesinde yer alan bu ifşaata yer verdi? özet olarak alanlan da 'artık alıştık' gerekçesiyle ma- zur görebilirsiniz. Ama ya o haberi hiç görmeyen gazetelerin, televizyonların sorumlularına gaze- tecilik yönünden kaç not verirsiniz? Dikkat eder- seniz "Türklükyönünden" diye sormuyorum. Şim- di öyle bir soru, moda deyimi ile "out". Ya Türki- yeli olmayı lütfen ve o da bir üst kımlik olarak ka- bul etmeyi düşünmekte olduklan yanıtını vere- cekler, ya da göğüslerini gere gere "Bizanslı" ol- makla övüneceklerdir. Bırakınız yapsınlar. Bırakı- nız söylesinler. Karşılığında promosyon olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Insan Haklan Komisyonu üyeliğini kazananlar yine onlar. Faks: 0 216 3028208 obirgrt ö e-kolay.net Emniyet karşı, hükümet ısrarlı AKP 'adlikolluk'ta polîsle tersdüştü ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AKP hü- kümetı, polisın itiraz et- tiği, savcılıklara bağlı adli kolluk kuvvetleri- nin oluşturulması ko- nusunda ısrar ediyor. Emniyet Genel Müdür- lüğü Sözcüsü Ramazan Er, adli polisin hiçbir Avrupa ülkesinde ol- madığım, polisin zaten adli olarak hizmet ver- diğini açıklarken, Hü- kümet Sözcüsü Cemil Çiçek, bu yöndeki dü- zenlemeyi Ceza Muha- kemeleri Usulü Yasası (CMUK) içine alarak yasalaştıracaklannı, bu yönde uzlaşma sağlan- dığını bildirdi. Pek çok yasal düzen- lemede bürokrasi ile ters düşen AKP iktidan, ad- li kolluk konusunda da Emniyet Genel Müdür- lüğü ile karşı karşıya geldi. AB îlerleme Ra- poru'nun Tavsiye Bö- lümü'nde adli kolluk gücünün oluşturuhna- sımn istenmesinin ar- dından AKP iktidan da bu konuda bir düzenle- me hazırladı. Düzenle- me Emniyet Genel Mü- dürlüğü'nce "pofisinet- kisideştirümesr olarak yorumlandı. Emniyet Sözcüsü Ra- mazan Er. geçen hafta yaptığı açıJdamada, ad- li kolluklara ilişkin dü- zenlemeye karşı oldu- ğunu açıkladı. Er, po- lism adli işlemler sıra- sında zaten savcı ve hâ- kimlerin emrinde olduğ- unu belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear