14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 3 KASIM 2O04 SALI CUMHURİYET SAYFA INCELEME 9 Eurlings, Avrupa Birliği'nin isteklerini daha açık ve Türkiye'yi rahatsız edici ifadeler ile ortaya koyuyor RahatsızediciunsurlarEurlings, azınlık dillerinde yayın ve eğitim önündeki tüm engellerin kaldmlmasını, çok geniş yetkilerle donatılmış bir insan haklan komiserliği kurulmasını, işkence ve iltica olaylan için bir rapor sisteminin geliştirilmesini, dinsel azınlıklara ayınmcı sayılabilecek uygulama ve tutumların 'acilen' ortadan kaldınlmasını istemektedir. Taslakta Ermenistan sınınnın "miimkün olan en kısa sürede" açılması, Güney Kıbns'ın tanınması ve Kuzey Kıbns'tan 'erken bir tarihte' asker çekilmesi talep edilmekte, AB'nin koyacağı uzun geçiş süreleri ve işgücü hareketlerinde koruma hükümlerine rağmen, Türkiye'nin AB müktesebatına uymakta geri kalmaması önerilmektedir. -2- A vrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin katılımı ile ılgilı karar taslağını hazırlayan Raportor Camiel Eurlings'in esın kaynağının Komisyon Tavsiyesi olduğu anlaşılıyor. Karar taslağının pek çok cümlesi hemen hemen aynı sözcüklerle Tavsiyeden aktanlmıştır. Eurlings 2003'te AP'den karara bağlanan Oestlander Karar Taslağı'nın pek çok maddesini de küçük değişiklikler ile kendi metnine içermiş, böylece AB ve AP'nin güçlü kurumsal ve tarihsel belleğinin güzel bir örneğini vermiştir. (Bkz. yandaki kutu) Eurlings, IComisyon Rapor ve belgelerinde ölçülü sözcükler dile getirilen ya da ıma edilen bazı AB taleplerini daha açık ve Türkiye'yi rahatsız edici ifadeler ile ortaya koymaktadır. Yandaki tabloda örnekleri verilen bu ifadeler, Komisyon Tavsiyesi'nin AP ve Konsey'de uğrayacağı öz ve bıçim değişikJiğinin Türkiye'yi kayıncı yönde olmayacağını, aksine Türkiye için benimsenrnesi daha giiç koşullann gündeme geleceğinin işaretleridir. Cünev Kıbrıs'ın tanınması Eurlıngs, azınlık dillerinde yayın ve eğitim önündeki tüm engellerin kaldmlmasını (Md. 6), çok geniş yetkilerle donatılmış bir insan haklan komiserliği kurulmasını (Md. 12), ışkence ve iltica olaylan için bir rapor sisteminin geliştirilmesini (Md. 27), dinsel azınlıklara ayınmcı sayılabilecek uygulama ve tutumlann "acilen" ortadan kaldınlmasını (Md. 19), Ermenistan sınınnın "mümkün olan en kısa sürede" açılmasını (Md. 18), Güney Kıbns'ın tanınması ve Kuzey Kıbns'tan "erken bir tarihte" asker çekilmesini (Md. 20-21) talep etmekte. AB'nin koyacağı uzun geçış süreleri ve işgücü hareketlerinde koruma hükümlerine rağmen, Türkiye'nin AB müktesebatına uymakta geri kalmamasını önermekte (Md. 30), emeğe şirin görünme RAPORTOR CAMİEL EURLINCS TARAFINDAN 21 EKİM 2004'DE AVRUPA PARLAMENTOSUNA SUNULAN KARAR TASLAĞI Avrupa Pariamentosu 6. Türk hükümetinin Türkçe dışındaki ana dillerde (Kürtçe, Çer- kezce, vb.) dersler veren okullar ve diğer dillerde yayın yapan rad- yo istasyonlan açmasını memnunlukla karşılar. Türk hükumetini azınlık dillerinde yayın ve eğıtun üzerinde mevcut tüm diğer kı- sıtlan kaldırmaya çağırır. 11. Türkiye hükümetinden çok geniş yetkilere sahip ve herhan- gi bir tutukevinde herhangi bir zamanda soruşturmaya yetkili, ba- ğımsız Türk STÖ'len ile ışbırliğı ıçınde hareket edecek özel ve ba- ğımsız bir insan haklan görevlısının yönetımi altında tüm bölge- lerde ve özellikle (merkeze) uzak yöreierde etkili çahşabilecek bi- çimde, yeterlı insan gücü ile cihazlanmış bağımsız bir teftiş kuru- luşu oluşturulmasını talep eder. 15.Türk yetkili makamlannı sendikal haklar için ILO standart- lanna uymaya ve çocuk istihdamını önlemek ıçın ilave yasal dü- zenlemeler yapmaya çağınr. 18. Türkiye ve Ermenistan hükümetlerini (uluslararası bağım- sız bir uzmanlar komitesının desteği ile) geçmışin trajık deneyim- lerini aşabilmek üzere bir uzlaşı süreci başlatmaya ve Türkıye hü- kümetinin Ermenistan sınırını mümkün olan en kısa süre içinde yeniden açmaya çağınr. 19. Türk yetkili makamlanna dinsel azınlıklara karşı (mülkiyet haklan, okullar ve okullann iç yönetimi, çevre düzenleme kural- lan. din görevlilerinin eğitimi de dahil olmak uzere) aynmcıhğa yol açan ve onlara güçlükler yaratan tüm faaliyetlere acilen son verme çağnsını yıneler ve bu yöndeki uygulamanın ilk açüc işare- ti olarak Heybeliada Ruhban Okulu'nun acılen açılmasnu talep eder; Alevileri Müslüman bir azınlık olarak tanımaya ve korumaya ça- ğınr. 20. Türk yetkili makamlanna Kıbns sorununa Annan Planı'na benzer adıl bir çözüm bulmak üzere gösterdikleri yapıcı tutumu surdürmeleri ve BM kararlan doğrultusunda işgal güçlerini özel bir takvim uyannca erken bir tarihte geri çekmeleri çağnsında bu- lunur. 21. Türk yetkili makamlanna Türkiye'nın AB'ye katılmıı yo- lunda AB üye ülkeleri ile mevcut (uluslararası tanıma ve ortak çı- karlann belirlenmesini de içeren) hukuki sorunlan çözmesi gerek- tiğini hatırlatır 22 Komisyon'un (Türkiye'deki) hukuki reformlar ile özgürlük, Euıüngs'in raporunda "Türk yetkili makamlannı çocuk istihdamını önlemek için ilave yasal düzenlemeler yapmaya çağınr" ifadesi yer alıyor. kaygısı ile Türkiye'yi ILO standartlanna uymaya çağırmaktadır (Md. 15). Oysa Türkiye deki emeğin AB için özel bır anlam ve vurgu taşımadığı ILO referanslannın su-f performans çıtasuıı yükseltmek için kayda geçirildiği açıktır (bk: Engin ÜnsaL 'Üerknıe Raporunda Türkiye'nin Adı Yok", Cumhunyet, 19.11. 2004). Referandum Avrupa Birliği Komisyonu'nun yakm gözetimi ve açık uçluluk tavsiyeleri de teyit edilmektedir (Md.22 ve 34). Dahası Eurlings, örtülü sözcüklerle olası bir kahlım anlaşması öncesinde AB halkJannın onayını ahnayı (yani Fransa'nın öngördüğü referandumu) AP karan halıne dönüştürme çabasındadır. Eurlings Karar Taslağı, Avrupa halklarında kendisini hissettiren ve (Fransa örneğinde olduğu gibı) sıyasetçılere de yansıyan Türkiye'nin katılımına karşı eğilimlerin izlenni taşımaktadır. Bu karar taslağınuı yakında AP'de yapılacak görüşmesınde Türkıye'nin itirazlanna rağmen gerçekleşecek değişıklikler büyük bir olasılıkla bu eğilimler doğrultusunda ve Türkiye'nin arzu etmediği yönlerde olacaktır. Türkiye hükümetinin inceledığimiz belgelerdeki yaklaşıma ve önerilen müzakere sürecüıe karşı tepkisi "yumuşak" olmuştur. Katılım müzakerelen için önenlen kısıtlayıcj ve çapraşık sürece karşı hükümet, büyük bir olasılıkla önce müzakereler başlasın ve AB taahhüt altma girsın, sorunlan sonra çözeriz varsayımı ile hareket etmiş, Komisyon tavsiyesini tümüyle özel ve aynksı muamele anlamı taşıdığı halde, "Biz adaJet ve diğerfcmle eşit koşullar istiyoruz ayınmcı davranışı kabul etmeyiz" türünden beyanlarla yerinmiş, Kıbns ve Ermenistan sorunlan ile ilgıli demokrasi, insan haklan ve hukuk devleti ilkelerine saygının uy- gulanmasuıı gözetme tavsiyesini memnunlukla karşılar. 27. Komisyon ve Konseyi Avrupa Pariamentosu'na ve üye ül- kelerin ulusal parlamentolanna Türkiye'nin siyasal ölçütleri uy- gulamadakı gelişmesı ve bu meyanda işkence olaylan ve iltica ta- lepleri kabul edilen Türklenn sayılannı da içeren yıllık gelişme ra- porlan hazırlamaya çağınr. 30. Komisyon'un uzun geçiş sürelen ve işgücü dolaşımındaki daimi koruma hükümleri yolundaki tavsiyelerinin Türkiye'nin AB müktesebatına uyum göstermekte olumsuz bir etki yapmaması gerektiğini vurgular 33. Komisyon ve Konsey'i Avrupa Pariamentosu olası bir katılım anlaşmasını onaylamadan önce AB yurttaşlannın görüşünü al- maya davet eder. 34 Müzakerelerin açıhnasınuı uzun ve doğası gereği açık uçlu bir sürecin başlangıç noktası olacağını ve otomatik olarak (AB 'ye) katılım anlamına gelmediğini vurgular. (Geçici, 2004/2182(INI) kodlu belge. Çeviritarafimcdanyapılmışür.) Avrupa Birliği taleplerinin Kopenhag siyasi ölçütlerini ilgilendirir bu- yanı ohnadığmı ileri sürmüştür. Performans çıtaları Bu savunmacı ve AB ile AB'nin öngördüğü koşullarda bütünleşmeye razı yaklaşım gıderek artan siyasal reform ve siyasal taviz talepleri ile ısrarla daha yükseğe çekilen performans "çrtalan" ile sonuçlanacaktu-. Buna karşılık AB kayda değer bir mali ve siyasi taahhüt altma girmemekte, IMF ve Dünya Bankası koşullannı ve iktisat politikası zorlamalannı perçinlemekte, müzakereleri engelleme ve kesme manivelalannı elde bulundunnakta, ayınmcı ve özel katılım süreçlerini Türkiye'ye empoze etmeye çahşmaktadır. 17 Aralıkta AB Konseyi büyük bir olasılıkla müzakereleri belirli koşullarla başlatma karan alacaktır. Bu karan ancak ustalıkla tahrik edihniş "İslami şiddet" olaylan erteleyecektir ya da gündemden çıkartabilir. Ancak oluşmakta olan aşırı kısıtlayıcı koşullar ve müzakere süreçleri önünde Türkiye'ye sunulan "kaülıın" opsiyonunun ashnda "özel" statüsünden önemli bir farkı olup olmadığı tartışmaya değer. Türkiye'nin tercihi Tavsiye karannm şu cümlesi, tekrar tekrar okunmaya ve hatırlanmaya değer; "Müzakerelerin sonucundan veya bunu izleyen onay sürecinden bağımsız olarak, Türkiye ile AB arasındaki ifişkiler, Türkiye'nin A\rupa konulanna büriinüvte bağlıüğını ('çapalanmasını') sürdürmesini sağlamandır." Böyle bir bağunlıhğı kabul etmek veya etmemek Türkiye'nin önündeki temel tercihtir. Bu tercihin tutarlı bir biçimde yapılabilmesinın gereği ise Türkiye"de AB ile ilişkilerin tutkulardan ve duygusallıktan anndınlması, bılginin. aklm ve toplumsal çıkarlann kantanna vurulmasıdır. Hazinbirmüzakere görüntüsüANKARA (ANKA) - AB Komisyonu Ilerleme Raponı'nun (ve bunun eki iİti ra- porun) çizdıği yol, irili ufaklı mayınlarla döşeli. Kendi içlerinde de çelişkiler taşı- yan ve sistematik yazun sorunu olan bu raporlann, 17 Aralık'ta toplanacak AB Konseyi'ne ilettiği tavsiye ve önerilerin ba- zılan Türkiye açısından kabul edilemez du- rumdadır. Önce, raporun (üç rapor birlikte kaste- dilmektedir) müzakere sürecıni diğer aday ülkelerinkinden farklılaştıran küçük ma- vtnlanna bakalun: • 17 Arahk'ta öncelikle müzakere sü- recine değil, müzakere öncesi yeniden kapsamb birincefeme (screening=tarama) sürecıne geçişe karar verilmesi istenmek- tedir. Aynca. Komisyon. yeni bir katılım ortakhğı belgesi hazırlayacak ve Türki- ye'den ek beklentiler talep edebilecektir. 17 Aralık zirvesinde bu öneriler benim- senirse, müzakerelerin başlangıç tarihi- nın 2006 baharuıa kalması olasılığı yük- sektır. (Avrupa Parlamentosu'nun ekim sonunda basına sızan Türkiye raporu tas- lağı da. müzakere öncesinde bır geçış dö- nemi ihdasını ve Kopenhag kriterlermin tam olarak yerine getirilmesınin ızlenme- sını önermektedir). • Daha sonra, müzakerelere başlanabi- lirse, rapor, bunun bilinen müzakere sü- reçlerinden farklı bir yöntemi olmasını is- temektedir. Her bır bölümün müzakere- sıne başlamadan önce, Türkiye'nin alma- sı gereken yasal ve idari önlemlerle ilgıli olarak Komisyon bazı hedefler belirleye- bılecek ve ancak bu hedeflere uyum sağ- landıktan sonra müzakere başlayabilecek- tır. Aynca. diğer ülkeler içuı 31 bölüm olan müzakere alanı sayısı, Türkiye öze- lınde arthnlabilecektir. • Müzakere edilen bölümkrin sonuç- landınlmasuıdan önce de bazı hedefler belirlenebilecek ve Türkiye bunlan yen- ne gerinneden (uygulamalar denetlene- cek ve onaylanacaknr) söz konusu bölüm sonuçlanamayacaktır. • Müzakere yönteminin iri bir mayını da vardır: Bölümlerin onaylanması AB Konseyi'nde oybirliğiyle olacak. dolayı- sıyla "muzakere* sürecinin tıkanmasının sorumluluğu tek bir ülkeye de yıkılabıle- cektir. • Verheugen'in, ilerleme raporuna seslerini yükselten Türkiye'nin Dışişleri Bakanlığı bürokratlarını 'Ecevit döneminin artığı milliyetçi kadrolar' olarak niteleyerek Tayyip Erdoğan hükümetine bir tasfiye veya kızağa alma operasyonunu telkin etmesi de başka bir ibretlik olay olarak önümüzde durmaktadır. • Aynca. müzakerelerin başlahlması karan AB Konseyf nın oybirliğiyle alın- masuıa karşın, müzakere sürecinin tümü- nün askıya aluıması nıtelikli çoğunlukla (yani daha kolay alınabilır bir kararla) ka- rarlaşnnlabilecektir. Müzakere yöntemi- ne bakıldığuıda, ortada bir müzakere sü- reci değil de sankı tek yanlı bir talimatlan- dırma sürecinin oluştunılması tasavvuru vardır. Türkiye'den adeta sürekli olarak yeni ödünler istenmesinin koşullan yara- tılmaya çahşılmışhr. Yöntemden içeriğe geçersek, daha bü- yük mayınlar önümüzde durmaktadır. • Rapora göre. "müzakereler açık uçlu ve sonucu garanti editemeyecek bir süreç- tir" Bu, tam üyelik dışındaki seçenekle- re de açüc olunması anlamındadır. (AP Türkiye raporu taslağı da buna tekrar vur- gu yapmaktadır). Hiçbir aday ülke için böyle bır ıfade şimdiye kadar kullanılma- mıştu". Işte bu nedenle, üye yapılmamalı ama aynı zamandaAvrupa dışma itilmemesi için özel bir üyelikle limanda demirli tutulma- lıdır Son aylarda gösterilen "Terminal" filminde havalimanuıda sıkışıp kalan pa- saportsuz yolcu örneğinde olduğu gibı, ne sınırdan içeri alınan ne de sınır dışı edi- len bir özel statü peşine düşülmüştür. Fran- sız dilınde buna uygun bir niteleme var- dır "Bon pour rOrient", yani "Doğu için uygun" ya da "düşük nitetikli statüler ve- ya dereceler için uygunr ! n, tek başına özel bir statünün habercisi ohnaktadu". • AB'den Türkiye'nin elde edebilece- ği diğer avantajlar da tanmsal destekler ve bölgesel'kırsal kalkınma fonlanndan ya- rarlanma olabilirdi. Oysa rapora göre, ta- nmsal ve böigesel uyum poünkalan alan- lannda Komisyon bazı özel önlemler alın- ması için öneriler getirebilecektir. Bunla- nn kısıtlama yönlü önlemler olabileceği- ni tahmın etmek için uzman olmaya ge- rek yoktur. Sözgeümi, bu alanlarda üye- • Rapora göre, "müzakerelerin ve onu izleyecek onaylama sürecinin sonuçlan ne olursa olsun, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin nftenği,Türkiye'yi Avınpa yapı- lanna demirievecek şekilde olmaudır" Fransız Başbakanı Raffarin bunu çok gü- zel betımlemıştir: "Türkiye, Avrupa üye- Hgj açısından gerekU bir unsur değüse de, dünya dengeleri açısuıdan çok önemli bir unsurdur" • Rapora göre, insanlann serbest dola- şımı konusunda Türkiye'ye sürekli kısıt- lama getirilebilecektır. Türkiye'nin tam üyelikten umabileceği yararlann başında insanlannışgücünün serbest dolaşım hak- kı bulunmaktadır, çünkü diğer alanlarda- ki (mallann. hızmetlerin ve sermayenın) serbest dolaşun hakkı esasen büyük ölçü- de üye olmadan yerine getirilmıştir. AB 'nin işgücü dolaşımı konusundaki olumsuz tav- • Müzakere yöntemine bakıldığında, ortada bir müzakere süreci değil de sanki tek yanlı bir talimatlandırma sürecinin oluşturulması düşüncesi i vardrr. Bağımsızlığını Lozan'da Avrupa güçlerine kafa tutarak kazanmış olan ve bugünlerde 81. yaşını yaşını kutlayan bir Cumhuriyet için bu durum üzücüdür. lik sonrası uzun (örneğin 2025'e kadar) bir istisna (derogation) döneminin öngörülme- si ve bu süre içinde AB'nin bu tür destek uygulamalannı tamamen gündemden kal- duması veya anlamsız durama getirmesi olasılJdan jTİksektir. (Bu arada Türki- ye'nin AB'ye yük getirmeyeceği, hatta pozirif net katkısının olacağı yönünde res- mi kurumlanmızın -örneğın DPT'nin- gavTetkeşliğini ibretle izlemek gerekmek- tedir). Üstelik, AB'nin dayattığı bütün koşullar kabul edilse ve uygulamaya ge- çırilse bile, Fransa ve onun örneğini ızle- yebilecek diğer üyeler Türkiye'nin üyeli- ğini kendi kamuoylannda referanduma tabi tutabileceklerdir Bu, kabul edılebilir bir süreç olabilir mi? AB'nin Türkiye'den talep edebileceği ta- \izler ilerleme raporunda ifade edilenler- le sırurlı olmayabilecektir Ama raporda açık veya kapalı ifadelerle dile getirilen- ler dahi yeterince uyancı değil mi? Işte ba- zı örnekler: Türkiye'nin Kıbns ve Ermenistan po- litikalannı değiştinnesi (örneğin, 1915 olaylanyla ilgili olarak ErmenistanTa bir anlaşmaya varması), Dicle ve Fırat hav- zasındaki sulama sistemlerinin uluslara- rası yönetim altma konulabileceğinin ka- bul edilmesi, azuılık haklan konusunda (Kürtlere ve Alevilere de azınlık gözüyle bakarak) Lozan'ın öngörmediği ve bugün AB ülkelerinin dahi uygulamadığı bir yak- laşunın benimsenmesi... Tabiı AB sözcülerinin Türkiye 'den her- hangi bir itiraz istemediklerini de hesaba katmahsınız Verheugen'ıa ilerleme rapo- runa seslerini yükselten Türkiye'nin Dı- şişleri Bakanlığı bürokratlannı "Ecevit döneminin arnğı miHhetçi kadrolar" ola- rak niteleyerek Tayyip Erdoğan hüküme- tine bir tasfiye veya kızağa alma operas- yonunu telkin etmesi de başka bir ibretlik vaka olarak önümüzde durmaktadır. Bağımsızlığını bir Kurtuluş Savaşı'yla ve Lozan'da Avrupa güçlerine kafa tuta- rak kazanmış olan ve bugünlerde 81. ya- şını kutlayan bir Cumhuriyet için hazin bir müzakere manzarası değil mi? BİTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear