Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 3 KASIM 2O04 SALI CUMHURİYET SAYFA
INCELEME 9
Eurlings, Avrupa Birliği'nin isteklerini daha açık ve Türkiye'yi rahatsız edici ifadeler ile ortaya koyuyor
RahatsızediciunsurlarEurlings, azınlık dillerinde yayın
ve eğitim önündeki tüm
engellerin kaldmlmasını, çok geniş
yetkilerle donatılmış bir insan haklan
komiserliği kurulmasını, işkence ve
iltica olaylan için bir rapor sisteminin
geliştirilmesini, dinsel azınlıklara
ayınmcı sayılabilecek uygulama ve
tutumların 'acilen' ortadan
kaldınlmasını istemektedir.
Taslakta Ermenistan sınınnın
"miimkün olan en kısa sürede"
açılması, Güney Kıbns'ın tanınması
ve Kuzey Kıbns'tan 'erken bir tarihte'
asker çekilmesi talep edilmekte,
AB'nin koyacağı uzun geçiş süreleri
ve işgücü hareketlerinde koruma
hükümlerine rağmen, Türkiye'nin AB
müktesebatına uymakta geri
kalmaması önerilmektedir.
-2-
A
vrupa Parlamentosu'nun
Türkiye'nin katılımı ile ılgilı karar
taslağını hazırlayan Raportor
Camiel Eurlings'in esın kaynağının
Komisyon Tavsiyesi olduğu anlaşılıyor.
Karar taslağının pek çok cümlesi hemen
hemen aynı sözcüklerle Tavsiyeden
aktanlmıştır. Eurlings 2003'te AP'den
karara bağlanan Oestlander Karar
Taslağı'nın pek çok maddesini de küçük
değişiklikler ile kendi metnine içermiş,
böylece AB ve AP'nin güçlü kurumsal ve
tarihsel belleğinin güzel bir örneğini
vermiştir. (Bkz. yandaki kutu)
Eurlings, IComisyon Rapor ve belgelerinde
ölçülü sözcükler dile getirilen ya da ıma
edilen bazı AB taleplerini daha açık ve
Türkiye'yi rahatsız edici ifadeler ile ortaya
koymaktadır. Yandaki tabloda örnekleri
verilen bu ifadeler, Komisyon Tavsiyesi'nin
AP ve Konsey'de uğrayacağı öz ve bıçim
değişikJiğinin Türkiye'yi kayıncı yönde
olmayacağını, aksine Türkiye için
benimsenrnesi daha giiç koşullann
gündeme geleceğinin işaretleridir.
Cünev Kıbrıs'ın tanınması
Eurlıngs, azınlık dillerinde yayın ve eğitim
önündeki tüm engellerin kaldmlmasını
(Md. 6), çok geniş yetkilerle donatılmış bir
insan haklan komiserliği kurulmasını (Md.
12), ışkence ve iltica olaylan için bir rapor
sisteminin geliştirilmesini (Md. 27), dinsel
azınlıklara ayınmcı sayılabilecek uygulama
ve tutumlann "acilen" ortadan
kaldınlmasını (Md. 19), Ermenistan
sınınnın "mümkün olan en kısa sürede"
açılmasını (Md. 18), Güney Kıbns'ın
tanınması ve Kuzey Kıbns'tan "erken bir
tarihte" asker çekilmesini (Md. 20-21) talep
etmekte. AB'nin koyacağı uzun geçış
süreleri ve işgücü hareketlerinde koruma
hükümlerine rağmen, Türkiye'nin AB
müktesebatına uymakta geri kalmamasını
önermekte (Md. 30), emeğe şirin görünme
RAPORTOR CAMİEL EURLINCS TARAFINDAN 21 EKİM 2004'DE AVRUPA PARLAMENTOSUNA SUNULAN KARAR TASLAĞI
Avrupa Pariamentosu
6. Türk hükümetinin Türkçe dışındaki ana dillerde (Kürtçe, Çer-
kezce, vb.) dersler veren okullar ve diğer dillerde yayın yapan rad-
yo istasyonlan açmasını memnunlukla karşılar. Türk hükumetini
azınlık dillerinde yayın ve eğıtun üzerinde mevcut tüm diğer kı-
sıtlan kaldırmaya çağırır.
11. Türkiye hükümetinden çok geniş yetkilere sahip ve herhan-
gi bir tutukevinde herhangi bir zamanda soruşturmaya yetkili, ba-
ğımsız Türk STÖ'len ile ışbırliğı ıçınde hareket edecek özel ve ba-
ğımsız bir insan haklan görevlısının yönetımi altında tüm bölge-
lerde ve özellikle (merkeze) uzak yöreierde etkili çahşabilecek bi-
çimde, yeterlı insan gücü ile cihazlanmış bağımsız bir teftiş kuru-
luşu oluşturulmasını talep eder.
15.Türk yetkili makamlannı sendikal haklar için ILO standart-
lanna uymaya ve çocuk istihdamını önlemek ıçın ilave yasal dü-
zenlemeler yapmaya çağınr.
18. Türkiye ve Ermenistan hükümetlerini (uluslararası bağım-
sız bir uzmanlar komitesının desteği ile) geçmışin trajık deneyim-
lerini aşabilmek üzere bir uzlaşı süreci başlatmaya ve Türkıye hü-
kümetinin Ermenistan sınırını mümkün olan en kısa süre içinde
yeniden açmaya çağınr.
19. Türk yetkili makamlanna dinsel azınlıklara karşı (mülkiyet
haklan, okullar ve okullann iç yönetimi, çevre düzenleme kural-
lan. din görevlilerinin eğitimi de dahil olmak uzere) aynmcıhğa
yol açan ve onlara güçlükler yaratan tüm faaliyetlere acilen son
verme çağnsını yıneler ve bu yöndeki uygulamanın ilk açüc işare-
ti olarak Heybeliada Ruhban Okulu'nun acılen açılmasnu talep eder;
Alevileri Müslüman bir azınlık olarak tanımaya ve korumaya ça-
ğınr.
20. Türk yetkili makamlanna Kıbns sorununa Annan Planı'na
benzer adıl bir çözüm bulmak üzere gösterdikleri yapıcı tutumu
surdürmeleri ve BM kararlan doğrultusunda işgal güçlerini özel
bir takvim uyannca erken bir tarihte geri çekmeleri çağnsında bu-
lunur.
21. Türk yetkili makamlanna Türkiye'nın AB'ye katılmıı yo-
lunda AB üye ülkeleri ile mevcut (uluslararası tanıma ve ortak çı-
karlann belirlenmesini de içeren) hukuki sorunlan çözmesi gerek-
tiğini hatırlatır
22 Komisyon'un (Türkiye'deki) hukuki reformlar ile özgürlük,
Euıüngs'in raporunda "Türk yetkili makamlannı çocuk istihdamını önlemek için ilave yasal düzenlemeler yapmaya çağınr" ifadesi yer alıyor.
kaygısı ile Türkiye'yi ILO standartlanna
uymaya çağırmaktadır (Md. 15). Oysa
Türkiye deki emeğin AB için özel bır anlam
ve vurgu taşımadığı ILO referanslannın su-f
performans çıtasuıı yükseltmek için kayda
geçirildiği açıktır (bk: Engin ÜnsaL
'Üerknıe Raporunda Türkiye'nin Adı
Yok", Cumhunyet, 19.11. 2004).
Referandum
Avrupa Birliği Komisyonu'nun yakm
gözetimi ve açık uçluluk tavsiyeleri de teyit
edilmektedir (Md.22 ve 34). Dahası
Eurlings, örtülü sözcüklerle olası bir kahlım
anlaşması öncesinde AB halkJannın onayını
ahnayı (yani Fransa'nın öngördüğü
referandumu) AP karan halıne dönüştürme
çabasındadır. Eurlings Karar Taslağı,
Avrupa halklarında kendisini hissettiren ve
(Fransa örneğinde olduğu gibı) sıyasetçılere
de yansıyan Türkiye'nin katılımına karşı
eğilimlerin izlenni taşımaktadır. Bu karar
taslağınuı yakında AP'de yapılacak
görüşmesınde Türkıye'nin itirazlanna
rağmen gerçekleşecek değişıklikler büyük
bir olasılıkla bu eğilimler doğrultusunda ve
Türkiye'nin arzu etmediği yönlerde
olacaktır. Türkiye hükümetinin
inceledığimiz belgelerdeki yaklaşıma ve
önerilen müzakere sürecüıe karşı tepkisi
"yumuşak" olmuştur. Katılım müzakerelen
için önenlen kısıtlayıcj ve çapraşık sürece
karşı hükümet, büyük bir olasılıkla önce
müzakereler başlasın ve AB taahhüt altma
girsın, sorunlan sonra çözeriz varsayımı ile
hareket etmiş, Komisyon tavsiyesini
tümüyle özel ve aynksı muamele anlamı
taşıdığı halde, "Biz adaJet ve diğerfcmle eşit
koşullar istiyoruz ayınmcı davranışı kabul
etmeyiz" türünden beyanlarla yerinmiş,
Kıbns ve Ermenistan sorunlan ile ilgıli
demokrasi, insan haklan ve hukuk devleti ilkelerine saygının uy-
gulanmasuıı gözetme tavsiyesini memnunlukla karşılar.
27. Komisyon ve Konseyi Avrupa Pariamentosu'na ve üye ül-
kelerin ulusal parlamentolanna Türkiye'nin siyasal ölçütleri uy-
gulamadakı gelişmesı ve bu meyanda işkence olaylan ve iltica ta-
lepleri kabul edilen Türklenn sayılannı da içeren yıllık gelişme ra-
porlan hazırlamaya çağınr.
30. Komisyon'un uzun geçiş sürelen ve işgücü dolaşımındaki
daimi koruma hükümleri yolundaki tavsiyelerinin Türkiye'nin AB
müktesebatına uyum göstermekte olumsuz bir etki yapmaması
gerektiğini vurgular
33. Komisyon ve Konsey'i Avrupa Pariamentosu olası bir katılım
anlaşmasını onaylamadan önce AB yurttaşlannın görüşünü al-
maya davet eder.
34 Müzakerelerin açıhnasınuı uzun ve doğası gereği açık uçlu
bir sürecin başlangıç noktası olacağını ve otomatik olarak (AB 'ye)
katılım anlamına gelmediğini vurgular.
(Geçici, 2004/2182(INI) kodlu belge. Çeviritarafimcdanyapılmışür.)
Avrupa Birliği taleplerinin Kopenhag siyasi
ölçütlerini ilgilendirir bu- yanı ohnadığmı
ileri sürmüştür.
Performans çıtaları
Bu savunmacı ve AB ile AB'nin öngördüğü
koşullarda bütünleşmeye razı yaklaşım
gıderek artan siyasal reform ve siyasal taviz
talepleri ile ısrarla daha yükseğe çekilen
performans "çrtalan" ile sonuçlanacaktu-.
Buna karşılık AB kayda değer bir mali ve
siyasi taahhüt altma girmemekte, IMF ve
Dünya Bankası koşullannı ve iktisat
politikası zorlamalannı perçinlemekte,
müzakereleri engelleme ve kesme
manivelalannı elde bulundunnakta,
ayınmcı ve özel katılım süreçlerini
Türkiye'ye empoze etmeye çahşmaktadır.
17 Aralıkta AB Konseyi büyük bir
olasılıkla müzakereleri belirli koşullarla
başlatma karan alacaktır. Bu karan ancak
ustalıkla tahrik edihniş "İslami şiddet"
olaylan erteleyecektir ya da gündemden
çıkartabilir. Ancak oluşmakta olan aşırı
kısıtlayıcı koşullar ve müzakere süreçleri
önünde Türkiye'ye sunulan "kaülıın"
opsiyonunun ashnda "özel" statüsünden
önemli bir farkı olup olmadığı tartışmaya
değer.
Türkiye'nin tercihi
Tavsiye karannm şu cümlesi, tekrar tekrar
okunmaya ve hatırlanmaya değer;
"Müzakerelerin sonucundan veya bunu
izleyen onay sürecinden bağımsız olarak,
Türkiye ile AB arasındaki ifişkiler,
Türkiye'nin A\rupa konulanna büriinüvte
bağlıüğını ('çapalanmasını') sürdürmesini
sağlamandır." Böyle bir bağunlıhğı kabul
etmek veya etmemek Türkiye'nin önündeki
temel tercihtir. Bu tercihin tutarlı bir
biçimde yapılabilmesinın gereği ise
Türkiye"de AB ile ilişkilerin tutkulardan ve
duygusallıktan anndınlması, bılginin. aklm
ve toplumsal çıkarlann kantanna
vurulmasıdır.
Hazinbirmüzakere görüntüsüANKARA (ANKA) - AB Komisyonu
Ilerleme Raponı'nun (ve bunun eki iİti ra-
porun) çizdıği yol, irili ufaklı mayınlarla
döşeli. Kendi içlerinde de çelişkiler taşı-
yan ve sistematik yazun sorunu olan bu
raporlann, 17 Aralık'ta toplanacak AB
Konseyi'ne ilettiği tavsiye ve önerilerin ba-
zılan Türkiye açısından kabul edilemez du-
rumdadır.
Önce, raporun (üç rapor birlikte kaste-
dilmektedir) müzakere sürecıni diğer aday
ülkelerinkinden farklılaştıran küçük ma-
vtnlanna bakalun:
• 17 Arahk'ta öncelikle müzakere sü-
recine değil, müzakere öncesi yeniden
kapsamb birincefeme (screening=tarama)
sürecıne geçişe karar verilmesi istenmek-
tedir. Aynca. Komisyon. yeni bir katılım
ortakhğı belgesi hazırlayacak ve Türki-
ye'den ek beklentiler talep edebilecektir.
17 Aralık zirvesinde bu öneriler benim-
senirse, müzakerelerin başlangıç tarihi-
nın 2006 baharuıa kalması olasılığı yük-
sektır. (Avrupa Parlamentosu'nun ekim
sonunda basına sızan Türkiye raporu tas-
lağı da. müzakere öncesinde bır geçış dö-
nemi ihdasını ve Kopenhag kriterlermin
tam olarak yerine getirilmesınin ızlenme-
sını önermektedir).
• Daha sonra, müzakerelere başlanabi-
lirse, rapor, bunun bilinen müzakere sü-
reçlerinden farklı bir yöntemi olmasını is-
temektedir. Her bır bölümün müzakere-
sıne başlamadan önce, Türkiye'nin alma-
sı gereken yasal ve idari önlemlerle ilgıli
olarak Komisyon bazı hedefler belirleye-
bılecek ve ancak bu hedeflere uyum sağ-
landıktan sonra müzakere başlayabilecek-
tır. Aynca. diğer ülkeler içuı 31 bölüm
olan müzakere alanı sayısı, Türkiye öze-
lınde arthnlabilecektir.
• Müzakere edilen bölümkrin sonuç-
landınlmasuıdan önce de bazı hedefler
belirlenebilecek ve Türkiye bunlan yen-
ne gerinneden (uygulamalar denetlene-
cek ve onaylanacaknr) söz konusu bölüm
sonuçlanamayacaktır.
• Müzakere yönteminin iri bir mayını
da vardır: Bölümlerin onaylanması AB
Konseyi'nde oybirliğiyle olacak. dolayı-
sıyla "muzakere* sürecinin tıkanmasının
sorumluluğu tek bir ülkeye de yıkılabıle-
cektir.
• Verheugen'in, ilerleme
raporuna seslerini yükselten
Türkiye'nin Dışişleri
Bakanlığı bürokratlarını
'Ecevit döneminin artığı
milliyetçi kadrolar' olarak
niteleyerek Tayyip Erdoğan
hükümetine bir tasfiye veya
kızağa alma operasyonunu
telkin etmesi de başka bir
ibretlik olay olarak
önümüzde durmaktadır.
• Aynca. müzakerelerin başlahlması
karan AB Konseyf nın oybirliğiyle alın-
masuıa karşın, müzakere sürecinin tümü-
nün askıya aluıması nıtelikli çoğunlukla
(yani daha kolay alınabilır bir kararla) ka-
rarlaşnnlabilecektir. Müzakere yöntemi-
ne bakıldığuıda, ortada bir müzakere sü-
reci değil de sankı tek yanlı bir talimatlan-
dırma sürecinin oluştunılması tasavvuru
vardır. Türkiye'den adeta sürekli olarak
yeni ödünler istenmesinin koşullan yara-
tılmaya çahşılmışhr.
Yöntemden içeriğe geçersek, daha bü-
yük mayınlar önümüzde durmaktadır.
• Rapora göre. "müzakereler açık uçlu
ve sonucu garanti editemeyecek bir süreç-
tir" Bu, tam üyelik dışındaki seçenekle-
re de açüc olunması anlamındadır. (AP
Türkiye raporu taslağı da buna tekrar vur-
gu yapmaktadır). Hiçbir aday ülke için
böyle bır ıfade şimdiye kadar kullanılma-
mıştu".
Işte bu nedenle, üye yapılmamalı ama
aynı zamandaAvrupa dışma itilmemesi için
özel bir üyelikle limanda demirli tutulma-
lıdır Son aylarda gösterilen "Terminal"
filminde havalimanuıda sıkışıp kalan pa-
saportsuz yolcu örneğinde olduğu gibı,
ne sınırdan içeri alınan ne de sınır dışı edi-
len bir özel statü peşine düşülmüştür. Fran-
sız dilınde buna uygun bir niteleme var-
dır "Bon pour rOrient", yani "Doğu için
uygun" ya da "düşük nitetikli statüler ve-
ya dereceler için uygunr
!
n, tek başına özel bir statünün habercisi
ohnaktadu".
• AB'den Türkiye'nin elde edebilece-
ği diğer avantajlar da tanmsal destekler ve
bölgesel'kırsal kalkınma fonlanndan ya-
rarlanma olabilirdi. Oysa rapora göre, ta-
nmsal ve böigesel uyum poünkalan alan-
lannda Komisyon bazı özel önlemler alın-
ması için öneriler getirebilecektir. Bunla-
nn kısıtlama yönlü önlemler olabileceği-
ni tahmın etmek için uzman olmaya ge-
rek yoktur. Sözgeümi, bu alanlarda üye-
• Rapora göre, "müzakerelerin ve onu
izleyecek onaylama sürecinin sonuçlan ne
olursa olsun, Türkiye ile AB arasındaki
ilişkilerin nftenği,Türkiye'yi Avınpa yapı-
lanna demirievecek şekilde olmaudır"
Fransız Başbakanı Raffarin bunu çok gü-
zel betımlemıştir: "Türkiye, Avrupa üye-
Hgj açısından gerekU bir unsur değüse de,
dünya dengeleri açısuıdan çok önemli bir
unsurdur"
• Rapora göre, insanlann serbest dola-
şımı konusunda Türkiye'ye sürekli kısıt-
lama getirilebilecektır. Türkiye'nin tam
üyelikten umabileceği yararlann başında
insanlannışgücünün serbest dolaşım hak-
kı bulunmaktadır, çünkü diğer alanlarda-
ki (mallann. hızmetlerin ve sermayenın)
serbest dolaşun hakkı esasen büyük ölçü-
de üye olmadan yerine getirilmıştir. AB 'nin
işgücü dolaşımı konusundaki olumsuz tav-
• Müzakere yöntemine
bakıldığında, ortada bir
müzakere süreci değil de
sanki tek yanlı bir
talimatlandırma sürecinin
oluşturulması düşüncesi i
vardrr. Bağımsızlığını
Lozan'da Avrupa güçlerine
kafa tutarak kazanmış olan ve
bugünlerde 81. yaşını yaşını
kutlayan bir Cumhuriyet için
bu durum üzücüdür.
lik sonrası uzun (örneğin 2025'e kadar) bir
istisna (derogation) döneminin öngörülme-
si ve bu süre içinde AB'nin bu tür destek
uygulamalannı tamamen gündemden kal-
duması veya anlamsız durama getirmesi
olasılJdan jTİksektir. (Bu arada Türki-
ye'nin AB'ye yük getirmeyeceği, hatta
pozirif net katkısının olacağı yönünde res-
mi kurumlanmızın -örneğın DPT'nin-
gavTetkeşliğini ibretle izlemek gerekmek-
tedir). Üstelik, AB'nin dayattığı bütün
koşullar kabul edilse ve uygulamaya ge-
çırilse bile, Fransa ve onun örneğini ızle-
yebilecek diğer üyeler Türkiye'nin üyeli-
ğini kendi kamuoylannda referanduma
tabi tutabileceklerdir Bu, kabul edılebilir
bir süreç olabilir mi?
AB'nin Türkiye'den talep edebileceği ta-
\izler ilerleme raporunda ifade edilenler-
le sırurlı olmayabilecektir Ama raporda
açık veya kapalı ifadelerle dile getirilen-
ler dahi yeterince uyancı değil mi? Işte ba-
zı örnekler:
Türkiye'nin Kıbns ve Ermenistan po-
litikalannı değiştinnesi (örneğin, 1915
olaylanyla ilgili olarak ErmenistanTa bir
anlaşmaya varması), Dicle ve Fırat hav-
zasındaki sulama sistemlerinin uluslara-
rası yönetim altma konulabileceğinin ka-
bul edilmesi, azuılık haklan konusunda
(Kürtlere ve Alevilere de azınlık gözüyle
bakarak) Lozan'ın öngörmediği ve bugün
AB ülkelerinin dahi uygulamadığı bir yak-
laşunın benimsenmesi...
Tabiı AB sözcülerinin Türkiye 'den her-
hangi bir itiraz istemediklerini de hesaba
katmahsınız Verheugen'ıa ilerleme rapo-
runa seslerini yükselten Türkiye'nin Dı-
şişleri Bakanlığı bürokratlannı "Ecevit
döneminin arnğı miHhetçi kadrolar" ola-
rak niteleyerek Tayyip Erdoğan hüküme-
tine bir tasfiye veya kızağa alma operas-
yonunu telkin etmesi de başka bir ibretlik
vaka olarak önümüzde durmaktadır.
Bağımsızlığını bir Kurtuluş Savaşı'yla
ve Lozan'da Avrupa güçlerine kafa tuta-
rak kazanmış olan ve bugünlerde 81. ya-
şını kutlayan bir Cumhuriyet için hazin bir
müzakere manzarası değil mi?
BİTTİ