14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 KASIM 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER SEFİNE-İ TERAKKİ TURHAN SELÇUK İSTANBUL EFENDİSİ AEDÜLCAIÎEAZ* IN HARİKULÂDE MACERA1ARI KISIM HEKMILİ BİRDEN Diyabettedavisine Türk' iziTıp son sınıföğrencisi Umut Ûzcan 'ın "şişmanlıkta tip 2 diyabetin gelişmesinde hücre içerisinde bıılunan ve 'EndoplazmikRetikııhım da gelişen stresin rol oynadığını "gösterdiği çahşması Science dergisindeyayımlandı Prof. Dr. Gökhan Hotamışhgil ve Umut Özcan. ilaç toplatılıyor İSTANBUL (AA) - Istanbul Üniversıtesi (IÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Uğur Derman İngilızce Tıp son sınıföğren- cisi Umut Özcan, ~s.is.man- lıkta tip 2 diyabetin geuşme- sinde hücre içerisinde bulu- nao ve "Endoplazmık Reti- kulum"da gelişen stresin rol oynadığınT gösterdiği çalış- masıyla dikkat çekti. Harvard Üniversitesi Tıp ve Halk Sağlığı Fakültesi öğ- retim üyesi Prof. Dr. Gökhan Hotanuşugil ile çalışan Umut Özcan'ın, ayru ünıversiteden öğretim görevlısi Prof. Dr. Laurie Glimcher'in katkıla- nyla gerçekJeştırdiğı araştır- ması, dünyanın en ciddi bilim dergilerinden biri olan Sci- ence dergisinin 15 Ekim ta- rihli sayısında yayımlandı. Türkiye Diyabet Vakfı destekledi Özcan, Türkiye Diyabet VakfVnın da önemli katkılar sağladığı çalışmaya ilişkin şu bilgileri verdi: "Hücre içeri- sinde buhınan ve Endoplaz- mik Retikulum" diye adlan- dırüanorgandde gelişen stre- sin veya aşın yüklenmenin, şişmanlıkta tip 2 diyabetin ge- lişiminde merkezi bir rol oy- nadığuu gösterdik. Endop- lazmik Retikulum" hücre içe- risinde. ahnan besmlcrin işlen- mesinde. \ ağlann değişimin- de, yeni proteinlerin üretimin- de ve birçok sentez olayında trafikpolisigibi hareketeder. Bu çahşmada, şişmanlıkta Kalp hastasına Celebrexyasağı ANKARA (ANKA) - Romatızmah hastalarda kullamlan eklem iltihabı ilacı Celebrex'in kalp ve beyin rahatsızlıklanna yol açtığı ıddialannı değerlendiren Sağlık Bakanlığı, söz konusu ilacın kalp-damar hastalannda kullanımını yasakladı. Sağlık Bakanlıgı İlaç ve Eczacıhk Genel Müdürlüğü bünyesındekı Beşen Tıbbi Ürünler Danışma Komisyonu, "Ceİebrex'in içeriğinde bıılunan Cox-2 inhibitörün kalp ve damar nastahklannda risk ohışturabfleceğr sonucuna vardı. Komisyon, selekoksıb ıçeren Celebrex 100 mg. ve 200 mg. kapsül adlı ürünlerin prospektüs ve dış ambalajlanna kalp hastalarını uyancı bilgilenn eklenmesi karannı aldı. Celebrex 100 mg. ile 200 mg. kapsüllerinin prospektüsünde, aktif trombozu (damar içinde oluşan kan pıhtısı) bulunan hastalarda söz konusu ilacın kullanılmaması, hıçbir trombotık risk faktörü bulunmayan sağlıklı bireylere Celebrex önerildiğinde ise olası yan etkileri yönünden hastalann uyanlması gerektiği da eklenecek. Karara göre Celebrex, romatoloji. ortopedi, iç hastalıklan, kardiyoloji, FTR (fıziksel tıp rehabilitasyon) ve nörolojı uzmanlan imzasıyla reçete edilebilecek. Ancak hastada bu üaçlann kullanımını gereklı kılan tıbbi endikasyonla birlikte "Hastada kalp-damar sistemi, beyin ya da diğer sistemlerde nkayıcı damar hastabğı veya yüksek tromboH riski buhınmamaktadır" ibaresine bir heyet raporunda yer \erilecek. Bu heyette ise mutlaka bir kardiyoloji veya nöroloji uzmam da bulunacak. Pfeizer'in açılclaması Pfizer İlaçlan Ltd. Şti'den yapılan açıklamada, Sağlık Bakanlığı'nın Celebrex 100 mg. ve Celebrex 200 mg. adlı üaçlann satışının, prospektüs ve dış ambalajlarında daha önce eklenmesini istediği uyancı ibarelenn ilgili firaıa tarafından eklenmediği için durdurulmasına ve bu ılaçlann toplatılmasına karar s verdığı bıldirildi. aşın besin ahmuun ve ahnan besinlerin fornıunun.' Endop- lazmik Retikulum" üzerinde taşıyabileceğinden çok daha fazia yük oluşturduğunu ve bunun da tip 2 diyabet getişi- nıindeçok önemli rol oynayan insülin direncinin geüşimin- de ana bir etken olduğunu bulduk. Bunu moleküler dü- zevde, hücrelerde yaptiğımız çahşmalarda ortaya koyduk. Bununyaru sıra'Endoplazmik Retikulum" denilen organe- Hn kapaatesini artnrmaya ya- Hastalık maske taktırdı Filipinler'in kuzey bölgeterindekikanda "menengokok" adıverilen mikroplann buluıunasıyla ortaya çıkan "•menengokeksemi" salgını tünı ülkede endişe yaratu. Başkent Manila'daki sağhk ekipleri, bulaşıcı hastalığa yakalandıklanndan şüphelenilenleri hastanelerde gözetim ahmda tutarken, halk. mikrobun bulaşmaması için maske takmaya başladL Tıpkı hastaneye başka bir nedenle gelen, ancak menengokeksemiye yakalanma korkusuyta maskeyle oturan ManUah anne ve oğlu gtt)L (AP) Ağız Sağlığı Haftası çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı Haydi dişinizi firçalayın Istanbul Haber Senisi - îstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı RrfatYüzbaşıoğlu, Türkiye'de heryüz kişiden 85 'inin ağız ve diş sağlığı sorunu yaşadığına dikkati çekerek 0-19 yaş grubu çocuklann, yaşhla- nn ve bazı kronik hastahğı olanlann ücretsiz hiz- met almasının ağız ve diş sağlığı sorunlanna bir çö- züm olabüeceğini söyledi. 21-27 Kasım Ağız ve Diş Sağlığı Haftası çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı. Türk Diş He- kimleri Birliği, haftanın bu yılki konusunu "diş fır- çalama" olarak belirledı. Hafta boyunca, "günde 2 kez 2 dakika" dış fırçalamanın önemi vurgulanacak. Divan Oteli'ndeki toplantıda konuşan Yüzbaşıoğlu. Türkiye'de Sağlık Bakanlığı"nın, "Ağızve Diş Sağhğı Su- nulan Özel Sağhk Kuruluşlan Yönetmeliği^ndeki de- ğişiklikle, diş hekımı olmayanlara da ağız ve diş sağlı- ğı kurumu açma yetkisi verdiğini anımsattı. Yüzbaşı- oğlu, bunun ağız ve diş sağlığı hizmetlerini pazara aç- manın bir yolu olduğunu belirterek bu yönetmeliğin ge- ri çekilmesıni ıstedi. rayan ve XBP-1 denilen bir transkripsiyon faktörünü fa- relerde genetik otarak azalt- öğımızzaman, •Endoplazmik Retıkulum"un artan yük mik- tannayetertiyanıüveremedi- ğini ve bu farelerde (XBP-1 transkripsiyon faktörüne ye- tertidüzeydesahipolmayan fa- relerde) çok hızlı diyabet ge- liştiğini gördük. Bu sonuçlar bize şişmanlıkta aktiveolan bu sistemin tip 2 di\ abetin gelişi- minin ana mekanizması ol- duğunu düşündürmor.'" SSK hastaneleri Yıldırım: Çok başlüık kaldırüsın Haber Merkezi-SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlıgı'na devrinın, ılkesel olarak doğru olduğunu belirten Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı CeJal Korkut Y üdınm. "Aile Hekimuğiyle ilgili pilot uvgulamalarda diş hekimliği hizmeüerinin yer alması gerektiğini" belirtti. işçi ve işverenler Yıldınm. diş hekimliği eğitiminin başladığı 22 Kasım'ı içine alan "Diş Hekimliği Haftası" nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada. önemli olanın, SSK hastanelerinin hangi kuruma de\Tedileceği değıl, sağlık hızmetlerinde çok başlılığın ortadan kaldınlması olduğunu söyledi. Yıldınm, SSK hastanelerini birikımleriyle yaratan işçi ve işveren kuruluşlannın. bu süreçte söz ve karar mekanizması ıçınde yer alması gerektiğini söyledi. IENTERNET / MEHMET SUCU mehmet(5 cumhuriyet.com.tr ABD, bir seneyi aşkın süredir işgal altında tuttuğu Irak'ın bazı kentlerini yeniden işgal ediyor. Türkiye'nin komşusunda işgal üzerine işgal, kıyım üzerine kıyım yaşanıyor. Bu aynı zamanda dünya devi olmaya soyu- nan Bush'un, seçim propagandaları sonra- sında söylediklerini de yalanlıyor. Seçimler ön- cesinde Irak'ta kontrolü ellerinde tuttuklarını söyleyen Bush, sonuçlar kesinleşir kesinleş- mez Felluce'ye saldırı emrini verdi. Saldırının ilk gününden itibaren bölgeden pek çok kıyım haberi gelmeye başladı. ABD ordusunun postalları altında çiğnenen ülkeden yükselen yardım çığlıkları Batı'da pek fazla yankı bulmadı. Dünyanın dört bir yanında cı- lız savaş karşıtı gösteriler yapıldı. Bu gösteri- lere pek çok insan hafif burun kıvırarak, hafif aşağılayarak ve "Siz mi kurtaracakstnız bu dünyayı" mantığıyla baktı. Genç öğrenciler sokakta coplanırken TV'lerin karşısına geçip çayını yudumlayıp "Ünlüler Çiftliği"ri\, "Kurt- lar Vadisi"n\, "Gelinim Olur musun"u seyret- ıneyi tercih etti. Çünkü yazılı basında birkaç gazetede yer alan ûç beş haberde sözü edılen kıyım bizden çok ama çoook uzaktaydı. İşgal askerlerınin yanın- da^atıp kalkan, onların denetlediği haberleri Ilişikteki Kıyım Görüntüleri bağlı oldukları yayın kurumuna gönderen ili- şikteki gazeteciler, bizi rahatsız edecek gö- rüntülere ve haberlere pek yer vermiyorlardı. TV'lerin haber bültenlerinde de yakışıklı, çe- lik yelekli, uzaydan gelmiş gibi görünen uygar dünyanın temsilcisi ABD askerleri, ne olduğu belirsiz yapılara ve sokaklara ateş açıyordu. He- nüz o ateş edilen yerlerde neler olduğunu bil- miyorduk, bilmek istemiyorduk. O karanlık ufak kovukların birer pencere olduğunu, her pencerenin ardında bir dünyanın yaşadığını TV'ler bize göstermiyordu. Ilişikteki gazeteciler Felluce'ye vardıkların- da karşılaştıklarını şöyle anlatıyorlar: "önce- likle, Felluce'deki Amerikan askeri kampına ulaştığımızda, orduyla hareket eden gazete- ci olmanın kurallarıyla ilgili 12 sayfalık belge- yi imzalamak zorunda kaldık. Operasyon/ar- la ilgili haberler de aynntılı kurallara bağlan- mıştı ve askerter, her şeyin doğru askeri te- rimlerle anlatılması konusunda ısrarcıydı, Ama biryandan da, çok geniş habercilik olanakla- rına sahip olduk bu dönemde." Ama onlar sadece askeıierin gördüklerini görebiliyordu. Yani haberciliğin asli öğesi olan karşı tarafın bakış açısını bilmiyorlardı. ilişikteki gazeteci- lerin bu durumu çok tartışıldı ve tartışılacak da. Ama birdenbire hepimizi bir kez daha deh- şete düşüren görüntüler ortaya döküldü. Bir camide yaralı Iraklıyı kurşunlayan ABD aske- ri hepimizi rahatsız etti. "Ünlüler Çiftliği"r\\, "Kurtlar Vadisi"ri\, "Gelinim Olur musun"u seyredenler rahatsız oldu, koltuklarında doğ- rulup neyin gerçek neyin sanal olduğunu an- lamaya çalıştı. Ahu Tuğba'nın çiftlikte ne za- man süt sağacağını tartışmayı bir yana koyup tapınağın içinde katledilen yaralının görüntü- lerinin önünde donup kaldılar. Oysa bu görüntüler de ilişikteki bir gazete- cinin gözünden iletiliyordu. Hepimiz biliyoruz ki iliştirilmiş gazetecilerin görüntüleri ve haber- leri çok ciddi bir askeri- sansürden geçtikten sonra yayımlanabiliyor. Peki bu görüntüleri kaydeden gazeteciye nasıl izin verildi? Acaba yaşanan şiddet ve kıyım o denli sıradanlaştı ki bu görüntüler sansürcüye normal mi geldi? Ya da gözden mi kaçtı? Ilişikteki gazeteciler birkaç gün sonra Fel- luce'deyaşananları anlatmaya başladılar. Ina- nılır gibi değildi. Irak'ı özgürleştirecek olan as- kerlerin komutanları "Hareket eden her şeyi vurun" diyorlardı. Herhalde askerlerle aynı ye- meği ve yatağı paylaşan gazeteciler sınıra da- yanmıştı. Hepimiz böyle düşündük. Aslında Batılı ajansların bize gösterdikleriyle yetindiğimiz, sokakta gösteri yapan gençleri küçümsediği- miz, yazılı basının birkaç gazetesinde yer alan üç beş haberi ciddiye almadığımız için şaşır- dık. Alternatif medya, kıyımın büyüklüğünü an- latan görüntülere ve tanıklık yazılarına uzun sü- redir yer vermeye çalışıyor. www.'fallujapic- tures.blogspot.com adresi bunlardan sade- ce bir tanesi. Batı basını tarafından sansürle- nen ABD askerlerinin görüntülerinden, katle- dildikten sonra sokağa dizilmiş çocuklann can- sız bedenlerine, çatışmanın bitmesini bekle- yen doktorlardan, cenaze törenlerine kadar on binlerce fotoğraf Batı güdümündeki med- yanın arasında sesini duyurmaya çalışıyor. Ancak sesleri kısık çıkıyor. Çünkü anlaşılan o ki ABD Türkiye'nin komşusunu özgürleştir- mek için daha çok insan öldürecek, daha çok kıyım yapacak. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Başkent Mitinginden Bir Fotoğraf Pazargünkü Cumhuriyet'in 9. sayfasında, bir gün önceki Ankara mitinginde çekilmiş fotoğrafa bir kez daha ve dikkatle bakın lütfen. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığf na devri ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kapatılma- sına tavır koymak amacıyla Emek Platformu'nca düzenlenen kalabalık yığınların adeta temsilcileri olan, bıri kadın, ötekısi erkek iki kişi. Ikisinin degöz- lerinde sadece kararlılık ve nefreti okumak müm- kün. Ben 12 Eylül 1980'den bu yana hiçbir protesto toplantısında o iki çift gözdeki kadar kızgın ve ka- rarlı bakış gördüğümü anımsamıyorum. Cumartesi günü Türkiye'nin dört biryanından 80 bin yurttaşı başkente getiren neden, sadece SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrini önle- mek, onun yanı sıra Köy Hizmetleri Genel Müdür- lüğü'nün kapatılmasına karşı çıkmakla sınırlı gö- rülmemelidir. Bu iki istek, IMF'ye göbeğiyle bağlanmış bir dü- zenin insanlannca bilinmeyen bir şey değil ki. Ay- nı düzen, kayıt dışı ekonomiyi adeta yasal hale ge- tirirken sigortasız ve sendikasız çalıştırılanlar alan- lardayoktu. Alanlardaolmamaları bir yana, emek- çiler son genel seçimlerde çoğunlukla AKP'yi ik- tidara getirmek için sandık başlannda kuyruklar oluş- turmamışlar mıydı? Oysa önceki gün bambaşka bir görünüm sergilendi başkent toplantısında. 12 Eylül'ün getirdiği uyuşukluktan sıynlmaya ve po- litize olmaya kararlı insanlaryığını vardı. Başbakan bu gerçeği sanınm öteki politikacılardan önce fark ettiği için, adeta gardını alarak işi eski bir deyimle mugalataya dökmek istedi. Önce alanı doldurup taşan o binlerce insan ka- labalığını küçümseyemedi. Ama onlan o miting için taşıyan sendikalarının sarf ettiği paranın bü- yüklüğünü, "O parayla bir-iki hastane yapsaydı- nız" sözleriyle popülizmin vitrinine taşımak istedi. Türk-lş Başkanf ndan da hemen yanıtını aldı. De- vir konusu hastanelerin zaten işçilerin, işverenle- rin ve emeklilerin primleriyle yapılıp yönetildiğı, kendisınin de eski bir SSK'Iİ olduğunu soyteyen Baş- bakan'a anlatıldı. Kendi propagandası için harca- dığı paralann, önceki günkü miting giderieri için sarf edilen işçilerin birikimlerinden çok daha fazla ol- ması bir yana, kamu hazinesinden çıktığı da Baş- bakan'a anlatılabilirdi. Ama onu konfederasyon başkanlarından daha çok, uyurgezer muhalefet sözcüleri yapmalı değil miydi? Partilerin alacağı ders önceki günkü Emek Platformu mitingi, özellik- le muhalefet partilerinin üst yönetimlerinin üst üs- te birkaç toplantısında masa üstüne getirilecek önemdedir. Ankara'da oturup medya gündemine girebilmek amacıyla ve yoğurt mayalarcasına demeç vererek kitlelerte iletişim kurulamayacağını hâlâöğreneme- yenler... Bu iktidar çürüyecek, alternatifi nasıl ol- sa biz olacağız rüyalarını görmek amacıyla başla- rını koltuklanna dayayarak rehavetten kurtulama- yanlar... Lider fotoğraflı ilan ve posterlerle eylem yapmakta olduklarını sananlar... Acaba, ülkenin bugünkü hal ve gidişinden bugünkü iktidar kadar kendilerinin de sorumlu görüldüklerini ne zaman fark edebilecekler? Pazar günkü Cumhuriyet'm 9. sayfasında, biri kadın, ötekisi erkek iki Türk seçmeninin gözlerin- deki ateşi kalıcı hale getiren o fotoğrafı çalışma ma- salannın üstüne koysunlar ve bıkmadan yorulma- dan izlesinler... Kitlelerle nasıl iletişim kurabileceklerini o zaman görebilirler sanınm. Ben o iki çift gözde sadece bu- günkü iktidara değil, pariamento içinde ve dışın- daki muhalefet temsilcilerine de bir şeyler söylen- diğini gördüm. Faks: 0 216 302 82 08 obirgity/ e-kolay.net 4 Aralık'ta verilecek 'Sertel Odülü' MustafaBalbay 'a ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Sertel Ga- zetecilik Vakfı tarafın- dan her yıl "demokrasi için en rvi savaşı veren ki- şi\-a da kuruma" verilen "Sertel Ödülü"ne bu yıl gazetemizın Ankara tem- silcisi Mustafa Balbay değer görüldü. Vakırtanyapılan açık- lamada, yönetim kuru- lunun 1995'ten ben ve- rilen Sertel Ödülü'nün bu yıl, üstün gazetecili- ği. "Irak Bataklığında TürkAmerikan İMşkile- ri" başlıklı kitabıyla bu konudaki yazılanndan dolayı Balbay'a verilme- sini kararlaştırdığı belir- tildi. Ödül 4 Aralık'ta Tan gazetesinın yıkıhşı- nın 59. yüdönümü dola- yısıyla Türkiye Gazete- cilerCemiyeti Basın Mü- zesi'nde düzenlenecek anma toplantısında Bal- bay'a verilecek. Törenin açış konuşmasım Sertel Gazetecilik Vakfı Baş- kanı Doç. Dr. Yüdız Ser- tel yapacak. Törende ga- zetemiz ımtiyaz sahibi tlhan Selçuk ile yazar RefikErduran birer ko- nuşma yapacak. Törenin kapanış konuşmasım es- ki Gazeteciler Cemiyeti başkanı. yazar Nail Gû- reliyapacak. Balbay, Irak Savaşı'mn en yoğun ol- duğu günlerde, perde ar- kasında yaşanan geliş- melere ilişkin haberler de yapmıştı. CUM0K etkinliklerisürüyor ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Okurlan (CUMOK)dünArcadı- um Alışveriş Merke- zi'nde gerçekleştirilen Prof. Dr. Türkan Say- lan" ın imza gününde 250 adet Cumhuriyet gaze- tesini ücretsiz dağıttılar. Çağdaş Yaşamı Destek- leme Derneğı(ÇYDD) ve Ada Müzik Center'ın düzenledıği etkınlikte ga- zete dağıtan Ankara CU- MOK oluşumu üyeleri. Cumhuriyet gazetesiyle ilk kez buluşan insanla- rrn memnuniyetini gör- menin çok güzel oldu- ğunu belirttiler. Ankara CUMOK oluşumunun düzenlediği Sunay Akın'ın tek kişilik gös- terisi, 25 Kasım Perşem- be günü Migros Sanato- lia Sahnesi'nde saat 20.00"degerçekleştirüe- cek. Biletler Kızılay Dost Kitabevi ve gösterimin yapılacağı salondan te- min edilcbilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear