Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 15 KASIM 2004 PAZARTESİ
HABERLER
AKP'liler, güvenlik görevlilerinin uyanlannı hiçe sayarak ilahiyat fakültesi camiine girdi
Üniversitede güçgösterisiCKMİLCİĞERtM
SAMSUN - Sadece Ondokuz Ma-
yıs L^niversitesi (OMÜ) mensuplan-
nın ibadetine açık olan kampus ıçin-
deki camide AKP'li Büyükşehir Be-
lediye Başkanvekili Ahmet Bahadır
ile Atakum Belediye Başkanı Adem
Bektaş ve Kurupelit Belediye Başka-
nı Türan Çakır'ın güvenlik çemberi-
ni zorlayarâk namaz kılmak istemesi
gerginlik yarattı. Olay yerel basına
"Camide ibadet sınırlamasT şeklin-
de yansıyuıca Rektör Prof. Dr. Ferit
Bernay, üniversitenin huzurlu orta-
mının bozulmaması çağnsında bu-
lundu.
AKP'li Samsun Büyükşehir Bele-
diye Başkanvekili Ahmet Bahadır,
Atakum Belediye Başkanı Adem Bek-
• Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde bulunan ve sadece üniversite mensuplannın
kullanımma ait olan camiye zorla giren AKP'li belediye yöneticilerinin eylemi, yerel basına
ibadet yasağı olarak yansıdı. Bu gelişmeler üzerine açıklama yapan Rektör Bernay, uygulamanın
güvenlik amaçlı olduğunu belirterek, "Huzuru bozmaym" uyansı yaptı.
taş ve Kurupelit Belediye Başkanı Tu-
ran Çakır cuma günü kampus içinde
bulunan ilahiyat fakültesi bina gnıbu-
na girmek isterken güvenlik görevli-
leri tarafindan durduruldu. Çemberi
aşmak isteyen Turan Çakır'ın "Bizgi-
riyoruz, siz engeDeyin". Adem Bek-
taş' ın da "Ben Atakum Belediye Baş-
kanı Adem Bektaş'ım" dedikten son-
ra •'Cuma namazı kılmak isteyen gel-
sin" diye orada bulunan yurttaşlara
çağnda bulunduklan iddia edildi.
AKP'lilerin yasaklan delerek ve gü-
venlik çemberini aşarak üniversite-
nın camisinde namaz kılması, yerel ba-
sına "Ondokuz Mayıs Üniversitesi ca-
misinde ibadet sınırlamalarT şeklın-
de yansıdı.
Bunun üzerine OMÜ Rektörü Prof.
Dr. Ferit Bernay yazılı bir açıklama ya-
parak iddialan yalanladı. Üniversite-
nin iç eğitim yerleşkesine güvenlik
nedeniyle 3 yıldır üniversite mensu-
bu olmayan kişilerin girişine izin ver-
mediklerini anımsatan Bernay, açık-
lamasında şu ifadelere yer verdı: "On-
dokuz Mayıs Üniversitesi Kurupelit
Yerleşkesi İO bin dönünı alanda, 30 bi-
ne ulaşan nüfusu ile hizmet v ermekte-
dir. Yerleşkemizin iki ayn bölümii var-
dır. Bunlar hastanemizin bulunduğu
halka açık olan hizmet bötâmü ve sa-
dece akademik, idari persond ve öğ-
rencüerimizehizmetvereniç yerleşke-
sidir. Bilindiği gibi bütün kurumlar
daha güvenB veverimii bir çahşma or-
tamı yaratabitmek için kendi alanlan-
na giriş ve çıkışlan kontrol alanda tut-
maktadır. Ebeveynleri tarafindan bi-
zeenamet edilen öğrencilerimize, uzun
süredir örnek bir huzur ortamım su-
nan ünhersitemizde, güvenMlde BgiB bu
sonıınluluklannhassasiyedeyerinege-
urilmesi doğaldn* ve görevimizdir."
Üniversitenin iç yerleşkesinde yer
alan camiden üniversite personeli, öğ-
rencilerve hastanedeki hastalar ile re-
fakatçilerin de yararlandığuıı belir-
ten Bernay, "Ayncakentmerkezine 17
küometre uzaİdıkta bulunan üniver-
sitemizin mevcut nüfusu da dikkate
ahnacakohırsa,şehirhaIkındananlavTş
beklemek ünhersitemizin doğal hak-
ladır" dedi.
Üniversitenin hedeflerinden birinin
öğrencilere her türlü hak ve özgür-
lüklerine sahip çıkmayı öğretmek ol-
duğunu ifade eden Bernay, şöyle
devam etti: "Fakat bunu yaparken
ünhersitemizin uzun süredir içinde
bulunduğu huzurlu çahşma ortamım
bozmadan. ona sahip çıkarak destek
olmaktümvatandaşlarniBingörevidn'.
Bidere emanet edilen gençler ve aileleri
bepinüzden bunu beklemektedirier"
CHP'li Cülçiçek'ten uyari:
Din dersleri
cemaatlere
bıraMmamalı
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP Istanbul Milletvekili AM Rıza
Gülçiçek, Islamda kadının yerini eleştiren filminin
ardından tehditler alan Hollandalı yönetmen Van
Gogh'un daha sonra öldürüldüğüne dikkat çekerek
"HoDanda'daki olaylann rüm Avrupa'ya
yayılabileceği'" uyansında bulundu. Gülçiçek,
"Avrupa ülkelerinde din dersi eğitimi cemaatiere
bırakümamah. İslam Konseyi'nin verdiği derslere
yönelik şikâyeder arüyor. Avrupa'da tedirginlik
büyüyor ve bu konu AB önündeki en büyük
engeOerden biri olarak görünüyor" dedi.
CHP lstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek,
yurtdışında yaşayan yurttaşlann çocuklanna verilen
din dersi eğitimini bir soru önergesiyle TBMM
gündemine taşıdı. Milli
• Avrupa'da E
&tun B a k a n ı H ö s e
' i n
Çe B k
. , , „ , tarafindan yanıtlanması
yenı Van Gogh ı s t e m ı y ] e s o n ı o n e r g e s ı
olaylan v e r e n Gülçiçek, "Bu dersin
yaşanabileceğini yurtdışuıda yaşayan
çocuklanmmn seviyesine
uygun müfredat programlan
ve ders kitaplan var mıdır?
Avusrurya ve Federal
Almanya Cumhuriyeti'nde
bazı eyaletierde bu dersin
dini cemaader tarafindan
verildiği doğru mudur"
sorulanna yanıt istedi.
Gülçiçek, Hollandalı
yönetmen Van Gogh'un
öldürülmesinin ardından
belirten CHP'li
Ali Rıza
Gülçiçek,
"Avrupa
ülkelerinde din
dersi eğitimi
cemaatlere
bırakılmamah"
dedi.
tstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin kar maskefa' tinıkri, geçen
çarşamba günü Okmeydanı'ndaki, Gençlik Dernekleri
Federasyonu,lstanbul Gençlik Derneği, 'Gençfik Gelecektir'
dergisi ve Yeniden Ozkm Yaymcıhk'ın bulunduğu binaya gaz
bonıbalanyla operasyon düzenlemişti. Operasyonda gözahlna
ahnan gençler, şiddete, kaba dayağa ve cûıseİ tacize maruz
kaldıklannı söylediler.
Gözaltında işkence iddiası
Hollanda'da camilere saldınlar olduguna ve
Müslümanlara karşı tedirginliğin arttığına dikkat
çekti. Hükümetin Avrupa ülkelerinde din dersi
eğitimi konusunda yetersiz kaldığını \iirgulayan
Gülçiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa'da din
dersleri çok önemfi. Hangi öğretmenlerin
gönderildiğL, eğitimi kimlerin verdiği çok önemlL Din
dersleri cemaatlere bırakılmamah. Diyanet İşleri
Türk İslam Birüği (pİTİB) konuya elatmah.
Avrupa'da EHvanet İşleri'nin iştevi yok. Müslüman
gruplan Dİ11B degiL radikal gruplar temsil ediyor.
Bu radikal gruplar çok mesafe aldılar. Bu gruplar
muhatap ahmyor. Beıün'de İslam KonseyTnin
okuDarda verdiği din dersleri tarnşma yaratü. Verilen
dersler şikâyet konusıı olmaya başladL Öğretmenler,
bu dersi alan öğrencilerin diğer öğrencilere domuz eti
yryküeri dediği, Müslüman laz öğrencilere türban
baskısı yapıknğı, erkek öğrencilerin kadm
öğretmenkre sıkmak için eDerini vermediği, yüzme ve
biyoloji derslerine girmeyenler olduğundan şikâyetçL
Diğer dinlerdeki arkadaşianyla sık sık kavga
etmeterinden de şikâyeder var"
ALPERTURGUT
Okmeydanı'nda polisin gerçekleştir-
diği operasyon sonucu gözaltına ahnan
Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi
19 kişi, lstanbul Terörle Mücadele Şube-
si'nde işkence gördüklerini iddia etti.
Adli Tıp Kunımu'ndan 3 ıla 7 günlük iş
göremez raporu alan gençler, "Gözalün-
da şiddete, kaba dayağa vecinsel tadze ma-
ruz kaldık. Tek suçumuz 'YÖK'e hayır'
demekti" dediler.
lstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin
kar maskeli timleri, geçen çarşamba gü-
nü Okmeydanı'nda, Gençlik Dernekleri
Federasyonu, lstanbul Gençlik Derneği,
"Gençlik Gelecektir" dergisi ve Yeniden
Özlem Yayıncılık'ın bulunduğu binaya gaz
bombalanyla operasyon düzenledi. Po-
lis, öğrencilerin bulunduğu dairenin du-
varlannı yıktı, demir kapısınıysa balyoz
ve testereyle parçaladı.
Gözaltına ahnan Gökhan Türker, "Bi-
zimle polis arasmda sadece tahta bir ka-
pı kabnıştL Biz kapıyı loracaklarmı bek-
lerken züi çaldılar ve nazik bir üslupla
'Çocuklar arama iznimiz var. Kapıyı açın'
dediler. Kapryı açınca gördük ki AB kri-
terlerine uygun aramayı belgelemek için
yanlannda kamera getirmişler" dedi.
Gözaltı gerekçesi: Polise
mukavemet
Derginin avnkatı Behiç Aşçı'nın rüm
uyanlanna karşın polisin kendilerine sert
bir şekilde müdahale ettiğini öne süren
Türker. şunlan söyledi:
"Bizi dipçik darbeleriyle yere yıktdar.
Bilgisayar kla\yelerini kafamızda parça-
ladılar. Sonra Terörle Mücadele Şube-
si'ne girrik. Gözarana ahnma nedenimizi
polise mukavemet olarak gösterdüer. Par-
makiane gkierken polisin biriyüzüme tek-
me atü, gözüm morardı. Bana gülerek
'Niye kapıya çarpıyorsun' dedi"
Ozgür Karaka>a ıse, baskılara karşın
demokratik lise ve üniversite mücadele-
sinden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek
"Dipçik darbeleri yüzünden kafam yanl-
dı. Gözaltına ahnan kız arkadaşlanmı-
zm yüzünde kadın poüslerin ürnak izle-
ri var. Şubede bizi çınlçmlak soyup döv-
düler. Arama izinleri sadece Gençlik Ge-
lecektir dergkini kapsr>ordu,ancakbiz İs-
tanbul Gençfik Derneği ve Yeniden Özlem
Yayıncıhk'uı bulunduğu dairedeydik" id-
diasında bulundu.
Polisin ve medyanın, baskını hücre evi
operasyonu olarak göstermesini kuıayan
Haklar ve özgürlükler Cephesi açıklama-
sında ise "Binada kalan gençler,daha ön-
ceden tstanbul Emnheti'nin Basm Ma-
sası'na kimlikkrini, kahna nedenlerini ve
ne yapüklan bildirmişlerdi. Kaçuildığı
söylenen löyaşmdaki A Ş ,büro\aağabe\i
Talip Ş. ile birtikte bir gece önce misafir
olarakgeliyor. Gençler, ifadeferindekacml-
madıklaruu, ailelerivle tarüşûklan için
evlerini terk ettiklerini söylediler" denil-
dh
İki kişi tutuklandı
Mahkemeye çıkanlan öğrencilerden
MeryemÖzçelikve DeryaGükr, "1 Mayıs
günü tek tip elbise grvTnek" ve "ölüm
orucunda yaşanunı vitiren bir tutukhuıun
cenazetörenine kanrnıak" iddiasıyla tutuk-
landı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Abdullah Öcalan'ın avukatlanyla
yaptığı son görüşme yine gazete say-
falannayanadı. "Azınlıklarflapoa/"nda
tartışmalara neden olan "Türkiyelilik"
kimliği konusunda öcalan'ın söyle-
dikleri basının ilgisini çekmiş olacak ki
birinci sayfadan haberyapmışlar. öca-
lan'ın içeriden söylediklerinin basına
yansıması ve konuştuğu her şeyin he-
men ertesi gün yurtdışındaki internet
sitelerinde yer alması, çeşitli çevreler-
de eleştirilere vefarklı değerlendirme-
lere neden oluyor. Devlet kontrolünde
yapılan bu görüşmelerin nasıl bir an-
dayurtdışına ulaşabildiği, soru işaret-
leriyle karşılanıyor. Genelkurmay Ikin-
ci Başkanı Orgeneral llker Başbuğ
yaptığı basın toplantısında bu görüş-
melerin yansıma biçimini eleştirdikle-
rini belirtti.
Şurası bir gerçek ki Kürt sorununun
üzerinde Abdullah öcalan'ın ağırlığı
sürüyor. Kardeş öcalan'ın Kuzey Irak'ta
ABD güçleriyle işbirliğine girişerek
PKK'yi ve ağabeyi Abdullah öcalan'ı
terk etmesi bir sarsıntıya neden olsa
Öcalan ve Kürt Sorunu
da asıl durum değişmiş değil. Son dö-
nemde Kürtaydınlan "PKKdayatma-
cılığı"na daha fazla karşı çıkıyorlar.
Ancak yine de Imrah'nın, Kürt hareke-
ti üzerinde hâlâ çok büyük bir ağırlığı
olduğu söyleniyor.
Gazetelerdeki öcalan haberlerini
gorünce, görüşme tutanaklannın tama-
mını okumak amacıyla bu görüşme-
leri yayımlayan nasmane.com sitesi-
ne girdim. öcalan'ın tam olarak neler
söylediğini görmek istedim. Görüşme
tutanakları çok uzun. Abdullah öca-
lan, avukatlanna aktüel konulardaki
görüşlerini aynntılı şekilde anlatmış.
Bu görüşmeden kendimce yaptı-
ğım değerlendirmeleri şu noktalarda
toplayabilirim: 1. Abdullah öcalan, de-
mokrasi vurgusunu geçmişe göre da-
ha çok yapıyor. 2. PKK/KONGRAGEL
üzerindeki otoritesini sürdürmek ama-
cıyla onlara bazı mesajlar yollamaya
devam ediyor. Onlar üzerindeki otori-
tesini elinde bir koz olarak tutmaktan
da vazgeçmiyor. Bu mesajları yollar-
ken şu saptamaları da yapıyor: "Dağ-
da insanlanmız var, arkadaşlanmız var;
anlamsız bir savaşın olmaması için
çaba sarfettim. Kaldı kisavaşı da yü-
rütmedim. Bu korktuğumuzdan, tes-
lim olduğumuzdan değil, doğru bul-
duğumuzdandır... Banş için bazı im-
kânlan değerlendirmeye çabalıyorum.
Bu gereklidir, aksi halde toz duman
olur." Bu konudayapabileceklerini de
şöyle ifade ediyor "Ben anlamlı birba-
nş için çaba yürütûyorum. Yeşilışıkgö-
rürsem banş çabalanmı sürdürürüm.
Dağdakileh de indirmek istiyoruz. Ye-
şil ışık alınırsa yürûr, banş tek taraflı
olmaz tabii. Yok böyle gelişmezse,
PKK'ye de diyeceğim ki benden pers-
pektifbeklemeyin, bildiklerinizi uygu-
layın, o takdirde sorumluluk kabul et-
meyeceğim."
3. öcalan, yeni bir parti kurulması-
nı destekliyor, ancak kimin kurucu, ki-
min başkan olacağına ilişkin sözleri-
nin "müdahale" olarak görülmesi üze-
rine geri adım atıyor: "Parti başkanlı-
ğı için isim önehlerim olmuştu. Neden
bu kadar tartışıldı, neden bu kadar
öne çıkanldı, çok anlam veremedim.
Doğru, demokratik de değildi, geri
çektim."
4. Kürt sorununu, Türkiye içinde
çözmek ve demokratikleşmenin bir
parçası olarak ele almak konusunda-
ki tutumunu sürdürüyor. Ancak PKK
kozunu hâlâ elinde tutmayı istemesi,
bu konudasoru işaretlerine neden olu-
yor.
Avrupa Biriiği üyelik müzakerelerin-
de Türkiye'nin önündeki en temel tar-
tışmalardan birisinin Kürt sorunu ola-
cağı çok açık. llerleme Raporu'na yan-
sıyan saptamalar, AB temsilcilerinin
Diyarbakırveçevresineolan ilgileri bu
gerçeği gözler önüne seriyor.
Türkiye bu konuda hangi adımlan
atacak, eski muhafazakâr kalıplar ko-
runacak mı? Kürtlerin ne yapacağı da
çok önemli. Yeni bir parti hangi anla-
yışla siyaset meydanına çıkacak?
PKK dağlarda variığını sürdürdük-
çe, silahlı eylemleregiriştikçe, Kürt ta-
rafindan gelecek "banş" istemleri, Tür-
kiye'den olumlu yankı bulamaz. Kürt-
ler, silahlı eylemlerin demokratikleş-
meye, Kürt kimliğinin tanınmasına iliş-
kin adımlara zarar verdiğini söyleye-
cek bir noktaya gelebildiler mi? Tür-
kiye'nin AB projesi, Kürtlerin dedemok-
ratik taleplerini kapsayan çok önemli
bir sürece işaret ediyor. Kürtler bu pro-
jenin neresinde? öcalan'ın, silahlı ha-
reketle bağını sürdürürken demokra-
tikleşme çağrılan yapması ne kadar
inandırıcı olabilir?
Kürt hareketi, silahlı eylemi toptan
reddedecek veAB projesi içindeki de-
mokratikleşme sürecine destek
verecek noktaya geldi mi? Ayak
sürümek Kürtlere de, Türklere de zarar
veriyor.
20009
Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
Değer Bilmek...
"Değerbilmek", giderek unutulan birerdem.
"Değer bilmek", "değeri bilinmek", yaşamın an-
lamlı taşlannı döşer yolumuza.
Bir insanın değerini bilmek.
Bir kitabın değerini bilmek.
Bir ezginin değerini bilmek.
Bir lokma ekmeğin değerini bilmek.
Bir yaşam soluğunun değerini bilmek.
Dostluğun değerini bilmek.
Sevginin değerini bilmek.
Bir avuç toprağın değerini bilmek.
Bir sözün değerini bilmek.
Bir susmanın değerini bilmek.
Kimi zaman ne kolaydır, kimi zaman ne zor.
Anlamını yitirmiş bir yanş, bütün bunları insan-
lara unutturuyor. Acımasız bir rekabet öğretisi, bü-
tün değer bilmeleri çiğneyip geçmeyi öğretiyor.
Insanlar birbirlerinin omuzuna basarak yüksel-
meyi öğreniyor. Bunu başarının basamakları sayı-
yor, geride eğrilmiş omuzlar, ezilmiş eller, kınlmış
kalpler bırakarak.
Ve geriye dönüp bakmayarak ileriye yürüdükle-
rini sanıyoriar.
Sonra anlamını yitirmiş bir hayhuyun ortasında,
kendi yaşamının "Ne içindi bütün bunlar?" diye
sorduğu hesabın ağıriığı altında ezilmekten kaçı-
yoriar.
"Ne içindir bütün bunlar?".
Neyi bulmak içindir bütün bunlar?
Neyi yaşamak içindir bütün bunlar?
Bu değer bilmemekler, bu inkârlar, bu kaçışlar,
bu görmezden gelmeler?
"Değerbilmek"', yeniden bulmamız gereken bir
güzelliktir.
Değeri bilinmeyen sevgi, unutanın kalbini soğu-
tarak cezalandınr.
Değeri bilinmeyen dostluk, onu bilmeyenetaşın-
maz bir yük olur.
Ve değer bilmeyenler, hiçbir zaman neden kalp-
lerinin soğuk olduğunu bilemezler.
Dostluğun değerini bilmeyenler, neden yalnızlı-
ğın cehenneminde yandıklannı bilemezler.
Bir kuşun kanat çırpışının değerini bilmek.
O kuş gibi kanat çırpmayı öğrenmektir.
Günün doğuşunun değerini bilmek, o günün
ışıklarını görebilmek, o günün doğuşuna tanık ola-
bilmek, insanın yeniden doğuşudur. *
Her günü yeni bir başlangıç sayabilmek.
Her günü, daha önceki günleri unutmadan gö-
rebilmek.
Gecenin değerini bilebilmek.
Doğayı yeniden yeniden keşfetmek.
Doğanın değerini bilmek.
Ve kendi değerini bilmek.
Kendine değerier katabilmek.
Kendine sevgiden, dostluktan, yaşananlardan,
yaşamın kendisinden değerier katabilmek.
Kendini yeni keşfettiği değerierie zenginteştirmek.
Kendini kalıcı değerierie değerii kılabilmek.
Insana özdeğer kazandıran budur.
özdeğer, özsaygı, özgüven.
"Değerbilmek", bilgeliğin büyük bir erdemidir.
"Değer bilmemek" ise yaşamı fakirieştiren kalı-
cı bir kayıp.
Sadece bunu bilmek.
Sadece bunu bilmek, yaşamlanmızı değiştire-
bilir.
Bilinçli yaşam, ne yaşadığını bilmek değil mi?
e-posta:erdalatak@superonline.com
faks:0 212 513 90 98
19. kuruluş yıldönümü
DSP'deçifte
bayram
yaşanıyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel Başka-
nı Zeki Sezer, partilerinin
19. kuruluş yıldönümünde
"Türkhe alternatifsiz değil,
alternatif DSP" mesajı ver-
dı.
Sezer, partilerinin kuru-
luş yıldönümü nedeniyle ya-
yımladığı mesajda, DSP'nin 19 yıl önce Ece-
vit'ler önderliğinde kurulduğunu ve Türk siya-
sal yaşamına damgasını vurduğunu kaydetti.
DSP nin güvenin tek adresi olduğunu vurgula-
yan Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu özefliği onu, Mechs'te dördüncü parti ol-
duğu döneminde bile tek başma iktidara getirmiş-
tir. Bihndiği gibi, dönemin diğer partiieri başka
hiçbir partije güvenmemiş, DSP'nin kurduğu
azuüık hükümetine destek vererek onun ne den-
li güveniür bir parti olduğunu göstermişlerdir.
DSP kurulduğunda bazı çevTelerin ha>al bile ede-
mediği ölçüde büyümüş, önce solun, sonra da
Türkrve'nin 1. partisi olmuşrur.
DSP kısa süren iktidarlan döneminde adına
sessiz devrim denilen çoksavıda reforma im/a at-
mış, bu arada Türkiye'nin AB üyeüğinin de yo-
lunu açmıştn*. DSP'nin yeni yönetimi, demokra-
tik sol hareketin kurucusu ve kuramcısı olanBü-
lent Ecevit'bı Türk siyasal yaşamına getirdiği il-
keü ve hakça siyaset anlayışuu bundan sonra da
kararnhkla sürdürecekfir. DSP, inançlı örgüüeri
ve deneyimh' kadrolan ile Türkrve'nin yeniden
tek iktklar alternarifıdir. Türkiye alternatifsiz de-
ğil, alternatif DSP"
Sezer, "Genç DSP, az zamanlara çok işler sığ-
dhran bir partidir. Halkmuzın özlemlerinden do-
ğan DSP, yeniden halknmzm özlemi olmuşrur.
Hatta sloganını da bizzat halkınıız bulmuş ve
'DSP'ye ihtiyaç var' demeye başlamışnr" açık-
lamasmı yaptı. DSP'nin en kısa sürede yeniden
ama bu kez tek basına ikridar olacağına inandığını
vurgulayan Sezer, "Bugün hem bir bayram günü
hem departimizin kuruhış yıldönümüdür. Bizim
için çifte bayram günüdür" dedi.