Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2004 PERŞEMBI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkaie
Izmır
Manısa
Aydın
Denizlı
B
Y
PB
Y
Y
Y
Y
PB
23
24
27
23
25
25
28
26
Sınop PB 20 Adana B 34
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
B
23
21
22
25
24
24
23
Zonguldak PB 20 Antaiya PB 28 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
eB
B
32
27
30
26
28
21
17
PB 17
Yurdun kuzey ve
batı kesımlen parçaJı
bülutlu, Marmara'nın
batrsı ıle kıyı Ege sa-
ğanak yağışlı, dığer
yerier az bulutlu ge-
çecek. Hava sıcaklı-
ğında önemlı bır de-
ğışıklık olrnayacak.
Rüzgâr; güney ve
batı yönlerden hafıf
arasıraortakuvvette
esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
K
PB
K
Y
Y
Y
Y
Y
2
9
5
15
16
17
17
16
Mûnih PB 16 Zürıh
Bertın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
PB
Y
PB
B
PB
Y
Y
14
18
14
19
19
17
20
24
Y 17 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahire
Y
B
K
PB
B
Y
PB
PB
10
25
4
16
22
9
12
29
PB 31
Açık Parçalı bulutlu Sıslı k
Çok öulutlu p Yağmuriu Sulu kar h Gök gurültulu
G U N C E L Cİ1VEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
alanda kolay pazar bulamayan Fransa ve Alman-
ya gibi ülkelerin önüne 2.8 milyar dolan cebinize
koyup 36 Airbus alrnaya gittiniz mi, yaptınm gü-
cünüzün derecesi belki yükselmez ama, bekle-
diğiniz müjdeli haberler birbıri ardına geliverir.
Bu sonucu uçak alımına karşılık müzakere ta-
rihi diye yorumlayanlar olabilir; bu görüntünün
Türkiye'yi küçülttüğünü öne sürenler de buluna-
bilir.
Bütün bunlar müzakere tarihinden sonrası tu-
fan kafasıyla hareket eden bu iktidann bir kula-
ğından girer, öteki kulağından çıkar.
Muhalefet etmek için muhalefet diye adlandır-
dıkları gerçekçi saptamaları iktidar nasıl değer-
lendirirse değerlendirsin, uçak satan üretici iki ül-
keyle tarih vaatleri bir araya gelince, çatlasalar da
patlasalarda -kamuoyu indinde- bu sonuç bal gi-
bi: rüşvet-i kelâmdır. Elbette siyasal güçle uzak
yakın ilgisi de yoktur.
• • •
Müzakereler AB raporunun sözcüğüne dokun-
madan başlayacak olursa; bu iktidar, bu iktidann
başlan tarihsel büyük birsorumluluk üstlenecek-
lerdir.
Zira raporun içeriği, ona dayalı olası müzake-
reler Türkiye'yi kendi benliğinden, kimliğinden
uzaklaştınyor.
Yazılıp çizilenlerden, söylenenlerden etkilen-
meyen, gözü tarih almaktan başka bir şey gör-
meyen (herhalde 10-15 yıl yönetımde kalmaya-
cak) bu iktidar, önümüze konulan koşullan itiraz-
sız kabul ederek:
Geleceğimizin ipotek altına alınmasına göz yu-
muyor.
Almanya ve Fransa her vesileyle üyeliğimizin
10-15 yıl sonra gerçekleşebileceğini söylüyor. Bir
hesaplan olmalı. Üye olan ülkelerle müzakerele-
rin en kabası 8-10 yıl. Türkiye'ye neden 10 değil
de, 10 veya 15 yıl!
Berlin'deki üçlü görüşmede neler konuşuldu-
ğunu bilmek olanaksız. Fransız, kendi kamuoyu-
naTürkiye ile birlikte görünmek kaygısından kay-
naklanan baskıyla ortak basın toplantısından vaz-
geçti; böylece yarına dönük kımi ipuçlarını yaka-
lama olanağı da yitirildi.
Ankara'ya Çjece geç saatlerde yansıyan bilgi-
lere göre, basın toplantısından vazgeçmesine
Fransa'daki iç politika çalkantıları neden olmuş.
Fransız Cumhurbaşkanı, iç politika çalkantıla-
rından (ya da kendi geleceğiyle ilgili kimi kaygı-
lardan) ötürü basın toplantısında Türkiye ile be-
rabergörünmekten çekiniyor, korkuyorsa... yann-
lara dönük sözlerine nasıl güvenebilirsiniz?
Chirac'ın kafasındaki Avrupa Birliği Anayasa-
sı'nın referandumuyla Türkiye'nin üyeliğini birlik-
te gören iki zıt görüş, öteden beri çarpışıyor.
Paris'ten gelen haberferin hemen hepsinin ya-
nıltıa olduğunu varsaymak olanaksız. Dedikleri-
ne göre, Türkiye'ye 17 Aralık'ta tarih verildikten
sonra Anayasa referandumuna gidilirse, Fransız
halkının olumsuz bir tavır takınması olasılığı Chi-
rac'ı korkutuyor.
Rüşvette dünya sıralamasında önde giden bir
ülkeyiz. Son örneği Berlin'de belgelendi. Yöneti-
cilerimiz, acaba Fransız halkını doğrudan etkile-
yecek bir rüşvet düşünemez/er mi?
• • *
Müzakere tarihi alsak bile "tarama süreci" baş-
layacak. Ne demek bu? Onur Öymen'e göre,
ekonomiden, sosyal yaşamdan, tarımdan... aklı-
nıza gelen her alanda en az 8 ay sürecek olan bir
işlem başlayacak, kısacası Türkiye'nin MR'ı çe-
kilecek.
Müzakereler ancak 2005'ten 8 ay sonra,
2006'da başlayacak.
Kaba bir hesap yapalım: Müzakereler 2006'da
başlar, 15 yıl sürerse 2021 'leri bulacağız. Bitme-
di. Yedi sekiz yıl da üyeliğe uyum süreci var...
Telaşa gerek yok. Şunun şurasında bir şey kal-
madı. 2030'lara doğru her açıdan üyelik sürecini
tamamlamış olacağız. Dayanın dostlar!
Ukrayna'da deprem
İstanbul'u korkuttu
İSTANBUL (AA) - Ukrayna'da 6.5 büyüklü-
ğünde deprem meydana geldi. Deprem; Istan-
bul, Edirne ve Tekırdag'ın da aralannda bulun-
duğu çeşitlı illerden hissedildi. Boğaziçi Üniver-
sitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştır-
ma Enstitüsü yetkililerinden aJınan bilgiye göre,
Türkiye saati ile 23.47'de Ukrayna'da meydana
gelen depremin büyüklüğü 6.5 olarak ölçüldü.
Bu arada, sarsuıtı üzerine Istanbul'da itfaiye
araçlan önlem amacıyla birimlerinden dışanya
çıkanlırken bazı yurttaşlar da evlerini terk etti.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Ens-
titüsü'nün telefonian ile internet sitesi de vatan-
daşlarm yoğun talebi nedeniyle kilitlendi.
Kamu vakfflannda soygun var7
• AıVKAR (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Ka-
mu Vakıflannı Araştırma Komısyonu Başkanı Ir-
fan Gündüz, kamu vakıflannda çok sayıda yolsuz-
luk, usulsüzlük ve soyguna varan uygulamalar
saptadıklannı söyledi. Gûndüz, kamu vakıf ve der-
neklerinın elinde 1.5 katrilyon liralık kaynak bu-
lunduğunu belirtti. Gündüz. hükümetin radikal bir
irade ortaya koyarak çıkardığı yasanın asla delin-
memesi gerektiği görüşüne vardıklannı söyledi.
Kuyumcuyusoydular
• SIVAS (AA) - Sıvas'ta, telefonda kendilerini polis
olarak taruttıklan kuyumcuyu Emniyet Müdürlü-
ğü'ne çağıran kişiler, işyerinden çok miktarda altın
çaldılar. îşyennin soyulduğunu anlayan kuyumcu
Halil Ataş, durumu polise bildirdi. Ataş, ifadesinde,
kendisini telefonla arayan bir kişinin polis olduğunu
söylediğini ve "Bir hırsızlık olayıyla ilgili size ait ol-
duğunu düşündüğümüz 175 gram alnn var, gelin
ılın'" diyerek kendisini emniyete çağırdığını belirtti.
'Sakat mantık işbaşında'SSKveKöyHizmeüeri'ne ilişkin tasanlardaBaşbakan
y
a hakemlik verilmesine serttepfti
gösteren CHPmilletvekilleri 'Başbakan
y
ı imamgibigörmeanlayışınınyansıması'dedi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SSK hastanelerinin Sağ-
lık Bakanlığı'na devri ile Köy
Hizmetleri Genel Müdürlü-
ğü'nün tasfıyesine ilişkin tasan-
larda, anlaşmazlıklann gideril-
mesi için Baş.bakan'a hakemlik
görevi verilmesi tepki çekti. CHP
Kocaeli Milletvekili Izzet Çetin,
"Bu, Başbakan'ı imam ya da
şeybülislam gibi görme anlayı-
şının yasa tasansına yansıma-
sıdır* diye konuştu. CHP Genel
Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi
de "Bu garip, güiünç, sakat bir
mantığın ürünüdür" dedı.
CHP'li Çetın, söz konusu ya-
sa tasanlannda, daha önce hiçbir
yasada görülmeyen düzenleme
yapıldığına işaret etti. Anlaşmaz-
lıklann giderilmesinde Başba-
kan'ın yetkıli kılınmasını eleşti-
ren Çetin şunlan söyledi. "Böy-
le bir yetkiye ihtiyaç yoktur.
'Anlaşmazlıklann giderilmesin-
de Bakanlar Kurulu yetkilidir'
denilebilir.Ama Başbakan yet-
kilidir' derseniz, Başbakan'ı i-
mam ya da şevhülislam vapar-
sınız hukuk devletinde. Bu,
Başbakan'ı, hukuk devleti üze-
rinde tabu gibi görme anlayışı-
nın yansımasıdır."
CHP'li Selvı, SSK hastanele-
rinin satılamayacağını ve dev-
redilemeyeceğinı söyledi. Has-
tanelerin sahibinin işçiler,
emekliler ve işveren olduğuna
dikkat çeken Selvı, "SSK öz-
erk bir yönctime sahiptir.
Hastanelerine, gayrimenkul-
Ierine, araç ve gereçlerine e)
koyma hakkı kimseye ait de-
ğildir. Hukuken de mümkün
değildir" diye konuştu.
SSK'nin sorunlanrun çok bü-
yük olduğunu belirten Selvi,
"Hükümet, başaramadığı
olavları gözden çıkartarak, sa-
tarak ve devrederek, bu sorun-
ları çözmek yerine kurtulmayı
yeğlemiştir" dedi. Başbakan'ın
tasan konusunda birinci derece-
de sorumlu olduğunu buna kar-
şın, sanki tarafsızmış gibi anlaş-
mazlıklann çözümünde onun
yetkili kıluımak istendiğini anla-
tan Selvi, "Böyle bir şey ola-
maz" dedi.
Toplumda huzursuzluğun çok
ciddi boyutlarda olduğunu belir-
ten Selvi şu görüşleri dile getir-
di: "Bu uygulama bir tahriktir
ve benzeri baskılar sabrın tü-
kendiği noktada çok ciddi top-
lumsal patlamaya imkân vere-
cek geu'şmelerdir. Hatta Türki-
ye'de bir genel grev ortamını
hazırlayan olaylardır. fşsiz ve
yoksullaştırdjklan insanları
daha fazJa baskı altında futa-
mayacaklanm bilmeliJer."
MGK'de, Helsinki Zirvesi'nde kabul edilen eşit işlem ilkesinin işletilmesi istendi:
AB Türkiye'ye eşit davransın
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Milli Güvenlik Kurulu,
Türkiye'nin AB'ye üyeliği süre-
cinde Helsinki Zirvesi karanyla
kabul edilen eşit işlem ilkesinin
ışletilmesıni istedi. Kurul "diğer
ülkeler için öngörülmeyen öl-
çüt ve yöntemlerin Türkiye için
de öngorülmemesinin gereklili-
ğini" vurguladı. Toplantıda,
Irak'taki gelişmelerin Türkiye'ye
yansımalan ve terör örgütü lide-
ri Abdullah Öcalan'ın durumu
da değerlendirildı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer'in başkanLğında yapı-
lan ekim ayı MGK toplantısında,
AB Komisyonu'nun 6 Ekim'de
Ilerleme Raporu'nu açıklaması-
nın ardından günümüze kadar
gelen süreç aynntılanyla ince-
lendi. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ve Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül. son dönemde
Avrupa'da yaptıklan geziler ve
temaslan sonucundaki izlenim-
lerini kurul üyelerine aktardı.
Müzakere tarihi verilip veribne-
yeceğinin belli olacağı 17 Ara-
lık'taki zirveden çücabilecek ola-
sı kararlar da kurul üyelerince
tüm aynntılanyla masaya yatı-
nldı. Toplantı sonrası yapılan ya-
zılı açıİdamada da Türkiye'ye
karşı üyelik ve müzakere süre-
cinde farklı rutumlann benim-
senmemesi gerektiği yönünde
ifadeler yer aldı. Toplantının ar-
chndan yapılan yazılı açüdama-
da, şu değerlendirme yapıldı:
"AB Komisyonu tarafından
açıklanan 6 Ekim 2004 günlü
rapor ve ülkemizle üyelik gö-
rüşmelerinin başlatılması yö-
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in başkanlığında yapılan Milli
G
üvenlik Kurulu toplantısına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök. kuv-vet komutanlan ve diğer kurul iiyesi bakanlar
katıldı. Kara Kuvvetleri Komutanı OrgeneraJ Yaşar Büyükanıt, Jandarma Cenel Komutanı Orge-
neral Fevzi Türkeri ile MGK Genel Sekreteri Yiğit AJpogan ilk kez bir MGK toplantısına katıldılar.
nüode raporda belirtilen öne-
ri ışığında Türkiye-AB ilişki-
leri aynntılı olarak incelenmiş,
1999 Helsinki kararlanyla ka-
bul edilen eşit işlem ilkesi doğ-
rultusunda diğer ülkeler için
öngörülmeyen ölçüt ve yön-
temlerin Türkiye için de öngo-
rülmemesinin gerekliliği vur-
gulanmıştır."
Kerlcük masaya yatırıldı
Toplantının diğer gündem
maddesi olan Irak'taki gelişme-
ler de tüm aynntılanyla değer-
lendirildi. Irak'ta özellikle Tür-
kiye'nin hassasiyetini her firsat-
ta dile getirdiği Kerkük'ün statü-
sü de masaya yatınldı. Türkiye,
Irak'uı kuzeyindeki Kürt grupla-
nn Kerkük'te çoğunlukta olduk-
lannı, nüfus sayımını yapacak
uluslararası kurumlara tescil et-
tirmek amacıyla kente sonradan
yerleştirdikleri ailelerin geldik-
leri bölgelere dönmesini istiyor.
Türkiye, nüfus yapısı değiştiril-
meye çalışüan Kerkük'te normal
koşullara dönühneden nüfus sa-
yımı ve seçim yapıknaması ge-
rektiğini savunuyor. Bu kapsam-
da Türkiye, ABD nezdinde is-
temlerini dile getiren girişunler-
de bulundu. Aynca KDP lideri
Mesud Barzani ve de Türki-
ye'nin bu tutumu iletilmişti. Böl-
gede yapılan temaslar ve gehş-
meler, kurula sunulan güncellen-
miş raporlarla ele alındı.
öcalan rahatsızlığı
Kurulun asker üyeleri Öca-
lan'uı her hafta avukatlanyla gö-
rüşmesi ve anlattıklannın militan
gruplara taşuımasından duyduk-
lan rahatsızJığı da gündeme ge-
tirdiler. Asker üyeler, Öcalan'ın
yargılanmasımn tamamlandığına
dikkat çektiler. Avukatlann her
hafta Ocalan'la göriişmesinin
doğru olmadığını belirten asker
üyeler, devletin avukatlar için va-
pur tahsis etme zorunluluğunun
bulunmadığını dile getirdiler.
Pendik'te olaylı yıkım. 4 gözaltı
Sabahyıkdan evleri
akşam yineyaptılar
Kitabın ikincisi de yayımlandı
Türkmenbaşıy
nın
'Ruhname'si20 dilde
• Baştarafı 1. Sayfada
3 çocuğuyla yaşadığı gece-
konduyu yeniden yapmaya
başlayan mahalle sakinleri. bu
evden sonra yıkılan diğer ev-
leri de inşa edeceklerinj söy-
lediler.
Pendik'te 4 aydır süren yı-
kım gergınJiği dun kücük çap-
ta çatışmaya dönüştü. Yıkım
su^sında taş, tuğla, molotof
kokteyli, biber gazı ve göz ya-
şartıcı bombalarkullanıldı. Er-
can Görür Ilköğretim Oku-
lu'na ek bina inşası amacıyla
aynlan 4 bin 290 metrekarelik
alandabulunan 14 gecekondu-
nun yıkımı, Istanbul Valiliği,
Pendik Kaymakamlığı ve tlçe
Milli Eğitim Müdürlüğü'nün
talebi üzerine gerçekleştirildi.
Çok sayıda Çevik Kuvvet
poüsi ile bölgeye giren yıkım
elripleri ilegecekondu saİuple-
ri ve bazı mahalleli arasında
arbede yaşandı. Iş makinele-
riyle yıkım sürerken bazı kişi-
ler Ertuğrul Gazi Caddesi ve
yıkım alanı çevresindeki so-
kaklara barikatkurarak yıkımı
engellemeye çalıştı. Ancak bu
bankatlar panzerlerle yıkıldı.
Bu sırada bazı evlerin aralan
ve çatılanndan polis ile araçla-
ra taş, tuğla gibi cisimler atıl-
dı. Polis biber gazı ve sis bom-
bası atarak saldırganlan uzak-
laştırmaya çalışırken bazı gü-
venlik görevlileri ile gazeteci-
ler aülan taş ve diğer sert ci-
simlerle yaralandı.
Kanal 7 muhabiri ve kame-
ramanı ise saldırganlarca tar-
taklandı. Yaklaşık 2 saat süren
yıkımın tamamlanması üzeri-
ne Çevik Kuvvet ve diğer ekip-
ler, araçlanyla bölgeden aynl-
dılar. Olaylar sırasında 4 kışi
gözaltına alındı.
Aydos Mevkü'ndeki yıkımı
engellemek için geçen tem-
muz ayının başında lastik ve
çöp konteynerlerindenbarikat-
larkurulmuştu. PendikBeledi-
ye Başkanı Erol Kaya, yıkım
karannın belediye tarafindan
değil Milli Eğitim Bakanhğı
tarafindan alındığını ifade ede-
rek şunlan söylemişti:
"Yıkun karannın ardın-
dan vurttaşlann evlerinden
çıkarılmalan söz konusu
olunca biz üzerimize düşeni
yaparak evi vıkılacak olanla-
ra arsa tahsis ettik ve imar
izni çıkardık."
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkmenistan
Cumhurbaşkanı Sapar Mu-
rat Türkmenbaşı'nın, Türk-
menlerin tarihi ve kültürel
zenginlikleri ile manevi dün-
yasuu gözler önüne seren
"Runname-2" adh eseri ya-
yımlandı. Ruhname-1,20 dil-
de 1 milyon adet basılmışti.
Ruhname'nin ilk kitabı
2001 'de yayımlandı. Kitap bu-
güne dek, Türk, Ingiliz, Arap,
Fars, Japon, Rus. Kazak, Fran-
sız, Çek, Hollanda, Macar,
Çin, Polonya, Kırgız, Alman,
Ukrayna ve Beyaz Rusya'nın
da aralannda bulunduğu 20'yi
aşkm halkın diline çevrilerek
1 milyondan fazla basıl-
dı.Türkmenlerde "ruh" keli-
mesi, akıl, düşünce, hareket,
yaşam, varoluş ve kişiliğin te-
meli anlamlannda kullanıh-
yor. Bu nedenle, Türkmenba-
şı'nın yazdığı ve Türkmen
ulusunun "baş kitabı" olan
"Ruhname", "aklı başında
hareket etmeve aydınlık yol-
'< da yürûme" hedeflerinin al-
I tınıçiziyor.
f Türkmenbaşı kitabında,
J ulusalbilincinöneminidevur-
t»4£ .. . ^_ _ ,
guluyor. Türkmenbaşı, özel-
likle bağımsızlıktan sonra çok
önemh hale gelen Türkmen bi-
lincine ilişkin Ruhname'nin
ikinci kitabuıda şu görüşleri
dilegetiriyor: "Bizim devleti-
mizin arma ve bayrağında
vatanın görünümü olarak
bütünleştirilen resmi vardır.
Arma ve bayrağımızdaki beş
halı motifi beş Uimizin ayrıl-
maz ve sonsuz bütünlüğünü
simgelemektedir. Aynca ar-
mamızdaki at resmi, vatanı-
mızın tarihinin eskiliğini,
kalkınma yolunda hızlı ve
helal olduğunu anlatmakta-
dır. Bu, özgürlük ve hürriye-
tin ölçüsüdür. Çünkü ata
hiçbir güç bûvnn eğdlremez.
Arma ve bayrağımızdaki ay
ve beş tane yıldız, yeşil renk
ve diğer simgelerin tamamı
Türkmenlerin sonsuzluğu-
nun simgesidir."
Ruhname'nin ikinci kitabı,
"Türkmen'in manevi yük-
sekliği" diye nitelendiriliyor.
Kitapta,Türkmen halkının ta-
rihi ve kültürel zenginlikleri,
manevi dünyasının etik değer-
leri, gelenek ve görenekleri de
gözler önüne serüiyor.
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
B Baştarafı 1. Sayfada
Chirac, Fransa'da kamuoyunun Türkiye'ye so-
ğuk baktığını biliyor. Türkiye'ye bakışındaki yumu-
şamayı böyle bir toplantıda açıklasa ters olurdu.
Bu yüzden mikrofonlarm karşısına hiç çıkmama-
yı yeğledi. Durum Türkiye açısından olumlu.
Kötümser bakış:
Chirac görüşlerini akşamdan sabaha değiştiren
bir kişi değil. Bu yüzden sık sık konuşup olumsuz-
luğu derinleştirmek istemedi. Durum kötü.
Her iki bakış bir yana, gerçek şu:
Chirac'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı ile
yan yana olmamaya özen göstermesi, (modası geç-
miş deyimle) 'ulusal onurumuz' açısından şık değil!
Toplantı sonrasındaki açıklamalan sütuna yatı-
ralım...
Chirac'm dünkü değeriendirmesi şöyleydi:
"Türkiye'nin üyeliği çantada keklik değil."
Türkiye çantada keklik olduğu için doğal olarak
Türkiye'nin üyeliği çantada keklik değil!
Fransa hükümet sözcüsünün şu değeriendir-
meleri sanırız Chirac'ın demek istedikleri:
"AB'ye katılmak için Türkiye adım atacak, AB
Türkiye'ye ayak uyduracak değil..."
Bunu Türkçeyeçevirdiğimızde şunu söyleyebiliriz:
"Top bizde değil, Türkiye'dedir. Tümüyle bize
ayak uydurduğu havasını aldığımız gün tam üye-
lik olur. O gün çok yakında görünmüyor."
Chirac bakanlara 3 olasılıktan söz etti:
1- Türkiye tüm sorumluluklarını yerine getirir.
Fransa bir referandumla son sözü söyler.
2- Türkiye ile zoriu görüşmeler yolda kesilir, her
şey yarım kalır.
3- Zorlu görüşmeler sık sık kesilir ama, sonuç-
ta AB ve Türkiye bir orta yolda anlaşır, tam üyelik
dışında bir çözüm bulunur.
Bunlar bızim iddiamız değil, Fransa basınına yan-
sıyan Chirac değeriendirmeleri. Görüldüğü gibi Chi-
rac, her an şrak diye değışik bır çıkış yapabilirî
Erdoğan ve Gül'ün yüzü
Schröder'in sözleri iki türlü ve iki turluydu. Ya-
nında Chirac varken şöyle dedi:
"2005'te müzakere tarihi verilebilir."
Erdoğan varken ise şöyle dedi:
"Türkiye'ye müzakere tarihi verilecek. Türkiye,
Almanya'ya güvenebilir."
Schröder, Türkiye'nin AB'ye güvenebileceğini
söyleyemiyor, kendi ülkesine ilişkin söz vermek-
le yetiniyor.
Erdoğan ise her yurtdışı gezisinden olduğu gi-
bi son Almanya gezisinden de mutlu döndü. Mut-
luluğunu biz de paylaşmak isterdik ama, fazla
renk de vermedi. Erdoğan ve Gül'ün mutluluğa
ilişkin görüşleri şöyleydi:
"Yüzümüze bakın, anlarsınız!"
Yüzlerine baktık, biraz gülümseme, biraz tedir-
ginlik, biraz belirsizlik, biraz yolda hallederiz ha-
vası vardı!
Oysa Erdoğan Beriin'e giderken şöyle demişti:
"Dostlarımızın sorumluluklannı yerine getirme-
sini bekJiyoruz."
Yukarıda aktardığımız görüşler, AB'nin sorum-
luluğunu yerine getirmek bir yana, Türkiye'nin çok
şey yapması gerektiği yönünde.
Uçlü görüşmeye yönelik olarak pek çok Avru-
pa gazetesinde yorum-haber yer aldı. Italyan La
Repubblica'nın bir tümcesi şöyleydi:
"Buluşma, Ankara'ya 36 Airbus satılmasını ön-
gören bir anlaşmayla süslendi."
THY'nin uçak alım ihalelerinin toplamı 2.8 mil-
yar dolar.
Bu saptamayı dikkate alırsak şöyle bir yorum
yapabiliriz:
Dünyanın en pahalı süsü!
ankcumca cumhuriyetcom.tr
Dünyanın en
büyük utancı: Açlık
• Baştarafı 1. Sayfada
bakkT'nın uygulamaya
geçirilme zamanının
geldiğini kaydetti.
Açhğın ne kaçınıhnaz
ne de kabul edilebilir
olduğunun altım çizen
Ziegler, raporda şunlan
kaydetti. "Açlığı tama-
men ortadan kaldıra-
cak kadar zengin bir
dünyada yaşıyoruz.
Açlığın nasıl yok edile-
ceği bir sır değil. Bu
konuda yeni teknolo-
jilere ihtiyaç yok. Sa-
dece zengini daha zen-
gin yapan, voksulu ise
daha yoksullaştıran
mevcut politikalara
karşı bir siyasi iradeye
ihtiyaç var."
Dünyanın "Milen-
yum KaUanma Hede-
fi"nde öngörülen açlık
çekenlerin sayısının
2015 'e kadar yanya in-
diribnesi hedefine ula-
şabileceğinden şüpheli
olduğunu kaydeden Zi-
egler, bazı ülkelerin bes-
lenmekonusunda ilerle-
mesinerağmen aralann-
da Hindistan, Endonez-
ya, Nijerya, Pakistan ve
Sudan'ın da bulunduğu
birçok ülkede gerileme
olduğunu bildirdi.
Ziegler, özellikle Su-
dan, Kuzey Kore, Küba
ve Füistin topraklann-
dakı duruma değinerek,
Hartum ve Pyongyang
hükümetlerüıi acilen ha-
rekete geçmeye çağırdı.
Ziegler, Israil hüküme-
tınden de Filisrinlilerin
yiyecek ve beslenme
hakkını kullanmalan
konusunda yükümlü-
lüklerini yerine getirme-
sini istedi. Ziegler ayn-
ca,ABD'yi, Küba'da in-
sanlann beslenme hak-
kını olumsuz etkileyen
tek taraflı önlemler al-
maktan vazgeçmesi ko-
nusunda uyardı.
Köle çalıştırana tutuklama
NEWYORK(AA)-
ABD'de iki kişi, zihinsel
özürlü 6 kişiyi zorla alı-
koyarak istekleri dışında
çahşmaya zorlamak su-
retiyle kölelik yaptırdık-
lan suçuyla tutuklandı.
Söz konusu şahıslara
ait iki evde 6 zihinsel
özürlü yetişkinin bulun-
duğunu açıklayan FBI
sözcüsü Jeff Lanza, bu
kişilerin uzun zamandır
alıkonulduklannın öğ-
renildığini söyledi.
Tutuklanan kişilerin
isimleri açıklanmazken
köleliği yasaklayan ya-
sayı ihlal edenlerin 20
yıla kadar hapisle ceza-
landınlmalannın öngö-
rüldüğü belirtiliyor. t