Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2004 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edirne
Kocaeı
Çanakkale
Izmir
Manisi
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
20
22
22
21
26
26
27
27
Sirtop PB 20 Adana A 32
Zongutfak PB 19 Antalya
Samstın
Trabzon
Gıresun
Arkara
Eskışehır
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
B
PB
21
21
22
21
21
24
19
A 27 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mandin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
B
B
29
24
27
22
23
19
16
PB 16
Yurdun kuzey ve
batı kesımlen parçalı
bulırtlu, dığer yerler az
bu/utlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı;
kuzeydoğu kesımler-
de bıraz artacak, dı-
ğer yerierde önemlı bır
değışıklik olmayacak.
Rüzgâr: kuzey ve batı
/onlerden hafıf arası-
ra orta kuvvette ese-
cek.
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bruksel
Paris
Bonn
Münih
Y
Y
Y
Y
Y
PB
PB
Y
B
8
7
9
18
18
20
20
4
??
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
PB
B
PB
PB
PB
PB
Y
20
19
24
19
18
19
22
25
Zürıh PB 21 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bjşkek
Tiflıs
Kahire
Y
PB
Y
Y
B
Y
B
B
19
20
9
13
20
16
19
29
A 30
Taşkent
Tatıran
• Sısiı *"\ Buiuıu ÇOK DUİUtlU ' Yağmırtj Sıılu kar t Gok guniltuİL
G L N C E L CÜrVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
bir çerçeveye, bir veya iki kişiye bağlanmak iste-
niliyor; anlaşılır gibi değil.
Oysa, "sertçıkış" kuşku yok, doğrudan bu hükü-
mete, bu iktidara!
O kadar ki, bildiri sadece yargının ve Yargıtay'ın
değil, "Cumhuriyetin" nitelik ve yapısım içine sindi-
renneyen "bazı çevreler"den soz ediyor.
"Baz çevreler" derken bildiri, sadece AB şımarık-
lığıylagemi azıyaalan, iteriki günlerdeTürkıye'nin et-
nik gnjplar federasyonuna dönüşmesini savunma-
ya hazırlanan -yaptırım gücünden yoksun- şimdiler-
de suret-i haktan göriinmeye çalışarak, terörden
demokrasiye dönen bölücüleri, ikinci cumhuriyetçi-
lerie kini sapık ilim bilim adamlannı mı amaçlıyor?
Saf olmayalım; Yargıtay'ın işaretparmağı bugün
anayasayı değiştirme gücünü elinde tutan iktidarı
gösteriyor.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez Yargıtay, gidişata
başkaldırı niteliğinde, bir iktidarı suçlayan ve so-
rumlu tutan tarihsel bir davranış sergiliyor.
Pısırık muhalefete ders olsun!
• * •
Geçmiş dönemlerde böylesi bir bildiriye rastlan-
mamıştı, elbette rastlanamazdı. Zira geçmiş iktıdar-
lar ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar yargıyı ve Yar-
gıtay'ı el altından kimı tertiplerle ele geçirmeyi de-
nemedi. "Kendine benzetmek" yoluna gitmedi.
Bir ara bu iktidar, kulislerde "yargıya güven sağ-
/a/?(Asa"dokunulmazlığın tamamen kaldınlabilece-
ğini yaymadı mı?
Bildiri iktidardan sonra Yargıtay'dan rahatsız olan-
ları sıralıyor: "Birkısım kunım ve kuruluşlardan son-
ra... basın veyayın organlannın -da- 'kişisel ikbal ve
istikbal ya da ekonomik çıkar uğruna
1
yargı ve Yar-
gttay hakkında yakışıksız ve sorumsuz" açıklamala-
nna değiniyor.
_ Bildiriyi okuduğu gece, Yargıtay Başkanı Eraslan
Özkaya'nın bu ifadeyle hangi basın ve yayın orga-
nından söz ettiğini anlamak için Aydın Grubu'na
bağlı CNN Türk'te saat 19.O0'larda yayına giren
Gürkan Zengin yönetimindeki Editör programını iz-
lemek yeterliydi.
Doğrusu Zengin, bağlı olduğu medya grubuna
karşı görevini tam anlamıyla yerine getirdi. ödülü ve
zammı hak etti. Aman efendim, o ne şiddet ne ce-
laldi. Sesinden, sözcüklerinden ateş saçıyor.
Yargıtay Başkanı'nın "taarruza geçtiğini" söyleye-
rek başladı. Arkasından Yargıtay Başkanı'nın kanıt
göstermediğinı öne sürerek "kişisel ikbal ve istikbal
uğruna" "bir kısım basın ve yayın organlannı" suç-
lamasına fena halde yüklendi. Özeleştiri yapma-
mak, hiçbir soruyu yanıtlamamak, yakışıksız ifade-
ler kullanmakla suçladı ve fakat:
Kişisei ikbal ve istikbal uğruna yargıya ve Yargı-
tay'a karşı aleyhte davranışlar sergileyen basın ve
yayın organlannın isimlerini vermedi.
Bir başka (Flash) TV, Editör'ün yarım bıraktığı gö-
revi kaldığı yerden tamamladı. Aynı gece Editör'den
bir süre sonra ana haber bülteninde Hakan Aygün,
"bir kısım basın ve yayın organlannın" Yargıtay Baş-
kanı'nın aleyhinde günlerce yayın yapan Hürriyet ve
Milliyet gazeteleri olduğunu açıkladı.
• • •
Dün de o medya grubunda -söylentiye göre- Er-
tuğnıl'dan sonra en yüksek maaşı alan, ne ki, ikti-
dar ile ilişkilerde köprü görevi yaptığı söylenen bir
köşe... Yargıtay Başkanı Özkaya'nın, hukukun teme-
li olan delil göstermeden soyut ifadelerie basını suç-
ladığını yazdı.
Yazılı metin okunduğunda Yargıtay Başkanı'nın
genel olarak basını suçlamadığı, "birkısım" kurum
ve kuruluşlardan ve de basın yayın organlarından
soz ettiği görmezlikten geliniyor.
Basında Yargıtay ve yargıyla ilgili yayınları izle-
yenler Başkanı'nın okuduğu bildiride bir grubu (han-
gi medya grubunu) hedef aldığını açıkça görüyor.
Başkan aralıkta emekliye ayrılıyor. Aleyhinde ya-
yın yapan gazetelere tazminat davaları ya açtı ya da
açacak.
Eraslan özkaya, emekliliğini maddi sıkıntı çek-
meden geçireceğe benziyor.
Hisarcıklıoğlu:AKP kendisini iktidara işsizlerin getirdiğini unutmasın
En büyük sorun işsizlikANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkıye Odalar ve Borsa-
larBirhğı(TOBB)BaşkanıRifat
Hisarcıklıoğlu, AB sürecinin ve
Türkiye'nin içinde bulundugu
ekonomik durumu irdelerken hü-
kümetin bazı uygulamalannı da
eleştirdi. Özel sektörün 5 yılda
AB'ye uyum sağlamasını hedef-
lediklerini söyleyen Hisarcıklı-
oğlu, devletin de aynı hedefe uy-
ması gerektiğini. ancak Türki-
ye'nın hâlâ bürokratik çarkı kıra-
madığıru. bürokraside sadece ki-
şilerin değiştığini, anlayışlann
değişmediğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, Avrupa'nın en
üst iş dünyası kuruluşu olan Eu-
rochamber'ın yönetimıne seçil-
mesi nedeniyle gazetelerin An-
kara temsilcileri ve ekonomi ya-
zarlanyla TOBB merkez binasın-
da sohbet toplantısı düzenledi.
Hisarcıklıoğlu, Eurocham-
ber'ın 41 üyesinin olduğunu, top-
lantıya 39 üyenin katıldığını ve
bunlardan 38'inin oyunu aldığı-
nı söyledi. Yunanistan ve Kıbns
Rum Kesimi'nin de kendisine oy
verdiğine dikkat çeken TOBB
Başkanı, oy vermeyen üyenin ül-
kesini tahmin ettiğini. ancak bu-
nu açıklamak istemediğini söyle-
di. Eurochamber'a Gürcistan ve
Ermenistan'ın üyeliğinin de ko-
nuşulduğunu açıklayan TOBB
Başkanı, kendilerinin Azerbay-
can'ı da gündeme getirdiğini
söyledi. Hisarcıklıoğlu'nun AB
sürecine ilişkin görüşleri şöyle:
• 31 bölümlük AB kriterleri-
rün 24 'ü ekonomi üzerine. 3 'ü de
ekonomıyle ilışkilı. Yani 27 mad-
de bizi ilgilendiriyor. Biz de mü-
zakere masasında yer almak isti-
yoruz. 17Aralık'taTürkiye'yeta-
rih verilırse bu yöndeki isteğimi-
zi kamuoyu aracıhğıyla da hükü-
mete duyurmuş oluyoruz.
•" Bizim temel hedefimiz
2009'dur. Özel sektör olarak 5 yıl
sonra zihniyet değişimıni tamam-
lamayı ve ekonominin tüm alan-
lanndaki AB'ye uyumu sonuç-
landırmayı hedefliyoruz. Buyön-
de gazetecilere yönelık kurs aç-
mak da dahil olmak üzere her tür-
lü çalışmayı yapacağız.
Gümrük BlrHğl'nde hata
• Gümrük Birlıği "nde hata ya-
pılnuştır. GB ile en iyi müzake-
reyi otomotiv sektörii yaptı, kar-
şılığını aldı. Ama öteki alanlarda
her karara katılmaya mecburuz,
karar mekanizmasında yokuz.
t/" 6 Ekim raporunda bızım de
değişmesıni istediğimız bölüm-
ler var. Bunlann başında müzake-
relerin askıya alınması geliyor.
• Insan Haklan Danışma Ku-
rulu'nun azınlıklar raporu bizim
bilgimiz dahilinde değil. Türki-
ye'nin bölünmez bütünlüğü en
önemli hassasiyetımizdir.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekono-
misinin içinde bulunduğu duru-
mu değerlendirirken de program-
dan vazgeçilmemesi gerektiğini,
en önemlı sorunun işsizlik oldu-
ğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu'nun
değerlendirmeleri şöyle:
i/ Ekonomi hızla büyüyor.
Bunda motor güç özel sektör. îlk
defa özel sektör kalkınma ham-
lesinde devletin önüne geçmiştir.
*/ Geçen yıl yapılan toplam
yatınmın 20 milyar dolarlık bö-
lümünü özel sektör, 5 milyar do-
larlüc bölümünü de\let, 500 mil-
yon dolarlık bölümünü yabancı
sermaye gerçekleştirmiştir.
• Yıllık istihdam hedefi olarak
gördüğümüz 700 bin kişiye iş ve-
rilebilmesi için 35 mılyar dolar-
lık yatınm gerekiyordu. Demek
ki 9.5 milyar dolarlık bir yatınm
açığı doğrnuştur. AKP kendisini
iktidara işsizlenn getirdiğini
unutmamalıdır.
^ Özel sektörün ana hedefi
olarakAB 'yi seçmesınin pek çok
nedeni vardır. Toplam ihracatın
yüzde 55'i AB ülkelerinedir.
^ 1980'de bin ihracatçımız, 2
milyar dolarlık ihracatunız vardı.
Ihracatımızın yüzde 90'ı tanm
üriinJeriydı. Şimdi 40 bin ihra-
catçımız var, 60 milyar dolar ih-
racatımız var ve ihracatın yüzde
80'den fazlası sanayiye dayah.
Bunun da yüzde 12'si yüksek tek-
noloji ürünü. Hedef bunu daha
ileri götürmek.
Hisarcıklıoğlu, ekonomideki
başannın toplumsal banşı getire-
ceğine de dikkat çekerek, hükü-
metin konuya bu çerçevede yak-
laşması gerektiğini vurguladı.
Hisarcıklıoğlu hükümete eleşti-
rilerini de şu noktalarda topladı:
• Milli geliri 1500 dolann al-
tında olan illeri destekliyorsunuz,
üstündekileri desteklemiyorsu-
nuz. Örneğın Elazığ. Keban Ba-
rajı nedeniyle geliri 1500 dolann
üzerinde görünüyor. Ama ciddi
bir yatınm yok. Bu ilin günahı ne?
»^ Teşvik sisteminden 5 il
memnunsa 20 il memnun değil.
Bugün Türkiye"de un fabnkalan-
nnı üçte biri boş. Ama siz mev-
cut sistemle 38 ilde un fabrikası
yapılmasım teşvik ediyorsunuz.
Bunun neresi venmlilik?
'Bazı bakanlar kendisini
muhalefette sanıyor'
• Kimi bakanlar kendılennı
hâlâ muhalefette samyorlar. Bir
bakan Bakanlar Kurulu"nda bir
metnin altına imza atmışsa, dı-
şarda onun aksini söylememeli.
\/ Bürokrasi çarkı kırılama-
mıştır. Maalesef bürokraside
AKP iktidanyla kişiler değişmiş,
ama anlayış değişmemiştir. Yatı-
nmın önünde iki büyük engel
vardır: Biri hukukun işlememesi,
ötekısi bürokratik çarktır.
TOBB arka bahçe değir
Hisarcıklıoğlu, TOBB'nin de-
ğişen yapısı hakkında bilgiler
verdi. TOBB'nin geçmişte za-
man zaman bazı partilerin arka
bahçesi gibi göründüğünü vurgu-
layan Hisarcıklıoğlu, "Artık bu
anlav ışa son verdik. \'eni çıkan
yasayla TOBB yönetiminin ola-
bildiğince demokratik bir bi-
çimde seçilmesini ve denetlen-
mesini sağladık" dedi.
Cumhuriyet Vakfi toplandı
Cumhuriyet Vakfi Danışma Kurulu toplantısı dün Armada
Otel'de yapıldı. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Cumhuriyet Vak-
fi Yönetim Kurulu Başkanı tlhan Selçuk, yaptığı konuşmada,
Cumhuriyet gazetesinin, Türkiye Cumhuriyeti devletiyle bir-
likte kurulduğunu anımsatarak Türkiye ve dünyada yaşanan
olaylara akıl erdirilemediği bir dönemde Cumhuriyet gazete-
sinin önemine değindi.AKP hükümetinin bir takıyye hüküme-
ti olduğunu dile getiren Selçuk, "AB'ye girmek hepimizin di-
leği. Fakat AB'ye giriş süreci içinde Türkiye'nin yazgısının ne
olacağını tartışıyoruz. Acaba Türkiye bir parçalanma süreci-
ne mi girecek? Kendi kendimize, istikrar sağlayacagımız bir
yol haritası bulamıvoruz" diye konuştu. Selçuk'un ardından
Danışma Kurulu üyeleri de söz alarak genel konular ve Cum-
huriyet Vakfi üzerine görüşlerini dile getirdiler. Üç saat sûren
toplantıya katıhm geniş oldu. (Fotoğraf: EBRU ERDOĞAN)
AL GÖZÜM SEYREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK
Ceyday
nın Himayesi ve
Avrupa BirliğiMaceramız
B Baştarafı Arka Sayfada
Hilton'daki toplantıda benim
dinlediğim bütün Türkler. tam bir
demokrasi ve insan haklan savu-
nucusuydular. Kimseler ülkesinın
gerçeklerinı çatır çatır dıle getirir-
ken hiçbir komplekse kapılmıyor-
du. Kimsenin eğilip büzüldüğü
yokru. Öyle ki. bu tür toplantılar-
da Batıhlar tarafından mutlaka a-
ma mutlaka dıle getınlen "Erme-
ni soykırımı hakkında ne diişü-
nüyorsunuz" sorusuna bile gayet
soğukkanlı yanıtlar verdıler. Ki-
barca bu konunun artık kabak tadı
verdiğini, bunun bizimle Ermeni-
ler arasında bir sorun olduğunu ve
bu alandaki kişisel rollerin iyi kav-
ranması gerektiğini söylediler.
Vallahi bu benım müthiş hoşuma
gitti. Bu arada hoşuma giden bir
şey daha oldu. özellikle televizyon
konuşmalannda uzmanlann ve
medya mensuplannın sık kullan-
dıklan, şumeşhur"evöde\imiz"
sözü ne toplantı salonunda ne de
kahve molasımn verildiği küçük
lobide bir kez bile kullanılmadı, en
azından benim bulunduğum saat-
ler içinde. Neyse usul usul yıllar-
dır yakamıza adeta yapışmış olan
Batıhlar karşısında kendimizi kü-
çük görme huyumuzu bir kenara
bırakmaya başladık. Ama kol kın-
lır yen içinde kalır, biz bilmez mi-
yiz daha ne kadar çok ekmek ye-
memiz gerektiğini? Şunun şura-
jsmda insan hJdan sözcüğüyle ta-
nışmamızm üstünden kaç yıl geç-
ti? O kadar uzun değil, daha çok
yolumuz var. O gün bu yolun üs-
tünde benim yanıbaşıma Ceyda
düşmüştü. Hikâyesüıin en can alı-
cı noktasını sona saklamıştı. Cey-
da yönetmelikleri özellikle incele-
miş. sormuş soruşturmuş, üsfüne
üstlük Bakırköy Devlet Hastane-
si'nden körlüğünün eğitimine en-
gel olmayacağını belirten bir ra-
por almış ve Istanbul Teknik Üni-
versitesi Konservatuvan hazırhk
bölümünün sınavlarına katıhnıştı.
Ikı aşamalı sınavı başanyla geç-
miş ve sınavı kazanan beş bağlama
öğrencisinin arasına gırmışti. Iş
ka>ıtta kanşmıştı ve bölüm başka-
nı özürlü olduğu için onun kaydı-
nın yapılamayacağını söylemişti.
Işte o gün dünyası gerçek anlam-
da \ıbldı. O müzik okuyamaya-
caktı, sadece kör olduğu için. Şim-
di Ceyda Evrim Çam bir hukuk
mücadelesıne hazn-lanıyor, sadece
müzik okumak için. Anayasamı-
zın 42. maddesini şimdiden ezbe-
re söylüyor:
"Kimse, eğitim ve öğrenim
hakkından yoksun bırakıla-
maz... Devlet, durumları sebe-
biyle özel eğitime ihtiyacı olanla-
rı topluma yararlı kılacak ted-
birleri ahr."
Dedim ya, bizim daha çok ek-
mek yememiz gerek, Hilton'dakı
toplantıda bunu söylemedim...
isUozgenturkCisuperonline.com •,
Eruygur, Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşatmak için güçbirliğinin şart olduğunu söyledi:
Atatürkçüler birleşmeK
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Jandarma Genel Komutanı
Emekli Orgeneral Şener Eruygur,
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nite-
liklerini yaşatma konusunda inançlı ve
kararlı örgütlerin güçlerini ve enerjile-
rini birleştirmek zorunda olduklaruıı
bildirdi. Eruygur, "Kendi içine ka-
panmış, sadece kendi üvelerine kişi-
sel mutluluk ve tatmin duygusu ve-
rebilen küçük ve aynk düşünce mer-
kezleri Cumhuriyetimizin can çekiş-
mesine derman olamaz" dedi.
Atatürk Çizgisi Platformu Atatürk-
çü Düşünce Eğitim Merkezi'nin
"Cumhuriyet ve Demokrasi" ödül-
lerinin dağıtımı nedeniyle dün Anka-
ra'daki ÎTU Evi'nde tören düzenlendi.
Emekli Orgeneral Eruygur, Cumhuri-
yet gazetesi, Ulusal Kanal ve Ekin
Radyo, ödüle değer görülen isim ve
kurumlar oldu. Oğlunun rahatsızlığı
nedeniyle törene katılamayan Eruygur,
mesaj gönderdi.
Aydınların boyunlarına borç
Enıygur mesaj ında, Cumhuriyet ve
demokrasi düşmanlannın Cumhuri-
yetin dayandığı temel değerlere karşı
ilk günden bu yana fırsat buldukça
çeşitli haklan istismar ederek müca-
dele v erdiklerine işaret ederek, şunla-
n kaydetti: "Sadece beş yılda bir se-
çime indirgenmiş kısır demokrasi
anlayışmın bin bir tehlike ile savaş-
mak zorunda olan Atatürk Cum-
huriyet'ni yaşatmada yeterli olma-
sı hiç mümkün değildir. Bu koşul-
larda demokrasi de göstermelik ol-
maktan öteye gidemez. 1namyorum
ki, demokrasimiz ve Cumhuriyeti-
mizin temel niteliklerini koruyarak
güçlü halde sürdürülmesi için; ön-
celikle siyaseti gerçek amaçlarına
uygun şekilde örgütlemek, ulusal
birlik ve çıkarlara özen göstererek
gerçek demokrat bir devlet, tam bir
hukuk devleti olmak, yolun başlan-
gıç çizgisi olacaktır. Gücü ve olağa-
nüstü niteliği tarihsel olarak kanıt-
lanmış ulusal potansiyelimizi, tüm
bireylerimizle Atatürkçü çizgide
özgün projelerle harekete geçirme-
miz gerekmektedir. Her güçlünün,
iktidarın isteğine göre tanımlanan
demokratik kurullarla, insanımızı
sadece oy deposu olarak gören siya-
set anlayışı ile kıyasıya mücadele et-
mek ve mutlaka kazanmak. Türk
aydınlarının ve Cumhuriyetin en
önemli varisleri olan gençlerimizin
ve tüm Atatürkçülerin boyunlarına
borç, soylu bir görevidir."
Eruygur, yapıbnası gerekenlerüı ba-
şında Türkiye Cumhuriyeti "nin temel
niteliklerini yaşatma konusunda
inançlı ve kararlı örgütlenn güçleri-
ni ve enerjilerini birleştirmeleri oldu-
ğunu dile getirdi. "Örgütlü ve yıkı-
cı bir azınlığa karşı, sessiz ve bölün-
müş küçük grupların mücadele
vermek; faydalıbğı, başarısı bir ya-
na olsa olsa, karanlık amaçlılara
güç verir" diyen Eruygur, mesajın-
da şu görüşleri dıle getirdi:
"Kendi içine kapanmış, sadece
kendi üvelerine kişisel mutluluk va
tatmin duygusu verebilen küçük ve
aynk düşünce merkezleri Cumhu-
riyetimizin can çekişmesine der-
man olamaz." Atatürkçülerin aynn-
tıda kalan düşünce farklılıklannı bir
tarafa bırakarak. birlikte hareket et-
melen gerektiğıne dikkat çeken
Eruygur, "Atatürkçü düşünceyi, sa-
dece sevgi ve saygıîann, bağlıhkla-
rın ifade edildiği törensel niteliğin-
den kurtarmalı ve ulusumuzun bi-
reylerini, tüm gençlerimizi ve ka-
dınlanmızı da Cumhuriyetimizin
yılmaz savunucusu haline getirme-
liviz. Laik sistemin aşındırıldığı,
Atanırkçülüğün Türkiye'nin önü-
nü tıkadığı yerli ve yabancı hainler-
ce yüksek sesle dile getirildiği bir
dönemde, sorumluluk bilincinin
toplumsal karşı duruşun örgütlen-
mesi ulusun kötü gidiş kaderinin
yine ulus uyanıklığı ile değiştiril-
mesi Cumhuriyetimizin, demokra-
simizin öncelikli ödevidir" dedi.
Kılınç: Celecek parlak değil
Eski MGK Genel Sekreteri emekli
Orgeneral Tuncer Kılınç da Türki-
ye'nin geleceğınin parlak görünmedi-
ğini, anayasamn ilk 3 maddesinin de-
ğıştınlmek istendiğüıi söyledi. Kılıç,
katılımcılardan birleşmelerini, bütün-
leşmelennı ve Atatürkçülüğü Anado-
lu'da da anlatmalannı istedı. «
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
"Irakhalkına insan haklan, demokrasi ve özgürtük
götürme maskesi altında insanı insanlığından utan-
dıran iğrenç ve barbarca davranışlar... Uluslararası
anlaşmalara ve Cenevre hükümlerine göre savaş su-
çu oluşturan ve yargılamayı gerektiren bu eylemleri
yapan ve yaptıranlann dünya kamuoyunun karşısı-
na nasıl çıkabildiklerini anlamak olanaksızdır.
Amerikan ve Ingiliz emperyalistlerinin bu kuzupos-
tuna bürûnen kurt oyununu, yani insan haklan istis-
mannı kimi çevreler biraz da kara mizah biçiminde
aniatmak amacıyla insan haklan emperyalizmi ola-
rak tanımlamakta ve nitelemektedirler..."
Çelenk'in vurguladığı gibi, çağdaş kavramlardan
biri olan ınsan hakları, ne yazık ki zaman zaman
bambaşka amaçlar için kullanılabiliyor.
Buradan güncel tartışmaya geçersek... Başba-
kanlık'ra insan haklanna ilişkin iki makam var:
Insan Haklan Danışma Kurulu (İHDM) ve Insan
Haklan Başkanlığı...
Her şeyden önce işi burasından tutmak gerekiyor.
Bütçesı Başbakanlık kurumunun içinde yer alan \-
ki insan haklan makamı!
78 kişilik Insan Haklan Danışma Kurulu, birbirine
danışmadan bir azınlık raporu yazdı. özü şu:
Korkacak bir şey yok. Azınlıklar kavramının içine,
aklınıza gelen her şeyi koyabilirsiniz. Lozan mozan
masallarını da artık bırakın. Dışarıda üretilen ne var-
sa içimize alalım...
Haberler zaman zaman birbiriyle çelişse de, 78 ki-
şiden ancak 24'ünün bu rapoaın altına imza artığı
söyleniyor. Demek ki, kurum içindeki bir azınlık, azın-
lık raporu yazmış!
Kurum üyelerinin en azından birbirine danışma-
ması insan haklanna aykırı!
Tek çözüm oda!
Raporun altında imzası bulunmayan temsilciler
haklannı aramaya giriştiler. Kimi oylamanın yeniden
yapılmasım istedi, kimi raporun hiçoylanmadığını td-
dia etti. Ortada faili meçhul bir durum var.
Bunu geçelim... Raporun içeriğiyle ilgili tartışma-
nın şu noktada en azından duracağı tahmin ediliyor:
Isteyen altına muhalefet şerhi koysun!
Belki güzel bir çözüm ama, bunun da şöyle bırso-
nuç doğurabileceği anlaşılıyor:
Şerhler rapordan uzun olacak!
Raporu çok 'Baskın' bir 'Oran'\a savunanlar bu
şerhleri de kabul etmeyip, raporun şerhine de şerh
koyarsa, ortaya belki de insan haklan mahkemesi-
nin çözmesi gereken bir karmaşa çıkacak!
Başbakanlık bünyesinde görev yapan kurulun
Başbakanlık'ın işlevlerini eleştirmesinı güzel bir ka-
ra mizah unsuru olarak değerlendirip hükümetin ba-
kışına geçelim... Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Abdullah Gül birbirini tutmayan değerlen-
dirmeler yapıyor. Gül ilk şunu söyledi:
"Biz kimseden rapor istemedik. Bundan haberim
deyok."
Gül raporu öğrenince de kendisine has ilginç de-
ğerlendirmeler yaptı:
"Bu raporhaksızlıktır... Kıskançlıkürünüdür... Ba-
sit duygularla yazılmıştır..."
Bu durumda, kurul da Gül'e karşı hakkını savun-
mak için girişimde bulunursa şaşırmamak gereki-
yor...
Gelinen noktada çözülen tek şeyin kurulun oda
sorunu olduğu anlaşılıyor. Kilidi değişen kurul çalış-
ma odasının kilidi bır kez daha değişti ve eski hali-
ne geldi. Güle güle otursunlar...
Sonucagelirsek...
En temel hak insanın yaşama hakkıdır. Bu hakkı
dikkate almadan atılan her adım, insan haklan yer-
ine insan haklamalarına dönüşür...
ankcum / cumhuriyet.com.tr
Birtan Altınbas'ın öldürülmesi
Işkence cezasına
onamaisterni
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcıh-
ğı, Hacettepe Üniversi-
tesı öğrencisi BirtanAl-
tınbaş'ın 1991 yılında
gözaltında ölümüyle il-
gili davada, o dönemde
Ankara Emniyet Mü-
dürlügü Terörle Müca-
dele Şubesi'nde görev
yapan 4 polis memuru-
nun4yıl 5 ay 10'argün
ağır hapis cezasına çarp-
tınlmasına ilişkin kara-
nn onanmasım istedi.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı, Ankara 2.
Ağır Ceza Mahkeme-
si'nin verdiği karara iliş-
kin tebliğnamesini ta-
mamlayarak dava dos-
yasını temyiz inceleme-
sini yapacak Yargıtay 1.
Ceza Dairesi'ne gönder-
di. Başsavcılık, 4 polis
memuru hakkında veri-
len karann usul ve yasa-
ya uygun olduğunu be-
lirterek onanması yö-
nünde görüş bildirdi.
Başsavcılık görüşünün
bağlayıcılıgı bulunmu-
yor, ancak istem dışında
bir karar çıkarsa dosya
yerel mahkemeye git-
meden Yargıtay Ceza
Genel Kurulu'na itiraz
hakkı bulunuyor.
Ankara 2. Ağır Ceza
Mahkemesi, polis me-
murlan Tansel Kayhan,
Taüp Taştan, Mehmet
Kırkıcı ve Muammer
Eti'nin beraatlanna ka-
rar vermişti. Mahkeme,
polis memurlan İbra-
him Dedeoğlu, Sadi
Çaylı,Süleyman Sinkil
ve Hasan Cavit Or-
han'ı, TCY'nın "adam
öldürmek cürümleri"
başlıklı 448. maddesı
yollamasıyla, "kastı
aşan adam öldürme"
hükmünü içeren T-
CY'nin 452/1. maddesi
uyannca 8'er yıl ağır ha-
pis cezasına mahkûm et-
mişti. TCY'nin ölüm
meydana gelince ceza
arttınmım öngören
243 2. maddesi uyannca
sanıklann cezalannı 10
yıl 8'er aya çıkaran
mahkeme, daha sonra T-
CY'nın463ve59.mad-
delerini uygulayarak so-
nuç olarak samklan 4 yıl
5 ay 10'ar gün ağırhapis
cezalanna çarpnrmıştı.
Birtan AJtınbaş'ın gö-
zaltında ölümüyle ilgili
yargılanan diğer polis
memuru Ahmet Baştan
da yine Ankara 2. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce
geçen günlerde, 4 yıl 5
ay 10 gün hapis cezası-
na mahkûm edilmiştı.