Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 EYLÜL. 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dunımunda değişiklik yok
Yazıcıoğlu iki
gün uyutulacak
• Tenelli yakınlannda trafik kazası geçiren
Denizli Valisi Yazıcıoğlu'nun dunımunda
clumİL veya olumsuz bir gelişme yok.
SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk
A N K A R A (Cumhuri-
yet Bürosu) -Ankara Üni -
versıtesi Fıp Fakültesi De-
lcanıPro:" Dr. TümerÇo-
rapçıoğhı, geçırdıği trafik
lcazası sonrasında Ibni Si-
na Hastanesi'nde tedavi
altına alııan Denizli Va-
lisi Recep Yazıcıoğhjnun
dunımunda olumJu ya da
olumsuz bir gelişme ol-
madığını söyledi.
Çorapçıoğlu. "Beyin
fonksiyonlan için bekle-
DW sürecimiz devam edi-
yor. Herhangi bir ameli-
yatdüşünmûyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer,
Yazıcıoğlu'na "geçmişol-
s u n " telgrafı gönderdi.
Ankara'ya gelirken Te-
melli yakınlannda trafik
kazası geçiren Denizli Va-
lisi Yazıcıoğlu 'na tümtıb-
bi müdahaleler yapılarak
beklemeye geçildi.
"Durumunda kötüleş-
me söz konusu değil. An-
cak iyilesme de söz konu-
su değü. Aynı tabk» devam
ediyor" diyen Çorapçıoğ-
lu, Yazıcıoğlu'nu iki gün
süreyle uyutmayı plania-
dıklannı anlattı.
Çorapçıoğlu. "Şu an
tüm fonksiyonlan destek
sistemleri ite götürülüyor.
DeğerkiHİirmelerinardın-
dan uyandırma faaliyetine
iki gün sonra başlayaca-
ğE" dedi.
Sezer ise, Yazıcıoğlu'na
gönderdıği telgrafta şun-
Ian kaydetti: "Geçirdiği-
niz trafik kazasını üzün-
tüyle öğrendim. Geçmiş
okun düeklerimi iletir. acil
şifalar dilerim."
ıft
EĞİTİMDE HEDEF: A.K.R REFORMU
Bir türlü bitirilemeyen davalar nedeniyle Türkiye, AİHM'de 430 milyar lira tazminat ödedi
Adaletama zamanındaÖZGÜRERBAŞ
Basmn acı kaybı
• tstanbnl Haber Servisi - Gazeteci
Mahmut Küçük (Küçükçolak) için
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
önünde cenaze töreni düzenlendi. Ai-
lesi ve meslektaşlannın katıldığı tö-
rende konuşan TGC Başkanı Orhan
Erinç, Küçukçolak'ın basın hayahnda
hep başanlara imza attığını vurgula-
yarak '•Çekilmesi en zor fotoğraflan
yakalayan, basın dünyasının değerli
elemanlanndandı, onun yokluğu bü-
yük birkayıptır" dedi. Küçük'ün ce-
nazesi, daha sonra götürüldüğü Ba-
sınköy Camii'nde öğleyin kılınan ce-
naze namazının ardından Beylerbeyi
JCüplüce Mezarhğı'nda toprağa veril-
di. (YUSUF BAHADIR ATÎLA)
Gölbaşr'nda garip
cisim Mmecesi
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara'nın Gölbaşı ilçesine bağlı
Yavrucak köyünde. Hasan Yaman ad-
k yurttaşın evinin çatısuıa düştüğünü
ifade ettiği "yeşil renkli" maddenin
K olduğu anlaşılamadı. Yeşil madde-
lin bir parçasını laboratuvarlarda in-
celenıeye alan MTA yetkilileri, "Ci-
am organik bir madde. Uçaktan dü-
<en bir ahk olabilir" dediler.
lavaalanında öldü
I İstanbul Haber Servisi - Türki-
je'ye kızıyla birlikte tatıl için gelen
Hoİlandah turist Everdina Hendrika-
fulliznk (83), Atatürk Havalima-
•'nda kalp krizinden öldü. Olay yeri-
IE gelen Med-Line sağlık görevlileri,
blp krizı geçiren Hoİlandah turiste
ik müdahaleyi yaptılar. Hendrika-
vulliznk, ambulansla hastaneye götü-
rilürken yolda yaşamını yitirdi.
Söfctaşı çarpmayacair
| I^RİS (AA) - QQ47 2003 adı veri-
bı büyük bir göktaşının 21 Mart
314'te dünyaya çarpacağı yönünde
tapılan hesaplamalarda hata bulun-
iığıı açıklandı. NASA uzmanı Ron
İaalke, göktaşının yörüngesini yeni-
m hesapladıklannı belirterek son
fcsaplamalann, göktaşının dünyaya
ypmayacağını gösterdiğini belirtti.
Hukukta yerinı "Geç gelen adalet,
adaletdeğfldBr" sözüyle bulan ve Av-
rupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin 5
ve 6'ncı maddelerinde "makulsüre-
deyargılama''nın bir hak ve ilke ola-
rak kabul edilmesine karşın, Türki-
ye'de yargılamalar bir türlü bitirile-
miyor. Bu nedenle Türkiye, AIHM'de
bugüne değin yaklaşık 430 milyar li-
ra tazminat öderken yıllarca süren
davalarda tutuklu olarak yargılanan-
lann durumu ise "ciddi insan hakla-
n ihlalT olarak değerlendiriliyor.
Göre\
r
alanlanna giren davalann
"aceleişlerden" sayılması nedeniyle
adli tatilde bıle duruşma yapmak zo-
runda olan DGM'ler, davalan en kı-
'68'LİLER HÂLÂ YARCILAIMIYOR
Davalann sadece uzun sürmesi değil. konulannın giderek "tarihe
kanşmasr da yargınuı önündeki engellerden. Buna en iyi örnek 68
kuşağının önderlerinden Teslim Töre'nin de aralannda bulunduğu
18 sanıklı dava. Istanbul I No'lu DGM'de görülen davada,
Töre, TÎPin, DenizGezmiş'le THKO'nun ve Emeğin Birliği ve
Türkiye Komünist Emek Partısi'nin kuruluşlannda bulunduğu için
TCK'nın 146. maddesinden yargılanıyor.
sa sürede karara bağlamakla görev-
li. Yıne yasa gereği ayda bir duruş-
ma yapılmak zorunda olunan
DGM'lerde bazı davalarda duruşma-
lar 4-5 ay sonraya erteleniyor.
Tutuklamanm, delillerin karartıl-
ması ya da sanığuı kaçmasının önü-
ne geçmek için bir tedbir olduğunu
vurgulayan hukukçular, uzun süren da-
valardaki tutukluluğun "bircezalan-
dırma türii" olduğunu belirtiyorlar.
Istanbul 3 No'lu DGM'de görül-
mekte olan Silahlı Devrimci Halk
Birlikleri örgütüne üyelikten yargıla-
nan 18 sanıktan Gaiip Aygül, AB Te-
kin. Nurse) Demirdöğücü ve Şükrii
Aydoğdu 11 yıldır tutuklu olarak yar-
gılanıyorlar. Savcının esas hakkında-
ki görüşünü 1999 yılında açıklama-
sına karşın dava bitmiyor Şükrii Ay-
doğdu, ölüm orucu nedeniyle Wernic-
ke Korsakoffhastası, ancak hüküm-
lü olmadığı için TGY'nin 399. mad-
desindekı "devamhhastalıknedeni}-
lecezanınertelennıesi'
1
hakkından da
yararlanamıyor.
Yıne Istanbul 3 No'lu DGM'degö-
rülmekte olan 31 sanıklı Dev-Sol da-
vasında yargılama 12 yılmı doldur-
muş olmasına karşın, 7 sanık tutuk-
lu olarak yargılanmaya devam ediyor.
Tutuklu sanıklardan Ozden Bilgin.
80'li yıllann başında açılan Dev-Sol
ana davasında da tutuklu olarak yar-
gılanıp daha sonra tahliye edildi. Bu
sürelerle birlikte Bilgin'in ömrünün
16 yılı tutuklu olarak geçti.
Avrupalı
zenginler
Türkiye'de
Paris'ten hareket eden
ünlü Orient Express,
Kapıkule Gan'nda
haJkovunlan
ekipleriııin folkior
gösterisi ile karşılandı.
Tnendtn inen bazı
yolcular. hatıra
fotoğYafl çektirdiler.
Orient Exspress*in
Türkiye
organizasyonunu
yapan Dreick Turizm
Seyahat Acentesi
Temsikisi İrfan A.
Tunca>. Orient
Express'in 29 Ağustos
2003te 92 yokuve 47
personeByie Paris'ten
hareket ettiğini, Doğu
Avrupa kentlerinden
Budapeşte. Bükreş ve
Vama'dan geçerek
Edirne'ye geldiğini
söyledi. (ERRAN
KEMAL ÖZMEN)
SÜMER HOLDİNG BAKIRKÖY ÎŞÇİLERİ
Hükumedn tasfiye
planınaeylemleyanıt
tstanbulHaber Servisi -
Sümer Holding Bakırköy
işçileri, 10 aydır iş alın-
mayarak fabrikanın zara-
ra uğratılmasını ve otur-
duklan yerden maaş al-
mayı 'içlerine sindireıne-
düderi" gerekçesiyle ey-
lem j'aptılar. Fabrika önün-
deki eylemde işçiler adı-
na açıklama yapan Türki-
ye Teksril Örme ve Giyim
Sanayii işçileri Sendiİcası
Bakırköy Şube Başkanı
Çetin Ydken, "AKP hü-
kümetûiin EVfF politika-
lan doğnıltusunda tasfi-
ye etme çabasına karşın
işhnizesahipçıkmak,üret-
mek, çalışmak \e alnınıı-
zm teriyle ekmeğimizi ye-
mekistiyoruz" dedi.
'Fabrikanın iş
alması engeUeniyor'
d h w \e hükümeti,Sümer
Holding yöneticilerini,
ÖzeDeştirme İdaresf ni ve
Maliye Bakam Kemal
Unakıtan' ı fabrikalan ge-
nelgelerle iş almalannı ön-
Toplumun kanını emen
hortumculann. arkalanna
aldıkJan yan gelip yatan-
Iar gibi birhayattarzınaalı-
şık olmadıklannı belirten
Yelken, "Biz bunu redde-
görevi ihmal etnıekten ül-
kedeki tüm cumhuriyet
savcılanna şikâyet ediyo-
ruz" diye konuştu.
Bakırköy Ozgürlük
Meydanı'nda gerçekleşti-
rilmesi planlanan eylem
emniyetin izin vermeme-
si nedeniyle fabrika önün-
de yapıldı. Yaşadiklan
mağduriyeti gözyaşlany-
la haykıran ışçiîer. "Biz
üreterek yaşanz, ya siz",
•'Hainler halka hesap >«-
recek" dövızlerini taşıya-
rak "Sadaka değil iş isti-
yoruz", "Emeğe uzanan
eDer kTnlsuı", "Başınıızj
veririz işimizi vermejiz"
sloganlannı attılar. Hak-
lannı alana kadar müca-
delelerini sürdürecekle-
rini vurgulayan işçiler
olaysız dağıldı.
Antalya'da kontrolsüzce çoğalan işletmeler ekolojik dengeyi tehdit ediyor
Gök turizm yer maden ocağı
I Haber Merkezi - Şans Topu'nun
tı haftaki çekilişinde alt kolon ra-
tanlan 2,17,19,20 ve 30 üst kolon
ckamı ise 2 olarak belirlendi. Çeki-
fete 5 artı 1 tutturan 4 kişi 210 milyar
'4 mifyon 850'şer bin lira ikramiye
kzaadı. 5 tutturanlar 2 milyar 539
alyon 500'er bin lira. 4 artı 1 tut-
sanlar 133 milyon 800'er bin lira, 4
atuıanlar 16 milyon 100'er bin lira,
••U1 tutturanlar 5 milyon 850'şer
IB lia, 3 tutturanlar 1 milyon 300'er
in lira. 2 artı 1 tutturanlar 1 milyon
Wşer bin lira, I artı 1 tutturanlar ise
ftr milyon lira ikramiye kazandı.
• Antalya'da yalmzca
özel şirketler tarafından
işletilen 9 taşocağı var.
Uzmanlar Antalya gibi
doğa ve tarih
zenginliğinin
bulunduğu, turizmin
önemli olduğu kentlerde
doğayla ekonomiyi
birbirine küstürmeyecek
şekilde kurallar
konulması gerektiğini
söylüyor.
AıYTALYA (Cumhurij'et Bürosu) -
Doğası ve tarihiyle her yıl daha çok tu-
ristin ilgisini çeken Antalya'da, ekolo-
jik dengeyi korumak hayli zor. 1901 ta-
rihli Osmanlı dönemi nizamnamesinin
uygulandığı taşocağı ruhsatı ve Enerji
Bakanhğı'ndan maden ocağı ruhsatı al-
mak ise oldukça kolay. Bu durum, böl-
gede doğa katliamına zemin hazırhyor.
Antalya ve ilçelerinde sadece özel şir-
ketler tarafından işletilen tam 9 taşoca-
ğı bulunuyor. Bunun yam sıra maden ve
kum, çakıl ocaklanyla, kamuya ait ocak-
larla birlikte, kentte ekolojik dengeyi
tehdit eden çok sayıda işletme var. Bun-
lardan biri de Demre Vadisi'ndeki mer-
mer ocağı. Amerika 'ya ihraç edilen mer-
merin bulunduğu ocağın. ruhsath ol-
masına karşın, treking güzergâhında ve
kaya mezarlanna yakın bir yerde olma-
sına tepki gösteren \oirttaslar, "Orman-
lanmm. daglanmıa parça parça kesip
sanyorlar" diye tepki gösterdi.
Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorun-
lan Araştırma Uygulama Merkezi Mü-
dürii Prof Tunca> Neyişçi ise "Antalya
gibi doğa ve tarih zenginliğinin bulun-
duğu, kentlerde. bu tür ocaklann alter-
natifleri aranmah \e doğa>1a ekonomi-
yi birbirine küstürmeyecek şekilde ku-
rallar konulmah" diye konuştu.
Antalya Barosu Çevre Komisyonu
Başkanı Avukat Nurcan ÜyüDü de söz
konusu ocaklann kontrolsüzce çoğaldı-
ğını belirterek şunlan söyledi:
"Biz burada vıllardır bir mücadele
sürdürüyonız,Son olarakKonyaaltı'nda,
yasalarda işletmelere. sadece depolar-
daki kum ve çakıhn kuflanıbnası gerek-
tiği belirtildi> se de o depodaki makente
hiç bitmedi. Çünkü sürekli Boğaça-
yı'ndan kum çakıl çektiier. Bölge halJa
güriiltüden ve kirüHkten derth*. Aynca
eroz>on tehlikesi sözkonusu ve ekolojik
denge giderek bozuluvor.%
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Asıl Suçlular... (1)
Günümüz Türkiyesı'nde; kendini "devrimci" ve
"Atatürkçü" sayan bir ınsanın, AKP iktidarından
hoşnut olması, asla beklenemez. "Eskilerin yapm/ş
olduğu hata ve zoıiamalan, herhalde bunlar yap-
maz", gibisinden kimi umutlan olanlar bile; Sayın
Bülent Annç'ın, daha ilk hafta "başörtü meselesi-
ni" ateşlemesi sonucunda, boşuna umutlanmama-
lan gereğini anlamışlardı. Bugün özellıkle medya-
da, AKP iktidarına hâlâ destek olanlar, gasp etmiş
oldukları kamu çıkarlannın hesabını vermenin kor-
kusu içinde olanlardır. (Burada özenle belirtmem
gereken bir nokta da, bu iktidarın başarılarına
"üzülecek olanlar" arasında olmamamdır. Bazı ar-
kadaşlanm, AKP'nin her şeyine karşı olmayı, Ata-
türkçülük gereği sayıyorlar ki, ben öyle düşünmü-
yorum.)
Türkiye'de Kemalist ilkeleri benimsemedıği açık
olan bir partiye ıktıdar yolunu açanlardan bir bölü-.
mü, maalesef kendini laik ve Atatürkçü olarak ta-
nımlayanlar olmuştur. Bundan bir süre önce Sayın
Ersin Salman, Radikal gazetesinde, "Laik Dostlar-
la Hasbıhal" başlıklı kısa bir yazı yayımladı. Genel
olarak katılrnam mümkün olmayan bu yazı, şöyle
noktalanıyordu: "...Lütfen içtenlikle düşünün ve bir
karar verin: Siz -ve bu devletiniz- sahiden 'laik' mi-
siniz, yoksa 'otoriter, totaliter, tutucu, muhafazakâr,
dediğim dedik, ceberruf ve hatta 'gericı, dinci' gibi
sıfatlara daha mı uygun bir konumdasınız?
Sevgili 'laik' dostlarım..."
Sayın Salman'ın yazısına tümüyle katılmam, el-
bette mümkün değil. Fakat kendini Atatürkçü "sa-
yan" ya da "sanan" ya da "yutturan" kimilerine ba-
kınca; "özgür düşünceyi" gelecek nesillere tek mi-
ras olarak bırakan Atatürk'le, bunlar arasında pek
bir yakınlık göremiyonjm. Bunlara daha çok, "oto-
riter", "totaliter", "tutucu", "dediğim dedikçi" vb.
sıfatlann yakıştığını düşünüyorum.
• * •
Belki kimi okurlarım abartılı bir yaklaşım olarak
görecekler ama, bence günümüz AKP iktidan, Sa-
yın Recep Tayyip ve arkadaşlarının politik başan-
larının bir sonucu değil; sözde Atatürkçü, fakat as-
lında yan faşist ve oportünist 12 Eylül yönetiminin
uyguladığı politikalann bir sonucudur.
O dönemleri yaşamayan gençlerimiz bilmiyorlar.
Toplumsal konularda çalışan genç akademisyenler
bile, eğer doğrudan bu konuda çalışmıyorlarsa,
büyük hatalar yapıyorlar. Bizım kuşaktan olanlar
ise, unutmaya başladı. (Zaten bir kısmı, hıç anım-
samak istemiyor.)
1983 Genel Milletvekili Seçimleri öncesinde; Bü-
yük Türkiye Partisi, SODEP, Refah gibi partilerin
seçimlere girmesi engellenirken iktıdar altın bir tep-
si içinde Turgut Özal'ın ANAP'ına verilmiştı. Öyle
bir yasal düzenleme yapmışlardı ki; gerekli kurucu
sayısını tutturamayan partiler, seçime giremeye-
cekti. Ve inanılmaz isimler veto edilerek salt 3 parti-
nin seçimlere gırmesı "tezgâhı" işletildi. (Veto edi-
lenler arasında, Ismet Paşa'nın yaven de vardı.)
O günlerde Kenan Evren, "Çok partiye ne ge-
rek var" diyordu. "Işte size tertemiz ve geçmişin
izlerini taşımayan üç parti..." Toplumsal bilimlerden
haberi olmayan biri, işte böyle konuşur...
Bu seçimde iktidar, Sayın Sunalp'in kurucusu
olduğu MDP'ye verilecek gibi görünüyordu. Fakat
bir başka "tezgâh" daha vardı. Seçimlere girmesi-
ne izin verilen üç partinin, adaylan da bu "her şeyi
bilen" büyükleıf) tarafından onaylanacaktı. Be^e-
nilmeyen isimler, hiçbir gerekçe gösterilmeden ve-
to edilecekti. Ve bu veto yetkisi öyle kullanıldı ki;
MDP'nin en önemli ve "lokomotif olabilecek 50-
60 adayı veto edilirken ANAP'ın hiçbir önemli ismi
veto edilmedi. Ve "her şeyi bilen" MGK, Turgut
özal'ın, tankat üyesi (Nakşibendi) olduğunu bilmi-
yordu. Allah'ın işine bakın...
Seçimlerden önce ve sonra, hâlâ ahlaksızca sür-
dürülen yalanlann aksine, ekonomi gitgide kötüledi
ve yoksulluk arttı. Daha önceleri "yokluk" vardı.
Şımdi, yokluk söz konusu değildi. Parasını ödedik-
ten sonra, her türlü "mal ve hizmeti" satın alabili-
yordun. Fakat para nerede?.. Gelirler arasında
uçurumlar ortaya çıkarken yapılan her hata, şeriat-
çı zihniyet hanesine puan olarak yazılıyordu.
12 Eylül ekonomik politikalannın nasıl yaJanlarla
savunulmaya çabalandığını bu sütunda, daha ön-
celeri de yazdım. Fakat bir sonrakı yazımı buna
ayıracağım.
Ve ekonomik politikada hatalar bir yana, bugün
AKP'den çok rahatsız görünen 12 Eylülcüler; üni-
versitenin tüm kapılannı, "imam hatipliler"e açtılar.
Aynca YÖK'le birlikte öyle bir yönetici kadro kurul-
du ki; bir süre sonra, kendileri de ürktüler. O dö-
nemde, rektör ya da dekan olabilmenin temel ko-
şullanndan biri (genellikle) faşist ya da şeriatçı ol-
maktı.
Gene aynı dönemde, tüm ortaöğretıme zorunlu
"din ve ahlak bilgisi" dersı konularak ıstısnasız tüm
eğitim kurumlarına birer "llahiyatçı" sokuldu. Bu
sayı kimi okullarda, dördü buluyordu. Bu ders daha
önce de vardı. Fakat zorunlu değildi. ömeğin Alevi
bir vatandaş, çocuğunun Sünni-Hanefı bakışlı bir
din bilgisi almasını istemeyebılirdi. Fakat Kenan
Evren, "Herkes zaten çocuğunu gönderiyor..." dı-
yordu. Işte bu da onun mantığıydı...
Alevler bir eve sıcradı
Ormanyangınını
yağmursöndürdü
tstanbul Haber Ser-
visi - Beykoz'a bağlı
Poyrazköy'de orman-
lık alanda yangın çık-
tı. 25 hektarhk alanda
etkili olan yangın, böl-
gede başlayan sağanak
yağış sayesinde kont-
rol altına alındı. Bir e\e
sıçrayan yanguı mad-
di zarara neden oldu.
Poyrazköy'de dün ak-
şam saatlerinde belirle-
nemeyen bir nedenle
çıkan yangına Beykoz,
Kavacık, Ümraniye.
Çengelköy ve Kartal'a
bağlı itfaiye ekipleri ve
Orman Bölge Müdür-
lüğü'ne ait araçlarla
müdahale edildi. Istan-
bul Büyükşehir Bele-
diyesi itfaiye Daire
^Başkanı Sabıj Yalın,
yangının şiddetli rüz-
gânn da etkisiyle bü-
yüdüğünü açıkladı. 25
hektarlık alanda etkili
olan yangının söndü-
rülmesi için "yangın
söndürmeuçakian" da
kullanıldığını açıkla-
yan Yalın, uçakların,
havanın karamasıyla
birlikte müdahaleye son
vermek zorunda kal-
dıklanm belirtti.
Yangının 2 noktada
kontrol altına alındığı
sırada ekiplerin yardı-
mına sağanak yağış ye-
tişti. Yağmur sayesinde
kontrol alnna alınabilen
yangında, alevlerin
Poyrazköy'deki bir eve
sıçradığı ve evin kıs-
men zarar gördüğü öğ-
renildi. . ft